Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HHAZİRAN1996SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
3 ay önce 3100 marka satılan ithal sığırlann Tanm Bakanlığı ihalesinde 2000 marka düşmesi dikkat çekti
Damızbkta 'deli inek' kuskusu
Londra Belediyesi Çevre
Sağlığı Direktörü Watson:
tngilizler, ucuz
et stokluyor
ALİER
"1. Yerel Yönetünler Sağ-
lık Hizmetleri Sempozyu-
mu'na" katılmak üzere is-
tanbul'a gelen Londra Çev-
re Sağlığı ve Tüketicileri Ko-
ruma Daıresı Direktörü Ro-
ger VVatson tngi lızlenn dana
etı ucuzluğunu fırsat bilerek
et stokladıklannı. buna bağ-
lı olarak buzdolabı satışla-
rının da arttığını sö\ledı.
Watson Cumhunyet'in so-
rularını şöyle yanıtladı:
- Deli inek
hastalığının İn-
giltere'de yoğun-
laşmasmınnede-
ni nedir?
- Sığırlarda
görülen bu has-
tahkta 1990 dan
sonra büyük bır
artış oldu.
199Tte 24 bın
vaka eörüldü.
AncaM995'te
vaka sayısı
600'e düştü.
9O'lı yıllardavaka sayısında
yaşanan artışın nedeni olarak
kontamıneyemler(hastahay-
vanların kan ve kemiklerıy-
le zengınleştinlmiş yemler)
göstenlıyor. Bunedenle 1990
yılından sonra bu tür yemle-
nn kullanımı yasaklandı. A\ -
rupa Bırliği'nın tngiltere'den
et ıthalını durdurduğu doğ-
ru, ancak bunun yumuşatıl-
ması ıçin görüşmelersürüyor.
Kısa bır süre önce tngılte-
re'ye gelen Alman Şansölye-
sı Helmuth Kohl da bu ya-
saklamay ı haksız bulduğunu
söyleyıp. yemeklerde dana
etını terciri ettı. Yani. bu ge-
çicı bir durum.
Roger VVatson.
- İngiltere'de başka hangi
önlemler alındı?
-Hastalığın görüldüğü sü-
rülerimhaedıldı. Ayncabe-
yın \ e sakatat satışı da yasak-
landı.
- Medyada. İngiltere'de 3
yaş üzerindeki milyonlarca
sığırın imha edileceği belir-
tiML.
-Hayır. milyonlarca raka-
mıçokabarttlı. Sanınm 150
bin civarında. Milyonlarca
sığırı ımha etmek o kadar
kolay bır iş değıl. Bır kere öl-
dürülensığırba-
şına de\let 80
paund ödüyor.
Bence bu çapta
bır imhaya ge-
rek de yok.
- İngiltere'de
3yaşınüzerinde
sadece 150 bin
sığır mı var?
- Kuşkusuz
daha fazla var.
Süt amaçlı kul-
lanılan hayvan-
lar şımdilık ke-
silmiyor.
- Hasta hayv anın sütü. ya-
ğı gibi ürünler de tehükeli
değil mi? Bu ürünlerden in-
sana hastalık geçişi olmaz
mı?
- Delı inek hastahgının in-
sanlara bulaştığı yönünde
kesin bir bulgu yok. Süt \e
süt ürünlerinden bulaştığına
daır de hıçbır işaret yok.
- Deli inek hastalığinuı du-
>ulmasından sonra İngiliz
halkının tepkisi ne oldu?
- Et fıyatları ucuzladı. !n-
gılızler de ucuz et alıp stok-
ladı... Hatta bu nedenle buz-
dolabı satışlarında da belli
bir artışın olduğu belırtildi.
• 3100 mark olan damızlık sığır fiyatının birden
1900 marka düşmesinin Hollanda'daki hastahklı
hayvanlann getirilmesinden kaynaklandığına dikkat
çeken eski SETBİR Başkanı ve Tikveşli Yönetim
Kurulu Başkanı Doğan Vardarlı Tanm Bakanı İsmet
Attila'yı uyardıklannı belirtti.
• Damızlık hayvanlann kredili olarak üreticiye
dağıtılacağı ve hastalığın yayılma tehlikesinin
artacağına dikkat cekilirken, ithalatçılar düşük
fiyatın dış pazardaki rekabetten kaynaklandığını
savundular. Tarım Bakanlığf nda da ithal
damızlıklarla ilgili kuşkular \ ar.
AHMET ÇELtK
Tanm Bakanlığınca "Hayvancılı-
ğı Geliştirme Projesi" çerçevesınde
ihalesi gerçekieştırilen damızlık hay-
vanlann dış pıyasa değerinın çok altın-
da fiyatlarla ithal edilmesi deli inek
kuşkusu yarattı. Üç ay önceye kadar
3100 mark olan damızlık sığır fiyatı-
nın birden 1900 marka düşmesinin
Hollanda"daki hastahklı hay\anların
getirilmesinden kay naklandığına dik-
kat çeken eski SETBtR Başkanı \e
Tikveşli Yönetim Kurulu Başkanı Do-
ğan Vardarlı Tanm Bakanı Ismet At-
tila yı uyardıklarını belırrtı. Kars Ta-
nm İl Müdürü Hüse> in Zengin, "A\ ru-
pa'da sübvansiyonlar da kalktı. Aslın-
da hayvanlann bu kadar ucuz olmama-
lan lazım. L cu/ olması benim garibi-
me gjtti" derken. dığer ılgılıler de »öz
konusu fiyat düşürmelerinden fırma-
ların daha alışta 120 mark zarar etme-
len gerektığine dikkat çektıler. Ithalat-
çı firma yetkililerı ise düşük fiyatı re-
kabete bağladılar.
Özellikle damızlık sığır ithalatmda
orjin belgesı arandıgını belırten Tanm
Bakanlığı yetkililerı hastahklı sığır it-
halatının mümkün olmadığını ılen sür-
düler. Konuyu degerlendıren adının
açıklanmasını ıstemeyen bir Tanm Ba-
kanlığı yetkilisi ise, özellikle lngılte-
re'den sığır ithal etmiş üçüncü ülkeler-
den gelecek hayvanlarda dıkkatlı olun-
ması gerektığinı belirttı. Aynı yetkilı.
"Uluslararası Salgm Hastahklar Ofisi
İrlanda. Fransa. İskoçya, Kuzey İrlan-
da, Isviçre ve Portekiz'i riskli gördii. Biz
de 27 martta bu iilkelerden yapılan it-
halatı yasakladık. Ancak yasak bu ta-
rihten önce getirilmiş ha>\anlar \e iz-
ni bu tarihten önce ahnmış ama bu ta-
rihten sonra getirilmiş hayvanlar için
geçerii değiL Bu arada Hollanda İngil-
tere'den ithal ettiği 64 bin hayvanı deli
inek gerekçesiyle imha karan aldı an-
cak Hollanda'dan yapdan ithalat yasak-
lanmadı" dedı
Proje kapsamında. üreticiye kredılı
dağıtılmak üzere ithal edılen hayvan-
lann yasaklı olmayan Avrupa Birlığı
ülkelennden geldiğıni belirten Tanm
Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekle-
Vebalı hayvan
ithal edildi
ANKARA (ANKA) - Türkıye Şe-
ker Fabrikalan Genel Müdürlüğü Af-
yon Işletmesi'nın hastahklı hayvan it-
hal ettiği bildinldı. Sanayi ve Ticaret Ba-
kanı Yalım Erez. Türkiye Şeker Fabri-
kalan Afyon Tanm Işletmelen'nın 60
baş kasaphk sığır alımı için 15 şubat ta-
rıhınde ihale açtığını \e ıhaleyi "Af-
yon Et ve Gıda sanayii Ltd" şirketinın
kazandığını belırrtı. Bır bölümü iç pı-
v asadan karşılanan. bir bölümü de Mol-
da\va'dan ithal edılen havvanlardan
265"ınin teslinı alındığını kaydeden
Erez, 54'ünün ıtlafedıldığmı, 14'ünün
öldüğünü. bunun vanı sıra damızlık 8
adet erkek dananın daha öldüğünü açık-
layarak bu hay \aniann derin çukurlar-
da yakılarak \e üzerleri sönmemiş kı-
reç ve toprakla örtülerek ımha edıldi-
gını bildırdı.
İthal damı/lıklar üreticiye kredi ile dağıtılıyor.
me Genel Müdürlüğü Şube Müdürü
Özcan Bilgen 1995 yılından bu yana 80
ihale açtıklarını belırterek şöyle ko-
nuştu: "Proje her aileye iki baş olmak
üzere 100 aileye 200 hayvan verilmesi
üzerine kurulu. Hay\anlann alınabil-
mesi için bir kooperatif kuruluyor ve
istenilen ha\\an cinsine göre ihale aç>
lıyor. Açık eksiltme biviminde yapüan
ihaltyi en düşük Ttyatı >eren firma ka-
zanıyor. Daha sonra kooperatif üyele-
rini borçlandırarak paranın o bölgede-
ki Ziraat Bankası Şubesine aktanlma-
sını sağlıyonu. Firma ihaletarihinden
itibaren 45 gün içinde hayv anlan getir-
mekzorunda. Hayvanlar gelip sağlık-
lı olduklan anlaşıldıktan sonra para
nrmava ödeniyor."
Proje kapsamında ithal edılen hay-
\anlann daha çok Almanya \e Hol-
landa"dan geldiğıni belırten Bilgen,
"21 marttan önce gelen hayvanlar da
bu ihalede satılabilir. Ancak biz çok sa-
yıda hay\an aldığımız için. hayvan se-
çiminde en az 1IKKI ha\ %an olan çiftlik-
leri tercih ederiz. Bu tür hay\anlarda-
ha çok piyasada tek tek yapılan satış-
lar için geçerli olabihr" dedı. Damız-
lık ithal hayvan fiyatlannda üçay ıçın-
deyaşanan lOOOmarklıkucuzlamanın
hastahklı hayvanların getirilmesinden
kaynaklandığını belirten Tikveşli Yö-
netim Kurulu Başkanı Doğan Vardar-
lı. Tanm Bakanf nı yazıyla uyardı. Var-
darlı bakana gönderdığı uyan yazısın-
da, "Türkiye'ye gelen hastahklı düve 7
yılda 7 ya\ru doğuracak ve hastahklı
nesil yayılacak. Biz Hollan'da \e İngil-
tere gibi bunlan satacak ülke de bula-
mayacağız. başa çıkıp imha edemeye-
cegiz" dedi. Türkiye"deki ithal damız-
lık hayv an fiy atının 3 ay önce 3 bin 100
mark olduğuna dikkat çeken Vardar-
lı. "Hollanda'daki gelişmelerden son-
rafiyatlar 2000 marka kadar düşmüş-
tür" dedı.
Tanm Bakanlığı Tarımsal Üretim
\e Geliştirme Genel Müdürü Ali Er-
yılmaz ise böy le bır olasılığın söz ko-
nusu olmadıgını söyledi. Eryılmaz.
"İthal edilecek hayvanın mutlaka o ül-
kede doğmuşolması şartı aranır. Bu da
nüfus cüzdanı sistemiyle çok i\i kont-
rol edilir. Hastahklı hayvan girse büe
ancak kaçak yollardan girer" dedi.
Rusya ve Ukrayna'nın devlet şirketleriyle anlaşan ABD'li Howard Energy firması Türkiye de şube açtı
Doğalgâzda da özelleştirıne hazırhğı
NURTEN YALÇI1S
Türkiye"de elektrik santrallan başta
olmak üzere enerji yatırımlanna talip
olan Amerikan şirketleri. doğalgaz it-
halatında da özelleştirme sınyali verdi-
ler. Rusya ve Ukrayna'nın devlet teke-
lindeki "Gaz Prom" adlı şirketleriyle
ortaklık anlaşması y apan Amerikan Ho-
vvard Energy firması Türkiye"de de şu-
be açtı. Doğalgaz ihracatçısı ülkelerde
özelleştirme yolunda adım atan Ame-
rikan şirketinın ithalatçı konumundaki
Türkiye'de de eşzamanlı faaliyetlere gi-
rişmesi. bir kamu kuruluşu olan Bo-
taş'ın doğalgaz ithalındekı tekelinin de
önümüzdeki dönemde ortadan kalkabi-
leceği beklentisini doğurdu.
Ho\\ard Energy. Ukrayna ve Rus-
ya'daki boru hattı ile pompa istasyon-
lann bakımını ve bu ülkelerdeki doğal-
gazın dağıtımını. ulusal doğalgaz şirket-
leri ile bırlikte yürütecek. Amerikan şir-
keti, aynca doğalgaz boru hatlarını ye-
nileyecek ve yenı yatınmlan hayata ge-
çirecek. Hovvard Energy yetkilileri, Uk-
rayna ve Rusya ile gerçekleştirdikleri or-
taklık sayesinde Türkiye başta olmak
üzere doğalgaz alıcısı olan ülkelere sev-
kıyatın daha hızlı \e yeterlı düzeyde
saglanacağını v e "doğalgaz sıkıntısı"
riskinin ortadan kalkacağını bildirdiler.
