Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 HAZİRAN 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABITATII
Oneriler kâğıtta kahnasın
172 ülkenin katıldığı yüzyılın son insan yerleşimleri zirvesinde 'çevre,
güvenli ve sağlıklı konut, insan hakları' konularında somut kararlar alındı
kua »HiEjtaunl KOIFEJUISI
HABITATII
KENT ZİRVESİ
OKTAY EKİNCİ
MEHMET DEMİRKAYA
MELTEM FIRATLI
ÖZLEM YLZAK
AZE MARŞAN
ÖZGÜR ULLSOY
DEVRİM SEVtMAY
11 gün süren HABITAT-Il insan
Yerleşimleri Konferansı'nın resmi
toplantılan, toplam 172ülketemsil-
cisinin yoğun tartışmalan netice-
sinde görûş birliğine vararak imza-
ladıklan sonuç bildirgesi ile önce-
ki gün sona erdi. ABD ve Batıiı ül-
kelerin başkanlardüzeyınde temsil
edilmediklen toplantılarda. "Her-
kese yeteıii konut sağlamak, insan
yerieşimlerini daha gmenli. daha
sağlıklı ve daha sürdürülebilir ha)c
getirmek amacıyla neler \ aptlabilir,
kimlerin katkılanna genesinim var"
konulannda yoğun görüş. alışveriş-
leri yapıldı. Resmi toplantılarda söz
alan temsilciler kendi ülkelerinin
yerleşim sorunlannı gündemegeti-
rirken HABITAT-II Konferansı'nın
işlerlik kazanmasına yönelik çö-
züm önerilerini de sunduJar.
Avrupa Konıis>onu Üyesi Dr.
Monika VVülf Mathies: Mathies ko-
nuşmasında, "Gelecek kuşaklara
daha iyi bir dünya bırakma sorum-
luluğu ik karşı karşıyayız. Konfe-
ransın kalbinde yer alan "sürdürü-
lebilirlik' kavramının temel anlamı
btıdur"dedi. Mathies, üyesi bulun-
duğu Avrupa Komisyonu"nun Ka-
rayipler, Afrika, Asya. Latin Ame-
riİta ve Pasilik ülkelerine 19% yı-
lında 5.5 milyar ABD Dolar'ından
fazla resmi yardımı hibe olarak sag-
layacağını söyledi. Avrupa Birli-
gi'ndeki kenılerde yaşayanlann
yüzde 70"inin kasaba hayatı yaşa-
dığını bildiren Mathies. "Avrupa
kentierindegörülen endişe verici bir
eğilim, kentlerdekj baa semtlerin
>apısal olarakyoksullaşması. bunun
sonucunda kent toplumunda farklı
gnıplann birbirinden a>niarakget-
tolann büyümesidir. Âvnıpa Ko-
misyonu, bu sonınu çözmek üzere
1994'tel RBANToplulukİnisiyati-
fi'ni başlatnuş&r" dedi.
İnsan Haklan Yüksek Komiseri
Jose Ayaia-Lasso:
Uluslararası İnsan Haklan Bıl-
dirgeM'nin 1948 yılında -Konut
Hakkı"nı kabul ettiğinı belirten
Ayala-Lasso, bu hakkın oybirliğıy-
le HABITAT-II gündemine eklen-
mesi gerektiğini söyledi. Ayala-
Lasso. "Bu hakherkesinırk.kÖken
aynmı yapılmaksmn konut hakkı-
na sahip olduğu. ve kadın, çocuk.
mülteci, işçi haklannın korunması
görüşü üzerine ofurtulmuştur" di-
ye konuştu.
Peru Levazutı Bankası Başkanı
Lius Kishimoto Higa:
Higa konuşmasında 23 milyon-
luk Peru nüfusunun 3 milyonunun
gecekondularda yaşadığım belirte-
rek. "İnsan yerleşimlerindc eşMik
saglamak, yaşam standartlannı ge-
liştirmek, yoksullugu ortadan kaJ-
dırmak amacıvla hükümetler kent
\c köylerde planlannı eşgûdümlü
olarak uygulanıalıdjr~ dedi.
İdanda Sosval İşler Bakanı Pall
Pfetursson:
Izlanda'da da son bırkaç yıida
bölgesel gelişimı etkileyen bazı
karmaş.ık durumlann yaşandığını
anlatan Pttursson, bunun sonucun-
da köyden kente göçlerin arttıgını
bildirdi. Petursson, tüm vatandaşiar
için yaşanabilir konut sağlanması-
nın Izlanda hükümetinin temel me-
selesi olduğunu belirtti.
Meksiko Enrique Buj Flores:
Flores,HABITAT-II gündeminın
zengin ve yoksul arasındaki uçu-
rum, evsizlik. su sıkıntısı ve yeter-
siz sağlık hizmetleri problemlerine
çözüm araması gerektiğini söyledi.
Flores. şunlan söyledi: "Teknik
alanda daha fazla işbirliğine gidil-
mesi. eğitimin yaygınlaşnnlması ve
bilgi alışverişinin arttınlması yö-
ııündc verilen taahhütlertekrarlan-
maluhr. İstanbul'da vanlan aniaş-
malann hayata geçirilmesi için ma-
li destek sağlanmaladır."
Rus>a Fedvrasyonu'ndan VTadi-
mir Storchevus:
Ekonomik reform çerçevesinde
konut edinme hakkının Rusya Fe-
derasyonu hükümeti yasalannda y-
cr aldığına dikkat cekcn Storche-
vus, Küresel fcylem Planı'm geçiş
dönemindeki ülkelenn ihtiyaçlan-
na cgilmemekle eleştirdi. Storche-
\ us. "Düşük fiyada konut edinme
garanrisi, konut edinme vasası ve
kırsal bölgelerin problemleri yeter-
li diizey de ek alınnıadı" dedi.
Danimarka'dan Knud Overga-
ar:
İnsan ycrleşimlen konusunda üç
noktanm altının çizilmesi gerektiği-
ni söyleyen Overgaar, >unlan söy-
ledi: "Bu üç nokta demokratiklik,
süıtJüriik'bitûiik ve kalitedir. Haik,
konutlandırtna \e kentleşme süre-
cindcki planlama, işleme koyma ve
şekillendinne eylemlerine katılma-
üdır.-
Kore Dtşi$>ri Bakankği Temsil-
cisi VVTıan-Bok Cbo:
HABITAT-II gündemınde sürek-
li kalkınma dahilindeki ekonomik
büyümeyeöncelik verilmesi gerek-
tiğini söyleyen Cho,ortakhkiara ye-
rel yönetimler, özei sektör ve sıvıl
toplum kuruluşjannın dahil edilme-
sini istedi.
HABITAT YORUMU
'Tanıtım
füryası'OKTAYEKlNCİ
Kent zirvesinin henüz ha-
zırlık aylannda hemen herke-
^sin ortak söylemi. "Türki-
, ye'\i\eİstanbul'udün>a>ata-
nıtma oianağı bulacağız" şek-
lindeydi. Tüm hazırlıklar ne-
redeyse buna göre yapılmiş,
"ele gâne karşı rezil olma-
mak" için tam bir seferberlik
' ilan edilmişti...
Doğrusunu isterseniz.
' Konferans Vadısı'ndeki "tek-
• nik ve hizmete döaük altyapı
haaıiıklan" dışında, her iki
"kutsal hedef açısından da
sınıfta kalmış Jurumdayız.
Dahası, aşagıda örneğini ve-
receğim kimi
u
tanıöın''çaba-
lannda da hem rezil olduk
hem de gülünç duruma düş-
tük.
Ömeğin bütün ülkelenn ar-
tık insan haklanna ve özgür-
lüklerine sonuna dek saygı
göstermelerinın istendiğı bir
konferansaev sahipliğiyapar-
ken Taksim ve Beyoğlu'nda
hak ve özgürlük isteyenlere
karşı gerçekleştınlen "büyük
\ gözaltr operasyonunun, bu
tarihi buluşmada Türkiye'yı
ne denlt "»aralad^ını" sanı-
• nm zamanla daha iyı görece-
Şimdi ise asıl vurgulamak
istedigim gelişmeler. dogru-
dan "tanrtun" için yapılanla-
nn içerigi ile yine "HABI-
TATuı içerigi" arasındaki
uyumsuzluklar.
Arrık herkes biliyor ki bu
kent zirvesi. "toplumun ya-
şam kaynaldannı konıyan bir
insanyerleşmek>ri hedefi" için
toplandı. "Sürdürülebilir" de-
yışi de ışte bundan ötürü en
başagetirildi. Budeyişle "do-
ğal, kûhüreL tarihsel çevre de-
ğeıierinin ve insan onunına
yakışır\aşamaortamının*'y]-
tirilmemesi vurgulandı ve tüm
bunlann gelecekfe de **sör-
tnea" için korunmalan dılek-
leriyle sona erdi. IConferansın
.amacı ve hedefi bunlar olun-
ca, yine konferansta "tanrtı-
^Itan" kente ve çevreye dönük
'çabalann da en azından "bu
^myederi" içermesı gerekmez
tniydi?..
î HABITAT kapsamında ve-
Jilen bazı "çevre ve şehirdlik
^ödiHerinra'" bu bağlamda ne
•«nlama geldiğine önceki yo-
îrumlarda örnekleriyle değin-
Jnişrim. Son öğrendiğim ben-
«zer bir ödül ise Beykoz Bele-
diye Başkanı Yücel Çelikbi-
lek'e yine Dünya Ticaret Mer-
kezi'nde verilen "HABITAT
ŞehircilikÖdülu
n
(!)
Doğrusu sormadan edeme-
yeceğim: Koruma Kuru-
lunun Beykoz'dakı "HABI-
TAT değerlerini" korumak
için aldığı "dogal SİT" kara-
nna "bunlar halka zulüm edi-
yorlar,kıniy»ruın" şeklindekı
bü>TJk bez afişlerle karşı çı-
kan bu başkan, acaba gerçek-
ten HABITAT adına mı yok-
sa başka türlü beklentıler adı-
na mı ödüllendınldı? Üstelik
bir de "jehirei'" ılan edilerek.
Bir de artık şunu iyıce me-
rak etmeye bas.ladım, HABI-
TAT II "ye yogun ve degerli
çalışmalarla katılan üniversi-
telenmizin şehircılik bölüm-
leri, çevretahribaljar(yla ünlü
kimi işadamlanyla birlikte
şimdi de "SlTdüsmanlanna"
verilen bu şehırcilik ödüllen-
ne hâlâ ses çıkarmayacaklar
mı?
AslındaHABITAT'taülke-
mizı daha da rezil eden örnek-
ler ise şu göstenşli "plansız
projeler''. Odüller ne de olsa
unutulur, ama bu projeler HA-
BITAT gündemındekı çözüm
bekleyen sorunlara "yenileri-
niekJemekten"başka bırözel-
lik taşımıyorlar.
Ömeğin Istanbul'un kuze-
yındeki ormanlık alanlannda
süren "vffla veaMintry" furya-
sının parlak projelen, nâzım
plana aykın konumlanna \e
doğal dengc üzerindeki tahri-
batlanna bakılmaksızın.
HABITAT ICnin en şatafatlı
toplantılanyla tanıtıldılar.
Hele, kimi belediyelerin
dünyadaki hiçbır şehircılik
uygulamasında benzen olma-
yan. bılım dışı "ıslah planla-
nyla" imar olanagı sağladık-
lan yeni yerleşme projelerini
HABITAT standlarına taşı-
malan, aslında tam bir tanı-
tım skandalıydı. Yine Istan-
bul'un nâzım planında "kıı-
zeydeki yeşil yağmasma bü-
yük katkılarda bulunacağı"
ıçın yer venlmeyen Karabu-
nın'daki özel bır liman proje-
sinin de HABITAT'ta sergile-
nerek kendisine "destek"ara-
ması. kimi yabancılann bile
gözünden kaçmamıştı...
Evet. HABfTAT Türki-
ye'yi ve Istanbul'u tanıtmak
için birbüyük fırsat olarak he-
yecanla karşılandı. Bu süreç-
te olanı biteni ızleyenler ise ne
denli "anti-HABİTAT" oldu-
ğumuzu tüm yönlerimızle ög-
renip. ülkelerine geri dön-
düler...
R^ııLİi hirııcıııvu uu rlı Türkiye'ninijibirorganİ7as>onörneğigösterdiği HABITAT-Il'nindünyalıkonukJanrop-
, a n t I sûresjnce birbirinden ilginç manzaralar oluşturdu. Ozellikle srvil toplum kuruluş tem-
sikileri, yaptıkian gösteri ve kahldıkJan partikrdcki ilginç dans ve şov lanv la beğeni topladılar. Dümaıun değişik ülkelerinden gelen üısan-
laruı birbirleriyle sıcak bir ka> naşma içinde olnıalan da gelecekte yaşanıhr bir dünvaıun müjdesini verir gibiydi.
RÜŞl PROF. DR. TÜRKKAYA ATAÖV
Kişınin günlük yaşamını ve top-
lumların mutluluğunu büyük öl-
çüde etkileyen kitle yerleşmeleri-
ni konu edinen HABITAT II Ulus-
lararası Zirve Toplantısı, dünya
kentlerinın tarihsel ve kültürel
başkentlerinden biri olan Istan-
bul'da yer aldı. Büyük genel ku-
rullar niteliğinde olan birinci ve
ikinci komitelerle dünya kamu-
oyunu bir ölçüde simgeleyen hü-
kümetler-dışı uluslararası örgütler
(NGO), kitlesel sağlık sorunların-
dan çocuk suçluluğuna, savaş
artığı mayınların temizlenmesin-
den kurşun zehirlenmesine, kent
meclislerinden sigarasız yaşam
alanlanna, akla gelebilecek tüm
konulan konuştular. Bu arada, (is-
tanbul'da Kent Dinamikleri Ens-
titüsü) "Sivil Toplum Kuruluşları
Forumu"nda HABITAT ll'nin
özündeki temel bir varsayımı sor-
gulayan çalışma bile düzenledi.
HABITAT'm
Hemen Arkasmdan
Ancak, uluslararası toplumun
en üst düzey yöneticileriyle
NGO'lann tüm bu sorunlan tartış-
ması, bunlann çözümlenebilece-
ği anlamına gelmez. Bu toplantı-
lann kronik bir hastalığı, "Toplan,
konuş, dağıl, sonra da unut git-
sin" bıçimınde özetlenebilir. Uy-
gulama eksikliğinin önemli nede-
ni, varlıklı ve güçlü Kuzey ülkele-
riyle yoksul ve zayıf Güney ülke-
leri arasındaki çelişkinin ve Bir-
leşmiş Mılletler gibi bir dünya ör-
gütünde güçlü, zengin ve endüst-
rileşmiş devletlerin egemenliği-
nin, hele Doğu Bloku'nun orta-
dan kalkmasından sonra, kemik-
leşmiş olmasıdır. Bu gerçeği çok
iyi vurguladığı içindir kı Küba Dev-
let Başkanı Fidel Castro, istan-
bul toplantısının son gününde
hiçbir konuşmacının ulaşamadı-
ğı bir alkışla olumlu bir tepki gör-
müştür. Bu olağanüstü destek,
Küba'y 1960'tan bu yana abluka
derecesinde bir ambargo altında
tutan hegemonyacı Amerika ile
yakın yandaşlarını gereği gibi dü-
şündürmelidir.
Ne var ki, Amerika'nın siyasal
ve parasal diktatöryası yüzde yüz
de değildir. Uluslararası toplum,
önemli kararları alma ve uygula-
ma erkini büyük ölçüde kaybet-
mıştir, ama bu toplantıların Ku-
zey-Güney ilişkisinde temel dö-
nüşümlere yol açıp açmayacağı-
na ilişkin ve belirgın olmayan de-
ğerlendirmeler bir yana, NGO'la-
rın varlıklarını gitgideduyurdukla-
rı bir gerçektir. Bu örgütlerin bir
kısmı, çok sayıda faks makinele-
ri ve bilgisayarlar gibi, türlü ola-
naklanndan anlaşılaığı üzere, bol-
luk içinde yüzmektedirler ve hat-
ta belirli hükümetlerin emrin-
dedirler.
Örneğin, Türkiye'nin Güney-
doğu Bölgesi'ndeki sorunlarla il-
gilenen bir örgütün, Norveç res-
mi çevrelerince yönlendihldiği iz-
lenimi uyanmıştır. Aynca aynı kişi-
lerin, hakları antlaşmalarla sap-
tanmış ve ayrılıkçı amaç güt-
medikleri gibi hiçbir silahlı eylem
yapmayan Batı Trakya Türkleri ile
hiç ilgilenmedikleri görmezlikten
gelinemez. Ancak NGO'lar, bu ör-
neğin dışında iyi smav vermişler-
dir.
CUMHURİYETTEN
OKURLARA
ORHAN ERİNÇ
'Fazla Çok' Korkusu
Kimi liderlerin "Türkiye'nin çokpartilidönemegiri-
şınin 50'nciyıh" uzerine söylediklerini sık sık dinler ol-
duk. Hepsıde "çokpartılı" yaşama girişimizi Demok-
rat Parti'nin 7 Ocak 1946da kurulması ile başlatıyor-
lar. Aradan 50 yıl geçmesine karşın 2 sayısına "çok"
demeyi sürdürdüğümüze göre demokrasi anlayışımı-
zın da 1946'larda kalmış olmasına pek şaşmamak
gerek. İki yıl kadar önce, arkadaşlarımız, Alman der-
gısi "Die Zeit "tan bir araştırmayı özetleyerek okuria-
rımıza aktarmışlardı.
New York Cıty ve Oklahoma üniversitelerinin sos-
yologları, 1990 yılında Afrika'nın ilkel kabilelerinde
medeniyeti inceleyen bir araştırma yapmışlardı. Araş-
tırma, bu kabılelerın bırçoğunun dilinde sayılann bu-
lunmadığını, yuzlerce kabıle uyesinin 3'e kadar sayıp
daha fazlasını belırtmek için "ço/c"sözcüğünü kullan-
dıklarını ortaya koymuştu. Bu olgu. kabilelerin mede-
nıyete uzaklığını belırlemede, araştırmanın diğeraşa-
malarında bır ölçüt olarak değerlendırilmişti.
Aynı araştırma sürecinde uzmanlar, çok sözcüğü-
nün göreceliliğinden şüphe etmediklerinı, ancak bu
düzeyde farklı bir kullanımla karşılaşacaklannı düşün-
memiş olduklarını da vurgulamışlardı. insanların psi-
kolojik anlamda genel olarak, gereğinden fazla bul-
dukları ya da algıladıkları durum ve olaylar karşısında
"çokluk" kavramınt ortaya koydukları da uzmanlann
değerlendirmesinde yer almıştı.
E/bette ülkemizi ılkel Afrika kabileleri ile karşılaştı-
racak ve onlar bile "Üçten fazlasına çok diyor" diye-
cek değilız. Ama demokrasımızın başlangıcına ılışkin
değerlendirmenin ve bugun yaşadıklanmızın 2'ye
"çok" diyen anlayışın değişmemesinden kaynaklan-
dığını söyleyebıliriz. Aynı çelışkı. çok partili döneme•
geçişımizı sağlayan DP'nin kuruluş nedenleri içinde
de vardır. "Kasketlilerin ve çanklıların" partisi olmak-
la övünen DP, köylünün topraklandırılmasını öngören
yasa tasansma karşı bır tepkı olarak kurulmuştur. Bu
nedenle başlangıcı kavram kargaşası ve çelişkılerte
dolu bir demokratik yaşamda benzer çelışkılerı bugün
de yaşıyor olmamızı yadırgamamak gerek. Hele 12
Eylül sonrasında yapılan anayasada TBMM'ye 2'den
çok partinin girmemesi, gırmış olsa bile birınin salt ço-
gunluğu alması ıçın düşünülmüşsınırlamaların yer al-
dığını hatırlayınca "fazla ço/c"tan korkumuzun gele-
nekselleşmiş olduğunu gonjyoruz.
Bu korku nedenıyle olsa gerek iki kuruluşun basın-
da tekelleşmesıne "Daha fazlası başımıza dert olur"
diye siyasilenmız ve yoneticilerımiz neredeyse arka çı-
kıyor.
•
Hükümeti kurmakla gorevlendirilen RP Genel Baş-
kanı Necmettin Erbakan'ın temasları ve yürutülen
pazarlıklan, hafta boyunca Meclıs Bürosu'ndaki arka-
daşlarımız Ergün Aksoy, Dürdane Kocaoğlu, Os-
man Aydoğan ve Türey Köse izledi.
•
Türkiye ile ABD arasında, incirlik'te konuşlu Çekiç
Güç'le ilgili olarak çıkan anlaşmazlıklar ve bu konuda
yünitühn pazartıkları, Lale Sanibrahimoğlu aktardı.
•
Hakkâri'de PKK'ye yardım ve yataklık ettiklen üne
sürtilen yurttaşlan dışki yemeye zoflandıkları savlan-
na TBMM'nın el koyması ve Metin Göktepe Araşttf-
ma Komisyonu'nun çalışmalarını Ayşe Sayın izledi.
•
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun yaptırdığı ve
özel televizyon kanallarında bır haftada toplam 513
şiddet görüntüsunün yayımlandığı sonucuna varılan
araştırmayı, Hülya Karabağlı haberleştırdi.
•
HABITAT II Kent Ztrvesi'nı, Oktay Ekinci başkanlı-
ğında, istıhbarat Servısı'nden Mehmet Demirkaya,
Meltem Fıratlı, Hülya Topcu, Günnur İlhan, Dev-
rim Sevimay, Saadet Uslu, Filiz Gümüş, İpek Yez-
dani, Ekonomı Servısı'nden Özgür Ulusoy, Dış Ha-
berler Servisi'nden Özlem Yüzüak, Aze Marşan iz-
ledi; Fotoğraf Servısı'nden Uğur Günyüz, Hatice
Tuncer, Kaan Sağanak, Kubilay Tüntül de fotoğ-
rafladı.
•
15-16 Haziran Olaylan'nın 26. yılında, eylemin can-
lı tanığı Kavel işçisiyle roportajı da Günnur ilhan ger-
çekleştirdi.
•
Türkiye'den yapılan ıhracatın, üretimi Türkiye'de
yapılan ürünler yerine Brezilya. Çın gibi uzak ülkeler-
den ithal edilen ürunlerin tekrar satılmasıyla oluştuğu-
nu Banş Karcıoğlu ortaya koydu.
•
Faaliyetlerine son verilen Marmara, TYT ve lmpex-
bank'ı satın almak için yaklaşık 60 yabancı bankanm
başlattığı çalışmalann son noktaya geldiğinı Banş
Karcıoğlu duyurdu.
•
Gökova Tenmik Santralı'nın desülfürizasyon ünrte-
si kurulsa bile çalıştırılamayacağını içeren bılirkişi ra-
porunuAsuman Abacıoğlu duyurdu. Danıştay'ın SİT
yağmasma engel olacak yurütmeyi durdurma karany-
la ilgili haberi de Abacıoğlu yazdı.
•
Adalet Bakanı Mehmet Ağar'a karşı yoğunlaşan
tepkileri ve Buca, Aydın, Bergama cezaevlerindeki
3elişmeleri, Necati Aygın haberieştirdi. Ankara Bü-
romuz ve istanbul HaberServımiz de aynı konuya iliş-
kin gelişmelerı ve tepkileri yansıttılar.
•
Onümüzdeki pazartesiye kadar gönlünüzce bir haf-
ta geçirmeniz dileğı ve saygılarımızla.
HABITAT-II'ye katılan STK'lerin istemleri
İstanbul Haber Servısi - BM'nin HABITAT-
II Konferansı'nı sıkıcı resmi toplantı olmaktan
kurtaran ve sivil yurttaşlann ilgi gösterdiği bir
toplantı haline çeviren Sivil Toplum Kunıluşla-
n (STK), dünyayı daha iyi yaşanabilir kılmak
için vargüçleriyle çalıştılar.
STK'Ier, insanların dahagûzel yaşayabilmete-
ri için çok şey istediler, ama dünyanın da birden
değışmeyeceğinin bilincinde olarak.
HABITAT'a renk katan STK'lerin 30 mayısta
başlayıp 14 haziranda sona eren toplantı ve fo-
rumlannda yuzlerce bildiri sunuldu, dekJaras-
yonlaryayımlandı.
STK^er HABITAT^tan neier istedi?
İTÜ Taşkışla binasında 16 gün boyunca daha
•gûzel bir dünya için çalışan bütün STK'lerin
J4ABITAT'la ilgili ortak değerlendirmesi. "Da-
Jıa işin bafinda oJduğumuzu kabul edersck ve
'H.\BITAT'ın >alnı/ca bir başlangıç olduğunu dü-
«ünürsek, bazı sorunlann farkına varmanm bile
3bir başan ölçütii olabilecegi varsavılabilir" şek-
îınde.
! Devletlere tavsiyeler listesi üretmeyi. eski kit-
Je örgütleri gibi yalnızca eleştiri getirmcyi veya
kiyasi destek vermeyi gerçek birdiyalog gibi ka-
ijul etmediklerini açıklayan STK'Ier, tüm kamu-
sal projelcrin geliştirilme yöntem ve içerikleri-
nin açıklık içinde gerçekleştinlmesini, kamu \ö-
netimlerinin STK'lere verdikleri desteklerin or-
taklık ilişkisi içinde gerçekleşmesini, kamu yö-
netimleri ortaklık ilişkisi içinde STK'lerin oluş-
turduguyapılan meşru muhatap olarak kabul et-
mesini istiyor.
İmar sorunlan \c kentlesme, kamusal hizmet-
ler ve ortaklık. çevre \e kültür değerleri konula-
nnda sivil toplum fcuruluşlan arasında bir işbır-
liğinin ve yerel yönetimler ile ilişkilerin gelişti-
rilmesi. izleme çalışmalannın tartışılrnasını da is-
teyen STK'lerin yaklaşım ve önerileri şöyle.
"Bugünkü planlama, kentsel hareketliliği
planlayabilecek, kentsel gelişmeyi stratejik bi-
çimde ka\ rayabilecek demokratik temsil araç-
larından yoksundur. Bugünkü denetimci bü-
rokratik planlama aygıtı, şehirsel gelişım-vi
denetleyemediği gibi şehirsel ranta el ko\an
kesimlerin lehinc sürekli ayrıcalık ve haksı/-
lık yaratmaktadır. Planlamanın so\ut biirok-
ratik niteliği, sivil toplum kuruluşlarımn ka-
musal sahadaki varlığının kendileri tarafın-
dan düzenlenmesi ve özerk poiitikalar gıiiş-
tirmeleri ile aşılabilir.
Kamusal karar ortanılan \aratKilık gerektiren
etkinliklerdeyetersizkalmaktadır.Kurulu$bi>e-
rarşileri içinde yer alan "kamusal ürün geliştirme
ortamlan'.niteİikamaçlıetkinliklerdeyBratıcıhk-
tan uzak kalmakta ve kaynakları israf etmekte-
dir.
Ozellikle proje geliştirme süreçlerinin, siyasi
bürokrasi ile örtiişmesi. kamusal ürün geliştirme
süreçlerinin niteliksizliğine yol açmaktadır. Bu
nedenle kamu yönetimleri, sivil kuruluşları ken-
dine rakip görmek yerine nnu. kendisinin dü/en-
lcvici olduğu sorumluluğun zorunlu tamamlayı-
cısı olarak görmeii, teşvik etmelidir.
Kamu yönetimleri kentlilere bir tür sübvansi-
von gibi sunuian proje merkezli programlan terk
etmeli ve kendilerini uzmanlaşmış kuruluşlar gi-
bi görmek yerine dü/cnleyici rol üstlennıelidir.
Sivil toplum örgütleri de kamu yönetimleri gi-
bi hem kav ramsal hem de işlev sel dönüşüm geçir-
melidir. Geçmişte olduğu gibi siyascti belirleyici
bir merkez olarak görmek ve ona seslenmek ye-
rine, kendi çalışma konularında vapıcı rol üstlen-
melidir. Siyaset veva siyasi akrabalık ilişkileri
kentlerle ilgili karariarın ve sivil toplumu ilgilen-
diren karariann üretileceği tek alan olmaktan çı-
kanlmalıdır.
Sivil toplum kuruluşlarımn siyasi otoritclcr ik'
ilişkileri. muhatap alınmalan ortaklık ilişkisi için-
de gerçekleşmelidir."
SAYIN DOKTOR VE ECZACILARIN DİKKATİNE
H i p e r t a n s i y o n T e d a v i s i n d e
ANGİOTENSİN II RESEPTÖR ANTAGONİSTİ
I o sart an p o t asyu m
50 mg 28 Film Tabletlik Alüminyum Blister Ambalajlarda
P İ Y A S A Y A S U N U L M U Ş T U R
MSD Merck Sharp ve Dohme lladarı A.Ş.
Yapı Kredı Plaza B Blok Kat:8 Levent 8O620 İstanbul
f £.(. du Pont de Nemours and Company, VViinington, Delavvare, USA'nın tescilli markasıdır.