Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 19 EKİM 1996 CUMARTESİ
HABERLER
Gözaltında öldürülen Metin Göktepe'nin katil zanlısı polislerin yargılanmasına Aydın'da başlandı
Sadece sanddaryoktu\ECATİA\GIN
DÜRDANE KOCAOĞLÜ
A\DI.\ - Cazetecı Vl.etin Göktepe vi
gözaltında ölcürdâğü ön«e sürülen 11 ki-
şmin de aralanndi bmlunduğu 48 polisın
Avdın Agır Ceza Mahke-mesı'nde >argı-
lanma^nda izdiham yaşandı. 'Güvenlik'
gerekcesiyle Aydın'a alınan davanın ılk
duruşnıasına <anık polısl-er katılmadı. 60
kışılık ^alond£kı kargaşa nedeniyle dava-
nın ikmci yariM Avdın Aflatürk Kapalı S-
por Salonu'nda yapıldi- Metın Gökte-
pe'nin ailesın n \e müdahil a\ukatlann.
sanıkların tutüdanması v<e da\anın İstan-
bul'da görülmeM bteğıni reddeden mah-
keme başkanı. sanıklann ifadelennın de
talimatla alınrnasına karar \erdi.
E\ rensel gazete^i muhabiri Metin Gök-
tepe'nın gözahnda öldünülmesınden 284
gün sonra. sanıklann yaryılanmaMna \v-
dın Afır Ceza Mahkemesi'nde dün baş-
landı. Üçii emniyet amirı. bıri komıser
yardımcısı. 44'ü de polis memuru olmak
üzere 48 sanıktan hıçbırinin katılmadığı
duruşına önce>inde Avdın Adlıyesi. saba-
hın erken »aatlerınden uıbaren davayı ız-
lemeye gelenlerle doldu. Resmi \e sivil
polislerin geniş gü\enlık önlemlerı aldığı
adliyebınaMnagıren herkes sıkıaramadan
geçıVildı. Saat 09.00da başlayacağı belir-
tilen duruşma ancak 09.30'da başlayabil-
DÖVÜIerek ÖldÜrÜlmÜŞtÜ Dava izdiham
nedeniyle Aydın Atatürk Kapalı Spor Salonu"na
ahndı. Metin Göktepe de gözaltına alındığı gün
Eyüp Kapalı Spor Salonu'na götürülmüş. orada
dövülerek öldürülmüştü.
Yerji yabancı sivil örgütler ÜÇÜ
amiri, biri komiser yardımcısı. 44"ü de polis
memuru, toplam 48 sanıktan hiçbiri dııruşmaya
katılmadı. Davayı yerli yabancı sivil toplum
örgütleri de izledi.
di. Duruşma öncesinde bir açıklama ya-
pan Metin Göktepe'nin annesi Fadime
Göktepe. davanın güveniik gerekçesıyle
Aydın'a alınmasını kınadı. "Failleri ne-
den hâlâ eb'ni kolunu sallayarak geziyor,
neden açığa alınmadılar. neden tutukian-
madılar" dıyen Fadime Göktepe. sözleri-
ni şöyle sürdürdü:
"Belki fıziki olarak olayı gerçekleştiren-
ler, oğlumu öldürenler yargılanıyor. Ama
asıl emir \erenler nerede? Bu katliamdan
emir \erenler de sonımlu. onlar da yargı-
lanmalı. Şu anda burada bir tek sanık bi-
le yok. Faillerinin İstanbul'da olduğu bir
da\anın Aydın'a taşınmasını kınıvorum."
Da\ayı izlemeve gelen CHP milleve-
kıllerı Fatih Atay.Oya Arasü.Yılmaz Ateş
veSabri Ergül dedavanınpeşini bırakma-
yacaklannı söv lediler. Sabrı Ergül. Yargı-
tay "ıngüvenhknedeniyleyargılamayı Ay-
dın'a almasını kınadıgını belırterek "Ta-
nıklar İstanbul'da. sanıklarİstanbul'da, o-
lay İstanbul'da. bu durumda de\ let neden
güvenlik önlemi alamıyor? Bu, yargının
bir ayıbıdır. Yargı. bu davayı Aydın'a ala-
rak idarenin güdümüne girmiştir. Şe\ket
Kazan'ın güdümüne girmiştir. Bunu kını-
yorum" dıye konuştu.
Açıklamaların hemen ardından sa\cı
\e\zat Turgut. başkan Turgut N ıldınm \ e
üyeler İdrisBilgin veÇetinŞahin'den olu-
şan mahkeme heveti. dııruşmaya katılacak
olanları salona aldı. Ancak 60 kışılık >a-
lona yaklaşık 200 kişi girince büyük bir
ızdiham vaşandı. Duruşmava. Metın Gök-
tepe'nin annesi, ablaları \e ağabey lerinın
de aralarında bulunduğu 13 kişi müdahil
olarak katıldı. 317 müdahil a\ukattan
59ununkatıldığıduruşmada4sjnıkavu-
katı da hazır bulundu. Sanık a\ukatlan
arasında çeşitlı da\alarda suçlanan polıs-
leri savunmasivla ünlenen avukat Necdet
Küçüktaşkıner'in de bulunması dikkat
çektı. Salondaki düzenın sağlanamaması
üzerine sa\cı. mahkeme başkanına eğile-
rek "Reis Bey. bunu spor salonunda yap-
maklaam"diye fısıldadı. Mahkeme baş-
kanı daduru^may a lOdakikaara verılme-
sıne karar verdı \e salonun yenıden düzen-
lenmesı ıçın boşaltılmasını istedi. Ancak
bu süre içinde salon boşaltılamadığı gibi
karga^a da sürdü. Bu arada CHP Izmır
Milletvekili Sabri Ergül. salonda bulunan
si\ ıl polıslerde silah bulunduğunu belirte-
rek tepkı gösterdı. "Silahla kimseduruş-
ma\ a giremez" diyen Ergül. mahkeme he-
yetını uvararakbukışilerın salondançıka-
rılmaMnı ı.stedı. Mahkeme başkanı salon-
da seslerın yükselmesı \e sa\cının da is-
temi üzerine duruşmanın »aat 13.00'ten
ıtıbaren Aydın Atatürk Kapalı Spor Salo-
nu'nda yapılmasına karar \erdi.
Duruiinaya Istanbul Gazeteciler Cemi-
yeti Başkanı NailGüreli. Aydın Gazeteci-
İerCemiveti Başkanı Mustaf'aÇilik. Caö-
daşGjzetecılerDenıeğıteniMİeıIerı.CHP
millet\ekilleri ile çeşıtli kıtle örgütleri
temsilcılerı. Sınır Tanımayan Gazeteciler
Örgütü (RSF) Başkanı Fernando Castel-
lo. RSF Genel Sekreterı Robert Menard.
RSF A\rupa ma»ası >efi Jean Chizhizola.
AP'den ^lagda Aelvoetın de aralarında
bulunduğu 5()0"e vakın ki^i izledi.
Saat 13.30 sıralannda ba^layan ikinci o-
turama müdahil olarak katılan Göktepe
ailesi, oğullannı öldürenlerin tutuklanarak
yargılanmasını vedavanın Istanbul'anak-
ledilmesini istedi. Göktepe ailesi. aynca
dönemin Istanbul Emniyet Müdürü Or-
han Taşanlar ıle yardımcısı ve olayda so-
rumluluğu bulunduğunu ilen sürdükleri
Adalet ve Içı^leri bakanlarının da yargı-
lanmasını talep ettiler. Daha sonra Gökte-
pe'nin gözaltına alınmasına tanık olan ga-
zetemiz muhabiri Kerem Ilgaz. \eni Yüz-
yıl gazetesi muhabiri Murat İnceoğlu \e
L'BA muhabiri Satı Kaya ile E\ rensel Ga-
zetesi Imtiyaz Sahibı \ahdettin Korkmaz
dınlendi.
Dava 29 kasıma ertelendi
Duruşma sonunda mahkeme başkanı.
sanıkların tutuklanma istemini redderti.
Mahkeme. aşrıca polislerin halen aynı
yerde olup olmadığının, görevden alınıp
alınmadıklannın. başka yere tayınlerinın
çıkıpçıkmadığınm Istanbul Emniyet Mü-
dürlüğü'nden sorulmasını kararlaştırdı.
Duruşma, bir sonraki duruşmanın tanhi
konusunda sanık ve müdahil avukatlar
arasında çıkan sert tartışmadan sonra 29
kasım cuma gününe ertelendi.
Duruşmadan sonra bir basın açıklama-
sı yapan aile \e avukatlar. bugüne kadar
hiç kimsenin sanıkları göremediğini. yar-
gılama böyle devam ederse bundan sonra
da göremeyeceklerini söylediler.
Erdost
ifade
verdiANKAR.A (Cumhurhet
Bürosu) - "Türkiye'nin
Yeni Sevr'e Zorianması
Odağında Üç Sıvas" adlı
kitabı. bölücülük
propagandasi yapıldıâı
gerekçesiyle toplatılan
yazar Muzaffer İlhan
Erdost'un önceki gün
Ankara De\ let Güvenlik
Mahkemesi (DGM)
Savcısı Hamza Keleş'e
ifade verdığı öğrenildi.
Ankara Üniversıtesi Huk.uk
Fakültesı öğretım
üyelerınden Prof. Dr. Anıl
Çeçen. kitapta suç unsuru
bulıınmadığı yolunda görüş
bildirdı.
Ankara DGM de 1 saat 40
dakika süreyle ifadesi
alınan Erdost. »aveı
Keleş'in kitapta.
"PKKnin
propagandasının yapıldıği"
sa\larının doğru
olmadığını belırterek. alıntı
olarak aktanlan bölümlere
analiz ve eleştiri amacıy la
kitapta yer verildiğini
kaydetti.
Rehine
heyetine
suçlama
ALPER BALLI
ANICAFLA-Ankara DGM
Başsavcılığı. PKK'nin elinde
rehin tutulan askerlerin
serbest bırakılması amacıy la
RPVanMıllenekili
Fethullah Erbaş
başkanlığındakı heyetin örgüt
kampına gıderek PKK
propagandasına olanak
sağladığını savunarak heyet
üyelerinin örgüt elemanlarına
karşı. "ÖNÜCÜ. takdiredici •»e
hak verici" konuşmalar
yaptıklarıııı ileri sürdü.
Ankara DGM Başsavcıhğı.
heyette bulunan tHD Genel
Başkanı Akın Birdal. İHD
üyesı Cemil Aydoğan ve
Mazlum-Der Genel Başkan
Yardımcısı İhsan Arslan
hakkında4.5 yıldan "'.S >ıla
kadar ağır hapıs cezası
istemıyle dava açtı. Başsavcı
Ce\det \blkan tarafından
hazırlanan iddıanamede.
PKK'nin silahlı baskınlar
sonucunda ele geçirdiği Türk
askerlerını propaganda aracı
olarak kullandığı ve son
olarak kaçınlan 7
askerle
ilgili olarak benzer
çalışmalarda bulunduğu
belirtildı. Ağustos ayı içinde
Kuzey Irak'a geçen bazı
gazetecilerin PKK'nin
elindekı askerlerin serbest
bırakılacağı volundakı
haberleri üzerine. RP \'an
Millenekili Erbaş'ın
"konunun mahivtrini
araştırmadan. konu ile
ilgilenen resmi kurum \e
kuruluşlara danışmadan.
bilgi \e olurunu almadan.
başlataeağı hareketin sonunu
\e somıçlanm düşiinmeden.
askerlerin Dohuk'ta teslim
edileceği hususunda basında
yer alan haberlere inanarak"
gırışımlere başladığı
savunularak olıı^tıırıılan
heyetin gazetecilerle bırlikte
bölgeye gırtıği anlatıldı.
Cinayet duruşmasından notlar
Göktepe
davasında
\argılanan
sanık polisler
hakkında
•göre\ikötüye
kullanmalv
kastı aşmak
suretiyle ve
faili beUi
olmayacak
şekilde adam
öldürmek'
suçlanndan 3
aydan 15 > ıla
kadar değişen
hapis cezaları
isteniyor.
(Fotoğraf:
CELAL
YILMAZ)
Tarihi davaya tanık olmak.
SE\ İM ERTEMl'R / DENİZ TEZTEL
A\ DIN - Gözaltında dövülerek öldürülen
gazeteci Metin Göktepe davasının
görüldüğü Aydın'da 'sanıklar' yoktu. ama
işkenceye. gözaltında ölümlere tepki duyan.
insan haklarından \e demokrasiden yana
herkes oradaydı. 120 bin nüfuslu Aydın'da.
dava telaşı günlerönce başlamıştı.
Güvenlik göre\ lilerinin izınleri kaldırılmış.
sayılan arttırılmıştı. Dün sabahın erken
saatlerinde Aydın'a giren tüm araçlar sivil
\e resmi polisler tarafından arandı. kimlik
kontrolleri yapıldı. Saat 08.00'de insanlann
gelmeye başlaması üzenne adliye
çevresinde sivil ve resmi polislerin de sayısı
arrtırıldı. Adliye civanndaki yollar \e
ka\şaklar polis tarafından tutulurken adliye
karşısındaki merkez polis karakolunun
önünde de çe\ik kuvvet ekiplen bekliyordu.
Saat 08.30'a geldiğinde gazetecilerin tek
tek kimliklen ahnarak "basuı" vazılı kartlar
dağıtıldı. Evrensel gazetesi muhabiri Sedat
Peker'e bu tip kartlardan kalmadığı için
'görevli' yazıh kart verilince Peker. "Neden
bana farklı kart \eriliyor" diye tepki
gösterdi. Bu sözler üzerine gazeteci Ragıp
Duran. "Sizi ayırmak için" diye e.spri yaptı.
Gazeteciler. dinley iciler. av ukatlar sıkı bir
aramadan geçırilıp adliyeye alınırken
Göktepe'nin ailesi ıle bazı demokratik kıtle
örgütleri temsilcilerinin bulunduğu
otobüsün gecikmesi. "Otobüs durduruldu
mu, gözaltına mı ahndılar" gibi yorumlara
neden oldu Ancak saat 09. Î0 cıvarında
adliye önüne gelen otobüsün anza
nedeniyle geciktiğı ögTenildi. Aydın
Adliyesi'ne giren. Metin Göktepe'nin
annesi Fadime Göktepe'nin ilk sözleri.
"Oğlum silahlı külahlı terörist değildi. Bir
basın emekçisiydi. Onun için adil bir
yargılama >apılmasını istiyorum" oldu.
buruşmanın başlama saatinin gecikmesi
üzerine beklevenler sabırsızlamrken saat
09.30'da salonun kapısı aralandı ve mübaşir
göründü. Mahkeme başkanının. "Önce
sanıkları alın" sözleri üzerine mübaşir tek
tek sanıkların isımlennı okumaya başladı.
Bu sırada kapının önünde duran Türkiye
Gazeteciler Cemıyeti Başkanı Nail
Güreli'yi tepeden tırnağa süzen mübaşir.
"Siz sanık nıısını/. girin içeri" diyerek
Güreli'yi içeri aldı. Daha sonra bir anda
herkes duruşma salonuna hücum etti.
Böy lesi bir kalabalıkla belki de ilk kez
karşılaşan mahkeme başkanı ise hayretini
gızleyemiyordu; bu nedenle duruşmaya
sadece yanm saat bakabıldi.
Bu yanm saat boyunca da izdiham \e
arbede nedeniyle hep ayaktaydı. Sanıkların
bulıınmadığı duruşmada sanık bölümünde
Göktepe ailesi oturdu. Metin Göktepe'nın
ablaları Merjem ve Gülsüm Göktepe ile
ağabey len İbrahim, İhsan. Paşa Göktepe
ıse gıydikleri tışörtlerle adeta
havkırıvorlardı: "Bu \ürek susma\acak."
Zarakolu
ve Kürkçü
yargılandı
Istanbul Haber Servisi- İnsan
hakları ihlalleri konusunda
uluslararası çalışmalar yapan
Human Rjghts VVatch'un alt
kuruluşu Arms Project'in
raporunu Türkçeye çevıren
Gazeteci Ertuğrul Kürkçü ile
çevirininyayıncısı Belge
Yayınlan'nın sahibi AyşeNur
Zarakolu'nun yargılanmasına
Istanbul 2. Agır Ceza
Mahkemesi'nde başlandı.
Kürkçü ve Zarakolu hakkında
"devletin askeri ve emniyet
muhafa/a ku\ vctlerini tahkir ve
tezvifettıkleri iddıasıyla TCK'nın
159 1. Maddesi uyarınca 1 ile 6 yıl
arasında hapis cezası isteniyor.
Kürkçü savunml 11 lasında, ortada
gerçekten bir rapor olduğunu ve
Kasım I995"te Türkiye"de
yayımlandığını, bunun gazetelerde
yer aldığını. basın toplantısıyla
kamuoyuna duy uruldugunu
belırterek. kendisinin raporun
yazarı degil. çevirmeni olduğunu
sa\ undu. Kürkçü. "Ben çevirmen
olarak göre\imi yaptım.
Kaddafi'nin sözİerini Arapça'dan
Türkçe'ye çeviren tercüman bu
sözlerden ne kadar sorumlu ise.
ben de bu kitapta yazılanlardan o
kadar sorumluyum" dıyerek.
raporda güvenlik kuv vetlerinın
tahkir ve tezyif edilmedığini.
sadece insan haklan ihlallerine yer
verildiğini söyledi. Kitapta. ABD
ve Avrupa devletlerinin insan
haklanna duyarsızlıkları nedeniyle
eleştinldıkftrini söyleyen Kürkçü,
şöyle devam etti:
"Ben yazar degil. çevirmenim.
Olduğu gibi aktarırım. Bu nedenle
de hiçbir sorumluluğum yoktur.
Beraatime karar verilmesi
gerektiğini düşünüvorum"
Bayrampaşa Cezae\f nde tutuklu
bulunan Ayşe Nur Zarakolu da
savunmasında, yayıncılık
mesleğınin. insanların düşünce,
ifade. haber alma ve bılgi edinme
özgürlükleriyle doğrudan ilışkısı
bulunan özgün bir meslek
olduğunu belırterek. bunun baskı
altına alındığını sav undu.
Mahkeme. kitabın yazarı ve
tanıtım toplantısı hakkında işlem
yapılıp yapılmadığının
araştırılmasına karar vererek.
duruşmayı erteledi.
SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Emekli komutan, taze millet-
vekili Doğan Güreş Paşa'nın
etek giyip giymemesi giderek
önem kazanıyor. Paşa, Mec-
lis'te kullanacağı oyun rengine
göre, kendisine isteyenin etek,
isteyenin pantolon giydirebile-
ceğini söyledi.
Paşa, muhalefetin gensoru
önergesine destek vermezse
kendisine etek giydirilebilece-
ğini ima etti. Iktidar doğrultu-
sunda oy kullandığına göre,
etek giymeyi de kabul etmiş ol-
du. Bundan sonra. Güreş'in
hangi tür eteklere rağbet ede-
ceği konuşulabilir.
Etek, kadın giysisi, ama ko-
nuyu kadınlar adına erkekler
tartışıyor. Beğenmedikleri er-
keklere de kadın giysisini uy-
gun görüyorlar. Bu anlayışa
göre, kadınlar karaktersiz ve
güvenilmez. Öyle ya. Güreş
Paşa sözünde durmayınca
ona etek giydirilmeye kalkışıl-
dığına ve Paşa da bunu kabul
ettiğine göre etekliler. yani ka-
dınlar, erkek cinsi içındeki kö-
tüleri de sembolize ediyorlar.
Doğan Güreş Etek Giysin mi?
Güreş tartışmasında görül-
düğü gibi. bir sözüne güvenilir
erkekler. bir de sözüne güve-
nilmediği için kadın sayılması
gereken erkekler var. Erba-
kan. kurultayda muhalefeti
açık sözlülüğe çağırırken "Er-
keksenız" diyerek iktidarla mu-
halefet arasında erkeklik konu-
sunda bir fark olmadığını da di-
le getiriyordu.
• • •
Doğru söylemeniz gerektiği
zaman erkektiniz, eğer palav-
ra atarsanız veya korkarsanız
erkek sayılamazdınız. Doğru-
luk, cesaret ve açık sözlülükle
erkeklik arasında bir bütünlük
oluşmuştu. Güvenılmezler, ol-
sa olsa kadınlar olabilirdi. Er-
kekler. kızdıkları hemcinslerine
bu nedenle, "Karı gibi kıvırt-
ma" diyerek kadınla erkek ara-
sındaki farkı da vurgulamış
oluyorlardı.
Kahraman Türk ve kahra-
man erkek politikacılara göre,
etek giymek hakaret, pantolon
giymek ise büyük şeref sayılı-
yordu. Hatta pantolon yerine
üniforma giyerseniz şerefiniz
biraz daha artmış kabul edili-
yordu. Bütün bu ölçuleri de er-
kekler koyuyorlar. Ölçüyü ko-
yup sıraya diziliyorlar ve bu
yolla kadınların önüne geçiyor-
lar.
Erkek olmak acaba insanla-
ra neden bu kadar büyük bir
üstünlük sağlıyor? Erkeklerin
insan olarak kadınlardan ne gi-
bi bir ayrıcalığı ve marifeti var
ki. erkekler böyle düşünüyor-
lar?
Kadınların, etek giymeye
kalkan Doğan Güreş'i kendi
cinsleri içine kabul edecekleri
nereden belli?
Güneydoğu'da 10 yıldır sü-
ren kanlı savaşın en büyük so-
rumlularından birisinin kadın
kılığınagirerek. kadınları aşağı-
layacağını erkek siyasetçiler
hiç düşünemiyorlar mı? Ben
bir erkek olarak Doğan Gü-
reş'in izlediği çizgiyi. kendi cin-
sim adına kabul edilmez bulu-
yorum. Benim kabul edilnez
bulduğum bir tutumu kadınlar
neden kabul etsinler?
• • •
Etek giymek, bir cinsi, yani
kadınları tanımlıyor. Kadın cin-
si. erkekler kadar iktidar ve he-
gemonya peşinde koşmadığı
için, etekliler daha yumuşak ve
hoşgörülü oluyorlar. Kadınlar,
çağlar boyu ezildikleri, haksız-
lığa uğradıkları için, daha du-
yarlı. daha eşitlikçi ve adaletli
bir geleneği temsil ediyorlar.
Kadınlar, erkeklerin söyledi-
ğinin tersine, çoğu zaman on-
lardan daha açık sözlüler. Ka-
dınlar, erkeklerden çoğu za-
man daha kararlı ve tutarlılar.
Erkeklerin sandığının tersine,
kadınların sözüne daha çok
güvenilebilir. Aslında iş uygula-
maya geldiği zaman erkekler
de bu gerçeği bilerek kadınla-
ra daha fazla güvendikleri an-
lamına gelen davranışlar gös-
terirler. Bazı istisnalar dışında,
kadınlar. erkeklere göre daha
iyiyi, daha güzeli temsil ediyor-
lar.
Bütün bu nedenlerle Doğan
Güreş etek giymemeli. Ona uy-
gun olan, üniformalı pantolo-
nunu yeniden giymesi. Etek
giymek, yani kadınlara benze-
mek için, epeyce bir mesafe
alması gerekir.
Kadınlara. etek giyemeye-
cek olanların listesini çıkarma-
larını öneriyorum. Bunların en
başında da sanırım Doğan Gü-
reş gibileri gelir.
Doğan Güreş'in "Etek giye-
rim" sözleri, bir erkek olarak
beni çok rahatsız etti. Kadın
cinsini aşağılayan bu tutumun,
en çok erkekleri küçük düşür-
düğü inancındayım.
Paşa. en iyisi bu etek sevda-
sından vazgeçsin. Yaptığı kö-
tü işleri de kadınlara yıkarak
kendisini kurtarmaya çalış-
masın. Ona erkeklik ve ünifor-
ma iyi yakışıyordu.
CUMARTESİ
YAZILARI :
ATAOL BEHR4MOĞLL
Böyle Bip Demokrasi...
Çarşamba gecesi Kanal 6'nın "Beyin Fırtınası"
programının ilkinde"demokrasi"yi konuştuk... Bun-
ca kavram, bunca olgu arasında neden öncelikle
"demokrasi"? Sanıyorum ki ülkemızin yaşamında
da, dünyada da, kışisel yaşamlanmızda da en çok
ona gereksinim duyduğumuzdan... Bu gereksinim,
bu özlem. programın giriş bölümündeki "halk rö-
portajları "nda da açıkça görülüyordu. O halk röpor-
tajlarında sokaktaki insanın söyledikleri. bence en
az, söyleşi bölümünde bız katılımcıların söyledikle-
ri kadar ilginçti... Sokaktaki insanın yaklaşımında al-
tı en çok çızilmesı gereken ortak tavır ise kanımca,
insanımızın bugün ülkede yürürlükte olan siyasal
yönetime ve sıyasetçilere karşı bir güverisizlik içinT
de olduğu ıdı...
Sokaktaki insan haksız mı? '.
Konuyla ilgili kısa bir çalışma süreci. bilgilerini bir
araya getirme çabası. Türkiye'deki siyasal yöneti-
min işleyişi ve geleceği bakımından kaygılarımı de-
rinleştirdi. Bunları gece yarısına yakın bir saatte
başlayan programı izleyememiş olan okurlarımızla
paylaşmak ıstedim...
• • •
Demokrasi konusunda yapılacak "kuramsal"tar-
tışmalarda bir sonuca varabilmek kolay değildir...
Demokrasi nedır, demokrat kimdir, ideal bir demok-
rasi olabilir mi. burjuva (Batı) demokrasileri arasın-
da her ülkenin özelliklerine göre ortak ya da kendi-
ne özgü yönler nelerdır, sosyalizm uygulamaları ve
demokrasi bağdaşabilir kavramlar mıdır? Bütün bu
sorular ve benzerleri sınırsızca tartışılabilir... Konu1
yu irdelemeye çalışırken benı en çok ilgilendiren
soru ise, tıpkı halk röportajında konuşan insanları-
mız gibi, Türkiye'deki demokrasinin işleyişi ve so-
runları oldu...
Türkiye'deki siyasal yönetim biçimi "demokrasi"
diye adlandırılabilır mı?
Çok partili sıstem, özgür seçimler, kuvvetler ay-
rılığı vb. kavram ve kurumların varlığı bıçımsel ola-
rak düşünülürse, evet... Fakat azıcık yakından ba-
kıldığında ülkemizdekı siyasal yönetim biçiminin
"demokrasi" diye adlandırılmasının sanıldığından
çok daha güç olduğu görülecektir.
• • •
Daha giriş bölümündeki açıklamalarda kuvvetler
ayrılığı ilkesinı reddeden; yasama, yürütme ve yar-
gıyı sanki bütün bunların üstündeki bir "dev/ef'in
dairelerı gibi tanımlayan bir anayasanın, 1982 Ana-
yasası'nın yürürlükte olduğu bir ülkede demokra-
siden, yani halk egemenliğinden ve bu demektir ki
parlamentonun üstünlüğünden nasıl söz edebili-r
riz? Bu anayasanın kışı özgürlüğü, düşünce ve ör-
gütlenme özgürlüğüyle ilgili sayısız kısıtlayıcı hü-
kümleri ise. gırişteki yaklaşımın zaten doğal sonuç-
larıdır...
Parlamentonun oluşumunu sağlayan yürürlükte-
ki seçim sistemınin antidemokratik niteliği (özetle
de bırçok kitlesel görüşün temsiline olanak verme-
yen yüzde 10 ülke barajı) bugünkü yönetim biçimi-
nin "demokrasi" diye adlandınlmasını olanaksız-
laştırmaktadır... Var olan siyasal partilerin örgütlen-
me biçimlerinın, ışleyışlerının ne ölçüde demokrat
olduğu ise bir başka tartışma konusudur...
• • •
Cezaevlerinı "düşünce suçluları "nın doldurdu-
ğu, gazeteciler örgütünün polis tarafından basıla-
bildiği. basının tekelleştiğı, işleyeni sözümona be-
lirsiz cinayetlerın ve kayıpların gunlük olay durumu-
na geldiği bir ülkedeki siyasal yönetimi (sırf parla-
mento. siyasal partıler vb. vardır diye) nasıl demok-
rasi diye adlandırabileceğız?
Yargı bağımsızlığının giderek daraltıldığı bir ülke-
de kuvvetler ayrılığı ilkesinden. bu demektir ki de-
mokrasiden nasıl söz edebileceğiz?
Bölgeler. kışiler, toplumsal gruplar arasında eşit-
lik şurda dursun, gelir dağılımı ve her türlü payla-
şım adaletsizliğinın alabildiğine derinleştiği ve da-
ha da derinleşmeye devam ettiği ülkemizde. genç-
liği, memurların, çeşıtli halk gruplarının bu adalet-
sizliklere parlamento dışı örgütlenmelerle (sendi-
kalar, dernekler. birlikler, meslek örgütleri vb.) kar-
şı çıkmagirişimleri "yasa" ve kaba kuvvet engelle-
riyle karşılaşmaktayken yürürlükteki siyasal siste-
me "demokrat" denebilir mı?
• • •
Demokrası, çok özet olarak, "siyasal egemenli-
ğin halkın elinde olması" dıye tanımlanmaktadır..!
Türkiye'de bugün yürürlükte olan "demokratik sis-
tem" ise halkın seçimden seçime bu demokrasi
oyununun figüranı olarak seçim sandığına gitme-
siyle sınırlıdır...
Attilâ İlhan'ın "Böyle BirSevmek" başlıklı şiirin-
de yinelenen bir dize vardır:
"Böyle bir sevmek görülmemiştir..." Bu dizeyi
bugün ülkemizde yürürlükte olan "demokratik sis-
tem"e uygulayabiliriz: "Böyle bir demokrasi görül^
memiştir..."
İnsan Hakları Derneği
'Çiller'm açıklamasr
manipülasyon'
ANK.\R.\ (Cumhuriyet
Bürosu) - İn>an Haklan
Derneği (İHD) Genel Baş-
kanı Akın Birdal. Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yar-
dımcısı Tansu Çillerin
"Dünva'da insan haklan
için ne varsa Türkiye'de de
olacak" aeıklamasının.
"Avrupa'nın tepkisini yu-
muşatmaya > önelik bir nıa-
nipülasyon"olarak değer-
lendirdı. Birdal dün düzen-
lediği basın toplantısında.
Çiller'in önceki gün insan
haklan ihlallerinin en aza
indinleceği volundakı
açıklamasına tepki aöster-
di.
Avrupa duvan...
Hükümet programında
demokratikleşnıe \e insan
haklan için herhangi bir
düzenleme yapılmadığını
anımsatan Birdal. "Pekidı-
şişleri bakanını bu açıkla-
maları yapmaya zorlayan
nedir? Avrupa'dır. Türkiye
ile A\ rupa arasında örülen
duvarlar her geçen gün
> ükselmektedir. Durum gi-
derek kötüleşmektedir. Son
bir ay içinde Avrupa'da
Türkiye alevhine peş peşe
çıkan kararlar bunu gös-
termektedir" diye konuş^
ru. Birdal. Avrupa İnsarj
Haklan Mahkemesi'nde
Türkıye'nin mahkum edil-
diğını belirterek. şunları
söyledi.
"Avrupa Birliği'nce ha7
zırlanan Türkiye raporu,
ay sonunda A\rupa Parla-
mentosu'nda görüşülecekj
Uluslararası Af Örgü-
tü'nce Türkiye'deki insan
hakları ihlallerine ilişkin
kampanya başlatıldı. Dün-
ya ülkeleri tele\izyonların--
da kampanyaya ilişkin
programlar y apılıyor, insan
hakları ihlali görüntüleri
yer aiıyor. Dışişleri Bakan-
İığı'nca yapılan açıklama-
ların ardındaki neden bu-
dur, hiçbir inandırıcılığı
yoktur. Işkence semineıie,
önlenmez."