28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKİM 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER DBH resmen pantileşti • I \NKARA (Cumhuriyet Çürosu) - Demokrank Banş Wareketı(DBH). genel ^aşkan1 Vlehmet Eti"nin irfün Içiileri Bakanl ğı'na •^erdiği kunıluş. dikkçesiyle r<esmen partıleşti. DBH Genel Başkanı Eti -e p»arîililer. dün saat 5.00'te p»artının kuruluş dilekçesinı lE^ernıek üzere bakailık önündevdıler. Parti iler fc»urada bulunan ba>ın rnensuplan ıle polislere fcaranfil verdiler Ardından & kısjlik heyet. Içişeri Bakanhğı Genel Sekreteri .Ali Bilırın \anina ;ıkarak partı rüzüğü ıleprogramnı Siındu. Genel Başkan Eti. daha sonra şaptığı açıklamada. merkez solda yer alan bır parti olduklarını sövledi Menderes TBMM'de • AÎN'KARA (Cumhuriyet Bürosu) - Trafık kazası şpnucu felç olan \e bir süre ABD'detedavıgören RP İstanbul \1ıllet\ekih Aydın Menderes. dün TBMM'nin vasama çalışmalarına îtatıldı. Sakatlar için özel 4izayn edılen EGO'va aıt otobüsle Ayaş'tatedavi gördüğü Rehabılıtasyon Merkezi'nden eşi Cmran Menderes. De\ let Bakanı Çürcan Dağdaş \e RP istanbul Mıllet\ekılı Metin Işık'la bırlikte Meclıs'e şjelen Menderes. "'Burada bırsivasal ıddıaşı ispat etmek ıçin değil. önee mıUetımızin bana verdıği vekâleti yerine getirmek ıçın bulunuvorum. Avnı ^amanda. özürlülerimızin önlerindeki engeller kaldınldığında neler yapabıleceklennı göstermek fçin buradavım" dedi. Denktaş'tan uyarı • AN KARA (Cumhuriyet Bürosu)-KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş. Türkiye'nin 1960 anlaşması ile Kıbrıs konusunda elde ettiği eşitlik statüsünün bozulmak ıstendiğini kavdererek Rum fcçşimrntn Avrupa Birliği yŞtiyfcrVunanistan'la bVrleşeceğîni söyledi. K.K.TC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş. dün Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Çankaya K.öşkü"nde bır arava geldi. Gün içinde Ankara Ç'niversitesi'nin akademik yılı açıiış törenıne katılan Denktaş. Türkive'nin bÜNÜk \e güçlü bir iilke olduğunu belırtti. Vergi borcuna indirim • A.N KARA (Cumhuriyet Bürosu) - \'ergı borcunu 1 a> a kadar erken ödeyen mükelleflere avlık yüzde 5.3.4 ay erken ödeyenlere de aylık yüzde 5 oranında mdirim uygulanacak. Ç.esini Gazete'nın dünkü «ıüferrer sav ısında yayımlanan Bakanlar kurulu Kararı'na göre. vergı ödeme tanhinden önce borcunu 1 aya kadar erken ödeyen mükelleflere yüzde 5.3 oranında indirim yapılacak. Yergi borcunu 4 ay önce ödeyen mükelleflerin borç miktannda da aylık yüzde 5 oranında indirime gıdilecek. AP kararına tepki • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Türkıye Işveren Sendikalan Konfederasyonu (TlSKI, Avrupa Parlamentosu'nun (AP). Türkiye'ye gümrük birliği çerçevesinde yapılacak mali yardımlann askıya aimmasına ilişkın karanna tepki gösterdi. TlSK Yönetim Kurulu. "AP. Türkıye'nin gümrük birliği iKşkilerini sabote etmek yerine güçlendınci çaba sarf etmeli'" açıklamasını yaptı. TlSK açıklamasmda. AP'nin 19 eylülde aldıgı kararlar. "ortakhğın temeline koyulan dinamit" olarak nitelendı. Türkive'nin ajılaşmaya ilişkın bütün vükümlülüklerinı \enne getirdiği sav unulan açıklamada. .AP'nin. Türkıve'nın Avrupa Birliği'nden (AB) anlaşma gereği alması gereken mali yardıma engel olduğu ileri sürüldü. Cumhuriyet Basın Tanıtım Kartı'mı kaybettim. Hükümsüzdür. İPEK YEZDAM 'Temel nitelilder değişemez' Cumhurbaşkanı, parlamentonun açılış konuşmasmda hükümete laiklik uyansında bulunarak Türkiye, karanlık ve iflas eden hiçbir ideolojinin yanında olmamıştır' dedi ÜĞÜ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur- başkanı Sülevman DemireL "Türkije Cum- hurheti'nin nitelikleri değişmeyecek. değişti- rilemeyecektir. Yani Türkiye Cumhuriyeti devletL demokratik. laik ve sos\al bir hukuk devleti olarak kalacaknr" dedı. İktıdar v e mu- halefetın \arhk nedenını demokratık yapıva borçlu olduklarına dıkkat çeken Cumhurbaş- kanı. "Demokrasi, laik. çağdaş uj garlık. Tür- kiye bunlann hiçbirinden \azgeçemez ve bun- lann hiçbiri birbirinden avrılamaz. Türkiye. karanlık \e iflas etmiş, insanlığın acılar çek- mesine sebebiyet \eren hiçbir ideolojinin _va- nında olmamıştır" sözlen> le. şerıatcı eğılım- lere bert tepki \enrken Iran'ı da teröre deste- ğıni sona erdirmesı konusunda örtülü şekıl- de uyardı. ABD'nın Türki\e açı^ından "stratejiköne- mi" bulunduğuna dıkkat çeken \e ıkı ülke ıliş- kılenn "giincel konulann üzerinde tutulma- sı gerektiğinr \urgulayan Demırel. Türkı- >e"nın dış polıtıkabinın "gerçekçi*1 hedefle- re dayandığını. Batı seçimının "gözü kapa- lı~ vapılmadığını behrterek de hükümetın RP kanadına mesaj gönderdı. TBMM'nın 20. Dönem 2. Vasama Yılı ça- lışmaları. Cumhurbaşkanı Demırel'ın açış konuşmasiNİa başladı. Cumhunyetın 73. \ı- lını kutlama\ a hazırlandığı bır dönemde Tür- kıye'nın. bulunduğu bölgede bari!) \e ıstık- rarın güvencesi olduğunu behrterek sözleri- ne başlayan Demirel. sık sık alkışlarla kesı- len konuşmasmda ~Bu sonuçları, bin senelik tarihimi/in en u/un banş dönenıine \e de- mokratik cumhuri>ete borçlu\uz" dedi. TBMM'nın. "demokrasinin kalbi" olduğu- nu \ ureula\ an Demirel. de\ letın temel nıte- CumhurbaşkanıDemireLTB.MM"\i açışkonuşmasmda.Türkiye'nindışpolitikasınm "gerçekçi" hedeflere dayandığını \e Batı seçiminin "gö/ü kapalı \apilniadigini" da belirterek İslam ülkelerineyönelen RP">egöndermede bulundu. (Fotoğraf. AA) lıklennın değıştirılmesınden zaman zaman endı^e edildığı. kaygı duyulduğunu anımsa- tarak "Türkiye Cumhuri>eti De\leti"nin nite- likleri değişme>ecek. değiştirileme\ecektir. YaniTürkiyeCumhuriyeti De\leti:demokra- tik, laik \e sosyal bir hukuk de\ leti olarak ka- lacaktır. Türki>e"nin iilkesi \e milleti ile b»>- lünmez bütünlüsü korunacaktır" dıye ko- nu$tu. Demırel'ın konuşması sürerken Ba^- bakan Necmertin Erbakanın "namaz kıl- mak" ıçın bır süre genel kurul salonundan a\ - nlmaü dıkkatçektı. Demirel. hükümete u\a- rı nıtelığındekı me>a|larını. özetle su başlık- lar altıııda açıkladı: Demokrasi: Demokrasi. sıvaset sanatının halka hızmet anla> ı^ı\ la. halka da>anarak \e Yılmaz, hükümeti düşürmede demokrasi dışı yollar aranmadığını söyledi DemokmtikyoUagukrler y halk içın ıcraedıldığı yegâne zemindir. Mec- lis. egemenlığın kayıtsız şartsız ulusa ait ol- duğunun ve demokrasinin en büyük güven- cesıdir. Yüce Meclıs. bu \asfı> la. bir konsen- süs temelinde hızmet anlayışlannın temsılı- ne \ e bırbırlenyle hür bır ortamda rekabet ede- bılmelenne oîanak sağlayan bir demokrasi mabedidır. lktıdar \ e muhalefet. bu uzlaşma- nın hukukı ve kurumsal altyapısını bırlikte pay- laşmak \e sa\unmak yükümlülüğü altında- dırlar. Zıra. varlık sebeplerinı bu demokratık yapıyaborçludurlar. Reformlar: De\let reformu. günümüzde birçok ülkenın öncelikli meselesıdir. Yüce Meclisımızm, Türkıve'nın gereksınim duy- duğu dev let reformunun gerçekleşmesını sağ- layacak yasal düzenlemelen süratle gerçek- leştıreceğine emınım. Yapısal reformların da bir önce uygulamaya konulması gerekmek- tedır. Zıra ekonomimizın karşı karşıya oldu- ğu sorunlara, sadece makroekonomık politi- kalaryoluylaçözümbulunmasımümkünde- ğildır Dış politika: Türkiye dış polıtıkası. cumhu- rıyet kurulduğundan bu vana. tarıh \e coğ- rafyanın dıkte ettığı ^artlar göz önünde tutu- larak\eTürkı\e"nınkısa. orta\e uzun \ade- lı ulusal çıkarları ı\ı hesaplanarak belirlenıp u>gulanagelmıştır. Amacımız. içinde yaşadı- ğımızbölgedekı halkların tümüne \ararsağ- la>acak bır dostluk \e ışbırlığı ortamının oluş- masını sağlamaktır. Dış pohtıkada çözümler üretmek. süreklı mücadele. müzakere ve sa- bır ıster. Dığer yandan. daımı surette haklı ze- mınlerde kalabılmeyı. dıplomasinın tüm ça- balarının bu doğrultuda bırleşeceğı bır \ız- yonu da gerektırır. Türkıve'de bu v ızyon ola- gelmiştır. Hedeflerdoğrutes- pıt edılmıştır \e bu hedeflere ulaşmak ıçınseçilenyollar\e izlenen > öntemler gerçekçıdır. Demokrasi. laiklık. çağdaş u\garlık: Türkiye bunlann hiçbirinden vazgeçmez ve bunlann hıçbırı birbirinden ayrılmaz. Türkıve. karanlık ve iflas etmış, insanlığın acı- lar çekmesıne sebebı> et v eren • Yılmaz, REFAHYOL hükümetinin demokratık yollardan uzaklaştınlmasının Türk demokrasisine yapılacak en büyük hizmet olacağına inandığını söyledi. Bugün yapılacak en büyük yanlışjn demokrasiden uzaklaşmak olduğunu vurguladı. \\K.\R.A (Cumhuriyet Bürosu)- ANAP Genel Başkan'ı Mesut Yılmaz. laik rejimı hedef alan gınşımlerde bulunan hükümetin demokratık yollardan düşürülebileceğine inandıklannı behrterek. "Türkiye'nin geleceğiyle ilgiii büyük endişeler taşıdığınıız bu dönemde. demokratık çıkış yollan mevcuttur. ANAP olarak biz bu . yoüan sonuıta kadar işlotmcftte •kararu>Tz"dedi. RP'lı Dev let " Bakanı Abdullah Gül ıse ordunun RP'nin uygulamalanna karşıt mesajlan konusunda. "Arzumuz. ordu-millet birlikteliğini kuvvetli hale getirmek Herkes buna dikkat etmeli" sözleriyle. panısıne yönelik uyanların geniş bir halk kesimini hedef aldığını ima etti. ANAP lideri Mesut Yılmaz. dün düzenlediğı basın toplantısında. ıcraatını sert bır dılle eleştırdığı REEAHYOL hükümetinin. demokratik vollardan ANAP lideri \ ılmaz,Tansu Çiller'e yeni soruşturma mesajı \erdi. uzakla^tınlmaMnın Türk demokrasisine vapılacak en büvük hızmet olacağına inandığını sövledı. Yılmaz. Genelkunnav Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın "Türki\e"de işler kötü gidhor. Duracak zaman değildir" ^özlerınden Mvasetçılenn alacağı bır mesai olup olmadığına \e keııdibin;n vaptığı "demokratik yollardan hükümetin ukılabileceği" volundakı değerlendirmenın bununla bır bağlantısi bulunup bulunmadığına ilişkın >oruya şu karşılığı verdı: "RP'nin iktidara ne kadar hazıriıksu \e hayaki olduğunu daha koalisyon görüşmeleri sırasında fark ettim. Hükümet kurulmadan da uyanlanmı yaptım. RP'nin ağırtıklı olarak >er alacağı bir hükümetin demokratik açıdan bir sına\ olacağını ve buna karşı antidemokratik hiçbir girişimin bizden destek görmeyeceğini smledim. Aradan geçen zaman içinde gaflet içinde olanlann da RP'yi görme fırsatı olmuştur. Her şeye rağmen. RP'nin demokratik yollardan iktidardan uzaklaştınlabileceğine inannorum. Türk demokrasisinin bu olgunlukta olduğuna. demokratik açıdan mutlaka >aşanması gereken bir dönem olduğuna inanıyorum. Bugün >aşadığımi7 bütün güçlüklere rağmen vapılacak en büyük >anlış demokrasiden uzaklaşmaktadır." soruşturma mesajı ^'ılmaz. Başbakan \'ardımcısı ve Dı^ı^lerı Bakanı Tansu Çiller'in Bırleşmış Milletler'de (BM) yapması gereken konuşmayı yapmavarak. oğlu MertÇÛkr'in Boston'dakı evını zıvarete gitmesı ıle ilgiii bır soru üzerıne de. "Olay, yalnızca Çiller'in münferit da\ ranışlam la sınırlı değil, çok daha geniştir" dedi. Çıller'ın bu gezide vaptığı konuşmalardan. devletten gizlenen görüşmelere kadar endişe venci ciddi gelı^meler söz konusu olduğunu söyleyen Yılmaz. dış politika ıle ilgiii genel görüşmenın sonucunda diğer denetim yollannın da harekete geçirilmesi ^onucu doğabileceğini sövledi. Yılmaz. "Genel görüşmenin sonucunda. Meclis soruşturması \eya gensoru gündeme gelebüir" dedi. Açılış kokteylinde Genelkurmay bütçesi için 'mini zirve' Meclis yasama yılına ^ ANKARA (Cumhuriyet Büro- so)-TBMM Başkanı MustafaKa- temli'nın yeni yasama yılı nedeniy- le verdiği kokteylde Genelkur- may'ın bütçesi ile ilgiii 'mini zir- \«* gerçekleştirildi. Cumhurbaşka- nı Süleyman Demirel. Başbakan Necmettin Erbakana "Askerler her şe>i santim sanfim hesaplartar, ne isterkrse verin" dedi. Genelkur- may Başkanı Orgeneral İsmail Hak- kı Karadayv Yüksek Askeri Şûra kararlarına yargı yolunun açılma- sını isteyen RP'li Devlet Bakanı Abdullah Gül'e. "Hikâye bunlar. Türk Saahh Kuv>«tleri'nde emir komuta zinciri bozuiamaz, kinıse de bozamaz" 1 diye tepki gösterdi. TBMM'nın yeni yasama yılı ne- deniyle dün önee TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin başkanlığın- daki parlamento heyetı Atatürk Anı- tı'na çelenk koyarak saygı duru- şunda bulundu. Daha sonra. TBMM Şeref Salonu'nda şef Gürer Aykal yönetimindeki Curnhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası bir konser ver- di. DSP Genel Başkanı Bûknt Ece- vtt ve CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ön sıralardadinledikleri konsere. ANAP Genel Başkanı Me- sutYılmazda gecikmeli olarak ka- tıldı. Konsersürerken. RPnin grup toplantısı bitmesine karşın Başba- kan Erbakanve Kültür Bakanı Kah- raman konsere katılmadı. TBMM Genel Kurulu da saat 15.00'te. Ge- nel Kurul Salonu'nun tadilatta ol- ması nedeniyle eski senato ve da- ha sonra ANAP grup toplantılan- nın yapıldığı salonda toplandı. TBMM Başkanı Kalemli'nin, TBMM'nin açılışı nedeniyle ak- şam verdiği kokteyle, Cumhurbaş- kanı Demirel, Başbakan Erbakan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çüler, ANAP. CHP. İP liderleri ile 7. Cumhurbaşkanı Ke- nan Evren ve Genelkurmay Başka- nı Karadayı katıldı. Kokteylde iç- V girdiki ikram edilmesi nedeniyle RP boykotu beklenirken Başbakan Er- bakan ile az sayıda RP'li bakan ve milletvekilinin katıldiğı görüldü. Kokteyl sırasında. bir araya gelen Demirel. Kalemli, Erbakan, Çiller ve Karadayı arasında Genelkurmay bütçesi konuşuldu. Başbakan Erba- kan, Karadayı ile karşılaşır karşı- laşmaz "Bütçedençokazikjenek is- temişsiniz. ama biz size daha fazla ödenek ayırdık" dedı. Konuşmaya katılan Demirel. "Askerler, bu ko- nuda çok dikkatli davranıriar. Her şevi santim santim hesaplariar, o yiîzden ne isterlerse >«in" göriişünü dile getirdi. hiçbir ideolojinin v anmda ol- mamıştır. Yunanistan-Kıbns: Yuna- nıstan. başta AB zeminı ol- mak üzere. birçok uluslarara- sı platformda Türkıve'nın önü- ne haksız \ e mesnet;>ız engel- ler çıkarmavı. ülkemıze kar- şı her türlü hasmane tavrını sergılemev ı bır alışkanlık ha- Une getırmıştır. Kıbns'ta Rum- Yunan tarafının günüğü tah- rık politıkası da yanlış v e cağ- dışı bır vaklaşımdır. Suriye'yesertuyan: Kom- şumuz Sunye. Türkıye'veyö- nelık düşmanlığına yandaş sağlamak amacıyla dığer Arap ülkelenni tahnk etmeye, zıhın- lerde yanlış imajlaryerleştir- meye çahşıyor. Bu yaklaşı- mının Surıye'ye bır fayda ge- tirmeyeceğını bir kere daha hatırlatmak ıstıyorum. Sınıra- şan sular konusunda da Tür- kıye'nin. kımsenin bahçesinı kurutmaya nıyetı olmadığını herkesın btlmesı lazımdır. Irak-Kuze> Irak: Güney komşumuz Irak'ın uluslara- rası camıa ıle venıden bütün- leşmesını beklıyoruz. Irak'ın. Bırleşmış MılletlerGüvenlık Konseyı kararlarını uygula- ması elzemdir. İsrail: lsraılın bır "tünel hadisesi" v aratarak adeta bır sürecı dınamıtlemek isterce- sıne hareket etmesı gereksiz- dir. Bövle sorumsuzluklar- dan kaçınılmalıdır. Demırel'ın. sözlennı. cum- hunyetın kurucusu*ve Türkı- ye'nin kurtarıcısı Atatürk'e şükranlarını ıleterek "Büyük Atatürk'ün ha> al ettiği Türki- ye, milletimizingönlüneve zih- nine >erleşmiştir" dıve bıtır- mesı. mılîetvekıllerının ço- ğunluğunca ayakta alkışlamr- ken RP'lılenn bunu tebessüm- le ızledıklen görüldü. Demi- rel'ın konuşmasını komutan- larla alkışlay arak ızleyen Ge- nelkurmay Başkanı Orgene- ral İsmail Hakkı Karadayı nın. oturduğu locadan zaman za- man genel kurul salonuna doğ- ru eğılerek kimlenn alkışladı- ğını görmeye çalışması dikkat çektı. IRMIKI AYDIN EINGİN e-mail: [email protected] Amnesty international (Ulus- lararası Af Örgütü). Türkiye'yi merkezine oturttuğu bir kam- panya başlattı. Örgütün Türki- ye Raponı, dün istanbul'dadü- zenlenen bir basın toplantısın- da genel sekreter Pierre Sane tarafından kamuoyuna açık- landı. Haberin aynntısını bu- günkü Cumhuriyet'te okursu- nuz. Ağırhğını Türkiye'de çalışan yabancı gazetecilerin oluştur- duğu basın koplantısının ar- dından özel söyleşiler için sıra- ya girildi. Sıra beklenirken ister istemez kalın ve aynntılı rapor gözden geçirildi;.sayfalarına göz atıldı. Raporun sayfalarında eksik olanı, olayların doğrudan göz- lemcisi gazetecilertamamlıyor; rapordaki kimi minik yanlışları ya da eksikleri gideriyorlardı. Bir yandan raporun sayfalannı çevirip bir yandan aralarında sohbet eden bir grup gazete- ci sanki önceden sözleşmiş- lercesine hemen hemen aynı anda duraladılar. Dakikalardır, belki yanm saattır sadece ölüm- lerden, ölümden. kayıplardan, Şiddet de Kanıksanırmış Meğer... işkenceden. dehşet verici insan hakkı ihlallerinden konuşulu- yordu ve.. ve kımse yadırgamı- yordu. Hemen hemen aynı an- da bılince çıkan bu ürkütücü gerçek, sohbeti bıçak gibi kes- ti. Tam bir meslek aşınması. tam bir profesyonellik bozul- ması yaşanıyordu. Üstelik bu bozulmayı, kirlenmeyi, aşınma- yı kendi öz benliklerinde yaka- layan gazeteciler. bu ülkede demokrasiden yana açıkça saf tutmuş. insan haklarınaduyar- lı kişilerdi. Morg bekçisinin insan ce- setlerine duyarsızlaşmasını an- lamak belki mümkün. Amaga- zetecinin ölümü kanıksaması- nı ne anlamak ne hoşgörmek mümkün. Ama gerçek de bu. Sabahtan akşama, günden haftaya. aydan yıla durup din- lenmeksizin mafya cinayetleri. politikacılannçürümüşlüğü. iş- kence, insan haklarının insaf- sızca çlğnenmesi. ölümler, ölümler. ölümler ile düşüp kal- kan gazeteci milletinin, küçük bir kesiminin dün birdenbire bi- lince çıkardığı gibi. bu meslek bozulmasından paçayı kurtar- ması kolay değil. Bir ülke düşünün... Gazete- cisiniz ve o ülkenin Güneydo- ğusu'ndabirotobüsün, birara- banın penceresinden bakına- rak yol alırken, yolun kesildiği- ni görüyorsunuz ve şaşırmıyor- sunuz. Yolu kesenlere baktığınızda üstlerindeüniformavarsa. "Aaa, askerlermiş" diyorsunuz. Kim- liklerinizi hazır ediyor ve bekli- yorsunuz. Yok yolu kesip aracınızı dur- duranlar, asker üniforması ta- şımıyorsa gene şaşırmıyorsu- nuz. irkiliyorsunuz ama ıtiraz etmeyi düşünmüyorsunuz. Sa- dece "Yolu kesen PKKmi, özel tım mi acaba" diye soruyor ve sorunuza çaktırmadan yanıt arıyorsunuz. Olacak iş mi şimdi bu? Uy- gar ve hukukun egemen oldu- ğu bir ülkede yol kesilmez. Gü- venlikten sorumlu güçlerin ola- ğan ya da olağandışı denetle- melerinin bile bir raconu, ada- bı vardır. Hele kim oldukları an- laşılmayan adamlar yol kesi- yorsa ış çığırından çıkmıştır ar- tık. Belki o yörelerde yaşayan- lar kanıksamıştır ama yolu ara sıra oralara düşenler kanıksa- dılarsa bunun anlamı o ülkede hukuktan umut kesilmiş de- mektir. Örneğin bu satırların yazarı, bir yol kesip arama sırasında özel timin elinden kendıni kur- tardı (Adamlar doğrudan "Cum- huriyet muhabiri var mılanara- ntzda?" diye soruyortardı çün- kü) ama taşınabilir bilgisayarı- nı kurtaramadı. O güzelim alet şimdi bir bil- gisayarçöplüğünde paslar için- de cansız yatıyor. Kısacası yoi kesip aranma- ya, harta bılgisayarı postal dar- belerine teslim etmek zorun- da kalmaya alışmıştık ama ölümleri. işkenceyi, gözaltında kaybolmayı kanıksayacağımız doğrusu hiç aklımıza gelme- mişti. Meğer olurmuş. Demek şiddet. günlük bir ya- şam gerçeğine dönüşebilirmiş. Örneğin Afganistan üstüne, okuduğunuz, TV'den izlediği- niz insanlık dışı terör üstüne yazıp çiziyorsunuz ama sanki kendi dışınızda bir olaymışca- sına kavrıyor ve kendınızde. öz benliğinizde bir bozulma. çü- rüme hissetmiyorsunuz. Taa düne kadar bu enayi ga- zeteci de böyle düşünüyordu. Ta ki Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye Raporu'na gelişigüzel göz attığı ana kadar. insan kirlenince yıkanır, çok kirlenirse çok yıkanır, dindarsa boy aptesti filan alıp içini rahat- latır. Ama ölümü, işkenceyi, in- sanların kaybedilmesini kanık- samaktan doğan kirlenmeden nasıl arınılır? Kendimden hoşlanmıyorum. Kesiniikle kirli buluyorum ken- dimi... Üstelik bu ülkede sular da kesik. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Şaşırtma Bizim şeriatçı basın şaşkın... Afganistan'da olup bitenleri ya anlamak istemiyor- lar ya da orada yaşanan vahşeti bir başka yöne çe- kip kafaları karıştırmak istiyorlar. Şeriatçı tosuncukların bazıları da "Sistemin ezdik- leri ve Milli Görüş'ün dava erleri!" gibi saçma sapan tezleri ısıtıp ısıtıp önünüze koyuyorlar... Dıyorlar ki: "Yetmiş küsuryıldır, planlı ya da gelişigüzel olaylar ve uygulamalarla inanan kesimler ezim ezim ezildi- ler... Ulke nüfusunun yüzde 99'unu temsil eden bu kesim, maddi ve manevi noktada uzun yıllar bir cen- dere altında tutuldular..." Biz bu savları 30 yıllık gazetecilik yaşamımızda hep duyduk. Ama bugüne dek namazında niyazında olan birtekMüslümanınkılınabiledokunulmadığınatanık olduk. Anadolu Müslümanı namazını da kılar, orucunu da tutar, müzik de dinler, tiyatroya ve sinemaya da gider. Anadolu Müslümanı Mustafa Kemal Atatürk'ün kur- duğu laik demokratik cumhuriyetin bölünüp parça- lanmasını değil. yaşamasını ister; banşı, kardeşliği, hoş- görüyü 'çıkaramacı' değil, yaşam ö/ç/m/'olarak gö- rür. Ama bizdeki din tacirleri ve dini siyasette araç ola- rak kullanan bezirgânbaşları salt kendi çıkarları için yoksul insanımızı sömürürler, yaşlı ve zengin dul ka- dınların mallarına. mulklerine zorla el koyarlar... Biz bunlan yapanları çok yakından tanıyor ve bili- yoruz... Işte bu kişiler şimdi ortalıkta hoşgörü, kardeşlik, sevgi adına 'tur' atıyorlar... Bu kişiler 'dev/ef'ten destek görüyor, krediler ko- panyor; açtıkları yurtlarda, okullarda. dershanelerde 'devletiyıkmaplanları' yapılıyor. Mustafa Kemal Ata- türk'ün büstüne her sabah tükürülüyor... Acaba kimin adına yapılıyor bu eylem? Sevgi, kar- deşlik, hoşgörü adına mı, yoksa şerıat adına mı? • • • Afganıstan'dakı 'medrese /föten//'Taleban hareke- tının bir benzerı bugun Cumhuriyet düşmanı tarikat şeyhlerinin önderliğinde 'Kuran kursu', 'yurt', 'ders- hane' ve 'okullar'üayürütülüyor... Tarikat şeyhleri ar- tık hem Kuran kurslarını hem de Milli Eğitim Bakanlı- ğı'na bağlı okulları elınde bulunduruyor... Türkiye'nin Afganistan olmadığını bilen 'tarikat şeyh- leri' belli kesimin kız çocuklarının eğitim görmesini des- tekliyor. bellı kesimin kız çocuklarının ise sadece 'Ku- ran /cursu'na gitmesinı öğütlüyor. Tarikat şeyhlerinin bir bölümü Iran modelıni, öteki bölümü Suudi Arabis- tan modelini benımsiyor... Işte bizim şeriatçı basının Afganistan'daki Taleban hareketini 'susarak' ya da 'kısmen eleştirerek' işin içınden sıynlmalarının nedeni bu... Bakın birı neler yazıyor: "Afganistan'da meydana gelenler, hiç kuşku yok, Islamiyet konusunda olumlu düşünmeyenler ve men- sup oldukları dınden ürkenler ıçın kaçınlmayacak bir fırsat teşkıl ediyor. Nitekım gelişmeler, bizim medya- ya, dünya basınından daha heyecanlı biçimde yan- sıyor. Iktidarda RP'nin bulunması, ülkede 'dindarlaş- ma' sürecinin yaşanması, görevinı bu süreci durdur- mak olarak anlayan medya mensuplarını, kurnaz çağ- rışımlaryaptırarak, gelişmelerle hiç ilgisi bulunmayan, hatta kınayan kesımleri bile yargılayıp mahküm etme- ye kadar götürüyor." • • • Ivan Aleksandır Vijev, Türkiye'de yayımlanan Za- man gazetesi yetkılilerine uyanda bulundu... Biliyorsunuz Zaman gazetesi. Fethullah Hoca'nın yazılarını yayımlar. Ivan Aleksandır Vıjev, Zaman gazetesinden ne is- tiyor, okuyalım: "1 - 23.9.92 tarihli sözleşme ile Zaman Gazetesi Bulgaristan'da yayınlanmaya başladı. Bu sözleşme ile ödemenız gereken yüzde 25 firma Intercon payı ve yüzde 22 vergı payları maalesef bugüne kadar ödenmemiştır. Toplam borcunuz 30 bin dolardır (3.750.000 leva). 2 - Gazetenizin basımını üstlenen matbaaya olan borcunuz aradan geçen uzun süreye rağmen yine ödenmemiştır. Gazetenizin kanuni borcu 1992 yılı iti- bariyle 1.100.000 levadır. 3 - Gazetenizin sahıbı olduğunu ilerı süren A. Ka- ya Fack.5 firmasından satın aldığı gazete kâğıdının ücretini eksik ödeyerek inkâr etmiştir. Sahte bir ve- kâletname ile sağladığı belgeleri öne sünvektedir. Onun borcu 20 bin Amerikan Doları'dır. 4- 'Zaman Bulgaristan' gazefes/nınamacının Türk- Bulgar iyi komşuluk ve dostluk ilişkilerinin getişme- - sine yardıma olması gerekırken sızinyayınlannızın hep başka kondorlarda gerçekleştiği ilgiii makamlarca tespit edılmıştır. Bu yazının size ulaşmasından ıtibaren en geç 3 gün ıçerisinde borçlannızı ödemediğiniz takdirde ve bir hafta ıçerisinde yayınınızı düzelteceğinizi yazılı olarak bildirmediğıniz takdirde ilgiii makamlarca baş- latılan girişimlerımiz sonuçlandınlacak ve lisansınız ip- tal edilerek gazeteniz Bulgaristan'da yasaklanacak- tır. Sofya 'daki ve Istanbul'dakı avukatlanmız Bulgar, ulus- lararası ve Türk kanunlarına uygun belgelerle birlik- te hukuki yollara başvuracaktır." Acaba Zaman gazetesi borcunu ödedi mi, ödemedi mi?.. Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR MÜB1N ORHONROBERT VE LISA SAINSBURY KOLEKSIYONU 2 E K İ M - 2 5 E K İ M 1 9 9 6 V A P I K R E D İ SANVTGALERİSt Isoklâl Caddesı 285 Eeyoglu 800S0 İstanbul Telefon (025 Zı 252 47 00(257 YAPIMTKREDi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle