Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
Örtülü Ödenek ve Siyasa, «,
KÂZIM YENİCE Hukukçu •' V -\
G
iderek yoğunlaşan bir bu-
nalımdangeçiyoruz. Ne->
redeyse her gün toplumu
tedirginliğe iten bir yeni
olaya tanık oluyoruz.
Ekonomik. siyasal, sos-
yal. ahlaksal olumsuzluklar iç içe... Ki-
şiler gibi siyasal kunıluşlar da kendi kı-
sır çıkarlannın peşinde. Adeta bilinçle
meydanlar. salt çıkarcı ya da radikal din
ve ahlak sömürüsünün güdümüne bıra-
kılmış...
Âlemin kafasında ve dilinde, eski baş-
bakanın hukuka sığmayan TEDAŞ ve
TOFAŞ tasarruflan. Oluşturulan Meclis
Soruşturma Komisyonlan'na getirilen
yorumlar. Sayın bayanın Türkiye'deki ve
Amerika Birleşik Devletleri'ndeki mal-
varliğı tartışmalan ve soruşturması...
Öte yandan, nedeni ne olursa olsun, bu
konulan Meclis'e getirmekle ve sonuç
almakla kamuoyundan puan alan Refah
Partisi'nin. Mercümek'le ilişkileri; içe-
riden dışandan banka hesaplarına akta-
nlan milyarlar. Mercümek'in hükümlü-
lüğü ve Meclis'te Refah için oluşturulan
Meclis Araştırma Komisyonu...
Eski başbakan gıbi Refah Partisi lide-
rinin de gündemde olan. sayılan ve de-
ğerleriyle kuşkuyla karşılanan yapılan,
arsalan. dövızi ve 148 kilo altını... Da-
hası, eski başbakanın örtülü ödenek
skandalı. Başbakanlıktan aynlmadan ön-
ce örtülü ödenekten çekilen. önce inkâr
edilmiş, belgelenince de "Devlet sımdır
açıklayamam!" kaçamaklı devletin bes.
yüzrmlyan...
Tam bu karmaşa ortasında, eski baş-
bakanm emriyle Sİelçuk Parsadan'a örtü-
lü ödenekten, yasal amaçlar dışında kul-
lanılmak üzere verilmiş ve dolandıncı-
hk diye kamuoyvına duyurulan beş buçuk
milyar lira. Bununla ilgili itiraflar, ardın-
daninkârlar...
Parsadan serüveni gerçekten pek il-
ginç! llk soru sanınm şunda düğümleni-
yor: Bu eylem, gerçekten yasalarda öğe-
leri belirgin dolandıncılık suçunu mu
oluşturur? Doğrusu bu tartışma götürür
bir konu. Türk Ceza Kanunu'na göre do-
landıncılıkta failin, dolandırmak istedi-
ğinin "hulus ve saffetinden" yani icten-
lik-saflık ve temizliğinden yararlanmış
olması gerekir. Aynca, karşısındakini
"kandıracak mahryette sania (yani dü-
zen) ve hiteT1
ye başvurarak haksız bir ç>
kar sağlamış olması aranır (Madde-503).
Sözü edilen olayda Selçuk Parsadan,
günün başbakanıyla telefonla görüşmüş-
tür. Telefon eden Parsadan, ad yapmış
emekli bir orgeneral olarak kendisini
başbakana tanıtır. Sayın bayandan iste-
nen milyarlar yasadışı, ama başbakan ve
partisi çıkanna bir amaca harcanacaktır.
Telefonda adı verilen onurlu, saygı değer,
kamuoyunun haklı sevgi ve güvenini ka-
zanmış, telefonla bu gibi düzeysiz oyun-
lara kesinükle girmeyecek, emekli bir en
üst rütbeli askerdir.
Bırakın başbakan düzeyinde birisini,
sıradan bir kimsenin bile, açıkça kuşku
davet eden böyle bir halde hemen yapa-
cağı şey. telefon eden kimsenin gerçek
kimliğini -hele başbakansa elindeki ge-
niş olanaklarla- hemen araştınp kolayca
saptamak. ondan sonra bir girişimde bu-
lunmak değil midir?
Bu kadar akla yakın bir soruşturmaya
bile gerek duymadan. tam bir sorumsuz-
luk içinde devletin milyarlannın belirsiz
ellere ödenmesi talimatı verilmişse, ola-
yı basit bir dolandıncıhkmış gibi geçiş-
tirmek, sonra bu suçun yasal öğelerinin
oluştuğunu söylemek kolay mıdır?.. Ba-
sının da haklı olarak değindiği gibi ken-
di parası olsa, sayın bayan acaba ödeme-
de aynt kayıtsızlığı gösterir miydi?..
Gelelim Meclis' in soruşturma, araş-
tırma kararlanna.
TBMM'nin TEDAŞ, TOFAŞ olaylan-
na soruşturma kararlan vermesi üzerine
gösterilen gök kubbeyi çınlatan tepki ve
telaş neden? Meclis soruşturması da ön-
celikle birgerçeği arayıştır. Sonuçta baş-
bakan ya da bakan bir suçlamadan, ger-
çek dışi bir suçlamadan aklanmış, hak-
lannda kamuoyunda beliren kuşkular. uç
vermiş güvensizlik giderilmiş olmaya-
cak mıdır? Ancak soruşturma, iddialan
doğruluyorsa. o zaman da bunun suç ni-
teliğinin değerlendirilerek bir karara va-
nlması, önce, kormsyonun, sonra da
Meclis'in kaçınamayacağı birgörev de-
ğil midir?
Bu öfkelenip köpürme (tehevvür), Is-
met Paşa'nın vaktiyle DP milletvekille-
rine:
"Suçhıluğun telaşı jçindesiniz!." özde-
yişini çağnştırmıyor mu sizlere de?
Bu satırlann yazıldığı güne kadar es-
ki başbakandan, beş yüz milyar lira ör-
tülü ödenek harcaması için bir açıklama
yapması bekleniyordu. O da "Ser veri-
rimdesırvermeın''diye diretmekteydi.
1050 sayılı Muhasebei Umumiye Ka-
nunu'nun 204 sayılı yasayla değişik 77.
maddesinde, örtülü ödeneğin sarf yerle-
ri birer birer sayılmıştır."... sarf yeri ve
hesaplannın nasıl tutulup tasfiye edi-
leceği ve hangi vesikaların halef olan
zata devrolunacağı" maddede yazılı-
dır.
Ancak bunun "tayin ve takdiri başba-
kana" bırakılmıştır(madde-77/2).Bunu
izleyen fıkrada ise "Örtülü ödenek, baş-
bakanınve ailesinin şahsi masraflanna ve
siyasi partilerin idare, propaganda ve se-
çim ihtiy-açlanna sarf olunamaz" yasak-
lamasına yer verilmiştir. Ödeneğin sarf
yerlerinin gösterilmesi. ardından yasak-
lann sıralanması, şu ya da bu biçimde,
ama herhalde -kendine özgü- bir deneti-
me kapı aralamaktadır.
Örtülü ödenekten yapılacak harcama-
lann da "Başbakan, Maliye Bakanı ve
sorumlu bakan tarafından müştereken
imza edilmiş kararnameye dayanılarak
tahakkuk ettirilmesi" (Madde-77/4) zo-
runluğu. bu harcamanın başbakanın şah-
sı ile sınırlı. onun keyfine bağlı birtasar-
ruf olmadığını aynca açıklar nitelikte-
dir.
Devlet güvenliğini sağlamada gizli
kalması gereken bilgilere ilişkin Türk
Ceza Kanunu'nun 132. ve 136. madele-
rinin örtülü ödenek bakımından kimle-
re, hangi koşullar içinde uygulanabilece-
ği tartışılır.
Ancak eski başbakanın, yürürlükteki
anayasanın "devletin başı"olarak tanım-
ladığı cumhurbaşkanı ve yeni başbakan
gibi en üst düzeyde devlet yetki ve so-
rumluluklan olan kimselere yapacağı,
daha doğrusu yapmak zorunda olduğu
açıklamalan da Ceza Yasası kapsamm-
da suç sayma savına kalkışmanın hiçbir
inandıncılığı olmayan, tersine kuşkula-
ra açık çağnşım yapan bir davranış ol-
tnaktan başka anlamı olabilir mi?..
Örtülü ödeneğin, Demokrat Parti dö-
neminde nerelere harcandığı Yassıada
kararlannda açıkça yazılıdır. Gerçek
devlet adamlannm elbet de bundan çıka-
racağı dersler olmalıdır. (Menderes'in bu
nedenle aynca 14 yıla mahkûm olduğu
unutulmamalıdir.)
Kabul edilmelidir ki gizliliği olan ve
takdire bırakılan karar ve harcamalarda.
bu yetkiyle donatılmış olanlann ahlaki
ve vicdani sorumluluğu da olması gere-
kenden çok daha ağır ve düşündürücü-
dür. Bunu hafıfletmenin ve rahatlamanın
yolu, en üst düzeyde devlet yetkisi olan-
lann da görüşünü almak. önemli bir dev-
let sırnnı onlarla paylaşmaktır. Nitekim
bugüne kadarki uygulamalann da bu
yönde olduğu anlaşılmaktadır.
Sözlerimi şöyle bağlamak istiyorunv.
Herhangi bir dönemde. şu ya da bu ko-
şullar içinde, devletin en üst basamakla-
nnda görev yapmış olmak, elbet de
önemli ve sevimlidir.
Ama bundan çok daha önemli olanı, er
ya da geç bir gün Namık Kemal gibi:
"Çekfldik izzeti ikbal ile babı hükümet-
ten" diyebilmek değil midir'Tutkusuz
politika olmaz... Doğru! Ama tutarlı ol-
mayan, güvenden yoksun politikanın da
sonu hüsran olmasın!..
ARADABIR
HALİT ÇELENK,
Bir Direnişin Yıldönümü
Bugün 15-16 Haziran büyük işçi direnişinin 26.
yıldönümü. 15-16 Haziran 1970 günlerinde Türkiye
işçi sınıfı, demokratik ve sendikal haklan için tarihi-
mizde görülmemiş bir direnişe girmiş ve bu haklı ey-
leminde başarıya ulaşmıştır.
Olay nedir? 1961 Anayasası ülkemiz insanına her
alanda demokratik haklar getirmiş, işçi sınıfımıza da
sendika kurma, toplusözleşme ve grev haklannı ta-
nımıştır. Bu temel yasanın getırdiğı hak ve özgürlük-
ter, toplumumuzun demokrası yolunda yeni açılım-
lara doğru yol almasına ve uygarlık yörüngesinde
ilerlemesine olanak sağlamıştır. Gerçekten 61 Ana-
yasası 46. maddesiyle işçi sınıfına "sendika kurma,
bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten aynlma
hakkını" tanımıştır. Bu maddenin bir gereği olarak
274 sayılı Sendikalar Yasası ve 275 sayılı Toplusöz-
leşme, Grev ve Lokavt Yasası bu haklan düzenlemiş-
tir.
Halkımız tarafından demokratik haklann ve işçi sı-
nıfı tarafından yukanda açıklanan haklann kullanılma-
sı, sermaye çevrelerini ve onlann temsilcisi olan si-
yasal parti ve iktidarlan tedirgin etmiştir. Çıkarlan bo-
zulmaya başlayan bu kesimler, yasaya büyük tepki
göstermışlerdır. Süleyman Demirel "Bu anayasa
ile memleket idare edilemez" demiş, Başbakan Ni-
hat Erim de 1961 Anayasası'nı halkımız için lüks ilan
etmiştir.
O yıllarda tek bir işçi sendikaları konfederasyonu
vardır: Türk-iş. Bu konfederasyon o dönemde işçi
sınıfının değil, sermaye sınrfının çıkariarı doğrultusun-
da çalışmalar yapmıştır. Bu nedenle 13 Şubat 1967
gününde Kemal Türkler'in başkanlığında Devrim-
ci İşçi Sendikaları (DİSK) kurulmuştur. DİSK, kısa
zamanda büyük bir gelişme göstermiş, üye sayısı
artmış ve Türk-lş'e bağlı sendikalardan da konfede-
rasyona kaymalar başlamıştır. Sermaye kesimi ve
temsilcileri gerek DlSK'e bağlı sendikalara üye olma-
yı güçleştirmek, gerekse Türk-lş'e bağlı sendikala-
nn üyeliğinden ayrılmayı zoriaştırmak amacıyla 274
sayılı Sendikalar Yasası'nda değişiklik yapma yolu-
na başvurdular. Çok kısa bir sürede, adeta gizli de-
nilebilecek bir biçimde, kamuoyuna bile açıklama-
dan biryasa değişikliği tasarısı hazırlanarak Meclis'e
getirildi. Bu değişiklik tasansı, işçinin sendikalara
üye olma ve üyelikten aynlma özgüriüğüne sınırla-
malar getirtyor ve DİSK'in gelişmesi karşısında Türk-
iş'i korumayı hedefliyordu. Bu olay, işçi sınıfında ve
demokrat kamuoyunda büyük tepkilere neden oldu.
DİSK ve ona bağlı sendikalar bildiriler yayımlaya-
rakyöneticilere ve kamuoyuna protestolannı açıkla-
dılar. Demokrasi güçleri, bu arada Türk Hukuk Ku-
rumu, Ankara Üniversitesi'nden 62 öğretim üyesi
bildiriler yayımlayarak değişikliğe karşı çıktılar. Pro-
fesörler; Bahri Savcı, Muammer Aksoy, Cahrt Ta-
las tasarıyı eleştirdiler. Buna karşı Adalet Partisi,
Türk-lş Başkanı Seyfi Demirsoy, Hayrettin Uysai
ve Reşit Ülker tasarıyı savundular. Meclis'te tasan
görüşülürken Başbakan Süleyman Demirel, tasarıyı
şiddetle eleştiren TİP milletvekili Rıza Kuvas'ı kas-
dederek: "Bu TİP'H milletvekili, bu kürsüden zoria,
kanla parlamentoyu tehdit etmiştir" sözlerini söyle-
miş, GP Başkanı Turhan Fevzioğlu da DİSK'in ih-
tilalci sosyalist bir sendika olduğunu söyleyerek ser-
maye kesiminin sözcülüğü görevini bir kez daha ye-
rine getirmiştir. Konunun ilginç bir yönü de CHP'nin
de tasanyı desteklemesidir. 11 Haziran 1970'te Mec-
lis'te yapılan görüşmeler sonunda tasan, dörde kar-
şı 230 oyla kabul edilmiş ve 214 milletvekili oylama-
ya katılmamıştır. Cumhuriyet senatosunda tabii se-
natör Ahmet Yrtdız, Vehbi Ersü, senatör Fikret
Gündoğan ve Hüseyin Öztürk tasanya karşı oy
kullanmışlardır. Ancak yasa onaylanmıştır. Bu arada
TİP ve CHP, yasasının iptali için Anayasa Mahkeme-
si'ne başvunmuşlar ve yüksek mahkeme 274 sayılı
yasada değişiklik yapan ve işçinin dilediği sendika-
ya üye olma ve aynlma özgürlüğünü kısıtlayan hük-
mü iptal etmiştir.
Görülüyor ki 15-16 Haziran olayları, egemen sınıf-
ların göstermeye çalıştıkları gibi "kanlı birihtilal pro-
vası "değil, demokratik ve anayasal haklannı arayan
işçi sınıfının haklı bir direnişidir. Anayasa Mahkeme-
si'nin iptal kararı ve dönemin hükümetinin 275 sayı-
lı Toplusözleşme ve Grev Yasası'nda değişiklik iste-
yen tasansmı Meclis'e göndermekten vazgeçmesi
bunu doğrulamaktadır.
SATILIK DAİRE
Akatlar, Zeytinoğlu Caddesi üzerinde 2 oda,
1 salon, 110 m
2
apartman dairesi
sahibinden satılıktır.
Mür: 268 76 97
Anayasa, Resmi Bilirkişi ve TBMM Kararlan
'A
nayasa
Mahkeme
sL
kanunlan
n.kanun
hükmünd
e karamamelerin ve Türkiye
Büyük Millet Medisi
tçtüzüğü'nün anavasava
aykınlığı hususunda ılgılıler
tarafından ılen sürülen
gerekçelere dayanmaya
mecbur değildir Anayasa
Mahkemesi, taleple bagb
kalmak ka>dı\ la başka
gerekçe ıte de anayasaya
aykınlık karan verebılir.
Ancak, başvuru, kanunun,
kanun hükmûnde
karamamenin >a da
içtüzüğün sadece bettrii
raadde >^ da hükümleri
ale>hinde yapılmış olupda
bu belirii madde ya da
hükümlerin iptali; kanunun,
kanun hükmûnde
karamamenin ya da
içtüzüğün bazı hükümlerinin
ya tamanunın
uveulanmaması sonucunu
doğuruyorsa, Anayasa
Mahkemesi, kevfi)*!!
gerekçesinde betirtmek
şarnyla, kanunun, kanun
hükmûnde kararnamenin ya
da içtüzüğün $öz konusu
öteki hükümetkrin ya da
tümünün iptaline karar
verebilir''(294*J sayılı
Anayasa Mahkemesi "nin
Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun,
md. 29).
25Nisan 1985 günlü 3182
sayılı Bankalar Kanunu'nun
87. maddesinın 5. bendi
şöyledir: "Cumhuriyet
savalan ve mahkemeler
yapılacak kovuşturma ve
dunışmalarda bilirkişi
teşkiline gerek gördükleri
takdirde, münhasıran resmi
bilirkişi Kstesinde kayıtlı
kişilerden seçecekleri
btlirkişik'rin göriişlerini
alıriar. Resmi bilirkişi listeleri
bakanhk taraftndaa tespit
ohınur."
Bir firmaya usulsüz kredi
kullandırdıgı ılen sürülerek
cezalandınlması istemiyle,
banka yöneticisi sanık
hakkında Başbakanhk
Hazine Müsteşarlığı'nca
Cumhuriyet Başsavcılığı'na
başvurulur.
Açılan kamu davasında sanık
savunmanı. Bankalar
Yasası'nın olayda
uygulanmasi gereken
hükmünün (md. 87/5),
anayasanın 10. ve 138.
maddelerine aykın olduğu
savını ıleri sürer.
Mahkeme, aykınlık savını
ınceler ve ciddı olduğu
kanısıyla, hükmün iptali için
anayasanın 152. maddesi
gereğince, dosyanın Anayasa
Mahkemesf ne göndenlmek
üzere. cumhuriyet savcılığına
yollanmasına karar verir.
Mahkemeye göre.
bilirkişilerin 'münhastran'
bakanhk tarafından
gönderilen resmi bilirkişi
fetesinden seçilınesi
zorunluluğu, anayasının 10.
maddesinde belirtilen eşitlik
ve 138. maddesinde
düzenlenen yargı
bağımsızlığı ilkelerine
açıkça aykmdır. İptali
istenilen yasa hükmünün
uygulanmasıyla, "davanın
taraflanndan birisine
biürkişi beliıieme yctkisıni
vererek kanun önünde eşitiik
ilkesi zedelenmekte; diğer
taraftan. mahkcmckri
bilirkişileri seçme hususunda
bağla>ıcı bırakmakla,
yargıya müdahale
cdilmekte"dır
Anayasa Mahkemesi anılan
yasanın 87. maddesinın 5.
bendinın birinci
tümcesindeki •"münhasıran"
sözcüğü ile ikınci tümcesinin
anayasaya aykırı olduğuna ve
iptaline, Başkan Yekta
Güngör Özden, Başkan
Vekili Selçuk Tüzün, üyeler
Ahmet N. Sezer, Yalçın
Acagü ile Ali Hüncr'ın
"maddenin tümnnün iptali
gerektiğj" yolundaki kârşı
oylan ve oy çokluğu ile;
kalan bolümün, iptal
nedeniyle uygulama olanagı
m
kazanuy
Haziran ayı boyunca, Rowçnta epilasyo
cihazlarından birini ^tın alın... Kullanma
kılavuzımdaki a^Bormunu doldurup
aşağıdaki adreseSPderin ve çekilişe katılın.
35 Milyon TL.değerindeki 50 adet Conti L-5
bulaşık makinesinden birini kazanın!
Ş i m d i p e ş i n f i y a t ı n a t t a k
EP 015 UdvPrimera
EP 0 1 ' UdyOptima
EP 100 Perfectly Soft
Peşin
4.200.000
4 760 000
6 640 000
1
Peşınat
1.050 000
1.190.000
1 660 000
Peşin + 3 Taksit
Taksit
i 050.000
1 190 000
1 660 000
Toplam Fiyat
4 200 000
4 ^60 000
6 640 000
*B 27 1 UPlC "3 00 3M»28C2ı
0800 211 4085
0800 211 4086
Rowenra
MaoOyeMiy 80290 ManM
MOt-OİNO A.
Rowenra
Dalma öndesintz
kalmadığından. 2949 sayılı
Anayasa Mahkemesi'nin
Kuruluşu ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanun'un
29. maddesi gereğince,
iptaline oy birliği ile karar
verir.
Gerekçelı karar. 9 Mayıs
1996 tarihve 22631 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanır
(E. 1995/41. K. 1995/61, T.
7.12.1995). İptal karannın
gerekçesi; iptal edilen
sözcük ve tümcenin
"._hukuk devleti anlayışıyla
bağdaşmadığı ve anayasanın
2. ve 36. maddelerine
aykın*"olduğudur
Anayasa Mahkemesi'ne
saldnmakta yanşan,
"bilmediğini bilmek"
erdeminden yoksun, kimi
köşe yazarlanna ve yasa
koyucunun kimi üyelerine.
iptal karanndan bazı
bölümlen aktarmak isteriz:
"Anayasanın. hak arama
özgürtüğünün düzenlendiği
36. maddesinde davacı >a da
davalı herkesin, geçerli araç
ve yollardan fa> dalanarak
yargı mercileri önünde sav ve
savunma hakkına sahip
olduğu öngörülmüştür. Bu
kuralla, bir davanın
yanlannın hiçbir kaygıya
kapılmadan, hiçbir etki
altinda kalmadan, hiçbir
korku >e çekinme
duymadan özgürce haklannı
kuİlanmalanna olanak
sağlanmıştır.
Anayasanın cumhuriyet
niteükk-rini belirieyen 2.
maddesi de, Türkiye
Cumhuriyeti'ni bir hukuk
devleti olarak tanımlamıştır.
Hukuk devletinin temel
nitdiği tüm devlet
faaüyetlerinin hukuk
kurallanna uygun olmasını
gerektirir. Hukuk devleti,
insan haklanna saygı
gösteren ve bu haklan
koruyan, adaledi bir hukuk
düzeni kuran ve bunu de\am
ettirmeyc kendini zorunlu
sa>an ve tüm faaliyetlerinde
hukuka ve anayasava uyan
devlet olarak bilinmektedir."
Anayasa Mahkemesi, bir
banka yöneticisi hakkında
açılan kamu davasında;
savunmanın sesine kulak
vermiş, iptal kararıyla
"bilirkişi saltanatuıT
sarsmıştır. Başkan Özden'in
seslenişi ile, "zayıf
savunmadan güçlü adalet
doğamaz". Güçlü adalet.
demokrasinin güvencesidır.
Ve siz ey milletvekilleri...
Ulusun temsilcileri,
TBMM'nin sayın üyeleri:
sizler da mahkemenin sesine
kulak veriniz.
İptal karan ile karşı oy
gerekçeleri, yargıda
"bilirkişi saltanabnr
savunanlara bir yanıt ve yasa
koyucuya bir ışıktır. Karşı
oy yazısında vurgulandığı
gibi, "*_>
ı
argı çalışmalannda
yetkilileri bağlayıp inceleme
ve araştumavı güçleştiren
suurlamavı tünıüyle
kaldu-mak gerekir"...
TBMM'nin almış olduğu
kararlann, "toplanöya
kaülanlann salt çoğunluğu
Ue"alınıp alınmadığı
noktasındaki, anayasaya
uygunluk-aykınlık
tartışmalannı, hukuka aykın
bir uygulamayı. \4Mayıs
1996 tarihli karanyla sona
erdiren Anayasa
Mahkemesi. bir kez daha
hukuk devleti kavramım
somutlaştırmıştır.
Anayasa Mahkemesi hukuk
düzenımizin güvencesidır.
Bir firmaya usulsüz kredi
kullandırdıgı ilen sürülen
banka yöneticisi sanıktan,
Refah Partisi'ne kadar.
Av. Hulusi METtN
PENCERE
Düştükçe Düşüyor...
Bekir Coşkun, Hürriyet'teki köşesinde önemli bir
soruyu gündeme getirip yineledi:
"Düşürmeli miydi?.."
Coşkun. yazısını yazarken benım adımı da andı-
ğından bu konuyu ele almadan geçemedim; gerçi ül-
kemizde bir kalemde yüzlerce kişi gözaltına alınıyor,
onlarca kişinin canınaokunuyor, hapishanelerde aç-
lık grevine girmiş tutuklular, yaşamla ölüm arasmda
bıçak sırtında geçen günlerin gerilimini yaşıyorlar;
ama kime ne?..
Insanlann yüreği nasıriaşmış...
Umursamıyorlar...
•
Umursadıkları ne?..
Bir soru, Türkiye'yi ikileminin pençesinde kıvran-
dırıyor: "Son milli maçta Hırvat futbolcu gole gider-
ken ardına takılan Alpay hasmını düşürmeli miy-
di?.. " Bizimki herifi düşürüp bir kırmızı kart görürdü;
ama, belki golden kurtulurduk...
Kamuoyu paralanıyor:
- Neden düşürmedin?..
Alpay dövünüyor:
- Neden düşürmedim?..
Bekir Coşkun, kalemini mizahın mürekkebine dal-
dırmış, işin dökümünü yapıyor: "Alpay, gole giden
Hırvat'ı 'düşürse miydi, düşürmese miydi?' diyeya-
zılan makale sayısı 100'den fazla..."
Ya açlık grevleri için kaç yazı yazıldı?..
•
Ben sonda söyleyeceğimi en başta soyleyeyim: AJ-
pay, Hırvat keratasını düşürseydi, çok iyi ederdi; bu
heriflerin Bosna'da ne halt edecekleri de belli değil;
bir Sırplardan yana oluyorlar, bir Müslümanlardan...
Düşürmek ne yazar?
Biçseydi herifi...
Düşürmek yumuşak bir sözcüktür; hem insan yal-
nız futbolcu düşürmez ki, fıyatları da düşürür...
Fiyatlan düşürecek bir babayiğit ortaya çıkamadı-
ğına göre, en kolayı Hırvat'ı düşürmekti. Ah! Alpay,
Hırvat'ı bir düşürseydi, bizim politikacılar fiyatlan dü-
şürmüş kadar olacaklardı...
Çünkü, halk fiyatlan unutacaktı...
Şimdi biz, Hırvat maçındaki yenilginin acısını kim-
dençıkaracağız?..
•
İnsan çeşitli şeyler düşürebilir, kimisi uçak düşü-
rür, kimisi çocuk düşürür, en kolayı ceketinin düğme-
sini düşürmektir, en acısı para düşürmektir, en tatlı-
sı karı kız düşürmektir...
Bir kız, şansı açılır da zengin bir kocaya vanrsa çev-
reden ne derler:
- İyi bir kocaya düştü!..
Trilyoner bir akraba, nalları havaya dikerse herkes
haberi nasıl yorumlar:
- Kim bilir hısım akrabaya ne miras düşecek?..
Kız yoldan çıkarsa:
- Kaldırıma düştü..
En kötü işlerden birı de IMF'nin posta koyması
üzerine patronlarla hükümetin el ele verip emekçile-
rin ücretlerini düşürmesidir.
•
Düşmek, düşürmek, düşük, düşkünlük üzerine
gargara yapmak zenaati bizim işimiz; bugün ülkeyi
yönetenterin çoğu, paraya mala düşkünler; ülkemi-
zin doğusunda 'düşük yoğunlukta savaş' sürerken
batısında ya heyyy...
Son günlerde Erbakan Hoca da Bayan Çiller'in
üstüne düştükçe düşüyor...
En sonunda düşürür mü dersiniz?..
Şimdilik bildiğimiz şu:
Düşmez kalkmaz bir Allah!..
• - . - . » ^ - - • • * - • • . - • • * - - « - W ^ * * « % * J ^ ^
iskele sancak
sol - sağ - şeriat
Yıldız falı. ûlkeler ve
devletler ıçın değil.
ınsanlar ıçın geçertıdır
Gerçı bızım bayrağımızda
yıldız var. amasuskun!..
Daha çok hıial
konuşuyor:"Kort(ma
sönmez bu şafaklarda
yüzen al sancak?. "
Insanımız da balık gibi
bakıyor geleceğe:
Bir gözü ağlar..
Bir gözü guler..
Bırgozu iskele..
Bir gözü sancak...
İLHAH SES.ÇÜK
|skfİ8 şşfîcak
• • - \ '
250.000 TL (KDV dahil)
Çağ Pazaıiama A.Ş. Yerebatan Caddest Salkımsöğüt
Sokak No; 9/B Ca§a!oğ!u Istanbul Tei;5H 01 96/95
Posta çekı no.: 666322
KABALCI KİTABEVİ
"YAZ '96 ETKİNLİKLERİ"
ALI KIRCAile
Kabalcı Kitabevi'nde
söyleşi ve imza
günü
15 Haziran (Cumartesi)
14.00-16.00
KABALCI KİTABEVİ
Ortabahçe Cad 22/4 Beşiktaş - Istanbul
Tel (0212) 261 67 44 - 261 31 24
DİK.KAT! Çocuklannızın bilgisiz, cahil ve işsiz
kalmasını istemiyorsanız, ödünsüz - koşulsuz 8
yılhk TEMEL EĞİTİM isteyinız.
ÇYDD