Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ
HABERLER
'Yeniden
Düşünmek'
sempozyumu
• ANKARA (AA>- Hak-İş
tarafından düzenlenen ve
çeşitli toplumsal sorunlann
irdelenerek. çözüm
aranacağı "Türkiye'yi
Yeniden Düşünmek"
sempozyumu. bugün
Ankara"da yapılacak. Iki
gün sürecek sempozyumda.
"Modernleşme ve din".
"Birarada yaşama
kültürlerinın toplumsal
dokudaki etkileri" \e
"2000'li yıllara doğru
Türkiye'de sivil toplum
örgütlerinin rolü ve gücü"
konulannda bilim adamlan
ve gazeteci-vazarlann
tebliğler sunacâklar.
Çirkin
rttrfaklar'
• KAHRAMANMARAŞ
(AA) - BBP Genel Sekreten
Ökkeş Şendıller. "'Çirkin
ittifaklar Meclis'ten
güvenoyu alamaz" dedi.
Türkiye'nin etrafında hain
ittifaklar oluşturulduğunu.
buna karşılık iktidar
boşluğunun "sen-ben
kavgası" ve "ayıp örtme"
pazarlığı şeklinde
sürdürüldügünü öne süren
Şendiller. "Samimiyetten
uzak. siyasi lider ve
kadrolann hakkındaki şaibe
ve iddialan, ayıpları
kapatmak için kuruiacak
hükümet. çaresizlik getirir.
Maalesef. hükümet
formülleri bu çirkin
pazarlıklar üzenne bina
edilmeye çalışıhyor. Böyle
hükümet, kiminle kurulursa
kurulsun. Meclis'ten asla
güvenoyu alamaz" diye
konuştu.
Uzanlar'ın
beraatı bozuldu
• ANKARA (ANKA)-
Shovv TV'nin sahibi Erol
Aksoy hakkında "Rum
çocuğu' diye yayın
yapan Interstar televiz>onu
sahibi Cem L'zan ve
yöneticileri hakkında
4ayrı davada verilen
beraat kararlan
Yargıtay tarafından
bozuldu. Bozma
kararlanyla birlikte Cem
Uzan. Özcan Ertuna. Özden
Akbal, Gülgûn Feyman,
Ardan Zentürk. Orhan
Duru. Hamit Özsaraç vayın
yoluyla hakaret suçlanndan
yeniden yargılanacak.
Madımak Oteli
açılıyor
• SIVAS (Cumhuriyet) -
Sıvas'ta 2 Temmuz
1993'te meydana .
gelen ve 37 kişinin
ölümüyle sonuçlanan
olaylar sırasında
yakılan Madımak
Oteli. yeniden açılacak.
Otel yetkilileri. kendi
imkânlanyla onanmını
yaptıklan otelin
açılmasının. tazminat
davalannın
sonuçlanmaması nedenijle
geciktiğini söylediler. Bu
durumun kendi lerine büyük
maddi külfet getirdiğini
belirten yetkililer. "Otelin
onarımı için hiçbir yerden
maddi yardım almadık"
dediler.
Enkan'dan
açıklama
• Haber Mtrkea - Eski
Devlet Bakanı ve DYP
Ankara Milletvekilı Ünal
Erkan. gazetemizin dünkü
sayısında vayımlanan
"lddialar eski ve yalan"
başlıklı habere ilişkin olarak
gönderdiği açıklamada.
haberde yer alan "Şerefsiz
kişilerce hazırlanmış zırva
bir rapor" tümcesinin.
"Zırva bir rapor. Şahsıma
çamur atılmış. Şerefli
insanlar. şerefli insanlara
çamur atmaz" diye
düzeltilmesini istedi. Erkan.
"Bu insanlann şerefi varsa.
çıkıp "Bu raporda vazılanlar
dedikodudan ibaret' desin"
ifadesinin doğrusunun da.
"Bu raporu yazanlar şerefli
insanlaısa. şahsımla ilgili
vazılanlan ya ispat etsinler
ya da raporda ver alanlann
dogru olmadığını. dedikodu
olduğunu açıklasınlar"
biçiminde olduğunu bildirdi.
Türk-İş'e dava
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kanun dışı genel
grev karan aldıklan ve
uyguladıklan gerekçesiyle
Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı'nca haklannda
dava açılan Türk-lş
Yönetimi ve Başkanlar
Kurulu üyelerinden oluşan
35 sanığın yargılanmalarına
başlandı. Ankara 10. Asliye
Ceza Mahkemesi'nde
görülen davada. sanıklar
hakkında 6"şar aydan az
olmamak üzere hapis
cezalan istenivor.
Çiller'e tepki olarak gelişen yaprak dökümünün yeni istifalarla süreceği söyleniyor
DYP zor dunımdaOS.MAN A> DOĞAN
ANKARA - Tansu Çiller'ın: kuşkulu
serveti, TEDAŞ ve TOFAŞ ihaleleri
nedenivle hakkında 3 meclis soruşturması
açılması ve örtülü ödenek skandalıyla
ilgili iddialann ardından RP ye yanaşması
üzerine DYP'de başlayan çözülmenin
süreceği belirtildi. Devlet Bakanı İbraKitn
Y'aşar Dedelek ile Genel Idare Kurulu
(GIK) üyeleri Te\fik Diker, Şinasi .\Jtıner,
trfan Demiralp ve Mustafa Küpeli'nın
ANAP'a geçmesi. Hamdi İ çpınarların
da Büyük Türkiye Partisi'ne (BTP)
katılmasının ardından yaklaşık 20
mılletvekilinin daha istifa egiliminde
olduğu savunuldu. Dışjşleri Bakanı Emre
Gönensav ve Turizm Bakanı Işılay Sa>gın
ile Ali L'yar. Sabri Güner. Mehmet
Köstepen, Muzaffer Ankan, Demir
Berberoğlu ve Refaiddin Şahin'ni de
aralannda bulunduğu bazı
milletvekillerinin, gelişmelere göre istifa
karan alabilecekleri bildirildi.
DYP'de, temmuz kongresine yönelik
olarak başlayan muhalif hareketle birlikte.
Tansu Çiller hakkındaki yolsuzluk
iddialan ve RP ile koalisyon pazarlığına
oturulmasıyla artan rahatsızlık istifalarla
sürüvor. DYP'den istifa ederek ANAP'a
geçen Dedelek. Demiralp. Küpeli. Diker
ve Altıner'in. Tansu Cıller'e "bağlılık
yemini" eden grupta ver almalan ve GtK
üyesi olmalan dikkat çekti. Temmuz
ayında yapılması planlanan DYP
kongresine yönelik müeadele eden
muhalif grup içinde yer alan Dedelek ve
diger milletvekilleri. DYP'den başka
milletvekillerinin de ANAP'a geçmesi
için harekete geçtiler. Mustafa Küpeli'yi,
Mesut Yılmaz'la buluşturduklanm ve
istifasının bılgileri dahilinde olduğunu
söyleyen Dedelek'in. Hüsamettin
Cindoruk ve Yılmaz'la bağlantılı olarak
kendısine yakın ısimlerle görüştüğü
bildirildi. DYP'den istifaya hazırlanan
muhalif hareketten Bursa Milletvekıli
Ca\it Çağlar ve İstanbul Milletvekilı
Necdet Menzir'in. gelişmeleri izledikleri
belirtilirken. Ayvaz Gökdemir. Refaiddin
Şahin. Rıza Akçalı ve Nihat İlgün'ün
temmuz kongresinden sonra istifa
edebilecekleri ıfadeedildi. Mustafa
Zeydan, Ali l'yar, Mehmet Köstepen,
Emre Gönensav, Işılay Saygın \ c Sabri
Güner'ın. DYP'den hemen istifa
edebilecek mıllervekilleri arasında olduğu
kaydedildı. DYP içindeki gelışmelerden
rahatsızlığını dile getiren ve kulislerde
gelişmelere göre istifa edebilecekleri
belirtilen millervekilleri de şunlar: Edip
Safter Gavdalı. MuzafTer Ankan. tlhan
Akü/iim. Mehmet Batallı. Yusuf Bacanlı.
Demir Berberoğlu, Hayri Doğan, Tekin
Enerem. N'amık Kemal Zeybek. Son
istifalarla TBMM'deki sandalye savısı
129'a düşen DYP yönetimi de istifalan
engellemek ve transfer yapnıak için
harekete geçti. Tansu Çiller'in, İsmet
Sezgin'eTBMM Başkanlığı önerdiği
belirtilirken. Turizm Bakanlığf na getirme
vaadiyle CHP istanbul Millervekiir
Mehmet Sevigene transfer önerisi
götürdüğü belirtildi. Refaiddin Şahin ve
Cavit Çağlar'ı, açıklamalan nedenivle
ihraç etmeyi planlayan Çiller. Nafız
Kurt'u DYP'ye dönmeye razı etti.
Çiller'in 3. partı konumuna ve merkez
sağda liderlik yarışında Mesut Yılmaz'ın
gerisine düşmekten büyük rahatsızlık
duyduğu kaydedildı. DYP Genel Başkan
Yardımcısı Ismail Karaku\u. partisinden
5 milletvekilini transfer eden ANAP'ı
"siyaseti kirletmekle" suçladı.
Örtülü ödenek usulsüzlüğü ciddi bulundu, Selçuk Parsadan hakkında dava açıldı
Örtülü ödenekskandah mahkemelik• Sanıklar hakkında
5'eryıldan az olmamak
üzere ağır hapis cezası
istenivor. Örtülü
ödenekte usulsüz
harcama yaptığı
gerekçesiyle Çiller
hakkında dava
açılabilmesi için
millenekili
dokunulmazhğının
TBMM tarafından
kaldırılması gerektiğine
dikkat çekildi.
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DSP'nin. DYP
Genel Başkanı Tansu Çil-
ler hakkında. başbakanlıgı
dönemınde örtülü ödenek-
ten usulsüz harcama yaptı-
ğı gerekçesiyle Meclis so-
ruşturması başlatılması is-
temi RP'nin desteğiyle red-
dedilmesine karşın yargı.
konuya ilişkin gelişmeleri
ciddi buldu. Ankara Cum-
huri>etBaşsavcılığı,emek-
li Orgeneral Necdet Özto-
run'un adını kullanarak Çil-
ler'i. başbakanlıgı döne-
minde dolandırdıkları ve
örtülü ödenekten 5.5 mılyar
lira sızdırdıklan gerekçesiv le Selçuk
Parsadan. Hüseyüi Cahit Parsadan,
Mukadder Balkan ve Ali Yiğitoğlu
hakkında AğırCeza Mahkemesi'nde
dava açtı.
Davayla ilgili hazırlanan iddiana-
mede. sanıklar hakkında 5'er vıl-
dan az olmamak üzere ağır hapis
cezası istendi. Örtülü ödenekte usul-
süz harcama yaptığı gerekçesiyle
Çiller hakkında da dava açılabilme-
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Çiller'i başbakanlıgı döneminde dolandınırak örtülü ödenekten para sızdıran
Selçuk Parsadan'ın da aralannda bulunduğu 4 sanık hakkında ağır ceza mahkemesinde dava açtı.
si için. milletvekili dokunulmazh-
ğının kaldmlması gerektiğine dik-
kat çekildi.
Iddianamede. sanık Selçuk Par-
sadan'ın. gazete ve televizyon ka-
nallannda yer alan açıklamalannın
doğru olduğunun kabul edildiği be-
lirtilerek "Sanık,emekliOrgeneral
Necdet Öztorun'un isim ve unvanı-
nı ikna edici bulduğu için bu yolu seç-
riğini. sonuçta başarılı olduğunu,do-
nemin başbakaııını ve özel kalem
miidürünü dolandırdığım, akiığı pa-
ralan diger sanıklarla pa\ iaştığını sa-
vunmuştur" denildı. Iddianamede
şöyle devamedildi:
"Sanıklardan Mukadder Balkan,
Selçuk Parsadan'ın talimah) la sanık-
lardan Hüscvin Cahit Parsadan ile
3 Kasım 1995 >e 18 Aralık 1995 ta-
rihlerinde Başbakanlık binasına git-
tiklerini. Hüsevin Cahit'in dışarıda
kendisini beklediğini, ilkgidişte Baş-
bakanlık Özel Kalem Müdürii Akın
Istanbu 11u 'dan toplanı 3 mihar lira-
> ı. ikinci gidişinde ö/el kalem müdii-
riinün sekreterinden toplam 2.5 mil-
>ar lirayı imza karşılığında teslim
alarak dışarıda bt'kleven Hüsevin
Cahit Parsadan'a teslim etti0ni, bu
iş karşılığında ise toplam 550 milyon
lira aldığını vesuça bilerek kahlma-
dığını ileri sürmüştür."
Baykal, EP'nin kapatılmasının demokrasinin sorunu olduğunu söyledi
Parti kapatma davasına büyük tepkiANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal. Emek Partisi'nın (EP) ka-
patılması istemiyle Anayasa Mah-
kemesi'ne açılan davanın. Türki-
ye'de "demokrasi sorunu olduğu-
nu" gösterdiğini sövledı. EP'nin
kapatılmaması için Zonguldak'ta
imza kampanyası başlatıldı.
Emek Partisi Genel Başkanı Le-
vent Tüzel. CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal. CHP millervekilleri
Ercan Karakaş v e Murat Karayal-
çın. Çağdaş Gazeteciler Derneği
Genel Başkanı İsmet Demirdöğen
ileTürkiye-Ortadoğu \akfi Başka-
nı Fikret Başkava'yı ziyaret ederek
kapatma davası hakkında bılgi ver-
di. Baykal. TBMM'deki odasında
EP yöneticüerini kabulü sırasında
yaptığı konuşmada. sol partilerin
hiçbir biçimde zorlamaya yönel-
meden siyasi çalışmalannı sürdür-
düklerini ka>dederek şunlan söy-
ledi:"Toplum düşünceye ihti>aç
duvar. Parti kendi denıokratik öne-
risini savunur. Toplum ister kabul
eder savunur. ister etmez. Türki-
ye'nin her türlü görüşe.savgı gös-
terme>e ihtivatı var. Yasal çerçe\e-
de orta>a çıkan zihnhet ve anlavış-
ları kısıtlamadan kav naklanan so-
runlar \ar. Demokratikleşme bir
süreç işidir. Bunları dikkatle değer-
lendirmek gerekir."
•\akından izle>eceğiz''
Baykal, davavı vakından izleye-
ceklerini belirterek EP'nin kapatıl-
masının demokrasinin sorunu ol-
duğunu söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Ercan
Karakaş ise Türkiye'de bir yandan
demokratikleşmeden söz edilirken,
bir yandan da parti kapatıldığına
işaret etti. Partisinin demokratik-
leşme programı ortaya kovduğunu,
ancak bunun enizellendiûini anım-
satan Karakaş. şunları söyledi:
"Sivasi partiler demokrasilcrin
asil unsurlandır; sivasi parti kapa-
hlmasına karşı çıkmak gerekir. Bir
de hukuk alanında yapılmasıgere-
kenler var; "Kürt realitesinı tanıvo-
rum' diyorsan, bunun hukuka >an-
sınıası gerekir. Kürt sorunu hak-
kında laf sovledi diye iktidar ortağı
bir parti hakkında bile dava açılı-
vor. Demokratik olmanın ölçüsü
ifade özgürlüğünü savunmaktır."
Karayalçın da SHP hakkında
Kürt raporu nedenivle soruşturma
vapıldığını. ancak daha sonra düş-
tüğünü anımsatarak *Bu zihniyetle
de\letin yüksek menfaatlerinin ko-
runabileceğine iııannııvorunı" dive
konuştu.
ÇGD'vi de zivaret eden Tüzel.
partisinin vasalar çerçevesinde ku-
rulınuş bir partı olduğunu. ancak
kendilerini yasalarla sınırlamadık-
lannı sövledi. ÇGD Genel Başkanı
İsmet Demirdöğen de örgütlenme
özgürlüğünün önündeki engellerin
kaldınlması gerektiğini belirterek
"Sistenı Kürt sorunu konusunda
cit'te standartlı olıııaktan çıktı. Çok
standartlı bir hal aldı" dedi. De-
mirdöğen. EP'nin Kürt sorununa
barışçıl bir çözüm istediği için ka-
patılmak ıstendiğini savunarak,
Türkıye'de herkesin Kürt sorunu
dendiği zaman başını kuma göm-
düöünü vurguladı.
EP Zonguldak ll Başkanlığı.
EP'nın kapatılmaması için imza
kampanyası başlattı.
Hava-İş Sendikası Genel Başka-
nı Atilay Ayçin de Emek Partisi için
kapatma davası açılmasının, ülke-
mizdeki emek karşıtı politikalann
önemli bir göstergesi olduğunu be-
lirtti. Ayçin. EP'nin muhalefetteol-
masına bile tahammül edilemedi-
ğinı v urgulayarak karann çağ dışı ol-
duöunu kavdetti.
Örtülü ödenek
RP'den
ikinci
çark
ANKARA (Cumhuri>et
Bürosu) - Hükümet pazarlı-
ğı yürütrüğü sırada. DYP Ge-
nel Başkanı Tansu Çiller'i
örtülü ödenek soruşturma-
sından kurtaran RP. yeniden
çark etti. Örtülü ödenek usul-
•>üzlüğü konusunu. 24 Aralık
seçimlerinden sonra ilk gün-
deme getiren RP Grup Baş-
kanvekili Şevket Kazan. Çil-
ler'i dolandıran Selçuk Par-
sadan'ın cezalandmlması du-
rumunda. örtülü ödenek skan-
dahnı soruşturma önergesi
vererek TBMM'ye getirebi-
leceklerini sovledi. Kazan.
~Bize tezgâh kurdular, gel-
medik. Örtülü ödenek konu-
sunda iddianın ispatı ile ilgi-
li konuşacak tek kişi Mesut
Yılmaz'dır.N ılmaz. bu konu-
da konuşma/sa Türk sivase-
tine iftiracı demagog olarak
geçer"dedi. DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ece\ıt parlamen-
tonun bu konuda yapabile-
cegi bir işlem kalmadığına
dikkat çekerek "Artıkiş,sa>-
cılığa. mahkemeve kaldı" di-
ye konuştu.
DSP'nin. örtülü ödenek-
ten 5.5 milyar lira ödenme-
sinin görev i suiistimal suçu-
nu oluşturduğu gerekçesiyle
verdigi soruşturma öneree-
si.TBMM'de RP-DYPoyla-
nyla reddedilirken "çirkin
pazarlığa" tepkiler vaedı.
DSP Genel Başkanı Büîent
Ecev it. Cumhuriyet'in soru-
larını yanıtlarken Meclıs'te
çok çirkin birpazarlık yaşan-
dığını v e bunun kamuoyu ta-
rafından değerlendirileceğı-
ni sövledı. Ecevıt. "Bu aşa-
mada nevapılabiür" >oru>u-
nada şu vanıtı verdi:
"Önergemiz reddedildiği-
ne göre vapılacak bir şe> >ok
gibi görünü>or. Arkadaşla-
nmızla Grup Yönetim Ku-
rulu'nu toplamadık henüz.
Toplamnca değeriendiririz.
Ama bir şey yapılabileceğini
sanmıvorum. Artış iş. sa^cı-
lıklara. mahkemeve kaldı."
RP Grup Başkam ekıli Şev -
ket Kazan. örtülü ödenek sav -
lanv la ilgili olarak konuşacak
tek kişinin Yılmaz olduğunu
sovledi.
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Refah Partisi'nin DYP ile yü-
rüttüğü koalisyon pazarlığında
RP'nin izlediği çizgi, bu partiye
oy veren ve destekleyen Islam-
cı kesimlerde değişik tepkilere
yol açıyor. Kimi Islamcı yazarlar,
RP'nin iktidara ortak olmasının
gerekliliğini dile getirirken kimi-
leri de ilkesizliğine dikkat çeki-
yorlar.
Nurcuların DYP'ye yakın olan
kesimlerini temsil eden "Yeni
Asya" gazetesinde RP'yi ele
alan Ali Ferşadoğlu şunları ya-
zıyor: "RP, eskiden beri iddia et-
tiği, bayraktarlığını yaptığı' dü-
şüncelerini' terk etti. Yani, 'de-
mokrasiye karşı idi, şeriatı ge-
tirecekti, din adına ortaya çıkmış-
tı, belli bir kesimin sözcülüğü-
nü yapmaya' soyunmuştu. Şim-
di, 'Din tekelimizde değil, din
adına ortaya çıkmadık, herkesi
kucaklıyoruz, kitleleşiyoruz' di-
yorlar. Böyle söylediği nispette
de reylerini artınyor... Peki, iç-
lerinden birkesimi, 'Bizvarltkse-
bebimizeters düştük' demeye-
cek mi? Bu arada, "Kitle partisi
RP İçin Her Yol Mubah...
zaten vardı. bize ne gerek var?'
diyesorabilir. Ve 1970'lerinba-
şında, AP'yi böldüğü gibi, önü-
müzdeki günlerde de kendisi
bölünebilir."
"Akit" gazetesinde ise Ab-
durrahman Dilipak RP'nin il-
kesizliğini açıksözlülükle vurgu-
luyor: "Son bir haber daha; RP
kendinin ortaya çıkarttığı örtü-
lü ödenek dosyası ile ilgili Mec-
lis soruşturma önergesine red
oyu verdi. Çünkü DYP ile koalis-
yon kufmak, ANAP'ı kıskandır-
mak ve pazarlığı kendi lehine
sonuçlandırmak istiyordu. llke-
li olmasa da siyasal pragmatiz-
me uygun rasyonel bir politika
izliyordu. Işimize geldiğinde baş-
kalannın yaptığı şeyleri kınar-
ken aynı şeyleri çıkarlarımız ge-
rektiğinde tevil ederek gerekçe-
lendirerek meşrulaştınyoruz. RP
son karan ile sisteme uyum ko-
nusunda önemli bir sınav ver-
miştir."
RP sisteme uyum mu sağlı-
yor, yoksa sistem mi RP'ye uyum
sağlıyor? Bu çoktartışmalı. Ay-
nı zamanda bir yönüyle ikisi de
doğru. Sistem çürüdükçe RP
güç topluyor. Güç toplayan RP
çürümüş bu sisteme iyice enteg-
re oluyor.
• • •
Böyle bir gelişmeyi Islamcı
"Yeni Şafak" gazetesinde Mus-
tafa Ozcan'ın şu satırlarında
görmek mümkün: "Koalisyon
için iki taraf (DYP-RP) da birbi-
rine mahkûm. Bu meyanda gö-
nül başka istiyor, siyasetin icap-
ları da başkadır diyebiliriz. Ka-
buğu biryerinden çatlatmak ve
kırmak, iktidar olmama send-
romonu aşmak gerekiyor. İkti-
dara şartlanmış refleks haline
yakalanmadan. belediyelerde
olduğu gibi merkezde de des-
tekçi kitlelerRP 'yi iktidarda gör-
mek istiyorlar. Hatta kamuda is-
tihdamında fayda olan, ama ay-
nmcılık neticesinde kadro dışı
bırakılmış çok sayıda mağdur
gönüldaş var."
• • •
Mustafa Özcan. RP'lilerin dü-
şünüp de söylemeyemediğini
söyleyivermiş. "İktidar olun da
şu devlet kadrolannı ele geçi-
relim, çıkarlarımızı yoluna ko-
yalım "diyor. Hatta daha da açık-
ça. "Belediyelerde yaptığımızı
devlet içinde de yapabilihz" di-
yerek niyetleri ortaya seriyor.
DYP ile RP arasındaki koalis-
yon pazarlıkları ve RP yönetici-
lerinin, "Neyapıp edip iktidara
yapışalım" anlayışları ibretle iz-
lenecek bir noktaya geidi. "Di-
ni bütün Müslüman" RP'liler,
Türkiye'ye şeriatı getiriyoruz der-
ken sonunda. onların şehatıyla,
daha önce sistem ıçi partilerin
yaptıklan arasında pek de fark
olmadığı ortaya çıktı. Onlar da
belediyeleri ve devleti bir çiftlik
olarak gördüklerini saklamıyor-
lar. "Dün dündür, bugün de bu-
gün "demekten geri durmuyor-
lar. "Yeter ki çıkarlarımıza uy-
gun düşsün, yapamayacağımız
birşeyyoktur" mesajını veriyor-
lar.
Aslında dinci ve şovenist kad-
rolar devleti büyük ölçüde ele ge-
çirmiş durumda. Ancak RP'li-
lerin bununla yetinmedikleri ve
daha çok kadro. daha çok rant
elde etmek istedikleri anlaşılıyor.
Uzun süredir iktidardan uzak
kalan ve iktidara iyice yaklaşan
RP yönetimi, gözü dönmüş bir
şekilde iktidara yapışmaya ça-
balıyorlar. Bu amaçlarına ulaş-
mak için her yolu mubah görü-
yorlar.
Sırf iktidarı ele geçirmek için,
Atatürkçü olmakta(!), orduya se-
lam durmakta bir sakınca gör-
müyorlar.
Bu tavır, RP'yi ve siyasi Islamı
bir sivil akım olarak gören aydın-
larımıza ithaf olunur.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLL
Utanç Fotoğrafları
Resim sanatının gelmiş geçmiş en büyük ustala-
rındanFranciscoGoya'nın "3Mayıs 7808"adlıtab-
losunu neredeyse ezbere bilirim. Madrid'deki Prado
Müzesi'nde ya da herhangi bir başka yerde aslını gö-
rüp görmediğimi anımsayamıyorum. Ve sanıyorum ki
görmedim.
Buna karşılık, çeşitli kitaplardaki baskılarına o ka-
dar çok baktım ki. bu kurşuna dizilme tablosu bütün
ayrıntılarıyla zihnimde...
Tüfeklerinı doğrultmuş askerlerin öne eğik sırtları,
sol ayaklar önde, sağ ayaklar yanda ve geride duruş-
ları, adaleli bacaklarını çizme gibi sarmış siyah renk-
li dolak ya da pantolonlar, yüzleri görünmeyen baş-
lardaki siyah kalpaklar ve tüfeklerin namlularına ne-
redeyse değecek kadar yakındaki kurbanlar...
Ve kurbanlann içinde, kollannı cellatlara meydan okur-
casına yana ve yukarı doğru açmış o beyaz gömlek-
li kişi...
Az önce bir kitapta bu resme bir kez daha bakar-
ken beyaz gömlekli kişinin ayakta değil, diz çökmüş
olduğunu fark ettım... Fakat bu, meydan okuyuşun
gücünü azaltmıyor... Belki. tersine...
Goya, bu olağanüstü etkileyici tablosuyla Fransız-
Ispanyol savaşına tanıklık edıyor. Kitaptan öğrendi-
ğime göre. tablo 1808 tarihındeki savaştan altı yıl
sonra yap.lmış... Doğrusu, konuyu da şimdi öğren-
dim...
Çünkü orada betimlenen olay, bir başka yerde, bir
başka zamanda da geçebılirdi... Nitekim, söz konu-
su kitapta da, Goya'nın bu tablosuna ilişkin olarak şöy-
le deniliyor. "insanın ınsana gaddarhğı (vahşeti-acı-
masızlığı) hiçbir zaman böylesine canlı gösterilme-
miştir." {"A Concise History ofPainting from Giotto
to Cezanne")
Goya'nın tablosundaki askerlerin duruşuyla "Po-
temkin Zırhlısı "nın ünlü merdıvenler sahnesindeki si-
yah çizmeli askerlerin (duruşlar, adım atışlar, nişan alıp
ateş edişlerle ızlediğimiz) yürüyüşleri arasında bir iliş-
ki tjence çok açık...
Hayal gücümü biraz daha zorlayarak böyle bir iliş-
kiyi Goya'nın yapıtı ya da "Potemkin Zırhlısı "ndaki sah-
neyle "Saman Sarısı "ndaki kımı dizeler arasında da
kurabilirim: "çıktılar önüme ansızın I oralan gündüz
gibi aydınlıktı ama onları benden başka gören olma-
dı I bir mangaydılar I kısa konçlu çizmelerı pantolon-
ları ceketleri I kollan kollarında gamalı haç işaretleri
I elleri ellerinde otomatikleh vardı I omuzları miğfer-
leri vardı ama başları yoktu I.... korktukları hem de
hayvanca korktuklan bellı I gözlennden belli dıyemem
I başları yok ki gözleri olsun I korktuklan hem de
hayvanca korktuklan belli I belli çizmelerinden..."
Sanatçının çağına, yaşadığı döneme tanıklığı gibi
birgörevi, işlevi, sorumluluğu varmıdır? Goya, Eisens-
tein, Nâzım Hikmet gibi sanatçıların yapıtlarında bu
tanıklık açıkça görülüyor... Tanıklığın türü, biçimi, söz
konusu sanatçıyaözgülüğü gıbı konulartartışılabilir...
Yine Goya'nın ünlü gravürleri. "Kaprisler"\y\e ilgili şu
özlü değerlendirmeyi buraya aktarmak istiyorum: "Bu
gravürlerde Goya, zamanının insanlannın, ahlak ku-
rallannın, siyasetin, boş inançların ve toplumun tü-
münün kendisinde uyandırdığı acıyı, alaycılığı ve kız-
gınlığı dile getirir..." ("Büyük Larousse", 12. cilt)
• • •
Günümüzün çok hızlı yaşanan dünyasında, birbi-
rini neredeyse başdöndürücü bir hızla izleyen olay-
lar burgacında, sanatçı çağına nasıl tanıklık edecek.
Buna genel geçer bir formül verebileceğini düşünmü-
yorum...
Zamanına tanıklık etmek sorumluluğunu, bilincini,
duygusunu taşıyan sanatçı (ozan, ressam, romancı,
sinemacı vb.), yöntemini de kendisi arayıp bulacak-
tır...
Fakat kuşku duyulmaması gereken bir şey, böyle
bir tanıkhkta. gazete yazarlığının ve özellikle de, bir
sanat dalı olarak tarihi pek de eski olmayan fotoğraf-
çılığın günümüz dünyası için taşıdığı önemdir...
Vietnam Savaşı'ndan bazı fotoğrafların, bu sava-
şın vahşetini, acımasızlığmı Amerika halkına ve dün-
yaya duyurmada nasıl büyük işlev gördüğünü biliyo-
ruz.
Bu fotoğraflar. Goya'nın benim zihnimde derin iz
bırakmış tablosu gibi, bir çoğumuzun zihninde sanı-
yorum ki silinmezce yer etmiştir... Tıpkı bunun gibi,
ülkemizde. bir süredir gittıkçe hızlanan bir ivmeyle ya-
şanmakta olan olaylardakı vahşeti, acımasızlığı, ya-
zılardan ve yorumlardan daha çok, gazetelerdeki
(özellikle de "Cumhuriyet"teki) fotoğraflardan daha
derinliğine algılıyorum...
Dayak yemeyi ya da bir savaş fotoğrafçısı gibi kur-
şunlanmayı göze alarak görüntülemeye çalıştıkları
olaylarda, (çoğunluğu çok genç) bu fotoğrafçıların, sı-
radan bir belgeselliğin ötesine geçmeye nasıl çırpın-
dıklarını ve bunu çoğu kez nasıl başardıklarını görü-
yorum...
• • •
Hatice Tuncer imzasını taşıyan fotoğrafta. Hasan
Ocak'ın annesi, ancak bir annenin eli olabilecek çi-
leli anne elindekı kâğıt bir mendille. bir çocuk masu-
miyetiyle gözünün yaşını kuruluyor. Oğlunun ölümün-
den (cellatlar dışındaki herkes gibi) henüz habersiz...
Başındaki siyah poşuda. "Hasan Ocak'ı sağ istiyo-
ruz" yazısı...
Arkada genç bir kadın yüzü ve o yüzün hizasında
kocaman bir beyaz karanfil... Bu fotoğraf bellekler-
de ve arşivde, canlılığmı yitirmeksizin yaşadığımız
utançlı günlerin unutulmaz bir belgesi olarak kalacak...
("Cumhuriyet". 15.5.1995) Hatice Tuncer imzalı bir baş-
ka fotoğraf: Kasklarıyla iki uzaylıyı andıran iki "güven-
lik görevlisı", bir bayan muhabiri kollanndan kıvır-
mış...
Arkada başka uzaylılar... Yüzlerindeki anlam belir-
siz... ("Cumhuriyet". 10.6.1996). Anneleri değil, nine-
leri yaşında gözlüklü bir kadını. belki bir emekli öğ-
retmeni çepeçevre kuşatmış, biri onun sol bileğini tu-
tup kıvırmış, yine başlarında kasklarla üç genç po-
lis...
Yaşlı kadının yüzündeki. sözlerle anlatılması olanak-
sız acı ve öfke... (Alper Turgut, "Cumhuriyet",
9.6.1996). Tank Tınazay imzasını taşıyan bir fotoğ-
raf: Bu kez orta yaşlarda bir polis, liseli genç kızı saç-
larından yakalamtş.
Genç kızın bükülen boynundaki, yere düşmekte
olan vücudundaki, bir ressamın bile tasarlamakta
güçlük çekebileceği acılı, olağandışı kıvrılış... Polisin
yüzündeki. dişlerindeki, "insanca" nitelemesini hak
etmeyen" hırs, şiddet. ("Cumhuriyet", 18.5.1996).
Bunlar. "usta" bir gözün ürünüfotoğraflardan birkaç
örnek...
• • •
Bir gün bütün bu fotoğraflar bir salonda, salonlar-
da sergilenecek."Demokrasi"aüı altında yaşadığımız
karabasanın belgeleri oldukları kadar, insanca değer-
lerden yoksunluğun daha evrensel görüntüleri olarak...
Ve "Utanç Fotoğrafları"başlığıyla...