Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ
HABERLER
PPOI. Berk
topraga verildi
• İstanbul Haber Servisi -
Geçen carşamba günü
Kuşadası'nda yaşamını
yitiren Prof. Dr.
Mükerrem Berk.
Dolmabahçe'deki Bezmi
Âlem Valide Sultan
Camii'nde kılınan öğle
namazının ardından
Zincırlikuyu
Mezarlığı'nda toprağa
verildi. Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel. Prof.
Dr. Mükerrem Berk'in
cenaze namazına katılarak
ailesine başsaglığı diledi.
Sabah ilk olarak Atatürk
Kültür Merkezi'nde
yapilan törende konuşan
Küitür Bakanı Agâh Oktay
Güner ise sanat ve kültür
hayatımızın değerli
şahsiyetlerinden birini
kaybettiğimizi belirterek
Prof. Dr. Mükerrem
Berk'in ölümünden büyük
üzüntü duydugunu
söyledi. Cenaze törenine,
İstanbul Valisi Rıdvan
Yenişen, İstanbul Emniyet
Müdürü Kemal
Yazıcıoğlu. MSÜ Rektörü
Prof. Gündüz Gökçe,
ailesi. yakınlan, Semra
Özal ve gelini Elvan Özal,
öğrencileri, öğretim
üyeleri ile aralannda Ara
Güler. Erkan Yolaç,
Yüksel Uzel ve Garo
Mafyan'ın bulunduğu çok
sayıda sanatçı da katıldı.
Polis memuruna
17 yıl hapis
• IstanbuJ Haber Servisi -
Kadıköy'de içki içerken
aralannda çıkan tartışma
sonucu arkadaşı Fikret
Sezgin'i tabancayla
vurarak öldüren polis
memuru Vedat Demirbaş.
17 yıl 6 ay ağır hapis
cezasına çarptınldı.
Demirbaş, 'hafif tahrik
altında adam öldürme"
suçundan cezaya
çarptınldı.
Türkistanlılapın
protestosu
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye'de yaşayan bir
grup Doğu Türkistanlı,
Çin yönetiminin, ülkenin
Doğu Türkistan olarak
anılan bölgesinde nükleer
denemelerini
sürdürmesini, Çin Halk
Cumhuriyeti'nin
Mecidiyeköy'deki
başkonsolosluğu önünde
protesto etti. Çogunluğu
kadın ve çocuklardan
oluşan grup, yaptığı basın
açıklamasında. medyanın
bölgeye sokulmayarak
yaşanan vahşetin dünyaya
duyurulmasının
engellendiği belirtildi.
Eğitim-Sen genel
kurulu
• İstanbul Haber Servisi -
Eğıtim-Sen İstanbul 2
No'lu Şube'nin 2. olağan
genel kurulu önceki gün
Caddebostan Kültür
Merkezi'nde yapıladı.
Yapılan seçimler
sonucunda. yönetim
kuruluna seçilenlerin
isimleri şöyle: Alaaddin
Dinçer. Yusuf Yıldınm,
Kadriye Dancı. Vedat
Odabaşı, İbrahim
Karaman, Muazzez Çakır
ve Cemal Candaş.
Muhtara gözaltı
• İstanbul Haber Servisi -
Kahramanmaraş 'ta
öldürülen 3 öğretmen
hakkında araştırma ve
inceleme yapmak için
giden Banş lçın Bir Araya
Çalışma Grubu'na
yardımcı olduğu
gerekçesiyle Çiftlikköy
Muhtan Gürmo Ağaç'ın
askerler tarafından
gözaltına alındıgı
açıklandı. Insan Haklan
Derneği İstanbul Şubesi
ve KESK Genel Sekreteri
Faysal Özçift,
Kahramanmaraş Alay
Komutanlığı'nın 12
haziranda Demokrasi
gazetesinde çıkan haber
üzerine Ağaç'ı gözaltına
aldığı bildirdi.
Tecimer'e ceza
• İstanbul Haber Servisi -
2863sayılı Kültür \e
Tabiat Varlıklannı Koruma
Yasası'na muhalefet ettiği
gerekçesiyle yargılanan
Ayşegül Tecimer. 10 ay
hapis ve 975 bin lira da
ağır para cezasına
çarptınldı. Hapis cezasını
paraya çeviren hâkim.
Tecimer'i toplam 3 milyon
812 bin 500 lira para
ezasma çarptırdı ve
cezanın teciline karar
verdi. Tecimer. duruşma
sonunda gazetecilerin
sorulannı yanıtlamaktan
kaçınırken avukatı, karan
temyiz edeceklerini
söyledi.
Adalet Bakanı Ağar: Açlık grevlerinde taviz yok, cezaevlerine devlet hâkimdir
Oliiııı snıınııa gelmdiEVİN GÖKTAŞ
YLSUFÖZKAN
ANKARA - Adalet Bakanı
Mehmet Ağar'ın genelgeleri
ve cezaevi koşultan nedeniyle
tutuklu ve hükümlülerin
başlattıgı açlık grevleri ölüm
sınınna yaklaşıyor. 33 cezaevi
arasında açlık grevinin 52.
gününe girdiği Gaziantep
Cezaevi'nde eylemcilerden
bazılannda işitme ve görme
bozukluklan başladıgı
bildinldi. TTB Merkez
Konseyi üyesi Dr. Muharrem
Baytemur.
cezaevlerindeu
ölümler''
olabileceğine dikkat çekerken,
Adalet Bakanı Ağar
"Cezaevlerine devlet hâkimdir,
taviz verilmeyecektir" dedi.
Açlık grevleriyle ilgili dün
açıklama yapan Adalet Bakanı
Mehmet Âğar, "Cezaevlerine
devlet hâkimdir ve hâkim
oiacakür. Ondan da taviz
verilmeyecektir'' dedi. Bakan
Ağar, polis koleji mezuniyet
töreninde gazetecilerin
sorularını yanıtlarken "*Açhk
grevinde bulunanlar, savaş esiri
muamelesi istiyorlar. En hafif
tabiri> le böylc bir saçmalığa
tabii bizim "evet" diyebilmemiz
mümkün değildir ve hiçbir
zaman da demeyiz. Devlette
pazarlık usulü yoktur" dedi.
Ağar, insanların birtakım
talepleri dile getirmeleri için,
Türkiye'de mevcut yasalara ve
devletin birlik ve bütünlüğüne
saygılı olmalan gerektiğini, bu
saygıya sahip olmayanlann
istemlerinin kamuoyunca ve
milletçe de haklılık
çerçevesinde
degerlendirilmediginin bir
gerçek olduğunu savundu.
Ağar kahul etmedi
Cezaevlerindeki sorunun
çözümlenip açlık grevlerinin
sona erdirilmesi için gönüllü
kuruluşlann başlattıgı
girişimler sonuç vermezken,
lnsan Haklan Derneği (İHD)
ile Çağdaş Hukukçular
Derneği (ÇHD) yetkililerinden
oluşan 5 kişilik heyetin,
önceden randevu almalanna
karşın Adalet Bakanı Mehmet
Ağar tarafından kabul
edilmediği bildinldi. Heyette
bulunanlar. Ağar'ın
kendilerine, müsteşar
yardımcılarından birisiyle
görüşme önerdiğini, ancak
bunu kabul etmeyip daha sonra
Agar'la görüşemeden
bakanlıktan ayrıldıklannı
söylediler.
İHD Genel Başkanı Akın
Birdal, açlık grevlerinde
gelinen bu süreçte her an ölüm
olaylannın yaşanabilecegine
dikkat çekti. Birdal, "CMası
mey dana gelebilecek her ölüm
olayından başta
Cumhurbaşkanı olmak üzere,
Adalet Bakanı ve paıiamento
sorumlu olacaktır. O zaman da
bu ağır sorumluluğun altından
kalkamayacaklardır"dedı
33 cezaevinde toplam 1500
kişinin dönüşümlü ya da
süresiz açlık grevi yaptığını,
Gaziantep Cezaevi'ndeki açlık
grevinin dün 51. gününe
girdiğini anımsatan Birdal,
"Zaten Ağar gibi bir eski polis
şefinin Adalet Bakanlığı'na
getirilmesi, cezaevlerinde insan
haklanna dayalı yapılamamış
bir düzenlemeye karşı
provokatif bir tayindi" diye
konuştu. Devletin her durum
ve koşulda, ıster gözaltında
isterse cezaevinde olsun,
insanlann yaşam hakkını
korumak ve kollamakla
yükümlü olduğunu vurgulayan
Birdal, sözlerini şöyle
52. gün TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Muharrem Baytemur,
açlık grevlerinde 52. güne girildiğine dikkat çekerek eylemci tutuklulann
ölüm sınınna geldiğini belirtti. İHD Genel Başkanı Birdal. "Gelinen bu
süreçte her an ölüm olaylan yaşanabilir" dedi. Birdal, meydana gelebilecek
her ölüm olayından, öncelikle Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı ve
parlamentonun sorumlu olabileceğini savundu.
Eskişehir Cezaevi'nde eylem
ESKİŞEHİR (AA) - Eskişehir Özel Tip
Cezaevi'nde dün gece saat 01.00 sıralannda
başlayan eylem, güvenlik güclerinin çabalan
sonucu sabaha karşı bastınldı.
Eski Emniyet Genel Müdürü Mehmet Agar'ın
Adalet Bakanı olmasından sonra çıkanlan 6
mayts genelgesiyle açılan ve Eskişehir Özel Tip
Cezaevi'nde 18 adli hükümlü ve tutuklu, "can
güvenlikleri olmadıgı" gerekçesiyle, cezaevi
idaresine karşı eylem başiattı.
18 hükümlü ve tutuklu. G Bloİc üst kat giriş
kapısının arkasına dolap ve masalar yığarak
barikat kurdu, cumhunyet başsavcısıyla
görüşmek istediklerini, aksi takdirde olayı
büyüteceklerini söylediler. Daha sonra.
cumhunyet başsavcısı ve cezaevi müdürüyle
görüşen tutuklu ve hükümlüler. eyleme son
vediler.
Ancak bu sırada G Blok üst kattaki tutuklu ve
hükümlülerin P Blok'taki tutuklulara
percereden küfür etmeleri üzerine. 1. Kısım E.
F, D ve çocuk koğuşlannda kalan adli hükümlü
ve tutuklular kapılara hücum ederek çıkmak
için kapılan zorladılar. Cazaevi idaresince
gerekli tedbirler almarak bu olay da sona
erdırildi. Jandarma komutanlığı yetkilileri,
olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü
bildirdiler.
Destek eylenüerisürecek
Türkiye'de toplam 33 cezaevinde tutuklu ve
hükümlülerin sürdürdüğü açlık grevıne çok
sayıda aydın ve sanatçı da destek venyor. lnsan
Haklan Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde.
cezaevlenndeki eylemlere destek vermek
amacıyla gerçekleştirilen ve 2 gün devam eden
açlık grevi. dün coşkulu bir şekilde sona erdı.
Aralannda İHD Genel Başkanı Akın Birdal,
Nur Sürer, Adalet Agaoğlu, Cezmi Ersöz, Halil
Ergün, Arif Damar, Leyla ErbiL Sunay Akın.
Grup Yorum. Grup Kızıhrmak, FerhatTunç,
Onur Akın, Münir Ceylan, Tuncay Akgün.
Emek Partisi Genel Başkanı LeventTüzel,
KESK Genel Başkanı Siyanıi Erdem'in de
bulunduğu topluluk, bırlikte şarkılar söyledi ve
şiirler okudular. Açlık grevi sonrası ortak bir
açıklama yapan sanatçı ve aydınlar. "L'lkemizde
hakkını arayan her insanın, polisin acımasız
saldınsı ve sistematik işkence vahşetiyle karşı
karşıya olduğu kara bir zamandan geçiyoruz.
Biz sanatçı ve aydın sommluluğunu. ezilen her
insanla büieştirmek istiyoruz. İnsan olma onuru
adına ölümü göze alan tutsaklaıia yan yana
oklugumu/u belirtiru" dediler. Sanatçılar
Dayanışınası adına yapılan açıklamada ise
tutuklu ve hükümlülerle dayanışma amacıyla
bugün saat 12.00'de Galatasaray Lisesi önünde
oturma eylemine katılma karan alındığını. yann
saat 13.00'te ise Ortaköy İskele Mevdanı'nda
"Bugün oyunlanmız. türkülerimiz, şarkılanmız,
şiüierimiz tutuklu ve hükümlüler için" adli
etkinlik gerçekleştınleceğı belirtildi. Demokrasi
ve Banş Partisi İstanbul il ve ilçe yöneticısi 8
kişi, il merkezinde, tutuklu ve hükümlülerin
sürdürdüğü açlık grevlenne destek amacıyla 3
günlük açlık grevine başladı. DBP İstanbul II
Başkanı Kemal Yüksel, açlık grev sonrası
ölümlerdcn Adalet Bakanı Mehmet Ağar'ın
sorumlu olacağını belirterek siyasi tutuklu ve
hükümlülerin isteklerinin yerine getirilmesi
gerektiğini söyledi. Limter-İş. Belediye-İş.
Genel-tş. Deri-lş ve Tes-tş. sendikalan da
cezaevlenndeki açlık grevi eylemlerini
desteklediklerini açıkladılar. (KEREM ILGAZ)
sürdürdü: "Devlet bu görevini,
birtakım uluslarüstü belgelere
de imza atarak yükümlülük
altına girmiştir. Tam bu
noktada rejimin içine düştüğü
krizi manipüle edebilmek için,
cezaevleri her zaman ellerinin
altında olan kışkırtmaya hazır
bir ortamdır. Cezaevlerinde
insanca ve kendi kimliklerivle
yaşama isteklerine karşı
duyarsızhk, durumu bu
noktaya getirmiştir. Bugün,
cezaevlerinin dışında da
onbinlerce tutuklu ve hükümlü
yakım, direniş halindedir.
Cezaevlerindeki sorunun, insan
haklan ve demokratikleşme
nıücadelesinin önemli bir
halkası olduğunu bilen sivil
toplum örgütleri, içerideki bu
haklı direnişi destekliyoıiar.
Çünkü, haklı bir direniştir bu."
Birdal, cezaevlerindeki açlık
grevlerinin sona ermesinin,
öncelikle 6 mayıs genelgesinin
geri çekilmesiyle mümkün
olabileceğini vurguladı.
Sorunun çözümü için sivil
toplum örgütleri olarak Adalet
Bakanlığı'nda muhatap
bulamadıklannı anımsatan
Birdal. "Önceki gün de 18
kunıluş ve sivil toplum
örgütünün temsilcileri olarak,
Cumhurbaşkanhğı Köşkü
önünde ya/ılı açıklama yapıp
genei sekreterliği aracılığıyla ile
Sayın Demirere, Türkiye
Cumhuriyeti'nin başı olarak
sorumluluklannı anımsaüp,
isteklerimizi ilettik" dedi.
Birdal, cezaevleri sorununun
kılitlendiğini, açlık grevlerinin
de ölüm noktasına geldigıni
belirterek, gelinen aşamada
durumu değerlendirip açlık
grevlerine son vermeleri için
tutuklulara çağnda
bulunduklannı söyledi. Birdal,
"Sorunun çözümü için 6 mayıs
genelgesi bir an önce geri
çekilmelidir'' diye konuştu.
Olüm sının
Türk Tabipleri Birliği (TTB)
Merkez Konseyi üyesi Dr.
Muharrem Baytemur da açlık
grevlerinin dün 51. gününe
girdiğini anımsatarak,
eylemdeki tutuklulann ölüm
smırına geldiklerini bildirdi.
Açlık grevinde. belli bir
süreden sonra vücudun,
ağızdan alınan sıvıları da kabul
etmediğini kaydeden
Baytemur. "Vücut, turiu suyu,
şekeıii suyu geri çeviriyor.
Kusmalar başlıyor. Susuz
kalınca damar duvarlannda ve
midede tahribatlar başlıyor"
dedi. Açlık grev lerinde en
kritik dönemın 45 günden
sonrası olduğunu belirten
Bayiemur, bu süreden sonra
vücutta, tedavisi olanaksız olan
bazı hasarlann meydana
geldiğini söyledi. Baytemur, şu
görüşleri dile getirdi:
"Açlıkgrevinin uzaması
durumunda, ö/elliklc 50. günde
böbrek yetmezliği, hafıza kaybu
görme bozukluğu ve sinir
sisteminde tahribatlar ortaya
çıkar. Kaslar erir, vücutta depo
kalmadığı için vücut erimesi
başlar. Bu süreden sonra açhk
grevi bitse bile, bu tahribatlar
tedav i edilemez. Çok ciddi
sağlık probiemleri ortaya çıkar,
çok ciddi sakatüklar kâlır."
Gaziantep'teki cezaevinde
bulunan tutuklulann "yaşama
dönüş umudunun azaldığını"
vurgulayan Baytemur. "50
günden sonra tedav i etseniz de
geriye dönüşü çok zor olur.
Ancak 3-4 gün fazla
yaşatabilirsiniz. Çoğunun
yaşama döndürülmesi bile çok
zor. Eğer bir an önce .
bitirilemezse, açlık grevleri
sonucu çok fazla ölüm olacak"
diye konuştu. Adana
Büromuzun haberine göre
Gaziantep Cezaevi'nde süresiz
açlık grevi yapan 19 kişinin
durumunun ağırlaştığı
bildirildi. Savcılık yetkilileri.
tedavıyi kabul etmedikleri
bildirilen tutuklu ve
hükümlülerle ilgili açıklama
yapmaktan kaçınırken PKK
davalan nedeniyle cezaev inde
bulunan ve durumunun
ağırlaştığı bildirilenlerin
ısimler şöyle: Şükrü Aktaş, Ali
Koç, Yaşar Kırmı/ı, Mehmet
Ağlak, Uiaş Aslan, Mehmet
Dursun, Mehmet Güngörmüş,
Toksay Aküğ, Ahmet Türkeli,
Musa Altın. İbrahim Karayel,
Tacettin Turan, Fesih Erkapaa,
Hakkı Aygün, Yılmaz Yürek,
Halil Dağ, Nizamettin
Karaağar, Osman Ünler, Cani
Yalçın.
IRMIKI AYDIN ENGÎN e-mail: engin@planet.com.tr
Haydi geçmiş olsun, HABITAT
brtti. işte gene biz bizeyiz. Soaım-
luluklanmız, umursamazhkları-
mız, duyartıklanmız ve duyarsız-
lıklarımızla biz bize.
Örneğin bugün (gazeteyi sa-
bahleyin aldığınızı, okuduğunu-
zu, üstelik Tırmık'ı da okuduğu-
nuzu varsayıyorum) tam 12'de
Galatasaray Lisesi'nin önünde
olmaya ne dersiniz?
'Cumartesi Anneleri' bugün
gene orada olacaklar. Daha bir
hafta önce coplandıklan, yerler-
de sürüklendikleri, gözaltına alın-
dıklan o küçücük alanda gene
oturacaklar. Bu elli altıncı hafta.
Elli beş haftadır yaptıkları gibi
gene seslerinin bir yerlerde du-
yulmasını umut edecekler. Gene
yitirdikleri kızlannın, oğullannın,
eşlerinin, analannın, babalannın,
arkadaşlannın izini sürecekler.
Çığlığınızı çığlıklanna katmaya
ne dersiniz? Hükümetsiz, paria-
mentosu işlemez, kurumları çü-
rümüş bir ülkede bile kimsenin
kimseyi "gözaltında kaybetme"
hakkı olmadığını, bunun bir "in-
sanlıksuçu "olduğunu korkusuz-
ca söyleyenler zincirinde küçük
Boğazda Düğümlenir Lokmalar
bir halka olmaya ne dersiniz?
Devlet aygtttnt yurttaşlarını ez-
mek, ufalamak, sakatlamak için
kullananlann pervasız ve utanma-
sız egemenliğine karşı çıkmaya
ne dersiniz? Bugün, İstanbul'da
Galatasaray Lisesi'nin önünde-
ki küçücük alanda. Tam 12.00'de.
• • •
Bitmedi. Kulağınıza kadar ula-
şan öteki çığlıkları "kulak ardı"
edemezsiniz. Günlerdircezaev-
lerlnden yükselen çığlıkları duyu-
yor musunuz? Medyanın sağır
duvarlannı bile aşan, Ankara'da
sürüp giden saçma sapan hükü-
met ortaklığı arayışlannın patır-
tısını, gürültüsünü bastıran çığ-
lıkları...
Güvenoyu alamamış, üstelik
istifa etmiş bir hükümetin Ada-
let Bakanlığı koltuğuna otuımuş
bir eski polis şefi, Mehmet
Ağar'a sorarsanız hepsı palav-
ra. Hepsi "örgüf'dümeni. Hep-
si terörist yaygarası.
Hukuk bilgisi kuşkulu, hukuk
"duygusu" her türlü kuşkudan
uzak bir eski polis şefi, cezaev-
leri için yayımladığı genelgeyi sa-
vunuyor ve ardından da bizleri bir
hukuk devletinde yaşadığımızı
kabul etmeye çağınyor.
Şu anda tutuklu olanlann ger-
çekten suçlu olup olmadıklan,
hüküm giymiş olanlann adalete
uygun bir cezaya çarptınlıp çarp-
tınlmadıklan hiç, 'ama hiç' önem-
li değil. Eylemleri suçsa yasalar
bu suça bir ceza biçmiştir.
O kadar. Ne fazla, ne eksik.
Hüküm giymişlerse cezaevle-
rinde hangi koşullarda bulundu-
rulacaklan yasalarla belirlenmiş-
tır.
O kadar. Ne eksik, ne fazla.
Üstelik burada sözünü ettiği-
miz yasalar salt Türk Ceza Ka-
nunu'nun maddelerinden ibaret
değil. "1948 İnsan Haklan Evren-
sel Bildırgesi"nöe yer alan ilke-
lerden başlayıp "Helsinki Sene-
d/"ne, "Paris Şartı"na, adı duyul-
muş. duyulmamış onlarca ulus-
lararası sözleşmeye kadar uza-
nan karmaşık belgelerden sü-
zülmüş yasalar bunlar. Bunlann
altında Türkiye'nin imzası var.
Bakanlar, hükümetlertükürdük-
lerini yalayabilirler. ama uluslara-
rası sözleşmelerin altındaki im-
zayı yalayamazlar.
Hiçbir hukuk kuralı, hiçbir ya-
sa maddesi Erzurum Ceza-
evi'nde olduğu gibi tutuklu ve
hükümlülerin dizlere kadar yük-
selmiş lağım suyu içınde yaşa-
tılmasına, sırtlanna insan kılığı-
na ginmiş hayvanlann oturtularak
koşmaya zortanmalanna izin ver-
miyor. Hiçbir hukuk kuralı, hiç-
bir yasa maddesi, güvenlik ge-
rekçesiyle duruşmasının yapıla-
cağı kentten yüzlerce kılometre
uzaktaki cezaevlerine dağıtılmış
tutukluların, "Sanığı mahkeme-
ye getirecekgüvenlik görevlisi te-
mın edılemedığinden... Sanık-
ları mahkemeye sevk edecek
aracın lastiğipatladığından... Sa-
nıkların mahkemeye getirilme-
sine ilişkin celp yazılan postada
gecıkmiş olduğundan..." gibi ya-
velerle yargtlanma haklannın elin-
den alınmasına izin vermez. Bu-
na yol açanlaryargılanır. Tabii bir
hukuk devletinde yaşanıyorsa...
Hükümetsizliğin, işlemeyen
parlamentonun, çürümüş siya-
setçilerin, hiçbir haklan olmadı-
ğı halde "devleti sah/p/enen" zu-
lüm erbabının ve.. ve bütün top-
lumu bir kangren gibi saran
'umursamazlığın' girdabında
cezaevlerinde insanlar yurttaşlık
haklannı, temel haklannı istiyor-
iar. Diyarbakır'da, Erzurum'da,
Sağmalcılarda, Eskişehir'de,
Gebze'de, Kütahya'da, Çanak-
kale'de tutuklular, hükümlüler
tek silahlannı kullanıyorlar: 'Be-
denterira'. Bugün cezaevlerinde-
ki açlık grevlerinin 52. günü.
Ölümün sınınndaki insanlann
çığlığı bu. Gel gör ki duvarlar sa-
ğır, kapılar kol demirii, pencere-
lerörülü...
Lokmalar boğazına dizilir insa-
nın. Eğer bu çığlıklara kulaklarını
tıkar, yüreğinin pencerelerini, yurt-
taşlık bilincinin kapılarını sımsıkı
örterse...
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOGLU
Sayın Cumhurbaşkanı'yla
Dobra Dobra...
Sayın Cumhurbaşkanı.
Yaklaşık bir yıl içınde sizinle iki kez karşılaşmak ve
yüz yüze konuşmak fırsatım oldu... Geçen yıl şubat
ayında Türkiye Yazarlar Sendikası Yönetim Kurulu
üyeleriyle ziyaretinıze gelmiştik. Konumuz, doğal ola-
rak düşünce özgürtüğüydü... Size bu konunun kısa ta-
rihçesini içeren bir de mektup sunmuştuk... Birkaç gün
önce ise, artık mevcut olmayan İnsan Haklarından
Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın yıne hukuken variığı or-
tadan kaldırılan Yüksek Danışma Kurulu üyelerinden
biri olarak sizinle Çankaya'da bir kez daha görüştük...
Sayın Süleyman Demirel,
Kuşağımın. 196O'lı yıllarda üniversite ögrencisi olan
kuşağın size ilişkin duygulan tahmin edersiniz ki olum-
suzdur... TBMM'de Deniz Gezmiş'lerin idam karan-
na, üstelik yerinizden fırlayarak olumlu oy vermenizi •
unutmamız olanaksızdır. Sözümona "mılliyetçi"\ehn ay-'
dınları bir bir katlettiği bir dönemde söylediğiniz "Ba-.
na milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz" söz-
leri belleklerde silinmezce yer etmiştir. Bunlara ve ço-
ğaltılabilecek pek çok örneğe rağmen, özellikle
1980den sonrakiçızginızi belli birhoşgörüyle, hatta
umutla, "acaba Süleyman Oemirel değişti mi?" so-
rusuyla izleyenlerden biri olduğumu itiraf ederim...
Çünkü insan tekınin olumsuza doğru değişme eğili-
mine olduğu kadar olumluya doğru degişme yetene-
ğine de inanan, inanmak isteyen biriyim...
Sayın Cumhurbaşkanı,
Geçen yılki görüşmemizin izlenimlerini o günlerde
yayımlanan makalelerimdeyazmıştım. Özetle, düşün-
ce özgüriüğünden yana olduğunuzu söylemiş, ancak
sınırın nerede başlayıp nerede biteceğini belirlemenin
güçlüğünden söz etmiştınız... Yaklaşık bir yıl sonraki
görüşmemizde, hemen hemen aynı sozcüklerie aynı
şeyleri tekrarladınız... Demek ki bu süre içinde bu ko-
nuya ilişkin görüşlerinizde herfıangi bir degişme; hat-
ta bir kıpırtı olmamış... Bu arada Yaşar Kemal düşün-
celerınden ötürü mahkûm oldu. aydınlar düşüncele-
rinden ötürü DGM'lerde yargılanmakta ve ismail Be-
şikçi o gün hapisteydi, bugün hâlâ hapıste, ve belli
ki ülkemizde düşünce özgürlüğüne bir sınır belirieme
çalışmaları (böyle bir çalışma varsa eğer) sonsuza ka-
dar sürüp gidecek...
Sayın Cumhurbaşkanı, -
Yazımın başlığındaki gibi, sizinle dobra dobra ko^*
nuşmak istıyorum... Birkaç gün önceki görüşmemiz-^
de, söz alarak size düşünce özgürlüğünün yanı sıra,t
cezaevlerindeki durum ve "gözaltında kayıplar" ko-'
nularında kendimin ve TYS Başkanı olarak bir bölü-
münü temsil ettiğim aydınlann kaygılannı ilettim, bu
konulardaki düşüncelerinizi sordum... Cezaevlerinde
"uygar ülkelerdeki sevıyeyı tutturabilmemiz" gerekti-
ğini söylediniz... Ancak bunun, cezaevlerindeki in-
sanlann bedenleriyle birlikte ruhlannı da tutsak etmek
isteyen Mehmet Ağar yöntemleriyle mi gerçekleşti-
rilipgerçekleştırılemeyeceği konusundaayrıntıyagir-,
medinız... Ve "kayıplar" sözcüğünü uzun konuşma-'
nızda bir tek kez bile telaffuz etmeyip "Şikâyetçi ol-
duğunuz şeylerden ben de şikayetçiyim..." demekle
yetindiniz...
Sayın Süleyman Demirel,
Cumhurbaşkanı olarak değil, sıradan bir yurttaş
olarak bile, bu ülkede artık sözcüğün tam anlamıyia
"ayyuka çıkmış olan" "gözaltında kayıplar" konusu-
naduyarsız kalabilmek, nasıl, hangi sozcüklerie açık-
lanabilir? Bu soruyu sadece size değil, ülkenin yöne>,
timinden sorumlu üst düzey yöneticilerinin tümüne^»
Meclis Başkanı'na, Başbakan'a, Genel Kurmay Baş-
kanı'na, bütün bakanlara, mılletvekillerine, yönetim-
sorumluluğu taşıyan herkese yöneltiyorum... Insan-*,
ların birdenbıre ortadan kaybolduğu, bir ailenin üni-,
versite öğrencisı iki evladının iki yıl arayla birbiri arka-
sına gözden kaybolduğu, kayıplardan bir daha haber
alınamadığı, soru yöneltip yanrt alınacak hiçbir makam
bulunamadığı, en lyımser bir olasılıkla kayıplardan ba-
zılarının işkence izleri taşıyan cesetlerinin kimsesizler
mezarlığında ortaya çıkartılabıldığı bir ülkede, ülke
yönetimine ilişkin hemangi bir kurumda üst düzey yö-
netıcisi olmak acaba nasıl bir duygudur?
Sayın Süleyman Demirel,
Size görüşmemız sırasında belirttiğim gibi, bızler böy-
le bir ülkenin yazarı olmayı içimize sindiremiyoruz...
Kayıpların bulunması, canilerin ortaya çıkarılması, bu
acılann artık hiç yaşanmaması ıçın çırpınıyoruz, birşey-
ler yapabilmek istiyoruz... Ve şimdi ekliyorum: Böyle
bir ülkede ben, kendi payıma, hemangi bir üst düzey
yönetiminden sorumlu olmayı istemezdim... Yada, ya
da gereğini yapardım...
Sayın Cumhurbaşkanı,
işte dobra dobra konuşuyorunrr. "Şikâyetçi olmak"
cumhurbaşkanı olmak için yeterli değildir... Kayıpla-
rın diri ya da ölü bulunması. canilerin ortaya çıkarılıp
cezalandırılması ve bu acılann bir daha yaşanmama-
sı için ne yapıyorsunuz, ne yapmayı düşünüyorsunuz,
ne yapılmasını öneriyorsunuz? Eğer bu sorular yanıt-
sız kalırsa, sizinle bir kez daha karşılaşıp konuşmak.
hiç istemeyeceğim bir şey olacaktır...
DYP'li Köse'den, ANAP'a geçen
Küpeli için sürpriz açıklama
'Transferi bir
holding yaptı'
ANKARA (Cumhuriyet
Bün«u)-DYP Genel Başkan
Yardımcısi İsmail köse. Ada-
na Milletvekılı Mustafa Kü-
peü'nin bir holdingin sağladı-
ğı çıkarlar sonucu ANAP'a
geçtiğini ve bu iddialannı ya-
kın zamanda açıklayacaklan
belgelerle kanıtlayacaklannı
söyledi. Köse, Başbakan Me-
sutYıünaz'ın. Hazine'nin tril-
yonlannı kendisinı destekle-
yen holdingler ile partısine
yakın otoyol müteahhitlerine
aktarmaktan başka icraat yap-
madığını ileri sürdü. Küpe-
li'nin istifasını "sürpriz"ola-
rak nitelendiren Başbakan
Yardımcısı Nahit Menteşe,
"Küpdi, Sayın Genel Başka-
nınıızao kadar bağbydı ki' an-
nem annem" derdi"dedi.
DYP Genel Baskan Yar-
dımcısı İsmail Köse. dün dü-
zenledıği basın toplantısında.
Adana Milletvekıli Küpeli'nm
transferinde, sağlanan çıkar-
lann etkili olduğunu saviindu.
Küpeli'ye, bızzat ANAP'a ya-
kın bir holding tarafından ne-
rede. ne zaman. nasıl rüşvet
verildığını yakınzamanda bel-
geleriyle açıklayacaklannı id-
dia eden Köse. "Bugünierde
gerçekleştirilen geçişlerde mu-
hakkak menfaat ilişkisi var-
dır" dedi.
Yılmaz'ın, müstafi hükü-
metin son günlerinde, Hazi-
ne'nin kaynaklanyla kendi-.
sine yakın holding ve müte-
ahhitlere para aktardığını sa-
vunan İsmail Köse. "Yılmaz.
konuttatabakçatalsayinu ya-
pıyor. Kurulacak hükümetşu
anda yapıiacakvanlışlann he-
sabını soracaktır" diye ko-
nuştu. ismail Köse, hüküme-
tin tanm sektörüne ilişkin ka-
rarlan almaması ve Tanm Ba-
kanlığı 'nın istediği ödemele»^
ri yapmaması nedeniyle Tür-*
kiye'nin her gün 6 trilyon li-
ra zarar ettiğini belirterek "Sa-
vin Yılmaz. Hazine imkânla-
nnı kendini destekleyen güç-
lerevermekten başka hiçbiric-
raat yapmamıştır" dedi.
DYP kayraklan. İsmail Kö-
se'nin adını açıklamadığı hol-
dingin. tnterstartelevizyonu-
nun da sahibi bulunan L'zan
ailesine ait şirketler olduğu-
nu öne sürdü.