25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
15 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABITAT-II ,'STK'ler yalnızca konferanslarda değil, Birleşmiş Milletler organlannda ve ulusal BM seksiyonlannda da temsil edilmeli' Shilleı; etldıı katılnıı istiyorHABITAT-II Konferansı'na a|ırlıklannı koyan Sı\ıl Toplum Kuruluşlan (STK), sadece konfe- ranslarda değil BM organlannda ve ulusal BM seksiyonlannda temsil edilmek istiyor. HABITAT-II'ye Türkıyeden katılan STK'ler, çeşitli deİdaras- yonlarya>ımlamayabaşladı. STK Türkiye katılımının ortak bıldır- gesi, TMMOB'nin deklarasyonu ve BM tarafından akredıte olan Türk NGO delegelennin açıkla- malarında degerlendirme ve is- temlere yer verildı. Arkeoloji ve Arkeologlar Der- neği, GAP Beledıyeler Bırliği. TEMA, SOS lstanbül ÇevreGru- bu, TMMOB Şehir Plancılan Odası, Yeni Yoi Lıons Klübü. Türk Kadınlar Birliği. Hayvan Haklan Derneği, Doğayla Banş Derneği, MimarlarOdası lstanbül Büyükkent Şubesı, Gayrettepe Çevre Koruma ve Güzelleştirme Derneği. Esentepe Çevre Koruma Kooperatıfi ve daha birçok kuru- luş adına HABITAT-II'ye katılan delegelerin imza koyduğu ortak bildirge, "Ulusal tstem ve Beklen- tflerimiz" ve "Uluslararası İstem veBekJentiJerimL>":-.ekl)ndekı ıkı ana basjıktan oluşuyor. Ulusal ıs- temler özetle şöyle 'Planlı yahnnr -Bundan böyle kalkınmaya ve gelişmeye yöneu'k her türiü yabn- mın, önceUkle "ülkenin göç veren bölgelerinde' gerçekleşmesi yö- nünde genei bir kabule bağlı oia- rak bu yönde dengeti bir planla- maya dayalı etkin önlemlcr alın- malı ve ödün \erilmemelidir. Her türlü yatınmda yer seçüni- ni ve teknolojisini çevre hakkını gözetecek şekilde denetim altına aiacak ve üikenin doğal ve küJtü- rel mirasını en önemli HABITAT degerleri olarak korumaya özen gösteren bir imar düzeninin ku- rulması artık kaçınıtmazdır. STK'lerin denetim işlevini ve so- nımiuluğunu yadayan her türlü ortaklık anlaşmasının ise kabul edileme/ olduğu ve vaşanabilir in- san yerleşmeleri hedeflerine yine hizmet etmeyeceği önemk* vurgu- lanmaktadır." Ortak bildirgenin "Lluslarara- OKTAY EKİNCİ. MEHMET DEMİRKAYA, MELTEM FIRATLI, ÖZLEM YÜZAK, AZE MARŞAN, , ÖZGÜR ULL'SOY, DEV RİM SEVİMAY sı İstem ve Beklentilerimiz" başh- ğı aitında ıse özetle şu görüşlere y- er verildı: "İlke ve karar metinlerinin ha- zırlanması ve sonuçlandınlması süreçierinde STK temsilcUerine ta- nınan söz ve katılım haklanmn güçlendirilmesi. Konferanslann dışuıda doğru- dan BM organlannda ve yine ulu- sal BM seksiyonlannda da STK'lerin femsiliyefini sagiavacak düzenlemelere gidilmesi. Bundan sonraki tüm hükümet- ler arası görüşme ve ilişkilerde STK kanlımlannın da vaşama ge- çebileceği yeni bir 'uluslararası de- mokratik diplomasi" anlayışının benimsenmesi gerekmektedir. Birçok NGO temsilcisi. son yıl- lann belirleyici kavramı şeklinde yaygınlaşan küreselleşmenin, hem içerik olarak hem de sonuçlan açı- sından;"yoksulluğun,eşıtsızlığın, savaşların, hak ve özgürlük ıhlal- lerının, çatışmaların ve cevresel. kiiltürel tahribatın' küreselleşnıe- si sürecini yararnğı ve hızlandırdt- ğı konusunda görüş, birliği içinde- dir." Türk Mühendis ve Mimar Oda- ları Birhği de (TMMOB) BM İs- tanbul Kent Zırvesi'ne ilertığı gö- rüş ve önerilerinde, artan konut açığını gıdermek ve bannaksızla- ra uygun konutlar sağlamaya da- yanak olabılecek olan "konut" edınmenin temel haklardan oldu- ğunun ve "konut hakkı"nın ilan edilmesinı istedi. Toprak reformunun hayata ge- çırilmesini isteyen TMMOB, planlama ve kentleşme süreleri- nın katılımcr bırörgütlenmeye ka- vuşturulmasını. yerel yönetimle- nn yetki ve olanaklannın arttınl- masını sağlayacak ıdan reformla- nn desteklenmesini savundu. Savaşlara ve siiahlara ayrılan kavnaklann ınsan yerleşimlerıne aynlması istenen TMMOB'nin bildirgesinde. "Tüm dünyada ve Türkiye'de zorla göç ettirme poli- tikalany la haklan ihlaJ edilmiş in- sanlann e\ lerine, köylerine ve kül- tür ortamlanna dönüşlerini sağ- layacak projelertn öncelikli olarak desteklenmesini öneriyoruz" de- nildi. 'Yasaklar kalksuT BM tarafından akredite edılen ve aralarında Mustafa İ rgüplü. Türksen Başer Kafaoğlu, Prof. Dr. Ruşen Keleş, Prof. Dr. Cevat Ge- ray, mımar Oktav Ekinci, Konut- bırlik Genel Sekreteri Sönmez Targan,68'lilerBırliğı Vakff ndan Gökaip Eren gibi isimlerin de bu- lunduğu Türk NGO'lan da ortak deklarasyon yayımladı. Sıyaset yapmayı engelleyen yasalann de- ğıştirilmesi, yerel yönetimlere. sağlam bir yerel yönetıın-kent hu- kuku temelmde yetkıler verılme- sı ve demokratikleşme sağlanma- sı önerilen deklarasyonda. ulusla- rarası platformlar için özetle şu önenlere yer venldi: " Uluslararası sermav e hareket- lerinin ve diğer ülkelerdeki yaö- nm ve sermaye ilişkilerinin ulusla- rarası hukuk kurallanna bağian- ması, denetlenmesi ve gerektiğin- de ilgili ülkevatandaşlannın ve ku- ruluşlannın başvuru hakkını kul- lanabileceği uluslararası semıaye denetim örgütü" oluşturulması için karar alınmalıdır. Uluslararası çev re haklan araş- tırma örgütü ve mahkemcsi kurul- malıdır. Bilgi ve teknolojinin. ta- rihsel bin'kimin ürünü olarak tüm insanlığın ortak malı olduğu ilke- si kabul edilmeli. Gelişmekte olan ülkeierin emperyalist ülkeiereolan borçlan sınrlanmalı; bu borcun karşılığı oian bedeller ilgili ülkeler- ce, insan yeıieşimlerinin iv ileştirîJ- mesi dogrultusunda değerlendiril- meli ve bu. uluslararası ö/erk bir kurumca denetienmeu'dir." HABITAT YORUMII Vadideki günler. OKTAY EKİNCİ Neyse ki sonunda Fıdel geldi de şu bizim "yurt ve dünya sorunlanna duyarü'" kımi dostlanmızın, hiç değilse "son gün" HABITAT'a bıraz ilgi duymalannı sağladı. "Ajıti-emperyalist" mücadelenin daha yasarken tarihe ge- çen simgesi Fidel, kürsüye çıkar çıkmaz önce şunu sordu. "Neden gelişmiş ülkeierin başkanlan bu toplanbda voklar..." Yine kimisevgilı dostlanmızın "BM'ningüdümünde"dı- yerek burun kıvırdıklan HABfTAT'a "neden katıldıgını" ise şöyle özetledi: "HABITAT dünyadaki yoksulluğua, adalctsizliğin nasıl artedilebüeceğini tarüsıvor; yani tam bizim verimiz." Dün akşam sona eren BM HABITAT-II Insan Yerleşım- leri Konferansı'nı kimimız ilgıyle \e heyecanla izledik, kı- mımiz de protesto ettik. Hatta bınlerce kilometreden kalkıp umutla gelenlerı "Ne işuuz var Türkiye'de" diyerek üstelık bir de azarladık. Yine kımımu kafa> ı günlerce pembe kal- dınmlara takıp "radikaleleştiri"yeteneğimizi bu "büyükfir- sata" harcadık; kimimız de kendı "iç çekişmelerimizi'* e\ - rensel söylemin en başına getirerek sapla samanı iyice bır- birine kanştırdık. KJmimiz ise 72 milletin 72 ayrı görüşü arasında insanlı- ğın ortak esenliği için bir "asgari müşterekarayısından" ıba- retolan HABITAT-II Kararlan'nı "sadecesolculannyazdı- ğuu" zannettik. O nedenle de "buna vakışmavan" paragraf- lar yüzünden dığer bütün söylenenlerı de bir kalemde silip atabildık. Kimımiz de BM'nin "STK'ler artakorUklan- nuzdır" sözüne kendımizı fazlasıyla kaptırarak, ülkenin \e insanlığın sorunlanndan -sorumluoJanJan" sorgulamak ye- rine "sivil duvariüıgımızı'' onlarla bu soyut ortaklığın büy ü- leyici tartışmasına tutsak ettık... Sözün kısası, HABITAT-II aslında şu bitmek üzere olan ve tarihe "küreselsömürü,savaşlarveyıkunçagı'"olarakge- çeceği artık kesınleşmış bulunan 20. yüzyıldaki tüm günah- lan ve "gerçek suçlulan" açığa çıkarmak için gerçekten bü- yük bir fırsattı. Nıtekım "Süper Ba^kanlar" bu nedenle or- talıkta görünmemiş, Üçüncü Dünya ıse yine bu nedenle HABITAT'a en genış desteğı vermışti. Fidel de ışte bu fırsatı değerlen- dirmek ıçın okyanuslan aşarak tstanbul'a yetişip "insanlığın ortak vadisinden" yine insanlıga seslenmeyi ıhmal ermedi Bizim yine kımı sevgili dostlanmız ise 15 gündür önlerınde duran bu vadideki tartışma ortamını de- ğerlendirmek bir yana, vadiye girip bırkaç sözle bile olsa katkıda bulunmak isteyenleri de "Devietin güdümünde ko- nuşuyorlar" şeklinde eleştirerek ne denlı "srvil" ve "ödün- sûz" olduklannı gösterme yanşına girdiler. Dahası, böyle- ce "değerli birikimlerinden'" yoksun bıraktıklan HABITAT katılımcısı STK'lerimizı de şimdi "Konferans kararlaruıa neden şunlan da sokamadınız" dıye sözümona eleştirme olanağını ve "hakkmı"(!) elde ettiler... Şimdi, önümüzdekı bırkaç gün süresince de HABITAT- II Konferansf ndakı tartışma konulanna, sonuç belgelerine ve "karşı görüşlere" genel bir değerlendirme olarak sayfa- lanmızda yer \ ereceğiz. Konferanstan çıkan kararlar arasında bize yakın gelen- ler, bundan sonra desteklememiz ve güçlendirmemız gere- ken "evrensel politikalanmızı'* belirle>ecek. Karşı çıktığı- mız ve katılmadığımız kararlar ise "mücadele perspektifi- ınizi" netleştırecek. Her ikisıne de ihtiyacımız olduğunu, yine şu HABITAT sürecinde çok daha lyi kavradık Hele. en "anti-srvil" lider- lerin bıle "ArnkSTK'lerleberaberolacagız"deınelen. şim- dilikkendileriinanmasalarda"geleceğinKderlikanlayışına*' yön verebılecek tanhsel sözler olarak belgelere geçtı... Ne dıyelım! Tüm sıkmtılanna, gerilımlenne, şımanklık- lanna. göstenş meraklısı içeriksiz davranışlarına, "yağcılık ödüüerine" ve Türkiyeyi doğrusu "heryönöyle" tanıtan ta- lihsiz tutumlarına raemen, yine de "teşekkürler HABI- TAT-" Son anda yine Fidel sayesınde "vadideki günlerin" öne- mini kavrargibi olan sevgili "çekingen"dostlarınuzada ko- caman bir "geçmiş olsun_" Şehir Plancılan Odası'nca Taşkışla binasımn bahçesine y apılan gecekondunun sem- bolik vıkımından önce yapılan vürüviişU' 'Konut hakkı insan hakkıdır' slogaaian aüldL'(Fotoğraflar: MEHMETDEMlRKAYA) HABITAT gecekondusu yıkıldı HABITAT II kapsamında Si\ il Toplum Kuru- luşlan'nın (STK) çalışmalannı sürdüğü İTÜ Taşkışla binasının bahçesmde Şehır Plancılan Odası'nın bir süre önce yaptığı gecekondu. dün yapılan gösten ile sembolik olarak yıkıldı. Şe- hir Plancılan Odası. Planlama Öğrencileri Bir- liği ve STK forumuna katılan konuk temsilcile- rin de katıldığı, "gecekondu yıkım olayı" önce- sınde Taşkışla bahçesınde bir yürüyüş yapıldı. "Konut hakkı insan hakkıdır" şeklinde slogan atarak bahçe içerisınde yürüyüş yapan gösten- ciler, daha sonra gecekondu önüne geldiler. Gecekondu önünda yapılan basın açıklama- sında Türkiye'deki kentleşme sürecı anlatıldı. 1950'lerde yoğun olarak görülen. çaresızlik ıçin- dekı yurttaşlann sadece bannma amacıyla ınşa ettiğı gecekondulann bırömeğını oluşturan se- naryo gecekondunun tican kondulardan ayn tu- tulması gerektiği vurgulanan açıklamada şöyle denildı. "777sayılı Gecekondu Yasasu gecekon- duda bannma amaçlı ve tkari amaçlı avınnıını getirmekte yetersiz kalmaktadır. Türkiye'de her seçim döneminde gecekondulaşma ve kaçak va- pılaşma hızlanmaktadır. Siyasi partiler gecekon- du nüfusuna sadece ov potansiveli olarak hak- makta ve gecekondu bölgek'ri için seçim dönem- lerindeki vaatler dışında çözüm önerisi geliştir- memekteditier. Kentarsasındaki rantlarvüksel- dikçe, yoksul kesimler kentten dışlanmaktadır. Ticari amaçlı gecekondulaşma ve kaçak vapılas- mava imtiyazlar tanınır, teşv ik ve destekJer veri- lirken bannma amaçlı gecekondular v ıkım ekip- leri ile karşılaşmaktadır." Güneydoğu'da banş çağrısı HABITAT Uluslararası Koalisyonu tarafından hazırlanan Türkiye'deki konut hakkı ve boşaltılan köylerle ilgili raporda, bölgede çatışmalann derhal durdurulması istenHdi Konut \e insan yerleşimlen ko- nusunda aktif, 300 kadar sivil top- lum kuruluşu ve topluluktan oluşan HABITAT Uluslararası Koalisyonu (HIC) Türkiye'nin güneydoğusun- daki konut hakkı ihlallerinin son 10 yıldaki değerlendirmesıni içeren bir rapor yayımladı. Koalısvonun 1996 Mart ayında Türkıye'ye gönderdiğı 4 kişilik araştırma ekibinin (The Fact Fınding Mission) hazırladığı rapor önceki gün resmi konferansta Ingilizce ve Türkçe olarak dağıtıldı. Rapora göre 1980 başlanndan be- n Türk hükümetı 2 bın 400 köyü tahnp etti, 2.5-3 mılyon Kürdü >e- rinden ettı Türk askerlerının Gü- neydoğu'dakı operasyonlannın kıt- lesel boşaltmalara yol açtıgı kayde- dilen raporda, "Yerinden edilen Kürtler nüfuslan dramatik bir şe- kilde artan bu kentlerde yaşamaya zoriandılar. Kadın ve çocukiar hem zorla boşaltmanın hem de yaşam ko- şullannın en büyük kurbanlan ol- mavı sürdürüyorlar" denildi. Araştırma ekibinin Güneydo- ğu'daki köy ve kasabalanndan zor- la çıkartılan ailelerle yaptıklan gö- rüşmeler sonucunda ortaya çıkan tespitleri ise şöyle: "Bu aileler sag- lık. konut toplumsaL eğitim ve psi- kolojik sorunlarla karşı karsıvalar. Kövde bırakılan aile fertleri sürekli şiddetle y üz v ü/eler. Kövde kalan ka- dınlar *köy koruculan'nın tecavüzü- ne uğnıyorlar. İş ftrsatı olmaması ve işyerinde aynmcılığın da eklenme- siyle Kürt aileierin karşı karşıva bu- lunduğu genel durum gerçekten olumsudaşıvor. Kürtler sık sık polis tarafından rahatsız ediliyor." Hakihlaüeri Raporda Türkiye'nin imzaladığı uluslararası anlaşmalara da uymadı ğıbelirtilerek şöyle denildi: "Türkiye bir dizi uluslararası in- san haklan sözleşmesinde koruma amna alınan konut haklannı açıkça ihlal etmistir. Bu, süregelen zorla bo- şaltma, yeıierinden edilen Kürtlerin konut/yaşam koşullanna karşı Türk yetkililerince gösterilen ihmal ve kürtlerin iş. ev. eğitim ve kent yaşa- mının diğer alanlannda karşı karşı- ya olduklan giderek yaygınlaşan ay- nmcılıkla kanıtlandı." Raporun talepler bölümünde ise Türk hükümetınden şunlar istenıl- dr "Güneydoğu Türkiye'de savaş operasyonlannı durdur ve uluslara- rası gözetimleçatışmayı sona erdire- bilecek siyasal diyaloğun başlaması- nı sağlayacak koşullan yaratmaya katkıda bulun. İnsan haklan ihlalie- rine son ver. Uluslararası sözleşme- leri uygula ve say gı göster." PKK'ye bölgedeki silahlı eylem- lenne son \erme çağrısı da yapan HIC ekibi, BM insan haklan organ- lanndan da Türkiye'deki insan hak- lan ıhlailerinı incelemek üzere bir BM ozel raportörünün atanması ta- lebınde bulundu. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Atatürkçü Düşünce Zaman zaman katıldığım toplantılarda sorulan en sık sorular arasında, Atatürkçü düşüncenin ne oldu- ğu sorusu ve Atatürkçü olmanın ne demek olduğu so- rusu en başta gelir. Dilimın döndüğünce anlatmaya çahşırım. Örnekler verırım. Ozellıkle "Atatürkçü olmak" konusunda geniş açık- lamalar yapmaya çalışınm. Atatürkçü olmanın bir "ay- rıcalık" olmadığını ve insanda "farklı düşünenleri hor- lama" hakkını vermedığini, tam tersıne, bu sıfata la- yık bir yaklaşım içınde olmak sorumluluğunu yükle- dığini vurgularım. Atatürk'ün katı ve ceberrut bir zihniyeti değil, sev- gi ve özgurlüğu temsil ettiğini düşündüğümü ve bu- nu savunduğumu dile getirırım. Atatürkçü düşüncenin de neleri "içerdiğini" ve ne- lere ozellıkle karşı çıktığını açıklamaya uğraşırım. Geçenlerde bir konferans için gittığim Bandır- ma'da. Gönen Atatürkçü Düşünce Derneği üye ve yönetıcisi kımı arkadaşlarla tanıştım. "Atatürkçü Düşüncede Birleşelim" başlığı ile gü- zel bir bildiri hazırlamış ve çoğaltmışlar. Zevkle oku- dum ve çok yararlı bir metin olarak değerlendirdim. Şimdi bu metnı, siz sevgili okurlanmla da paylaşmak istiyorum. "Atatürkçü Düşünce: Aklın ve bilimin öndertiğine- yol göstencilığıne ınanan, bu ınançla, padışah ege- menliğını 'ulus egemenlığıne', dogmatik-kapıkulu, bağnaz bir ümmet-cemaat toplumunu 'ulusa', padi- şahın emir kulunu 'özgür bırey ve yurttaşa', teokra- tik-monarşık devleti 'laık-demokratik-çağdaş cum- huriyete' yöneltip dönüştüren düşüncedir. Atatürkçü Düşünce: Mondros ve Sevr'i, 'manda- cılık onursuzluğunu' tanhın çöplüğüne atıp, 'Ulusal BağımsızlıkSavaşımız' ve 'Lozan'/a, ulusalonurumu- zu ve toplumumuzu yücelten duşuncedır. Atatürkçü Düşünce: Yurtsevgisi, ulusal bağımsız- lık tutkusu, laik cumhunyet, çağdaş demokrasi, ba- nş ve özgürlük demektir. Atatürkçü Düşünce: Çağdaş 'ulusçuluk, cumhuri- yetçilik. laıklik, halkçılık, devletçılik ve devrimcilik' de- mektir. Atatürkçü Düşünce: Her çeşit dogmatizme, bağ- nazlık, tutuculuk, gerıcilık ve bölücülüğe, emperya- lızmın ürünü olan her çeşıt terorizme, şiddete, serü- vencılik, ın\çılık ve din sömürücülüğüne karşı, ulus ve ülke bütünlüğünü, 'çağdaş-laık-demokratik Türkiye Cumhunyeti'n/ödürtsüz, katıksız, tambirinançveka- rarlılıkla savunan düşüncedir. Atatürkçü Düşünce: Düşünce, inanç ve ibadetöz- gürlüğünün, insan haklan ve demokrasınin temel gü- vencesı olduğu için laıklığın, aklın-bılımın-çağdaşlı- ğın' ödünsüz savunucusudur. Atatürkçü Düşünce: Nıce olumsuz koşullara kar- şın, 'Ulusal BağımsızlıkSavaşımızı'fcazan/p 'LaikTür- kiye Cumhunyetımızi' kurup, çağdaş demokrasiye yöne/terek, bızlere armağan etmeyi başaran düşün- cedir. Yolumuz; Yüce Atatürk'ün hedef gösterdiği, 'ak- lın-bilımin-çağdaş uygarlığın' yoludur. Bunun dışın- da gidılecek başka yollar aramaya kalkışmak, Atatürk öncesindeki, 'çağdışı-karanlık' bırbunalım ve karga- şa dönemine savrulup gıtmek demektir... Bu neden ve inançlarla, tanhimızin en bunalımlı dö- neminde, yolumuzu aydınlatan ve nice 'emperyalist- gerici-bölücü' tuzaklan ve engellerl aşarak, bizlere bu vatanı ve laik Türkiye Cumhunyetı'n/ armağan etme- yı başaran 'Atatürkçü Düşünce'n/n çatısı aitında bir- leşıp kenetlenelim. Gün, Atatürkçülerın gecıkmeksızin birleşme gü- nüdür. Tüm Ataturkçülen, yurtseveıierı, derneğimıze üye olmaya, görev ıstemeye, çabalanmıza maddi ve ma- nevi katkıda bulunmaya çağınyoruz. Atatürkçü Düşünce Derneği, Gönen Şubesi." Umarım bu "çağn" ülkemızin dört bıryanındakı gi- bi, olumlu bıçımlerde yanıtlanmış olsun. Gerçekten bınbir pıslık içınde bocalar ve kimi ge- lışmeleri hayret ve dehşetle izlerken, ülkemizde çok olumlu ışler de başarılıyor. Çok güzel çabalar gönü- nüyor. Dört bir yandan olumlu sesier yükseliyor, de- mokratik talepler dile getıriliyor. Bazen Atatürkçü Düşünce Derneği, bazen Çağdaş Yaşam, bazen Halkevı, bazen CHP ilçesi, bazen D- SP ilçesi, bazen ÖDP, bazen öğretmen sendikaları- mız. memur sendıkalarımız, ışçı sendikalarımız ses- lerını yükseltiyorlar. Aramızdaki "farkları" (şımdilık) geri plana atarak, "ortak noktalar" çerçevesinde bırleşebilirsek, sesimiz mutlaka daha gür çıkacaktır. Ve bu güçlerin bırleş- mesi, birleşenlerin rakamlarının çok ötesinde bir potansiyel içerecektir. KUTLAMA Akşam gazetesi spor yazarı ATACAN TIRNOVA de Halkla ilişkilcr uzmanı ÖZLEM FERAY evlendiler. MutluJukJar diliyor, lerav ve Tırnova ailelerini kutluvoruz. ALAADDIN HOTEL *••• ALAADDİN OTEL İncekum Alaaddin Hotel. Türkiye'nin yeşil turizm beldesi Antalya'nın Alanya ilçesi Avsallar kasabasında Akdeniz'in berrak kıyılannda huzur. spor. eğlence dolu bir ortama sahiptir. Antalya Havaalanı'na 98 km. uzaklıkta olan İncekum Alaaddin Hotel 232 oda, 500 yatak kapasitelidir. Yılın 300 gününün güneşli geçtiği ve deniz sezonunun 8 ay sürdüğü Akdeniz'in bu şirin yöresindeki otelimizin odalan ile tüm kapalı alanları merkezı ısıtma, soğutma ve havalandırma sistemi ile donatılmıştır. Özel banyolu odalanmız otomatik telefon, 4 kanal müzik yayını, uydu yayın TV sistemi ile otelımiz tatilde evinizi aratmayacaktır. İncekum Alaaddin Hotel'de aynca açık ve kapalı barlar. sauna. kondısyon merkezi, disco, 2 yüzme havuzu, özel plaj alanı, ıskele. su sporlan merkezı. tenis kortu bulunmaktadır. Otelimiz 150 kişilik simültane çeviri sistemi toplantı salonu, 500 kişilik restoran, alakart restoran. pasta salonu, televizyon salonu, oyur. odası, alışveriş mağazalan ve manzara teraslan ile unutamayacağınız bir tatil sunmaktadır. İncekum Alaaddin Otel'in mutfak ustalan da gece müzigi eşliğınde zengin açık büfeleri ile Türk yemeklennin lezzetini sizler e bir kez daha tattıracaktır. Rezervasyon için: (0242) 517 14 91 (6 hat) İncekum - ALANYA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle