26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18EKİM1996CUMA HABERLER Pir Sultan Abdal Kültiip Derneği davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ankara Şubesi'nin 2. Olağan Genel Kurulu'nda yapılan kanuşmalarda "mezhep aynmcılığı" yapıldığı gerekçesiyle dernek hakkında açılan "kapatma" da\asına başlandı. Ankara 22. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın iddianamesınde. derneğin kapatılmasının yani sıra kongredeki konuşmalarda mezhepsel farklılık gözetecek içeriğe yer verildiği ileri sürülerek, saniklar Kâzım Genç, Ahmet Akkuş ve Ali Haydar Elveren hakkında 1 'er yıldan 3'er yıla kadar hapis cezası isteminde bulunuldu. TURBAIVa suç duyurusu • ANKAR\ (Cumhuriyet Biirosu) - TURBANTdaortava çıkarılan büyük yolsuzluk. yargıya iletildi. ÂNAP Istanbul Milletvekili ve TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Başkanı Halit Dumankaya. TURBAN Genel Müdürlüğü'nde ortava çıkanlan 3.5 trilyon İiralık yolsuzluk olayı ile ılgilı olarak Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na dün suç duyurusunda bulundu. Yolsuzluk savlanyla ilgıli 102 klasörden oluşan belgeleri, dün saat 15.00te Cumhuriyet Sa\cısı Fahri Artunç"a teslim eden Dumankaya, ortaya çıkardıkları yolsuzluklann, TURBAN Genel Müdürlüğü'nde şimdıye kadar yapılan yolsuzluklann sadece yüzde 5'i olduğunu bildirdi. 'Kalemli'nin gözil Başbakanlıkta' • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Pennçek, TBMM Başkanı Mustafa Katemli'nin adının olası bir ANAYOL-SOL koalisyon hükümetınin Başbakan adaylan arasında geçtiği için. kendisine sunduklan •"ÇillerÖzel Örgütü" hakkındaki suç dosyasını gensoru oylamasından ıkı gün önce geri gönderdığine dikkat çekti. Perinçek. dün düzenledıği basın toplantısında. "Suç dosyasını alacak devlet makamı bulamıyoruz" dedi. Demirel Konya'da • KONYA (Cumhuriyet) - Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel. Türkiye"de pek çok insanın iş. işyerlerinin ise işçi aradıklannı belirterek "Bu ikilemi çözmek lazım. Bunun yolu insanların beceri. hüner ve meslek kazanmasıdır" dedi. Demirel. Konya Ticaret Vakfı ile Almanya Dortmunt Meslek Odası işbirliği ile yaptırılan Teknoloji Danışmanlık \e Eğitim Merkezi'nin açılışında yaptığı konuşmada. bu gibi tesislerin ülkede çoğalmasını temennı ettiğini sö\ ledi. 1992'den bu yana ikinci büyük ortağı olduğu Sankim şirketine mal bildiriminde yer vermedi Çiller şirketiıngizLediANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - DYP Genel Başkanı. Başbakan Yardımcısı \e Dı- şişleri Bakanı Tansu Çiller'ın. Sankim Kım- ye\ı Maddeler Satıayi AŞ ile halen süren or- taklığınıgızlediği ortaya çıktı. Çiller'ın, 1992 v ılından bu yana Sankım'in yüzde 15 hissey- le ikıncı bü\ük ortağı olduğu belirlenirken. son 5 y ılda TBMM Başkanlığfna v erdiği mal bıldınmlerinin hıçbınnde bu ortaklığın gö- rünmemesi dikkat çektı. Çiller. 15 Mayıs 1995 ile 15 Mavıs 1996 tarihleri arasında da servetine 7 4 milvar lira daha kattı. TBMM Komisvonu, dün \aptığı toplantı- da. Malive Bakanlığı ile Sanayi \e Ticaret Bakanlığı'ndan Çiller \e aılesinın şirketleri ile ilgili gelen bilgileri degerlendirdi. Sanayi Bakanhğı'nın bazı belgeleri komisyona ulaş- tırmadığı öğrenilirken. komisyon. belgeleri Yüksek Denetleme Kurulu'ndan bır uzma- • Maliye ve Sanayi bakanlıklannın komisyona bildirdikleri belgelere göre Çiller, halen şirketin ortağı. DYP Genel Başkanı, son 1 yılda servetine 74 milyar lira daha kattı. nın incelemesine \erdi. Maliye ve Sanayi ba- kanlıklarından gelen belgelere göre. Çiller" in Sankim Kimyevi Maddeler Sanayi AŞ'ye yüzde 15 hisseyle ortak olduğu \e halen bu ortaklığını sürdürdüğübelirlendı. Şirketin 26 Temmuz 1996 tarıhinde yaptığı genel kurul toplantısı \erilerine göre Çiller'ın 150 bın adethissesibulunuvor. Çiller'in. 1991.1993. 1995 ve 1996 yıllarında TBMM Başkanlı- ğı'na ilettığı mal bildınmlerinin ıçinde aile- nin ortak olduğu YeşıK urt Turızm. Av taş. Mi- taş. Marso. Markım şirketleri yer almasına karşm Sankim ortakhğı görünmüyor. Mert Çiller'ın 1992 vılına kadar ortak ol- duğu ve daha sonra hisselerini sattığı İnter- royal ortakhğı da 1993 mal bildirim cetvelin- de \er almadı. Servetini arttırdı Çiller'in 1995-1996 v ıllarını kapsavan kar- şılaştırmalı mal bevan cetvellerine göre. aile son 1 \ılda toplam 125 milvar İiralık menkul ve gayrimenkul alımına gıiierken. 51 milvar lira değerinde menkul ve ga\rimenkulü elin- dençıkardı. Buhesaba göre Çiller'ın 1 yıllık net kârı 74 milvar lira oldu. Çiller ailesinın 15 Mavıs 1995'ten 15 Mavıs I996'ya kadar mal bildirim listesine venı giren menkul ve ga\- rımenkullerı ve değerleri ijöyle: AvtaşTurizm AŞgelırleri 152 miKon. Öz- er Içuran Çiller'ın Marsan'dan senetsiz ala- cağındaki artış 5 milyar 382 milyon. Bolu Gözem ek arazi değeri 2 milvar 378 milyon, Hazine bonosu 64 milyar 500 milyon. Mi- taş'tan alacak 141 milyon. Aytaş'tan alacak 17 milvar. zeytınlik 1 milyar. Çamtepe Kuşada- sı'ndaki arazi bedeli 11 mıhar. Bilkent'te 8 milvarhk daire. Samer'de 10 mı lv ar değerin- de ahşap ev. 4 milyar değerinde kagir ev. Sa- rıyer'de 1.5 milyar lira deŞerinde arsa. 'Çiller aılesı 'l995 vılında 51 milyar 202 milyon liradeğerındekı menkul vegavrimen- kullerıni de elınden çıkardı. 1996 mal bildi- riminde ver almavan. elden çıkardığı va da harcama yaptığı kalerr.ierın lısteM ı»e şövle: Bodrum Akdeniz Tatıl Sitesi. 3 milyarlık Cumhuriyet Altını. 5~0 bin dolar. 690 bin mark. Suna Pelister'in borcu. Muğla-Milas'ta arsa. Bolu Tatarlar mevkii arazısi. Almanya ziyareti Demirel geziden vazgeçebüir ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in. Baş- bakan Necmettin Erba- kan'ın kendisinin resmi zi- v arette bulunacağı Alman- ya'ya gitmekte ısrar etme- si halinde. bu ülkeye yapa- cağı gezıyi iptal edeceğı belirtildi. Erbakan'ın, bu amacını gerçekleştirmesi durumunda üçüncü dış ge- zı skandalına neden olaca- ğı dıle getinliyor. Erbakan, çok önceden planlanmış olan Demirel'in Malezya ziyaretini bilmesine karşın. bu ülkeve kendisini zorla davet ertirerek ilk yurtdışı gezi »kandalını gerçekleş- tırmişti. De\let Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Abdul- lah Gül. Erbakan"ın Al- manya'y a gidıp gitmeyece- ği yolundaki sorulara. "Za- manı geldiğinde Sayın Baş- bakan gerekli açıklamayı yapar" yanıtını verdi. Haziran sonunda DYP ile koalisyon hükümetînı kurmasından hemen sonra yurtdışı ziyaretlerini, Tür- kiye'nin PK.K. terörü sorun- larını körükleyen Iran ve Libya gibi ülkelere yapa- rak Doğu'ya açılan Erba- kan'ın. Libva skandalını örtbas etmek ıçin Batı'ya açılma hazırlığı içinde ol- duğuna dikkat çekiliyor. Dev let Bakanı Abdullah Gül. geçen av Cumhuri- yet"c yaptığı açıklamada. Afrika turunun ardından Erbakan'ın başta Almanya ve İtalya ile ABD'ye git- mek için gırışimlerde bu- lunacağını söylemişti. Erbakan'ın lısans üstü eğıtım gördüğü ve lideri ol- duğu Refah Partisi'nin uzantısı Milli Görüş/Teşki- latı'nın yer aldığı Alman- ya'ya öncelikle gitmek is- teyebileceğine dikkat çe- kildi. Yine Almanya eko- lünden olan ANAP Genel Başkanı Mesut V ılnıaz. Al- manya'nın, Erbakan'a. "kibarcagelme"dedığı yo- lunda açıklamada bulun- muştu. REFAHYOL Baş- bakanı Erbakanın. Demi- rel'i by-pass ederek bu ül- keye gitmekte ısrarlı olup olmayacağı bilinmiyor. Al- manya, Erbakan'ın henüz kendilerine ülkelerini res- men ziyaret etme talebinde bulunmadığını belirtmekle birlikte. Bonn'un, ısrarcı olunmaması için RP'ye tel- kinde bulunduğu da belir- tildi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART A/SP/RBUr* l rak Doğu ya açılan brba- kınde bulunduğu da belır- mmmmmaMMMm^MM ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H B I kan'ın. Libya skandalını tildi. Tutuklanarak cezaevine konulan sanatçı, 'beraat edeceğime inanıyorum' dedi. Şanar Yurdatapan tutuldandıANKARA (Cumhuriyet Biirosu)-PKK'nin vayın organı Med TV'ye program yaptığı ye PK.K. lıden Abdullah Öcalan'a yönelik suıkast girişiminı kınadığı suçlamasıyla ifadesi alınan sanatçı Şanar Yurdatapan, Ankara Dev let Güvenlik Mahkemesı'nce (DGM) tutuklanarak cezaevine konuldu. Yurdatapan. "Beraat edeceğime inanıyorum. Eğer burada beraat etmezsem, Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'nde aklanacağım" dedi. Istanbul Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı ekıpler tarafından 15 ekimde gözaltına alınarak Ankara'ya gönderilen Yurdatapan. geceyi Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadeie Şubesi'nde geçirdikten sonra. dün sabah saatlerinde Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel'e ifade verdi. Yurdatapan 'Yurdatapan'a tutuklama banşa darbe' tstanbul Haber Servisi - Demokra- tik kitle örgütleri, bazı siyasi partiler ile yazar, sanatçı, gazeteci ve politika- cılar Şanar Yurdatapan ın gözaltına ahnıp rutuklanmasını kınadılar. Yazar Yaşar Kemal, Yurdatapan'ın banş gı- rişimcisi olduğu için gözaltına alındı- ğını belirterek "Nijerya'dan Sad- dam'açok degisik baskı dü/cnleri gör- dük. Ama bütiin baskı rejimlerinin en tehükelisi bizimkisi" dedi. Yurdatapan'ın dün tutuklanınası is- temiyle Ankara DGM'ye sevk ediidi- ği saatlerde tHD îstanbul Şubesi'nde düzentenen basın toplantısına sanatçı- nın kardeşi Lale Mansur, Yaşar Ke- maLOrhan Pamuk.Ce/nıi Ersöz, Mu- rathan Mungan, Orhan Alkaya, \lu- sa Kart, Oral Çaljşlar, Orhan Aydıa, Celal Başlangıç. Saruhan Oluç, Suna Aras. MahirGünşıray katıldı. Toplan- tıya katılanlar $anar Yurdatapan'ın banş ve düşünce özgürlüğü için yürüt- tûğü çalışmalar nedeniyle gözaltına alındığını vurguladılar. Şanar Yurda- tapan'ın demokrasi ve insan haklan için çahştığını vurgulayan Orhan Pa- muk. sonuna kadar onun yanında ola- caklannıbelirtti. ErcanKanarıseba- rolara ve sendikalara bu duruma seyir- ci kalmamalan için çağnda bulundu. CHP İçel Milletvekili ve eski Kül- tür Bakanı Fikri Sağlar, yaptığı yazı- lı açıklamada. "Yurdatapan'ın kîihü- ret-sanatsal etkinlikleri nedeniyle gö- zaltına alınmasını şiddetie kınıyorum" dedi. Ozgürlük ve Dayanışma Partisi de yaptığı açıklamada Yurdatapan'ın tu- tuklanmasını kınarken İnsan Haklan Derneği Genel Başkanı Akın Birdal iseaçıklamasında, "Vurdatapan'ıntu- tuklanması demokratikleşıne \e banş mücadelesine karşı kaba bir saldın- dır" dedi. kendisine yönelik suçlamalan kabul etmedi. Yurdatapan'ın özetle şunlan bÖNİedığı öğrenıldr. "Bazı röportajlar dolayısıyla bu tele\iz\onda göriintiim çıktı. Kurşunkalem adlı program Türkiye'de çekilmişti, ancak bu programın başka bir yerde vavınılanmasından ben sorumlu olamam... 10 Aralık 1995 günü Istanbul Atatürk Kültür Merkezi'nde bir insan hakları gecesi hazııianmıştı. Bu gecede bant çö/ürııürıde bana okumuş olduğunuz Doğu Ergil. Doğan Çapaner. Ataol Behramoğlu. Gülay Öztürk. Murat Bilgili ve Leman Sam konuşmuşlardı. Bu programda ben sahne sorumlusu idinı. Bu programı alıp sonradan Med T\'de başka bir program içinde yay ımlamış olabilirkr. bundan ben sorumlu rutulamam. Tarihini kesin olarak hatuiamadığım bir gün, Med TN "den telefon ederek, sürdürülen operasyonlarla ilgili demeç istediler, \erdim. "Anlaşıldığı kadar bu devlet bu ışi silahla çözmeye kararlı görünüyor. Eğer Türkler ve Kürtler sağduyulu olmasaydı buyük şehırlenn varo^lannda kan gövdeyi götürürdü' dedim. Biz. demeç isteyen televizyonlar arasında ayrım yapmayız." ÜZ YAZIl ORHAN BİRGİT Öykümüzün başlangıcı. eskilere dayanır. Özgür seçimlerin yapıldığı ül- kelerde. muhalefette bulunan partiler, iktidardaki rakibi yıpratmak için elle- rinden geleni artlarına komazlar ve bunu yaparken de kamuoyunun ay- nası görevini üstlenen basın ile içtik- leri ayrı gitmeyecek şekilde işbirliğini sürdürürler. Bu işbirliği, iktidann ilk aylannda azalarak sürse de, daha sonraları "uyumsuz evlilerde balayı geçer geç- mez görüldüğü gibi" bir süre sonra kavgaya dönüşür. Iktidardakiler, bası- nı ülkeyi yönetmekten tutun da. art niyetle hareket etmeye kadar bir sü- rü suçlama ile hedef tahtasına çevi- rirter. Ben, gazetecilikten yetişmiş ve o yol ile politikaya girmiş olmanın ver- diği deneyimlerle, bu eskimeyen öy- künün bütün versiyonlarını adeta ez- berebiliyorum. Erbakan'lı Refah Par- tisi'nin öyküdeki yeri. bir ölçüde diğer partilerden ayndır. Erbakan, özgür basından öteden beri hoşlanmayan ve medyayı kendi görüşleri doğrultusunda çalışması gereken bir araç olarak gördüğü için, tarafların çekişmesi eskilere kadar uzanır. Bunun içindır ki, REFAHYOL koalisyonunun hükümet programı okunurken, bu iktidann basın ile bır hesaplaşma dönemi geçireceğinin 'Bir Kısım Basın' ipuçları, bizzat Başbakan tarafından TBMM kürsüsünde verilmişti. Kendisini Yüce Divan kapısına gö- türecek dosyaları yayımlamaya baş- ladıklanndan bu yana Doğru Yol lide- rinin de medyayı, Pamuk Prenses öy- küsündeki kraliçenin aynası gibi gör- düğü bilindiği için, REFAHYOL koalis- yonunun basınla bir hesaplaşma dö- nemine girmesi sabah akşam bekle- niliyordu. Promosyon gibi, aslında gerçek ga- zeteciier için sevimli olmayan bir ko- nu hakkında getirilen önlemler, şayet Sanayi Bakanlığı kendisini mahkeme- lerin yerıne koymuş olmasaydı. doğal karşılanabilirdi. Bereket, bu yıldınm gibi yasalaşan tedbir, Çankaya'dan veto ile çevrildi. Şimdi, iktidar gene sevimli olmayan bir başka medyatik olayı, gene aca- yip ve bence anayasaya yüzde yüz aykırı yöntemlerle sözümona gider- meye çalışıyor. Sevimli olmayan olay, baştan aşağı yanlış bir biçimde Tür- kiye'de gazete ve dergi dağıtımını te- kelleştırmedir. iktidar, böyle bir tekel- leştirmeyi. Tansu Çiller'in başbakan- lığı sırasında ve Türkiye'yi gümrük bir- lığine sokmak için çıkartılması gere- ken yasalar arasında bulunan 7 Ara- lık 1994 tarihli "rekabetin oluşturul- ması ile ilgili kanun"u çalıştırarak ön- leyeceğıne. dün TBMM Adalet Ko- misyonu'ndan alelacele geçirdiği bir teklif ile olayı "sözleşme ve özel giri- şim özgürlüklerıne aykırı" bir kördü- ğüm haline getirmiştir. Olayın görünen dayanağı, basın dünyasına abartılı televizyon promos- yonları ve yüklü devlet bankaları kre- dıleri ile giren Mehmet Ali llıcak'ın gazetelerinin dağıtımını önlemek is- teyen dağıtım tekelini yola getirmek- tir. Dün komisyonda benimsenen tek- life göre. bir yayının sahibi, dağıtıcıdan kendi mevkutesınin de dağıtılmasını isterse, bu istek karşılanmak zorun- dadır. Gene yayınlar, en uçtaki dağı- tım yerlerine ulaştırıldıklan zaman. sa- tıcı bu yayınları satışa sunmak zorun- da olacaktır. Rekabet hukuku üzerinde ihtisas yapmış DSP Trabzon Milletvekili Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, dün komis- yonda benimsenen metnin genel ku- rulda da yasalaşması halinde anaya- sanın "sözleşme ve özel girişim öz- gürlüğüne aykın" bir yasa olacağını söylüyor. Türk'e göre. anayasa kim- senin zorla çalıştınlmayacağını söy- lediği için, böyle bir yasa anayasaya aykırı olacaktır. Oysa tekelleşme pe- kâlâ biryıldan beri yürürlükteolan "re- kabetin oluşturulması ile ilgili ka- nun"\jn öngördüğü "Rekabet Kuru- /u"nun çalıştırılması ile başka yasalar gerekmeden önlenebilir. • • • Öncekı gün gensoru görüşmelerin- de Erbakan'ı savunma amacı ile kür- süye çıkan Abdullah Gül'ün evire çe- vire söylediklerinden anlaşılan siyasi ıktidarın parlamentodaki muhalefet- ten çok. bir kısım gazetelerden şikâ- yetçi olduğunu ortaya koyuyordu. Devlet Bakanı ve aslında gerçek Dı- şişleri Bakanı olan Gül, gensorunun arkasında o bir kısım basını arıyordu. Ona göre, icraatın içinden programı ile Erbakan'ın konuşması televızyon- laragetirilmeseydi. Başbakan'ın Lib- ya liderine verdığı yanıtlar kamuoyun- dan saklanmış olacaktı. Ekran başında sabırla bekledim. Bir muhalefet partisi üyesi milletvekili. kürsüdekı Vişinski edalı bakandan sorsun dıye: "İyi de Sayın Bakan, hükümetin kontrolündeki, TRT ve sizin Kanal 7 televizyonlannız. Başbakan'ın esip kükrediğini söylediğinız konuşmayı sakladı mı?" "Hem Kaddafi o çadırda gerekli yanıtı aldı ise, zatıaünizin ikide bir dı- şarı fırlayıp ev sahibine duyduğunuz hıncı Hasan Hüseyin Ceylan'/ pay- layarak gidermeye kalkışmanız ney- di?" • • • Öyle anlaşılıyor kı. hükümet "yalan haber" diye nitelendirdiği haberleri sansürleönlemenin.yazılırlarsa hapis cezaları ile karşılayarak yayıncılan korkutmanın önlemlerini getirmek için yeni tasarılar hazırlamakla uğraşıyor. Ben bu filmin siyah beyaz versiyo- nunu iyi biliyorum. Zaman zaman ba- zı sahnelerinde itile «akıla rolüm de ol- muştu. Cezamahkemeleri, adliye ko- ridorlan ya da polis nezarethaneleri ile hapishane hücrelerinde çekilmiş şeritlerde saklıdır. O roller, o siyah be- yaz filmin senarist'eri. rejisörleri, ka- meramanlan, sahne amirlerınden ge- riye birdolu anı kaldı. Kimılerini zaman zaman hüzünlendiren anılar... Allah Allah... Herşeyı düşlerdim de. Necmettin Erbakan ile Tansu Çiller'in. böyle bir filmi çağdaş stüdyolarda renkli olarak hazırlatıp başrol oyna- maya kalkışacakları, Şevket Kazan'ı senarist, DYP grubunu figüran yapa- cakları hiç mi hiç aklıma gelmezdi... BIR BAKIMA SER\ ER TANILLI Felsefeye Bir Saldırı Ne yalan söyleyeyim, okuyunca irkildim! Cumhuriyeti kuran ilkelerin ayaklar altına alındı- ğı, insan haklannın adım başında çiğnendiği bir ül- kede, şimdi söyleyeceğim olay. tek başına bir şey- miş gibi karşılanıp irkiltici görülmeyebilir. Ama ha- yır, hem Cumhuriyeti kuran ilkelerle ilgili, hem de in- san haklanna gelip dayanıyor bir ucu. Gazetemizin 12 Ekim günlü nüshasında, birinci sayfada "Akit Hedef Gösterdi" başjığıyla verilen şu haberi unutmamış olsanız gerek: Üsküdar imam- Hatip Lisesı felsefe öğretmeni Sevil Akdoğan'ın dersinde söyledikleri. -elbette öğrencilerince- Akit gazetesine yetiştirilir. Dinci gericiliğin bu en saldır- gan organı, öğretmeni. "Kuran-ı Kerim'i çiğnediği ve Allah 'a hakaret ettiğini" öne sürerek hedef gös- terir. Bunun üzerıne, lise önünde toplanan bir şeri- atçı grup. "Islama uzanan elleri kıracağız" diye slo- gan atar, tekbir getirir ve yürüyüş yapar. Böylesi bir gösteri yeşil bayraksız olur mu? O da açılır. Ve grup "Islama saldıranlara karşı mücadeie" andı içtikten sonra dağılır. il Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri de, "O/ayda tahrik var" deyip öğretmeni Kandilli Kız Li- sesı'ne atar. Olay dinmiş değil. Okul Müdürü "Oğretmenin kullandığı felsefi te- rimlerin yanlış anlaşıldığını" söyleyip olayın abartıl- maması gerektiğini belirtse de. gazetenin yazdığı- na göre şeriatçı tehditler sürüyor. Bu arada Imam- Hatip Liseleri Derneği Genel Başkanı, yaptığı açık- lamada. "Allah'a, dine, Kuran'a sövenin cezasız kalmayacağını" söyleyip "Öğretmen Sevil Akdo- ğan'ın derhal görevden alınmasını" ister. Durum o ki. öğretmenımiz. yakasını "Vurun Kahpeye!" diye bir linçten şimdilik kurtarmış olsa da, felsefe aşkıy- la başladığı meslek yaşamından olma tehlikesiyle burun burunadır. Neresinden başlamalı olayın? Akla ilk takılan şu: Sahi, ne anlatmış olabilir Se- vil Akdoğan dersinde? Bir felsefe eğitiminden geçtiğine göre. elbette o- nun ağırbaşhlığı ıçinde, eleştirici aklı rehber edinip konularına ondan esinlenen ciddilik ve cesaretle yaklaşmıştır smıfta. Şunun altını özellikle çizmiştir: Aklın, her şeyi ta- nıma hakkı vardır; ona ve bilime sırtını dayayan fel- sefe de her şeyi sorgular. Öğretmenımiz. o gün smıfta insan konusuna eğil- miş idiyse. insanın doğada bir evrimin ürünü oldu- ğunu ve kendi elleriyle kendisini yarattığını söyle- miştır. Öğrencilerinden, "Ya Adem'leHavva?"diye soran olmuşsa. bunun bilimsel bir varsayım olma- yıp bir masal olduğunu belirtmiştir. Belki eklemiştir de: Bu masalı gerçek diye alırsak, bütün insanlığın, zina da değit bir fücûr mahsulü olduğunu kabul et- mek gibi ığrenç bir sonuca varırız. Özgürlük, ahlak, kadın sorununu ya da başka so- runlardan birini işliyor idiyse, öğretmenimiz, mutla- ka çağdaş bakış açılarını sergilemiştir ve konulara onlardan hareketle yaklaşmıştır. Ve mutlaka hatır- latmıştır öğrencılerine: Çağımızdan kalkarak bakı- nız gerçekliğe: dogmalardan, önyargılardan, boş inançlardan yola çıkarak değiJ. Her şeyde "bilimsel kuşku''yu rehber edininiz, demiştir. Laik, insanca, özgür ve barışçı bir dünyayı kur- mak, ancak böyle mümkündür; ve gençler olarak böylesi bır dünyanın kuruluşunda görev alınız, di- ye bağlamıştır sözlerini. Başka nasıl konuşabilirdi ki bir felsefe öğretme- ni? Ama bütün bunlar, kendi içinde ne denli doğru olursa olsun, şeriatçı gericinin gözünde, "Allah'a, dine. Kuran 'a sövgü "dür. O kafayı değıştıremezsiniz. Öyle olunca da yapacağınız, o kafanın yetiştiği bütün fidelikleri kökünden kurutmaktır: Eğitim ve kültür politikanızla. iktisadivesosyalsiyasetinizle... Öğretmen Sevil Akdoğan'ın, giderek felsefenin başına gelenler, ölü gömmede yardımcı olsun, bi- raz da camide "aydın din adamı" olarak -neyse o?- ağzı laf yapan insan yetiştirsin diye açılan imam-ha- tip okullannın nereden nereye geldiğini bir kez da- ha ve pek güzel gösteriyor. Hem her şey, baştaki amacı da fersah fersah aş- mıştır. Adamlar övüne övüne de söylüyorlar: "RP nesli, imam-hatipler ile Kuran kurslanndan yetişti." İlk hedeflerimizden biri "Eğitim Birliği" ilkesini ye- niden yaşama geçirmek olmalıdır. Öğretmen Sevil Akdoğan'ın asıl kurtuluşu bura- dadır. Ama ona daha bugünden de sahip çıkmak bir gö- revdir bizim için: Cumhuriyetçiler, aydınlar, eğitim- ciler, felsefeciler, Sevil Akdoğan'a kol kanat geriniz!.. RP'den basına kara para tuzağı A.NK.\R.\ (Cumhuriyet Bürosu) - Bosna-Hersek için toplanan bağışlann ye- ri ne teslim edilmemesi. Mercümek olayı ve Lib- ya "dan sağlanan 50ü bin dolarlık \ ardım gıbı bır di- zi kuşkulu para tran^fenne adı karışan RP'liler. kara para tanımının basına da uzayacak şekilde düzen- lenmesi için çaba gösteri- yor. Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın. TBMM Plan ve Bütçe Komisvonu'nda gö- rüşülmesi süren "Uyuştu- rucu ve Psikotrop >İadde- lerin Kaçakçılığı ile Kara Paranın Aklanmasının Ön- lenmesine İlişkin Kanun Tasansı^nda ver alan kara para tanımının. basını da kapsav acak şekilde geniş- letilmesi isteminde bulun- duğu ortaya çıktı. RP'Ii Adalet Bakanı Ka- zan, tasarının havale edildi- ği alt komısv ona gönderdi- ği bir yazıda. Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 192. maddesinde \er alan ve "kendisine \eya başkasına para \e\a diğer bir \arar sağlamak aıııacıv la gerçek \eya tüzel bir kişive zarar verebilecek hususu" vav ın yoluylaaçıklamanın da ka- ra para tanımının kapsamı- na girmesini istedi. Bakanın istemi kabul edilirse. bir partinin gelirle- rine yönelik başında yer alan haberlere de yasa tasa- nsında öngörülen cezalar \e vaptınmlar uygulana- cak. Eklenmesi istenen madde Adalet Bakanı Kazan'ın tasarıya eklenmesini iste- di ği. tCK'nin 192 madde- sinde. " Kendisinevcya baş- kasına. para veya diğer bir yarar sağlamak maksadıy- la bir gerçek veya tüzel ki- şiye zarar verebilecek bir hususu neşir yoluyla veya her ne suretle olursa olsun açıklama tehdidinde bulu- nanlara bir yüdan 3 yıla ka- dar hapis ve iki milyon lira- dan 10 mityon liraya kadar ağır para cezası verilir" de- niliyor. Komisyon Üyesi CHP Istanbul Milletvekili Ali Topuz. RP'lilerin anlaşıl- madık biçimde tasarının kapsamının daraltılmasını ıstediklerini vegörüşmele- rin uzamasını ister tavır sereilediklerini sövledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle