25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 HAZİRAN 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kayıp aileleri, yoğun polis baskısına rağmen eylemlerini devam ettireceklerini açıkladılar MevzideğiştL, acı hepayınacı• Bundan sonra her cumartesi günü. aynı saatte aynı yere tek tek bireyler olarak gelip "kırmızı karanfil" bırakacaklannı söyleyen kayıp aileleri. "Biz Galatasaray Lisesi'nin önüne mecburuz. Ama böyle. ama öyle; hiç yılmadan her cumartesi oraya gideceğiz. Orası bizim kazandığımız tek mevzi" dediler. tstanbul Haber Servisi-Gözaltındayakı- nı kaybedilen aileler. 57 cumartesidir Ga- latasaray Lisesi önünde gerçekleştirdikleri oturma eylemini polis baskısına karşın de- vam ettireceklerini açıkladılar. Bundan son- ra her cumartesi günü. aynı saat v e aynı ye- re tek tek birey ler olarak gelip. "kırmızı ka- ranfil" bırakacaklannı söyleyen kav ıp aile- leri. "Biz Galatasaray Lisesi'nin önüne mec- buruz. Ama böyle, ama öyle; hiç yılmadan her cumartesi oraya gideceğiz. Orası bizim kazandığımız tek mevzi" dediler. İstanbul Tabipler Odasının Konferans Salonu"nda dün bır basın toplantısı düzen- leyen kayıp aileleri. Galatasaray Lisesi'nin önünde oiduğu gibi yere oturarak çocukla- rını gözaltına alındıktan sonra birdaha gö- rememenin acısını dile getırdiler. 16 yıl ön- ce. 12 Eylül askeri darbesi sonrasında e\ ın- den gözaltına alınan ve bir daha kendisin- den haber alınamayan Hüsevin Morsüm- biil'ün annesi Fatma Morsiimbül yaşadık- larını şöyle anlattı: "Bcnim 18 >aşındaki oğlumu aldılar. Bir daha da getirmediler. Biliyorum onlar öl- diirdii. Ama benim biitün isteğim oğlumu hiç olmazsa bir kerecik görmekti. Bana gömle- ğini getirseler razıyım. Ben 16 > ıldır bir oda- nıniçinde "Hüseyin. Hüsey in" diyebağırdım durdunı. Onun elbiseleri> le o> nadım. Ama artık sokaktayım. Galatasaray "ın önündeyim. Sırf başkalarının çocukları da ka> bolmasın di\e. Oğlumun sırf kemikleri olsun bulabi- livim di\e. Onun kemiklerini bulsam da gö- memem. sırtımda taşırım Hüseyinimin ke- miklerini..." Gözaltına alındıktan kısa bir sonra cese- di biromıandabulunan HasanOcak'ın ba- bası BabaOcakda Galatasaray Lisesi önün- de oturmaktan başka çarelerinin olmadığı- nı belırterek "Ben buna mecburum. Beni mec- bur ettiler. Ben ister mivdim hiç? Ama hâlâ üstümüze gelhorlar. Bu sefer de bizi gözal- tına alıyorlar. Alsınlar. Bizi de kaybetsinler" dedi. Galatasaray Lisesi önünde sadece otur- duklarını. oraya ellerinde sadece kayıp ço- cuklannın resmiy le gittiklerini anlatan Ocak. "Bizim onlar gibi topumuz mu var. tüfeği- miz mi \ar? Bizim neyimiz var da bizi ezmek istiyorlar" diye konuştu. 1 nısandan beri kayıp olan TalatTürkoğ- lu'nun eşi HaseneTürkoğlu ise Galatasaray Lisesi önünün kendileri için bir me\ zii an- lamını taşıdığını belirterek "Bu, biz \e bi- zim gibiler için son mevziidir" dedi. Toplantıya. gözaltındakaybedildiğibelir- tilen \e 8 aydırkendisinden haber alınama- >an 5 çocukbabası FehmiTosun'nunesı Ha- nımTosun. 1994"te gözaltına alındıktan son- ra birdaha bulunamayan Kenan Bilgin'ın kar- deşi İrfan Bilgin \e yine gözaltında kaybe- dildiği sö>lenen Rıdvan Karakoç'un kar- deşı de katılarak acı \e düşüncelerini dile uetırdiler. 57 haftadır kayıp yakınlan \e aileleriyle birlikte oturma eyiemlerine kutılan onlarla birlikte gözaltına alınıp. onlarla birlikte ağ- layan bir de a>rı bır grup bulımuyor. Bu gruptan bır bayan da basın toplantısı sira- sında bir konuşma y aparak kamuoy una şoy - leseslendı: "Benim henü/ bir vakınım ka>- bolmadı. \e kocanı. ne kardcşim ne de ço- cuğam ka> ıp değil. Oturma e> lemlerine ka- tılmamın tek nedeni benim böv le bir risk ta- şı\or olnıam da değil. katılıv oruııı. çiinkü bu anaların \ iiziine baktığınıda utanmak iste- mhorum. Türkhe'deki hütün kayıplardan sadece polis değil. hepimiz sorumluv u/. Bu utancı hiç değilse biraz olsun kendi adıma azaltmak istivorum." Diyarbakır 2 bin 250 sahte diploma iptal edildi ANKARA (Cumhumet Bürosu)-\lıllı EğıtımBakan- lığının kayırma \e torpillere neden olduğu gerekçesiyle dı- • şandan bitirme sına\ lannı kal- -dırmasının ardından Şırnak. Ankara. Diyarbakır. İstanbul , ve Adana'da ortay a çıkan sah- te diploma skandalı büyüyor. Son olarak Diyarbakır Merkez .Ticaret Lisesi nde 2 bın 250 şahte diploma iptal edilırken ğeçersız sayılan diploma sa- yısı 2 bin 870'e ulaştı. Ortaöğretim kurumlannda dışarıdan bitirme sına\ı uv- gulamasına geçen yıl son ve- rilmesiyle başlay an sahte dip- loma olaylannın arkası kesil- mıyor. Ankara. Şırnak. Ada- na. İstanbul \e Diyarbakır'da- ki sahte diploma soruşturma- ' lan sonucunda 620 diploma ip- tal edilirken son olarak Di- yarbakır Merkez Ticaret Lise- si'nde rekor sayıda sahte dip- loma belırlendi. Yapılan soruş- turma sonucunda usulsüz yol- Jardan alındığı ortaya çıkan 2 .bin 250 sahte diploma iptal \edildi. 2 bin 870>e ulaştı . MillıEğitımBakanlığı'nca. yetersızeğitim venlmesi. ka- . yırma ve torpıllere açık olma- şı nedenıyle yürürlükten kal- dınlan dışandan bitirme sı- , navlannda bugüne kadar çok sayıda sahte diploma olayı ya- şandı. llk olarak Şırnak'ta or- tay a çıkan iddialar üzerine ya- ' pı lan soruş.turmalar sonucun- da. J991-1995 yıllan arasın- da verildiği belirlenen 503 diploma iptal edildi. Anka- ra "da Etlik Lisesi"nde 93 \e Keçiören Endüstn Meslek Li- sesi'nde9. Dıyarbakır'daNa- mık Kemal Lisesi nde 9. Bir- lik Lisesı'nde 1. Melik Ah- met Lısesı'nde 1. Ziya Gö- kalp Lisesi'nde 12. İstanbul Tuna Lisesi nde 1 diploma ge- çersiz sayıldı. Dıyarbakır'da Merkez Ticaret Lısesı'ndeki 2 bın 250 diplomayla birlikte iptal edılen diploma sayısı 2 bin 870"e ulaştı. Tutuldu yakınları serbest bıraküdı • DYP Genel Başkan'ı Tansu Çiller ile görüşmek isteyen ve polis tarafından gözaltına alınan tutuklu ve hükümlü yakını 76 kişi. dün çıkanldıkları mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. ANKARA (Cumhurnet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çiller ile görüşmek amacıyla gıttıklerı DYP'de gözaltına alınan 76 tutuklu \e hükümlü yakını. çıkarıldıkları Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi'nce serbest bırakıldı. Geceyi Ankara Emniyet Müdürlügü Güvenlik Şube.si'nde geçiren tutuklu ve hükümlü yakınlarından oluşan 76 kişi. dün sabah saatlerınde Ankara Adliyesfne getirildiler. DYP Genel Merkezrnın içinden gözaltına alınan 11 kişi. "işgar suçlamasıyla suçüstü savcılıgına çıkarılırken Toplantı \e Gösterı Yürü>üşlerı Yasası'na muhalefet ertikleri gerekçesiyle gözaltına alınan 65 kişi de cumhuriyet savcılığınca sorgulandı. Duruşma 3 saat sürdü Suçüstü savcılığı. 11 kişiyı ifadelerıni aldıktan serbest bıraktı. Yasadışı gösteri suçlamasıyla ifadelen alınan 65 kişi ıse nöbetçi asliye ceza mahkemesine çıkanldı. Yaklaşık 3 saat süren duruşmanın ardından sanıklar. tutuksuz olarak yargılanmak üzere serbest bırakıldılar. Samklann. ifadelerinde; yaklaşık 2 aya yakın bir süredır açlık grev inde bulunan çocuklannın durumunu anlatmak üzere Tansu Çiller ile görüşmek istediklerini. polisin de uyarmaksızın kendilerıni gözaltına aldığını anlattıkları öğrenildi. Edinilen bilgiye göre. bir tutuklu yakını. savcının sorusıı üzerine şöyle konuştu: "Tansu Çiller her konuşmasında 'Ben sizin ananızım. bacınızım dt\e konuşuyor." Biz de bacımıza çocuklanmızın durumunu anlatnıa\a gittik. ama gözaltına alındık." Serbest bırakılan aileler. slogan atarak toplu halde Özgürlük ve Dayanışma Partısi'ne (ÖDP) yürüdüler. Eylül Emeklıleri Derneği Genel Başkanı Hüseyin Biçen. dün yaptığı yazılı açıklamada. yetkilılerin cezae\ lerine yönelik duyarsızlıklarınt kınadı. De\ leti yönetenlerin kin ve nefret duygusu ile hareket ettiklerinı ilerı süren Biçen. "Bu kin ve nefret esasen. cezaevi değil, zindan anla> ışıyla yönetilen Suçüstü hükümlerine göre, 11 kişinin Suçüstü Sa\cılığf ııda, 65'inin de Ankara Basın C umhurivet Sa\cılığı'nda ifadeleri alındı. Tutuklu \akmlan. daha sonra 3005 sayılı Suçüstü Kanununa göre mahkeme>e sevk edildi. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY) cezae\ lerindeki işkence \e terörün de\amıdır. 12 F> lül darbesinden sonra. siyasi görüşlerinden dolay ı resen emeklhe se\ k edilerek uzun süre tutuklu kalan subaylar olarak cezae> lerindeki işkence ve terörü yakından bili>oruz" dedi. Biçen. yetkılileri. tutuklu \e hükümlülerin haklı ıstemlerıne kulak vermeye çağırdı. Sosyal Hizmet-Sen tarafından vapılan açıklamada ise \etkililerin cezaev lerindeki baskıları kınanarak şu görüşlere yer \erildi: "Son günlerde 12 Eylül darbesini aratacak nitelikte si\asi iktidarlann saldırıları >oğunlaşarak sürüyor. K.mek. banş. ö/«ürlük \e demokrasi isteyen hütün kesimler. çok >önlü haskı \e sindirme politikasına tabi tutulınor. Cezae^ lerinde u> gulanan genelgelerle ifadesini bulan >eni haskı süreci de sürdürülen bu genel politikanın bir parçasıdır. Tutukluların ölümün kovnunda her geçen gün bedenlerinde kalıcı \e ölümcül sakatlıklann oluşacağı, >aşamlarının sağlıklı geçme\eceğii onları kontnıl eden hekimlerce dile getirilmektedir." Ankara Ürmersitesi Dil \e Tarıh- Coğrafya Fakültesi'nde (DTCF) 23 martta çıkan olaylann ardından tutuklanarak Elmadağ Cezae\i'ne konulan öğrenciler. önceki gün yaptıkları açıklamada. 2 hazıranda açlık grevine başladıklannı bildirdiler. Jandarmanın genel arama bahanesi\ le kendilerıne saldırdığını kaydeden tutuklu öğrenciler. saldırı sırasında 6 kişinin yaralandıgını belirttiler. Öğrenciler. saldırının planlı olduğunu sa\ unarak "Saldınya karşı akşam sayımım kapı\a barikat kurarak >ermedik. Açlık grevi ileıiedikçe yeni saldınlar bekliyoruz. Direnişimiz ve açlık gre>imiz sürüyor" dediler. Avrupa İnsan Hakları Komisyonu Tiirk hükümetine 8 teımnııza kadar süre HÜLVA TOPCL * A\rupa İnsan Haklan Ko- -fnisyonu. Özgür Ülke gaze- -tesine yazdığı makale nede- *niyle fürk Ceza Yasasfnın ^3l2.maddesıu\anncabir\ıl *Z a> hapis cezası alan eski *Petrol-lş Sendikası Genel Baş- »kanı MünirCeylan'ın kendi- »lerine yaptığı baş\uru ile il- Sgili olarak görüşünü bildir- Jfnesi için Türk hükümetine *30 temmuza kadar süre \er- 5ıJ Türk hükümetinin ,\lHK'nin Sj?eylan'ınbaş\urusu hakkın- Ştta görüş bildirmesi için \ap- Jtığı üç çağnyı da yanıtsız bı- ;raktığını söyle\en Ceylan'ın â\Tjkatı Hasip Kaplan. Türki- »ye'nin bu davadan mahkûm «0İmasınınTCK'nin312. mad- t^esinin iptalıni gündeme ge- Hireceğini belirtti. ^ Özgür Ülke gazetesine yaz- ığı bir yazıdan dolayı aldı- *ğı ceza\ı Saray Cezae\i'nde •'tamamla\an Ceylan. AİHK'- '-. ye baş\ urmuştu. Ceylan baş- ^vurusunda AtHS"nin ifade 'özgürlüğünü düzenleyen 9. ,' 10 ve 14. maddelennin yar- ^gılanıada dikkate alınmadı- *^ını. politik görüşlerıııi açık- jjâdığı için mahkûm olduğu- *lıu belirtmışti. Ceylan'ın baş- îyurusu 15 nisanda komisyon Ijarafından kabul edildi. Ge- « e n nisan ayında ise dostane çözüm süreci başladı. Avru- pa İnsan Hakları Komisvo- nu. Türk hükümetine gönder- dıöi >azıda baş\ uru ile ilcili olarak 26 Mayıs 1995 "e ka- dar savunma vapılmasını is- tedi. Türk hükümeti tarafın- dan 22 mayısta komis\ona gönderilen yazıda sürenin bir a> uzatılması istendi. Ancak bir ay sonunda komisyona tekrar yazı gönderen hükü- • Türk hükümetinin. AİHK'nin Ce\lan"ın başvurusu hakkında görüş bildirmesi için yaptığı üç çağnyı da yanıtsız bıraktığını söyleyen Ceylan'ın a\ukatı Hasip Kaplan. Türkiye'nin bu davadan mahkûm olmasımn TCK'nin 312. maddesinin iptalini gündeme getireceğini belirtti. met. sürenin bir ay daha uza- tılması talebinde bulundu. Komisyon başkanı H.C.Krü- ger tarafından Türk hüküme- tine yapılan üçüncü çağrı da sonuçsuz kaldı. Komisyon Başkanı H. C. Krügertarafın- dan hükümete son gönderilen yazıda Münir Cevlan'ın ko- misyona yaptığı başNuru ile ilgili olarak Türk hükümetin- den 30Temmuz 1996"va ka- dar görüş bildirmesi isteni- yor. Hükümetin 30 temmuza kadar görüş bildırmemesi du- rumunda "dosyanın çözüm- süz' olduğunu bildirerek di- vana başvuracaklarını söyle- yen Ceylan'ın a\ ukatı Hasip Kaplan. dostane çözüm sü- recinde kendilennin en önem- li taleplerinin düşünce suçu- nu cezalandıran siyasi yasak- lann kaldınlması olduğunu belirtti. Türkişe'nin dostça çözü- me taraf olmaması durumun- da AlHK Bakanlar Komite- si rapor hazırlav acak. Rapo- runu üç ay içinde AİHM'ye götürebilecek. Türkiye AlHM'ninyetkisıni kabul et- tiğınden bu aşamadan sonra mahkemenin vereceği kara- ra uyulması eerekecek. TCK'nin "Halkı ırk. dil, din. mezhep \e bölgefarkı gö- zeterek birbiri ale> hine suç işlemeje kışkutmak" eylemı- ni düzenleyen 312. maddesı ile birlikte Türkive'deki dü- şünce özgürlüğü konusu ılk kez bu düzeyde tartışılmış olacak. AİHNİ. TCK'nın 312. maddesinin düşünce özgürlü- ğünü engellediğine karar \ e- rirvebudava ile ilgili olarak Türk hükümetıni mahkûm ederse bu maddenin kaldırıl- ması tartışmaları gündeme gelebilecek. ORUŞ Prof. Dr. İLtL\\ ARSEL 'Şeriatİsterük'lere: 'Hayır' C umhurbaşkanı bulunduğunuz TC Devleti. Hazıne'den maaş alan din adamlan ve Diyane't işleri Başkanlığı aracılığıyla. kendi in- sanlannı çağdışı ve anayasaya, temel özgürlüklere ters düşen zihniyetie ye- tiştirme eyiemlerine ve işlemlerine karşı sadece susmuş değil fakat bu eylemlerin ve işlemlerin bızzat uygu- layıcısıdır. Bu zihniyetie yetişen hal- kın şeriatçı partilerden başka hiç kim- selere destek olmayacağını ve hele bu partilerden birinin iktidara gelme- siyle tam manasıyla "fanatik yığın- lar" haline geleceğıni söylemek, mü- neccimlik olmasa gerek. Şimdi sıze sormak isterim: Bu gi- dışle şeriatçı bir parti, oyların yüzde 21 'ini deçil de yüzde yetmiş dokuzu- nu almış olarak karşınıza dikilmiş ol- sa ne yaparsınız? "Bu parti kanun dışı ilan edilmemıştır" diyerek hükü- meti kurma yetkisini bu partiye mi verirsiniz? Verdiğiniz takdirde davra- nışınız. demokratik bir davranış olur mu? Elbette ki olmaz, çünkü bu par- tinin iktidara sahıp olması halinde de- mokrasi ya da uygarca yaşamlar bir yana ve fakat herkesten önce siz, la- ik TC Devleti Başkanlığı koltuğunun altınızdan alınıp Ali Baba masalın- daki seccadeye bindirılmiş olarak göklerin yedinci katına çıktığını görür ve üzülürsünüz. Kuşku edilmesin ki, iktidara sahip olarak bu parti mensuplarının yapa- cakları ikinci ış. daha şimdıden ''din düşmanı" olarak ilan ettikleri orduya el atıp, başta Genelkurmay ve kuv- vetkumandanlıklan olmak üzere, bü- tün kilit noktalarını, kendi adamlarıy- la doldurmak. "iaiklik" ilkesine bağlı siyasi partıleri ve kuruluşlan kapatmak ve bu rahatlık içerisinde 65 bin camii şeriatçılığın "forumu"halinesokarak Türkiye'yi bir daha hiç çıkmacasına karanlık vadilere sürüklemek olacak- tır. işte böyle birfelaket başımıza gel- mesin diyedir ki size yazmış oldu- ğum mektupta, ordunun müdahale- sine gerek bırakmayacak bir çözüm teklif ettim ki o da şenatçıların siya- set sahnesinden silinmelerini sağla- yacak yoldur. Son 30-40 yıllık toplumsal yaşam- larımız şu gerçeği ortaya vurmuştur ki, Türkiye'yi şeriat felaketinden ko- rumaya ne siyasi partiler ne sivil ku- ruluşlar ne aydınlar ye ne de "halk ira- desi" muktedirdir. Öyle görünüyor ki, Atatürk ilkelerinın kazandırdıklarını şeriatçı tehditlerden uzak tutabilecek tek güç, "Atatürkçülüğe, laıkliğe, akıl- cılığa, çağdaş uygarcılığa bağlı or- du "dur. Ve bu görevi ordu, şeriat dev- leti kurma heveslerinin sönüp yok olacağı zamana kadar yerine getirme zorunluğundadır. Bu zorunluk. de- mokrasinin gerçekleşmesine ihanet değil fakat aksine büyük bir hizmet- tir. "Bu görevi ordu nasıl yerine getı- rir?" diye sorulacak olursa, kuşkusuz ki aklı başında olanlann buna vere- cekleri yanıt sadece "Darbedir" şek- linde olmayacak, çeşitli ihtimaller sı- ralanacaktır. Ne esef vericidir ki şeriatçılar, ikti- dara gelememenın hırsıyla köpürmüş olarak şimdi, sinsi usullerle orduyu yıp- ratma amacına yöneliktirier: "Ordu demokrasiye ihanet etmez" gibi laf- larla, hani sanki "şeriat devleti" de- mek. "demokrasi "nin bizatihi kendi- sı demek imiş de ordu bunu istemi- yormuş gibi bir kanı yaratma kurnaz- lığındadırlar. Son olarak daha da sin- si ve çok tehlikeli bir denemeye gi- rişmişlerdir ki o da Türk Silahlı Kuv- vetleri'ni "din düşmanlığı" yapmak- la suçlamaktır. Bu tür suçlamalar, inanç zorbalannın fırsat buldukça yö- neldikleri bir ilkel siyasettir ki, son bin yıllık tarihimizi kana bulayan olayla- rın başlıca nedeni olmuştur. Daha dün denecek kadar yakın bir geç- mişte, 1930'larda, devrimci genç su- bay Kubilay'ı, "din düşmanı" ilan edip, Menemen sokaklannda koyun keser gibi öldüren Şeyh Esad güru- hunun zihniyetine saplı bu "efendi- lere" şunu hatırlatmak gerekir ki asıl büyük ihanet ve asıl büyük melanet, halkı devlete ve orduya karşı kışkırt- mak yanında. bir de tarihi Türk düş- manlığı duygulanyla yoğurulmuş Arap şeyhlerinden ya da laik Cumhuriye- te diş bileyen şeriatçı ve terörist ül- kelerden para ve "manevigüç" dile- nerek hem Türkiye'yi haysiyetsiz du- rumlara düşürmek ve hem de seç- menleri şeriat yalanlanyla kandınp demokrasi "havarriyunu" kesilmek- tir. Bu şeriatçı liderlere şunu belletmek gerekir ki Türkiye halkının yüzde yir- misi değil de faraza yüzde doksanı "şeriat isterük" demiş olsa. zinde güçlerin görevi bu isteklere karşı "ha- yır" deyip direnmektir; insan hakları ve haysiyeti adına direnmektir. Çün- kü yüzdedoksanın "şeriatisterük" de- mesiyle demokrasi olmaz. "Kakokra- si" olur ki, onu isteyenlerin de aley- hinedir. (Yukardaki yazı, Prof. Dr. Ilhan Arsel'in Cumhurbaşkanlığı maka- mına göndermiş olduğu 28 Mart 1996 tarihli ikinci mektubundan bir kesimdir.) Adalet Bakanı Ağar'a dava TTB'den açlık grevcilerine tıbbi yardım İZMİR/A\kARA(Cum- hurijet Bürosu)- Izmir Baro Başkanı Kasım Sönmez. Ada- let Bakanı Mehmet Ağar'ın cezae\lenne \önelık genel- gesının iptali \e >ürütnıenin durdurulması için Danıştav'a dava açtı. Sönmez. cezae\le- rindeki açlık grev lerine ne- den olan genelgenın. anaya- sanın "hak arama özgüıiü- ğüne" av kin olduğunu belirt- ti. Türk Tabıplcrı Birligı (TFBI Merkez kon?.ey i. Ada- let Bakanlığı Ceza \e Tevkı- fevlen Genel Müdürlüğu'ne baş\ urarak ceazev lerinde 27 nısandan bu >ana siiren \e ölüm sınınna davanan açlık grev lerindeki tutuklu ve hü- kümlülere tıbbı vardınıda bu- lunmayı önerdı. TTB. Gazı- antep OzeI Tıp Cezaev ı" nde- ki tutuklulann dunıınlany la ıl- gılı olarak kamuoyıına bılgı verdıği için gözaltına alınan Dr. Bavram Bozbe>oğlu için degınşim ba^lanı. Izmir Baro Başkanı Kasım Sönmez. yönetım kurulu ûve- lenyie birlikte dün Izmır n«- betçi I. Idare Mahkeınesi Baş- kanı Kudret L luturk'e. 6 ma- yı> tarıhlı Adalet Bakanlığı genelgeMiıın ıptdlı ıçın hazır- ladıklanduvadılekçesinı ver- dı. \1ahkeme Başkanı l lu- türk. dilekçenın ijleıne ko- nulduğunu veen kısazaman- da Danıştav 'a gonderılecegı- nı >öv ledı. Sönmez. vönetıın kurulu üvelenv le hırlıkte > ap- tığı açıklamada. ıçerik bakı- mıııdan ^a\ unmav ı kiMtlavan. Adalet Bakanlığı genelgeM- nın uvgulamaya konııldıığu- nu belirtti Sönmez. bır y ıl önce ce/a- ev lennde > aşanan acı olav la- nn. Ağar'ın cezuev lenne gön- derdığı genelgelerle venıden vaşanmava başlandığını be- lirtti Bu uvgulamaljrın adım adım hukukave vargıvagöz- dağı anlamına geldığını vur- guîav an Sönmez. "Cenelge. \v rupa İnsan Haklan So/leş- mesi'nin 6'ncı maddesinde vcralan "mütdlajMnı luzırla- mak ıçın gereklı zamana ve kolay lıklara nulık olma' hak- kını da ortadan kaldırdığı için A\ rupa İnsan Hakları Kıııııis- vıınu'nun birt'vsel haijvuru hakkını da doğumcaktır" de- di. Bakan Çiçekten itiraf 'Camilerimiz denetimsiz' AYŞESAVIN ANKAR.\-Devlet Ba- kanı CemilÇiçek. camılerin "denetimsiz" olduğu ıtıra- fında bulundu. Daha önce Dıyanet İşleri Başkanlı- ğı'ndan sorumlu olan olan Cıçek. bazı camilerde. "ehil olup olmadığı bilinmcven kişilerin göre\ >aphğınr bı I- dırdı. Çiçek. Dıvanet İşleri Başkanhğı'nın "İslam di- ninin inançlan, ibadet \e ah- lak esaslan" çerçevesinde bazı vakıflarayardımdabu- lunduğunu belirterek yar- dım alabilecek v akıflar sta- tüsünde yalnızca cami ve Kuran kursu v apım v e ona- rımını üstlenenlerin görül- düğünükaydettı. Çiçek. DSP Izmır Mıllet- vekili HakanTartan'ın "Di- yanet İşleri Başkanhğı'nın denetimi dışında cami var mıdır" soru>una v erdıği v j - nıtta. camılerin denetinisiz olduğu itirafında bulundu. Çiçek. şu görüşlere ver v er- di• "İ Ikenıizdeibadetcaçı- lan camilerin tamamına kadro tahsis edilerek hi/- metin Divanet İşleri Baş- kanlığı denetiminde sürdü- rülmesi amaçlanmaktadır. Ancak. vcteri kadar kadro tahsis edilemediğinden hi/- met. bazı camilerde hi/me- te ehil olup olmadığı nilin- me>en bazı fahri görev liler- ce > ürütülmektedir. Bu da denetimi zorlaştırmakta olup \eteri kadar kadro \e- rildiği takdirde Divanet İş- leri Başkanlığı kontrolü dı- şında cami kalma>acaktır." Çıçek. ejmılere kadro ıs- terkeıı geıeksinim fazlası cami yapımının denetlenip deııetlenmedığine ılişkın bileı vermedı. İzmit'te mafyaya darbe Fidye olayma karışan 10 kişi yakalandı KOCAELİ (Cumhuri- yet)- Izmit Büyiikşehir Be- İediyesi Protokol \e Dış Ilişkiler Müdiirü İskender Gül'ün kaçırılması ile çok sayıda cinavet. haraç. ya- ralama ve fidye olayına ka- rıştıklan saptanan 10 kişi. Antalya ve Kocaeli'nde ya- kalandı. Kocaeli Emnivet Müdür- lüğünden yapılan açıkla- may a göre. İzmit Büy ük- şehir Belediyesi Protokol ve Dış İlişkiler Müdiirü İs- kender Gül'ün kaçırılması olayının da aralarında bu- lunduğu bir dizi olaya ka- rışan ve "maf\a babası" olarak adlandırılan Hadi Özcan'ın adamlan olduğu saptanan Recep Alp. Ata Karadereli. Muhammet Ali Ovlunı Kocaeli'nde: Mu- rat Oral, Ne\zat Şenoğlu. Murat Fil.ÖmerOzdemir, Ertan Taştan. Cihan Tuna ve Serkan Hebil. Terörle Mücadele Şubesince Ko- caeli ve Antaha'da düzen- lenen birdızi operasyon so- nucuyakalandı. Samklann Antalya da gızlendiklen ev ve işyerlerındeyapılan ara- mada 3 adet 9 mılımetre çapında ruhsatsız Brovv ning marka tabanca ile 2 adet pompalı tüfek vc bu Mİah- lara ait çok say ıda şarjor ve mermi ele geçirildı. Emniyetteki sorgulama- lannda. İskenderGürü. Bü- yükşehirBeledıye Başkanı Sefa Sirmen'in "kirli işleri- ni" öğrenmek üzere ev inin önünden kaçırdıklarını ıti- rafeden samklann. Saray- bahçeBelediyesi ImarKo- misyonu Başkanı.Metin Alan'dan tehdıtle 50 bın mark alınması. döviz bü- rosu sahıbı Sami Koçak'tan 300bın.ABDDolarıi>ien- mesi. Tunca\ Reşat Belli- san'a ait otomobilin silah- la taranma>ı ve Antalya'da HalilTürkanadlı kişinm t.ı- bancay la \ aralanması olay - larıııa karıştıkları da belir- lendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle