Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 31 EKİM 1966 PERŞEMBE
12 ARAŞTIRMA
Tarihsel, doğal ve arkeolojik SİT'lerle bezeli Gelibolu Yanmadası imara açılıyor
GeKbohıyeni rantkapısıOKTAY EKİ.NCİ
İslanbul'u tüketmek üzere
olan > ağmacılann "yeni rant
kapısı* olarak göz kov dukja-
n bölgelerin başında Çanak-
kale gelivor. Özellikle Geli-
bolu Yarımadası ve Saros
Körfezi yörelerinde son yıl-
lardakı büyük arazi alıın-sj-
tımian, yerel başında da »u-
rekli haber konusu oluyor.
Bu haberler arasında ise yi-
ne Istanbulu parselleyerek
"lüks villa siteleriyle" dona-
tan ünlü şirketlerin. ışadam-
lannın \e pazarlama fırma-
lannın adı sıkça geçiyor...
Çanakkale'deki kente ve
çevreve duyarlı demokratik
kesimler. bu "yağma baskı-
sına"* karşı -deyim yerindey-
*>e- "direnişe" geçerlerken.
tarihin ve doğanın korunma-
sı çabalanna en büyük dar-
beyi "REFAHYOL" hükü-
meti indirdi.
Baymdırlık ve İskân Ba-
kanuğTnca 16Temmuz 1996
tarihinde "gizlice** onav lana-
rak yürürlüâe sokulan
1 25.000 ölçekli "Gelibolu
Yarımadası ve Saros Körfezi
Çevre Düzeni Planı". yıllar-
dır SİT kararlanjla korun-
masına çaba gösterilen tanh-
sel. doğal ve arkeolojik alan-
lan "imaraaçmayı"öngörü-
yor. Üstelik "şehitlerdiyarT
olan Tarihsel Milli Parkı da
tehdit ederek ve daha önce
kıyı kuşağını yasadışı olarak
betonlaştıran kaçak >apılaş-
maya da bir tür "imar affı"
getirip onlan "yıkımdan
kurtararak"...
Dayanışma kültürü
Aslında Çanakkale'de. son
yıllarda gerçekten Türki-
ye've örnek olacak bir "ko-
ruma hilinci" \ e "da\anışma
kültürü** gözlenıyor.
Örneğin. kentin tarihsel
çekirdeğini oluşturan Çi-
menlikKalesiçevresındekı eski kentdo-
kusu. "Çanakkale Sivil Inisivatifi" adı
altında biraraya gelen "gönüllü" birgru-
bun "katıumcı" çalışmalanyla yeni bir
Koruma İmar Planı'na kav uştu.
Belediye*nin etkin desteği. Edirne Ko-
ruma KunuVnun süreklidiyaloğu. üni-
versite öğrencilerinin özverili çabalan
ve Istanbul Mimarlar Odası Başkanı
Prof. Dr. CengizEftızun'undanışnıdnh-
ğı altında kotanlan. Türkiye'nin bu ilk
"demokratik-katılımcı koruma planı".
yine Belediye Meclisi ve Koruma Kuru-
lu'nca da onaylanarak geçen yaz aylann-
da "resmen" yürürlüğe girdi...
Benzer şekilde. Belediye Başkanı İs-
mailÖzay'ın birsüredirbaşlattığı "imar
16/07'1996 da
: Bayındırlık ve İskân
Bakanlığı'nca onaylanar
1 ^5000 olçeklı Geiıbolu
/Saros Korfezu Çevre Duzem
Plam'nda yapılaşmaya açılan
aten/ar.
Bakanlığın ptmmda, Koruma Kurulu'nca reddedtlen Çanakkale
Bccazı Karayolu Kofyjsü de "ışaret" olarak slenmış burumda.
Eğer RP'li Bakan'ın otıa>ladığı plan uygulanırsa, Fatih'in mirası olan Kilitbahir KaJesi ve tarihsel vanıaçlar 'Köprü altında' eziiecck.
• Fatih'in Istanbul'u alışını her yıl "tekbir getirerek" kutlayanlar, şimdi aynı Fatih'in yine İstanbul'u
alabilmek için Çanakkale Boğazrnda yaptırdığı Kilithabir ve Çimenlik kalelerini "köprü altına sokacak" a^
bir yağma planına onay veriyorlar. Üstelik, şehit kanlanyla sulanmış tarihsel topraklardaki korunması ' '
gerekli doğal alanlan da en geniş şekilde rant yapılaşmasına açarak...
