Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 29 OCAK 2010 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Ne Feraset Ama!
Tayyip Erdoğan’ın kendi baskıcı rejimini
oturtma yolunda mesafe aldığı gerçeğini görenler,
her geçen gün artıyor.
Üniversiteyi, yargıyı, medyayı denetim altına
almak için her yolu deneyen AKP lideri,
yaptıklarının ortaya çıkmasından da rahatsız.
Tayyip Bey’in, kendisine yöneltilen eleştiriler
karşısındaki öfkesini anlamak kimilerine güç
geliyor.
Demokrasi kültüründen zerrece nasibini almış
olan bir kişinin, bu eleştirilerin özünü anlamaması
gerçekten çok güçtür.
Ama Tayyip Bey için bunu söylemek ne
derecede mümkün, kestirmek mümkün değil.
Çünkü Tayyip Bey’in demokrasi kültürü sığdır
ve çağdışı kalmıştır.
Doğrusu kendisi bu konudaki tek örnek olarak
görülemez. Hatta diyebiliriz ki, o Türkiye sağının
ortak zihniyet sakatlığı ile maluldür.
Gerçekten de, sandıkta yarışa girenler içinde en
yüksek oyu alanının, her şeye hakkı olduğunu
düşünmek, demokrasinin dengeler mekanizmasını
görmezden gelmek, çoğulculuğu değil içine
sindirmek bir türlü anlamayı bile başaramamak,
Türk sağının ortak niteliğidir. Bu hastalıkla
Menderes de maluldü, çok sivil sanılan ama
aslında otoriter çözümleri savunan Özal da...
Tayyip Bey’e,“Bunlar Menderes’i ve Özal’ı da
aynı şekilde eleştiriyorlardı” dedirten neden bu.
Menderes ve Özal’a da aynı eleştirilerin
yöneltilmesinin nedeni aynı davranış biçimleri
içinde olmalarıdır.
Tayyip Bey ise kendisine yöneltilen eleştirileri
göğüslemeye çalışırken, “tek parti” tanımlamasının
en çok CHP’ye uyduğunu söylüyor.
Bravo! Ne feraset ama!
Fransızların hayali bir tip olan Monsieur de La
Palisse’i vardır. Bilinen şeyleri söylemeyi feraset
addeder; mesela “Yağmur yağdığında gökten su
damlacıkları düşer” der.
Sayın Başbakan da onu çağrıştırıyor, tek parti
deyiminin en çok CHP’ye yakıştığını söylerken.
Tabii ki, 1925 ile 1945 arası demokrasiyle
uzaktan yakından ilgisi olmayan bir tek parti
dönemiydi.
İçişleri Bakanı CHP’nin genel sekreteri, valiler
de il başkanı idiler. Basın tepeden tırnağa denetim
altındaydı; hele savaş yıllarında hangi haberin nasıl
verileceği bile devlet tarafından belirlenirdi.
Kısacası otoriter bir rejimdi söz konusu olan ve
kimse bunun aksini iddia edemezdi.
Atatürk’ün ölümüyle birlikte “Ebedi Şef”in yerini
“Milli Şef” almıştı.
Doğrusu, kâğıt üzerinde parlamenter olan rejim,
aslında başkancı bir sistemdi. Çünkü hem Atatürk
hem de İnönü dönemlerinde, hükümetler
parlamentoya değil, kendilerini istediğinde seçip,
istediğinde azleden “Şef”lere karşı sorumluydu.
1945’e kadar olan dönemin tek parti dönemi
olduğunu izan sahibi kimse yadsıyamaz.
Yine izan sahibi hiç kimse yadsıyamaz ki, tek
parti dönemi, hiçbir bunalım, hiçbir darbe
olmadan rejimin kendi işleyişi içinde, kansız
çekişmesiz, kendi tersine, yani çok partililiğe
dönüşmüş ve Cumhuriyetin ilanının 27. yılında
iktidar özgür bir seçimle el değiştirmiştir.
Bu büyük dönüşümde, Cumhuriyetin
kurucularından, CHP’nin o zamanki lideri,
Cumhurbaşkanı ve “Milli Şef” İnönü’nün samimi
çabaları konusunda olduğu kadar, dönemin
özellikleri ve olayları hakkında bilgi sahibi olmak
isteyenler, Altan Öymen’in “Değişim Yılları”
kitabını okuyabilirler.
Demokrasi değişimin önündeki engelleri kaldırıp
açan bir rejim ise, değişime elverişlilik
demokrasinin ölçütlerinden biriyse, bu yönüyle tek
parti rejimi Cumhuriyetin en başarılı dönemidir;
topla tüfekle tehdit edilmeden, kendi öngörüsü ve
rızasıyla çok partili yönetimin önünü açtığı için.
Keşke tek partiden sonra gelen dönemler de,
onun kadar değişime açık olabilseler, rejimin
önündeki engelleri kaldırmakta başarı
gösterebilselerdi.
Konuyu irdelemeyi yarın da sürdüreceğim.
Hazõrlanan yasa önerisi kamu kurumlarõnõn denetiminin Sayõştay tarafõndan yapõlmasõnõ öngörüyor
TSK’ye Sayõştay denetimi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - AKP, Türk Silahlõ Kuvvetle-
ri’nin (TSK) Sayõştay tarafõndan de-
netlenmesi için yasa önerisi hazõr-
ladõ. Sayõştay Yasasõ’nõn tamamen
değiştirilmesini öngören öneri, TSK
de dahil olmak üzere tüm kamu ku-
rum ve kuruluşlarõnõn hukuki, ma-
li ve performans denetiminin Sa-
yõştay tarafõndan yapõlmasõnõ ön-
görüyor. AKP Grup Başkanvekili
Nurettin Canikli, TSK’ye alõnan si-
lah, el bombasõ, mermi ve mühim-
matõn alõm ihalesinden nerede kul-
lanõldõğõ ve nereye gittiğine kadar
bütün sürecin Sayõştay’õn deneti-
minde olacağõnõ söyledi.
AKP, Sayõştay Yasasõ’nõ tama-
men değiştirmek için düğmeye bas-
tõ. Sayõştay’õn, bugüne kadar yaptõğõ
hukuki denetimin yanõ sõra mali ve
performans denetimi de yapmasõ ön-
görülüyor. AKP Grup Başkanveki-
li Nurettin Canikli, düzenlemenin
TSK de dahil olmak üzere tüm ka-
mu kurum ve kuruluşlarõnõ kapsa-
yacağõnõ, denetim kapsamõ dõşõnda
tutulan kurum ve kuruluş bulun-
mayacağõnõ bildirdi. Sayõştay Ya-
sasõ ile ilgili çalõşmanõn içinde yer
alan Canikli, Sayõştay’õn bugüne
kadar hukuki denetim yaptõğõnõ be-
lirterek kamunun tüm harcamalarõ-
nõn kanun ve mevzuata uygunlu-
ğunun denetlendiğini anõmsattõ. Ye-
ni düzenlemede bu denetimin aynen
korunduğunu anlatan Canikli, buna
iki yeni denetim mekanizmasõnõn
ekleneceğini belirtti.
‘Şeffaflık ve saydamlık için’
Yeni denetim mekanizmalarõndan
birinin “mali denetim” olduğunu
kaydeden Canikli, bununla, kamu
kurum ve kuruluşlarõnõn her yõl ya-
yõmladõğõ mali tablolarõn ve rapor-
larõn gerçeği yansõtõp yansõtmadõ-
ğõnõn denetleneceğini ve güvenirli-
ğinin test edileceğini söyledi. Ca-
nikli, “Bu denetimle, şeffaflık ve
saydamlık kuralının hayata geç-
mesi sağlanacak” dedi.
Diğer denetim mekanizmasõnõn
performans denetimi olacağõnõ
kaydeden Canikli, tüm kurum ve ku-
ruluşlarõn performansõnõn ölçüle-
ceğini, bu nedenle tüm kamu kurum
ve kuruluşlarõnõn performans kri-
terlerini bütçelerinde açõklayaca-
ğõnõ söyledi. Canikli, performans öl-
çümünün önceden belirlenen kri-
terlere göre yapõlacağõnõ, bu kriter-
lerin, ilgili kurum, DPT ve Maliye
Bakanlõğõ’nõn ortak çalõşmasõyla
belirleneceğini ve bütçede ilan edi-
leceğini söyledi. Canikli, kurumla-
ra verilen bütçenin hedefe ulaşõp
ulaşmadõğõna ve amacõ doğrultu-
sunda kullanõlõp kullanõlmadõğõna
bakõlacağõnõ kaydetti.
AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli, Türk Silahlõ
Kuvvetleri’ne alõnan silah, el bombasõ, mermi ve
mühimmatõn alõm ihalesinden nerede kullanõldõğõna kadar
bütün sürecin Sayõştay’õn denetiminde olacağõnõ söyledi.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Para dolu
çantayı
çaldırdılar
OSMAN ÇUTSAY
FRANKFURT - Merkezi Ber-
lin’de bulunan İslam Cemaati (Isla-
mische Religionsgemeinschaft) Baş-
kanõ Abdurrahim Vural’a ait olan
ve içinde 1.5 milyon Avro bulunan
bir çantanõn sokak ortasõnda gasp
edildiği ileri sürüldü.
Eski Milli Görüş yöneticisi Vu-
ral’õn, pazartesi günü öğleden sonra
bir çalõşanõna içinde 1.5 milyon Avro
bulunan çantayõ verdiği ve bunu De-
utsche Bank’õn bir şubesine yatõrma-
sõnõ istediği, ancak bankanõn kasa bu-
lunmadõğõ gerekçesiyle bu parayõ tes-
lim almadõğõ ileri sürüldü. Berliner
Zeitung’da yayõmlanan habere göre,
Vural’õn yakõnõ olan 64 yaşõndaki
kurye, yanõnda bir yardõmcõsõ olduğu
halde bankadan çõkõp tekrar ‘İslam
Cemaati’ merkezine gelirken dernek
binasõnõn önünde saldõrõya uğradõ.
Kaynağını açıklamadılar
Kuryeyi sersemleten 25 yaşlarõn-
daki saldõrganõn parayla birlikte ka-
yõplara karõştõğõ, gasp olayõna çok
sayõda yayanõn da tanõk olduğu iddia
edildi. Vural ve avukatõ Mehmet
Ayhan, 1.5 milyon Avro’nun kayna-
ğõ ve hangi amaçla kullanõlacağõ ko-
nusunda “polisin soruşturmasını
tehlikeye atmamak için” bir açõkla-
ma yapmayacaklarõnõ belirtti. Milli
Görüş’ün eski yöneticilerinden Vu-
ral, ihbarlarõyla Milli Görüş’ün kay-
nağõ belirsiz gelirlerine dikkat çekmiş
ve yolsuzluk nedeniyle soruşturma
açõlmasõnõ sağlamõştõ. Vural’õn kendi-
si de, Milli Görüş bünyesindeki yol-
suzluklarda sorumluluğu bulunduğu
gerekçesiyle cezaevinde kalmõştõ.
‘İslam Cemaati’ başkanının
1.5 milyon Avrosu gasp edildi
İnsan hakları
için kurum
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Hükümetin açõlõm kapsamõnda orta
vadeli adõmlarõndan biri olarak nite-
lendirilen “Türkiye İnsan Hakları
Kurumu”nun kurulmasõna ilişkin ta-
sarõsõ, Meclis Başkanlõğõ’na sunuldu.
Başbakanlõğa bağlõ 11 kişiden olu-
şan ve Bakanlar Kurulu tarafõndan 4
yõl için seçilecek olan kurum, insan
haklarõ ihlalleriyle ilgili başvurularõ
doğrudan inceleyecek. Bir kişi, ken-
disiyle ilgili ihlal olduğu gerekçesiyle
kuruma doğrudan başvurabilecek.
Kurum, gelen şikâyetlerden gerekli
gördüklerini yargõya taşõyabilecek.
Üniversitelerin insan haklarõ kürsüsü-
ne katkõda bulunacak olan kurumun
özellikleri arasõnda, cezaevlerindeki
ihlal iddialarõyla ilgili olarak komite-
ler oluşturmasõ, kamu kurum ve ku-
ruluşlarõndan bilgi isteyebilmesi an-
cak talimat veremeyecek olmasõ var.
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Terör örgütü lideri Abdullah
Öcalan’õn saçlarõnõn zorla kazõtõldõğõ
iddialarõ üzerine Diyarbakõr’da 2 yõl
önce düzenlenen izinsiz gösteriye ka-
tõlõp, polise taş attõğõ gerekçesiyle, o
dönem 16 yaşõndayken tutuklanan ve
çõkarõldõğõ ilk duruşmada 7.5 yõl hap-
se mahkûm edilen Ferit Gülcü’nün
(18) cezasõ Yargõtay tarafõndan onan-
dõ. Diyarbakõr E tipi Cezaevi’nde 2
yõldõr tutuklu bulanan Gülcü’nün an-
nesi Ayten Gülcü ve babasõ Alaattin
Gülcü, İHD Diyarbakõr Şubesi’nde
basõn toplantõsõ düzenledi. Aile adõna
konuşan Çocuklar İçin Adalet Girişi-
mi aktivisti Arif Akkaya, “Neyin
bedeli olacak bu 7.5 yıl? Cinayet
mi, tecavüz mü, bombalama mı?
Bir taş atmanın bedelidir” dedi.
Tasarı Meclis Başkanlığı’nda
Çocuğa hapis
cezası onandı
Aileden karara tepki
Beklemeye devam
Başbakan’õn TEKEL işçileri konusunda Türk-İş Başkanõ ile yaptõğõ görüşmeden
net sonuç çõkmadõ. Erdoğan, ilgili bakanlarõn çalõşma yapmasõ için talimat verdi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - TEKEL işçilerinin sesine 45
gündür kulak tõkayan Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, son tek-
lifini sunmak üzere Türk-İş’ten
“biraz daha süre” istedi. Erdo-
ğan’õn talimatõ üzerine ilgili bakanlar
hafta sonuna kadar seçenekler üze-
rinde çalõşacak. Bu süre boyunca iş-
çiler soğuk havada beklemeye de-
vam edecek.
Başbakan Erdoğan, eylemlerinin
45. gününde TEKEL işçilerinin ta-
leplerini dinlemek üzere Türk-İş he-
yeti ile bir araya geldi. Başbakanlõk
Resmi Konutu’nda Türk-İş Genel
Başkanõ Mustafa Kumlu, Genel
Sekreter Ergün Atalay ve Genel
Eğitim Sekreteri Nihat Yurda-
kul’u kabul eden Erdoğan, daha
sonra görüşmeye Devlet Bakanõ
Hayati Yazıcı ile Maliye Bakanõ
Mehmet Şimşek’i de çağõrdõ. Bu
sõrada TEKEL işçileri de soğuk
çadõrlarõna yerleştirdikleri küçük
televizyonlarõn başõnda görüşmeden
çõkacak olumlu bir gelişmeyi me-
rakla bekledi. Ancak yaklaşõk 2
saat süren görüşmeden işçilerin so-
ğuk gününü õsõtacak bir sonuç çõk-
madõ. Resmi Konut’tan ayrõlõrken
gazetecilere açõklamalarda bulu-
nan Kumlu, Başbakan’õn yeni bir
çalõşma yapõlmasõ için ilgili ba-
kanlara talimat verdiğini, çalõşma-
nõn sonuçlanmasõnõn ardõndan ken-
dilerini tekrar çağõracağõnõ söyledi.
İki Bakan’a talimat
Kumlu, şöyle konuştu: “Sayın
Başbakan ile 45 gündür bu so-
kaklarda, soğukta, ayazda, kadın-
erkek Türk-İş’in önünde eylem
yapan arkadaşlarımızın sıkıntı-
larını konuştuk. Sayın Başbakan
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile
Devlet Bakanı Hayati Yazıcı’ya
talimat verdi. Onlar da geldi be-
raberce, müzakere ettik. Tabii bir
çalışmayı gerektiriyor. Bu an-
lamda bu hafta sonuna kadar
bu çalışmanın neticesini görünce
Başbakan çağıracak, oturup de-
ğerlendireceğiz.”
Kumlu, gazetecilerin bir sonraki
görüşme için umutlu olup olma-
dõklarõ yönündeki sorularõ üzerine
“Burada umutluyuz, olumlu,
olumsuz gibi ifadeler kullanıp
sonradan bir olumsuzluk olursa
yanlış anlaşılır. Çalışmayı gör-
dükten sonra sizlerle tekrar pay-
laşırız” diye konuştu.
‘Önce sonuç alalım’
Kumlu, bir gazetecinin “Türk-
İş’in önünde dünden bugüne de-
ğişen bir şey olmayacak mı” so-
rusuna da “Neticeyi almadan ora-
daki insanlara bir şey söyleye-
meyiz. Sayın Başbakan’ın onun
için ‘3-5 gün içinde bu işi halledin’
demesinin nedeni de bu” yanõtõnõ
verdi. Kumlu, hükümetin 4-C uy-
gulamasõndan geri adõm atõp at-
madõğõ yönündeki soru üzerine de,
“Arkadaşlarımızın özlük hakla-
rıyla başka kamu kurum ve ku-
ruluşlarına aktarılmaları. Ama bu
bir maliyet gerektiriyor bunların
hesabı yapılacak. Bununla ilgili
yorum yapmak yanlış olur” dedi.
Kumlu, görüşmenin ardõndan
Türk-İş Genel Merkezi’ne gelerek,
binanõn balkonundan işçilere hi-
taben konuşma yaptõ. Türk-İş ola-
rak her şeyleriyle işçilerin ya-
nõnda olduklarõnõ ifade eden Kum-
lu, “Zaman zaman, ‘Kumlu is-
tifa’ denilmesine rağmen, hiç ya-
dırgamadım. Bu bizim görevi-
miz” dedi. Erdoğan’la yaklaşõk iki
saat görüştüklerini belirten Kum-
lu, Erdoğan’õn Şimşek ve Yazõ-
cõ’ya “Pazartesiye kadar benim
önüme çalışmalarınızı getirin.
Sonra Türk-İş yöneticileriyle
bir araya gelelim” talimatõnõ
verdiğini söyledi. Kumlu, pazar-
tesiye kadar Şimşek ve Yazõ-
cõ’nõn çalõşacağõnõ söyleyerek,
“Sayın Başbakanımızın önüne
getirecekler. Sonra bizi çağı-
racak, oturup görüşeceğiz. İn-
şallah sağ selamet sizi evinize
göndermeye çalışacağız” dedi.
Kumlu’nun görüşmenin ardõn-
dan yaptõğõ
açõklamayõ tel-
evizyondan takip
eden işçiler, hü-
kümet aleyhine
slogan attõ. İşçi-
lerden bir kõsmõ
açõklamayõ tatmin
edici bulmazken,
bir kõsmõ ise
görüşmenin
“sorunun çö-
zümü için
bir umut ışı-
ğı olduğu-
nu” belirtti.
‘AKP istihbaratõ oluşturuluyor’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Genel Kurulu’nda “AKP’nin kendi derin
devletini oluşturacağı” yönünde eleştiriler
yöneltilen “Kamu Düzeni ve Güvenliği
Müsteşarlığı” kurulmasõna ilişkin tasarõnõn
görüşmelerinde “dikta” ve karargâh” tartõş-
malarõ yaşandõ.
Genel Kurul’da hükümetin terörle mücade-
lede “koordinasyon” görevi üstleneceği id-
diasõyla getirdiği tasarõnõn görüşmelerine baş-
landõ. Tasarõ üzerinde CHP grubu adõna söz
alan Atilla Kart, AKP’nin özellikle Jandarma
ve Genelkurmay istihbaratõna egemen olmak
amacõyla böyle bir müsteşarlõk örgütlenmesine
gittiğini söyledi. Kart, “Yeni istihbarat dü-
zenlemesi ile sayıları 10-15 arasında olduğu
belirtilen özel mobil dinleme araçları kont-
rol altına alınacak mı? Bu araçların kim,
hangi kurum tarafından kullanıldığı ortaya
çıkacak mı? Yoksa bu müsteşarlık bünyesi-
ne alınacak mıdır?” sorularõnõ yöneltti.
‘Ülke ölçeğine yaygınlaştırılıyor’
Kart, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu düzen-
leme kirli ve karanlık ilişkileri kurumsal
hale dönüştüreceği gibi yabancı istihdamıy-
la da, okyanus ötesi esrarengiz ilişkilerin
kurumsal hale getirilmesinin önünü aça-
caktır. Tasarının 18. maddesinde İçişleri
Bakanlığı’na taşrada 81 ilde gerek duyul-
ması halinde ‘il sosyal ve etüd proje müdür-
lüğü’ kurulması öngörülüyor. Bunun anla-
mı F tipi yapılanmanın ve AKP istihbaratı-
nın ülke ölçeğine yaygınlaştırılmasıdır.”
Başbakan Tayyip Erdoğan’õn başlangõçta
“yolsuzluklarla mücadele” gerekçesiyle
2003 yõlõnda “operasyonel yeteneği olan,
Meclis’e yürüme mesafesindeki bir mekân-
da çalışmalarını yürüten” özel bir karargâh
kurduğunu, bunu da gazeteci Yavuz Donat’õn
bir yazõsõyla duyurduğunu belirten Kart, bu-
gün bu özel birimin “illegal bir yapıya” dön-
üştüğünü ileri sürdü. Ancak “dikta yönetim-
lerinde” bu tür yapõlanmalar olacağõnõ belir-
ten Kart, “Hitler de, Mussolini de bu yapı-
lanmalara gitmiştir” dedi. Kart, AKP’nin bu
yapõlanma ile “ikinci MGK oluşturduğunu”
vurguladõ. Kart’õn “Başbakan’ın karargâh
oluşturduğu” eleştirilerine de yanõt veren İç-
işleri Bakanõ Beşir Atalay, “AK Parti kirli
ilişkilerin hepsini açığa çıkarıyor” dedi.
Soysal suç duyurusunu geri çekti
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TE-
KEL işçilerinin Abdi İpekçi Parkõ’ndaki ey-
lemi sõrasõnda polisin biber gazlõ müdahale-
sine maruz kalan CHP İstanbul Milletvekili
Çetin Soysal, Ankara Valisi Kemal Önal,
Emniyet Müdürü Orhan Özdemir ve biber
gazõ sõkan polis hakkõndaki suç duyurusunu
geri çekti. Soysal’õn avukatlarõ, soruşturma-
yõ yürüten Ankara Cumhuriyet Başsavcõlõ-
ğõ’na gönderdikleri dilekçeyle şikâyetlerini
geri aldõklarõnõ bildirdi.
MHP’den Erdoğan’a tepki
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - MHP
Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan
Tayyip Erdoğan’õn valilerle yaptõğõ toplantõda,
valilere “açõlõma destek” talimatõ vermesine
“Valileri kendi partisinin ajanõ gibi kullanmak
istiyor” diyerek tepki gösterdi. Erdoğan’õn va-
lilere, “yasa masa tanõmayacaksõn” dediğini
belirten Vural, bu tavrõn, valileri “siyasileştir-
mek” anlamõna geldiğini söyledi. Vural, Anka-
ra Anakent Belediye Başkanõ Melih Gökçek’in
150 kişilik ekiple Strasbourg’a gittiğine dikkat
çekerek, “Bir elleri yağda bir elleri balda. Bu
özel uçağõn parasõnõ kim ödedi” diye sordu.
‘2009 medya için iyi değildi’
İstanbul Haber Servisi - Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti (TGC) Burhan Felek Konferans Sa-
lonu’nda TGC ve Konrad Adenauer Stiftung
işbirliğinde düzenlenen, “Basõn Sektöründe
2009’dan Kalanlar” konulu panelin açõlõşõnda
konuşan TGC Başkanõ Orhan Erinç, 2009’un
medya açõsõndan hiç de iyi bir yõl olmadõğõnõ
söyledi. Erinç, Milliyet Gazetesi Genel Yayõn
Yönetmeni ve Başyazarõ Abdi İpekçi’yi, ölüm
yõldönümünde Zincirlikuyu Mezarlõğõ’ndaki
kabri başõnda törenle anacaklarõnõ bildirdi.
İŞÇİLERE DESTEK YAĞIYOR - TEKEL
işçilerine tüm yurttan yardım yağıyor. Gelen yar-
dımlar, Türk-İş binasında ayrıştırılarak ihtiyacı
olan işçilere verilmek üzere depolanıyor. İzmir Ko-
nak Belediye Başkanı CHP’li Dr. Hakan Tartan ve
belediye çalışanları da kaban, bot, çay, şeker ve
kahveden oluşan kolileri Ankara’ya gönderdi.
Adana’daki eczanelerden sağlanan ilaçlar da sağ-
lık durumları giderek kötüleşen işçilere gönderildi.
KAMU DÜZENİ VE GÜVENLİĞİ MÜSTEŞARLIĞI KURULMASINA İLİŞKİN TASARI GENEL KURUL’DA
Kumlu, eylemdeki TEKEL iş-
çilerine Başbakan’la yaptığı
görüşmeye ilişkin bilgi verdi.
Fotoğraflar:AA