Merkezi Amerika'da bulunan ve Tom
Howard adında bir Amerikalı tarafın-
dan kurulan Hovvard Energy firmasının
Izmir Şube Müdürü Işıl Göksel şirke-
tin Ukrayna'dan gaz temin ederek bağ-
lantı yaptığını belırterek gelecekte do-
ğalgazda yapılacak bir özelleştirme
programıyla ilgili de ilk işareti verdı.
Doğalgaz sıkıntısı
Ukrayna'nın yaşadığı ekonomik kriz
nedeniyie Rusya'dan aldıgı doğalgazın
parasını ödememesi, bunun karşılığın-
da Rusya'nın sevk edeceği doğalgazın
miktannı azaltması iki ülke arasındaki
gerginliğı arttırırken. Rusya-Ukrayna-
Romanya-Bulgaristan hattından Türki-
ye'ye giriş yapan doğalgazın miktann-
da da düşüş yaşanıyor. Rusya"da 1 %0'h
yıllarda yapılan boru hatlannın yıpran-
ması ve yetersiz hale gelmesi nedeniy-
ie sık sık yaşanan sorunlan çözmek için
harekete geçen Amerikan Hovvard
Energy şirketi Orta Asya'dan doğalgaz
getiren boru hatlan ve pompa istasyon-
larını modernize etmeyi üstlendi. Uk-
rayna'dan ve Rusya'dan Gaz Prom fir-
malanyla anlaşan Hovvard Energy bir
yandan Ukrayna'dan yıllık gaz akışını
40 milyar metreküp arttırmayı öngörür-
ken bir yandan da Türkiye'ye giriş yapan
doğalgazla ilgili kesilmerizikosunu or-
tadan kaldırmayı hedefliyor.
Türkiye'de doğalgazla ilgili olarak
tekel konumunda olan BOTAŞ'tan (Boru
Hatlan ile Petrol Taşıma AŞ) görüş-
lerine başvurduğumuz yetkililer Tür-
kiye'nin doğalgaz satın almak için
muhatap olduğu ülkelerde de devlet
tekelinin bulunduğunu, bu ülkelerde
başlayacak özelleştirme çalışmalanna
bağlı olarak Türkiye'nin de tekelden
uzaklaşacağına işaret ettiler.
Hovvard Energy
1
yetkilileri.
l krayna ve
Rusya ile
gerçekleştirdikle
ri ortaklık
sayesinde
Türkiye başta
olmak üzere
doğalgaz alıcısı
olan ülkelere
sevkıyatın daha
hızhveyeterli
düzeyde
saglanacağını ve
"doğalgaz
sıkıntısı"
riskinin ortadan
kalkacağını
bildirdiler.
İŞÇİNİN EVRE3NİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Yeni Arayışlar
Dünya sendikacılık hareketi. globalleşme, yeni sömü-
rü düzeninin getirdiği büyük üye kaybı. küçülmeye kar-
şı, ilk aşamada birteşerek kendini korumaya, ayakta
durmaya çalıştı.
ICEM, metalden kimyaya, genel işkoluna uzanan ye-
ni birleşmelerle de Türkiye'deki pek çok sendika ile bir-
likte dünyada en geniş üyeli işkolu sendikalarından bi-
ri konumunda. Dünya ülkelennin sendika yönetim vetem-
silcilerinin HABITAT-2 ile bağlantılı Türkiye'de toplanmış
olması ile de biraz bağlantılı bu yılkı yönetim organ top-
lantılannı Izmir'de yaptı.
ICEM'in ayrı bir örgütlenme olarak geliştirdiği kadın
grubunun yıllık toplantısının gündem maddelerinden
biri, Türk kadınının durumuna ilişkin bilgilenme idi. Ör-
gütlenmeye ilişkin yeni stratejiler belirlenirken. ayrıntılı
yeni bilgilenmelere ve yeni sorun saptamalarına gerek-
sinim duyuluyordu.
Uluslararası sendikacılığın geleneksel yapısında ve üye-
lik ilişkilerinde daha önce yeri olmayan azgelişmiş ve
eski Doğu Bloku ülkelerinden yüksek sendikacı kadın
katılımı göze çarpıyordu.
ICEM'in kadın örgütlenmesinin son bir yıllık çalışma-
ları özetlenirken Peru, Malezya, Brezilya'da uygulanmış
alışılmışın dışında projeler dikkat çekiyordu.
En ilkel üretim koşullannda madenlerde, altın bulma-
ya çalışan kadın ve çocukların ağır çalışma koşullarını,
bizim gecekonduların saray olarak görülebilecegı ya-
şamlarını videodan izledik.
Dünya sendikacılık hareketi, sendikal örgütlenmenın
dışında kalmış kadın potansıyelıne ulaşmaya, onları or-
gütlemeye çalışırken, ucundan da olsa, sendika çatısı
altında bugüne kadar düşünülmesi söz konusu olma-
yan, tamamen kayıt dışında en ilkel koşulllarda üretim
yapan, dünyanın en kültürsüz. en yoksul kadın çalışan-
lanna da dokunmaya çalışıyordu.
Şimdilik uygulamaya sokulan projelerı, hayırsever
derneklerin yardım çalışmaları sınırları içinde de göre-
biliriz. Ancak gelişmiş ülkelerin sanayi ışçileri. azgeliş-
miş ülkelerin tamamen kayıt dışında, en ilkel ekonomi,
üretim koşullannda çalışanları ile iletişim kurmak için,
yeni adımlar atıyorlar.
• • •
Gelişmiş ülkenin sanayi işçisi, globalleşme, yeni sö-
mürü düzeni içinde, kazanılmış sendikal, sosyal. ücret
haklarından kayıplara uğradıkça sarsılıyor. Işsizlik. sen-
dikasız çalışma, sermayenin ucuz işçiliğe kayması uy-
gulamaları arttıkça, klasik sanayi üretimi dışında, kayıt
dışı ekonomılerde çalışanların, üretim yapanların örgüt-
lendirilmeleri gündeme geliyor. Sendika, sendikalı kav-
ramlarının yeniden ele alınması gereği duyuluyor.
Ya bizim sendikacılarımız ne yapıyorlar? Çogunluğu-
nun, ICEM'in yönetim ve dığer organ toplantılarını da
bir küçük turistik Izmir seferi olarak algıladıklanndan hiç
kuşkunuz olmasın. Zaten şu günlerde büyükbaşlar ILO
genel kurulu bahanesiyle ederek Cenevre seferindeler.
ILO'nun kafeteryasından yukarı çıkanı pek olmadığı gi-
bi, kapısından uğramayıp işçi parası ile başka ülkelere
geçenleri çoğunlukta.
Sınamak için dönüşte ILO genel kurulu çalışmaları hak-
kında bilgi isteyin. Hangi komite çalışmalarına katıldtk-
lannı, ne gibi görüş bildirip karar alınmasında katkıda
bulunduklannı sorun.Örneğın ICEM toplantısında sen-
dikacı Carol Bruce'nin verdiği bilgiye göre evde üre-
tim yapanlara ilişkin hazırlanmakta olan yeni ILO söz-
leşmesine işveren grubunun güçlü karşı çıkışı söz ko-
nusu imiş. Carol Bruce, Türk sendikacılar da dahil dün-
ya sendika liderlerinin kendi hükümetlerine bu konuda
baskı yapmaları gerektiğinı anımsatıyor.
ILO'da, evde çok büyük bir sömürüye, ucuz işçiliğe
kaynak olan üretimin hiç değilse kayda alınması, belli
ölçüler içine sokulması, çalışanlara ücret de dahil kimı
güvencelerin getirilmesi için gereken sözleşmenin çı-
kanlması önemli. Ama ILO sözleşmesinin uye ülkeler ta-
rafından imzalanıp iç hukuklarına yasa ile geçirilmesi ve
uygulanmasının sağlanması çok daha önemli.
Aynı şekilde taşeronlaşma, bütün dünyada çalışan-
lann, işçi sınrfının karabasanı haline geliyor. Ve ILO'nun
genel kurul gündeminde, en önemli tartışma maddele-
ri arasında yer alıyor.
Her iki konunun Türkiye işçi sınrhmız için önemi. be-
lini büktüğü gerçeği ortada. Bizimkiler işçilerimiz için bu
yaşamsal sorunlar üzerinde Türkiye'de ve dünya sen-
dikacılığının yaptığı çalışmalar içinde ne yapmışlar, na-
sıl bir çabanın, katkının içinde olmuşlar?
Sanki olup bitenler umurlannda değil. Daha doğru-
su sendikacılığın öldüğüne, bir şey yapılamayacağına
karar vermiş, bitecek nimetlerinden ne kadar kısa za-
manda daha çok pay alınır kaygısına düşmüş gibiler.
Özeti, bizimkiler ilgilenmediğı, hiçbir şey yapmadık-
ları için, dünya sendikacılık gündemi, yeni arayışları
Türkiye gündemine taşınamıyor. Dünya sendikacılık ha-
reketi, kayıtlı ekonomide, bilinen sanayi işletmelerinde
örgütlenme, başarılı olma şansını yitirdikçe, ciddı yeni
arayışlar içine girmiş bulunuyor.
Bu arayışlar içinde özellikle Türkiye işçi sınıfı ve çalı-
şanlan için çok önemli olan kayıt dışı ekonomide, ev-
de, kendi başına en kötü koşullarda çalışanları, kadın-
lan örgütlemek, taşeronlaşmaya, kayıt dışı üretime kar-
şı önlemler almak gibi önemli yeni strateji, dayanışma.
örgütlenme modelleri, deneyimleri var.
5. Uluslararası Buğday Konferansı Ankara'da başladı
Dünyada 48 günlük
buğday stoku var
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Tanm ve Köy lş-
leri Bakanı İsmet Attila.
dünya nüfusunun artışı doğ-
rultusumnda buğdayın ve-
nmliliğinin düştüğünü söy-
ledi. Uluslararası Kurak
Alanlarda Tanmsal Araştır-
malar Merkezi (ICARDA
Müdürü Prof. Dr. Adel El
Beltagy dünyada buğday sto-
kunun azaldığını. toplam gı-
da stokunun asgari düzeye
düştüğünü belırterek. "Dün-
yada 48 gün yetecek buğday
stoku var" dedi.
Tanm ve Köyişleri Ba-
kanlığı ile Uluslararası ta-
nm kuruluşlan tarafından
düzenlenen "5. Uluslarara-
sı Buğday Konferansı" dün
başladı. Konferansın açılı-
şında bir konuşma yapan At-
tila, insan ve hayvan beslen-
mesinde en önemli besin
kaynaklarından birisi olan
buğdayın. dünyadakı orta-
lama veriminin son on yıl-
da ciddi azalışlar gösterdiğı-
ru belirttı. Attila şöyle devam
etti: "Uygun toprak ve su
kuDanınu, gübre kulianımın-
daki artış. hastalık ve zarar-
lılaruı kontrolü. çeşitlerin ge-
liştirilmesi ve yayılması, çe-
ki gücü yüksek makinelerin
yaygınlaşması vediğer tek-
nolojik gelişmelerle verim
arttınlmaya çalışmaktadır.
Ancak son yıllarda verim-
deki artışın bir duraklama
deM^sine girdiği de görül-
mektedir. OzeUikle gelişmek-
te olan ülkelerde hızlı nüfus
artışı buğdayın verim ve ka-
litesinin yıikseltilmesi konu-
sundaki çabaları zorunlu
hale getinnektedir."
Buğdayda verim ve kali-
tenin, gerçekçi uygulanabi-
lir tanmsal politikalar ve
araştırmafaaliyetleriyle ar-
tırılabileceğini belirten At-
tila. bu konuda kaynakların
etkın kullanımının yanında.
ülkesel ve uluslararası dü-
zeyde y apılacak ortak faali-
yetlerın de önemli bir yere
sahip olduğunu kaydetti.
Geleneksel bir buğday ül-
kesi olan Türkiye'de 9 mil-
yon hektar alanda buğday
ekıldiğıni ve 18-20 milyon
ton üretim sağlandığını an-
latan Attila."Türkiye'nin
buğday ın gen merkezi oldu-
ğu hepinizin malumudur. Bu
gen kaynaklannın c\-situ ve
in-situ olarak konınması da.
ilerideki buğday araştırma-
lan için gerekli görülmekte
ve bu konudaki çahşmaları
bakanuğımız yürütmekte-
dir" dedi.
Uluslararası Kurak Alan-
larda Tanmsal Araştırmalar
Merkezi (ICARDA)Müdü-
rü Prof Dr Adel El Beltagy
de, dünya gıda stoklannın
asgari düzeye düştüğünü be-
lirterek. birçok ülkede stok
azlığının devam edeceğini.
dünyadaki toplam buğday
stokunun da ancak 48 gün
yeteceğini bildirdi. Stoklarn-
daki azalmanın önlenmesı
için çalışmaların. üretim ve
verim artışı sağlanması ko-
nusunda yoğunlaştınldığını
anlatan Beltagy. Ortadoğu'da
Suriye ve Türkiye haricinde-
ki dığer tüm bölge ülkeleri-
nin buğday ithal etmek zo-
runda olduklannı bildirdi.
ÇIFTÇİ DOSTU/SADULLAHUSUMİ
ANTALYA -1992 yılının başında. çıçek ih-
racatı ile ilgili yaptığım bir araştırma yazısı-
na şöyle başlamıştım:
"Çiçekçilık, ulkemızde büyükbirhızla ge-
lişiyor. Üretim, tüketim ve ihracat son bir-
kaç yıl içinde ınanılmaz boyutlara ulaştı..."
Bu gelişmeyi. Antalya'da seraları dola-
şarak ve rakamları izleyerek görmüştüm.
Çiçek ıhracatçıları, büyük bir heves ıçındey-
di. Hiç korkmadan yatırım yapıyorlanjı. 1985
yıhnda Antalya'da üç beş cesur ve gayretli
işadamının "ihracatayönelik" çiçek üretimi
ıçin yaptığı ilk yatırımlar, o zamanın parası
ile 200 milyar liranın üzerindeydi.
Kesme çiçek üretimi, 1984 ile 1985 yılla-
rında 70 dekar arazi üzerinde başlatılmış,
1991 yıhnda 1.450 dekara ulaşmıştı. ilk yıl,
6 milyon dal olan kesme çiçek ihracatımız
da 1991 yıhnda 20 kat artarak 100 milyona
çıkmıştı. İlk yıllar gerçekten zorlu geçmişti.
Avrupa ülkelerı velsraıl ile ıhşkıler kurulmuş.
uzman ve teknoloji getirilmiş, çıçekçıliğın
ana vatanı sayılan Hollanda'dan çiçek so-
ğanı ve fide ithal edılmıştı... Kısa süre ıçın-
de üretimde ve dış pazarlarda yaşanan sı-
kıntılar atlatılmış, Türkiye. dünyanın en güç-
lü çiçek üreticisi ülkelerle kıyasıya rekabet
Çiçekçiliğimiz Gelişmiyor
eder hale gelmıştı. Daha da önemlisi, 1991
yıhnda çiçek ıhrâcatından sağlanan 20 mil-
yon doiar gelırın, 1996 ile 1997 yıllannda 200
milyon dolara çıkması bekleniyordu. Üste-
lik bu konuda ıhracatçısından üreticisine ve
ilgili çevrelere kadar herkes böyle bir geliş-
menin olacağına inanmıştı!
Çünkü Türkiye. dünyanın en kalıteli çi-
çeklerini yetıştırecek iklim koşullarına sa-
hiptı. Özellikle Güney ve Güney Ege bölge-
lerınde yetıştınlecek çıçeklerle hiçbir ülke-
nin rekabet etmesı mümkün değildi... Bır-
kaç yıllık çalışma ile dünya pıyasalarında
etkilı olabılırdık. Eğer devlet kesme çiçek üre-
timını teşvık ederse, ıhracatı da destekler-
se 10 yıl içinde yıllık çıçek üretımimızin 2 mil-
yar dala çıkması ve her yıl 500 milyon do-
lar gelır sağlamamız ışten bıle değildi!..
Ancak hükümetlenmizın ılgısizhği yüzün-
den bu hedeflerımız hayalden öte gıdeme-
di. 1992 yılı ıçin beklediğimiz 30 milyon do-
largelirebileulaşamadık. 1991 yılındakıge-
linmiz 20 milyon dolardı. 1996 yılında da
gene 20 ile 22 milyon dolar arasında bir ge-
lir sağlayacağımız tahmin ediliyor... Devlet
desteklemediğı için çıçek üretiminde ve ih-
racatında duraklama dönemine gırdık. 1991
yılından beri yerimizde sayıyoruz. Eğer dev-
let biraz arka çıksaydı, belki de daha şim-
diden yıllık 300 ila 400 milyon dolarhk gelı-
ri yakalamış olacaktık... 500 milyon dolar-
hk hedefe de tırmanmaya başlayacaktık!..
Çiçek ihracatçıları ve üreticileri, 1985 yı-
lından beri işbaşına gelen her hükümete, il-
gili bakanlarına sektörün sorunlannı bıkma-
dan usanmadan ilettiler. ihracatta yaşanan
sorunlarıanlattılarveçözümdeyardımcıol-
masını istediler. Gerek Çjçek ıhracatçıları
Derneği Başkanı Hasan Ünal, gerekse es-
ki başkan Savaş Tıtiz, Ankara'yı adeta kom-
şu kapısı yaptılar...
Ancak bugüne kadar ciddi bir sonuç alı-
namadı. Hükümetler, ilgili bakanlar, herde-
fasında üretici ve ihracatçılara "destek" ye-
rine "akıl" vermekle yetindiler. Hatta bazı
çehşkılı kararlarla "köstek" bıle oldular. Ara-
da sırada "Devlet desteğini unutun, başı-
nızın çaresine bakın" diyenler bile çıktı!..
Bu sonuçta. bazı çevrelerin tarım kesimi-
ne yapılan desteğin kaldınlması için yıllar-
dan beri sürdürdüğü kampanya etkili ol-
muştu. Çiftçiye en küçük bir destek söz ko-
nusu olunca aynı çevreler kıyametleri kopa-
rıyordu. Nitekim çiçek üreticileri ve ihracat-
çılan da haksız tepkilerden nasibini aldı... Her
türlü yardım ve destekten mahrum kaldı...
Ama, asıl kaybeden, yüz binlerce üretici ile
Türk ekonomisi oldu... Milyarlarca dolarhk
gelirin yollan tıkandı!.. Peki.. çiçekçılerin so-
runlan çözülemeyecek kadar zor mu idi?..
Bu sorunlan çözmenin, devletin üstesinden
gelemeyeceği kadar yüksek bir mahyeti mi
vardı?.. Çiçek üreten ülkeler, şimdi bizim
yaşadığımız sorunlara ne gibi çözümler ge-
tınmışlerdi?.. Kenya ve Kolombiya'yı yöne-
tenler, Türkiye'yi yönetenlerden daha mı
akılhydı?.. Devlet elini uzatmadığı için ülke
ekonomisinde meyinek gelecek kayıp ve
Türk halkının zaran ne olacaktı?..
Yetkililer bu sorulann yanıtlarını bir kez
olsun araştırmadılar. Aslında, çıçek üretıci-
lerine ve ihracatçılanna yapılacak destek, büt-
çe içinde "devede kuiak" bile değildi. Üs-
telik, çıçek ıhracatı, "altın yumurtlayan ta-
vuk" gibiydi. Atalanmız, "Kaz gelecek yer-
den, tavuk esirgenmez" demişler. Eğer. çi-
çekçilik biraz destek görseydi. değıl bır kaz.
belki de bın kaz gelecekti!..
Çıçek ihracatında en büyük sorunumuz
herzaman nakliye olmuştur. Israil'den, Ko-
lombiya'ya, Kenya'ya kadar bütün ülkeler
nakliye'deki sorunlannı yıllarca önce çözdü-
ğü halde, biz hâlâ beceremedik... 1985 yı-
lından beri nakliyedekı sorunlarımız devam
ediyor. Üstelikgıderekdeartıyor... Hükümet-
lerin heraldığı yeni karar, çiçekçiliğimize bir
daha darbe ındiriyor... Bu nedenle üretıcı-
lerimız de. ihracatçılarımız da ıleriye güven-
le bakamadığı için ekim alanlarını geliştırmi-
yor... Hatta, küçülmeye çalışan ve ekım alan-
larını daraltan firmalanmız bile var...
Bütün ihracatçı ülkeler. ömrü az olduğu
ıçin çiçeklerini pazarladıkları bölgelere ha-
vayolu ilegönderiyorlar... Bizim ihracatçıla-
rımız da havayolunu kullanıyortar. ancak ha-
vayolu çok pahalı olduğu için çiçeğın mali-
yetini yükseltiyor... Bu nedenle devlet nak-
liyede destekleme yapmazsa üretıcılerin ve
ıhracatçıların dünya pıyasalarındakı reka-
bete dayanmaları mümkün değil...
Çiçek üreten tüm ülkelerde devlet büyuk
destekleryapıyor. Üretim aşamasmda gös-
terilen kolaylıklar bir rüya gibi. Devlet vehü-
kümet yetkililerınin bir gelip fide dikmedik-
leri kalıyor. Halkını kazandırmak ve ülke eko-
nomisini kalkındırmak ıçin mümkün olsa
belki onu da yapacaklar. ihracatta ise. akıl
almaz yeni sistemler geliştirildi...
Türkiye'de ise tam tersi uygulamalar var.
Üretim ve pazarlama aşamasmda da des-
tek yok.. ihracatta da... Sadece. nakliye so-
runu çözülemediği için çiçekçiliğimiz 10 se-
ne sonrası için hedeflenen noktanın ancak
onda birıne ulaşabıldı. 15 sene sonrası ıçin
beklenen 500 milyon dolarlık hedef ise daha
şımdiden hayal oldu...