Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmeni. Orhan Erinç 0
Genel Yayın Koordinatörü Hikmet
Çetinka>a# Yazıışlerı Müdurlerı
ıbrahim Yudu (SorumluKDinçTayanç
0 Habcr Merkezi Müduru Hakan Kara
9 Görscl Yönetmcn Fikret Eser
Dış llahcrler: Ergun Balcı • Istıhbarat Cengiz
Vıldırım 9 Ekonomı Bülent Kı/anlık
9 Kültür Handan Şenköken 9 Spor
Abdülkadir V ücelman 0 Makaleler Sami
Karaören 9 Düzeitme AbdulUh V a/ıcı
9 Fotoğraf Erdüğan Köscoğiu • Bılgı-Bclcc
Edibe Buğra 9 Yun Haterlcrr VtehnTet Faraç
YajınKurulu
Orhan trinç. Oku> Kurtböke.
Hikmet Çetînka\a, Şükran Soner.
Ergun Balcı. Dim;Tayanç, İbnhim
Nıldız. Orhan Bursalı, Muslafa
Balb», Hakan Kara.
AnkaraTcmsılcısı Mustafa Balbay 9 Habcr Müdûıû. Dogan
Akın Ataturk Bulvan No 125. Kal 4. Bakanlıklar-AnkaraTel
4195020 (7 hat). I aks 4195027 9 Izmır Tcmsılcısr
Serdar Kı/.ık, H. ?ıya Blv 1352 S. 2 3 Tel 4411220,
Faks 4419117 9 Adana Temsılcısr Çetin Yiğenoğlu,
Inonü Cd. 119 S No I Kat 1. Tel 3522550. Faks. 3522570
Müessese Müdünı. Erol Erkut 9
Koordınatör Ahmet Korulsan 9
Muhasebe Bülent Yener 9 Idare
HÛKyin Gürer 9 Işletme: Öoder
Çelik 9 Bılgı-lşletn Nail tnal 9
Bilgısayar Sıstem Mürövet ÇOer
MEDVA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Cilbin
Erduran 9 Koordınalör Reha
1jitmu 9 Genel Müdur Vardımctsı
Miw Akdağ Tel 514 07 53 -
51395 80-5138460-61,Faks: 5118466
\a)ınıla\aıı >e Baıan. ^ ent Gun Haber Aıansı, Basın \e Vayıncılık A $
Türkocağı Cad 39 41 Cagalogiu 34334 Isl PK. 246 IsJanbul Tel (0 212) 512 05 05 (20 hall 1-ak» (0 212ı 513 85 95
17HAZİRAN 1996 İmsak: 3.24 Güneş: 5.24 Öğle: 13.12 Ikındi: 17.10 Akşam: 20.46 Yatsı: 22.37
Ozon tabakası
kurtarıyor
• LONDRA (UBA) - Ozon
tabakasınm başlıca düşmanı
kloroflorakarbon gazının
(cfcs) atmosferdeki
oranının 1995 itibanyla
yüzde 1.5 düştüğü bildirildi.
Ingiliz Economist
dergısinin haberine göre
cfcs kullanımına getinlen
yasağa sıkı sıkıya uyulursa
2050 yılında ozon tabakası
1970'tekikalınlık
seviyesine ulaşacak.
Gelişmiş ülkeler. Ocak
1996"da ürünlerde ve
fabrikalarda cfcs
kullanımım tamamen
durdurdular.
Kerpiçe dönüş
• tSTANBUL(AA)-
Kırsal kesitnde konut
yapımında yogun olarak
kullanılan kerpicin,
kentlerde toplu konut
inşaatında da kullanılması
için yapılan çalışmalardan
olumlu sonuç alındı. İTÜ
Mimarlık Fakültesi öğretim
üyesi Doç. Dr. Bilge Işık,
modern kcrpiç "alker"in
toplu konutlarda kullanımı
konusunda fizibilite
çalışmalan yapıldığinı
belirterek "GAP bölgesinde
10 yılda, 10 milyon nüfus
artışı bekleniyor. Demir,
çımento gibi diğer yapı
malzemelerinin üretim
yerleri bölgeye uzak. Yerli
malzeme ile yapılırsa
malzeme taşıma maliyeti,
dolayısıyla konut maliyeti
de düşer" dedi.
Yaşam süresi
uzadı
• ANKARA (AA) - Devlet
Planlama Teşküatı'na
(DPT) göre, Türkiye'de
geçen yıl haziranda yüzde
1.71 olan yıllık nüfus artış
hızı, bu yıl aynı ay itibanyla
yüzde 1,68'e gerilerken
ortalama yaşam süresi de •
son bir yılda 111 gün uzadı.
DPT venlennden derlenen .
bilgilere göre, Türkiye'nin
geçen yıl haziran ayında 61
milyon 644 bin kişi olan
nüfusu, bu ay 62 milyon
697 bine ulaşırken nüfus
artış hızında yüzde 0.03'lük
bir düşüş yasandı. Son bir
yıh kapsayan Haziran 1995
- Haziran 1996 dönemini
içeren demografik
değişimler incelendiğinde,
Türkiye'de aynca 67 yıl
10.8 ay olan ortalama
yaşam süresi de 111 gün
daha artarak 68 yıl 2.5 aya
uzadı.
Dünyada nükleer
enepjinin payi
• BURSA (AA) - Dünyada
üretilen elektrik enerjisinin
yüzde 17'sinin nükleer
reaktörler tarafından
üretildiği bildirildi.
Istanbul Teknık
Üniversıtesi Nükleer
Bilimler Anabilim Dalı
Başkanı Prof. DT. Şarman
Gençay, TlSK'in aylık
yayın organı İşveren'
dergısinde yer alan
açıkJamasında Türkiye'de
elektrik enerji talebınin
1992-2010 yıllan arasmda
205 veya 270 milyon Kwh
olacağının tahmın edildiğini
kaydetti.
Soya yağlı
göğüster
• NEVVYORK(AA)-
Silikonla doldurulan
göğüslenn kanser yaptığı
yolundaki iddialann
yaygınlaşması üzerine bu
alanda yeni bir deney
başlatıldı ve göğüslere
silikon jeli yerine, soya yağı
doldurulması gündeme
geldi. Konuyla ilgili
göruşlerini açvklayan
operatör doktor Roberto
Viel, "Soya yağı
doldurulmus gögüslerin,
silikon göğüslere oranla çok
daha doğal bir görünüme
sahip olduklannı" söyledi.
Guatr, Abanf ta
tartışılacak
• ANKARA (ANKA) -
lyot yetersizliği nedeniyle
olusan hastalıklann
önlenmesi amacıyla bir
calışma yürüten Sağlık
Bakanlığı, ahnması
gereken önlemlerin
tartışılacağı bir toplantı
düzenleyecek.
Sağlık Bakanhğı'ndan
edinilen bilgilere göre 26
haziranda Abant'ta
düzenlenecek ve Sağlık
Bakanı Yıldınm
Aktuna'nın açılış
konuşmasını yapacaği
toplantıya üniversite
öğretim üyeleri, hekimler,
sağlık müdürleri
katılacak.
Türkiye'de 194O'lı yıllarda yüzde 5 olan topraksız aile oranı, 199O'lı yıllarda yüzde 27'ye yükseldi
Toprak Bayramı'na topraksız kııüama• Çiftçiyi Topraklandırma Yasası'nın 51. yılında, tanm
alanlannın savurganca talan edildiğine dikkat çeken
uzmanlar, 2000'li yıllarda Türkiye'nin en temel sorununun
topraksızlık olacağını belirterek, kırsal yerleşim alanlannda
yeni çekim merkezleri oluşturulmasını istediler.
IZMlR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - topraklannın savurganca talan
Çiftçiyi Topraklandırma
Kanunu'nun kabul edilişinin
üzerinden tam 51 yıl geçti. 194O'lı
yıllarda topraksız ailelerin oranı
yüzde 5 iken 199O'lı yıllarda yüzde
27'ye yükseldi.
Bitlis, Kars ve Diyarbakjr'da
topraksız ailelerin oranı yüzde
50'lerin üzerinde görünüyor. Tanm
edildiğini belirten uzmanlar, 2000'li
yıllarda Türkiye'nin en.temel
sorununun topraksızlık olduğunu
belirtiyor.
Çiftçiyi Topraklandırma K.anunu
1945 yılında çıkanlırken amaç,
topraksız köylüyü toprak sahibi
yapmaktı. Ancak geçen yıllarda
çiftçi elindeki topraklan da yitirdi.
Ziraat Mühendisleri Genç Oluşum
Gnıbu'nun yaptığı araştırmaya göre
üreticinin topraksız kalmasının
nedenleri yalnızca çevre kirliliği,
erozyon ve çölleşme değil. 1961
Anayasası'nın 37. maddesi. "Devlet,
toprağuı verimli olarak isletilmesini
gercekleştirmek ve >eterli toprağı
olmayan çiftçiye toprak sağlamak
amacrv la gerekli önlemleri alır"
demesine karşın 1973 yılına değin
bu konuda çok fazla bir gelişim
olmadı. 1973'teçıkanlan 1757 sayılı
Toprak Reformu Kanunu 1978'de
yürürlükten kaldınldı. 1982
Anayasası da soruna geniş yer
vermesine karşın vanlan sonuç,
köylünün giderek topraksızlaştığı.
AcıtaMo
194O'lı yıllarda topraksız ailelerin
oranı yüzde 5, 1963'te yüzde 8.5,
1973'te yüzde 14.5. 1991 yılında
yüzde 27. Topraksız ailelerin
Türkiye ortalaması yüzde 27 iken bu
oran, Doğu ve Güneydoğu'da yüzde
50'lerin üzerine çıkıyor. Bitlis'te
topraksız aile oranı yüzde 57.
Kars'ta yüzde 51. Ağn'da yüzde 44,
Diyarbakır'da yüzde 45 olarak
görülüyor. Ziraat Mühendisleri Genç
Oluşum Grubu Raporu'nda, kırsal
kesimde yaşayan insanlara biraz
toprak ve küçük bir hayvancılık
işletmesi vererek yörelerinde
kalacağı ve kentlere göç
etmeyecekJeri yaklaşımının da
yanlış olduğuna dikkat çekilerek şu
görüşlere yer veriliyor: "Insanlan
geçinemeyecekleri kadar küçük bir
arazi sahibi ederek bulunduğu
vörede rutmak olası değildir.
Öncelikle bü>ük toprak sahipliği ve
ciice işletmecilik tasfıye edilmelidir.
Kırsal yerleşim ve gelişmeyi
özendirmek için yeni örgütler
kurulmasuıa gerek yoktur. Kurulu
örgütler, islevsel hale getirilmelklir.
Kırsal yerieşim alanlannda yeni
çekim merkezleri oluşturulmalıdır.
Tanm topraklannın savurganca
kullanılmasu gelecekte korkunç
gelişmelere neden olacaktır.
Topraksızlık 2000'li yillar
Türkiyesi'nin en temel
sonınlanndan biri olacaktır.'"
Verimli topraklann, tanm alanlannın
gereğı gibi işletilmesini sağlamak
için çiftçiye verilmesiyle ilgili
anayasa hükümleri. kanunlar
yönetmelikler göz ardı edilince
üretecek olan topraksızlaştı.
Geriye, topraksız insanlara Toprak
Bayramı'nı "kutlamak" kaldı.
Doruktaki
sessiz
konuklar
Bugünlerde
İsviçre'deki VV'eisshorn
dağının doruklannda
50 konuk var. Ancak bu
konuklar, yaz-kış
Alplerin zirvelerini
ziyaret eden diğer
konuklardan biraz
farklı. Ne kayak
yapıvorlar. ne de
gûrültü. Bunlar sessizce
oturup. çe\Telerini
saran karlı ârveleri
izlemekle ^atiniyoriar.
İsviçre'nin Arosa kenti
yakınlanndaki dağın
konuklan sanatçi
Robert İndermaur'un
açöğı sergide yer alan
50 heykelden oluşuyor.
(Fotoğraf: RELTERS)
Uzmanlar, derinin yaşlanmasmda en büyük etkenin güneş olduğunu vurguladılar
'Güneş ışınlarındaıı korunun
9
İstanbulHaberServisi-tçınde bulunduğu-
muz yaz mevsiminde birçoğumuz deniz kı-
yısına gidıp güneşlenmeyi, bronzlaşmayı ha-
yal ederken uzmanlar, güneşten mümkün ol-
duğunca sakınılmastnı öğütlüyor. Derinin yaş-
lanmasında birinci derecede etkinin güneş ol-
duğuna dikkat çeken uzmanlar, "Derimizin er-
ken yaslanmasını istemi)«rsak, mutiakagüneş-
ten korunmalrş ız~ dediler. Aynca, bu konu-
da özellikle çocuklann eğitilmesi gerektiğı
vurgulandı.
Uzman Estetisyenler Denıeği güneşin za-
rarlı etkileri ve alınacak önlemler konusunda
bir seminer düzenledi. Türkiye Spor Yazarla-
n Demeği Sosyal Tesisleri'nde yapılan semı-
nerde, özellikle güneşin derinin yaşlanması-
na olan etkisi vurgulandı. tstanbul Deri ve
Zührevı Hastalıklar Derneğt Baskanı Prof.
Dr. Ertutnıl Aydemir, güneşin tek yararlı et-
kismın D v itamini dönuşümü olduğunu söy-
ledi. Güneşin insanlan psikolojik olarak ra-
hatlattığına da dikkat çeken Aydemir, "Gü-
nesin en dik getdiği saatler, 11-1S arası. Bu sa-
arkrdc çok dikkat edilmeli ve mümkün oldu-
ğunca güneşe çıkılmamalı" dedı. Prof. Ayde-
mir, deriye gelen güneş ışınlannm uzun sü-
reli birikiminin deride yıkıntılara yol açtığı-
na dikkat çekerek güneşin etkilerini şöyle sı-
raladı:
"Güneş normal insanda kısa sürede yanık
meydana geririr. Denizseviyesindeöglen saat-
lerinde 20 dakika güneşte kalmak. derinin kı-
zarmasına neden olur. Daha uzun sürede, şiş-
mc ve kızanklıklar oluşur. Uzun vadede gü-
neş.esmerteşmeye nedenolur. Deri,güneşin za-
rarlı etkilerinden kendini kurtarmak için ka-
lınlaşır. Işığa hağlı >aşlanmatargörülür. Zaman
içinde deri incelir, madaşır, yaşlanır, açık-ko-
yu renkte lekeler, çiller meydana gdir."
Istanbul Den \e Zührcvi Hastahklar Der-
neği Genel Sekreteri Doç. Dr. NahideOnsun,
deride yerçekimmin etkisiyle sarkma, güne-
şin etkisiyle de kmşıklıklann meydana gel-
diğini kaydetti.
Güneşe çıkarken kullanılan konıyuculann
önemine dikkat çeken uzman doktor Uhiye
Anlganoğlu da çocukluktan itibaren koruyu-
cukullanılması gerektiğini belirtti. Kozmetik-
te saydam ve renksiz olan kimyasal konıyu-
culann tercih sebebi olduğunu kaydeden Atıl-
ganoğlu, ideal bir güneş koruyucusunun özel-
liklerinı de şöyle sıraladr.
• İstenmeyen dalga boylannı önlemeli.
• Derinin üst tabakasına kolayca gırmeli ve
sıkıca yapışmatı.
• Suya, denize, terlemeye, buhariaşmaya
\e sürtünmcyc dayanıkh olmah.
• Etkısı uzun süre sürmelı.
• Kokusuz ve renksiz ounah.
• Uhraviyole ısınlarla bozulmamalı.
Göç kuşatması altmda boğulan kentteki konutlann yüzde 50'si yasadışı
Izmir, büyük bîr köye dönüşüyor
CELALY1LMAZ
tZMİR - Izmir, her geçen
gün artan göç kuşatmasında
boğuluyor. Kent nüfusunun
yüzde 42'si gecekonduda ya-
şıyor. Konutlann yüzde 50'sı-
nin kaçak, yasadışı olduğu
belirtiliyor.
Gecekondu mafyasmın, sel
felekatinde yıkılanlann ye-
rine bile ev yapmasını kim-
se önleyemiyoT. K.ent, meslek
odalannca " büyük bir köye"
benzetiliyor.
Izmir'deki meslek odala-
n, kent yapılaşmasını masa-
ya yatırdı. Yapılan değerlen-
dirmelerde geleceğe yönelik
karamsarbirtabloçizildi. In-
şaat Mühendisleri Odası, Mı-
marlar Odası ve Şehır Plan-
cılan Odası tzmir şubelerin-
den alınan bilgıler, gecekon-
dulaşmanın önlenemez hale
geldiğini sergiliyor.
Göçün temel gerekçeler-
den biri olarak gösterildiği
gecekondulaşma için İMO
Tzmir Şubesi yetkilileri, ha-
zırladıklan çalışmada şu gö-
rüslere yer verdiler:
"İzmir'e her yıl gelen 150 bin kişinin ko-
nut gereksinimini karşılamak olası değil. Var
olan toplu konut kooperatiflerinin en düşük
ayiıködemeprogramlan bile, gelenlerin ma-
Ggücünü ası>or. Bu insanlan gecekondu maf-
yasımn eline düşürmeden, uygun bir kredi-
lendirme düzeni ilebannak sahibi >apmanın
projeleri oluşturulmahdır. Diğer j andan özel
yap-satçılann vaptığı ve satamadığı konut
stoku büyüyor. Doğaloiarak kooperaatif üye-
liği despekülatifbov ut kazanıyor. Merkezi \ö-
netimin. sağlıklı bir denetim sistemi vok. Oda-
mız, kurumsallaşmış kooperatiilerie yapnğı
protokoller kapsamında denetim vapıyor.
Ancak, yeterli değil. Denetim mckanizması,
yerel yöneticüerin iki dudagı arasındaki ica-
zet olmaktan çıkarılmalıdır.""
tMO Izmir şubesi yetkilileri, sel felaketin-
den sonra aynı yerlerde kaçak yapılaşmanın
sürdüğünü vurguluyorlar. 70 cana mal olan
sel felekatinden bile dersalınmadığı şu söz-
lerle dile getiriliyor:
Dünya kentierinde kişi başına 7 ile 20 metrekare arasında yesil alan düşerken, İzmir'de bu oran 1.80 metrekare.
Rakamlarla
Kentte günde 25 dolaymda
gecekondu yapıhyor.
Kordon'a ilk apartman
1954'te yapılmış. Yani,
çarpık kentleşme o
tarihlerde başlamıs. Nüfus
artış hızı yüzde 3. Her yıl
16 bin çocuk yeni derslik
istemiyle ilköğretime
katıhyor. 2000 yılında
metropol nüfusunun 4
milyon olacağı tahmin
ediliyor. 1992 verilerine
göre kentlinin yüzde 72'si,
tzmir dışı dogumlu.
lOOkişiye 18tekfon,
hekim başına 580 kişi
düsmektedir. Belediye alan
çapı 39 km., toplam
yerleşim birim sayısı
702'dir.Nüfusun yüzde
20.7'si kırsalda, yüzde
79.3'ü kentte oturmaktadır.
Izmir nüfusunun 2000
yılında 5.1 milyon
ulaşacağı kestırilmektedir.
~ Gecekondu mafyasL burada da dentti-
mi etinde tutuyor. İnsanlan hem yeni afet ko-
nurJanna kaydediyoriar hem de sel yatağı
ağzındaki kondulan yeniden yapmaya çalı-
şıyoriar. Valilik \e verel >önetimler, bu konu-
da dikkatli olmah. Siyasi partilere de sızmış
olan mafyay a ödün vererek o\ avına çıkmak-
tan vazgeçilmelidir."
MimarlarOdası İzmirŞubesi'nden edini-
len bilgilerde, lzmir'deki konutlann yüzde
45-50'sinın yasadışı olduğu belirtilerek çö-
zümün kentsel arsa üretmek ve altyapı ha-
zırlamaktan geçtiği kaydedildi.
Yeni gecekondulaşma
MMO İzrrur Şubesi yöneticılen ıse gece-
kondu üretımının biçim değiştirdiğine dik-
kat çekiyorlar. " Gecekondulaşma gecelik
üretim olmaktan çıkmış, vapımı a> lar süren
normal konuüar halinerîönüşmüşrür~ değcr-
lendırmesıni yapan MMO yetkilileri. şu ger-
çekleri vurguluyorlar:
" tzmir, kentsel yeşil alan olarak çok yok-
sul bir kent haline ğptirümiştir. Kültürpark,
İnciraaltı gibi yeşil alanlar yapı alanına dö-
nüştürülmeyeçalışılmaktadır. Kentte açıklık
varatan kamu \apilan da rant öziemiyle iş
merkezleri yapılmâk üzere hebaedümekle kar-
şı karsı\ adır. Çağdaş dünva kentierinde kişi
başına en az 7 ile 20 metrekare arasında ye-
şil alan düşerken, İzmir'de bu oran L80 met-
rekare/ kişidir."
lzmir'deki sel felaketinın bir daha yasan-
maması içinçözüm önerilerinı içeren birra-
por hazırladıklannı ve ilgili makamlara ılet-
tıklerini belirten MMO Izmır Şube yetkili-
leri. konunun önemine dikkat çektiler. Ha-
zırlanan raporun bir bölümü, şu göruşleri
ıçeriyor:
"kentin yeni bir felakel yaşamaması için
havza ba/ında sel yataklannın nasıl ıslah ein-
leceği, veşillendiriİeceği planlı olarak ele alın-
mah ve u> gulama>a geçümelidir. İmar aiîı uy-
gulanan bölgelcrde, drenaja yönelik kentsel
altyapı yeniden elden gcçirilmelidir.. Kaçak
yapdara>ol,su veenerji götürülmemeli, Lan-
sizenerji kullanımı engeJlenmelidir. KenÜi bü-
gilendîrilmeli, demokratik kablımı sağlan-
mahdır."
İzmır'deki sağlıksız kentleşmeyi körük-
leyen gecekondu olgusunun toplumsal ko-
nut sunumuyla önlenebileceğıni belirten §e-
hir Plancılan Odası Şube Başkanı Tuncay Ka-
raçorlu da "İzmir'de toplam nüfusun yüzde
58'i imarh, \iizde42'si degecekondularda ya-
şamaktadır" diyor ve ekliyor:
"1973 yılında haztıianan Nanm İmar Pia-
nı'nın uygulanamaması, 1981 ve 1988 yılla-
nnda re\iz\onu getirmiş, bu da Nazun İmar
Pianı'nın yöniendiriciliğini kay betmesine ne-
den olmuştur. Özerk bir nazım plan bürosu-
nun kurulması ve bu büronun yasayla ta-
nımlanarak yetkilendirilmesi son derece
önemlidir. Al. imar-ıslah ve yıkım gibi kısa
\adeli polirikalar terk edilmelidir. Kente yö-
nelik göç, doğru yönlcndirilmeİL sağlıklı ve
planlı kentsel geliştirmelere dönüştürülme-
İidir. Na/jm planlarda yeşil alan olarak be-
lirlenen bölgeler ağâçlandu-ıbnalıdır."
TOPRAK BAYRAMI UNUTULDU
Savaşlar
doğayı da
öldürüyorÜMtTOTAN
İZMİR - Önünüze bir
dünya haritası koyun. Sa-
vaşlann, çatjşmalann, iç kar-
gaşalıklann olduğu yerleri
tek tek isaretleyin. Unuttu-
ğunuz yerler olsa bile göz-
lennize inanamayacaksınız.
Ne kadar çok yerde ne ka-
dar çok insan ölüyor dünya-
mızda. Savaş denilince do-
ğal olarak akla ilk gelen in-
san oluyor. Ya doğa?
Ekolojistlerin hazırladı-
ğı raporlar, "savaş tannlan-
mn yalnızca insanlan hedef
ahnadığmr gösteriyor. Ar-
tık toprak bayramlannın,
çölleşmeyle mücadele et-
kinliklerine yenik düştüğü
günler yaşanıyor.
Sıcak çatışmalann yaşan-
dıği önemli bölgelerden bi-
ri de Türkiye'de. Güneydo-
ğu'da yaklaşık 15 yıldır ya-
şanan acı, insan yaşamının
temeli olan doğayı da gide-
rek yok ediyor. Onca acı
içinde gözden kaçanlar, ge-
lecek kuşaklara bırakacağı-
mız "miras"ın durumunu
da gözler önüne seriyor.
Munzur Milli Parkı
Dünya ekolojistlennin ha-
zıriadığı bilimsel raporlara
göre Türkiye'de saptanan
3000 endemik yani bölge-
ye özgü bitki türlerinden
1860 kadan Doğu ve Gü-
neydoğu Anadolıî Bölge-
si'nde bulunuyor. Munzur
vadisinde 1968 yılında en-
demik bıtkilerı korumak
amacıyla kurulan Milli
Park'tan belki birçoğumu-
zun haberi bile yok. Bu park-
ta meşe ormanlan, binlerce
bitki ve çiçek türünün yani
sıra ceylan, geyik, mavi til-
ki, tavşan, keklik, kuşlar ve
sürüngenleryaşıyordu. 4280
hektarlık alanı kaplayan ve
"flora-fauna harikası
1
" ola-
rak tanımlanan Munzur va-
disi, dünyadaki konunun uz-
manı bılim adamlannca çok
iyi tanınıyor. Ama şimdi-
lerde oralarda geriye ne kal-
dığının hesabını kimse ya-
pamıyor.
Eski Yeşiller Partisi genel
başkanlanndan Bilge Con-
tepe, HABITAT11 için yap-
tığı çalışmalardan alıntılar-
la bugün yok olanlan anla-
tıyor-
"Paris, Berlin, Londra ve
V'ıyana herbary umlannda
koruma ahuıda tutulan bir-
çokbitki,beim cansmaalan-
lanmızda yok olup gidiyor.
Türkiye meralannm yüzde
85'i Güneydoğu'da. Bu me-
ralann çogu yok okiu. Do-
ğu'da bir zamanlar 12 De
yay ılmış 5 miKon koyun ya-
şardL Çift kuy ruklu, morka-
raman, ivesikoyıınu, kılkeçi-
si, tiftjk yok olmak üzereter.
Kovanlar, anlar yaylalar-
dan kovuldu. Dünyanm bir-
çok geri bıraktınlmış ülke-
sinde de aynı sorunlar yaşa-
myor. İç çabşmalar, savaşlar
hepimizin olan dünyamızı
cehenneme çevuiyor. Ulu-
sal ve uluslararası örgütler,
ekoioj istler,yeşiller,çevreci-
ler bir araya gelip önce in-
sanı, sonra insanın yaşama-
sı için gerekli olan doğayı
kurtarmanın yollannı bul-
mabduiar."
Bayram yenik dfiştû
Savaşlar ve çatışmalann
yani sıra teşvik edilen tü-
ketim politikalannın sonu-
cu olarak ortaya çıkan sana-
yileşme de dünyanın başı-
nı ağntıyor.
Daha çok tüketim için da-
ha çok sanayi, bitmez gibi
görünen toprağın, suyun,
havanın sonunu hazırlıyor.
16 Haziran Toprak Bayra-
mı artık doyasıya kutlana-
mıyor,
Onun yerini 18 Haziran
Dünya Çölleşme ile Müca-
dele Günüalıyor. Ziraat Mü-
hendisleri Odası, tanm top-
raklannı tükete tükete artık
sonuna gelindiği uyansını
yaparken gelecek kuşakla-
nn gereksinimlerini şimdi-
den talan etmenın faturası-
nı çocuklanmızın, tonanla-
nrruzın ödeyeceği uyansını
yapıyor.
Büyük kentler daha çok
tüketim için talan edildi.
K.entleri doyuran bölgeler-
den kaçıp kentlere sığınan-
larla sorunlar daha da ağır-
laşrı.
Ozon tabakası delindi, ik-
limler değişti. Yasanabilir
alanlar çölleşti. Nükleer
araştırmalarla her yer rad-
yasyona boğuldu. Hiçbiri
yetmedı.
Hep savaşıldı. Birbinni
yok edenler yaşamın temel
unsuru doğayı hiç umur-
samadı. Sonuçta dünyanın
ınsanoğluna "dar geldiği''
günlere vanldı...