Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 HAZİRAN 1996 SALI
14 KULTUR
2 4 U L U S L A R A R A S I I S T A N B U L M Ü Z t K F E S T t V A L l
DemireL, evrensel kültürü savunduKültür Servisi - İstanbul Kültür
ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği 24.
Uluslararası İstanbul Müzik Festi-
vali. önceki gece Aya İrini'de ger-
çekleştirilenaçılıştöreni vesopra-
no Yelda Kodallı'nın. eşi Murat
kodallı nın piyanosu eşliğinde
verdiği konserle başladı.
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirel. İstanbul Valisi Rıdvan Yeni-
şen.eski Başbakan Yardımcısı Er-
dal İnönü. eski Kültür Bakanlığı
Müsteşan Emre Kongar ve çok sa-
yıda davetlinin katıldığı törende.
açılış konuşmalannı Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel ve istan-
bul Kültiirve Sanat Vakfı Başkanı
Şakir Eczacıbaşı yaptı.
Cumhurbaşkanı Demirel konuş-
masında Kültür Bakanı Agâh Ok-
tay Güner'in e\rensel kültüre iliş-
kin sözlerini. Şakir Eczacıbaşı da
İstanbul Valisi Yenışen'in Yapı Kredi Festiva-
li Açıkhava Tıyatrosundaki etkinliklerini ya-
saklamasını eleştirdi.
Demirel. 24. Uluslararası İstanbul Müzik
Festivali'nin Türkiye için gururverici birolay
olduğunu söyiedi. Sanatın her kolunun çağ-
daşlığın simgesi oldugunu belirten Demirel.
"Bir ülkenin kalkınmışlığı sadece maddi ba-
kımdan zenginleşmesi ile bitmez. Eğer moral
bakımından kalkınma söz konusu değilse mad-
di bakımdan da kalkınmışlığı sürdürmek
mümkiin değildir. Kalkınmışlık. kültür hazi-
nelerinin artmasıvla. çağdaşlık sanata \erilen
önemle ölçülür. Kültür aslında miUetlerin geri-
ye bıraktığı en önemli varlıktır" dedi.
Kültürün e\ rensel bir kav ram oldugunu \ ur-
gulayan Demirel. "Her ülkenin kendine ait bir
kültürü, insanlığın ise beraberce sahip çıktığı
bir evrensel kültür \ardır. İnsantık bu kültüre
ne derece sahip çıkarsa banşa da o denli sahip
çıkmış olur" dıye konuştu.
lstanbul'un HABITAT-II nedenıylekazandı-
ğı Lütfü Kırdar Spor Salonu ve Maslak'ta in-
şaatı sürdürülen Kongre Merkezi'vle bırlikte
bir 'kongreler, konferanslar ve olimpi> atlar şeh-
ri' olacağını belirten Demırel. "İstanbul buna
layıktır, çünkü İstanbul sadece kıtaların birleş-
tiği bir yer degik kültüıierin birleştiği bir yer-
dir. Kültüıierin kavga ettiği değil, uzlaşma için-
de yaşadığı bir yerdir" dedi.
Demirel. konuşmasının ardından. 24. Ulus-
lararası Müzik Festivali'ne katkıda bulunan ve
aralannda gazetemizin de bulunduğu kuruluş-
lara plaketlennı verdi. İstanbul Kültür ve Sa-
nat Vakfı "nca hazırlanan plaketi gazetemiz adı-
na Üstün Akmen aldı.
İstanbul Kültür \e Sanat Vakfı Başkanı Şa-
kir Eczacıbaşı ise Istanbul'da altısı Kültür ve
Sanat Vakfı'ncagerçekleştirilen 10 uluslarara-
sı festivalin düzenlendiğini anımsatarak "Ve
bu eşsiz kent, giderek bir düny a kültür başken-
tine dönüşüyor. L'luslararası etkinlikler birbi-
rini izlerken HABİTAT burada toplanıyor ve İs-
tanbul 2004 Olimpiyatı için aday lığını koyuyor.
Böylesi gelişmeler karşısında IstanbuL, günü-
müz teknolojisinin olanaklarıy la donatılmış
çağdaş bir kültür ve kongre merkezinden yok-
sun kalamazdı" dedi.
İstanbul Kültür \e Sanat Vakfı'nın. Cum-
hurbaşkanı Süleyman Demırel'in destekleriy-
le. geçen kasım ayında yapımına başlanan Tür-
kiye'nin en büyük ve nitelikli kültür anıtının
2000 yılına varmadan bitirilmesi için elinden
gelen çabayı gösterdiğini belirten Eczacıbaşı,
"Sanat, en özgür ortamlarda gelişir. Dünya sa-
natçılaru insanlann din. ırk ya da sivasal neden-
Cumhurbaşkanı
Süleyman
Demirel, Müzik
Festi\ali'ninaçıhş
törcninde yaptığı
konuşmada.
kültürün evrensel
bir kavram
oldugunu
vurguladı. Açılış
konseri sonrası
Demirel. Yelda ve
Murat Kodallı.
Şakir Eczacıbaşı
ve Beyhan
Eczacıbaşı
birlikte.
(Fotoöraflar:
HATİCE
TUNCER)
lerle birbirleriyleçatışmadığı, insan düşüncesi-
ne, insan yaratıcılığına karşı engellerin konul-
madığı. yasakların. baskıların uygulanmadığı
yörelerde buluşurlar...
Bir uluslararası gençlik sanat senliğinde, ba-
zı gecerli nedenler bile bulunsa, güvenliğin sağ-
lanması gerekçesiv le, programda yer alan gös-
terilerin kaldırılması. Türk sanatçılannın, ay-
dınlannın büy ük ü/üntüler duvnıalanna. uluv
lararası ilişkilerde zorluklarla karşılaşmaları-
na yol açıyor" diye konuştu.
Festi\al kapsamında 33 konser, üç opera ve
altı dans gösterisinini bulunduğunu anımsata-
rak programda 150. ölüm yıldönümü nedeniy-
le DedeEfendive 100. ölüm yıldönümü anısı-
na ünlü besteci Anton Bruckner'in yapıtlanna
yer \erileceğine değinen Eczacıbaşı. lzmir
Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlemiş olduğu
' Dr. Nejat Eczacıbaşı Vakfı Beste Yanşması'nda
birincilik ödülünü alan vapıtın da festival çer-
çevesindeilkkezseslendirileceğinibelirtti. Ec-
zacıbaşı. Kültür \e Sanat Vakfı"nın girişimıy-
leTopkapı Sarayı'ndaçekilecekolan veyönet-
menliğini günümüz sinema ustalanndan John
Schlesinger'in üstlendiği "Saraydan Kız Kaç ır-
ma* filminde. başrollerden Konstanze'yi sop-
rano Yelda Kodalh'nın oynayacağını sözlerine
ekledı.
1 ISIHNIIL
KUITBB
J UESAMT
• MKII
• ^ 1 ^
IA11 1 1
23.UUISUMBA5I
İSTflNBUl
MÜZİK FESTİUALİ
1
••••
••••
••••
•••••
•••!!
•••!!
•
I B
I!•••••
••••;
•••!!
•••••
•••••
•••••
•IIIJ
Monrreal
CazBalesi
H A B I T A R T A B U G U N
Kültür Servisi- Toplu Konut İdare-
si"nin düzenlediği etkinlikler kapsamın-
da bugün saat 21.00'de Alevi Bektaşi
kültürünün törensel dansları olan "Kar-
deşlik Töreni Semah" gösterisi. DTCF
Tiyatro Grubu tarafından Taksim Venüs
Sahnesi'nde sergileniyor.
Prof. Dr. Nurhan Karadağ'ın yöneti-
mindeki gösteri. Yasemin Kalaç'ın dans.
Nedim Yüdız'ın müzikleriyle 21 kişılik
ekip tarafından hazırlandı. Saat 19.00'da
ise AKM Konser Salonu'nda Esin Af-
şar'ın "Yunus'tan Nâzım'a" başlıklı
konseri izlenebilir.
Sanatçının Yunus Emre. Nâzım Hik-
met ve Bügesu Erenus gibi şairleri yo-
rumlayacağı konserde kendisine piya-
noda Aslıgül Ayas. saksofon ve flütte
Tahsin Ünüvar. kemençede Arzu Ko-
puz, otantik davul ve perküsyonda Us-
kan Çelebi eşlik ediyorlar. Bugün saat
17.30'da. Yıldız Sarayı Silahhane'de
"GelenekselTürk Kahvesi" söyleşisi yer
alıyor.
Yapı Kredı Caz Festı\ ali çerçe\ esinde
bugün saat 21.30'da Darü^şafaka Lisesi
Ayhan Şahenk Spor Salonu'nda farklı
etnik kökenlerden gelen sanatçıların
oluşturduğu Montreal Caz Balesinin
gösterisi izlenebilir
24. Uluslararası İstanbul Müzik Fes-
tivalı kapsamında bugün saat 1^.00'da
AKM Büyük Salon'da Mark Morris
Topluluğu"nun dans gösterisi yer alıyor.
Saat 21.00 de ise Yıldız Sarayı Dış Ka-
rakol Binası'nda Mimarlar Odası"nın
düzenlediği Ayangil konierinde. 400 yıl
öncesine ait Türk müzigi örnekleri ser-
gilenecek.
Saat 19.0O"da ise degişik ülkelerden
gelen çocukların oluşturduğu Banş Ço-
cuk Korosu. Cağaloğlu Anadolu Lise-
si'nde dünya müzığinden örnekler su-
nacak.
Toplu Konut ldaresı \e Türsak'ın dü-
zenlediği "Beyaz Perdenin Ardındaki
Kentler
1
" adlı film festivali kapsamında
Alkazar Sinemasfnda saat 12.00 \e
19.00"da "Çıplaksın" (Imre Gvöng-
yössy). saat 15.00 \e 21.30da da"~Altı
Yönetmen Montreal'i Anlatıyor" (J-D.
Arcan, M. Brault, A. Egoyan, J. Leduc.
L. PouL, P. Rozema) adlı film \er alıyor.
A\rupa Sinemasında saat 12.00'de
"Kent Yaşamr (K. Kieslovski, D. Rijne-
ke, Leemvaarden.J-L. Guerin, A. Agres-
ti, G. Altorjan, C. Klopfestein, C. Reic-
henbach, T. Kotetishvill. E. Pennell, O.
VVilliam, Tarr, Sen). saat 19.15 ve
21.30da "Sevimli Fahişe" (Wood> Al-
len) izlenebilir. Feriye Sinemasfnda sa-
at 12.00 ve 15.00"te "Venüs Deltasr
(Zalman King), saat 18.00 de "Sev diğim
MevsinT (AndreTechine). saat 21 00de
"Elveda Las Vegas" (Mike Figgis) yer
alıyor. Alman Kültür Merkezi"nde ise
saat 14.00"te "İzmir İzmir" (Ragıp Ta-
ranç) \e "Bir Kent Durumu" (Ahmet
Sönmez). saat 19.00 da "Bir AraGüler
Belgcseli" ıGazel Kutlar). "Parktaki
Işık" (Nur Akalınlızlenebilir.
NGO'nun kültürel akti\ iteleri kapsa-
mında bugün NGO Taşkışla 109 no'lu
odada saat 16.00"da İstanbul Teknik Üni-
\ersitesi De\ let Konser\atu\arı öğrenci-
leri, Aytaç Y üksel'in yönetiminde bir
klasik Türk müziği konseri veriyor. Ay-
nı odada saat I8.00"de Otcayto Ervük-
sel'in Anadolu üzerine söyleşıli dia gös-
terisi \e saat 20.00'de Fikret Karakaya
Topluluğu'nun "500. Yıl Klasik Türk
Müziği" konseri izlenebilir. Maçka G-
Amfisi'nde saat 20.00'de Bogaziçi Üç-
lüsü'nün klasik müzik konseri ve saat
21.30'da ln\ ictus'un senfonik rock kon-
seri izlenebilir.
Taşkışla Garden Tent'te saat 20.30"da
Fatih Kartal Gaziosmanpaşa Kuzey Kaf-
kasya Kültürel Birliği'nin "Kafkasya
Halk Dansları" gösterisi ve saat 21.30'da
Tuncel KurtızTiyatrosu'nun "SonTan-
nça'oyunu yer alıyor. HABİTAT II kap-
samında yer alan sergilerden Nihal Gü-
ret'in "Süslü Kokonalar" adlı resim ser-
gisi. Taksim Brıç \e Satranç Merke-
zi'nde devam edıvor.
4. Uluslararası
Bilkent Tiyatro
Festivali başlıyor
Kültür Servisi - Bilkent
Üni\ ersitesi Müzik ve
Sahne Sanatlan Fakültesi
Tiyatro Bölümü'nce dü-
zenlenen, 8 ülkeden 11 ti-
yatro topluluğunun katıla-
cağı
4
4. Uluslararası Bil-
kent Tivatro Festivali'. 15-
25 haziran tarihleri arasın-
da eerçekleştiriliyor.
lîki 1993yılındadüzen-
lenen festi\ale Türkiye'nin
yanı sıra Bulgaristan. Po-
lonya. ABD. Gürcistan.
Fransa. Arjantin \e Rusya
katılırken festival sırasında
çeşitli söyleşilerdedüzen-
lenecek.
Uluslararası Bilkent Ti-
yatro Festhali'nin açılışı-
nı, 'Küheylan' adlı oyunla
16 haziran günü Bilkent
Oni\ ersitesi Müzik \e
Sahne Sanatlan Fakültesi
Tiyatro Bölümü yapacak.
Peter Shaffer'ın yazdığı.
Prof. Cüneyt Gökçer'in
sahneye koyduğu oyun.
üniversitenin tiyatro bölü-
mü sahnesinde izlenebile-
cek.
Festivalde Anadolu Üni-
versitesi De\ let Konserva-
tuvan Tiyatro Bölümü. 19
haziranda 'OyunNasüOy-
nanmair adlı yapıtı. An-
kara Üniversitesi Dil Tarih
\e Coğrafya Fakültesi Ti-
yatro Bölümü, 21 haziran-
da Kardeşlik Töreni-Sa-
mah' adlı oyunu, Hacette-
pe Üniversitesi Devlet
Konservatu\ an Tiyatro
Bölümü ise 22 haziranda
'İnsandan Kaçan" adlı ya-
pıtı tiyatroseverlere suna-
cak.
Festivale Bulgaris-
tan dan katılan Ulusal Ti-
yatro ve Film Sanatlan
Akademisi. 17 haziranda
'Ayna* adlı" oyunu Şinasi
Sahnesi'nde sergileyecek.
Polonya'dan Varşova Dev-
let Tiyatro Akademisi. 18
haziran günü Bilkent Üni-
\ ersitesi Tiyatro Bölümü
Sahnesi'nde 'Oyun'u su-
narken ABD'den Kuzey
Carolina Güzel Sanatlar
Okulu Drama Bölümü
oyuncuları. Çiğdem Selı-
şık'ın rejisiyle "Kendime
Ait Bir Ses' adlı oyunla 19
haziranda Bilkent Üniver-
sitesi Tiyatro Bölümü Sah-
nesi'nde izleyiciyle bulu-
şacak.
Gürcistan Shota Rusta-
vel Devlet Tiyatro \e Si-
nema Enstitüsü ise 21 ha-
ziranda sergileyeceği
4
Tar-
tuffe' ile Ankaralı tiyatro-
se\erlerin karşısında ola-
cak.
Rusya Tiyatro Sanatlan
Akademisi'nin sergileye-
ceği 'Lvsistrata' 22 hazi-
ran günü. Fransa'dan Pro-
vence Üniversitesi Tiyatro
Bölümü'nün "İnegin Kız-
lan Boğanın Oğullan' ad-
lı yapıt 23 haziranda izle-
nebilir. Festivale Arjan-
tin'den katılan Cunill Ca-
banelias Ulusal Tiyatrosu
Ulusal Dramatik Sanatlar
Okulu ise 'Mateo' adlı
oyunu sahneleyecek.
Oyunlara ilişkin söyleşiler
ise Bilkent Üniversitesi
Konser Salonu'nda ger-
çekleştirilecek.
Festival Komitesi Baş-
kanı Doç. Lemi Bilgin, fes-
tivalin tiyatro eğitimi ve-
ren üniversitelerin tiyatro
topluluklannı bir araya ge-
tirerek tiyatro sanatı yo-
luyla kültürler arası bir ile-
tişim zemini oluşturma
amacı taşıdığını belirtiyor.
Bilgin. böyle bir girişimin
tiyatro eğitimi veren üni-
versitelerin tiyatro sanatı-
na yön ve düzen vermesi
ilkesini de bir ölçüde yeri-
ne getireceğıni söylüyor.
Klasik müzikle modern dans
Mark Morris Dans Topluluğu, İstanbul Müzik Festivali'nde dört gösteri sunacak
SEZASİNANLAR
24. Uluslararası İstanbul Müzik
Festivali bu yıl da zengin bir seçkiv -
le oluşturulmuş. Festivalin davetîi-
lerinden biri olan Mark Morris Dans
Topluluğu ise Türkiy e'ye ılk kez ge-
len gruplar arasında bulunuyor.
Festivalin ağır toplarından Mark
Morris Dans Topluluğunun kuru-
cusu ve koreografı Mark Morris ile
festival açılış programı öncesinde
görüştük. Topluluk 1980y ılında ku-
rulmuş ve ilk gösterisinı
Nevv York'ta gerçekleştir-
miş. Topluluğun oluşma-
sında önemli bir payı olan
ve gruba ismini veren
Mark Morris ise dansa
küçük yaşlarda başlamış
Önce Seartle'da Perry
Brunson ve \era Flo-
vvers'dan ders alan Mor-
ris. sonraki yıllarda Lar
Lubovitch Dans Toplulu-
ğu'nda. Hannah Kahn
Dans Topluluğu'nda, La-
ura Dean Dansçılan \e
Müzisvenleri gibi ünlü
dans gruplannda dans et-
miş.Dansta kendini iyice
yetiştiren Morris. bir ara
Eliot Feld Balesi, Koleda
Balkan Dans Toplulu-
ğu'nda yer almış. 1980le-
re gelindiğinde dansın ya-
nı sıra koreografıde de us-
talığını göstermeye başla-
yan, dansın yapısının fi-
ziksel kanşıkliğını ve mü-
ziksel matematiğini kav-
rayan Mark Morris. birdi-
zi teknik ve biçemden
rum. Cünkü müziğin içinde saklı
duygular hemen dansa akar ve daha
kolay uvum sağlanır.
- Buna doğaçlama diyebilir miy iz?
MORRİS - Hayır. kesinlikle"do-
ğaçlama çalışnııvoruz. Müziği seç-
tikten ionra. bir kurgulama yaparak.
dansı meydana çıkanyoruz.
- Müzik bu durumda dansınıztn
en belirleyici öğesi oluvor ve çok
önemli bir ver tutuyor. Peki müzik
seçiminde nev i dikkate alıvorsunuz?
MORRIS"-Müzikleri kendim se-
sal Operası La Monnaie Tivatro-
su'nda dans direktörlüğü yaptınız.
Grubunuzla çalışmalarınız sürdü
mü?
MORRİS -Benım görevim süre-
since grup ta. La Monnaie'de kadro-
lu olarak dansa devam ettı. Birlıkte-
liğımiz kesilmedı. Projelerimızi bu-
lunduğunıuz ortama göre şekillen-
dırdik.
- İstanbul'a ilk gelişiniz. Festival
programınız k;in özel bir şev ler hazır-
İadını/ mı?
Mark Morris, klasik müzikle modern dansı sunuvor. (Fotosraf: KUBİL.^' TÜNTÜL)
(baleden, çağdaş Amerikan dansına.
flamenkodan eğitimini gördüğü Bal-
kan halk danslanna kadar) ödünç al-
dığı unsurlan ustalıkla bir araya ge-
tirirken. ortaya çıkan çalışmalara bü-
tünüylekişisel öğelerkatmayı daba-
şanyordu. 'Son derece müziğeyatkuı
bir koreograf" olarak nitelendirilen
sanatçı. kurduğu topluluk için yetmi-
şin üzerinde koreografi yapmış.
- Dansınız neye bağlı olarak oluşu-
yor? Önce müzik sonra dans ve ko-
reografi mi, yoksa dansın üzerine
müzigi mi oturtuyorsunuz?
MORRİS - Ilk önce müziği se-
çer. ona göre düzenlemeler oluşturu-
çiyorum. Genelde klasik müzik ör-
neklen oluyor bunlar. Fakat günü-
müzün farklı müziklerinden. farklı
ritimlerinden de yararlanıyoruz. Mü-
zik dansın önemli birparçası. Bizim
için de dansımızda kontrastın bir
öğesi. Cünkü ağırlıklı olarak klasik
müzikle çalışırken. kullandığımız
dans dilı modern dans.
- Sahnelediğiniz danslar dans ti-
vatrosuna \akın mı?
MORRİS - Kastettiğiniz Alman
Dans Tiyatrosu gibi bir şeyse. hayır
değil. Teatral unsurlar var, ama dans
tiyatrosu dıyemev iz.
MORRİS - Biz çok sık turney e çı-
kıyoruz. Sürekli dolaşıyoruz. Daha
önce hiç gelmediğimız İstanbul için
özel bir program hazırlamadık. Fakat
elimizdeki hazırprojelen iyi birele-
meden geçirerek geîdik.
Yapacağımız dört gösteride iki
farklı program sunacağız. Bırinı ilk
iki akşamkı gösteride. dığerını son
iki akşamda izleyeceksiniz.
Brüksel'de geçirdikleri keyıfli
günlerden sonra 1993 y ılında Banş-
nıkov ile "\Vhite Oak Dans Pro-
ject"i kuran Morris. 1 vıl kadar bu
projeyi biriikte sürdürmüş. tleride
düğünü söv leven sanatçı. geçtiğımiz
yılkı Edınburg Film Festivali'negru-
buylaberaberıkifilmlekatılmış. Bu
filmlerden bıri İngiliz operasının ilk
örneğı olan Henrv Purcell'ın Dido
ve Aenas'ından. dığerı ise ünlü v iyo-
lonselcı \o-YoMa'nın vorumladığı
J.S. Bach'ın solo \ iyolonsel için bes-
telediğı 3 numaralısuiti eşliğinde ha-
zırladıklan programdan oluşuyor.
Mark Morrıs'le beraber 17 dans-
çıdan oluşan topluluk ilk gösterisıni
gerçekle^tirdıği günden bugüne çok
sayıda turneye çıkmış. Bun-
ların yanı sıra Londra Haf-
tasonu Televizyonu'nda ya-
> ınlanan South Bank Gös-
terisi ve PBS'nin "Ameri-
ka'da Dans" serisi gibi tele-
\ ızy on y apımlannda yer al-
mış.
Istanbul'da dört gösteri
\ apacak topluluk bu akşam
\e 12 haziranda Haydn
trompet konçertosu eşligin-
Je "Bir GöP, Bach - Hoff-
mann'ın müziklerı eşlıgın-
de "Güzel Gün". B. \Villis
ve Teksas Kovboylan müzi-
ği eşliğinde "Veda Partisi"
\e son olarak Vivaldi'nin
a\nı isimli eserı eşliğinde
"Gloria" adlı bölümlerden
oluşan bir program suna-
caklar. 13 v e 14 haziran ge-
cesinde ise J. Ibert'inçeşit-
lemelir eşliğinde "Mutlu-
luk Tılsunlarr, Dvorak'ın
5. Bagatel'ı eşliğinde "Bü-
ro". F.Schubert'in müziği
eşliğinde "Yatma Vakti"v e
Lou Harrison'ın keman ve
piyano için bestelediğı gös-
-BirsüreBriikserde, BelçikaUlu- yine Banşnikovileçalışmayı düşün-
teriyleaynı ismi taşıy an eseri eşliğin-
de "Büyük Düo"adlı bölümlerden
oluşan ikinci programlannı sunacak-
lar. Mark Morrıs'in koreografisini
yaptığı bölümlerin ışık tasarımında
james F. Ingalh. Phil Sandström ve
Michael Chybovvski İMmleri göze
çarparken. kostüm tasarımında da
yine bir kaç isim ver alıvor. Bunlar
.lune Omura, Susan Ruddie, Martin
Pakledinaz \ e Christine N an Loon.
Göbteri ler bugün v e 13 haziran gü-
nü saat 19.00'da, 12 ve 14 haziran
günleri de saat 21.30"da Atatürk Kül-
tür Merkezi Büyük Salon'da gerçek-
leştirılecek.
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Türk Romanım Ne
Durdurmuş?
Peyami Safa'nın bir romanını okudum. Server
Bedi takma adıyla yazdıklarından. Romanın da adı-
nı söyleyeyim: Hey Kahpe Dünya. Kaç yılında yazıl-
dığını. ilk basımının ne zaman yapıldığını bilmiyorum.
1944 basımı ikinci basımdan okudum.
Hey Kahpe Dünya, hayli ilginç bir roman. Bir defa
Peyami Safa'nın ne kadar işlek, akıcı bir kalemi ol-
dugunu yine kanıtlıyor. Soluk soluğa, saniye ara ver-
meksizin okuyorsunuz.
Önemsemediği, geçim derdiyle yazdığı romanla-
rına Server Bedi adını uygun gören Peyami Safa, ça-
lışkanlığıyla şaşırtıyor bugün. Böylesi takma adlı, ki-
misi kitap olarak yayımlanmış. kimısi dergilerde, ga-
zetelerde tefrika halinde kalmış pek çok eseri var.
Okuduklarım. hiç de yabana atılacak verimler değil.
Örnekse, Cumbadan Rumbaya, Fatih-Harbiye ro-
mancısının, doğu-batı meselesine sevimli bir baba-
canlıkla da yaklaşabileceğini belgeler. Fatih-Harbi-
ye'de batı ille ölümcül, doğu ille insancılken Cumba-
dan Rumbaya'da adeta bir senteze ulaşılır; doğunun
da, batının da anlam taşıyan yönlerinden söz açılır.
Sonra başka yazılarımda da andığım Selma ve
Gölgesi. Selma ve Gölgesi, romanımızın tek gotik
roman örneğidir. Selma'nın gölgesi, ikinci ben, aslın-
da bir dişi vampir kraliçedir...
Bu eserin gerçekte 'uyarlama' olduğu söylenmiş-
tir. Akla uzak değil. Romanın sonundaki Venedik, ka-
nal, gondol sahneleri biraz yapaylık taşıyor. Ama baş-
langıçtaki Boğaziçi yalısı, Selma'yla okurun ilk karşı-
laşması büyüleyicidir. Burada usta bir romancı konuJ
şur.
Hey Kahpe Dünya'da ise kötülük öne çıkıyor. Ro-
manın baş kişisi şöyle diyor:
"Kötülüğün düşmant gündüzdür. (...) Güneş oda-,
ya girerken bu korku da benim içime girdi. Sanki bir
keskin ışık beni tehdit ediyordu. Sanki siyah gece-
nin derin karanlıkları içinde yaptığım bu korkunç işe
ait esranmı taşıyan kalbimi güneş aydınlatacak, bü-
tün insanlann gözleri önüne açacak ve benim ne al-
çak bir haydut olduğumu herkes anlayacaktır."
Yanılmıyorsam, Şerif Mardin ileri sürmüştü: Ede-
biyatımızda kötülükseverliğin, iblisliğin olmadığı ka-
nısındaydı. Oysa hafif, kolay okunsun amacıyla ya-
zılmış Hey Kahpe Dünya'da kötülükseverlik bir slo-
gan niteliğinde. Roman bu yönüyle büsbütün ilginç.
Dönem, II. Abdülhamid'ın tahttan indirilişinden
sonraya rastlıyor. istanbul, bir paşa köşkü, Havuzba-
şı'nda. Paşa, müstebitler arasında sayılıyor; ne var ki
serveti yerli yerinde kalmış. Paşanın tahakkümü şim-
di köşkte, ailesi üzerinde hüküm sürüyor. Paşanın oğ-
lu Haldun, baskılar sonucu kötülüğe gönül verecek-
tir. O kadar ki babasının, gözü önünde öldürülmesi
bile Haldun'da vicdan azabı uyandırmaz.
Kötülüğü savunamamak
Hey Kahpe Dünya'da Haldun'u yoldan çıkmışlığa
götüren toplumsal ve bireysel sebepler hayli yalın
dille anlatılmıştır. Haldun, serseriliğin savunusuna bi-
le girişir. Şu satırlar, şüphesiz cesur bir gözlemin so-
nucu: (
"Mes/eksiz adamıara serseri diyorlar. Bu çokyari-
lış; serserilik bir meslektir, usulü ve kaideleri, tarihi
ve ananeleri, şerefi ve menfaati vardır."
Haldun, "köprünün altında" yatan serserilerin,
köşklerde yaşayanlardan daha "şerefli" olduklarını
her fırsatta hatırlatıyor, görüşünü inandırıcı kılmaya
çahşıyor. Hey Kahpe Dünya, bir bakıma kurulu dü-
zenin değer yargılarına anarşizmin manifestolarını
getiriyor.
Bunu, gitgide bir dünya görüşü olarak sunuyor.
Devrin zabıtasından söz açarken günümüzde bile
kolay kolay yazılamayacak, olumsuz eleştirilerle do-
nanıyor. Yalnız zabıta da değil; dünün siyasası. II. Ab-
dülhamid yönetimi de yerin dibine batırılıyor, Ittihat
ve Terakki'nin sözümona özgürlükçü tutumu da. Bi-
reyin bir kıstırılmışlık içinde yaşadığı vurgulanıyor. İki
çıkış yolu var: Ya düzene ayak uyduracaksınız ya da
düzen dışı kalacak, bir 'suçlu' olup çıkacaksınız.
Hırpalayıcı saptayımlar yüz elliyi aşkın sayfa sür-
dükten sonra Haldun. baştan çıkardığını sandığı ev-
li bir kadının "Türk polisinin hizmetinde" oldugunu
öğrenecek; bu yazdıklannı da zaten hapishanede
yazdığını belirtecektir.
Tabii iblislik birdenbire çöküyor. Gerçeklikler, natü-
ralist anlatım, yine düzenden yana, tırnak içinde ah-
lakî bir tutuma yenik düşüyor.
Romancının anlattığı müthiş mekânlar var. Tavuk-
pazarfndaki esrarkeş kahvelerinden tutun da Ka-
sımpaşa'da gizli bir randevuevine kadar, karanlık,
yeraltı dünyasına ait bu mekânlar. sonunda yarın öbür
gün temizlenip ortadan kalkacaklar sanısına yenik
düşüyorlar. Kötülük romanda yenik düşüyor.
Işin tuhafı, hayatta düşmüyor, 1944'ten (daha doğ-
rusu, yazarın Hey Kahpe Dünya'yı kaleme aldığı asıl
günlerden) 1996'ya, kötülük varlığını şiddetle koru-
yor. Romancının sezgisini durduran neydi diye bil-
mem sormak gerekir mi?
Romancı, gördüğu ve göstermek istedığı gerçek- •
likten, herhalde bile isteye vazgeçmiyordu.
John Berger'in üçlemesi
tamamlandı
Kültür Servisi- Araştırmacı John Berger'in "Onlann
Emeklerine ''adını taşıyan üçlemesi tamamlandı.
Yazann daha önce kaleme aldığı "Bir zamanlar
Europa'da '" ve "Domuz Toprak" adlı kitaplannın
ardından beklenen üçlemenin son kitabı "Leylak ve
BavTak" İletişim Yayınlan'ndan çıktı. Taciser Belge ve
Murat Belge'nin çev irisiyle dilimize aktanlan kitap,
suç ve affetme üstüne modern bir Odysseia olarak
tanımlanıyor. Berger kaçınılmaz bulduğu bu
gelişmeyi. varoluş tarzının özgün bir kültürel çeşitliliği
olmasına rağmen vaşamımızın dışında kalışına
hayıflanmasını da gizlemiyor. İlk kitabında henüz
köyünde yaşayan köyiüyü. ikinci kitabında şehre
taşıyan yazar son kitabında ise bütünüyle şehre
yerleşen köyiüyü anlatıyor.
1. Ulusal Fair Play Karikatür
Sengisi süpüyop
Kültür Servisi-Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair
Play Konseyi tarafından düzenlenen ve dünyanın bu
konudakı ilk yarışması olan I. Ulusal Fair Play
Karikatür Yanşmasf nın sergisi. Çemberlitaş'ta
bulunan Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi'nde
devam ediyor. Türkiye. Almanya ve Kıbns'tan 70
karikatüristin katıldığı yarışma sergisinin açılışını,
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nail Güreli ve
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Sinan
Erdem birlikte yaptılar. Yanşmaya giren eserlerden ilk
elemeyi kazanan 67 karikatürün yer aldığı sergi. 26
hazirana kadar görülebilir