Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EKİM1996CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Libya Merkez Bankası'na alacaklann ödenmesi konusunda hiçbir talimat yapılmadı
Erbakmı m
6
zafeıi' fos çıktıCANAN SOYSAL
Başbakan Necmettin
Erbakan'ın Libvagezisinden
döner dönmez müteahhitlerin
alacaklan konusunda "Bizim
vola çıkmamızla beraber, 120
milyon dolarlık alacağın 40
milyon dolan hemen
naklediiecek" şeklindeki
açıklamasına ragmen. Libya
Merkez Bankası'na hiçbir
ödeme talimatının yapılmadığı
belinıldi.
Türk Müteahhıtler Birliği
Yönetim Kurulu Başkanı
Kadir Sever. Libya Merkez
Bankası yetkilileriyle en son
olarak dün görüştüklerini
ancak vetkilılerin.
kendilerine ödeme
konusunda hiçbir talimat
gelmediğını söylediklenni
ifade etti. Kadir Se\er,
bekleme>e devam
edeceklerini v urgulayarak
Ancak şu bir gerçek ki
umutlarımı/ vavaş, yavaş
rükenmeve başladı.
Alacaklanmız yine
ödenmediği takdirde
• Başbakan Necmettin Erbakan'ın "Dönüşümüzle
birlikte müteahhitlerimizin alacaklan ödenecek"
şeklindeki açıklamasına ragmen Kaddafi'nin Libya
Merkez Bankası'na ödemeler konusunda herhangi bir
talimatta bulunmadığı öğrenildi.
Libya'da kalmamızın hiçbir
anlamı yok" şeklinde konuştu.
Sever. Türk müteahhitlerınin iç
politika malzemesi yapıldığını
belirterek "Sanki Libya gezisini
biz istemişiz gibi bir hava
yarahlıvor. Ovsa biz bu gezhi
Lib>a kanalından öğrendik ve
başbakanlığa buşvurarak
kendimizi davet ettirdik" diye
konuştu.
Eylül ayı başında iki bakanın
Libya'ya yaptığı gezinin
kamuoyuna "miiteahhit
alacaklannın takibi" şeklinde
duyurulduğunu. ancak bu gezı
öncesı kendilerine hiçbir bilgi
verilmediğini ve söz konusu
bakanlann Libya"da ilgili
bakanlarla görüşemediğine
dikkat çeken Sever. "Açıkça biz
Libya'nın Bağımsızlık Günü'ne
gittik. demediler. llk ta>izi o
zaman verdiler" dedi.
Türkiye Inşaat Müteahhitleri
Sendikası(TlM-SE) Genel
Başkanı Sami San ıse
Kaddan'nın geçmişteki
tutumları nedenıyle son ödeme
planı konusunda endişelerinin
bulunduğunu belirterek söz
konusu ödemeler yine
yapılmadığı takdirde Türk
firmalannın Libya da
kalmalannın hiçbir anlamının
olmayacağını savundu.
Libya "da Iş Yapan Türk
Müteahhitleri Birligi Başkanı
Barlas Turan ise en büyük
temennılerinin alacaklann
ödenmesi ve varım kalan
yatınmlann devam etmesi
olduğunu belirterek "Ancak
kamuoyunda Libya'Va karşı
oluşan repki devam tttiği
takdirde, söz konusu alacaklann
ödenmesi tehlikeye girebüir.
Zaten şu ana kadar hiçbir
girişim olmadı" diye konuştu.
Turan, geçen yıllardaki
ödemelerın 10 gün içinde
yapıldığını belirterek
önümüzdeki hafta sonuna kadar
bekleyeceklerini \e ödeme
yapılmadığı takdirde bütün
mevcut işleri bırakarak
Lıbya'dan ayrılacaklannı
söyledi. Ötevandan.
yurtdışında iş yapan Türk
müteahhitlennin Libya'daki
alacaklann ödenmemesi
durumunda Rusya \e Türk
cumhuriyetlerine yaptıkları
yatınmları arttıracağı öne
sürüldü. 1996 mart avı itibarıyla
8.6 milyar dolarlık iş yapan Türk
firmaları. yine aynı dönem
itibarıyla Rusya'da 5.7 milyar
dolar. 5 Türk
cumhunyetindeyse toplam
1.5 milyar doîarlık
yatırım yaptılar. Bu
arada Erbakan'ın
Afrika gezısinin son
durağı olan
Nijerya'nın da
yeni yattrımlar
için düşünüldüğü
belirtilivor.
YORUM
Memur zammının yüzde 50 olacağını duyuran hükümet ÎMFle yapılacak görüşmeler öncesinde geri adım attı
Bütçeye 2 katrilyon liralık gelir aranıyorESRA YENER
ANKARA - Başbakan Necmettin
Erbakan'ın ocak a>ında maaşlara
yapılacak zammın temmuz-aralık
enflasyonunun 5 puan üzerinde olması
yönündeki istemi üzerine hesaplanan
yüzde 50 düzeyindeki oran.
Lluslararası Para Fonu'nyla(IMF)
yapılacak görüşmeler öncesinde yüzde
40'a indirildi.
7.5 katrilyon liralık harcama tahmını
yapıian 1997 bütçesinde açığın 500
trılyon lirada tutulması için ek 2
katrilyon liralık gelir kalemi
yaratılacağı öğrenildi.
Türkiye'nin anlaşma istemini
incelemek üzere pazartesi Ankara'ya
gelecek olan IMF heyetine. 1997 yılı
bütçe hedefleri paketin bir parçası
fc8Ü için butçe ----tt^
harcamalannın kısılması, dö\iz
kurundaki artışm enflasyonun altında
tutularak sabit bir hedefle
sınırlandmlması. yüzde 10düze>ine
yükselen büyümenin yüzde 5 oranının
altına çekilmesi, enflas>onun bu
çerçevede yüzde 80'in altına
indirilmesi yönündeki istemleri,
hükümetin 1997 yılı tahminlerini de
yönlendirdi.
Hükümet. bütçe hedefleri
çerçevesinde. 1997 vılı için yüzde 70
düzeyinde enflasyon. yüzde 4.5
düzeyinde büyüme \e yıl sonunda 105
bin lira olması beklenen 1 ABD Doları
En büyüksorun vergiadaletsi:Jiği
ANKARA (ANKA) -1997 yılı
bütcesine ilişkin çahşmalar koalisyon
ortaklan tarafından farklı
yaklaşımlarla adeta "iki başk" olarak
sürdürülürken, son yıllann
bütçelerinde iyice belirginleşen
bozulmanın düzeleceğine ilişkin hiçbir
işaret alınamıyor. Henüz oluşturulma
aşamasında olan 1997 yılı rakamian,
ne dolaylı-dolaysız vergi
adaletsizliginin düzelrileceği, ne de
harcamalardaki çarpıklığın
giderilebileceği konusunda umut
veriyor. Bütçede dikkati çeken en
belirgin çarpıklıklar, vergi gelirlerinin
lcompozisyönıindâlri bozulma ve
harcamalann dağıhmmda ortaya
çıkıyor. Vergi adaletsizliginin en
belirgin göstergelerinden olan dolayh-
dolaysız vergi dengesi, sürekli olarak
olumsuz yönde gelişiyor. Bir dönem
toplam vergi gelirleri içinde yüzde
40'Iar düzevinde bulunan dolavlı
vergilerin paymın yüzde 60'a ulaştığı,
buna karşılık dolaysız vergüerin
payının yûzde 60'tan yüzde 40'a
gerilediği dikkati çekiyor. Gelir düzeyi
ne olursa olsun. herkesin aynı oran ya
da miktarda vergi ödemesini
gerektiren dolaylı vergideki artış.
Türkiye gibi gelir dağılımının bozuk
olduğu ülkelerde dengesizligi daha da
büyütüyor. Bir birim mal veya hizmet
tüketen herkes, ister asgari ücretli,
ister milyarlarca liralık varhğa sahip
olsun, aynı vergiyi ödüyor.
Hükümetler. tahsilatının hızlı olması
nedeniyle dolaylı vergiyi tercih
ediyprlar. KDV ve Akaryakıt Tüketim
Vergisi (ATV) en önemli dolaylı vergi
kalemlerini oluşturuyor. Son dönemde
akaryakıta maliyetin çok üzerinde zam
yapıîmasının altında da akaryakıt
fiyatları üzerinden önemfi ölçöde ATV
tahsilatı gerçekleştirilmesi yatıyor. Bir
yandan yeterince vergi toplamayan,
topladığı vergide de adaletsizliği
derinieştiren Türkiye. bir yandan da bu
vergiyi yanlış uygulamalann faturası
olarak borç faizi ödemek için
"harcamak" zorunda kaiıyor.
Başlangıçta bûtçe açığının finansmanı
için başvurulan iç borçlanmanın,
giderek kendi kendini besleyen bir
canavara dönüştüğü ve borçlanmanın
tek nedeninin geri ödemeler olduğu
görülüyor. ANKA'nın hesaplamalanna
göre. iç borç faizi ödemesinin
konsolide bütçe harcamalan içinde
1990 yılında yüzde 14 olan payı, bu
yılın agustos ayı sonunda yüzde 37.5'e
ulaşmış bulunuyor. Borç faizi ödemesi
böylesine artarken. bütçeden personel
ve yatınma aynlan pay hızla geriliyor.
Personelin 190 yılında yüzde 38.6 olan
payının bu yıl ağustos sonunda yüzde
26.2'ye. yatınmiann aldığ» payın da
aynı tarihler itibarıyla yüzde 14.7'den
yüzde 4.3'e gerilediği dikkati çekiyor.
için 145 bin liralık değer tahmıni yaptı.
Hükümetin ayrıca IMF'nin istemi
doğrultusunda ilk toplantılarda yüzde
50 belirledigi memur maaşlanna ocak
ayında vapılacak zammı yüzde 40
oranına çektiği öğrenildi.
Alınan bilgilere göre geçen hafta IMF
ile görüşmelerini tamamlayarak
ABD'den dönen Devlet Bakanı lifuk
Söylemez. IMF'ye sunulacak pakerte
maaşlara ocak ayında yüzde 50
oranında zam öngrülmesi durumunda
anlaşmada sorun çıkabileceği
uyansında bulundu.
Söylemez ABD ziyaretinin ardından
yaptığı değerlendirmede de IMF ile
stand-by dışında daha değişik bir
anlaşma modeline gıdilebileeeğini
belirtti. Hazıne yetkilileri. IMF'nin
Türkiye ile tam gü\ence anlamına
gelen stand-by kredi anlaşmasına sıcak
bakmadığını belirterek "IMF kendhi
tarafından güvence verilmeven. bu
çerçevede kredi öngörmeyen, ancak
inceleme vaparak olunılu bulduğunu
açıklavacağı bir orta \adeli program
istivor. IMF siyasi iktidara güven
duvmadığı için bövle bir anlaşma
istemiyor" dediler.
Ankara'va pazartesi gelecek IMF
heyetinin 3 hafta kalacağı ve özellikle
bütçe hedefleri üzerinde çalışacağı
belirtildi. IMF'nin yeni bir anlaşma
için Başbakan Erbakan'ın imzalı
güvencesinı istediği öğrenildi.
IM F'ye öneri pakeri
IMF'ye aynca özelleştirme programı.
sosyal güvenlik kuruluşlannın yeniden
vapılandırılması. para piyasalannda
tüketimi kısıcı önlemler ve tasarruf
karariarını içeren birpaket sunulacak.
Bu arada 1997 yılı bütçesi için 7.5
katrilyon liralık harcama hedefi
belirlenmesinin kesinleştiği öğrenildi.
Başbakan Erbakan'ın "denk bütçe"
istemi çerçe\esinde ilk hesaplamalarda
5 katriKon lirada tıkanan gelir
tahmininin arttınlması için kaynak
arandığı bildırildi.
Yetkililer. bütçe açığının 500 tnlvon
lira sınınnda tutulmasına çalışıldıfiını
belirterek REFAHYOL'un daha
projeleri bile olmayan paketlerindekı
planlardan elde etmeyi hedeflediği
hayali kaynaklan bütçeye 2 katrilyon
liralık geîir olarak eklemeyi istediğini
belirttiler.
İKV BAŞKANI MERAL GEZGİN ERİŞ
'AB ilgisizlikten dertli'
Ekonomi Servisi -
Türkiye-AB ilışkilennde
temel sorunun "siyasaJ
diyalog" eksıkliginden
kaynâkJandığını söyleyen
lktisadi Kaikınma Vakfı
(İKV) Başkanı Meral
Gezgin Eriş. AB
yetkılilerinin bu
sıkıntılannı her fırsatta
dile getirdiklerini
belirterek "Gümriik
birliği öncesinde AB
kurumlarıyla yoğun
temaslarda bulunan
siyasilerin. şimdi ise bu
konuvu oluruna
bırakan bir tutum
izlemeleri büyük endişe
yaratıyor" dedi.
Türkiye-Avrupa Birliği
(AB) ilişkilerinin
bugünkü durumu \e son
gelişmeler hakkında
görüşme yapmak üzere 2-
4 ekim tarihleri arasında
Brüksel'de bulunan İKV
Başkanı Erış. Brüksel'de
AB yetkilileri ile
yaptıklan temaslar ve
ardından Atina'da
katıldıkları Avrupa
Odalar Birlikleri'nin
(Eurochambres) 80'inci
genel kurulundaki
çalışmalan hakkında
açıklamalarda bulunmak
üzere dün bir basın
toplantısı düzenlendi.
Eriş, gümriik birliği öncesinde verilen
sözlerin genel seçimler sonrasmda
unutulmasının AB ülkeleri üzerinde gü\en
kaybına neden olduğunu vurguladı. AB
yetkililerinın üzerinde ısrarla durdukları
diğer bir hususun da "insan haklan
ihlalleri" olduğunu dile getiren Eriş.
Avrupa Parlamentosu'nun (AP) 19 Eylül
1996 tarihinde alınan mali yardımlann
durdurulmasına ilişkin kararın
- gerekçesinin Türkiye'de demokrasi
standartlarının yerine getirilmemesi. Kıbns
j ve Kürt sorununun çözümlenmemesi
\ olarak gösterildiğini ifade eden Erış. AP
ı üyelerinin bu tutumuna karşılık Daimi
ı Temsilciler Komitesi ile komisyon
yetkililerinin kararla ilgili görüşlerinin
farklı olduğunu göziemledikierini kaydetti.
• Gümriik birliği
öncesinde verilen
sözlerin genel
seçimler sonrasmda
unutulmasının AB
ülkeleri üzerinde
güven kaybına neden
olduğunu vurgulayan
Meral Gezgin Eriş,
İKV'nin
Brüksel'deki
girişimlerinin somut
sonuçlar verdiğini
dile getirdi.
İKV heyetinin Daimi
Temsilciler Komitesi
yetkilileri ile yaptıkları
görüşmelerden Türkiye
AB ilişkilerinin gelişmesi
konusunda sabırsız
olmamak gerektiği ve
sorunlann zaman içinde
çözülebıleceğı izlenımi
edindiklerini belinen Eriş,
Yunanistan tarafından
bloke edilen mali
yardımın da açılabileceği
yönünde olumlu mesajlar
aldıklarını açıkladı.
Komisyon temsilcilerinin
ise AP'nin karanna kesin
gözüyle bakmadıklannı
anlatan Eriş.
"Haariattıklan
Türkive'deki insan haklan
ile ilgili raporun sonucunu
bekliyoriar" diye konuştu.
İKV ile AB Komisyonu
arasında imzalanan.
küçük \e ortaboy
işletmelere yönelik
eğitimi amaçlayan bir
anlaşmayla Türkiye ile
AB arasında 15 yıldır
donmuş olan mali işbirliği
yeniden i$lerlik
kazandırdıklarını
söyleven Eriş. İKV
tarafından hazırlanan
KOBl'lere yönelik
"eleman eğitimi ve bilgi
dagırma agj" projesinin.
AB Komisyonu tarafından kabul edildiğini
bildirdi. Bu konudaki anlaşmayı 3 ekim
tarihinde imzaladıklannı kaydeden Eriş. bu
projenin Türkiye ile AB arasındakı mali
işbirliğini uzun bir aradan sonra veniden
canlandırdığını vurgulayarak "Netvvork
adını hazıruk aşamasından alan ortak
projeye AB Komisyonunun katkısı,
önümüzdeki 2 \ıl için yannı milvon ECl
rutannda olacaktır" diye konuştu.
Türkıve'nin Hükümetlerarası Konferans
gündeminde yer almamasının kabul
edilebilirolmadığmı söyleyen Eriş. AB ile
bağları Türkiye'ye kıyasla çok daha yeni
\e ekonomik düzeyleri Türkiye'nin
gerisinde olan bazı ülkeler siyasi
nedenlerle ilk genişleme halkasına
alınırken. Türkiye'nin dışlanmasının
anlaşılır olmadığını kaydetti.
6 yeni termik santral için
kampanya dü ^enlenecek
LATIFSANSL'R
KUŞADASl-Dünya Enerji Konse-
yitoplantılançerçevesındegerçekleş-
tirilen 'Karadeniz Bölgesi ve Orta As-
ya Ülkeleri Enerji Forumu'na katılan
Enerji Bakanı Recai Kutan. 6 yeni ter-
mik santral için uluslararası ihale açıl-
dığını ve 57 finnanın yeterli görüldü-
ğünü. Akkuyu Nükleer Santralı için ise
kasım a> ı ortalannda ihale açılacağı-
nı söyledi. Bakan Kutan. çevreci ör-
gütlerin olası kampanyalarına karşı
da basında yoğun bir karşı kampanya
başlatacaklannı açıkladı.
Daha önce foruma katılacağı açık-
lanan. ancak katılamayan Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel. bir mesaj
gönderdi. Demirel, mesajında dünya-
nın ekonomik bakımdan bütünleşme-
ye yöneldiği günümüzde Karadeniz
Bölgesi ve Orta Asya ülkeleri arasın-
da geliştirilmeye çalışılan işbirliğinin
enerji alanına taşınmasına dikkat çek-
ti.
Demirel. "Bölgeülkelerinin ortak bir
zeminde mevcut imkânlardan hare-
ketle karşıiıkb vararesasında,enerji ala-
nındaki işbirliğini de geliştirmeleri.
bölgeyi banş, refah ve istikrara kavıış-
turma hedefi doğrultusunda atılmış
ileri bir adımdır. Bu çerçevedeforumu
önemli bir etkinlikolarakgörüvorum~
dedi.
Forum açılışında konuşan Enerji
Bakanı Kutan, Türkiye'de yavaş yavaş
darboğaza giren enerji sorununu çöz-
mek için yeni çareler arandığını söy-
ledi. Enerji sorununun devlet eliyle
çözülmesinin mümkün olmadığını be-
lirten Bakan Kutan, yap-dev ret v e yap-
işlet-devret modelleri ile Türkiye dı-
şından finansman ve teknoloji ithal
edileceğini anlartı.
Türkiye'ye özel sektörü davet eden
Enerji Bakanı Kutan. yeni yapılacak
termik ve hidroelektrik santrallarının
özel sektör tarafından kurulacağını.
TEDAŞ'ın ise kademeli olarak özel-
leştirileceğini bildirdi.
Kutan. işletilen santrallann özel sek-
töredevredilmesineçalışıldığına dik-
kat çekerken "Türkiye'nin enerji so-
runlannın çözülnıesi konusunda karar-
üyız. Yapıian ön incelemeler çerçeve-
sinde Aliağa, Trakya. Ankara, İsken-
demn'da birer,Gebze'de ise iki adet ol-
mak üzere 6 yeni termik santral kura-
cağız. Uluslararası ihale çağnmıza 103
firnıa başvurdu, 57'si veterli görüldü.
Enerji sorununu çözmektekarartıolan
hükümetimizin çalışmalan çerçeve-
sinde kasım avı ortalannda 1000 me-
gavat gücünde Akkuvn'da inşa edile-
cek nükleer santralın ihalesi yapıla-
cak" dive konuştu.
Enerji Bakanı Recai Kutan. bu ça-
lışmalara çev reci tepkilerin önlenme-
si için de basında yoğun bir "karşı
kampanya' başlatacaklannı açıkladı.
iş ülkelerde santraliarın ne-
men yanında villalar bulunduğunu
savlayan Kutan. Ege'de çalışmaları
mahkeme kararıyla durdurulan. an-
cak Bakanlar Kurulu karanyla ça]ış-
tırılan santrallara ilişkin bir soruya.
"Tartışma konusu olan 3 santralda kü-
kürt giderme işlemleri ihale edildi. ça-
lışmaiarvürütülüvor. ^enikurulacak
santrallarise gaz çevTimli olacaklan için
çevreye zarar vermevecekler. Kükürt
nispetleri düşük olduğu için bu sant-
rallarda asit yağmurları olmayacak.
İskenderun'dâki santral iseithal kömü-
re davalı olduğundan çev re şartlanna
uvumluprojevapıldı" karşılığını ver-
dî.
OZTIN AKGUÇ
Türkiye'nin Küçük
Düşüpülmesi
Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi'nin
Türkiye'yi aşağılamaya, küçümsemeye yeltenmesi
ve Sayın Erbakan'ın bu tür saygısız davranışa
duyarsız kalması, ülkede geniş bir kesimde
kaynamaya (galeyana) yol açtı. Ülkenin onuruna,
saygınlığına saldırıya karşı tepki gösterilmesi,
duyarlı davranılması kuşkusuz toplumumuz
açısından sevindirici.
Türkiye'nin aşağılanması, saygınlığına saldırı,
küçük düşürülmesi ne yazık ki ilk kez olmuyor.
Kanımca, Ikinci Dünya Savaşı sonrası Marshall
yardımıyla birlikte Türkiye'nin saygınlığı zedeleniyor;
çeşitli toplantı ve platformlarda üstü açık veya
kapalı biçimde Türkiye küçük düşürülüyor. Son
olayda tepkinın şiddetli olması Kaddafi'nin
saygısızlıkta ileri gitmiş olmasından ve saygısızlığın,
aşağılamanın Libya gibi küçük, gelişmekteolan bir
ülkeden gelmesinden kaynaklanıyor. Kuşkusuz
Sayın Erbakan'ın gereken tepkiyi vermemesi de
öfkeyi arttıran bir etken oluyor.
Türkiye, Atatürk döneminde saygın bir ülke
iken, özellikle 1950'den sonra giderek bu saygınlığmı
yitirdi ve saygmlığımız Erbakan-Çiller ikilisi
döneminde de cumhuriyet döneminin en düşük
düzeyine indi. Ülkenin saygınlığı ile ülkeyi yönetenlerin
tutumu, kişisel nitelikleri arasında yakın bir ilişki
vardır. Kişisel saygınlığı olmayanlar, ülkeye de
saygınlık kazandıramıyorlar, tersine ülkenin
saygınlığmı zedeliyorlar.
Türkiye niçin saygın bir ülke değil? Bazı dış
ülkeler, yabancı devlet adamlan, kuruluşlar, Türkiye'yi
aşağılama en azından saygısızlık gösterme cüretini
nereden ahyorlar? Böyle birdavranışı kendileri için,
hak görüyorlar? Yanıtı açık ve basit. Bizim tuturmu-
muzdan, özellikle ülkeyi yönetmeye soyunanlann
davranışlarından.
Türkiye ne yazık ki insan haklarına saygılı
demokratik bir ülke olamadı. Türkiye Cumhuriyeti
gerçek anlamda bir hukuk, sosyal refah devleti de
olamadı, kalkınmış ülkeler grubuna da giremedi.
Türkiye'nin çıkarlarından çok kendi çıkarlarını
düşünen, sözde halkçı (popülist) politikalarla oy
devşirmeye çalışan, dış ilişkileri iç politika malzemesi
olarak kullanan yöneticiler, parti liderleri ve bunlara
övgü düzen, çanak yalayıcı (kasefis) ve fırsatçılar,
Türkiye'nin belirii yerlere ulaşmasını engellediler.
Toplumumuzun olaylara kısa süreli çıkar açısından
bakması, özverili davranamaması, kolay yolları
yeğlemesi de kuşkusuz bunda etkili oldu.
Bır ülke düşünün ki ağır bir dış borç yükü altında
bunalıma girmemesi dış kaynak bulmaya bağJı, sık
sık IMF kapısında, "kredinikeseriz" göz korkutması
altında, çeşitli nedenlerle sürekli olarak dış ülkelere
ödün verme gereğini duyuyor, böyle bir ülkenin
saygın bir konuma gelmesi, saygınlığmı koruması
çok zor.
Dış ülkelerte, yabancı devlet adamlanyfa ilişkilerin,
dış gezilerin iç politika malzemesi yapı'ması, kişisel
prestij için kullanılması da, saygınlığımızın
azalmasında başka bir neden. ABD ile yakın ilişki
içinde olmak, ABD'nin desteğinin alındığı imajının
yaratılması, ABD Cumhurbaşkanı ile çekilmiş
resimlerin dağıtımı, geçmişte oy devşirmede
kullanıldı. Son genel seçimterde dahi gümrük birliğine
giriş. Avrupa Birliği ile ilişkiler, propaganda malzemesi
yapıldı. Sayın Erbakan'ın son olaylı gezisi de iç
politikaya dönük bir amaç taşıyordu. Ekonomik
açıdan bir başarı sağlayamayacak olan Erbakan
yandaşlarına İslam ülkeleriyle yakın ilişki kuruluyor
iletisini vermeye çalışıyordu.
Devlet adamlan, ülkeyi yönetenler, ülkenin
saygınlığı üzerinde etkili olurlar. Kişilikleriyle,
davranışları ile bunu sağlarlar. Türkiye'nin Atatürk
döneminde saygınlığı yüksekse, bunda Mustafa
Kemal'in kişiliğinin büyük payı vardır. Kendi kişiliğine
saygısı olmayan, kendi vatandaşına saygı duymayan
politikacılar parti liderleri, devlet ve hükümet
başkanlan, bakanlar, ülkelerinin de saygınlığmı
koruyamazlar.
1980 sonrasmda gözlemlere dayanarak sık sık
yineliyoruz. Yaşamlan boyunca kendi saygınlıklannı
koruyamamış kişiler, ülkenin saygınlığmı da koruya-
mazlar.
DİE'nin imalat sanayii araştırması
Reklam veren
kazanıyor
ANKAR.A (ANKA) -
tmalat sanayiinde yeni ku-
rulan ışyerlerinin yaklaşık
yansının ilk beş yılhk süre
içinde kapandığı. reklama
fazla para ayıranlarda ka-
panma riskınin azaldığı be-
lırlendı.
Devlet Istatistik Ensti-
tüsü. 1985 ve 1992 genel
sanayi sayım yıliannı baz
alarak yaptığı. imalat sana-
yiindeki ışyerlerinin yaşa-
ma sürelerine ilişkin çalış-
masının sonuçlannı açıkla-
dı. Buna göre, 1985'te ima-
lat sanayiindeki mevcut iş-
yerlerinin yaklaşık yüzde
29"u dört yıl içinde kapan-
dı. Kapanmaoranı. 1986'da
kurulanlar için yüzde 45.
1987'dekileriçin"yüzde39,
1988'dekiler için de yüzde
40 düzeyinde gerçekleşti.
İmalat sanayiinde yeni açı-
lan işyerlerinin ilk beş yıl
içinde kapanma risklerinin
yüzde 50 olduğu hesaplan-
dı. 1985'teki 10bin44 mev-
cut işyerinin yüzde 53.5'i
1992 sonuna kadar faalive-
tini sürdürdü. 1986'da ku-
rulan 99 işyerinin yüzde
43.4'ü. 1987'"dekurulân544
işyerinin yüzde 52.6'sı.
1988'deki 634 işyerinin de
yüzde 59.5'inin 1992 so-
nuna kadar faaliyetini sür-
dürebildiği belirîendi.
Türkiye'de imalat sanayi-
inde kurulan şirketlerin beş
yıl sonraki yaşama oranla-
nnın bazı Avrupa ülkele-
riyle benzerlik gösterdiği
gözlendi. Türkiyede yüz-
de 52 olan bu oranın, Av us-
turva'da yüzde 87. Hollan-
.da'da yüzde 65. İsveç'te yüz-
de 6\. Fınlandıya'da vüzde
53. Fransa'da yüzde 52. Da-
nimarka'da da yüzde 48 ol-
duğu bildirildı.
8 aylık artış yüzde 40.5
TV üretiminde
hızlı artış
ANKARA (ANKA) - Ocak-ağustos dönemindeki te-
lev izvon üretiminde geçen yılın aynı dönemine oranla göz-
le görülür bir artış meydana geîdi. Yılın ilk sekiz ayın-
dakı televizyon üretimi. geçen yılın aynı dönemine göre
yüzde 40.5 oranında artarak 1 milvon 396 bin 828 ade-
de ulaştı. Elektrik süpürgesi üretimi vüzde 11 oranında
artarak 606 bin 341 "e. müzik seti üretimi yüzde 4.8 ora-
nında artarak 65 bin652"ye. video üretimi de yüzde 42.3
artarak 2 bin 659'a yükseldi. Dikiş makınesi üretimi ise
yüzde 9.2 oranında azalarak 78 bin 5!2'>egeri!edi. Ay-
nı dönemdekiçamaşırmakinesi üretimi yüzde 26oranın-
da artarak 685 bin 669'a. fınn üretimi vüzde 13.2 ora-
nında artarak 345 bin 916">a yükseldi. Buzdolabı üreti-
mi ise binde 3 azalarak 1 milvon 135 bin 817'ye düştü.