Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUSLER
Ham Petrol Fiyatı
Dr. NEZİH H.NEYZİ
H
er yıl bütçe. büyüyen fa-
ız yükü altında ezılıyor.
Gelen hükümetler kaba-
hati bırönceki hükümete
atıyor. ama kendisi de ye-
nı borç \e faız sükünü
arttıran tutumdan kurtulamı>or. Ne ola-
cak bu gıdişin sonu?
Tam bir enflasyon kı.sırdöngüsünün
ıçıne girmış bulunuyoruz. DYP. özelleş-
tirmeye büyük önem vermışti. Kısa \a-
dede belkı enflasyonu kırabılırdı. fakat
uzun \adede getırecegı sakıncalar göz
ardı edilı>ordu. PTT gıbı krıtık bır dev-
let kuruluşunu yabancı ellere bırakarak
bır yıllık ferahlamaya değer mi'1
Ön yıldan fazla bır süredir özelleştır-
me çalışmaları devam edıyor, fakat eko-
nomik kalkınma yönünden hıçbır yararı
olmuyor. Enflasyon gıttikçe artıvor ve
paranın alı^ gücü düşüyor. Dış borç yü-
kü de azalmıvor. artıvor.
Özelleştırnıereklamlannın l°95yılın-
da tutan 261 mılyar lıra. Bu kaynak
KlT'lenn satışına kullanılacagına bu ku-
ruluşları düzeltmek ıçın yatınma harcan-
saydı çok daha venmlı olurdu.
KİT'lerden. en kârlı çalı^an PET-
KlM"dırve\akla*ık23trılvonlırakârıIe
1995 hesapîannı kapatmıştır. Onu Tekel
izlerveyaklaşıkStrilyonkârile 1995 yı-
lını kapatmıştır. Bu iki kârlı kuruluşu
özelleştırme kapsamına almak. altın yu-
murtlayan ta\ uğu kesmekten farksızdır.
Devletin. özellikle vabancı sigara şir-
ketlerinin, dilediği gibi vatınm vapması-
na fırsat varatıp onlara reklam \e dağı-
tım olanağı sağlavarak Türkiye pazann-
daki pa> ını arttırmasına izin vermesi ina-
nılır gibi değildir. Vabancı sigaralan ka-
raborsadan kurtarnıak bahanesi ile Özal
döncminde acdan bu kapı hiisran ile son
bulmuştur.
Bıtlıs'te yatınm yapan Rothmans fır-
ması, güçlü rakipleri karşisinda pazar-
dan çekilme kararı ajmış ve bir süre ön-
ce büyük umutlarla. Özal'ındabulundu-
ğu görkemlı bır açılış törenı yapmasına
karşın şımdı fabrikasını sessızce kapat-
mak durumunda kalmiştır. Amenka'da
daralan pi>asa nedenı ile sigara fırmala-
rı Türk \e Türki pazarlarında faaliyetle-
rını arttırmaktadır. Sağlığa zararlı ıbare-
si paketlere görünmez bıçimde yazılırken
basında ve açık hav a ı lanlannda göze ba-
tar bır artış göriilmektedır.
Zarar eden KlT'lenn başında Devlet
Demiryollan. de\ let rafinerileri \e Gemı
Sanayıi gelmektedır Bu üç kuruluşun
1995 zaran 20tnl\on lirayayakındır. Bu
ışletmeleri özelleştırme kapsamından
derhal çıkarmalı \e Devlet Demiryolla-
n. K.arayollan gibi bırstatüye kavuşturul-
malıdır.
Hiç kimse Karayollarrnın bütçesin-
den söz etmemektedir ve karavollarına
süreklı yatınm vapılmaktadır.Bu kısır-
döngüye 1950"de Demokrat Parti'nin
yanlışliberal ekonomı anlayışı iledüşül-
müştür. Demokrat Parti"nın iktidara gel-
mesi ile demıryolu yatınmlan durdurul-
muş ve karayollanna önem verilmıştir.
Tıpkı tütünde olduğu gibi. petrol şirket-
leri. akaryakıt satı^lannı gelıştırmek ve
Türkiye petrol tüketimini arttırmak için
el ele vererek büyük bir propagandaya gi-
nşmışlerdir. Petrol Yasası çıkanlmış ve
büyük umutlarla yerlı petrol aranmış. ba-
zı >abancı şirketler bir süre petrol bula-
caklarmış gibi gösterişler yapmışlardır.
Oysa. bıiinen petrollü alanlar binakım
zorlamalarla çoktan Türkiye sınırlan dı-
^ında bıraktırılmıştır. Nitekim Mobıl ve
Shell. arama faaliyetlerinı artık durdur-
muşlardır.
Türkiye 1995 yılında 25 milyon ton
ham petrol ıthal etmıştir. Yerlı ham pet-
rol üretımi 3 milyonu bulamamı^tır. Tür-
kiye yüzde 90 petrol gereksinimını ıthal
etmek zorundadır. Bunun 9 mılyon tonu
Suudi Arabistan. 5 milyon tonu Iran ve 3
milyon tonu da Lıbya'dan gelmektedır.
Suudı Arabistan'dan gelen ham petrol
Amerikanvelngilızşırketlennınmalıdır.
Irak petrolüne ambargo konduğu ıçın
oradan alabileceğimız ucuz petrol durdu-
rulmuştur.
Öte yandan ham petrol fi>atı 1995'te
varil başına 17 dolar ıken spot piyasalar-
dan 23 dolara almak zorunda kalınmış-
tır. Halen ambargodan dolay ı ham petro-
lü varıl başına 25 dolara almak zorunda
bırakılıyoruz. Birçok "boru hattı" lafı
edildi. "Bakü'den başlayıp Türkiye ü/e-
rinden boru hattı geçirilecek \e Azerbay-
can ve Türkmenistan petrolleri Akdeniz'e
indirilecek" dendı. Bunlar konu^ulurken.
Türkiye ham petrole > üzde 47 daha faz-
la ödemekzorundakaldı. 1995teTürkı-
ye'nin ham petrole ödediğı ek ücret 1
mılyar dolardır. Bu da Irak boru hattının
neden çalıştınlmadığını gösterıyor.
"Müttefîkimiz Amerika'<
nın ambarüo-
subizeyılda 1 milyar dolara malolurken.
medya. söz birliğı etmış gibi hayali pet-
rol boru hatlan konusunda manşetler atı-
yor. BaşbakanlanmızveDışışlenbakan-
lanmız Azerbaycan'a gidip birtakım an-
laşmalar imzalıyorlar. Bu uyutma politi-
kasına Büyük Millet Meclisi de kanıyor
ve ne iktidar ne de muhalefetten ses çı-
kıyor!
Verli ham petrolün fiyatı: TPAO yurtı-
çınde Batman. Adıvaman ve Trakya'da-
ki petrol kuvularından 1996 yılında
2.50O.OOO ton ham petrol üretecektir. Bu-
nun yanı sıra Hamitabat'ta bır mıktar da
petrol gazı elde edilmektedir. Bu yerlı
ham petrol bizım gereksinımımızın an-
cakyüzde 10'ukadardır. Bukadarküçük
bır mıktar bile etkileyici olarak iç piya-
sada birmanivelagörevi üstlenebilir. Yer-
li ham petrolün yaklaşık yüzde 90"ı do-
ğu illerimızden elde edilmekte ve Bat-
man Rafinerisı"nde ışlenmektedır.
TPAO doğu illerinde bu yöreden elde
ettiği ham petrolden çıkardığı gaz, ben-
zın, motorin. fuel oil ve LPG'yi bugün-
kü fiyatlann çok altında satabilir.
Yerlı olarak elde edilen ham petrolün
maliyetinı dış pıyasalarla bır tutmak zo-
runda değıliz. Yabancı petrol şirketleri
ıçin petrol kanunundaböylebirzorunlu-
luk vardır; fakat onların Türkiye'de elde
ettıklerı ham petrol. yok denecek kadar
azdır.
Lcuz ham petrol: Boru hattı kapatılın-
ca Irak petrolünden Türkiye mahrum bı-
rakıldı. Ambargouygulaması heryerden
kalktı, yalnız Türkiye'de kaldı ve ancak
şımdi sınırlı olarak açılıyor. Bu durum bı-
zım ekonomımıze büyük bir yük yaratı-
yor. Amerika istiyor diye bizim bu kadar
fazla zarara gırmemiz haksız bır tutum.
Amerika ve İngiltere istemiyor ise ATAŞ
ham petrolü başka yerden getırtır ve iş-
ler; fakat Alıağa, tPRAŞ ve Anadolu ra-
finerilerimıze biz ucuz petrolü Irak'tan
alabiliriz. Boru hattından Iskenderun
Körfezi'ne gelen ham petrol tankerlerle
Aliağa'ya ve İPRAŞ'a taşınır. Kınkka-
le'ye de mevcut boru hattından ürün ge-
tinlir. ATAŞ da yukanda belirttiğimiz gi-
bi kendi kuyulanndan elde edilen Mobil,
Shell ve BP ham petrolünü işler \e Tür-
kiye pıyasasına satar.
Doğuya ucuz petrol vesonrası: Batman
Rafinerısi TPAO'dan aldığı yerlı üretım
ham petrolü ışlemekte ve Dıyarbakır'ın
doğusunda genellikle Petrol Ofisi istas-
yonlannda perakende satmaktadır. İşte
bu iki KtT aracılığı ile "doğu petrolü'"
politikamızı uygulayabıliriz. Ticaret Ba-
kanlığı doğuda perakende petrol fiyatını
düşük tutabilir.
Yerli ham petrolden elde edilen ben-
zin, gaz, motorin ve fuel-oıl yan fiyatı-
na satılabilir. Petrolün perakende fıyat
yapısı içinde yüzdeelliden fazla vergive
belediye paylan vardır. Ucuz ham petro-
le göre bu fiyat oluşumu gözden geçıri-
lir ve örneğin, 52.000 TL olan benzin
26.000 TL've düşürtilebilir. Bunun gibi
motorin fiyatımn düşüriilmesi de kamyon
nakliv atını ve traktörlerin çalışma gider-
lerini ucuzlatır. L'cuz fuel-oiL Devlet De-
miryollan'nın ve sanavinin maliyetini
azalitır. Ucuz enerjhe davanan fabrikalar
doğuda kurulabilir. Bölgenin kalkınması
için perakende petrol fivatlaru en çabuk
sonuç verecek bir arac olabilir.
ARADABIR
'Bibi'nin İşi Çok Zor...
Israıllı bu polıtıkacıyı, Çöl Savaşı sırasında, Sad-
dam'ın Scud fuzelen Tel-Avıv ve Kudüs üzerınde
uçuşmaya başladığı sırada, TV ekranlarından tanıdık.
Otarıhte, israıl Dışışlen Sözcüsü idi. Evet, halkın "Bi-
bı" dıye andığı Bertjamin Netanyahu.
Son seçımlerde oyların yüzde 50.5'ını alarak baş-
bakan oldu. Yaklaşık 3 milyon seçmenın katıldığı bu
seçım keşmekeşinden, 30.000 oy farkla, çok krrtık bir
dönemde. İsraıl Başbakanı olarak çıktı sandıklardan...
Bibı'yı destekleyen seçmen kıtlesinin büyük birbö-
lümü, "banş sürecı"nde, israıl'ın büyük özvenlerde
bulunduğu kanısmda olanlar. Köktendıncı Museviler
de bu kıtlenın önemlı bır bölümünü oluşturuyor. Bun-
lara ek olarak, son yıllarda Rusya'dan göç eden Mu-
seviler de katılıyor. bu kütleye...
Israil'in "hamı "sı, fınansörü ve destekleyıcisi ABD,
bu seçımden önce, oradakı haber alma, halkoyunu
"koklama", nabız tutma konusundaki genış olanak-
larına karşın, tarafsız kalamadı ve açıkça Peres'i ve
Işçi Partisı'ni tuttuğunu bellı ettı.
ABD'nın. Bıbi ile eskı bır hesabı var: Dışışlen gö-
revlisj iken. Netanyahu, Amerikan dış politıkasına sert
eleştiriler yönetrti; hatta. bu politikanın "saptırmalar
ve yalanlarla dolu olduğunu açıkladı. Bu yuzden,
daha Bush, Beyaz Saray'da ve James Baker dışiş-
lerindeyken, adeta "persona non grata" ilan edildi.
Şimdı başbakan ve önunde son derece "girift" so-
runlar var: Bır yanda, seçım sözlerı ile, "özveriler"\n
sınırını çızeceğini ifade ederken, bır yandan da şim-
di, Peres'in imza koyduğu anlaşmaları ve yükümlü-
lükleri yerine getirmek zorunda bulunduğunu söyle-
mek durumunda...
• • •
Benjamin Netanyahu. Israıl'de doğan ilk başba-
kan. Bunlara "sabra" da deniliyor. Bundan öncekile-
rın tümü, başka ülkelerden oraya göçmüş bulunan
"dıyaspora "nın çocuklan ıdı...
Dünya görüşleri, belki de daha esnek, daha geniş,
daha tahammültü. bu oldukça yaşlı adamlann yerini
şımdı, yenı kuşağı sımgeleyen bir başbakan almıştır.
Dört savaş vemnış. bunları kazanmış bir ülkenin bu
yenı kuşağının, eskilere göre daha güvenlı, belki de
mağrur, hatta odün vermek ıçın belirli bır neden gö-
remeyen bir psıkoloji ıçinde bulunduğunu ifade et-
mek, herhalde yanlış bır tanı olmaz sanıyoruz...
Ortadoğu'yu saran "köktencılik" akımlarından, İs-
raıl'ın de payını aldığı görülüyor. Bu seçımde, kökten-
ci Musevilerin "Knesef'e 24 milletvekili ile katılmala-
n bunun kanıtı değil mı?
• • •
Baştan da belırttiğim gıbı, Başbakan "S/ö/"nin işi
çok güç: Ödünleri sınırlayıp "banş surecı"nı yürütme-
ye çalışacak. Ya Filistinliler ve öbür Araplar buna ne
diyecek?
Atılan ımzalara eksıksız uymasını ısteyen ABD'ye,
hem "eskı gunahlarını" unutturmaya çalışacak, hem
de, yerindeyse. başını dik tutmaya gayret edecek.
Seçim sonuçlarına karşın, halkın yüzde 65'nin "ba-
nş yanlısı"olduğunu gösteren "Poll" sonuçlarını göz
ardı edemeyecek. Lübnan yönünden dunmadan ge-
len HAMAS ve Hizbullah saldınlanna, faizı ile yanıt ver-
mekten vazgeçmesine de olanak yok. Keza, kutsal
sayılan Hebron (El Halil) kentınden kısa sürede Israil
askerini çekmesi gerektıği halde, bunu ertelemek zo-
runda kaldığı anlaşılıyor.
Bu listeyı daha da uzatmak kabıl. Aynntılar bır ya-
na. bütün bu gelışmeler ve ortaya çıkan son durum,
bölgede yaşıyan ınsanların. sürekli veadıl bir banş dü-
zeyine geçmeleri için. köprülerin altından derelerin,
ırmakların akması gerektığıne ışaret edıyor.
TURKIYE'nln
TRT'de
tek yürek olmasına
3 gün kaldı!
aziran 1996
iaat: 21.30
City Ground Stadından
canlı yayın
PENCERE
"Istikpar"?..
"Soğuk savaş" Batı Bloku ile Doğu Bloku ara-
sında 40 yılı aşkın bir zaman diliminde sürdü;
Sovyetler'in çökmesiyle sona erdi.
Ama dünya rahata ermedi.
Amerika:
- Bana, diyor, yeni bir düşman lazım...
Yeni düşman kim?..
•
Eskiden Sovyetler vardı, komünizm umacısıy-
la toplumlar korkutuluyordu.
Oysa şimdi iş daha karmaşık; dünyanın sanki
çivisi çıktı; savaşlar, ayaklanmalar, istikrarsızlık-
lar, açlık ve güvensizlik yer yuvarlağına yayılıyor;
üstelik düşman belirsiz...
Tehlike nereden geliyor?..
Bir yeni düşman bulundu:
islam köktendinciliği!..
Ne var ki yeryuvarlağının belirli bölgelerini sa-
ran İslam köktendinciliğinin itici güçlerini sapta-
mak gerekiyor; Amerikalılar düşündüler taşındı-
lar, toplumları çökerten nedenleri sıraladılar:
1) Ekonomik istikrarsızlık
2) Uyuşturucu salgını
3) Yasadışı silah satışı
4) Çevre kirlenmesi
5) Nüfus artışı
6) Etnik çatışmalar
7) Göç
Dünyanın önemli bölgelerinde ya da kavşakla-
rında yaşanan bu sorunlar, kilit noktadaki bir ül-
keyi kargaşaya sürükleyip yıktı mı, sonuçların
Amerika'yı içine alacak bir deprem yaratmasın-
dan ürkülüyor.
•
Amerikalı, hiçbir zaman yaşanan olayların kö-
kenine inmeyi düşünmüyor, yüzeysel görüntüle-
re bakarak kendı öz çıkarlarına göre önlemler al-
mayı yeryüzü politikası olarak benimsiyor, statü-
koyu korumaya çalışıyor; ABD "Yeni Dünya Dü-
zeni" kavramının jandarmasıdır.
Bu, onun bileceği iş...
Ama Türkiye'nin de kendine göre bilmesi ge-
reken işler var; çünkü Türkiye bir büyük çökün-
tüyü yaratacak bütün nedenlerin yumaklaştığı ül-
kedir: 1) Ekonomik istikrarsızlık içinde kıvranıyo-
ruz. 2) Uyuşturucu trafiğinin kavşak yolları üstün-
deyiz. 3) Yasadışı silah satışlannı iç savaş boyut-
larına varan çatışmalar körüklüyor. 4) Çevre kir-
lenmesini aşırı boyutlarda yaşıyoruz. 5) Nüfus ar-
tışından öte, nüfus patlaması sürecinin içindeyiz.
6) Etnik çatışmalar Türk-Kürt sorununu uluslara-
rası boyutlara taşıdı. 7) Göçler, ülkeyi allak bul-
lak edecek bir ivmeye ulaştı.
Bütün bu sorunları sırtında taşıyan Türkiye'de
sosyal adaletsizliğin yoğunlaşması, İslam kök-
tendinciliğini neden körükleyip azdırmasın?..
Terör neden yükselmesin?..
•
Amerika, Ortadoğu bölgesinde petrol kaynak-
larını güvenceye alacak bir "istikrar" istiyor.
Peki, bu "istikrar" neden sağlanamıyor?..
Çünkü Amerika, dünyadaki "istikrar"\ sömürü
düzeni uzerine kurmak istiyor. Toplumlarda "eşit-
lik" ve "sösya/ada/ef" sağlanmadan bu "istikrar"
kurulamaz. Sovyetleryıkılsada, "komünizm"ye-
nilgiye uğrasa da, yeryüzünde rahata erişileme-
yecek...
"Yeni Dünya Düzeni" adı verilen deli gömleği
içine sığar mı insanlık?..
Türkiye, ülkede yaşanan istikrarsızlığı aşmak
istiyorsa, toplumda hakça bir düzen kuracak!..
Dünyadaki "istikrar" da eninde sonunda "hakça
dünya düzeni" kurulmasına bağlı değil mi!.. Ame-
rika "soğuk savaş"ta Rusya'yı yendi; ama, dün-
ya tarihine göre kazandığı "harp"değ\\, ancak bir
"muharebe "dir.
ALEVİLER HABİTAT'DA
Alevılik ve Bektaşilik'te Semahlar ve Deyişler
Düzenleyen: Karacaahmet Sultan Dergâhı,
Şahkulu Sultan Dergâhı
Yer: Taşkışla Maden Fakültesi G Amfisi
Tarih: 8 Haziran 1996 Cumartesi günü
Saat: 20.00 - 22.00
PROGRAM:
Konuşma:
Semah:
Tuncay Atay - Ayça Atay
Yaşlılar Semahı (Kırklar Semahı)
Yöneten: Mahmut Erdal
Sanatçı: Adnan Kılıç
Semah: Gençler Semahı, Yöneten:
Karacaahmet Sultan Dergâhı
Sanatçı: Aynur Güneş
Semah: Minikler Semahı,
Yöneten: Şahkulu Sultan Dergâhı
Sanatçı: Erdal Erzincan - Tolga Sağ
Bitiş konuşması: Tuncay Atay
Müracaat Tel: (0 216) 343 20 99 - 391 29 11 -
369 95 06-369 95 07
ALAADDIN HOTEL• * * •
Incekum Alaaddin Hotel, Türkiye'nin yeşil turizm beldesi Antalya'nın Alanya ilçesi Avsallar kasabasında
Akdeniz'in berrak kıyılannda hıızur, spor, eğlence dolu bir ortama sahiptir.
Antalya Havaalanı'na 98 km. uzakhkta olan İncekum Alaaddin Hotel 232 oda, 500 yatak kapasitelidir.
Yılın 300 gününün güneşli geçtiği ve deniz sezonunun 8 ay sürdüğü Akdeniz'in bu şirin yöresindeki otelimi-
zin odalan ile tûm kapalı alanlan merkezi ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemi ile donatalmıştır.
Özel banyolu odalanmız otomatik telefon, 4 kanal müzik yayını, uydu yayın TV sistemi ile otelimiz tatilde
evinizi aratmayacaktır.
İncekum Alaaddin Hotel'de aynca açık ve kapah barlar, sauna, kondisyon merkezi, disco, 2 yüzme havuzu,
özel plaj alanı, iskele, su sporlan merkezi, tenis kortu bulunmaktadır.
Otelimiz 150 kişilik simûltane çeviri sistemi toplanü salonu, 500 kişilik restoran, alakart restoran, pasta salo-
nu, televizyon salonu, ovun odası, alışveriş mağâzalan. ve manzara teraslan ile unutamayacağınız bir tatil sun-
maktadır.
İncekum Alaaddin Hotel'in mutfak ustalan da gece müziği eşliğinde zengin açık büfeleri ile Türk yemekleri-
nin lezzeüni sizlere bir kez daha tatüracaktır.
ALAADDİN OTEL
• • • •
Rezervasyon için:
(0242)517 1491 (6 hat)
İneekum-ALANYA