18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Kültür İngilizler-Türkler Celal Şengör, Cape Tovvn'da yayımlanan Afrika sömürge tarihine ilişkin güzel bir kitaptan, mis- yonerlik etkinliği sırasında kölelikle savaşan iinlü Ingiliz kâşifi David Livingstone'un (1813-1873) Amerika, Ingiltere ve Osmanlı devletlerinin isterlerse bunu engelleyeceklerine ilişkin sözlerini nakletti. Bu özellikle Mısırlı Arapların hâlâ köle ticareti yaptığına işaret ediyor olmalı. Bu bana Piri Reis'in haritası ile 16. yüzyılda Seydi Ali Reis'in macerası dışında Osmanlıların başka iklim ve dünyaları tanımak konusunda hiçbir etkinlikleri olmadığını anımsattı. Doğan Kuban Ç oculcken babamın eve getirdiği bütün gezi ve ma- cera kıtaplarını okurken bir Türk'ün de bu öy- külerin kahramanı olmasını dilerdim. Kongo'da, Borneo'da, kutuplarda hiç Tiirk kâşifi yoktu. Sonradan lslam tarihi okurken Arap coğrafyacıların ya- nında hiçTürk coğrafyacı görmedim. Oysa Harezm'li bü- yük polimat El- Biruni'nin (973-1052) Gaznelilerin hiz- metinde çalışırken yazdığı 'Tahkiki ma li'1-Hind', Hint kültürü üzerinde yazılan en kapsamlı Hint kökenli olmayan yapıttı. Bizim neredeyse tek coğrafyacımız Osmanlı topraklarını anlatan ünlü seyahatnamesiyle ilgili Evliya Çelebi'dir. Halkın anlaya- O Ingiltere'de Lordlar Kamarası veTiirkiye Biiyiik Millet Meclisi'nden bir oturum. cağı dille yazılan bir baskısı da olmadığı için, bugünün Türkleri Evliya'nın adından başka bir şey bilmiyorlar. Bizim toplum hem bugünkü dünyanm cahili, hem de kendi ta- rihinin. Tehlikeli bir bilgisizlik. Dünya keşifler tarihinde Türkler yok. Mısır'a, Arabistan'a onca zaman egemen olan imparatorlukta bir coğrafyacı Afnka'ya ayağını uzatmamış. Harem'e Habeş ağalar getiren köle tacirlerine katılan bir meraklı çıkmamış. lpek yolunun on altıncı yüzyıla kadar süren tarihinde bir kervana katılıp (örneğin Venedik'ten gelen Marco Polo gibi) Çin'den haber getiren bir Türk tüccarın anıları da yok. Adamlar Avrupa'daıi gelip Iran üzerine (örneğin Pietro della Valle gibi) kitaplar yazmışlar. 17. yüzyılda bir Türk'ün Iran gezisini okudunuz mu? Biz Osmanlı Türkiyesi'ni yerli yazarlardan mt öğreniyoruz, yabancı ya- zarlardan mı ? Hammer'den önce tam bir Osmanlı tarihi yazan Osmanlı tarihçisi biliyor musunuz? Biz Avrupa'yı işgal edip onu öğrenmeye 18. yüzyılda başlamışız. Viyana'dan sonra okyanus. Her şeye 300 yıl geriden baş- lamak bir sırlı mekanizma olmalı. Bu can sıkıcı olgulan düşünürken, konuya Livingstone ile girdiğim için aklıma İngilizlerle Türkleri karşılaştır- manın boyutlarını irdelemek geldi. TÜRKLER VE ÎNGİLİZLER Britanya adalannın -3000'e çıkan tarihi içinde ilk halk- lar, ve Keltler üzerine bugünkü Ingilizleri oluşturan halk Dan'ların egemen olduğu Viking'ler ve Kuzey Almanya'dan gelen Germenler. Bu akınlar +500'de aşa- ğı yukarı tamamlanmış. Ortaçağın başında (1066) gelen Normanlar bu altyapıya aristokratik bir cila ve daha kla- sik bir kültür katmanı getirmişler. Göçer Türkler de +700'den başlayarak Orta Asya ve İran kültür ortamına ve İslam dini etkisi ortamına girmeye başlamışlar. Anadolu'ya 11. yüzyıldan başlayarak 300 yıl- da yerleşmişler. Bu başlangıçlarda üç büyük fark var. Britanya adala- nnın arkasında Anadolu'nun Hitit, Yunan, Pers, Helenistik, Roma geçmişi yok. Roma'yı pek az biliyorlar. Fakat İngiliz kültürü, Yunan-Roma kültür mirasına sahip çıkmış. Tabgaç Türkleri Kuzey Çin'i fethederek Wei hane- danını (386-534) kurdukları zaman, Germenler ve Vikingler hâlâ lngikere'ye göç ediyorlardı. Ve bu sütun- lar da bir kez daha yazdığım gi- bi, 1070'teKutadguBilikyazıl- dığı zaman İngilizce diye bir dil henüz oluşmamıştı. Fakat Anadolu'ya gelen Türklerin bu ülkede geliştirdikleri kültürün Anadolu'nun geliştirdiği Yunan, Helenistik ve Roma kültürleriyle hiç ilişkisi olmadı. Islamın 9-12 yüzyıllar arasında antik kültürün verileri üzerine kurduğu büyük ortaçağ düşüncesinin felsefe ve bilim alanında ürettikleri de Osmanlı kültüründe izlenmedi. Tarihte geriye doğru bakınca bizim fılozof,fizikçi,ma- tematikçi, sanatçı, düşünür, kâşif olarak Bacon'lara, Newton'lara, Hume'lara, Adam Smith'e, Bertrand Russel'a ve saymakla bitmez ünlü düşünüre ve bilim adamına pa- ralel düşünürlerimiz yok. Biz kendi tarihimizde yüksek mer- tebelere oturttuğumuz büyük adamlarımızın adını dünya kültürünü yaratanların arasında bulamıyoruz. DEVEKUŞU KÜLTÜRÜ Böyle sorular aklınıza gelip başka alanlan da kurca- larsanız, orada da yanıtlar aynıdır. Dünya kültür tarihinde hemen hiç Türk olmamasının açıkla- ması yok. Bu devekuşu kültürü nasıl oluştu? Osmanlı İmparatorluğu'nun yüzyıllarca yaşaması kuşkusuz güçlü ve öz- gün bir yapının kanıtıdır. Tarihçilerimiz bu yapının çeşitli özelliklerini de aydınlatmışlar- dır. Fakat imparatorluğu batıran ve dünya kültür sahnesine ne- redeyse hiç çıkamamış Osmanlı kültürünün bu politik yapı ile neden uyuşmadığını sorgula- mayan garip bir tutumumuz var. Kendi gücünü yüzyıllarca kültürüne yansıtmamış bir Osmanlı toplumu, daha doğru- su bir Osmanlı egemen sınıfı var. O Türküm demeye de razı olmamış. Türk'ü hor görmüş. Bizim tarihi sorunlarımızın çekirdeğinde yanıtlanmaya cesaret edilmemiş böyle so- runlar var. Sanayi devriminin yaratılmasına hiç katılmadığımız gibi, Osmanlı döneminde hiçbir alanda sanayileşememişiz. Üç yanımız deniz ama, biz Basra'dan Hint Okyanusu'na bile açılamazken İngilizler 18. yüzyıldan itibaren Hint, Afrika, Amerika ve Avustralya İmparatorluğu kurmuşlar. 'Ne farkımız vardı?' diyen kimse çıkmıyor bu ülkeden. DÎN/BÎLÎM ADAMIBÎRLÎKTELİÖ1 İngiltere ve Avrupa'da din adamlığı ile misyonerliği ve bilim adamlığını birleştiren çok insan yetişmiş. Bizde medreselinin en büyük amacı İstanbul'da ellili, altmışlı bir medreseye müderris olmak. Batı'da dünyanın her ye- rine giden misyonerler var: Plano Carpini, Matteo Ricci, Livingstone gibi kâşifler, gezginler. Oresme, Roger Bacon gibi bilim adamları. İngiltere'de bizde olmayan gelişmeler var. 13. yüzyıl- da bir parlamentoları var. İngiliz kralları Hıristiyan dinini Roma'dan ayınp ulusal bir kilise kurmuşlar. Aristokrasinin bütün gücüne karşın 19. yüzyıldan bu yana bizde söz ko- nusu olamayacak bir demokrasi uyguluyorlar. İngiltere'de iktidarla muhalefet arasmdaki parlamento söyleminin dü- zeyini anlamak isterseniz, İngilizce biliyorsanız, bir iki gün Times, Independent, Guardian gibi gazetelere bir göz atın. Sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bir oturumunu dinleyin. Times'la Zaman'ı da karşılaştırabilirsiniz. Aydınlanma bağlamında Fransız devrimini okuınaktan da- ha öğreticidir. Bu kapitalist ülkede sosyal sağlık sistemi hâlâ iyi çalışıyor. Bizim İngiltere ile karşılaştırılabilecek sanayimiz yok. Adam başına yıllık gelir farkı da dört kat. İngilizler bizim belediyecilere göre çok geri kalmış sa- yılır. Bizde köyden yeni gelenler apartmanda oturuyorlar. Orada yüksek burjuva ve aristokratlar eski evlerde otu- ruyor. Bazı gelişmemiş kentleri var. Oxford ya da Cambridge gibi doğru düriist gökdeleni olmayan kentler. Fakat dünyanın en güzel kitaplarını onlar basıyor. İpleri de hâlâ asılacak kadar sağlam. Yakın tarihi anımsarsanız, onlar Sivastopol'a çıkarma yapıp koca Rus İmparatorluğu'nu dize getirmişlerdi. Bizim 19. yüzyıldan en büyük anımız Pilevne ve Ayastefanos. Sayın okuyucular, Bizim toplum, bilimin ve çağdaş kültürün bir zekâ ya da kabiliyet sorunu değil bir düşünce yapısı olduğunu an- layamadı. Bu basamağa çıkamadık. Ünlü bir molla aile- sinden gelen dayım Türklerin zekâsından söz edildiği za- man 'Tilki de zekidir, ama yaşamı kürkçü dükkânında bi- ter' derdi. Türkiye'de ortam bazen insana o kadar ipin ucu kaçmtş hissi veriyor ki, ciddi ile komik arasmdaki fark aza- lıveriyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle