18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OO Fen Fakültesi'nde hadise 22 ve 23 Kanunievvel (Aralık) 1930 tarihli Cumhuriyetgazeteleri, Fen Fakültesi'nde aynı dersi veren Ali Vehbi Bey ile M. Hovasse arasındaki dargınlıktan kaynaklanan bir olayı, birinci sayfaların- dan Verdİ. Osman Bahadir [email protected] -~) O Kanunievvel 1930 tarihli 4*-J Cumhuriyet gazetesi, bu olayı "Fen Fakültesi'ndeki hadisenin mahi- yeti" başlığı altında şu şekilde veriyor: "Dün Fen Fakültesi'nde Hayvanat müderrisi M. Hovas ile müderris Ali Vehbi Bey'in muavini Adem Nezihi Bey arasında bir hadise zuhur ettiğini ve Adem Nezihi Bey'in ders vermek üze- re sınıfa girdiği sırada M. Hovas'm da ay- nı sınıfa girerek ders vennek istediğini yazmıştık. İki muallim arasında talebe muvacehesinde (karşısmda) nahoş ba- zı cümleler teatisine sebep olan bu ha- dise, müderris Ali Vehbi Bey ile M. Hovas'm öteden beri aralannm açık ol- masından ileri gelmiştir. Ali Vehbi Bey bu hadise hakkında bize şu izahatı vermiştir: "M. Hovas Darülfünun'a müderris edildi. Ve aynı zamanda Hayvanat lstasyonu tesisi için tahsisat da verilmiş olduğundan M. Hovas'ı "angarya ad- dettiğt" bu vazifeden alarak asıl vazife- sine iadeye karar verdim. Bu sebeple muavinim Adem Nezihi Bey'e M. Hovas'm yerine derse girme- sini söyledim. Adem Nezihi Bey derse girmiş, fakat ardından M. Hovas da ders vermek üzere sınıfa girdiğinde aralarında bazı sözler geçmiştir. Vakanın esası bundan ibarettir. M. Hovas'ın elinden alınan ders esasen kendisine ait değil- di. Evvelce bunun angarya olduğunu id- dia ettiği halde, bilahare Darülfünun'daki mevkiinin sarsılacağı- nı nazar-ı dikkate alarak bu dersi terk et- mek istememiştir. Hadisenin esası bun- dan ibarettir." Adem Nezihi Bey, Ali Vehbi Bey'den aldığı emir üzerine derse girmiş ve takrire baş- lamıştır. Bu sırada M. Hovas da derse girmişse de, Adem Nezihi Bey vazi- yeti nazikane bir lisanla kendisine bildirmiştir. Fakat M. Hovas eliyle işa- ret ederek sınıfı terk etme- sini söylemiştir. Bu işaret- Ali Vehbi (Türküstün) Bey Raymond Hovasse (1895- l e r d e n i s t i s k a l < k o v u l m a ) (1877-1937) 1965'tensonra) manasmı çıkaran ve talebe muvacehesinde tahkir edil- meyi bir izzetinefis meselesi addeden Adem Nezihi Bey sınıfı terk etmemiş- tir. Bu suretle münakaşa büyümüş ve gü- rültülü bir şekil almıştır. Bunun üzeri- ne talebe sınıfı terk etmişlerdir. Fen Fakültesi reisi Mustafa Bey dün bu hususta hangi tarafm haklı olduğu- nun henüz tebeyyün etmediğini (anla- şılmadığını) söylemiştir. Darülfünun'un en kıymetli ecnebi müderrislerinden olan Fen Fakültesi arziyat (jeoloji) müderrisi Mösyö Chaput de dün derse gelmiş, fakat dersaneyi boş bulmuştur. Talebenin, cemiyet heyeti idare intihabı (seçimi) için içtimaa (toplantıya) gitmiş olduklarından bi- haber (habersiz) bulunan Mösyö Chaput, Mösyö Hovasse hadisesini bil- diği için talebenin kendisine de nüma- yiş yapmak maksadıyla derse gelmedik- lerini zannederek müteessir olmuştur. Fakat müderrise, talebenin kongreye git- miş oldukları izah olunmak suretiyle te- essürü izale edilmiştir (giderilmiştir). O sıfatıyla değil, Hayvanat lstasyonu mü- dürü sıfatıyla dahil olmuştur. M. Hovas, ilm-i hayvanat (zooloji) kürsüsüne mer- but (bağlı) olarak bu istasyondaki ta- harriyatı (araştırmalan) hakkında tale- beye konferanslar vermekle iktifa ede- cekti (yetinecekti). Fakat istasyonun tesisi için tahsisat verilmediğinden bu işle meşgul olmak üzere 600 lira aylıkla celbedilen M. Hovas işsiz kaldı. Bu hal Darülfiinun'da garip bir vaziyet tevlit etti (doğurdu). Mütehassıs celbedilmiş, fakat onun meşgul olması lazım gelen ihtisas şube- si teşkil edilmemişti. M. Hovas boş durmaktansa bizden ders istedi. Ben de kendisine ilm-i hayvanat dersinin ame- li (uygulamalı) kısmını verdim. Müderrisin Meclisi de kendisine mü- derris unvanmı verdi. Ben ilm-i hay- vanatın nazari kısmını tedrise devam et- tim. M. Hovas bundan memnun olma- dı. Kendisine verilen vazifeyi angarya te- lakki ettiğini her vesileyle tekrar etti. Sonra bir gün şahsıma ait olan bir mikroskobu, benden müsaade almaksı- zın laboratuara da götürdüğunden bun- dan aramız açıldı. Geçenlerde Adem Nezihi Bey, ilm- i hayvanat müderris muavinliğine tayin Dün M. Hovas ve Adem Nezihi Bey'e ve hadisede hazır bulunan talebeye hadisenin cereyan sureti hakkında ba- zı sualler sorulmuştur. Yapılacak tahki- katın neticesi Darülfünun Divanı'na bil- dirilecektir. Nükleer Gücün Gelişimi TVRKIH BtÜMUSR AKADHMİÜJ NAMIK K. AHAS Namık Aras Prof. Dr. Namık Aras'ın, T ü r k i y e B i 1 i m l e r Akademisi'nde verdiği aynı başlıklı konfe- rans, kurumun A k a d e m i Forumu dizisin- de 56. kitap ola- rak yayımlandı. Akademi'nin şeref üyesi olan ve İstanbul konferanslarmı yürüten Aras, bu kitapçıkta, nükleer gücün geliştirilmesinden önceki du- rumu, Fermi ve Nobel Üdülünü, Otto Hahn ve Fritz Strassman'ı, Manhattan Projesi'nin doğuşunu ve gelişmesini, Hanford laboratuvannı ve plütonyumu, Los Alamos Laloratuvarını anlatıyor. Fizik bi- lim tarihçesinin çok önemli bir zaman ke- sitinde, ilginçbirdolaşım... TUBA'dan ve- ya Istanbul'daki ofisinden istenebilir. Tıbbın Gizemli Tarihi Hayy Kitap, Prof. Dr. Zeki Tez Bilim tarihi konusundaki araştırmalarıyla tanınan Prof. Dr. Zeki Tez, bu kez buluşlarla haya- tımızı kökten de- ğiştiren tıbbın tarihini yazıyor. Tez, daha önce de Bilimde ve Sanayide Kimya Tarihi, Bilim ve Teknikte Ortaçağ Müslümanları, Matematiğin Kültürel Tarihi, Otomatlar- Mekanik Oyuncaklar Tarihi, Fiziğin Kültürel Tarihi, Biyolojinin Kültürel Tarihi, Kâğıt ve Mathaanm Kültürel Tarihi, Mitolojinin Kültürel Tarihi, Tekstil ve Giyim Kuşamm Kültürel Tarihi, Astronomi ve Coğrafyanın Kültürel Tarihi, Gündelik Yaşam ve Eğlencenin Kültürel Tarihi gibi kitaplar yayımlamıştı.. Tez, tıbba değişik bir pencereden ba- kıyor. İlkel tıbbın yılanından Mısır'da mumyalanan cesetlere, eski Çin ve Hint tıbbından antik Yunan'a, oradan İslam ve Osmanlı tıbbına, tarihin tüm 'şifa verici- ler" ve ilginç pek çok olay, Tez'in bu yeni kitabında... Özgür Yazılım, Özgür Toplum Richard M. Stallman'ın Seçme Yazılan. TMMOB Elektrik Mühendileri Odası ya- yını. Sunuş'tan: Birçok farklı ortamda su- nulmuş makale ve konferans tartışmala- rından oluşan bu derlemede, yazılımın nasıl oluşturulduğu, hangi fikri mülkiyet araçlarına sahip olduğu ve yazılım toplu- luğunun gerçekte neyi temsil ettiği üzeri- ne taıtışmalan, öz- gür yazılım felse- fesi ve ortaya çıkı- şı, yazılım sahipli- ği, özgür yazılım aawt.nwo.owww ve açık kaynak ya- zılım karşılaştır- ması, telif hakları, copyleft ve pa- tentler hakkında bilgi ve tartışma- ları, Genel Kamıı Lisansları'nın son sürümlerini ve özgür yazılımı anlayabilmek için gerekli birçok tanım, taıtışma ve hi- kâyeyi bulacaksınız. Yazılım alanının bir oyun alanı ve paylaştıklarının oyuncak olmamasına rağ- men, üretimlerini "benim" değil "bizim" di- yerek tüm toplumla paylaşmakla yetin- meyip, bu felsefeyi bütün bir yazılım alanı için etkin kılarak tüm insanlığın faydası- na olacak şekilde bu alanı değiştirtne ce- saretine ve azmine sahip olan Richard Stallman'ın ve özgür yazılım topluluğunun hikayesini ve fikirlerini büyük bir keyifle okuyacağınızı umuyoruz. Özgür yazılım, özel mülk yazılım, Linux-GNU/Linux, açık kaynak, copyleft, fikri mülkiyet, patentler ve telif hakları tar- tışmalarını, toplumumuzda daha fazla ki- şi için bilinir kılması, egemen kültür tara- fından belirlenen ve tartışılmaz, alternatifsiz olarak sunulan yazılım üretim, geliştirme, dağıtma ve paylaşma biçimleri ve anlayı- şı üzerinde zihin açıcı olması, "özgür yazı- lım" kavramındaki "özgür" vurgusunun daha da öne çıkması ve tabii ki Özgür Yazılım Hareketi'nin gelişimine bir katkı sağlaması amacıyla bu kitap basıldı Fuat Aziz Göksel Kitabı Bema Arda Nihal Arda Prof. Dr. Fuat GökseFin ya- şamını yazmaya baş- ladıktan sonra üstadın ölümüyle yarım ka- lan söyleşiyi meslek- taşları, dostları ve öğ- rencilerini de katarak yeniden yazıyor. Çocukluk dönemini kendisini anlattığı kitapta 1920'lerde yaşanmış bir çocukluğa, o dönemin Ankarası'na, Kurtuluş savaşı'na ve 1930'lara kadar ülkenin sosyal tarihine ilişkin anlatılar bulacaksınız. Bu anlatılarda dönemin eğlence alışkanlıklan, giyim tarz- lan, atların nasıl terbiye edildiği gibi bil- giler, ilk havacılarımızdan Hürkuş kardeş- ler de var. Kitabın ikinci bölümünde Fuat Göksel'i tanımış olanların anılarıyla söylemek is- tedikleri yer alıyor. Diğer bölüm ise kita- bın görsel tarafını oluşturuyor. İsteme ad- resi: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi YayınlarıTel: 0(312) 213 ı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle