Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriye!
Imtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yavır, Yönctmenı Orhan Erint; •
Genel Yavın Koordınatöru Hikmet
Çetinkaya# Yaz\ı>len Mudurlerı
lbrahim Yıldız (Sorumlu),DinçTa>anç
• Haber Merkezı Mudüru Hakan Kara
• Gorsel Yonetmen Fikret Eser
ErgunBalcı# Ntıhbarat Cengu
Ekoııomı Bülent Kızanlık
Dı^ Habcrler
Yıldırım • Ekoııomı Bülent Kı
• Kulıur Handan Senköken # Spor
Abdülkadir ^ ûcelman fe Makaleler Sami
Karaören 9 Du/eltnıe Abdullah Ya/ıcı
# roıoârat Erdoğan Köseoğlu #Bılgı-Belge
Edibe Buğra# YurtHaberlcrı Mehnıet Faraç
"> avm kuıulu İDıanSelçuk(Başkan).
Orhan Erinç. Okt»> Kurtböke.
Hikmet (, ctinka>a. Şükran Soner,
Ergun Bakı. DinçTayanç. İbrahim
\ ıldız, Orhan Bursalı, Mustafa
Balba>, Hakan Kara.
AnkaraTemsılcısı Mustafa Balbaş # Haber Müdürü Doğan
AkınAtaturkBuKanNo 125.Kat4.Bakanlıklar-AnkaraTel
4195020 (7 hat). Faks. 4195027 • Izmır Temsılcısı
Serdar Kızık, H Ztya BU 1352 S 2 3 Tel 4411220.
Faks. 4419117 • Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu,
inönüCd. \19S.Nol Kafl.Tel 3522550. Faks. 3522570
Müessese Müdürü Erol Erkut •
Koordınaıör Ahmct Korulsan O
Muhasebe Bülent Yener 9 Idare
Hüseyin Gürer • l^letme Önder
Çelik • Bılgı-lslem Nail inal •
Bılgısayar Sıstenı Mürüvet Çiler
MEDYA C: • Yonetım Kurulu
Ba^kanı - üenel Mudur Gülbin
Erduran # Koordmalor Rehs
Işıtman 0 Genel Müdur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 IV 53 -
51395 8O-513M6O-6I.Faks 5118466
\üMmU\an %e B*san: 'i cnı Gun Haber ^arw Bd*.ın \e > ajincılık -\ Ş
Turvoca^tCid V* 41 Ciialotilu U334 Uı PK 246 Kianbuf Tel (0 212) 512 05 05 (20 hatı Fak-
SH4.ZİRAN 199h Iınsak-3.26 Güneş: 5.25 Öğle: 13.10 ikindi: 17.08 Aksam: 20.41 Yatsr. 22.31
Santrala
tepki
• Bl RSA (Cumhuriyet) -
TMMOB Bursall
Koordinasyon Kurulu ıle
sı\ıl toplum örgütleri
temsılcileri. Bursa
Chaakça'da kurulması
planlanan DoğalgazÇe\rim
Santrah'nı protesto
amacıyla yann santralın
kurulacağı alanda protesto
siösterisı yapacaklar.
TMMOB 11 K.oordinasyon
Kurulu Sekreteri Mustafa
Özçelik, O\aakça'da .
kurulması planlanan
Doğalgaz Kombıne Çe\rim
Santralı'nın çevrede ciddi
sorunlaryaratacağını 1.5
\ ıldır dıle getirdiklerini
kaydettı. Ozçelık. santralın
ovayı korumak amacıyla
Doğu-Batı aksında gelışimı
planlanan kentın kuzeye
genışlemesine neden
olacağı ıçın de şehırcilik
planlama ılkesıne aykın
oldugunu surguladı.
Erzurum'da
deprem
• Haber Merkezi -
Erzurum'da oncekı gece
01.14te hafif şıddettebir
deprem meydana geldi.
Aletsel büyüklüğü 3.8
olarak belirlenen depremin
merkez ü^sünün
Erzurum'un Horasan
ılçesinin güneydoğusundaki
Aşağı Aktaş ve Yazılıtaş
kövlen olduğu kaydedildi.
Deprem can \e mal kaybına
yol açmadı.
Deniz Kupdu-2/96
Tatbikatı
• BARBAROS
FİRKATEYNİ(AA)-
Denız K.uvvetleri
K.omııtanlığVnın Deniz
Kurdu-2 % Tatbikatı.
Donanma «.omutanı
Oramıral Salım
Dervışoğlu'nun sevk ve
ıdaresinde de\am ediyor.
Istanbul L'muryeri \e
Gölcük"teki ana üs ve
limanlarından ayrılan
gemiler. dün sabaha karşı
Çanakkale Boğazı'nı
geçerek Ege'nın
uluslararası ı>ulanna
açıldılar. Tatbıkata katılan
Trakya, Kılıçalıpaşa. Yavuz
\e Alçıtepe muhnp ve
fırkateynleri de sabah Saroz
K.örfezi'ndekı Büyükada'ya
kara bombardımanı
yaptılar.
Etyemez şotör
• \VASHl\GTON (AA)-
Beda\a hamburger ılanı
dağıtmayı reddettiği için
geçici olarak işinden olan
Amerikalı etyemez bir
otobüs şoförü.'" Belki de bir
ineğin hayatını kurtardım"
dedı. Californıa eyaletinde
beş yıldır bir şirketin şoförü
olarak çalışan Bruce
Anderson. aminnın,
yolculara dağıtması içın
verdiği bir lokantaya ait
"bedava hamburger"
kuponlarını asla
dağıtmayacağını söyledi.
Anderson. amirine, "Ben
katledilen inekleri
yemiyorum. kimse de
yememeli" dedi.
Dilencilik vergiye
tabi
• BRÜKSEL(AA)-
Belçika'da. bazı
belediyelerin dilencilik
yapılmasını y asaklama ve
yapanlan cezalandırma
kararı almalanndan sonra,
bunun yıl sonuna kadar
ülke çapında
uygulanabileceğı bildirildi.
Ulaştırma Bakanlığı. merro
istasyonlannda dilenen,
müzik ve şarkı yoluyla veya
dernek gazeteleri satarak
para isteyenlerin
engelleneceğini açıkladı.
1988'den bu yana ülkemizde 9 tüp bebek ünitesinde 339 bebek dünyaya getirildi
Tüp bebeğe ısıııaıııa<bkSA,\DET USLU
Her alanda hızla ılerley en tıp. üreme tek-
nikleri alanında da büyük gelişmeler kay-
detti. Üreme fizyolojisi alanındaki ılerleme
sayesinde birkaç yıl öncesine kadar hiç ço-
cuk sahibi olamayan çıftler. bugün yenı tek-
nikler sayesinde bu isteklenne kavuşabılı-
yor. Teknolojınin ne denlı gelis,tiğini vur-
gulayan Doç. Dr. Bülent Urman. '•Düşünün
ki teknoloji tek bir insan \ unıurtasının îçi—
ne tek bir spermi enjekte edebilecek ola-
nakları sunmakta" dedı.
tlk defa 1978 yılında İngiltere'de uygu-
lanan tüp bebek y öntemı. çocuk sahibi ola-
mayan çiftlerin tedav isınde büyük önem ta-
şıyor. llk uygulandı|ı günden bu yana 120
bın doğum gerçekleştırilen yöntem. Türkı-
ye"de ilk kez 1988 yılında uygulandı
1988'den bu yana ülkemizde 9 tüp bebek
ünitesinde toplam 339 bebek dünyaya ge-
tırildı.
Çocuk sahibi olmayan çiftler
Türkıye'de yaklas.ık 1-1.5 mılyon çocuk
sahibi olamayan çift oldugunu belirten uz-
manlar. dünyada v e Türkıye'de çocuk sahi-
bi olamama oranının yüzde 10 ile 15 ara-
sında değıştiğinı belirtiyorlar. Türkiye'de
üreme çağındaki 15-49 yaş grubunda yer
«i
• Doç. Dr. Bülent Urman, tüp bebek
yönteminin başarılı olmasındaki en önemli
etkenin kadının yaşı oldugunu söylüyor. Kadın
yaşının 35Mn üstünde olduğu çiftlerde gebelik
oranlan düşüyor. Menopozdaki kadınlarda da
yumurta vermedikleri için bu yöntem
uygulanamıyor.
alan 14 mılyon kadından lOmilyonununev-
li. 4 mılyonunun ise bekâr olduğu ifade edi-
lıyor. Türkıyede çocuğu olmayan çiftlerden
sadece yüzde 15-20'sı tüp bebek yöntemi-
ne baş\ uruyor.
Bir süre önce ktanbul'da hizmete soku-
lan Amerıkan Ha^tanesi Üreme Sağlığı Üni-
teM'nden Doç. Dr. Bülent Urman. tüp be-
bek konusunda çok ılen bir teknolojıde hız-
met verdiklerını vurgularken merkezlenn-
de kadın doğumla ılgılı her türlii tedavının
yapıldığını belırttı. Tüp bebek yönteminin
son çare oldugunu ;.ö\ İeven Urman.
u
Nor-
mal birliktelik halinde 1 \ ıl içinde bir çiftin
çocuğu olmu>orsa araştırma yapılır. Prob-
lem saptandıktan sonra ilaç. cerrahi gibi
klasik vöntemlor uygulanır. Ancak bunla-
nn etklli olmanıası haiinde tüp bebek >ön-
teminebaş\urulur~ dıve konuştu. Yönte-
mın genelde herkese uygulanabildiğıni de
belirten Doç. Urman, yöntemin uygulana-
mama hallerinı şöyle belirtti:
14
Menopozdaki kadıntaryumurta\creme-
dikleri için yöntem u>gulanamaz. Başka bir
kadının >umurtası kullanılabilir. aına Tüp
Bebek Yönetmeliği izin \ermediği için kul-
lanılmıyor. Erkekte de menisinde ya da tes-
tisinde hiç sperm olnıaması gerekiyor. Bir
de gebe kalmasuıda hayari sakınca olan ka-
dınlarda kullanılmaz. Ancak yeni geliştiri-
len teknoloji saşesinde menisinde hiç sperm
olmayan erkeklerin yumurtalıklanndan
sperm elde ediliyor."
Tüp bebek yönteminin başanlı olmasın-
daki en önemli etken ise kadının yaşı. Ka-
dın yaşının 35'ın üstünde olduğu çiftlerde
gebelik oranlan düşüyor. Kadının yaşının
40'ın altmda olması durumunda ise doğum
şansı yüzde 5"in altında. 40 yaşın altında-
kı kadınlarda gebelik şansının yüzde 30-35
oldugunu kaydeden Bülent Urman. "Ta-
mamıv la normal olan bir çiftte doğanın sağ-
ladığı gebe kalma şansı a>1ıkv üzde 25-30'dur.
Vani tüp bebekteki şans oranı düşük degil"
dedi. Tüp bebek yönteminin risk oranı da
yok denecek kadar az. Doç. Urman'ın ver-
diği bilgilere göre hasta, tedavinin hiçbir aşa-
masında hastaneye yatmıyor. Normal yol-
larla gebe kalanlarla tüp bebek yöntemıy-
le gebe kalanlann doğurdukları çocuklar
arasında da sağlık açısından fark görülmü-
yor.
Malıyet 300-350 müyon
Doç. Bülent Urman, yakın gelecekte emb-
riyolann dondurulması işleminin de yapı-
lacağını söyledi. Bunun ıçın Tüp Bebek
YönetmelığVnin değışmesini bekledikle-
rini belirten Urman, "Embriyolarmdondu-
mlması sayesinde kadının çok embriyosu \ar-
sa bunlar dondumlacak. İlk gebelik u>gu-
lamasuun başansız olması durumunda ban-
kada bekleyen embriyonlar kullanılarak
ikinci işlem daha ucuza mal olacak. Ay nca
kadın birkaç sene sonra tekrar hamile kal-
mak isterse bankadaki embriyonlannı kul-
lanabilecek" dedı. Tüp bebek sahibi olma-
nın maliyeti yaklaşık 300 milyon, erkekle-
rin spermlerini yumurta içine yerleştirmenin
ise 350 milyon lira olduğu belirlendi.
Kilyos'taki Müjdat Gezen Sanat Merkezi Yaz Kampı'na 127 ögrenci katılıyor
YeşîDikler içinde sanat eğitimi
MSM Yaz Kampf ııda 10-17 >aş arasındaki gençler tivatro. gitar, org, voleybol, fiıtbol gibi branş derslerine ek
olarak satranç, resim, basketbol. tenis, bey/bol gibi çeşifli hobi dersleri de alıvoriar.
İPEK YEZDANİ
Güneşlibirgünde, açıkha-
vada. yeşillikler içerisinde ders
yapmak istemez misiniz
0
1stanbul'un henüztenha bir
köşesinde sanat ve spor etkın-
liklerinin yeşillikler içinde ya-
pıldığıbiryervar. Müjdat Ge-
zen Sanat Merkezi Yaz Kam-
PL
Nerede mi? Kilyos'a bir ki-
lometre kadar kala. Kilyos
Mezarlığı'nın ilerisinden düm-
düz gidin, görmeyı beklediği-
niz tabela yolun sağında iiışir
gozünüze:
"MSM Yaz Kampt."
MSM Yaz K.ampı, çevresı
ormanla kaplı. bir futbol. bir
basketbol sahası, bir yemek-
hane. ık» derslık. bir tiyatro
sahnesı ve bir müdüriyetten
oluşan, 127 öğrencili bir yaz
kampt. Kamptaki 10-17 yaş
arasındaki gençler, tiyatro. gi-
tar, org, voley-
bol, futbol gi-
bi branş ders-
lerine ek ola-
rak satranç, re-
sim, basketbol.
tenis, beyzbol
gibi çeşitli ho-
bi dersleri de
alıyorlar.
Kampta
müzik bölü-
münden Mefih
Kibar, spor-
dan Rıdvan
Dilmen, tiyat-
rodan da Müjdat Gezen so-
rumlu. Dersleri yürütenlerse,
Müjdat Gezen Sanat Merke-
zi mezunlannın da aralannda
bulunduğu konularında uz-
manlaşmış öğretmenler.
Kamptaki en kalabalık sı-
nıflardan bıri olan tiyatro sı-
nıfı, Müjdat Gezen'in derse
girmesiyle birlikte hareketle-
niyor. Dersten çok taklit ve
esprilerle geçen, çocuklara ti-
yatroyla ilgili bilgilerin 'scz-
dirilmeden verildiği' bir eğ-
lence saati bu sanki. Dersin bit-
mesiyle birlikte, Müjdat Ge-
zen'le söyleşımiz başlıyor:
- Neden Ziverbey'deki yaz
okulunun dışında, Kilyos'ta
böyle bir yaz kampı açma ih-
riyacı duydunuz?
- MSM'deki yaz okulu ay-
nen devam ediyor, ancak ora-
da talebi sığdıramıyordum.
Okulda spor yapma olanağı-
mız yok, buradaysa sporun
hemen hemen bütün branşla-
• Müjdat Gezen
Sanat Merkezi Yaz
Kampı, çevresi
ormanla kaph bir
ftıtbol, bir basketbol
sahası, bir
yemekhane, iki
derslik, bir tiyatro
sahnesi ve bir
müdüriyetten
oluşuyor.
nyla ilgılenebıliyoruz. Bura-
da 10-17.orada7-14yaşgru-
bu var. Ayrıca orada geceleri
de 17-70 yaş grubu ders gö-
rüyor. Yani bizim şu andaki
hizmetimiz tam yediden yet-
mişe.
- Yani Kihos'ta böyte bir
kanıp açmaya talebin fazlab-
ğı mı vöneltti sizi?
- NİSM'nın bedava oluşu,
eğitime önem vermemiz. in-
sanlarda bir güven duygusu
oluşturdu. Talepler kendili-
ğinden gelmeye başladı. Genç-
lere konservatuvar açtık, ço-
cuklara da istediler. Haydi on-
lara da açtık, bu sefer 50 ya-
şındakiler. "Bizim de bir ca-
nımız yok mu, biz de tiyatro
yapmak istryonız' dedıler. on-
İara da açtık. Yani. gerçekten
her şey taleple oldu, hiçbiri-
ni kendimiz akıl etmedik.
- Dersler nasd geçiyor?
- Buniara evv ela tıyatronun
genel kuralla-
rı anlatılıyor.
Tiyatro nedir.
nasıl yapılır,
insan nedir,
bunlar hep an-
latıldı. Ondan
sonra, fazla bi-
limselliğe dö-
nükolmakye-
rine. çocukla-
nn çok içinde
olan.biranev-
vel sahneye
çıkma duygu-
su tatmin edi-
lıyor. Örneğin hepsi bir şiir
hazırlayıp geliyorlar, sonra
hepsı bir kitap okuy up o kita-
bı anlatıyor, her hafta bir kı-
tap okuma zorunluluğu var.
Burası netice olarak okulda-
ki sıkı eğitimin dışında bir sa-
nat eğitimi vermek durumun-
da.
- Bir süredir tiyatro sizin
için arka planda kaldı. Uzun
vadede "Müjdat Gezen tiyat-
rodan tamamıyla kopup ken-
dini eğitime verecek" diyebi-
lir miyiz?
- Evet. diyebiliriz. Çünkü
ben yapacaklanmın pek çoğu-
nu yaptım. artık çok büyük
heveslerim kalmadı. Ama biz-
den sonra yetişecek kuşakla-
n yetiştirmek bana daha hoş-
muş gibi geliyor. Aynca 15
yıldır öğretmenlik yapıyorum
ve bu işi seviyorum. Kendimi
bu konuda sürekli geliş-
tiriyorum.
MESELA DEDİK ERDAL ATABEK
Boynu büküklaleler, çiçekaçmış bahar dallan. rengârenk
çk;ekler... Hepsi çini ustalannın elinde canlanıyor.
Ateşten doğan
çiçek: Çini
• Çinici, kimyacı da olmak zorunda,
fizikçi de... Işin başka bir kurah daha var...
Çini ustasının ateşin başından aynlmaması,
hiç uyumadan ateşini izlemesi gerekiyor.
SERPtLGİJNDlJZ
IZNİK- Uzun saplar üze-
nnde sallanan sümbüller, ters
kıvnmlı saz yapraklan, boy-
nu bükük laleler, çiçek açmış
bahar dallan. katmerli güller
ve tomurcukları patlamaya
hazırçiçekler.. Hepsi çini us-
talannın elinde canlanıyor.
'Ateşcambazüui" denıyor
çini ustalarına Çınilere de
"Ateşten doğan çiçekler_r
En ufak bir çını parçası, us-
tasının elinden 200-300 kez
geçiyor. Yani oldukça zah-
metli iş çinicılık. Çinıcı. kim-
yacı da olmak zorunda, fizık-
çıde.. Işın başka bir kuralı da-
ha var... Geleneksel çını us-
tasmın ateşın başından aynl-
maması, hiç uyumadan ateşi-
ni izlemesi gerekiyor.
Iznık Eğıtim ve Ögretım
Vakfı'nın zeviın ağaçlan ile
bezelı bahçesınde çini nasıl
yapılır ızlıyoruz. Vakıf. Prof.
Dr. lşd Aİvbavgil tarafından
kurulmuş. V'akfın geçen yıl
kurduğu Iznik Çını Seramık
Araştırma Merkezi, çını ve
seramık sanatının araştınlma-
sı ve gelıştırilmesi doğrultu-
sunda çalışmalar yapıyor.
Marmara'nın antık kentı Iz-
nik'in bereketlı toprağından
fışkıran gül ağaçlan gözümü-
zü gönlümüzü dolduruyor. tz-
nik ıçın "Çinilerin en güzel
yapıklıgıdiyar'dev ımını kul-
lanan EvBya Çetebi hiç hak-
sız değil.
lznik çinileri uzun yıllar
başka kültürlere mal edilmiş.
Batı'da Osmanlı-Türk kimli-
ği ile kabul görmeleri uzun yıl-
lar almış. 19-20. yüzyıldabu
ürünleri ınceleyen sanat uz-
manlan, çınılenn Osmanlı us-
talan tarafından yapıldığına
inanmak istemememişler. Os-
manlı-Türk kimlığine yakış-
tınlamayan çıniler. Avrupa'da
uzun yıllar -
'Rodosişi'",44
Ada-
lar işi" diye ısımlendırılerek
Bızans ve Helen kültürüne
mal edilmiş. Çınılenn. mıma-
rı tanhimizde çok önemli ye-
n var. Çamı, türbe. saray gi-
bi yapılann duvarlannı süsle-
yen dekoratif malzemelerola-
rak kullanılmış.
300 yıl boyunca Osmanlı-
Türk çini ve seramık sanatı-
nın en güzel örneklerıni üre-
ten lznik çınıcılıgı. 17. yüz-
yıl sonunda ortadan kaybol-
muş Prof Akbavgil'ınöncü-
lüğünde kurulan Araştırma
Merkezi, Iznık çınilennı Iz-
nık'te yenıden üretmek ıçın ça-
lışmalannı sürdürüyor. Bura-
va bağlı Iznık Çını Işletmesi
ise araştırma ve gelıştırme
dogrultusunda çalışmalar ya-
pıyor. Araştırma Merkezi'nin
müdürü ise babadan çinici Fa-
ruk Şahin.
tznık çini sanatını canlan-
dırmaya çalışan \akıf. çalış-
malan sonucu Iznık çınilerı-
ni üretim aşamasma getırmiş..
Çalışmalar TÜBİTAK. İTU
ve Pnncetan Üniversıtesı'nce
desteklenıyor. Yaklaşık 30 ki-
şının çalıştıgı İznık Çını Se-
ramik Işletmesı'nde tamamen
elde üretılen mımari çinılen-
nin kalıtelennın. 16. \üzyıl
çinılerine oldukça yakın oîu-
dugu belırtılıyor. Doküman-
tasyon merkezi de kuran va-
kıf, 1989 yılında Türk Ekono-
mı Bankası'nca desteklenen
uluslararası düzeydeki "lz-
nik Çini Yıh"nı 1999 yılında
da tekrarlamayı planlıyor. Va-
kıf. 2000 yılında planlanan
ruhani toplantılan öncesi Iz-
nik'ın arkeolojı ve sanat tari-
hi açısından önemini de vur-
gulayacak.
O
rtahkta •'kiriiçamaşır" lafm-
dan geçılmıyor. "'Ben senin-
kini bUryorum", "Hadioradan,
asüseninkinden ne haber?" türünden
çocuklara ömek gösterilmesi yasak ko-
nuşmalar memleketi yönetenlerin
ağızlarındandüşmüyor. Bu "kirliça-
maşırlar" deyimi de üzerinde pek dü-
şünülmeden kullanıian sözlerden. Öy-
le ya, çamaşır deyince aklımıza ne
gelir? Gıysilerin altına giyilen don-
gömlek türii giyecekler. Bu konuda
"Cemaziyülevvelini bilirim" deyişi
vardır.
Birinci Dünya Savaşı'nda erzak kıt-
lıgı var. Bu işlerde çalışanlardan bi-
risi evinebirkaç torba un, şeker 'trans-
fer eder!" Fakat patiska torbalan at-
maya kıyamazlar. adama birkaç don
biçerler. Bir gün pantolon değiştirir-
ken bir arkadaşı bakar ki, bunun giy-
diği donun üzerinde "cemaziyülev-
vel" yazıyor. Bu da eski tafcvimde
kullanıian aylardan birinin adı. O sı-
rada bir şey demeyen arkadaş daha
sonraki bir tartışma sırasında "Sen
fazla konuşma, ben senin cemaziyü-
le>"veüni bilirim" deyiverınce adam
sus pus oluyor, çünkü erzak hırsızlı-
ğı ortaya çıkmıştır.
Bunlar geride kalmış hikâyelerdır.
çünkü günümüzde çok şükür. öyle
birkaç torbanın lafı bile edilmiyor.
Kirli çamaşırlardan da sekerle un çık-
mıyor. Zıra para babalanmız öy le şey -
lerle karın doyurmazlar. Böyîece fa-
Kirli çamaşır da ne ola?.
kirin kirli çamaşırlanyla efendilerin
kirli çamaşırları birbirinden iyice ay-
rılmış bulunuyor.
Vatandaşın çamaşırı
neden kirlenir?..
Çamaşır kırlenmesininvatandaş
için nedenı öncelıkle "terle-
me"diT. Bizim vatandaşımız
bol bol terler. Havalar ısınır. terler.
Oraya buraya koşmaktan ter gömle-
ğme çıkar. Çarştv a pazara gidince da-
ha beter terler. Ötobüste. trende ter-
ler İnerterler. çıkarterler. Sıkıntıdan
terler. korkudan terler. Bizim vatan-
daş kış ortasında bile terler. Işte bu ter-
ler de çamaşırlannı kirletir. Buna va-
tandaşın kırlı çamaşırı denir ki. te-
mizlenmesi için suyla sabuna kavuş-
ması gerekir. Bu kirli çamaşırlar yı-
kanınca temizlenir. yeniden giyilir.
Vatandaşın kirli çamaşırlanndan
ne gazeteler söz eder ne telev izyon-
lar gösterir. Çünkü buçamaşırlarbil-
diğiniz donlar, bildiğiniz fanilalardır.
Ama efendilerin çamaşırlanna gelin-
ce iş değişir.
Efendilerimizin kirli
çamaşırları...
A man efendim aman, böyle kir
/\ dostlar başına. Bir bakarsmız
-ZJL ki.fılancaefendimizin kirli ça-
maşırları ortaya çıkıvermış. Bunlar
nasıl çamaşır kiri ola ki? Ev deseniz
kâşaneler. Deniz göriiryalılar, orman
içivillalar. Arsalarki.pahabiçilmez.
mücevherdegerinde. Altınlarki, tor-
ba torba. Dolardeseniz milyonlarla sa-
yılır. mark deseniz defterlere sığmaz.
Kimisi ihaleden fanilaya sızıvermiş,
kimi krediden dona girivermiş. Vay
vay ki vay vay. Vallahi bunlar çama-
şır değil de sanki mücevher kutusu.
Bakarsınız,
u
o buna demiş ki" di-
ye başlayan bir konuşmanın ardın-
dan çamaşır torbasının ağzı açılmış,
içinden çıkanlara ağzmız açık kalır.
Öteki de karşılık verir. "Peki, senin
filanca işine ne demeü?" Hadi bir baş-
ka çamaşır kiri ortaya çıkar ki ne gö-
resiniz. Son model pahalı otomobil-
ler, şurada arsalar, filanca şirketlerin
ortaklıklan. Bunlar hangi çamaşınn
neresine girmiş dersiniz, üstünüze
başınıza bakarsınız. ama nafıle. Sizin
çamaşırlannıza böyle kirler girmez,
merak etmeyin. Siz fanilayı terletir-
ken efendilerimiz fanilalanna neler
sığdınrlar neler.
Şimdi sanırsınız ki vatandaşımız
bu ortaya çıkanlara kızacak da "Ya-
hu bu nasıl iş, biz çamaşırtanmızı ter-
den kirdennasıltemizJeyeceğizdhe uğ-
raşırken bunların çamaşırları nasıl
oluyor da altınla gümüşle doluveri-
yor?"diyecek. Amayanıldığınızı he-
men anlarsınız. Sevgili vatandaşlan-
mız öyle fuzuli işlerie uğraşmazlar, bir
o efendinin çamaşınna bir bu efendi-
nin çamaşırına ağzı açık bakarlar:
"Belki bir gün bizim çamaşırtanmız
da böyle kirlenir de köşeyi döneriz"
deyıp hayran hayran seyrederler.
Bu gidişle göreceksiniz ki. bir gün
gelecek, kirli çamaşırlar açık arttırma-
ya çıkacak. En çok kimin kirli çama-
şın varsa vatandaşlanmız onu omuz-
lanna alıp başlanna geçirecekler. Ne
yaparsınız, umut dünyası işte. "Bel-
ki bize de şu çamaşırlar nasd kirieni-
yor diye öğretir de biz de böyle kirli
çamaşuiara kavuşuruz" diyecek sev-
gili vatandaşlanmız.
Ne diyelim, dansı çamaşırı temiz
olanlann başına...