23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ HABERLER 'Yeniden Düşünmek' sempozyumu • ANKARA (AA>- Hak-İş tarafından düzenlenen ve çeşitli toplumsal sorunlann irdelenerek. çözüm aranacağı "Türkiye'yi Yeniden Düşünmek" sempozyumu. bugün Ankara"da yapılacak. Iki gün sürecek sempozyumda. "Modernleşme ve din". "Birarada yaşama kültürlerinın toplumsal dokudaki etkileri" \e "2000'li yıllara doğru Türkiye'de sivil toplum örgütlerinin rolü ve gücü" konulannda bilim adamlan ve gazeteci-vazarlann tebliğler sunacâklar. Çirkin rttrfaklar' • KAHRAMANMARAŞ (AA) - BBP Genel Sekreten Ökkeş Şendıller. "'Çirkin ittifaklar Meclis'ten güvenoyu alamaz" dedi. Türkiye'nin etrafında hain ittifaklar oluşturulduğunu. buna karşılık iktidar boşluğunun "sen-ben kavgası" ve "ayıp örtme" pazarlığı şeklinde sürdürüldügünü öne süren Şendiller. "Samimiyetten uzak. siyasi lider ve kadrolann hakkındaki şaibe ve iddialan, ayıpları kapatmak için kuruiacak hükümet. çaresizlik getirir. Maalesef. hükümet formülleri bu çirkin pazarlıklar üzenne bina edilmeye çalışıhyor. Böyle hükümet, kiminle kurulursa kurulsun. Meclis'ten asla güvenoyu alamaz" diye konuştu. Uzanlar'ın beraatı bozuldu • ANKARA (ANKA)- Shovv TV'nin sahibi Erol Aksoy hakkında "Rum çocuğu' diye yayın yapan Interstar televiz>onu sahibi Cem L'zan ve yöneticileri hakkında 4ayrı davada verilen beraat kararlan Yargıtay tarafından bozuldu. Bozma kararlanyla birlikte Cem Uzan. Özcan Ertuna. Özden Akbal, Gülgûn Feyman, Ardan Zentürk. Orhan Duru. Hamit Özsaraç vayın yoluyla hakaret suçlanndan yeniden yargılanacak. Madımak Oteli açılıyor • SIVAS (Cumhuriyet) - Sıvas'ta 2 Temmuz 1993'te meydana . gelen ve 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylar sırasında yakılan Madımak Oteli. yeniden açılacak. Otel yetkilileri. kendi imkânlanyla onanmını yaptıklan otelin açılmasının. tazminat davalannın sonuçlanmaması nedenijle geciktiğini söylediler. Bu durumun kendi lerine büyük maddi külfet getirdiğini belirten yetkililer. "Otelin onarımı için hiçbir yerden maddi yardım almadık" dediler. Enkan'dan açıklama • Haber Mtrkea - Eski Devlet Bakanı ve DYP Ankara Milletvekilı Ünal Erkan. gazetemizin dünkü sayısında vayımlanan "lddialar eski ve yalan" başlıklı habere ilişkin olarak gönderdiği açıklamada. haberde yer alan "Şerefsiz kişilerce hazırlanmış zırva bir rapor" tümcesinin. "Zırva bir rapor. Şahsıma çamur atılmış. Şerefli insanlar. şerefli insanlara çamur atmaz" diye düzeltilmesini istedi. Erkan. "Bu insanlann şerefi varsa. çıkıp "Bu raporda vazılanlar dedikodudan ibaret' desin" ifadesinin doğrusunun da. "Bu raporu yazanlar şerefli insanlaısa. şahsımla ilgili vazılanlan ya ispat etsinler ya da raporda ver alanlann dogru olmadığını. dedikodu olduğunu açıklasınlar" biçiminde olduğunu bildirdi. Türk-İş'e dava • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kanun dışı genel grev karan aldıklan ve uyguladıklan gerekçesiyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca haklannda dava açılan Türk-lş Yönetimi ve Başkanlar Kurulu üyelerinden oluşan 35 sanığın yargılanmalarına başlandı. Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada. sanıklar hakkında 6"şar aydan az olmamak üzere hapis cezalan istenivor. Çiller'e tepki olarak gelişen yaprak dökümünün yeni istifalarla süreceği söyleniyor DYP zor dunımdaOS.MAN A> DOĞAN ANKARA - Tansu Çiller'ın: kuşkulu serveti, TEDAŞ ve TOFAŞ ihaleleri nedenivle hakkında 3 meclis soruşturması açılması ve örtülü ödenek skandalıyla ilgili iddialann ardından RP ye yanaşması üzerine DYP'de başlayan çözülmenin süreceği belirtildi. Devlet Bakanı İbraKitn Y'aşar Dedelek ile Genel Idare Kurulu (GIK) üyeleri Te\fik Diker, Şinasi .\Jtıner, trfan Demiralp ve Mustafa Küpeli'nın ANAP'a geçmesi. Hamdi İ çpınarların da Büyük Türkiye Partisi'ne (BTP) katılmasının ardından yaklaşık 20 mılletvekilinin daha istifa egiliminde olduğu savunuldu. Dışjşleri Bakanı Emre Gönensav ve Turizm Bakanı Işılay Sa>gın ile Ali L'yar. Sabri Güner. Mehmet Köstepen, Muzaffer Ankan, Demir Berberoğlu ve Refaiddin Şahin'ni de aralannda bulunduğu bazı milletvekillerinin, gelişmelere göre istifa karan alabilecekleri bildirildi. DYP'de, temmuz kongresine yönelik olarak başlayan muhalif hareketle birlikte. Tansu Çiller hakkındaki yolsuzluk iddialan ve RP ile koalisyon pazarlığına oturulmasıyla artan rahatsızlık istifalarla sürüvor. DYP'den istifa ederek ANAP'a geçen Dedelek. Demiralp. Küpeli. Diker ve Altıner'in. Tansu Cıller'e "bağlılık yemini" eden grupta ver almalan ve GtK üyesi olmalan dikkat çekti. Temmuz ayında yapılması planlanan DYP kongresine yönelik müeadele eden muhalif grup içinde yer alan Dedelek ve diger milletvekilleri. DYP'den başka milletvekillerinin de ANAP'a geçmesi için harekete geçtiler. Mustafa Küpeli'yi, Mesut Yılmaz'la buluşturduklanm ve istifasının bılgileri dahilinde olduğunu söyleyen Dedelek'in. Hüsamettin Cindoruk ve Yılmaz'la bağlantılı olarak kendısine yakın ısimlerle görüştüğü bildirildi. DYP'den istifaya hazırlanan muhalif hareketten Bursa Milletvekıli Ca\it Çağlar ve İstanbul Milletvekilı Necdet Menzir'in. gelişmeleri izledikleri belirtilirken. Ayvaz Gökdemir. Refaiddin Şahin. Rıza Akçalı ve Nihat İlgün'ün temmuz kongresinden sonra istifa edebilecekleri ıfadeedildi. Mustafa Zeydan, Ali l'yar, Mehmet Köstepen, Emre Gönensav, Işılay Saygın \ c Sabri Güner'ın. DYP'den hemen istifa edebilecek mıllervekilleri arasında olduğu kaydedildı. DYP içindeki gelışmelerden rahatsızlığını dile getiren ve kulislerde gelişmelere göre istifa edebilecekleri belirtilen millervekilleri de şunlar: Edip Safter Gavdalı. MuzafTer Ankan. tlhan Akü/iim. Mehmet Batallı. Yusuf Bacanlı. Demir Berberoğlu, Hayri Doğan, Tekin Enerem. N'amık Kemal Zeybek. Son istifalarla TBMM'deki sandalye savısı 129'a düşen DYP yönetimi de istifalan engellemek ve transfer yapnıak için harekete geçti. Tansu Çiller'in, İsmet Sezgin'eTBMM Başkanlığı önerdiği belirtilirken. Turizm Bakanlığf na getirme vaadiyle CHP istanbul Millervekiir Mehmet Sevigene transfer önerisi götürdüğü belirtildi. Refaiddin Şahin ve Cavit Çağlar'ı, açıklamalan nedenivle ihraç etmeyi planlayan Çiller. Nafız Kurt'u DYP'ye dönmeye razı etti. Çiller'in 3. partı konumuna ve merkez sağda liderlik yarışında Mesut Yılmaz'ın gerisine düşmekten büyük rahatsızlık duyduğu kaydedildı. DYP Genel Başkan Yardımcısı Ismail Karaku\u. partisinden 5 milletvekilini transfer eden ANAP'ı "siyaseti kirletmekle" suçladı. Örtülü ödenek usulsüzlüğü ciddi bulundu, Selçuk Parsadan hakkında dava açıldı Örtülü ödenekskandah mahkemelik• Sanıklar hakkında 5'eryıldan az olmamak üzere ağır hapis cezası istenivor. Örtülü ödenekte usulsüz harcama yaptığı gerekçesiyle Çiller hakkında dava açılabilmesi için millenekili dokunulmazhğının TBMM tarafından kaldırılması gerektiğine dikkat çekildi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP'nin. DYP Genel Başkanı Tansu Çil- ler hakkında. başbakanlıgı dönemınde örtülü ödenek- ten usulsüz harcama yaptı- ğı gerekçesiyle Meclis so- ruşturması başlatılması is- temi RP'nin desteğiyle red- dedilmesine karşın yargı. konuya ilişkin gelişmeleri ciddi buldu. Ankara Cum- huri>etBaşsavcılığı,emek- li Orgeneral Necdet Özto- run'un adını kullanarak Çil- ler'i. başbakanlıgı döne- minde dolandırdıkları ve örtülü ödenekten 5.5 mılyar lira sızdırdıklan gerekçesiv le Selçuk Parsadan. Hüseyüi Cahit Parsadan, Mukadder Balkan ve Ali Yiğitoğlu hakkında AğırCeza Mahkemesi'nde dava açtı. Davayla ilgili hazırlanan iddiana- mede. sanıklar hakkında 5'er vıl- dan az olmamak üzere ağır hapis cezası istendi. Örtülü ödenekte usul- süz harcama yaptığı gerekçesiyle Çiller hakkında da dava açılabilme- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Çiller'i başbakanlıgı döneminde dolandınırak örtülü ödenekten para sızdıran Selçuk Parsadan'ın da aralannda bulunduğu 4 sanık hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açtı. si için. milletvekili dokunulmazh- ğının kaldmlması gerektiğine dik- kat çekildi. Iddianamede. sanık Selçuk Par- sadan'ın. gazete ve televizyon ka- nallannda yer alan açıklamalannın doğru olduğunun kabul edildiği be- lirtilerek "Sanık,emekliOrgeneral Necdet Öztorun'un isim ve unvanı- nı ikna edici bulduğu için bu yolu seç- riğini. sonuçta başarılı olduğunu,do- nemin başbakaııını ve özel kalem miidürünü dolandırdığım, akiığı pa- ralan diger sanıklarla pa\ iaştığını sa- vunmuştur" denildı. Iddianamede şöyle devamedildi: "Sanıklardan Mukadder Balkan, Selçuk Parsadan'ın talimah) la sanık- lardan Hüscvin Cahit Parsadan ile 3 Kasım 1995 >e 18 Aralık 1995 ta- rihlerinde Başbakanlık binasına git- tiklerini. Hüsevin Cahit'in dışarıda kendisini beklediğini, ilkgidişte Baş- bakanlık Özel Kalem Müdürii Akın Istanbu 11u 'dan toplanı 3 mihar lira- > ı. ikinci gidişinde ö/el kalem müdii- riinün sekreterinden toplam 2.5 mil- >ar lirayı imza karşılığında teslim alarak dışarıda bt'kleven Hüsevin Cahit Parsadan'a teslim etti0ni, bu iş karşılığında ise toplam 550 milyon lira aldığını vesuça bilerek kahlma- dığını ileri sürmüştür." Baykal, EP'nin kapatılmasının demokrasinin sorunu olduğunu söyledi Parti kapatma davasına büyük tepkiANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. Emek Partisi'nın (EP) ka- patılması istemiyle Anayasa Mah- kemesi'ne açılan davanın. Türki- ye'de "demokrasi sorunu olduğu- nu" gösterdiğini sövledı. EP'nin kapatılmaması için Zonguldak'ta imza kampanyası başlatıldı. Emek Partisi Genel Başkanı Le- vent Tüzel. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal. CHP millervekilleri Ercan Karakaş v e Murat Karayal- çın. Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı İsmet Demirdöğen ileTürkiye-Ortadoğu \akfi Başka- nı Fikret Başkava'yı ziyaret ederek kapatma davası hakkında bılgi ver- di. Baykal. TBMM'deki odasında EP yöneticüerini kabulü sırasında yaptığı konuşmada. sol partilerin hiçbir biçimde zorlamaya yönel- meden siyasi çalışmalannı sürdür- düklerini ka>dederek şunlan söy- ledi:"Toplum düşünceye ihti>aç duvar. Parti kendi denıokratik öne- risini savunur. Toplum ister kabul eder savunur. ister etmez. Türki- ye'nin her türlü görüşe.savgı gös- terme>e ihtivatı var. Yasal çerçe\e- de orta>a çıkan zihnhet ve anlavış- ları kısıtlamadan kav naklanan so- runlar \ar. Demokratikleşme bir süreç işidir. Bunları dikkatle değer- lendirmek gerekir." •\akından izle>eceğiz'' Baykal, davavı vakından izleye- ceklerini belirterek EP'nin kapatıl- masının demokrasinin sorunu ol- duğunu söyledi. CHP İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ise Türkiye'de bir yandan demokratikleşmeden söz edilirken, bir yandan da parti kapatıldığına işaret etti. Partisinin demokratik- leşme programı ortaya kovduğunu, ancak bunun enizellendiûini anım- satan Karakaş. şunları söyledi: "Sivasi partiler demokrasilcrin asil unsurlandır; sivasi parti kapa- hlmasına karşı çıkmak gerekir. Bir de hukuk alanında yapılmasıgere- kenler var; "Kürt realitesinı tanıvo- rum' diyorsan, bunun hukuka >an- sınıası gerekir. Kürt sorunu hak- kında laf sovledi diye iktidar ortağı bir parti hakkında bile dava açılı- vor. Demokratik olmanın ölçüsü ifade özgürlüğünü savunmaktır." Karayalçın da SHP hakkında Kürt raporu nedenivle soruşturma vapıldığını. ancak daha sonra düş- tüğünü anımsatarak *Bu zihniyetle de\letin yüksek menfaatlerinin ko- runabileceğine iııannııvorunı" dive konuştu. ÇGD'vi de zivaret eden Tüzel. partisinin vasalar çerçevesinde ku- rulınuş bir partı olduğunu. ancak kendilerini yasalarla sınırlamadık- lannı sövledi. ÇGD Genel Başkanı İsmet Demirdöğen de örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldınlması gerektiğini belirterek "Sistenı Kürt sorunu konusunda cit'te standartlı olıııaktan çıktı. Çok standartlı bir hal aldı" dedi. De- mirdöğen. EP'nin Kürt sorununa barışçıl bir çözüm istediği için ka- patılmak ıstendiğini savunarak, Türkıye'de herkesin Kürt sorunu dendiği zaman başını kuma göm- düöünü vurguladı. EP Zonguldak ll Başkanlığı. EP'nın kapatılmaması için imza kampanyası başlattı. Hava-İş Sendikası Genel Başka- nı Atilay Ayçin de Emek Partisi için kapatma davası açılmasının, ülke- mizdeki emek karşıtı politikalann önemli bir göstergesi olduğunu be- lirtti. Ayçin. EP'nin muhalefetteol- masına bile tahammül edilemedi- ğinı v urgulayarak karann çağ dışı ol- duöunu kavdetti. Örtülü ödenek RP'den ikinci çark ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - Hükümet pazarlı- ğı yürütrüğü sırada. DYP Ge- nel Başkanı Tansu Çiller'i örtülü ödenek soruşturma- sından kurtaran RP. yeniden çark etti. Örtülü ödenek usul- •>üzlüğü konusunu. 24 Aralık seçimlerinden sonra ilk gün- deme getiren RP Grup Baş- kanvekili Şevket Kazan. Çil- ler'i dolandıran Selçuk Par- sadan'ın cezalandmlması du- rumunda. örtülü ödenek skan- dahnı soruşturma önergesi vererek TBMM'ye getirebi- leceklerini sovledi. Kazan. ~Bize tezgâh kurdular, gel- medik. Örtülü ödenek konu- sunda iddianın ispatı ile ilgi- li konuşacak tek kişi Mesut Yılmaz'dır.N ılmaz. bu konu- da konuşma/sa Türk sivase- tine iftiracı demagog olarak geçer"dedi. DSP Genel Baş- kanı Bülent Ece\ıt parlamen- tonun bu konuda yapabile- cegi bir işlem kalmadığına dikkat çekerek "Artıkiş,sa>- cılığa. mahkemeve kaldı" di- ye konuştu. DSP'nin. örtülü ödenek- ten 5.5 milyar lira ödenme- sinin görev i suiistimal suçu- nu oluşturduğu gerekçesiyle verdigi soruşturma öneree- si.TBMM'de RP-DYPoyla- nyla reddedilirken "çirkin pazarlığa" tepkiler vaedı. DSP Genel Başkanı Büîent Ecev it. Cumhuriyet'in soru- larını yanıtlarken Meclıs'te çok çirkin birpazarlık yaşan- dığını v e bunun kamuoyu ta- rafından değerlendirileceğı- ni sövledı. Ecevıt. "Bu aşa- mada nevapılabiür" >oru>u- nada şu vanıtı verdi: "Önergemiz reddedildiği- ne göre vapılacak bir şe> >ok gibi görünü>or. Arkadaşla- nmızla Grup Yönetim Ku- rulu'nu toplamadık henüz. Toplamnca değeriendiririz. Ama bir şey yapılabileceğini sanmıvorum. Artış iş. sa^cı- lıklara. mahkemeve kaldı." RP Grup Başkam ekıli Şev - ket Kazan. örtülü ödenek sav - lanv la ilgili olarak konuşacak tek kişinin Yılmaz olduğunu sovledi. SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Refah Partisi'nin DYP ile yü- rüttüğü koalisyon pazarlığında RP'nin izlediği çizgi, bu partiye oy veren ve destekleyen Islam- cı kesimlerde değişik tepkilere yol açıyor. Kimi Islamcı yazarlar, RP'nin iktidara ortak olmasının gerekliliğini dile getirirken kimi- leri de ilkesizliğine dikkat çeki- yorlar. Nurcuların DYP'ye yakın olan kesimlerini temsil eden "Yeni Asya" gazetesinde RP'yi ele alan Ali Ferşadoğlu şunları ya- zıyor: "RP, eskiden beri iddia et- tiği, bayraktarlığını yaptığı' dü- şüncelerini' terk etti. Yani, 'de- mokrasiye karşı idi, şeriatı ge- tirecekti, din adına ortaya çıkmış- tı, belli bir kesimin sözcülüğü- nü yapmaya' soyunmuştu. Şim- di, 'Din tekelimizde değil, din adına ortaya çıkmadık, herkesi kucaklıyoruz, kitleleşiyoruz' di- yorlar. Böyle söylediği nispette de reylerini artınyor... Peki, iç- lerinden birkesimi, 'Bizvarltkse- bebimizeters düştük' demeye- cek mi? Bu arada, "Kitle partisi RP İçin Her Yol Mubah... zaten vardı. bize ne gerek var?' diyesorabilir. Ve 1970'lerinba- şında, AP'yi böldüğü gibi, önü- müzdeki günlerde de kendisi bölünebilir." "Akit" gazetesinde ise Ab- durrahman Dilipak RP'nin il- kesizliğini açıksözlülükle vurgu- luyor: "Son bir haber daha; RP kendinin ortaya çıkarttığı örtü- lü ödenek dosyası ile ilgili Mec- lis soruşturma önergesine red oyu verdi. Çünkü DYP ile koalis- yon kufmak, ANAP'ı kıskandır- mak ve pazarlığı kendi lehine sonuçlandırmak istiyordu. llke- li olmasa da siyasal pragmatiz- me uygun rasyonel bir politika izliyordu. Işimize geldiğinde baş- kalannın yaptığı şeyleri kınar- ken aynı şeyleri çıkarlarımız ge- rektiğinde tevil ederek gerekçe- lendirerek meşrulaştınyoruz. RP son karan ile sisteme uyum ko- nusunda önemli bir sınav ver- miştir." RP sisteme uyum mu sağlı- yor, yoksa sistem mi RP'ye uyum sağlıyor? Bu çoktartışmalı. Ay- nı zamanda bir yönüyle ikisi de doğru. Sistem çürüdükçe RP güç topluyor. Güç toplayan RP çürümüş bu sisteme iyice enteg- re oluyor. • • • Böyle bir gelişmeyi Islamcı "Yeni Şafak" gazetesinde Mus- tafa Ozcan'ın şu satırlarında görmek mümkün: "Koalisyon için iki taraf (DYP-RP) da birbi- rine mahkûm. Bu meyanda gö- nül başka istiyor, siyasetin icap- ları da başkadır diyebiliriz. Ka- buğu biryerinden çatlatmak ve kırmak, iktidar olmama send- romonu aşmak gerekiyor. İkti- dara şartlanmış refleks haline yakalanmadan. belediyelerde olduğu gibi merkezde de des- tekçi kitlelerRP 'yi iktidarda gör- mek istiyorlar. Hatta kamuda is- tihdamında fayda olan, ama ay- nmcılık neticesinde kadro dışı bırakılmış çok sayıda mağdur gönüldaş var." • • • Mustafa Özcan. RP'lilerin dü- şünüp de söylemeyemediğini söyleyivermiş. "İktidar olun da şu devlet kadrolannı ele geçi- relim, çıkarlarımızı yoluna ko- yalım "diyor. Hatta daha da açık- ça. "Belediyelerde yaptığımızı devlet içinde de yapabilihz" di- yerek niyetleri ortaya seriyor. DYP ile RP arasındaki koalis- yon pazarlıkları ve RP yönetici- lerinin, "Neyapıp edip iktidara yapışalım" anlayışları ibretle iz- lenecek bir noktaya geidi. "Di- ni bütün Müslüman" RP'liler, Türkiye'ye şeriatı getiriyoruz der- ken sonunda. onların şehatıyla, daha önce sistem ıçi partilerin yaptıklan arasında pek de fark olmadığı ortaya çıktı. Onlar da belediyeleri ve devleti bir çiftlik olarak gördüklerini saklamıyor- lar. "Dün dündür, bugün de bu- gün "demekten geri durmuyor- lar. "Yeter ki çıkarlarımıza uy- gun düşsün, yapamayacağımız birşeyyoktur" mesajını veriyor- lar. Aslında dinci ve şovenist kad- rolar devleti büyük ölçüde ele ge- çirmiş durumda. Ancak RP'li- lerin bununla yetinmedikleri ve daha çok kadro. daha çok rant elde etmek istedikleri anlaşılıyor. Uzun süredir iktidardan uzak kalan ve iktidara iyice yaklaşan RP yönetimi, gözü dönmüş bir şekilde iktidara yapışmaya ça- balıyorlar. Bu amaçlarına ulaş- mak için her yolu mubah görü- yorlar. Sırf iktidarı ele geçirmek için, Atatürkçü olmakta(!), orduya se- lam durmakta bir sakınca gör- müyorlar. Bu tavır, RP'yi ve siyasi Islamı bir sivil akım olarak gören aydın- larımıza ithaf olunur. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLL Utanç Fotoğrafları Resim sanatının gelmiş geçmiş en büyük ustala- rındanFranciscoGoya'nın "3Mayıs 7808"adlıtab- losunu neredeyse ezbere bilirim. Madrid'deki Prado Müzesi'nde ya da herhangi bir başka yerde aslını gö- rüp görmediğimi anımsayamıyorum. Ve sanıyorum ki görmedim. Buna karşılık, çeşitli kitaplardaki baskılarına o ka- dar çok baktım ki. bu kurşuna dizilme tablosu bütün ayrıntılarıyla zihnimde... Tüfeklerinı doğrultmuş askerlerin öne eğik sırtları, sol ayaklar önde, sağ ayaklar yanda ve geride duruş- ları, adaleli bacaklarını çizme gibi sarmış siyah renk- li dolak ya da pantolonlar, yüzleri görünmeyen baş- lardaki siyah kalpaklar ve tüfeklerin namlularına ne- redeyse değecek kadar yakındaki kurbanlar... Ve kurbanlann içinde, kollannı cellatlara meydan okur- casına yana ve yukarı doğru açmış o beyaz gömlek- li kişi... Az önce bir kitapta bu resme bir kez daha bakar- ken beyaz gömlekli kişinin ayakta değil, diz çökmüş olduğunu fark ettım... Fakat bu, meydan okuyuşun gücünü azaltmıyor... Belki. tersine... Goya, bu olağanüstü etkileyici tablosuyla Fransız- Ispanyol savaşına tanıklık edıyor. Kitaptan öğrendi- ğime göre. tablo 1808 tarihındeki savaştan altı yıl sonra yap.lmış... Doğrusu, konuyu da şimdi öğren- dim... Çünkü orada betimlenen olay, bir başka yerde, bir başka zamanda da geçebılirdi... Nitekim, söz konu- su kitapta da, Goya'nın bu tablosuna ilişkin olarak şöy- le deniliyor. "insanın ınsana gaddarhğı (vahşeti-acı- masızlığı) hiçbir zaman böylesine canlı gösterilme- miştir." {"A Concise History ofPainting from Giotto to Cezanne") Goya'nın tablosundaki askerlerin duruşuyla "Po- temkin Zırhlısı "nın ünlü merdıvenler sahnesindeki si- yah çizmeli askerlerin (duruşlar, adım atışlar, nişan alıp ateş edişlerle ızlediğimiz) yürüyüşleri arasında bir iliş- ki tjence çok açık... Hayal gücümü biraz daha zorlayarak böyle bir iliş- kiyi Goya'nın yapıtı ya da "Potemkin Zırhlısı "ndaki sah- neyle "Saman Sarısı "ndaki kımı dizeler arasında da kurabilirim: "çıktılar önüme ansızın I oralan gündüz gibi aydınlıktı ama onları benden başka gören olma- dı I bir mangaydılar I kısa konçlu çizmelerı pantolon- ları ceketleri I kollan kollarında gamalı haç işaretleri I elleri ellerinde otomatikleh vardı I omuzları miğfer- leri vardı ama başları yoktu I.... korktukları hem de hayvanca korktuklan bellı I gözlennden belli dıyemem I başları yok ki gözleri olsun I korktuklan hem de hayvanca korktuklan belli I belli çizmelerinden..." Sanatçının çağına, yaşadığı döneme tanıklığı gibi birgörevi, işlevi, sorumluluğu varmıdır? Goya, Eisens- tein, Nâzım Hikmet gibi sanatçıların yapıtlarında bu tanıklık açıkça görülüyor... Tanıklığın türü, biçimi, söz konusu sanatçıyaözgülüğü gıbı konulartartışılabilir... Yine Goya'nın ünlü gravürleri. "Kaprisler"\y\e ilgili şu özlü değerlendirmeyi buraya aktarmak istiyorum: "Bu gravürlerde Goya, zamanının insanlannın, ahlak ku- rallannın, siyasetin, boş inançların ve toplumun tü- münün kendisinde uyandırdığı acıyı, alaycılığı ve kız- gınlığı dile getirir..." ("Büyük Larousse", 12. cilt) • • • Günümüzün çok hızlı yaşanan dünyasında, birbi- rini neredeyse başdöndürücü bir hızla izleyen olay- lar burgacında, sanatçı çağına nasıl tanıklık edecek. Buna genel geçer bir formül verebileceğini düşünmü- yorum... Zamanına tanıklık etmek sorumluluğunu, bilincini, duygusunu taşıyan sanatçı (ozan, ressam, romancı, sinemacı vb.), yöntemini de kendisi arayıp bulacak- tır... Fakat kuşku duyulmaması gereken bir şey, böyle bir tanıkhkta. gazete yazarlığının ve özellikle de, bir sanat dalı olarak tarihi pek de eski olmayan fotoğraf- çılığın günümüz dünyası için taşıdığı önemdir... Vietnam Savaşı'ndan bazı fotoğrafların, bu sava- şın vahşetini, acımasızlığmı Amerika halkına ve dün- yaya duyurmada nasıl büyük işlev gördüğünü biliyo- ruz. Bu fotoğraflar. Goya'nın benim zihnimde derin iz bırakmış tablosu gibi, bir çoğumuzun zihninde sanı- yorum ki silinmezce yer etmiştir... Tıpkı bunun gibi, ülkemizde. bir süredir gittıkçe hızlanan bir ivmeyle ya- şanmakta olan olaylardakı vahşeti, acımasızlığı, ya- zılardan ve yorumlardan daha çok, gazetelerdeki (özellikle de "Cumhuriyet"teki) fotoğraflardan daha derinliğine algılıyorum... Dayak yemeyi ya da bir savaş fotoğrafçısı gibi kur- şunlanmayı göze alarak görüntülemeye çalıştıkları olaylarda, (çoğunluğu çok genç) bu fotoğrafçıların, sı- radan bir belgeselliğin ötesine geçmeye nasıl çırpın- dıklarını ve bunu çoğu kez nasıl başardıklarını görü- yorum... • • • Hatice Tuncer imzasını taşıyan fotoğrafta. Hasan Ocak'ın annesi, ancak bir annenin eli olabilecek çi- leli anne elindekı kâğıt bir mendille. bir çocuk masu- miyetiyle gözünün yaşını kuruluyor. Oğlunun ölümün- den (cellatlar dışındaki herkes gibi) henüz habersiz... Başındaki siyah poşuda. "Hasan Ocak'ı sağ istiyo- ruz" yazısı... Arkada genç bir kadın yüzü ve o yüzün hizasında kocaman bir beyaz karanfil... Bu fotoğraf bellekler- de ve arşivde, canlılığmı yitirmeksizin yaşadığımız utançlı günlerin unutulmaz bir belgesi olarak kalacak... ("Cumhuriyet". 15.5.1995) Hatice Tuncer imzalı bir baş- ka fotoğraf: Kasklarıyla iki uzaylıyı andıran iki "güven- lik görevlisı", bir bayan muhabiri kollanndan kıvır- mış... Arkada başka uzaylılar... Yüzlerindeki anlam belir- siz... ("Cumhuriyet". 10.6.1996). Anneleri değil, nine- leri yaşında gözlüklü bir kadını. belki bir emekli öğ- retmeni çepeçevre kuşatmış, biri onun sol bileğini tu- tup kıvırmış, yine başlarında kasklarla üç genç po- lis... Yaşlı kadının yüzündeki. sözlerle anlatılması olanak- sız acı ve öfke... (Alper Turgut, "Cumhuriyet", 9.6.1996). Tank Tınazay imzasını taşıyan bir fotoğ- raf: Bu kez orta yaşlarda bir polis, liseli genç kızı saç- larından yakalamtş. Genç kızın bükülen boynundaki, yere düşmekte olan vücudundaki, bir ressamın bile tasarlamakta güçlük çekebileceği acılı, olağandışı kıvrılış... Polisin yüzündeki. dişlerindeki, "insanca" nitelemesini hak etmeyen" hırs, şiddet. ("Cumhuriyet", 18.5.1996). Bunlar. "usta" bir gözün ürünüfotoğraflardan birkaç örnek... • • • Bir gün bütün bu fotoğraflar bir salonda, salonlar- da sergilenecek."Demokrasi"aüı altında yaşadığımız karabasanın belgeleri oldukları kadar, insanca değer- lerden yoksunluğun daha evrensel görüntüleri olarak... Ve "Utanç Fotoğrafları"başlığıyla...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle