Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5 HAZİRAN 1996 ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
Fehmi Tosun.
19 ekim
sabahı çıktı
evden. Akşam
bahçede iki
adamın
kollarında
gördü onu en
son Hanım.
"imdat" diye
bağırdı: "Beni
öldürmeye
götürüyorlar."
Hanım
yetişemedi,
kurtaramadı
Fehmi'sini...
7
aşinız otuz ıkıyse. bıri
kolunuzdan tutup. "An-
lal bakalım. ne yaşadın
bugüne kadar"div e sor-
sa ne anlatırsınız? Doğ-
duğunuz kentı. gıttığı-
nız y a da kapısından döndüğünüz okul-
ları. üç senede ^eflıge yükseldığınızı. ıkı
se\ gilıden sonra hay atınızın kadınını y a
da erkeğını bulduğunuzu. bugune kadar
bır e\ sahıbı bıle olamadığınızı. repoda
çoğalan paralannızı..
Bırazcık dürust da\ ranırsanız kendi-
nıze. bunlardan hıç olmazsa bırının ha-
yatınıza değdığını gorürsunüz.
Ama bunlar Hanım Tosun'a hıç değ-
mez. hıç duşunmez. duşleyemez de.
Otuz ıkı yaşinda. sıze ancak okuma yaz-
ma bılmedıgını. abısının. babaMiım. ak-
rabalannın öldurüldüğünü. dogduğu ko-
yünyakıldıgını. anaMiıınkırkınavanna-
dan kalpten. kaynanasının aynı yaşlar-
da çocuk dogururken öldüğunü. on al-
tısında evlendığını. beş çocuk doöur-
duğunu. kocası Fehmi'nın sesını "İm-
dat, beni kaçırıyorlar.öldürecekler" dı-
ye bağınrken son kez duydugunu. yedı
aydır ondan bır haber alnıadıgını anla-
tabılır ancak ..
Ta Aveılar'dan kalkıp her cumartesi
Galatasaray "a ıçınde bınbır umutla gıt-
tığinı. çocuklannın karşılannda gördük-
len her vabancıya korkuyla baktıgını. ge-
celerın Istanbul'dao vakılanköyünden
bıle uzun olduğunu söyleyebılır.
Bır kez olsun onu duy un. dınleyın ıs-
ter...
Köyde, Licökte...
Ne zaman
biter
CUMARTESİ
ANNE CEIİ
BERAT *s
*s
GÜNÇIKAN
FOTOĞRAFLAR
bu acüar?• Otuz ikisinde, yaşı genç, bedeni asırlardır yaşamışçasına yorgun bir kadın. Adı
Hanım Tosun. Kulağında kocası Fehmi'den duyduğu son sözler, "imdat, beni
öldürmeye götürüyorlar." Nerelere başvurmadı, hangi kapıları çalmadı ki? Hele
o beş çocuğun soruları yok mu, "Ne oldu babamıza?" Otuz sekiz yaşındaki
adam için kolay mı "Kayboldu" demek?
iki çocuğu, Ali'yle Besna işteler. Hanım, Jiyan, Bahoz ve Mazlum'la evde onların dönüşünü bektiyor. Feh-
mi, kayboldu kaybolalı biraz gecikseler içi eriyor. Yollara atıyor kendini, bakkala soruyor, kahveciye...
\dı sonraları Çalındır'a dönüştürüle-
cek olan Lıcök'te dogdu Hanım. Yüzel-
lı haneydı. Lıcök. Dıyarbakır'ın Lıce
ilçesıne bağlıv dı Hanım. dön kardeşm
üçüncüsüydü Topraklan azdı anıa tü-
tün. sebzemeyveyetıştınvorlardı.Onu-
na basmamıştı daha tarlada çalışmaya
başladı. Annesı kalbınden. hastalanın-
caevın işinı de Hanım üstlendı. Köyde
okul \ardı. az da olsa okula gıden kız
da. Ama Hanım'ı göndermedt Mehmet.
kız çocuğu okuyup da ne olacaktı'' Er-
ken serpıldı Hanım. erken başladı gö-
zalmaya. Abısı Maşrup'un arkadaşı Feh-
mı de yüreğını Hanım da bıraktı. ^ıvnı
köydendıler
Hanım onaltısınday dı. Fe.hmı y ırmı ıkı-
sınde Hanım da evlenne sik sik gelen
Fehmı'vı sevmış. amabununasıl anlaı-
sınbırtürlübılememıştı. Maşrup. bırgün
gelıp de " Fehmi seninle eNİenmek isti-
yor" dey ınce ha\ alara uçtu Eger ona so-
racak olsalar cevabı "e\et"tı.
Bu sev day ı. anne v e babay a anlatmak
Maşrup'a düştü. Günden güne güçten
düşen Ay şe'nın ısteğı ölmeden once kı-
zının dügününü görmektı. Mehmet de
kırmadı onu E\lendıler Kayınbabası
Fehmı">edebırparçatoprak\erdı. Ka-
rı koca onu ekıp bıçmeye. kazandıkla-
rıyla yetınmeye çalıştılar.
On sekızıne gırdıkten bırkaç ay \on-
ra Ali'y ı dogurdu Hanım. Köyün ebe-
sıydı dogumu yaptıran. Korktu. bır da-
ha hamıle kalırsa kım ne derse desin
hastaneye gıdeeektı Besna'yı. Jiyan'i.
Bahoz \e Mazlum'u Dıyar-
bakır Devlet Hastanesi'nde
dogurdu. Beş çocuğa. onca
çalışmav a rağmen Fehmi "den
çekmemıştı yüregını Koyde-
kı dığer erkeklere benzemı-
yordu Ne hakaret edıyordu
Hanım" a ne de el kaldırıy or-
du. Bırşey yapacak.bırvere
gıdecek olsa söy iüs ordu ka-
nsına. Hanım'ın gözlerı bı-
raz bulutlansa. neydıvse o
yapmaktan da gıtmekten de
vazgeçıyordu.
Korucu olmazsanız...
Yaşıtları gıderken o okula
gönderılmemıştı >a. kız og-
lan ay ırmay acak çocuklannı
okutacaktı Hanım Ali'yle
Besna'y ı köyun okuluna Feh-
mi \ l<e beraber göturup y az-
dırdılar. Zekıydı çocukları.
çalışkandı ama dördüncü > ı-
lın sonunda okul kapandı
Çünkü artık ögretmenlerı
yoktu. çünkü artık koy kana
bulanmıştı.
Köve ılk askerler. çocuk-
lar okula başladıklan vıl gel-
Yüz ellı hanelık köv-
de. bıre\ bılekabul etmemıştı korucu-
luğu. "Sakindir bizim kövümüz" de-
miijlerdı. "Korucu olmak. silah kuşan-
mak istemhoruz." Çevre köyler bırbır
koruculuğu kabul edıp sılahlanırken on-
lar kararlarından \azgeçmemi!îtı.
Hanım'ııı abısı Ma^rup koruculann ılk
öldürdüğü kö> lülerden bırı oldu. Koru-
culuğu kabul eden ko> lüler sık gelır ol-
muşlardı Lıcök'e At sınında dolanıp koy
ıçınde ha\ a\a ateş edıyor. Lıcöklüler'ın
ş üreklennı ağızlanna getıny orlardı C, o-
ğu kez bununla da yetınmıyor tehdıt
edı\orlardı. ~Sizi hökiimete bildirece-
ğiz, PKK'Ulara \ardını ediyoriar di>e-
ceğiz.** Bu tehdıtlerı savurdukları gün-
lerdenbırinde. Ma^rupkar^ılarınadıkı-
lıp "Bizi ni>e rahatsız edhorsunuz" dı-
>e sordu. "Koruculuğu para için kabul
ettiniz. Ama orada durun. bi/imle uğ-
raşmayınr Daha sözunu bıtırmemısjtı.
koruculardan bırı ateş ettı. Maşrup öl-
müştü.
Fırtınanın acısı
Yasını kaldırmamıştı kı Hanım. bu
kez babasını oldürdü korucular. Amca-
M da gorduğü ışkenceye. kardeşınin. ye-
ğenının öldürülmesıne dayanamadı. öl-
dü. Korucular sa\urdukları tehdıtlere
sadık kalmış. Lıcöklülerı "hökümet"e
şıkayet etmışlerdi.
Bırgece askerler gelip Fehmi ylebır-
lıkte ahı köylüyü daha gözaltma aldı-
lar Yırmı bırgün Fehmfden haber ala-
madı Hanım. Sonratutuklandığını. Dı-
\ arbakır cezae\ ıne götürüldüöünü du\ -
du.C ç y ıl dokuz ay hapıs cezaMna çarp-
tırıldı Fehmi.
Şımdı bır başına kalmıştı Hanım. Na-
sil geçınecegını. çocuklarla ne yapaca-
ğını bılemıyordu. Fehmı'nın yokluğu
hepsını vurmuştu ama Bahoz'un (fırtı-
na) acısı daha bır derındi.
Görüşler bazen cunıa. bazen salı gü-
nüydü Uçyaşındaki Bahoz. parmakla-
rını gösterip soruyordu. "Anne biz han-
gi parmakta gidhonız?" Paralarının ol-
madıgını. her zaman görüşe gıdemeye-
ceklerını anlatıyordu Hanım. Bahozkı-
zıyordu. "Sen gelmiyorsan, ben tek ba-
şıma gidiyorum." Bu \ üzden her görü-
şe gıdışınde dığer çocuklannı. boynu
bükük bırakıp Bahoz'u yanına alıyor-
du
Diy arbakır. Gazıantep. Ermenek ce-
zae\ ferının kapısında geçırdı üç \ ıl do-
kuz ay ını Hanım. O ıkı şış bır camlı ce-
zae\ lerınde Fehmi "y e hem yakın olmak.
bır o kadar da uzak kalmay a katlanmak
zordu. Fehmi salı\erıldığınde o \e ço-
cukları \anındaydılar. "Benköyedöne-
mem artık" dedı Fehmi."Rahat koy maz-
lar beni. İstanbul'a gideceğim."Bahoz
ağladı. \ akardı. bırakanıadı Fehmi. onu
da İstanbuFa götürdü.
Köyde bırkaç yaşlı kadınla kalmiştı
Hanım. Dıgerlerı ya Dıy arbakır'a y a dı-
ğer kentlere göçetmıştı "Ben de bura-
larda duramam artık" dıye duşundu
Dört çocuğunu alıp. Dıyarbakır'a kay ın-
pedennın e\ ıne taşındı. Kentın çıktşın-
dakı pamuk tarlalarında çalışmay a baş-
ladı Bırakşam ka> ınpeden. "Polislergel-
di bugün" dedı "Fehmi'yi sordular. İs-
tanbuPa gittiğini söy lcdinı. Bu kez seni
sordular. Nedenini sordum. bir şe> söy-
lemediler."
Hanım da istanbul'da...
Korktu Hanım. Ne yapacağını şaşır-
dı.Fehmrnıntelefonuyetıştıimdadına.
"Gel" dedı. "E\ tuttum." Hanım, iki
yorgan. üç battanıye. bırkaç valız yola
koyuldu. Ev A\eılar'daydı. Fehmi hala-
sının \erdığı eşyalarla oturulabılecek
hale getırmıştı iki odayı.
Pazarlarda ->atıcılık yapıyordu Feh-
mi Alı'y le Besna da onunla bırlıkte pa-
zarlara gıtme\ e başladı. Dığer üç çocuk
küçüktü. Hanım onlan bırakıp çalışama-
dı ama once basketbol. \oleybol fılele-
rı ördü evde. Baktı. az para \enyorlar.
bu kez gözlük kılıflan. kuy umcular içın
takı keselerı >apıı İplıklerınıgeçırıyor.
boncuklarını takıyor. bın tanesınde \e-
dı yüz bın lıra kazanıvordu.
Hıç bılmedıklen kentte y aşasalar da.
yorgunluktan renklerı iolsa da şımdı ra-
hattılar. Bıraradaydılar \e gece sılah
seslenylebozulmuyordu uykuları. Ka-
pıları zamansız çalmıyordu
Fehmi kayboluyor...
Bırsüredırhastaydı Fehmi. Nesı %ar.
bılmıyorlardı. Doktora gıdeeektı ama.
kıme. nasıl' V'erırse ılacı ney le alacak-
lard)?Ogün. l^Ektm 1995'tesabahon-
da çıktı e\ den Fehmi. Alı \ e Besna on-
dan once gıdıp. pazarda tezgahı açmış-
lardı Hanım. arkasından baktı. avakla-
Babam ne zaman dönecek anne?
Bahoz Tosun
Fehmi cezaevinclen çıktığııulun bu ı aıuı
peşiıulen ayrümiYonlu Bahoz. Babası on\ıtz
çıkıvorscı evden soruvonhı, "Ne zaman
döneceksin?" Sonra saatlen saymaya
başlıyoı: Fehmi sörlediği saııtte danmezse
gözyaşları boşaliYonlu. "Gelmeyecek,
gelmeyecek." Evdevse eğer inmivordıı
Fehmi nin kucuğındun. O da {ocııklannclan
sevgninı, şejkatını gizlemiyordıt. Geçen
Ramazan Baynnnı 'ydı. Çocukları
babalanmn yokluğımıt hissetmesınler ıstedı
Hanım. Kıyıda kcılmışpunısnla onlunı bırer
gİYSi aldı. Bayram sabahı suran usık gıydı
venılermı Bahoz. "Sen"detlı Hanım 'a,
"Baıta elbise aldııı, spor ayakkabı aldın ama
hepsi kötii bunlarm. Babam bize iyi şeyler
alırdı. Para verirdi." C'ziildii Hanım. "Sen ne
zaman para istedin de ben sana yok dedim "
dıve sordu Kaşlannı çattı Bahoz. "Seıtin
paranı sevmiyorum." Hanım Tosun
rını nasıl sürüdüğüne. omuzlannın na-
sıl çöktüğüne .. Akşam Alı e\e döndü-
ğünde saat yedıydı Fehmı'yle Besna
yoktu. "Babanız pazara gelmedi mi?"
dıye sordu "Geldi" dedı Mı. "Torba-
sını bırakıp gitti. Bir daha da uğrama-
du" Ya Besna? O bakkaldaydı. şımdı ge-
lırdı. Beş dakıka sonra zıl çaldı. Bes-
na'y dı gelen Baktı heyecanlı. "Neoldu"
dıye sordu Hanım. "Babam" dedı Bes-
na." Bahçedeiki adamla birlikte. adam-
lar onu koUanndan tutmuşlar" "Kimler?"
Tanımıyordu Besna. Balkona çıktı Ha-
nım. kapının önunde beyaz. Renault
marka bır araba. arabanın yanında da
uzun boylu. uzun saçlı genç bır adam du-
ruyordu. Araba çalışır haldeydı.
Arka balkona koştu Hanım. Fehmı'yle
o ıkı adamı görmek ıçın. O balkona çık-
tığında adamlar ön tarata doğru yürü-
\ordu. Yenıden ön balkona geçtı. Adam-
İarın. Fehmi'yi çekıştırereksürükledık-
lennı gördü. "Fehmi" dıye seslendı.
Fçhmı balkona dogru çeurdı başını.
"İmdat" dıye bağırdı. "Beni götürii-
\ orlar, öldürmeye götürüyorlar."
Kocamı kaçırdılar...
Hanım. Besna ve Alı koşarak ındiler
ışağıya Araba hareket halındeydı ama
çırpman, adamlann ellennden kurtulma-
ya çalışan Fehmı'nın ayaklan dışarda kal-
mıştı. Alı koşupyetıştı. arabadakı adam-
lardan bırı eline vurdu "Tamam" dedi
Alı'ye. "SendegeLbinarabaya." Alıdur-
du, korkmuştu. Araba süratle köşeyi
döndüğünde. e\ lerının karşısındakı em-
lakçıdan polısı aradı Hanım. "Kocamı
kaçırdılar" dedı. On beş dakıka sonra
bır ekıp otosu geldı. Olanlan bır çırpı-
da anlattı. hemen hareket etseler. belkı
yakalayabılırlerdı arabayı. Polıslerdenbı-
n, "Bizsenin ser\isin değiliz" dedı.
u
Ön-
ce karakola gidip dilekçe vereceksin."
Karakolda nereh olduğunu sordular
Hanım'a. babasının. kocasının ışinı.
düşmanları olup olmadığını. Sokakla-
rında oturan bır çocuk otomobılın pla-
kasını almıştı, onu da söyledi. Plaka
sahte> dı. Ikı saat karakolda bekledı, bır
dilekçe yazıp eve döndü Hanım.
Ertesı gün De\let Güvenlık Mahke-
mesfyle Gayrettepe'ye verdı bırer di-
lekçe de Bır hatta bekledı Ne Fehmi
geldı ne de ondan bır haber Yenıden Dev -
letGü\enlık Mahkemesfne gıdıp sa\-
cıylagörüştü. Bırhaberyoktu. "Kosko-
ca bir savcısın sen" dedı konuşurken
"Bir hafta olmuş kocam kaybolalı, niye
bir haber alamadın?" Sa\ cı. "Ben terör-
den haber alamıyorum" dıye yanıtladi
sorusunu. Dıklendı Hanım. "O zaman
niye si/e dilekçe \erdim ben" dedı. "Ge-
ri \erin dilekçemi." Sa\cı kızdı.
Karakolda. savcılıkta Hanım'ı çıleden
çıkaran "terörist" lafı dolanıp duruyor-
du. Kımdı terör? Bırzamanlarköylerın-
de çalışan marabalara sılah dağıtmıştı
de\let, o marabalar da susuz. bereket-
sız topraklarının ıntıkamını almışlar. sı-
lahlarını suyu bol köy lerının üzenne
çe\ trmışlerdı. Oysa Fehmi kımseye zu-
lüm yapmamış. kımseyı öldürmemış,
kımsenın köyünü yakmamıştı.
\azgeçmedı Hanım. Yedi aydır koca-
sını. Fehmi "y ı anyor. Besna.
bır konfeksıyon atölyesinde
çalışıyor şımdı altı mılyon
lıra aylıkla. Alı ıse bır mar-
kette çırak. Onun aldığı da ay-
da beş mılyon. Her ay beş
mılyon kıra ödüyorlar Yıne
de ne Dıyarbakıra dönme-
\ı duşünüyor Hanım ne de
köye. Köyde. beş çocukla
yaşayamayacağını bılıyor
çünkü. Dıy arbakırdesen. ora-
da açlıktan ölebılır ınsan. İş-
te Maşrup'un karısı ve yedı
çocuğu. Perişan halde. bır
odada y aşıyorlar. Bılıyor. ora-
da bır mılyon. bır buçuk mıl-
yon kıra verecek ama ış ne-
rede? Burada hıç olmazsa.
çalışacak ış \ar.
Fehmi y aşıyor mu'1
Bilmı-
yor Ölümügetırmıyoraklı-
na. Ama çocuklar.. Onlar
hep kapı çalınışında. karşıla-
nnda her yabancı gördükle-
nnde annelerının ağzından
bır ağıtın yükseleceğınden
korkuyorlar. E\ lerının kapı-
sında zıl yoksa, ışte bu yüz-
den
Yarın: Elif Tekin in
oğlu Düzgün'dü.
POLİTİKA VE OTESİ
MEHMED KE!VL\L
• ••Geceyarısı Kasası
Önce bir küçük öykü gibı gorünurken karıştıkça bir
romana dönüyor, bir "örtülü odenek" romanı oluyor.
Bu romanı herkes kendine göre anlatıyor. Şımdi Me-
sut Yılmaz'dan dinleyelım:
"Vakıflar Bankası 'na iki araba gıtmış. Bankada ye-
terlı miktarda para olmadığı ıçin şubelere bakılmış.
Şubelerde de bulunamamış. Bunun üzenne Merkez
Bankası açtınlarak (bankaya) para aktanlmış. Bu pa-
ranın 250 mılyar lırası 100'lük olarak dolara çevrılmış
ve bır gecede çekılmış. Bu para once başbakanlığa
getirılmış. Burada yanm saat kadar kalmış. Sonra ta-
limatla Başbakanlık Konutu'na gotürülmüş. Paranın
250 milyarlık bölümu Başbakanlık Konutu 'na neden
götürülmüş, bılinmıyor.
"Para usulüne göre harcansa devlette kaydı ve bıl-
gisı olurdu.", "Sordum, yok!"
"Bu paranın 250 milyar bolümünün, yanı yuzde
60'ının yasadışı kullanıldığını ıspatlayabılınz."
Yılmaz, 'örtülü ödeneğm yasada belırtıldığı gıbı
harcanmadığı görülüyor." Açıklansa ıyı!.. Açıklanma-
dığı görülürse "şahsı çıkar" için kullanıldığı kanısı uya-
nacak.
Çiller'le Demirel arasında göruşme başlıyor. Pa-
ranın neredeolduğu soruluyor. Çıller, Demırel'e. "Ben
bu parayı gümruk bırliğı ıçın kullandım" dıyor.
Cumhurbaşkanı bu söz üzenne, "Gümrük bırliğı
üç ay önceydı" dıyor. Bunu soylerken çok kızgındır.
Tekzip ediyor.
Daha sonra Çiller köşkten çıkarken "bılgı verdım"
dıyor. Bu açıklama köşku çok kızdırıyor.
Demirel, Mesut Yılmaz'a:
"Çok sınırlendım, tansıyonum yükseldt" dıyor.
"Bunları bana değıl bılgının muhatabı olan başba-
kanagıtanlat!.."
Öylesine sinirlenıyor kı Ingılızce konuşmaya başlı-
yor. Sinırlenmezse Ingilizce konuşmaya başlar mO Çil-
ler'ı uyarıyor. "Consequence" dıyor, butun sonuçla-
rına "katlanırsın" demek ıstıyor.
Ardından eklıyor:
"8u, kaçımlmazdır."
Çok gizli tutulduğu sanılan örtülü ödenek tartışma-
sı bundan sonra köşkten dışarı taşıyor. Ikı kışı arasın-
da kalması gereken konuşmalar yayılıyor.
Örtulu ödenek tartışmalarının önü, ardı kalmıyor, ya-
yılmaya başlıyor.
•
Bir örtülü ödenek oyküsü vardır. Kulotla, cımbız...
Yassıada duruşmalan sırasında ortulü ödenek hesa-
bı ortaya dökülünce, başbakanlık kasasından bir
"cımbız" ve bır çift "kadın külotu" çıkıyor.
Yüksek Adalet Divanı'mn bu oturumunu anımsa-
rım. Dıvan Başsavcılığı bunları kürsüden onemlı ka-
nıtlar olarak göstermıştir:
"Kadın külotu da nereden çıkıyor" demeyın. Baş-
bakan Adnan Menderes çapkınlığıyla unlüdur. Yas-
sıada'da sevgılısı prımadonnanın davası da görulü-
yordu. Külotlan sallayan Başsavcı yardımcısı. şunla-
rı söylüyordu:
"Bakın devlet sırlarmın saklanması gereken kasa-
lardan neler çıkıyor?"
Savcı, "cımbız" ve "kulot" davası açmak zorunda
kalıyor, "Yassıada davalan" denınce cımbız ve külot
akla gelecektır.
Işte boyledır, örtülü ödenek kasalan ne sırlan sak-1
lar, nesıriarın üstünüörter... „ . „ , , . .-.. , . ._, \
Elıne sağlık başlığı atanın: 'Bek/enensonuç'. Birde
"beklenmeyen sonuç" vardır. Onu da goreceğız.
B U L M A C A SEDAT YİŞAYM
SOLDAN SAĞA:
1/ Duşünceler. anı-
lar arasında benzer-
lıklen.karşıtlıklan.
zaman ıçınde bır
arada olmalan do-
layısıyla kurulan
baglantılar. 2/Ha\-
vanlara vurulan
damga Islam
ınancınagörekıva-
met günü bütün
ölülerın dırılerek
toplanacağı yer 3/
Gözün savdam ta-
bakasına uygula-
nanbırtürmercek
1
2
3
4
5
6
7
8
9
1
l
2 3 4 5 6
U I I
NUrLN
8 9
•r
• u n1
1 n• 111 , 2 3 4 5 6 7 8 9Cıhz.
zayıf 4/Üstükapalı olarak
anlatma . Ocaktan çıkan-
lan ışlenmemış maden bı-
leşığı 5/Ge\ışgetıren
havvanların mıdelerının
dördüncü bölümu. Sod-
yumun sımgesı. 6/ <\ntık
Yunan mımarlığının üç bı-
çemınden bın.. Sazın en
kalın telı. II Yabanıl ıncır 8 I
ağacına ve bu ağaçlarda •
döllenmevı sağlayan sıne- '
ge verılenad . Hıle. duzen. 8/Bır savı... Afnka'nın en vük-
sek dağı Kilimanjaro'nun. yerlı dılkrde "özgürluk" anla-
mına aelen adı 9/Atın bır tür hızlı vüruşüşu Sanı
\ l K4RIDAN AŞAĞIV \:
1/ Ikı şey arasındakı tutarsızlık. 2/ Kansızlık .. Yetennce ay-
dınhkolmayan.3/Nar, erık. kızılcıkgıbı yemışlerden yapı-
lan pekmez 4/ Habeş soylusu... Gemılenn onarıldığı üstü
örtülü ha\uz 5/ Şarkı.türkü Gözdecanlılık Öğütulmüş
tahıl. öA'ırtıcı bır kuş... "Semaya set çektı — u fıganım"
(Karacaoğlan). II lsı ıle ılgılı: termık.. Gömleğı andıran \e
genellıkle ınce kumaştan yapılan astarsız kadın gıvsısı. 8/
Vat lımanı... Eskı Mısır'da güneş tanrısı. 9/ Kapsama. ıçıne
alma.
D o ö a u a s ı f ı r
KİBELE Resorf Hotel
Oda +
Kahvaltı:
950.000.-
TL/kişi
(Ovacık koyu, Oludenız I Fethıye)
•Sessızlığın ortasında, dağ manzaralı
•ûlüdenız'e 5 km. mesafede
•Trekking/Jogging parkurlarına yakın
•Tüm odalarda balkon, banyo, wc
•Yüzme havuzu, geniş bahçe
•Havuz bar, restaurant, cafe
(252) 616 66 58, Sibel&Fikret (212) 212 50 34, Alihan
ÇACIN MOTEL
Yazı Ege'de karşılamak için
Her öğün balık
2 kişifT.R) 2.800.000 TL
Asos Bektaş Köyü
7e/.: 0.286 723 4042-43