ARSA HURPA'DAN ALINIft
SAROS B0GA2
* * * * * •
OR UŞ I ISMAIL E R T E N Çumıkkcıle Sivit InisiyatifiSözcüsü
'Hayali köprü'yle rant hesabı
19901ı yılların hükümetleri, Çanakkale
ve hayali köprü üzerine tehlikeli oyunlar
oynamaya devam ediyor. Bu oyunun son
perdesi REFAHYOL hükümeti tarafından
sahneleniyor. 1997bütçesini
denkleştirmek için hayali ve yasadışı
Çanakkale boğaz köprüsünün satışını
gerçekleştirmek ve bütçeye kaynak
yaratılmak isteniyor.
Yaşananlar göstermektedir ki her
yapılanın altında bir rant hesabı yahyor.
Her hayali söylem, çıkar çevTelerinin
haksız kazancına hizmet ediyor. DYP-
SHP hükümetinin en iddialı
söylemlerinden birisi olan Çanakkale
boğaz köprüsü, ilimiz kıyı alanlannı kara
para aklama cennetine dönüştürdü, arsa
spekülasyonunda birinci sıraya yükselen
merkez haline getirdi. Bu hayali söylem
dolayısıyla defaJarca el değiştiren
topraklar üzerinden elde edilen haksız
kazanç (toprak rantı). köprü maliyetinin
birkaç katını buldu. Doğal ve kültürel
değerierimizin hızla kirlenmesine yol açtı.
Kısa icraat dönemi yaşayan ANAYOL
hükümeti de aynı popülist politikayi
sürdürdü.
ANAYOL döneminde olgunlaştığı
görülen 1 25000 ölçekli Gelibolu
Yanmadası Çevre Düzeni Planı'na köprü
monte edildi. Plana işlenen bu köprü,
açıklıkla görülmektedir ki siyasal
dayatma ve zorlamaylâ çiziktirilmiştir.
Üstelik hiçbir yasal ve hukuki dayanağı
olmadan ve toplumsal meşruluğa
kavuşmadan yapıldı. Yaratılan bu durum,
yaşadığımız bu günlerde özellikle
Gelibolu Yanmadasf nda yaşanan arsa
spekülasyonu ve rant sürecini
hızlandırmaktadır. işte bu oyunu
REFAHYOL hükümeti de devam
ettiriyor. Bırakın merkezi hükümet
ciddiyetini, tieari ahlakla bile
bagdaşmayacak hayal satıcılığı ne yazıktır
ki Çanakkale üzerinden yapılmaktadır.
Bakalım bütçe denkleştirme olarak
önümüze sürülen bu tehlikeli oyundan
kimler parayı götürecek.
HÜRPA ..
BOUYIR ARSALARIŞ
biiheni" uygulaması da örnek alınması
gereken birçalışma. Çanakkale'de artık
"Belediye Meclis gündemleri", aynniılı
bir şekilde bu bülten kanalıyla önceden
halka duyumluyor. Böylece kent halkı,
özellikle imarkonusunda "kimlerin, na-
sıl ve hangi amaçla imar planı değişikli-
ği talepettiklerini" meclis toplantısından
önce "öğrenmiş" oluyor. Bu taleplerara-
^ında veralan "kat ilavesi". "yeşil alanın
imara açılmasr, ">oğunluğun arttınl-
ması" gibi kent \e toplum çıkarına aykı-
rı olabilecek "istekler" de böylece "açı-
gaçıkarak" toplumsal denetim için şef-
faf\e demokratik birortam sağlanıyor...
Çanakkale'de kent \e çevre bilincı ış-
te böylesi bir düzeye ulaşırken. Anka-
ra'daki "tam tersi politikalar
1
" bütün bu
olumlu gelişmelere sanki engel olmak
istercesine yine dev redeler.
Yakın geçmişte "Çanakkale Boğaz
Köpriisü"istekleriyleöneçıkan>ağma-
cılann şimdi REFAHYOL hükümetiyle
birlikte gerçekleştirdikleri son operas-
yon. Gelibolu-SarosÇevre Düzeni Pla-
m.
Kilitbahir yok oluyor
Planı 16 Temmuz 1996'da sessizce
onaylayarak yürürlüğe sokan RP'li Ba-
yındırlık ve Iskân Bakanı Cevat Avhan.
bölgedeki korunması gerekli kı\ı kuşa-
ğını turizm ve 2. konur yapılaşmasına
açarken. Edirne Koruma Kurulu'nun üç
kez reddettiği Boğaz Köprüsü'nü dc \ i-
ne a>nı planda tarihi Kilitbahir \e Çi-
menlik kalelerinin "tam üstüne" yerleş-
tirmeyi ihmal etmiyor. Bö.vlece. biryan-
dan Fatih'in Istanbul"u alışını "tekbirge-
tirerek** kutla>an bu RP'li bakan, öbür
yandan aynı Fatih'in yine İstanbul'un
fethine hazırlık için \aptırdığı tarihi ka-
Jelen "köprü altına sokmaklan" çekin-
nıiyor. ' •
Bayındırlık Bakanlığı'nın bu büyük
"yağma vetahribat planı" için Çanakka-
(<Si\ il InısiyatifGrubu kapsamlı bir "si-
vil ÇED raporu** hazırladı. Mimarlar
Odası da MYK toplantısını 25-29 Ekim
19%'da Çanakkale'de yaparak. odanın
Çanakkale Şubesi'nin bu plana ve bu
Köprü ve imar planı karanyla bir-
likte Gelibolu Yanmadası arsa pa-
zariama şirkerlerinin göz bebeği ol-
du. İşte, planın onavundan bir gün
sonra çıkan ilan.
köprüye karşı mücadele edeceğini açık-
ladı. ÇED raporu \e odanın açıklamala-
rında. Gelibolu'nun öncelikle "SİT"
özelliklerine dikkat çekiliyor ve Bayın-
dırlık Bakanlığı'nın "koruma hukuku-
nu hiçe saydığü" vurgulanıyor. Aslında
bu plan. hiç kuşkusuz REFAHYOL'un
son günlerdeki "koruma kuruüannı ve
SİT'teri kaldırma" söylemlerinde de as-
lında nev in amaçlandığını vc"**kimehiz-«
met edildiğüıi" açıkça belgeliyor...
Bilmem, muhalefet partileri bu tür
"aynntılarla" acaba ne zaman ilgilene-
cekler
0
Yine bu ayrıntılann, bu ülkenin
kimliği. ki^iliği. varlığı ve "onuru" için
aslında "esas" olduğunu ne zaman fark
edecekler'
1
..
Dr. Ata Soyer'in araştırmasına göre tifo, dizanteri ve sanlık hastalannda büyük artış görüldü
Salgın hastalık tehlikesi büyüyorYUSUFOZK4N
ANK-VRA - Saglık Bakanlığı.
aşı üretimıni özel sektöre devrede-
rek. ",vük*"ten kurtulmayı amaç-
larken. geçen yıl yapılan aşılama-
nın vetersizliği nedeniyle Türki-
ye'nin büyük bir salgın hastalık
patlamasıvla karşı karşıya olduğu
bildirildi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB)
Nferkez Konseyi Cyesi Dr. Ata
Soyer'in, Sağlık Bakanlığı \erile-
rine dayanarak hazırladığı "Bula-
şıcıHastalıklarRaporu*'nda. 1995
vılında yetersiz aşılama vapılma-
sı nedeni\ le. kızamık olgulannda
büyük artışlar olduğu vurgulandı.
Rapora göre. tifo. dizanteri. sarı-
iık. enterit başta olmak üzere di-
ğer salgın hastahklarda da olağa-
nüstü artış var. Güneydoğu'da bü-
vük patlama gösteren hastalıklar.
rüm Türkive"\i tehdit eder duru-
ma geldı.
Dr. Ata Soyer'in. Dünya Saglık
Örgüfü (DSÖ) ve Sağlık Bakanlı-
fiı verilerine davanarak hazırladı-
ğı raporda. dünyada her gün 50
bin insanınenfeksivonhastalıkla-
nndan öldüğü ve 1995 vılında bu
nedenle ölenlerin savısının 17
milyona ulaştığı kaydedildi. En-
feksiyon hastalıkları nedeniyle
ölenlerin 9 milyonunu çocuklann
oluşturduğu v urgulanan raporda,
Türki>e ile ilgili ürkütücü sonuç-
lar çıktı. Raporda, 1995 >ılında
Türkıye'de görülen bulaş.ıcı hasta-
lıklar şöyle sıralandı:
Su ve bcsinlerle bulaşan hasta-
lıklar: Entertı. hepatit A fsanlık).
tifo. amıpli dizanteri. basılli di-
zanteri. hepatit B, paratifo.
Aşı ile korunabOir hastalıklar:
Kızamık. boğmaca. tetanoz. ço-
cuk felci. Rapora göre. 1995 v ılın-
da Türkiye'de görülen 374 boğ-
maca olgusunun 91'i Edirne de
ortaya çıktı. Bunu. 26 olgu ile
Yozgat. 15 olgu ile Muş. 14 olgu
ile Bitlis-Mardin-Batman. 13 ol-
gu ile Aksaray. Malatya. Izmir,
Tokat ve Niğde izledi. Geri kalan
illerde de 116 boğamaca olgusu
ortaya çıktı. 1995 vılında görülen
14 bın 351 kızamık olgusunun en
fazla rastlandığı il Ankara olarak
belirlendi. Izmir, Kocaeli. Niğde,
Malarva, tstanbul, Diyarbakır.
Kayseri. $ırnak. \an. Zonguldak.
Gaziantep. Mu^. Yozgat ve Siirt
de kızamığın en fazla görüldüğü
iller olarak dikkat çekti.
Geçen vıl ortaya çıkan 21 bin
516tıfovakasınınbü\ükbölümü-
nün Güneydogu'da görüldüğü be-
lirlendi. Tifo oigularında yüzde
38.5 ile Divarbakır birınci sırada
\er alırken. bunu yüzde 16.1 ile
'Down sendromluçocuklar'kazanüabüir
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Gene-
tik bir hastalık olan 'Dovvn Sehdrom'lu çocuk-
lann topluma kazandırılmasını sağlamak üze-
re Türkiye'de kurulmuş tek dernek olan Dovv n
Sendromlu Çocuklan ve Gençleri Koruma.
Geliştirme. Yardımlaşma ve Dayanışma Der-
neği (DOSEYAD-DER). bir vildır îzmir'de
örgütlenmeye çalışıyor. Eğitimle Dovvn send-
romlu çocuklann zekâ düzeyinin yükseltıle-
bileceğini göstermeyi amaçlayan dernek. kur-
duğu eğitim merkezinde topluma. ailelere \e
çocuklara hizmet vermeyi amaçlıyor.
Dernek yöneticisi Ruhi Saynıan. Dovvn
sendromlu çocuklann topluma uyum yete-
neklerinin \iiksek olduğunu \ e uygun bir eği-
timle bağımsız bireyler olarak toplumda ye-
ralabilecekJerini v urgula> arak. DOSEYAD-
DER'in, bu konuya köklü ve kalıcı çözümler
ürermek için kurulduğunu sövledı. Derneğin
amacını. "Down sendromu taşıvan kişilere ve
ailelerineyardım etmek ve bu kişilerin yaşam-
lannı kolavlaşfırmak" olarak açıklavan Say-
man, özellikle bu soruna sahip aileler olmak
ûzere toplumun tüm kesimlerini kendilerine
destek olmava çağırdı.
Türkive'de çeşitli yaşlarda 90 bin Down
sendromlu kişi bulunduğuna dikkat çeken
Sayman. şunlan söyledi: "Neyaak ki ülke-
mizde dovvn sendromlu çocuklann eğitimi 'z\-
hınsel özürlü' adıaJhndaelealınmaktadır.O>-
sa down sendromlu çocuklann diğerierini tak-
litetme vönündeki eğilimleri. onların diğerle-
ri\ le av nı çatı altında eğitim almalarında olum-
suzluk varatmaktadır. Down sendromlu ço-
cuklar. topluma uyum sağlama yetenekjerinin
daha fazlaolması nedeniv le,a>n \e özel bir eği-
time tahi tutulmalıdır."
Yalnızca dovvn sendromlu çocuklann eği-
tımı ve geliştirilmeleri için Eğitim ve Reha-
bılitasyon Merkezi kurma çalışmalannın son
aşamaya geldiğini kaydeden dernek yönetici-
lerinden Ali Ihsan .\ncan da. 440 metrekare-
lik bir binavı bu merkez için tahsis ertiklerı-
ni. özel eğitim uzmanları ve psikologlarla bu
merkezde dünya standartlannda eğitim hiz-
meti vereceklerini söyledi. 60 öğrenci kapa-
siteli bu merkezde 6 kişilik sinıflarda yapıla-
cak eğitim hizmetinde görev alacak uzman-
lan. yurt dışında "ihtisas" yaptırmav ı da he-
deflediklerini kavdeden Arıcan. "Bu amaçla
kurulan diğer ülkeierdeki dernekJerin oluş-
turduğu federasvonda da yerahnak istiyoruz.
Vapacaklarunızla. bu sorunun çözülebileceği-
ni devlete göstermek isti>oruz'" dedi.
Down
Sendromu
Dovvn sendromu. genetik
bir olaydır ve fazladan bir
kromozomun oluşmasjyia
meydana geiir. Normalde
46 olan kromozom sayısı.
dovvn sendromlu kişilerde
47'dir. Dovvn sendromlu
çocuk sahibi olma riski tüm
dünyada 600-700 canh
doğumda birdir ve bu risk
herkes için geçerlidir.
Akraba evlilikleri ya da
başka etkentere bağlı risk
gruplan sözkonusu
değildir. Hastalığın ttbbi ve
bilim;>el bir çözümü yoktur.
Gaziantep. yüzde 10 ile Siirt. yüz-
de 8.7 ile Şanlıurfa. yüzde 6.3 ile
Şırnak. yüzde 5.5 ile Mardin. yüz-
de 4.6 ile Batman izledi. Olgula-
nnyüzde 10.3'üdediğerillereda-
ğıldı.
Paratifo olgulan bakımından da
yine Güneydoğu en riskli il olarak
saptandı. Mardin. yüzde 31'lik
oranla paratifonun en fazla görül-
düğü il oldu. Paratifo olgulannın
yüzde 20'si Siirt"te. yüzde 18'i Di-
yarbakır'da. yüzde 9 u Ankara'da,
yüzde 8'i Şırnak'ta. yüzde 4'ü
Elazığ'da. v üzde 3"ü de Gaziantep
ve Kahramanmaraş'ta ortaya çık-
tı.
1995 vılında ortaya çıkan 19 bin
818 amipli dizanten vakasının
yüzde 25"i Diyarbakır'da, yüzde
20.4'ü Adana'da. yüzde 10'u Ga-
ziantep te. yüzde 7si de Muş'ta
saptandı. Ankara, Kastamonu, İz-
mir, Antalya, Siirt ve Kayseri de
bu hastalığın en yaygın olduğu il-
ler arasında yer aldı. Son yıllarda
yaşananyoğun göç olaylan nede-
niyle salgın hastalık bakımından
Türkiye'nin en riskli ili haline ge-
len Diyarbakır, Türkiye'deki basi-
li dizanteri olgulannın yüzde
45"inin ortaya çıktığı il oldu. Ba-
sili dizanterinin yüksek olduğu ıl-
ler sıralamasında Ankara. Istan-
bul, Şırnak. Muş. Izmir. Batman.
Konya, Mardin ve Aksaray da
yer aldı.
ÇALIŞANLARIN SORULARI /SORLTNLARI YIOIAZ ŞÎPAL
6
Emekli olacaguıı kunım neresidir?'
Soru: Ben, inşaat vüksek mühendisivim. 1971 yılından 1994 \ılına
kadar bir kanıu kuruluşunda 657 sav ılı Devlet Vlcmurlan Ya-
sası'na tabi olarak teknik eleman sınıfında göre\ yaptım. \i-
levi bir sorun nedeniyle, 1994 vılında bulunduğum kanıu ku-
ruluşundan aynlarak bir işverinde SSK've tabi olarak çalış-
mava başladım. Halen bu işverinde tavandan sigorta primi
ödeyerek çalışnorum. 1984 > ılında kamudan a> rıldığımda 23
yıllık hizmet sürem dolmuş olup 1. derecenin 4. kademesin-
devdinı. Bu bilgilerdoğrultusunda sorularım: 1) Benim emek-
lilik için gerekli olan 25 vıllık süreın, 1996 vılında dolmakta-
dır. (657 sayılı yasaya tabi personel için) yazılannızda okudu-
ğum bir yasa maddesine göre emeklilik süresinin son 7 yılının
\ansından fazlası olan 5 \ ılı için Emekli Sandığı'na prim öde-
diğime göre benim emekli olacağım kurum neresidir? Benim
göriişüme göre bu kurum. Emekli Sandığı olacaktır. 2) Emek-
li ikramiyem sorunu nasıl çözümlenecektir? Vani 23 yıl için
emekli ikramrvesini Emekli Sandığı'ndan alıp. son iki vıl için
bir şe> alamayacak mıyım? Z.A.
VANIT: I) Sözünü ettiğiniz yasa maddesi. 2829 sayılı Sosyal Gü-
venlik Kurumları'na Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birle^tirilmesi
Hakkında Yasa'nın 8. maddesidir.
Bu madde ile avlığı bağlayacak sosval güvenlik kurumu şöyle be-
lirlenir:
"Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden. ilgililere;
son vedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla
olan kurumea, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hiz-
met sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumea. kendi
mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir."
Emekli Sandığı 25 tam yıl (9.000 gün) kesenek ödeven erkek işti-
rakçilere istekleri üzerine emekli aylığı bağlamaktadır.
1996 > ılında Emekli Sandığı"na kesenek ve Sosyal Sigortalar Ku-
rumu'na prim ödediğiniz süreler toplamı 25 tam yıl olduğuna v e son
7 v ılın yarısından çoğunu da (5 yıl) Emekli Sandığf na kesenek öde-
yerek geçirdiğinize göre, aylığınızı Emekli Sandığı bağlayacaktır.
2) 2829 sayılı Yasanm Uygulama Yönetmeliğinin 'Emekli ikra-
miyesi'başlıklı 8. maddesine göre. "(...) birleştirilen hizmet süre-
leri üzerinden son 7 yıllık sürenin yarısından fazlasının T.C.
Emekli Sandığf nda geçmiş olması nedeniyle bu kurumea aylık
bağlanmış olsa dahi, son defa T.C. Emekli Sandığı'na tabi gö-
revden emekliye avrılmayanlara emeklilik ikramiyesi ödenmez.
Bu gibilerin avrıldıkları görev itibarıyla kıdem tazminatı alma
hakları \arsa bu hakları saklıdır."
2829 .sayılı Yasa ve Yas.anın Uygulama Yönetmeliği uyarınca, son
kez SSK've bağlı bir kurumdan emekliye ayrılmanız, emekli ikra-
miyesi almanıza engeldir.
Ancak size son çalıştığınız işyerinden 2 yıl karşılığı kıdem tazmi-
natı ödenir.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Mutfağımla ÇiftliğimLAli Yüce'nin birinci şiiri Mustafa Ekmekçi'n/n Mut-
fağı" başlığını taşıyordu. Ekim başlarında vermişti şiirini
koca ozan. Mutfağımı anlatan dizeler, şöyle:
"Burası başkentAnkara I Mustafa Ekmekçi'nin haber
mutfağı I Amban kileri laboratuvan I Ahçısı kalfası çıra-
ğı I Yorgun tenceresi yaşlı tavası I Elinde süngü tak bir
kalem/Ağzında kahkaha bombasıI Birinciyardımcısı te~
lefon I ikincisi çöp torbası
Belleğınin kumbarasında I Haber biriktirir Ekmekçı I
Börek pişirir gibi I Haber pişirir mutfağında I HaberK tir-
yakisi Ekmekçi / Gece gündüz demeden I Haberyer ha-
ber içer I Doydum demez Ekmekçi
Demokrasiye âşık bir politıkacı I Şeytanla kol kota gi-
rip I Dini pazara indirse I Görünmez bir bıçakla I Siyase-
tin kabuğunu soyar Ekmekçi I Ağzını şapırdata şapırda-
ta I Tadına bakarhaberin I Parmağını yalar Ekmekçi
lyı bir avcıdırama I Neav tüfeği varne köpeği I Gelin
teliiplikleıie I Tuzak kurarsatıraraianna I Saklambaç oy-
nayan tilkileri / Bir damla kan dökmeden I Suçüstü ya-
kalar Ekmekçi
Dalgın birzeytin ağacı I Çiçek açmayı unutsa bahar-
da /Zile basarbızim Ekmekçi / Güvercin kanadım unut-
sa gökte I Sesini yitirse gülibik horoz I Bulup verir Ek-
mekçi I Banş imzalar savaşla
Ekmekçi'nin içinde I Daha birçok Ekmekçiler var I
Hepsi bırbırinden güleç I Hepsi bırbirinden sevecen /
Sevgiliniz gül göndermiş I Uğrayın alın hemen."
Ali Yüce'nin ikinci şiiri "Mustafa Ekmekçi'nin Çiftliği"
başlıklı. O da şöyle:
"Burası başkent Ankara I Ekmekçi'nin gülmece oku-
lu I domuz muydu ilk dersimizI Yaztahtaya öğretmenim
I Kızarlarsa kanşmam ha
Duvar boyunca bir büfe I Büfe değil domuz çiftliği I
Kimi demir kimi bakır kımi cam / Kimi dökme kimi yont-
ma I Et deposu domuzlar I Gelmışlergüle oynaya I Ek-
mekçi'nın çıftliğini I Şıngır mıngır doldurmuşlar
Ekmekçi'nin çiftliğinde kaç domuz var saymadım I
Belki altmış belkt yetmış I Yurtdışından yurtiçinden I
Okurian armağan etmış
Ekmekçi'ye sorarsanızçokulusludurdomuzlarI Bütün
diller anadilleri I Fısıldayarak konuşurtar I Duymasın di-
ye doğa katilleri
Gülerek soruyorEkmekçi I Ne suç işlemiş domuzlar I
Vergı mi kaçırmışlar devletten I Hazineyi mi soymuşlar I
Banka mı batırmışlaryalancıktan I Yüzde 1 'lik enflasyo-
nu I Yüzde yüze mı fıriatmışlar I Yoksa parayla oy satın
alıp IDemokrasiyi mi yozlaştırmışlar
Demeç veriyor Ekmekçi I Sitem ediyor domuzlara I
Bunca büyükayıplan I Nasılyaparsınız nasıl! Gücendim
size domuzlarI Gözünüze dizınize dursun I Siziniçinyaz-
dığım yazılar."
Ali Yüce, bu şiirteri Dil Derneği'nin yayın organı "Çağ-
daş Türk Dili Dergisi'ne de vermiş. Dergi yöneticileri, şi-
iıierin sırada olduğunu, ancak ne zaman yayımlanacağı-
nı henüz kesin olarak bilmedıklennı söylediler. "Sizyayım-
laym, bize de duyurursamz sevinıriz" dediler. "Çağdaş
Türk Dili" dergisı, bizim elimize doğdu. Çoktandır dergi-
den söz etmek. duyurmak da ıstıyordum. Derginin güç
durumda olduğunu biliyordum. Cumhuriyet okurları
"Çağdaş Türk Dili" dergısine sürdürümcü (abone) olur-
larsa dergi belini doğrultabilır. Okurlannın yağıyla kavru-
labilir. Aylık derginin yıllığı 1 milyon lira. Okurîar, Dil Der-
neği hesabına, derginin yıllık ederi olan bir milyon lırayı,
305111 numaralı posta çekiyle gönderirlerse, derginin ya-
şamasına katkıda bulunmuş, hem de dergıyi okumuş
olurlar. Şürdürümcüler, adreslerinı yazmayı unutmasınlar.
Ali Yüce de çok sever domuzlan. Almanya'ya gittiğin-
de, bir yerde domuzlan topluca görünce sevinmiş, ne de-
sin:
- Size Ekmekçi'nin selamı var! demiş, geçmiş.
Ali Yüce'nin Aimanyajdaki domuzta/la ilgili bir şiirini
f'Gülgeç Yayınları"naaşu&n~*Domuzuna Yazılar"\n arka
kapağına koymuştuk. ismail Gülgeç de çok güzel çiz-
mişti. "Domuzlar" şiiri şöyle:
"almanya'da domuzlar I çiftliklerinden kesim yerine I
kamyonlarla götürülür I otoban hızında hayvanlarI hem
yoruluhar hem üzülürier I altüst olur sinırlen
şölen verilir onlara I eğlence düzenlenir I şiir okunur
Goethe'cfen / Beethoven'oan Mozart'fan Bach'tan /
seçme parçalar dinletilir I domuzlar kesilmeden önce I
stresleri giderilir I uzak yoldan gelen domuzlar I Kam-
yondan inerinmez /yorgun argın kesiliriereğer I lezzet-
siz olur etleri I ağız tadıyla yenmezler."
Türkiye'de domuzlarla ilgili şiir yazan Ali Yüce'den baş-
ka ozan var mı bilmiyorum. Ressamlarımız, çizerlerimiz
de Öyle... Her hayvanın resminı yaparlar da, domuzlan ı-
ıh... Neden yapmazlar, günah diye mı? Resim de günah
değil miydi şeriat düzeninde yüzyıllardır? Yazarlanmızın
da işine gelmiyor "domuz etı" üstüne yazmak. Sonra da,
mangalda kül bırakmazlar...
Aziz Nesin, "Domuz etı yemediği. yetehnce beslen-
medığı ıçın Türk halkınınyüzde altmışı aptaldır!" demiş-
ti. Azız Nesin'in sözünün başındaki "domuz etiyemedi-
ği, iyi beslenmediği için" bölümü atlanıp. "Azız Nesin
'Türk halkının yüzde altmışı aptaldır' dec#"biçimindeyan-
sıtıldı kamuoyuna. Sözün başını anmak, kimsenın işine
mi gelmemişti ne?
• • •
Yarın istanbul'da "TÜYAP Kitap Fuan"nda kitap şen-
liği başlıyor. 4 kasımda Ümit Yayıncılık'ta "Tîlkiyle Kuyru-
ğu" ile "Çanklılar"t, 5 kasımda Gülgeç Yayınlan'nda "Do-
muzuna Yazılar"\, 7 kasımda da "Güldikeni Yayınlan"nda
"Eylül Yazılan" kitaplannı okurlara imzalayacagım. Çank-
lılar, Domuzuna Yazılar, Eylül Yazılan istanbul'da ilk kez
TÜYAP'ta okurla karşılasacak. TÜYAP'ta buluşmak
üzere...
BULMACA SEDAT
SOLDANSAĞA:
1/Atınıkonsülyap-
tığı iddıalanyla da
ünlü Roma impara-
toru. 2/ Ekın biçil-
dikten sonra top- 3
rakta kalan köklü s-
ap... Bir resmi su-
landınlmışrenkler-
le bovama ya da
gölgeleme bıçimı.
3/ Toprak damları
sıkıştırmakta kul-
lanılan taş sılin- 8
dir... Divan edebi- g
yatında manzum
bılmece. 4/ Küçük mağa-
ra... Bir uzay aracının. ış-
levsel bir birim oluşruran
bölümü. 5/"İbrahim — " :
Cnlü ressamımız. 67 Türk 3
halk şairlenmn etkısınde 4
yetişen Ermeni asıllı âşık- c
[ara verilen ad... Yabancı.
7/ Bıtki... Maksim Gor-
6
ki'nınbırromanı.8/Bakı...
Mahkeme sonucunu göste- Q
ren resmı belge. 9/Bircet- „
vel türü... Adana ve İçel
vöresınde gügümlere doldurularak sokaklarda satılan \e
böbrese ıvı geldigine ınanılan meyan kökü şurubu.
YL'KARIDAN AŞAĞIYA:
1/Shakespeare'in "'Fırtına " adlı yapıtındaki canavar. 2/Ek-
vator bölgelerinde vetışen bir meyve ağacı... Kabadayı. 3/
Alüvyon... Ege Bölgesf nde bir dağ 4/ Belırtı... Bağ. bahçe
ve bostanlarda ekılmek için aynlmış küçük toprak parçası.
5/Gürgenden şişe biçiminde yapılan bir jimnastik aracı. 67
Yurdumuzun en önemlı kavak merkezi olan dağ... VıJayet.
7/Açıkdenizden birkum setıyleayrılmışsığ koy >ada kör-
fez... Karışık renklı. S/ "Aptal. salak" anlammda argo söz-
cük... Kuran"da bir sure. 9/ "Öğretmenler gösterir yol
yapar" (Âşık Yeysel)... Ünsüzle biten bir sözcüğün. ünlüv-
İe başlayan sözcüğe baglanarak okunması.