Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2EKİM 1996 ÇARŞAMBA
HABERLER
Soysal, görüştüğü Genelkurmay Başkanı Karadayı'nın yaklaşımını Cumhuriyet'e açıkladı
'Kötii gftdisi Mecüs durdıırsıın'ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Türk Silahlı
Kuvvetleri'ndekı (TSK) üst düzey komutanların. RE-
FAHYOL hükümetının köktendınci uvgulamalarınm
hızlandığı dönemden ıtıbaren vaptıkları uyarılar. hü-
kümeiin parlamentodj demokratik yömemierledüsü-
rülmesı yönünde mesajlara döniiştü.
Komutanların. DYP'de dolaylı yollardan20'yeya-
kın milletvekılıvle lemasa aeçrıkJen öğrenılırken.
Başbakan Necmettin Erbakan da. askerlerin yer al-
diğı her törende demokratık-laık rejını uvarılamla
karşılaştı. Askerı yetkililerın. hükümete vönelık gö-
rüşlerinı ilettıkleri DSP ürup Başkamekılı Miimtaz
Soysal. Genelkurınav Başkanı Orgeneral İsmail Hak-
kı Karadayının son uyanlan ıçın. "'Herkes vazifesi-
ni yapsın diyoriar. İlla biz mi bu gidişi durduralım. bu-
mıvapacak başka >erlerolmaüdenivor*değerlendır-
mesinı yaptı. Genelkurmay Başkanı \e ku\ \et ko-
mutanları. diin TBMM'nin açılıs törenıne katıl-
madan önce Genelkurmay 'da bır araya geldiler.
Türk Sılahlı Kıı\\et]en'ndeki üst düzey komutan-
ların RP'lı koalisyonayönelıkrejımkaygıiarını ılkdi-
le getırdıklerı dönem. REFAHYOL hükümetının an-
ti-laık kadrolasmaya gıtmesi \e bazı bakankırın dinı
yönetimşeklineyönelıkmesajlarvermelennın ardın-
dan. 30 AğustosZaterBa\ramrnarastladı. Genelkur-
may Başkanı Orgeneral Karaday ı. sohbet ertığı gaze-
tecilere. Iran'da şerıatçı Humeyni yönetımıne nasıl
adım adım gidildığını anlatırken. bu ülkeden kaçan
bir komutanın şu açıklamalanna dıkkat çekmışti:
"Devamlı bir çiçeğe bakarsanı/ o çiçeğin büyüdü-
ğünii göremezsiniz. Bir giiliin nasıl açtığını bile fark
edemezsiniz. Biz onların her gün hiç fark etmeden a-
ma \a\aş yavaş. santim santim sanki >eni bir şev ol-
muyormuş gibi getirdikleri. ortaya kovduklan dini
şev leri halkımızın temizduy gulandivedüşündük. Hiç
sonuçta bö> lesine bir durumla karşılaşacağımızı tah-
min etmedik. Ama dini ve rnasıını istekler gibi görü-
nen şe>Ier irtkanm ta kendişi) miş."
Karadaşı. aynı sohbette. İran'dan kaçan komutan-
la dıyaloğunu şöyle anlattı:
"Komutan bo> lesine tarifedince.Deırıek kı Mzgö-
revmızı uıpmamıssınız'dedim.Ardındandasordum.
•Pekı Humeynı ıçın Tahran'da 500 bııı kisiy le mıting
yapılnıava başlandığındada ını fark etmedmız'.'" Ko-
mutanınverdiğiocevap hiçbir zaman kulaklarımdan
silinmedi. Bana şöyle dedi: Sayın general fark ettik
•farkettık. ama iş ışten geçmiştı."
Basbakan Erbakan. Zafer Haftasi kutlamalan ne-
denıv le katıldığı her askerı törende. üst düzey komu-
tanların laik rejım uvarıları> la karsılasnuştı.K.ara
Harp Okulu'nda düzenlenen törende. okul komuta-
nının. "laikliğin. tüm ilkelerin ve çağdaşlaşmanın te-
mel taşı olduğu" yönündeki uyarılarma kan>ılık. dö-
nem bırıncısi teğmenlerin. -bu ilkenin kesinlikle ko-
runacağı" vönünde söz vermelerı nedenıyle. proto-
kolün önünde ordu arasında bir "rejim diyaloğu" oluş-
tu. Orgenera! Karadavı. Çin'in ulusal günü nedenıv-
le öncekı gün katıldığı resepsıvonda. hiikümet uvgu-
lamalarına ilişkin kaygilarını DSP Grup Baskanvekı-
lı Miimtaz Soysal'a iletti. Karadavı. "Türkive'dedu-
racak zaman değil. Afganistan anlamlı örnektir. İşler
kötü gidiyor. Gidiş kötü. Partiler bunun bilincinde mi
acaba?'"sözleriyle. hükümetin demokratik yollardan
dü^ürülmesi gerektiğine iliskın göriislerinı açıkça ıfa-
deettı. Karadav ı'nm mesaılarını.parlaınentodaalter-
natıfhiikümetaraviîları ıçın çalışan So\sal'a ıletıne-
•»ı dikkat çekti.
Kara. Hava ve Deııız harp okullannda öncekı gün
gerçeklestırılen yeni öğretım v ılını açis töreıılennede.
planlı olarak özel anlam yüklendı. Hava Harp Oku-
lu'nda. tören gerçekleştmlen konferans salonuna.
Atatiirk'ün. "İyibilinizki.TürkiveCumhuriyeti.şeyh-
ler.derv işler. miiritler. meczuplar ülkesi olmayacaktır"
sözlerını ıçeren büyük bırpankaıt asıldı. Harp okul-
lannda ılk okutulan dersın "laiklik" olnıası ve okul
komutanlarının bu vönde konuşmalara ağırlık \er-
mesi dikkat çektı.
Deniz Kuv vetlerı Konıutanı Oramiral Güven Erka-
ya. Deniz Harp Okulu'nda veni öğretım vılmııı açı-
lı^ı nedenivledüzenlenen törenegönderdığı mesajda.
laık. demokratik \e sosval hukuk devletme vonelik
tehdıtler olması durumunda "anavasal kuruluşların~
dev reve gırmesi gerektiğinı kavdettı \ e >ıv ıl anava>al
kuruluşların vanı sıra Türk Silahlı Ku\ vetleri'ınn de
"avnı derecede uvanık olacağını" bıldırdı.
'Meclis'i kıpırdatacak mesaj'
Soysal. kendisiyle görüşen Karadav ı'nm. resepsi-
vondakı.sözlerinm içeriğı veanlamını. Cumhurivet'e
şöyledeğerlendırdı: "Btnbunu Meclis'ikıpırdatnıak
bakımından önemli görüyorum. "Herke.s vazıfeüinı
yapsın' divorlar. Antidemokratik birşey olarak gör-
memek lazım. İlla biz mi bu gidişi durduralım? Bu-
nu yapacak başka yerler olmalı'denhor. rktidar ko-
nusunda daha iddialı göziikmemiz lazım. l>\ P'den
kavmalar var. Sol içinde de hareketlenmeler olabilir.
DSP bü> ümeye yönelebiJir. CHP'den ka\ malar olabi-
lir. D^ P \e ANAP'taki harekerlenmelerden sayısal bir
çöziim çıkabilir. DYP'den kopanlarbu parîiyi nasıl ku-
ruyorlar. grup kurabilecekler mi? Bunlar önemli.
D\ P'deki nareketlilik önemli. Bunun devamlı olması
da gerekmez. Bir grup aynlır. hiikümet kurulur. son-
ra dönebilirler."
Soysal. "hükümetin ömrü'7
ıle ılgıli soruya da.
" Hükümetinömriinü çok uzun görmüyorum. İçten ve
dıştan (ok üfleyenler oldu. Bunlar rüzgara dönüşebi-
lir" yanıtını \erdı.
Mülehekilleriyle temas
TSK'dekı üst düzey komutanların. dolavlı yollar-
dan D^•P'deki rahat.siz milletvekıllenyle temasa geç-
tıkleri öğrenıldi. Hükümettekı laiklik karşıtı kadrolaş-
ma ve RP'li bakanların rejimin temel niteliklennı tar-
tışmaya açmayı amaçlavan çıkışlarından duyduklan
rahatsizlığı mılletvekıllenne ıleîen komutanların. hü-
kümetin düşürülmesı ıçin gereklı olan sandalyenin
ancak D\P'den çıkabıleceğıne dikkat çekerek. olası
birgen>oruya destek \erilme.sı imasında bulunduk-
ları belırtildi.
\\ AP-RP koalısyonu ıçin pazarlıklar sürerken ko-
mutanlar tarafından uyanldığı ortaya çıkan \e bunun
üzerine ANAYOL görü^melerıne yenıden başlavan
ANAPIıderi MesufYılmaz da. "demokratik tasfıj'e-
nin gerekliliğine" ışaret ederek dikkat çektı.
Çiller'in
bürokratına
songu
• AıNK.\RA(Cumhuri>et
Bürosu) - "Mercedes
kaçakçılığı" suçundan ağır
ceza mahkeme.sinde
yargılanan Başbakanlık
Müsteşar Yardımcısı
Recep Özcan. mahkemede
ifade verecek. Ankara 1.
AgırCeza Mahkemesi.
Özcan'm adresinin >aptanıp
ifade vermek üzere
duruşmaya gelmesı ıçın
Ankara Emniyet
Müdürlüğüne vazı
gönderdi, Aynı zamanda
DYPGenel Başkanı.
Başbakan Vardımcisi \e
Dışişleri Bakanı Tansiı
Çiller'in de eski av ukatı
olan Özcan'm. NlSsayıh
Kaçakçılıgın Menı \e
Takibine Daır ^'a>a'nın
27 2-4 maddesine göre 8-12
yılı arasında ağır hapsi
isteniyor.
'Papağan krizi'
açıklaması
• A M V A R . A ( A A ) - C H P
Genel Sekreterı Adnan
Keskin. bir gazetede yer
alan "CHP'de papağan
krizi" baslıklı İıabere ilişkiıı
yazılı açıkljnıa.sında. sunları
kaydettı: "27 Eylül l
l
W6'da
Kanal 6'da canlı vayımlanaıı
"Ceviz Kabuğu
programında aramızda
geçen tartışmada. Sayın
Karayalçın'a ileri .sürüldüğü
şekılîle tııtap etmedigım,
programın bu bölümünün
bant çözünıünde ve ilgilı
gazetenin Ankara
temsilcisine gönderdığimız
görüntü kayıtlannda da açik
şekilde görülmektedir.
Tartışmanın bu bölümünün.
kamuoyuna yanlış
yansıtıîması. ne yazık kı
gereksiz ve ters yorumlara
neden olmuştur."
Gül'den Ağan'a
suçlama
• ANKAR.A (Cumhuriyet
Bürosu)-Başbakan
Necmettin Erbakan'ın
Türkiye'nin gelişım yönünü
Doğu'ya çevirmeyi
hedetleyen dış gezilerı
nedeniyle kabinede oluşan
çatlak. muhalefet
partilerınin de protestosuv la
bunalıma dönüştü.
"Ticaretın dıplornasinin
önüne aeçtıSını " savunan
RP'h Dev lef Bakanı
Abdullah Güî. Erbakan'm
temasları nedenıvle istifa
noktasına gelen Içışleri
Bakanı Mehmet Ağar'a isım
vermeden tepkı göbterdi.
Çelik'e îstîfa
çağrısı
• DENİZLİ (Cumhuriyet)
-CHP Genel Sekreterı
Adnan Keskin. dün
Denizli'de düzenlediğı basın
toplantısında Çalışma ve
Sosyal Güvenlık Bakanı
Necati Çelik'ın. "Atatürk ve
laiklik adına söz edenlerin
yüzüne tükürün" sözlenne
sert tepki göstererek
"Bakanlıktan derhal istifa
ederek çekıp gıtmelıdir"
dedi. Atatürkçü Düşünce
Derneğı de Necatı Çelık'ı
sert bir dılle eleştirdı
DÜZELTME
Gazetemızın diinkii say?-
smda haberı altıncı şavfada
yeralan "DüşüneeyeÖzgür-
lük" davası sanıklarımn fo-
toğrafı. yanlışlıkla dördüncü
sayfadaki "\t \lart Katlı-
amı") la ılgıli haberdo kulla-
nılnııştır. Düzeltir. özürdıie-
riz.
TBB'den türbanlı yargıca tepld
•Türkiye Barolar Birliği'nden yapılan açıklamada.
Hâkimler ve Savcılar Yiiksek Kurulu'ndan saklanan
türbanlı kadın yargıçlar Emine Uçar \e Hiilya
Gerçeker'in rapor olav ı eleştirilerek bu durumun
adalete olan güveni sarstığı belirtildi \e suçluların
cezalandınlması istendi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Barolar Birliği (TBB).
Adalet Bakanlıgf nda. yargı
tarihınde ılk kez kürsüde görev
yapma olanağı tanınan riirbanlı
kadın yargıçlar konusunda ortaya
çıkan skandalı kınayarak.
suçluların cezalandırılınastnı
ıstedı.
TBB'ce dün yapılan yazılı
açıklamada. türbanla staja
gelmelerı nedeniyle mesleğe
kabulleri Hâkimler ve Savcılar
bırakılan Emine Lçar ve Hülya
Gerçekler hakkındaki olumsuz
görüşün v üksek kuruldan
saklanması sert bir dille
eleştirilerek. bu durumun adalete
olan güveni sarstığı kaydedildi.
>'üksek Kurulu (HSYK) takdirine HSYK'nin baöımsız bir
Erbakan:
Güvenoyu
sayımız
281'dir
ANKARA (Cumhurivet Bürosu)
- REFAHYOL luiküırietıne kar»
alternatıf"hiikümet seçeneğı
oluşturıııa arayıslurı sürerken
Başbakan Necmettin Erbakan.
ANAP'tan isritb eden Dıyarbukır
Millenekıh \bdû«câdir'
'AİBİı'nun partılerine katıldığı
grup toplantısında. muhalefet
partılerine ıneydan okudu.
Erbakan. "Hükümetimiz 278 ovla
giivenoyu alnııştı. Şimdigüvenoyu
rakamı28reçıktı" dedi
Erbakan. "ANAP bizinı
ağacımı/ın bir dalıdır. İçimi/c bir
nehirgeliyor. Hepsinin
toplanacağı \er RP'dir. Özal bu
"miilıyetçı sol' sö/ünü duysa ne
yaparidı. çok iyi biliyorum~
sözlerıv le de ANAP yönetımıni
elestırdı. TBMM'nin veni
yasama yılına baslaması
nedenıv le toplanan RP grubu.
"transferşovu" ile açıldı. Avakta
alkislar arasında kürsüve çıkan
Başbakan Erbakan. ANAP'tan
istifa eden Abdülkadir Aksu ıle
Diyarbakır'a baölı bazı ılçeve
beldelerin ANAP'lı belediye
başkanları ve belediye meclisi
üyelennın partilerine katıldığını
açıkladı. Erbakan. "Önce besmele
ile rozet sonra pozlanmu"
dıyerek yenı partılilerıyle "rozet
takma ve RP selanıı" pozları
verdi. Aksu. yaptıgı kısa
konusmada. ANAP'mÖzal
çizgisınden çıktığım, uzlaşma
misyonunu terk ettıginı. "ne
olduğu belli olmavan 'mıllivetçi
sol' diye bir misyonu telaffu/
etmeye başladıyım" söv ledi.
Ak>u. "\kıl \e tecrübenin
doruklannda bir genel başkanın
yönettiği bu çatıya geldim. Büyiik
Türkiye'nin buluşma yeri olarak
RP'yi görüyorum" dedi.
KcdemlVdenlaiklik mesajı
TBMM Başkanı Mustafa Kalemli: Laik, demokratik
cumhuriyetı korumak için üzerime düşeni yapıyorum
A.NK.\R\
(Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Baskanı
Mustafa Kalemli. yenı
yasama yılını "laiklik"
mesajıyla açtı. Görcve
geldiği günden bu
yana tüm uygulama ve
kararlannda laik-
demokratik
cumhuriyetten yana
tavıraldıgını kaydeden
Kalemli, "Ben şimdive
kadar bu değerleri
korumak için üzerime
düşen görev i vaptım,
yapmavadadfvam
edeceğiııı'* dedi.
Kalemli. Genelkurmay
Başkanı Orgeneral
İsmail Hakkı
Karadayı'mn.
w
TürkKe"nin kötüye
gHtiğj" yönündeki
açıklaması ile ılgıli
yorum yapmaktan
kaçmırken. "Bu
sonınun muhatabı
Karadayıdır"
demekle yetindi.
TBMM Başkanı
Kalemli, TBMM'nin veni
yasama yılının baslaması
nedeniyle düzenlediği basın
toplantısında, Meclıs'in geçen
yıiki çalışrnalan hakkında bilgı
verirken. ileriye dönük projeieri
de aktardı. TBMM'ye çağdaş bir
görünüm kazandırmak için bir
dizi projenin yasama
ge<;irileceğini kaydeden Kalemli.
''ÖrneşnlVIeclfe'in hâlâ bir arşiv
binası yok. Bazı arşiv bilgjleri
kavbokiu, çok sayıda senato
karan SEKA'va gönderildi"
dedi. Kalemli. bu nedenle
milletvekilleri için veni bir
haikla ilişkiler binası
yapılacağını. eski binanın ise
arşiv ve komisyonlara
Kalemli, Org. Karadayı'nın sözlerini yorumlamadı.
ayrılacagını bildirdi. TBMM
Genel Kurul Salonu'nun yeniden
düzenlendiğine dikkat çeİcen
Kalemli. milletvekili sayısının
artması nedeniyle veni
milletvekili lojmanı yapılacağını
vurguladı. Kalemli. bir
gazetecinin hükümetin
lojmanlan satma karannı
anırnsatması üzerine de.
"TB\r\l'nin karan olmadan.
hiçbir şey sattlama/. Bunu ve
haikla ilişkiler binasını nıasraf
olarak da görmüyorum, Eğer
miUetvekillerimizin halka hi/mft
etmesi istenivorsa. bu hizmet 4
metrekareük odalarda
verilemez" dedi.
Kalemli, bir gazetecinin, RP'nin
antı-laik
uygulamalannı
anımsatması üzerine
de. "Ben laik.
demokratik
cumhuriyeti korumak
için kendi adıma
üstüme düşeni
yapıyorum. Herkes de
kendi üzerine düşeai
vapsın" diye konuştu.
Kalemli. bir
gazetecinin RP
millervekillerinden.
Meclis'in dün akşam
yapılan kokteylinde
içki servisi
yapılmaması yönünde
kendisine bir talep
gelip gelmedigi
yolundaki sorusuna
karşılık olarak
"kokteyle herkes
davetlidir" demekle
yetindi.
Kalemli'nin verdiği
bilgiye aöre
TBMM
r
nin 20. dönem
birinci yasama yılında,
^1 birleşim
gerçekleştirildi ve 397
saat 39 dakika çalışıldı. Geçen
yıl. TBMM Başkanlığı'na
sunulan 233 yasa tasansından
45"i. milletvekillennin verdiği
436 yasa önerisinden 10*u
yasaîaştı. Aynı dönemde,
"milletvekilleri 322 sözlü. 1265
yazılı soru önergesi. 4 genel
görüşme. 9 Meclis
soruşturması. 106 Meclis
ara^tırması. 1 adet de gensoru
önergesi verildi. Genel görüşme
önergelerinden 3"ü. Meclis
soruşturma önergelerinden 5'i,
Meelis araştırması
önergelerinden 16'sı kabul edildi,
gensoru önergesi ise hükümetin
istifası nedeniyle işlemden
kaldınldı.
"müdürlük" olması
gerektiği belirtilen
açıklamada. "Olav son
derece vahimdir. Âdalet
dağıtmakla yükümlü olan,
santekârlıkları ortaya
çıkanp cezalandıracak olan
yargtçlann atannıaları
sırasında, dosyalardan
evrak yok edilmesi ve
atanmalannın bu yolla
sağlanması, adalete olan
güveni tamamen ortadan
kaldırıcı niteliktedir"
denıldı. Adalet
Bakanlığı'nca başlatılan
soruşturmanın kısa
zamanda sonuçlandınlarak.
suçluların cezalandırtlması
ıstenen açıklamada. •*"•
"Soruşturmanın selaıtteri
açısından. haklarında
soruşturma başlatılanlann
görevlerine devam etmeleri
son derece sakıncalıdır. Bu
kişilerin derhal görevden
alınmalaruıı
bekliyoruz"görüşüne yer
verildi.
TBB'nin açıklamasinda,
Diyarbakır E Tıpi
Cezaevi'nde yaşanan ve 11
tutuklunun ölümüyle
sonuçlanan olaylann
demeçlerle
geçiştırilemeyeceğı
belırtildi. Olayla ilgili
bir soruşturmanın
başlatılması gerektiği
vurgulanan açıklamada.
şöyle denildi:
"Olümlerin bazı gardiyan
ve görevlilerin. tutuklulara
demir sopalaria hücum
etmeleri ve başlanna
vurmaları sonucu meydana
geldiğine ilişkin ciddi
iddialar mevcuttur. Hayatı
korumakla görev li
olanlann. tam tersine adam
öldürme olayına
karışmaları, hukuk dev leti
ilkesinin ağır bir ihlalidir.
Bu nedenle iddialann
ciddivetle soruşturuunası ve
doğru çıkması halinde
suçluların gecikmeden
adalete teslinı edilmeleri
gerekir."*
:iddi
SIFIR NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
Afganistan'da kıyıcı bir islam
cı ekibin yönetimi ele geçirme-
si, Türkiye'de şeriatla ilgili yük-
selen kaygıları iyice arttırdı. Is-
lamiyeti tam anlamıyla uygula-
mak amacını güttüklerini söy-
leyen Taüban örgütü yöneticile-
nnın ilkel bir düzenden yana ol-
dukları. her geçen uygulama ile
daha da netlik kazanıyor.
Erkeklere sakal uzatma zo-
runluluğunun getirilmesi ve kö-
se erkeklerın de takma sakala
mecbur bırakılması, ortalama
gelışmışlik düzeyine sahip bir
insan için bile komık sayılacak
saçmalıkta. Türkiye'deki Islam-
cıların büyük çoğunluğunun da
bu türden uygulamaları hayret-
le karşıladığına emınım.
Ancak burada bır başka ger-
çek daha olduğunu da unut-
mamak gerek. Siyası Islamcı-
lar. her yerde ıçinde yaşadıkla-
rı toplumun en gerı eğ/limlerini
temsıl ediyorlar. Bir başka şe-
kılde ifade edilırse. onlar top-
lumsal gerıliğin primını topla-
yarak büyüyorlar. Her ülke İs-
lamcısınıngerılıkölçüsü. ıçinde
yaşadığı toplumun gelışmışlik
düzeyme gore şekıllenıyor. İş,
Afganistan pratiğıne gelınce:
Sakal ve Türban da Üniforma
yasaklar. saç sakal düzeyine
kadar düşüyor. Bizdeki İslam-
cıların gerilığı de Türkiye düze-
yinde. Bizimkıler içki yasağı ko-
yuyorlar. ama içki içeni asaca-
ğız diyemiyorlar. Kadınlann ör-
tünmesi gerektiğinı ikna yoluy-
la sağlayacaklarını söylüyoriar.
ama kadınlara sokağa çıkma
yasağı koyacaklarını iddia et-
miyorlar.
Bu konudaki ömeklerçoğal-
tılabilir. sonuçta ortaya çıkan
tablonun özü değişmez: Gerı-
lik. Dünyanın her yerındeki is-
lamcılar sakala meraklıdır, elle-
rinden gelse herkesi sakallı do-
laştırmak isterier. Dünyanın her
yerindeki islamcılar, kadınlann
çahşmasmdan. toplumsal ya-
şam ıçinde etkıli olmasından
hoşlanmazlar.
Kadınları eve kapatıp. erkek-
lere hizmet eden ıkıncı sınıf ın-
sanlar haline dönüşturmeyı
amaçlarlar. Amaç, erkek ege-
men ilkel bırdüzen kurmak. Bu
nedenle toplumsal açıdan az
gelişmış yörelerde daha fazla
taraftar bulurlar. En geri ülkeler-
de, en ilkel uygulamaları savu-
nurlar.
Siyasi islamın toplumsal te-
melı. geriliğe dayanır. Siyasi is-
lama karşı direnebilmenin en
sağlam yolu ise demokrasi bı-
lincinin, gelişmiş ınsan tipinin
yerleştirilebilmesı. Hiçbir de-
mokratik ve gelişmiş toplumu
şeriat tehdit edemez. Bunun
dünyada örneği şımdiye kadar
görülmedi.
Siyasi islamın egemenliğine
düşmüş ülke örneklerını göz-
den geçirirsek bu gerçek daha
iyi anlaşriır. İran. Afganistan, bir
yönüyle Cezayır gıbi siyasi İs-
lamı güçlendiren yönetımlerin
hepsi halkını ezdı. zorbalığa
başvurdu. Bu ülkelerdeki yö-
netimler. özgürlüklerı her za-
man baş düşman olarak gör-
düler ve baskı rejimlerinin en
koyusunu denediler.
Türkiye'de siyasi islamın
yükselış çizgisıni ıziersek aynı
gelişmeyı ülkemızde de gözle-
yebılınz, Her askerı darbe ve
özgürlük düşmanı yönetım. si-
yasi İslamın değırmenine su ta-
şıdı. Son on yıldırTürkiye'yi kan
gölüne çevıren şıddet yanlısı sı-
yaset, Islamcıların gücüne güç
kattı. Halkı bastıran ve ezen zu-
lüm düzenı, şeriata direnebile-
cek gelişmiş insanı hedef aldı,
halkı karanlığa mahkûm etti.
Polis devleti. asıl hedef olarak
dirençli ve mücadeleci insanla-
rı ezdiği ıçin şeriatın altyapısını
dolaylı olarak hazırladı. Baskı-
cı rejim, her yönüyie gelişmiş
bır toplumu ortadan kaldırma-
yı ve engellemeyi hedefledi.
Afganistan'daki felaketın ya-
rattığı korku ve endişe havası,
Türkiye'de bazı çevrelerde ye-
nıden demokrasi dışı yöntem-
lerı gündeme getirıyor. Özgür-
lüklerı askıya alarak siyasi İsla-
mın önune geçılebılırmış gibi
bır ortam yaratılmak isteniyor.
Yaşadığımız bunca deney gös-
terıyor ki siyasi islama baskıcı
rejımler engel olmuyor. tam ter-
sine can verıyor.
Siyasi İslamın gelışemedığı
yerler; demokratik ülkeler ve
demokrasi bilinciyledonanmış
toplumlar. Örneğin bugün is-
veç'te. siyasi islam veya siyasi
Hıristiyanlık bir tehlike teşkil
edebilir mi? isveç'teki bir yö-
netim. erkekleri zorla sakal bı-
rakmaya zorlayabilir mi, kadın-
ları eve hapsedebilir mi? Bun-
jarı düşünmek bile abes. Ama
isvıçre'de, cezaevlerinde çivili
sopalarla tutuklular da öldürül-
müyor. Askeri darbe kimsenin
rüyasına bile girmiyor.
Çivili sopalarla tutuklulan öl-
düren. yurttaşlarını kaçırıp yok
eden bir anlayışın şeriata karşı
bir seçenek olması mümkün
mü? Böyle bir seçenek, kime
dayanacak. kimi seferberede-
cek?
Türkiye'nin demokratları
ham hayallerden vazgeçmeli
ve bu devletin demokratikleş-
mesi. Türkiye'yi büyük bır ba-
tağın ıçıne yuvarlayan bu sa-
vaşın bitmesi için enerjilerini
kullanmalılar. Unutmayalım ki
şerıatın tek panzehiri, özgürlük,
barış ve demokrasi. Bunun dı-
şında denenen bütün yollar if-
las etti. Sakal ve türban da so-
nuçta bır başka üniforma.
GLOBALPOLİTİKÜLTüri
ERGİN YILDIZOĞLU \
Yüzde 21'le Neler Olur Neler!
Mesut Yılmaz, Refah Partisi'ni kastederek, "Bir
ülkede yüzde 21 'le dış politikann yönü değiştirile-
mez" demiş. Herhalde değiştirilmemelidir demek
istemiştır. Yoksa Meclis'te yüzde 21. hatta çok da-
ha az bir iskemleye sahıp olan bir siyasi akım, bel-
li koşullar yerine geldiğinde ve kendisine yeterince
zaman tanınırsa, hele hükümet partisiyse, değil dış
politikayı, tüm siyasi rejimi bile değiştirebilir.
Halen Türkiye'de yaşanmakta olanlar. sınıfsal özü
açısından olmasa bile, biçıme ilişkin sergilediği, ba-
zı özelliklerden dolayı, bana Gramsci'nin "pasif
devrim" olarak tanımladığı sürece ilişkin analizleri-
ni anımsattı. Kurduğum bu bağlantının bir nedeni
de şu: Eğer Refah Partisi. söylediği veya dolayİJ
olarak belirttiğı amaçlarına ulaşacak olursa, Türki-
ye'de yasal sıstemi, devlet kurumlarını, devlet per-
sonelini, dini-kültürel kurumları, eğitim sistemini ve
nihayet egemen ıdeolojiyi kapsayan, bir seri deği-
şiklik yaşanmış olacaktır. Bu, hâkim üretim tarzının
sabit kalacağını kabul etsek bile, köklü bir rejim de-
ğışikliği, bu açıdan da bir devrim anlamına gelir.
Meclis'te yüzde 21 desteği olan bir hükümet par-
tisinin, bu köklü değişiklikleri, belli koşullar yerinfi
gelirse ve kendisine yeterince zaman tanınırsa ger-
çekleştirebıleceğinı söylemiştim. Bu "belli koşullar
rı" şöyle özetleyebiliriz: Yaygın bir siyasi, kültürel ve
mali örgütlenme; yaygın biraydın (fikirüreten anla*
mında) ve medya ağı. bırleştırıcı ve kendi talepler^
ni genelin talepleri olarak sunmasına izın verecek
bir ideolojı; bu ideolojinin taşıdığı "toplumsal pro-
jenin" giderek kanıksanması ve taraftar kazanma-
sı. Bu koşullar aslında söz konusu akımm toplum-
da, kendisine karşı olan güçleri, önce birey birey,
sonra da buradan kurumlara yayılarak "moleküler
düzeyde dönüştürmekte" ve "kendi bünyesinde
asimile etmekte" olduğunu göstermektedir. Bu ma-
dalyonun öbür yüzünde. rakip kampta durum, ge^
nellikle bir belirsızlik. kararsızlık. ideolojik ve ahlaki
çürüme. siyasi proje yokluğu olarak kendini göste*-
rir. Bu kampın kadroları "biriken sorunlara cevap
vermekte başansız kaldıklan için, oluşturmuş ol-
duklan ideolojik blok dağılmaya başlar."
Türkiye'de, 1950'den berı, siyasal islamın lehifte;
yavaş da olsa yaşanan, "moleküler dönüşüm ve
asimilasyon" süreci 1980'lerde hızlanmaya ve va-
kıf, Kuran kursu. tarikatlardaki etkinliklerin artma-
sıyla giderek kurumsallaşmaya başladı. Son bele-
diye seçimlerinden öncekı ve'sonraki dönemde,
1
gerek örgütlü çalışmanın. gerekse basının ilgisinin
ve karşı akımların mevzilerini korumaktaki becerik-
sizliklerinin etkisiyle; medyamn sürekli bu kültüreta^
viz vermesi, hatta dilıni dahi değiştirmeye başlama-
sıyla, bu moleküler dönüşüm iyice hızlandı. Şimdt
bu moleküler dönüşüm sürecinin devlet kurumla-;
rına yayıldığını. bunların etkisiyle bürokrasi içinde-?
ki egemen kültürü değiştirdiğını. buradan güç ala-,
rak sivil toplum içindeki dönüşüm ve asimilasyonJ
hızlandırdığını görüyoruz. •
Ancak Refah 'ın göstere göstere devlet aygıtında*
personelinde, politikalarında ve toplumda bir seK
değişiklikler yaratıyor olmasına karşılık, yasal, kit-ı
lesel ve demokratik bir direnışın gözlemleneme-
mesi. toplumdaki siyasi partılerin de Refah'ın lejiti;
masyon taktıklerinden ve bu moleküler dönüşüm
sürecinden etkılenmiş olduklarını gösteriyor. Re-
fah'ın tabanındakı genişlemenın hızlanması, esasi
olarak rakıp ideolo|k blokun'dağılmasıyla başladı'.!
Ekonomik kriz v&knzın yarattığı acı ve sıkıntılara^
var olan siyasi partiler yelpazesi içinde bir çare üre-
tilemediğı ıçin egemen ideolojik blok daralmaya ve
işçiler, emekçiler Refah'ın asimilasyon sürecine
yem olmaya başladılar. Refah'ın asimilasyon süre-
ci, bundan sonra köylülüğü de etkıleyerek, ama e-
sas olarak emekçi kesim ıçinde genişlemesine de-
vam edecektir, diye düşünüyorum.
Eğer bu tespitim doğruysa siyasal İslamın muha-
lifi olan güçlerın ideolojik blokundaki daralmayı aş-
manın yolu, emekçi kesimlere yönelik, krize ve sos-',
yal çürümeye ilişkin rasyonel ve dünyevi çözümler
üretmekten geçmektedir. Ne yazık ki kendilerine
"sosyaldemokrat" veya "demokratiksol" diyen si-.
yasi partiler, bu alanda kayda değer bır adım ata-'
caklarını gösteren bir dinamık sergılemiyorlar. Bu
boşluğu "sosyal demokrasinin" solunda yer alan
J
lar da dolduramazsa. yukarıda özetlediğim rejirrr
değişikliği sürecinin, tüm siyasi iktidan da kapsa-
yarak geri dönülemez, en azından şiddeti de içe-
ren bir siyasal krize yol açmadan geri dönülemez
bir noktaya ulaşması artık bir zaman sorunu olacak-
tır.
Erbakan'ın Libya gezisi
'Müteahhit alacaklan
devede kulak kalır'
ANKAR.A (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan Nec-
mettin Erbakan"ın. Türki-
ye'nin geleneksel dış polıti-
İca çızgisinın dışına çıkarak
İran ve L zakdoğu'dan son-
ra bugün de Afnka ülkele-
rini kapsayan bir zıvarete
hazırlanmasında. RP'nin 13
ekimde yapılacak büyük
kongresinde partı tabanın-
dan puan toplama planlan-
nın da yattığına dikkat çe-
kildi. RP. bu çerçevede 5.
büyük kurultayına. ılımlı
Müslünıan ülkelerı de ra-
hatsiz eden radikal İslaıncı
lıderleri davet etti.
Erbakan'ın. muhatap al-
dıgı bazı yabancı konukla-
nnkimliklerı veyurtdışı zi-
yaretleri için seçtiğı kimı ül-
kelere gitmesine sıcak bak-
mayan Dışişleri Bakanlığı.
Başbakan'ın Afnka ülkele-
rıne vapacağı zivaretlerde
ağırlığın ekonomik ve tica-
ri konular üzerınde yoğun-
lasacağını bildirdi.
Erbakan'ın 150 milyon
dolar(yaklaşık 13.5 trilvon
lira) dolavında olduğu be-
lirtilen Türk müteahhitleri-
nın alacaklan sorununu
çözmekiçın Libva'yagide-
ceğı yolundaki açıklamala-
n ise inandırıcı bulunmu-
yor. Lıbya'nın Ankara Bü-
yükelçısı Abdülhamit El
Atraş, Cumhuriyet e > aptı-
ğı açıklamada. "İki ülke
arasında potansiyel işbiıiiği
olanakları var. Vlüteahhit
alacaklan bu açıdan bakıl-
dığında devede kulak kalır.
Tüm taahhütlerimizi Baş-
bakan"ın Libva zivareti sı-
rasında yapağız" diyerek
Erbakan'ın Libya ziyaretine
taktığı "borçkılınnryalan-
lamış oldu,
Dev let Bakanı Abdullah
Gül ise önceki gün yaptığı
açıklamada. Erbakan'ın
müteahhıt alacaklarının,
ödeneceğine ilişkin aldığ;,
güvence karşılığında bu ül-;'
keye gitmeyi kabul ettiğini
savunarak Libya'nın bu ko*
5Uİu verıne getirdiğini öne'
sürmüştü.
Tabanı cezbedecek
konuklar '
RP yönetiminın, tarihin-
de ılk kez iktidarda kongre
yapacak olmalan nedeniy-
le. 13 ekım kongresıni bit
şenlığe dönüştünneyi,
amaçladığı. bu nedenle
dünvanın çeşitli ülkelerin-
den Islamcı liderleri Türki-
ye've çağırdığı bildirildi."
RP'nin bu amaçla. aralann^
da Cezay ir'de laik yönetime
karşı mücadelesiyîe tanınan'
şeriatçı İslamı SelametCep-'
hesi (FIS). Mısır'daki Müs
:
"
lüman Kardeşler ve"
ABD'dekı siyah Müslii-
manlann lıden Luis Farrak-^
han'ın da aralarında bulun-1
duğu. çoğunluğu Arap ül-j,
kelennden olan çok sayıda-
1
radikal Islamcı ismedaveti-
\e gönderdiği öğrenildi.
Malezya Başbakan Yardım-
cısı Enver İbrahim. Pakis-
tan İslamı Ceınaat lideri
Khay.i Hasan Ahmet v e Su-
dan Parlamento Başkanı
Hasan Turabi'mn de kong-
reveçağrılan lıderlerarasın-
da bulunduğu bildirildi.