Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 HAZİRAN 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kayıp aileleri, yoğun polis baskısına rağmen eylemlerini devam ettireceklerini açıkladılar
MevzideğiştL, acı hepayınacı• Bundan sonra her cumartesi
günü. aynı saatte aynı yere tek
tek bireyler olarak gelip
"kırmızı karanfil"
bırakacaklannı söyleyen kayıp
aileleri. "Biz Galatasaray
Lisesi'nin önüne mecburuz.
Ama böyle. ama öyle; hiç
yılmadan her cumartesi oraya
gideceğiz. Orası bizim
kazandığımız tek mevzi"
dediler.
tstanbul Haber Servisi-Gözaltındayakı-
nı kaybedilen aileler. 57 cumartesidir Ga-
latasaray Lisesi önünde gerçekleştirdikleri
oturma eylemini polis baskısına karşın de-
vam ettireceklerini açıkladılar. Bundan son-
ra her cumartesi günü. aynı saat v e aynı ye-
re tek tek birey ler olarak gelip. "kırmızı ka-
ranfil" bırakacaklannı söyleyen kav ıp aile-
leri. "Biz Galatasaray Lisesi'nin önüne mec-
buruz. Ama böyle, ama öyle; hiç yılmadan
her cumartesi oraya gideceğiz. Orası bizim
kazandığımız tek mevzi" dediler.
İstanbul Tabipler Odasının Konferans
Salonu"nda dün bır basın toplantısı düzen-
leyen kayıp aileleri. Galatasaray Lisesi'nin
önünde oiduğu gibi yere oturarak çocukla-
rını gözaltına alındıktan sonra birdaha gö-
rememenin acısını dile getırdiler. 16 yıl ön-
ce. 12 Eylül askeri darbesi sonrasında e\ ın-
den gözaltına alınan ve bir daha kendisin-
den haber alınamayan Hüsevin Morsüm-
biil'ün annesi Fatma Morsiimbül yaşadık-
larını şöyle anlattı:
"Bcnim 18 >aşındaki oğlumu aldılar. Bir
daha da getirmediler. Biliyorum onlar öl-
diirdii. Ama benim biitün isteğim oğlumu hiç
olmazsa bir kerecik görmekti. Bana gömle-
ğini getirseler razıyım. Ben 16 > ıldır bir oda-
nıniçinde "Hüseyin. Hüsey in" diyebağırdım
durdunı. Onun elbiseleri> le o> nadım. Ama
artık sokaktayım. Galatasaray "ın önündeyim.
Sırf başkalarının çocukları da ka> bolmasın
di\e. Oğlumun sırf kemikleri olsun bulabi-
livim di\e. Onun kemiklerini bulsam da gö-
memem. sırtımda taşırım Hüseyinimin ke-
miklerini..."
Gözaltına alındıktan kısa bir sonra cese-
di biromıandabulunan HasanOcak'ın ba-
bası BabaOcakda Galatasaray Lisesi önün-
de oturmaktan başka çarelerinin olmadığı-
nı belırterek "Ben buna mecburum. Beni mec-
bur ettiler. Ben ister mivdim hiç? Ama hâlâ
üstümüze gelhorlar. Bu sefer de bizi gözal-
tına alıyorlar. Alsınlar. Bizi de kaybetsinler"
dedi. Galatasaray Lisesi önünde sadece otur-
duklarını. oraya ellerinde sadece kayıp ço-
cuklannın resmiy le gittiklerini anlatan Ocak.
"Bizim onlar gibi topumuz mu var. tüfeği-
miz mi \ar? Bizim neyimiz var da bizi ezmek
istiyorlar" diye konuştu.
1 nısandan beri kayıp olan TalatTürkoğ-
lu'nun eşi HaseneTürkoğlu ise Galatasaray
Lisesi önünün kendileri için bir me\ zii an-
lamını taşıdığını belirterek "Bu, biz \e bi-
zim gibiler için son mevziidir" dedi.
Toplantıya. gözaltındakaybedildiğibelir-
tilen \e 8 aydırkendisinden haber alınama-
>an 5 çocukbabası FehmiTosun'nunesı Ha-
nımTosun. 1994"te gözaltına alındıktan son-
ra birdaha bulunamayan Kenan Bilgin'ın kar-
deşi İrfan Bilgin \e yine gözaltında kaybe-
dildiği sö>lenen Rıdvan Karakoç'un kar-
deşı de katılarak acı \e düşüncelerini dile
uetırdiler.
57
haftadır kayıp yakınlan \e aileleriyle
birlikte oturma eyiemlerine kutılan onlarla
birlikte gözaltına alınıp. onlarla birlikte ağ-
layan bir de a>rı bır grup bulımuyor. Bu
gruptan bır bayan da basın toplantısı sira-
sında bir konuşma y aparak kamuoy una şoy -
leseslendı: "Benim henü/ bir vakınım ka>-
bolmadı. \e kocanı. ne kardcşim ne de ço-
cuğam ka> ıp değil. Oturma e> lemlerine ka-
tılmamın tek nedeni benim böv le bir risk ta-
şı\or olnıam da değil. katılıv oruııı. çiinkü bu
anaların \ iiziine baktığınıda utanmak iste-
mhorum. Türkhe'deki hütün kayıplardan
sadece polis değil. hepimiz sorumluv u/. Bu
utancı hiç değilse biraz olsun kendi adıma
azaltmak istivorum."
Diyarbakır
2 bin 250
sahte
diploma
iptal edildi
ANKARA (Cumhumet
Bürosu)-\lıllı EğıtımBakan-
lığının kayırma \e torpillere
neden olduğu gerekçesiyle dı-
• şandan bitirme sına\ lannı kal-
-dırmasının ardından Şırnak.
Ankara. Diyarbakır. İstanbul
, ve Adana'da ortay a çıkan sah-
te diploma skandalı büyüyor.
Son olarak Diyarbakır Merkez
.Ticaret Lisesi nde 2 bın 250
şahte diploma iptal edilırken
ğeçersız sayılan diploma sa-
yısı 2 bin 870'e ulaştı.
Ortaöğretim kurumlannda
dışarıdan bitirme sına\ı uv-
gulamasına geçen yıl son ve-
rilmesiyle başlay an sahte dip-
loma olaylannın arkası kesil-
mıyor. Ankara. Şırnak. Ada-
na. İstanbul \e Diyarbakır'da-
ki sahte diploma soruşturma-
' lan sonucunda 620 diploma ip-
tal edilirken son olarak Di-
yarbakır Merkez Ticaret Lise-
si'nde rekor sayıda sahte dip-
loma belırlendi. Yapılan soruş-
turma sonucunda usulsüz yol-
Jardan alındığı ortaya çıkan 2
.bin 250 sahte diploma iptal
\edildi.
2 bin 870>e ulaştı
. MillıEğitımBakanlığı'nca.
yetersızeğitim venlmesi. ka-
. yırma ve torpıllere açık olma-
şı nedenıyle yürürlükten kal-
dınlan dışandan bitirme sı-
, navlannda bugüne kadar çok
sayıda sahte diploma olayı ya-
şandı. llk olarak Şırnak'ta or-
tay a çıkan iddialar üzerine ya-
' pı lan soruş.turmalar sonucun-
da. J991-1995 yıllan arasın-
da verildiği belirlenen 503
diploma iptal edildi. Anka-
ra "da Etlik Lisesi"nde 93 \e
Keçiören Endüstn Meslek Li-
sesi'nde9. Dıyarbakır'daNa-
mık Kemal Lisesi nde 9. Bir-
lik Lisesı'nde 1. Melik Ah-
met Lısesı'nde 1. Ziya Gö-
kalp Lisesi'nde 12. İstanbul
Tuna Lisesi nde 1 diploma ge-
çersiz sayıldı. Dıyarbakır'da
Merkez Ticaret Lısesı'ndeki 2
bın 250 diplomayla birlikte
iptal edılen diploma sayısı 2
bin 870"e ulaştı.
Tutuldu yakınları serbest bıraküdı
• DYP Genel Başkan'ı Tansu
Çiller ile görüşmek isteyen ve
polis tarafından gözaltına alınan
tutuklu ve hükümlü yakını 76
kişi. dün çıkanldıkları
mahkemece tutuksuz
yargılanmak üzere serbest
bırakıldı.
ANKARA (Cumhurnet Bürosu) - DYP
Genel Başkanı Tansu Çiller ile
görüşmek amacıyla gıttıklerı DYP'de
gözaltına alınan 76 tutuklu \e hükümlü
yakını. çıkarıldıkları Nöbetçi Asliye
Ceza Mahkemesi'nce serbest bırakıldı.
Geceyi Ankara Emniyet Müdürlügü
Güvenlik Şube.si'nde geçiren tutuklu ve
hükümlü yakınlarından oluşan 76 kişi.
dün sabah saatlerınde Ankara
Adliyesfne getirildiler. DYP Genel
Merkezrnın içinden gözaltına alınan 11
kişi. "işgar suçlamasıyla suçüstü
savcılıgına çıkarılırken Toplantı \e
Gösterı Yürü>üşlerı Yasası'na
muhalefet ertikleri gerekçesiyle
gözaltına alınan 65 kişi de cumhuriyet
savcılığınca sorgulandı.
Duruşma 3 saat sürdü
Suçüstü savcılığı. 11 kişiyı ifadelerıni
aldıktan serbest bıraktı. Yasadışı gösteri
suçlamasıyla ifadelen alınan 65 kişi ıse
nöbetçi asliye ceza mahkemesine
çıkanldı. Yaklaşık 3 saat süren
duruşmanın ardından sanıklar. tutuksuz
olarak yargılanmak üzere serbest
bırakıldılar. Samklann. ifadelerinde;
yaklaşık 2 aya yakın bir süredır açlık
grev inde bulunan çocuklannın
durumunu anlatmak üzere Tansu Çiller
ile görüşmek istediklerini. polisin de
uyarmaksızın kendilerıni gözaltına
aldığını anlattıkları öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre. bir tutuklu yakını.
savcının sorusıı üzerine şöyle konuştu:
"Tansu Çiller her konuşmasında 'Ben
sizin ananızım. bacınızım dt\e
konuşuyor." Biz de bacımıza
çocuklanmızın durumunu anlatnıa\a
gittik. ama gözaltına alındık."
Serbest bırakılan aileler. slogan atarak
toplu halde Özgürlük ve Dayanışma
Partısi'ne (ÖDP) yürüdüler.
Eylül Emeklıleri Derneği Genel
Başkanı Hüseyin Biçen. dün yaptığı
yazılı açıklamada. yetkilılerin
cezae\ lerine yönelik duyarsızlıklarınt
kınadı.
De\ leti yönetenlerin kin ve nefret
duygusu ile hareket ettiklerinı ilerı süren
Biçen. "Bu kin ve nefret esasen. cezaevi
değil, zindan anla> ışıyla yönetilen
Suçüstü hükümlerine göre, 11 kişinin Suçüstü Sa\cılığf ııda, 65'inin de Ankara Basın C umhurivet Sa\cılığı'nda ifadeleri alındı.
Tutuklu \akmlan. daha sonra 3005 sayılı Suçüstü Kanununa göre mahkeme>e sevk edildi. (Fotoğraf: TARIK TINAZAY)
cezae\ lerindeki işkence \e terörün
de\amıdır. 12 F> lül darbesinden sonra.
siyasi görüşlerinden dolay ı resen
emeklhe se\ k edilerek uzun süre tutuklu
kalan subaylar olarak cezae> lerindeki
işkence ve terörü yakından bili>oruz"
dedi. Biçen. yetkılileri. tutuklu \e
hükümlülerin haklı ıstemlerıne kulak
vermeye çağırdı.
Sosyal Hizmet-Sen tarafından vapılan
açıklamada ise \etkililerin
cezaev lerindeki baskıları kınanarak şu
görüşlere yer \erildi:
"Son günlerde 12 Eylül darbesini
aratacak nitelikte si\asi iktidarlann
saldırıları >oğunlaşarak sürüyor. K.mek.
banş. ö/«ürlük \e demokrasi isteyen
hütün kesimler. çok >önlü haskı \e
sindirme politikasına tabi tutulınor.
Cezae^ lerinde u> gulanan genelgelerle
ifadesini bulan >eni haskı süreci de
sürdürülen bu genel politikanın bir
parçasıdır. Tutukluların ölümün
kovnunda her geçen gün bedenlerinde
kalıcı \e ölümcül sakatlıklann oluşacağı,
>aşamlarının sağlıklı geçme\eceğii onları
kontnıl eden hekimlerce dile
getirilmektedir."
Ankara Ürmersitesi Dil \e Tarıh-
Coğrafya Fakültesi'nde (DTCF) 23
martta çıkan olaylann ardından
tutuklanarak Elmadağ Cezae\i'ne
konulan öğrenciler. önceki gün
yaptıkları açıklamada. 2 hazıranda açlık
grevine başladıklannı bildirdiler.
Jandarmanın genel arama bahanesi\ le
kendilerıne saldırdığını kaydeden
tutuklu öğrenciler. saldırı sırasında 6
kişinin yaralandıgını belirttiler.
Öğrenciler. saldırının planlı olduğunu
sa\ unarak "Saldınya karşı akşam
sayımım kapı\a barikat kurarak
>ermedik. Açlık grevi ileıiedikçe yeni
saldınlar bekliyoruz. Direnişimiz ve açlık
gre>imiz sürüyor" dediler.
Avrupa İnsan Hakları Komisyonu
Tiirk hükümetine
8 teımnııza kadar süre
HÜLVA TOPCL
* A\rupa İnsan Haklan Ko-
-fnisyonu. Özgür Ülke gaze-
-tesine yazdığı makale nede-
*niyle fürk Ceza Yasasfnın
^3l2.maddesıu\anncabir\ıl
*Z a> hapis cezası alan eski
*Petrol-lş Sendikası Genel Baş-
»kanı MünirCeylan'ın kendi-
»lerine yaptığı baş\uru ile il-
Sgili olarak görüşünü bildir-
Jfnesi için Türk hükümetine
*30 temmuza kadar süre \er-
5ıJ Türk hükümetinin ,\lHK'nin
Sj?eylan'ınbaş\urusu hakkın-
Ştta görüş bildirmesi için \ap-
Jtığı üç çağnyı da yanıtsız bı-
;raktığını söyle\en Ceylan'ın
â\Tjkatı Hasip Kaplan. Türki-
»ye'nin bu davadan mahkûm
«0İmasınınTCK'nin312. mad-
t^esinin iptalıni gündeme ge-
Hireceğini belirtti.
^ Özgür Ülke gazetesine yaz-
ığı bir yazıdan dolayı aldı-
*ğı ceza\ı Saray Cezae\i'nde
•'tamamla\an Ceylan. AİHK'-
'-. ye baş\ urmuştu. Ceylan baş-
^vurusunda AtHS"nin ifade
'özgürlüğünü düzenleyen 9.
,' 10 ve 14. maddelennin yar-
^gılanıada dikkate alınmadı-
*^ını. politik görüşlerıııi açık-
jjâdığı için mahkûm olduğu-
*lıu belirtmışti. Ceylan'ın baş-
îyurusu 15 nisanda komisyon
Ijarafından kabul edildi. Ge-
« e n nisan ayında ise dostane
çözüm süreci başladı. Avru-
pa İnsan Hakları Komisvo-
nu. Türk hükümetine gönder-
dıöi >azıda baş\ uru ile ilcili
olarak 26 Mayıs 1995 "e ka-
dar savunma vapılmasını is-
tedi. Türk hükümeti tarafın-
dan 22 mayısta komis\ona
gönderilen yazıda sürenin bir
a> uzatılması istendi. Ancak
bir ay sonunda komisyona
tekrar yazı gönderen hükü-
• Türk hükümetinin.
AİHK'nin Ce\lan"ın
başvurusu hakkında görüş
bildirmesi için yaptığı üç
çağnyı da yanıtsız
bıraktığını söyleyen
Ceylan'ın a\ukatı Hasip
Kaplan. Türkiye'nin bu
davadan mahkûm
olmasımn TCK'nin 312.
maddesinin iptalini
gündeme getireceğini
belirtti.
met. sürenin bir ay daha uza-
tılması talebinde bulundu.
Komisyon başkanı H.C.Krü-
ger tarafından Türk hüküme-
tine yapılan üçüncü çağrı da
sonuçsuz kaldı. Komisyon
Başkanı H. C. Krügertarafın-
dan hükümete son gönderilen
yazıda Münir Cevlan'ın ko-
misyona yaptığı başNuru ile
ilgili olarak Türk hükümetin-
den 30Temmuz 1996"va ka-
dar görüş bildirmesi isteni-
yor.
Hükümetin 30 temmuza
kadar görüş bildırmemesi du-
rumunda "dosyanın çözüm-
süz' olduğunu bildirerek di-
vana başvuracaklarını söyle-
yen Ceylan'ın a\ ukatı Hasip
Kaplan. dostane çözüm sü-
recinde kendilennin en önem-
li taleplerinin düşünce suçu-
nu cezalandıran siyasi yasak-
lann kaldınlması olduğunu
belirtti.
Türkişe'nin dostça çözü-
me taraf olmaması durumun-
da AlHK Bakanlar Komite-
si rapor hazırlav acak. Rapo-
runu üç ay içinde AİHM'ye
götürebilecek. Türkiye
AlHM'ninyetkisıni kabul et-
tiğınden bu aşamadan sonra
mahkemenin vereceği kara-
ra uyulması eerekecek.
TCK'nin "Halkı ırk. dil,
din. mezhep \e bölgefarkı gö-
zeterek birbiri ale> hine suç
işlemeje kışkutmak" eylemı-
ni düzenleyen 312. maddesı
ile birlikte Türkive'deki dü-
şünce özgürlüğü konusu ılk
kez bu düzeyde tartışılmış
olacak. AİHNİ. TCK'nın 312.
maddesinin düşünce özgürlü-
ğünü engellediğine karar \ e-
rirvebudava ile ilgili olarak
Türk hükümetıni mahkûm
ederse bu maddenin kaldırıl-
ması tartışmaları gündeme
gelebilecek.
ORUŞ Prof. Dr. İLtL\\ ARSEL
'Şeriatİsterük'lere: 'Hayır'
C
umhurbaşkanı bulunduğunuz
TC Devleti. Hazıne'den maaş
alan din adamlan ve Diyane't
işleri Başkanlığı aracılığıyla. kendi in-
sanlannı çağdışı ve anayasaya, temel
özgürlüklere ters düşen zihniyetie ye-
tiştirme eyiemlerine ve işlemlerine
karşı sadece susmuş değil fakat bu
eylemlerin ve işlemlerin bızzat uygu-
layıcısıdır. Bu zihniyetie yetişen hal-
kın şeriatçı partilerden başka hiç kim-
selere destek olmayacağını ve hele
bu partilerden birinin iktidara gelme-
siyle tam manasıyla "fanatik yığın-
lar" haline geleceğıni söylemek, mü-
neccimlik olmasa gerek.
Şimdi sıze sormak isterim: Bu gi-
dışle şeriatçı bir parti, oyların yüzde
21 'ini deçil de yüzde yetmiş dokuzu-
nu almış olarak karşınıza dikilmiş ol-
sa ne yaparsınız? "Bu parti kanun
dışı ilan edilmemıştır" diyerek hükü-
meti kurma yetkisini bu partiye mi
verirsiniz? Verdiğiniz takdirde davra-
nışınız. demokratik bir davranış olur
mu? Elbette ki olmaz, çünkü bu par-
tinin iktidara sahıp olması halinde de-
mokrasi ya da uygarca yaşamlar bir
yana ve fakat herkesten önce siz, la-
ik TC Devleti Başkanlığı koltuğunun
altınızdan alınıp Ali Baba masalın-
daki seccadeye bindirılmiş olarak
göklerin yedinci katına çıktığını görür
ve üzülürsünüz.
Kuşku edilmesin ki, iktidara sahip
olarak bu parti mensuplarının yapa-
cakları ikinci ış. daha şimdıden ''din
düşmanı" olarak ilan ettikleri orduya
el atıp, başta Genelkurmay ve kuv-
vetkumandanlıklan olmak üzere, bü-
tün kilit noktalarını, kendi adamlarıy-
la doldurmak. "iaiklik" ilkesine bağlı
siyasi partıleri ve kuruluşlan kapatmak
ve bu rahatlık içerisinde 65 bin camii
şeriatçılığın "forumu"halinesokarak
Türkiye'yi bir daha hiç çıkmacasına
karanlık vadilere sürüklemek olacak-
tır. işte böyle birfelaket başımıza gel-
mesin diyedir ki size yazmış oldu-
ğum mektupta, ordunun müdahale-
sine gerek bırakmayacak bir çözüm
teklif ettim ki o da şenatçıların siya-
set sahnesinden silinmelerini sağla-
yacak yoldur.
Son 30-40 yıllık toplumsal yaşam-
larımız şu gerçeği ortaya vurmuştur
ki, Türkiye'yi şeriat felaketinden ko-
rumaya ne siyasi partiler ne sivil ku-
ruluşlar ne aydınlar ye ne de "halk ira-
desi" muktedirdir. Öyle görünüyor ki,
Atatürk ilkelerinın kazandırdıklarını
şeriatçı tehditlerden uzak tutabilecek
tek güç, "Atatürkçülüğe, laıkliğe, akıl-
cılığa, çağdaş uygarcılığa bağlı or-
du "dur. Ve bu görevi ordu, şeriat dev-
leti kurma heveslerinin sönüp yok
olacağı zamana kadar yerine getirme
zorunluğundadır. Bu zorunluk. de-
mokrasinin gerçekleşmesine ihanet
değil fakat aksine büyük bir hizmet-
tir.
"Bu görevi ordu nasıl yerine getı-
rir?" diye sorulacak olursa, kuşkusuz
ki aklı başında olanlann buna vere-
cekleri yanıt sadece "Darbedir" şek-
linde olmayacak, çeşitli ihtimaller sı-
ralanacaktır.
Ne esef vericidir ki şeriatçılar, ikti-
dara gelememenın hırsıyla köpürmüş
olarak şimdi, sinsi usullerle orduyu yıp-
ratma amacına yöneliktirier: "Ordu
demokrasiye ihanet etmez" gibi laf-
larla, hani sanki "şeriat devleti" de-
mek. "demokrasi "nin bizatihi kendi-
sı demek imiş de ordu bunu istemi-
yormuş gibi bir kanı yaratma kurnaz-
lığındadırlar. Son olarak daha da sin-
si ve çok tehlikeli bir denemeye gi-
rişmişlerdir ki o da Türk Silahlı Kuv-
vetleri'ni "din düşmanlığı" yapmak-
la suçlamaktır. Bu tür suçlamalar,
inanç zorbalannın fırsat buldukça yö-
neldikleri bir ilkel siyasettir ki, son bin
yıllık tarihimizi kana bulayan olayla-
rın başlıca nedeni olmuştur. Daha
dün denecek kadar yakın bir geç-
mişte, 1930'larda, devrimci genç su-
bay Kubilay'ı, "din düşmanı" ilan
edip, Menemen sokaklannda koyun
keser gibi öldüren Şeyh Esad güru-
hunun zihniyetine saplı bu "efendi-
lere" şunu hatırlatmak gerekir ki asıl
büyük ihanet ve asıl büyük melanet,
halkı devlete ve orduya karşı kışkırt-
mak yanında. bir de tarihi Türk düş-
manlığı duygulanyla yoğurulmuş Arap
şeyhlerinden ya da laik Cumhuriye-
te diş bileyen şeriatçı ve terörist ül-
kelerden para ve "manevigüç" dile-
nerek hem Türkiye'yi haysiyetsiz du-
rumlara düşürmek ve hem de seç-
menleri şeriat yalanlanyla kandınp
demokrasi "havarriyunu" kesilmek-
tir. Bu şeriatçı liderlere şunu belletmek
gerekir ki Türkiye halkının yüzde yir-
misi değil de faraza yüzde doksanı
"şeriat isterük" demiş olsa. zinde
güçlerin görevi bu isteklere karşı "ha-
yır" deyip direnmektir; insan hakları
ve haysiyeti adına direnmektir. Çün-
kü yüzdedoksanın "şeriatisterük" de-
mesiyle demokrasi olmaz. "Kakokra-
si" olur ki, onu isteyenlerin de aley-
hinedir.
(Yukardaki yazı, Prof. Dr. Ilhan
Arsel'in Cumhurbaşkanlığı maka-
mına göndermiş olduğu 28 Mart
1996 tarihli ikinci mektubundan
bir kesimdir.)
Adalet Bakanı Ağar'a dava
TTB'den açlık
grevcilerine
tıbbi yardım
İZMİR/A\kARA(Cum-
hurijet Bürosu)- Izmir Baro
Başkanı Kasım Sönmez. Ada-
let Bakanı Mehmet Ağar'ın
cezae\lenne \önelık genel-
gesının iptali \e >ürütnıenin
durdurulması için Danıştav'a
dava açtı. Sönmez. cezae\le-
rindeki açlık grev lerine ne-
den olan genelgenın. anaya-
sanın "hak arama özgüıiü-
ğüne" av kin olduğunu belirt-
ti. Türk Tabıplcrı Birligı
(TFBI Merkez kon?.ey i. Ada-
let Bakanlığı Ceza \e Tevkı-
fevlen Genel Müdürlüğu'ne
baş\ urarak ceazev lerinde 27
nısandan bu >ana siiren \e
ölüm sınınna davanan açlık
grev lerindeki tutuklu ve hü-
kümlülere tıbbı vardınıda bu-
lunmayı önerdı. TTB. Gazı-
antep OzeI Tıp Cezaev ı" nde-
ki tutuklulann dunıınlany la ıl-
gılı olarak kamuoyıına bılgı
verdıği için gözaltına alınan
Dr. Bavram Bozbe>oğlu için
degınşim ba^lanı.
Izmir Baro Başkanı Kasım
Sönmez. yönetım kurulu ûve-
lenyie birlikte dün Izmır n«-
betçi I. Idare Mahkeınesi Baş-
kanı Kudret L luturk'e. 6 ma-
yı> tarıhlı Adalet Bakanlığı
genelgeMiıın ıptdlı ıçın hazır-
ladıklanduvadılekçesinı ver-
dı. \1ahkeme Başkanı l lu-
türk. dilekçenın ijleıne ko-
nulduğunu veen kısazaman-
da Danıştav 'a gonderılecegı-
nı >öv ledı. Sönmez. vönetıın
kurulu üvelenv le hırlıkte > ap-
tığı açıklamada. ıçerik bakı-
mıııdan ^a\ unmav ı kiMtlavan.
Adalet Bakanlığı genelgeM-
nın uvgulamaya konııldıığu-
nu belirtti
Sönmez. bır y ıl önce ce/a-
ev lennde > aşanan acı olav la-
nn. Ağar'ın cezuev lenne gön-
derdığı genelgelerle venıden
vaşanmava başlandığını be-
lirtti Bu uvgulamaljrın adım
adım hukukave vargıvagöz-
dağı anlamına geldığını vur-
guîav an Sönmez. "Cenelge.
\v rupa İnsan Haklan So/leş-
mesi'nin 6'ncı maddesinde
vcralan "mütdlajMnı luzırla-
mak ıçın gereklı zamana ve
kolay lıklara nulık olma' hak-
kını da ortadan kaldırdığı için
A\ rupa İnsan Hakları Kıııııis-
vıınu'nun birt'vsel haijvuru
hakkını da doğumcaktır" de-
di.
Bakan Çiçekten itiraf
'Camilerimiz
denetimsiz'
AYŞESAVIN
ANKAR.\-Devlet Ba-
kanı CemilÇiçek. camılerin
"denetimsiz" olduğu ıtıra-
fında bulundu. Daha önce
Dıyanet İşleri Başkanlı-
ğı'ndan sorumlu olan olan
Cıçek. bazı camilerde. "ehil
olup olmadığı bilinmcven
kişilerin göre\ >aphğınr bı I-
dırdı. Çiçek. Dıvanet İşleri
Başkanhğı'nın "İslam di-
ninin inançlan, ibadet \e ah-
lak esaslan" çerçevesinde
bazı vakıflarayardımdabu-
lunduğunu belirterek yar-
dım alabilecek v akıflar sta-
tüsünde yalnızca cami ve
Kuran kursu v apım v e ona-
rımını üstlenenlerin görül-
düğünükaydettı.
Çiçek. DSP Izmır Mıllet-
vekili HakanTartan'ın "Di-
yanet İşleri Başkanhğı'nın
denetimi dışında cami var
mıdır" soru>una v erdıği v j -
nıtta. camılerin denetinisiz
olduğu itirafında bulundu.
Çiçek. şu görüşlere ver v er-
di• "İ Ikenıizdeibadetcaçı-
lan camilerin tamamına
kadro tahsis edilerek hi/-
metin Divanet İşleri Baş-
kanlığı denetiminde sürdü-
rülmesi amaçlanmaktadır.
Ancak. vcteri kadar kadro
tahsis edilemediğinden hi/-
met. bazı camilerde hi/me-
te ehil olup olmadığı nilin-
me>en bazı fahri görev liler-
ce > ürütülmektedir. Bu da
denetimi zorlaştırmakta
olup \eteri kadar kadro \e-
rildiği takdirde Divanet İş-
leri Başkanlığı kontrolü dı-
şında cami kalma>acaktır."
Çıçek. ejmılere kadro ıs-
terkeıı geıeksinim fazlası
cami yapımının denetlenip
deııetlenmedığine ılişkın
bileı vermedı.
İzmit'te mafyaya darbe
Fidye olayma karışan
10 kişi yakalandı
KOCAELİ (Cumhuri-
yet)- Izmit Büyiikşehir Be-
İediyesi Protokol \e Dış
Ilişkiler Müdiirü İskender
Gül'ün kaçırılması ile çok
sayıda cinavet. haraç. ya-
ralama ve fidye olayına ka-
rıştıklan saptanan 10 kişi.
Antalya ve Kocaeli'nde ya-
kalandı.
Kocaeli Emnivet Müdür-
lüğünden yapılan açıkla-
may a göre. İzmit Büy ük-
şehir Belediyesi Protokol
ve Dış İlişkiler Müdiirü İs-
kender Gül'ün kaçırılması
olayının da aralarında bu-
lunduğu bir dizi olaya ka-
rışan ve "maf\a babası"
olarak adlandırılan Hadi
Özcan'ın adamlan olduğu
saptanan Recep Alp. Ata
Karadereli. Muhammet Ali
Ovlunı Kocaeli'nde: Mu-
rat Oral, Ne\zat Şenoğlu.
Murat Fil.ÖmerOzdemir,
Ertan Taştan. Cihan Tuna
ve Serkan Hebil. Terörle
Mücadele Şubesince Ko-
caeli ve Antaha'da düzen-
lenen birdızi operasyon so-
nucuyakalandı. Samklann
Antalya da gızlendiklen ev
ve işyerlerındeyapılan ara-
mada 3 adet 9 mılımetre
çapında ruhsatsız Brovv ning
marka tabanca ile 2 adet
pompalı tüfek vc bu Mİah-
lara ait çok say ıda şarjor ve
mermi ele geçirildı.
Emniyetteki sorgulama-
lannda. İskenderGürü. Bü-
yükşehirBeledıye Başkanı
Sefa Sirmen'in "kirli işleri-
ni" öğrenmek üzere ev inin
önünden kaçırdıklarını ıti-
rafeden samklann. Saray-
bahçeBelediyesi ImarKo-
misyonu Başkanı.Metin
Alan'dan tehdıtle 50 bın
mark alınması. döviz bü-
rosu sahıbı Sami Koçak'tan
300bın.ABDDolarıi>ien-
mesi. Tunca\ Reşat Belli-
san'a ait otomobilin silah-
la taranma>ı ve Antalya'da
HalilTürkanadlı kişinm t.ı-
bancay la \ aralanması olay -
larıııa karıştıkları da belir-
lendi.