23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tntivaz Sabibi: Berin Nadi Genel Ya> ın Yonetmenı Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatorır Hiktnet Çetinkaya 9 Yazıışlerı Mudurlen fbrahim Yıldız (Sorumlu). DinçTayanç O Haber Merkezı .Muduru Hakan Kara 9 Gorsel Yönetmen Fikret Eser D15 Haberler: Şinasi Damşoğlu 9 ktıhbarat Cengiz \ ıldırım 9 Ekonomı Bülent Kızanlık 9 Kuitıır Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makdleler Sami Karaören 9 Duzellme Abdullah Yazıcı 9 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu 9 Bılgı-Belge' Edibe Buğra 9 Yurt Haberlerı MehmetFaraç \ ayın KAJTUIU İlhanSelçuk(Ba^kan) Orhan Erinç. Okta> Kurtböke. HikmetÇetinka>a,ŞükranS<mer, Ergun BakrL Dinç Ta\anç, İbrahim >. ıldız. Orhan Bursalı. Vlustafa Baiba\, Hakan Kara. AnkaraTerrtjilcısı Muslafa Balha\ 9 Haber Muduru Doğan Akın Atarurk BuK an \ o 125. Kat 4. Bakanlıklar-.Ajıkara Tel •4195020 P hat). Faks -419502" 9 fzmır Temsılcısı Serdar Kızık. H Zıya BK 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 44N117 9 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu, inonu Cd 119 S No 1 Kai I. Tel 3522550. Fak* 3522570 Muessese Muduru Erol Erkut 9 Koordınator \hmet Korulsan 9 Muhasebe Bülent \ ener 9 Idare Hüseyin Gürer 9 İşletme Önder ÇeUk 9 Bılgı-Işlem Nail İnal 9 BılgısavarSıstem Mürihet Çiler MEDV A C: • lonetım Kurulu Bdşkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran 0 Koordınator Reha Işıtman # Genel Mudur YardımciM Mine Akdağ Tel 514 ıT 53 - Xi 5118466 \ n ml3>an ve Basan: Yenı (jun Haber ^lansı Basın %e Yavınalık A Ş T-ri<xagıCad J>M1 Cagaloglu 34*34 lsl PK 246 Utanbu! Tel (0 212) 512 05 05 )20hat) Faks (02121513 S< EKİM 1996 imsak:5.40 Güneş: 7.04 Öğle. 12.58 tkindi: 16.04 Akşam:18 38 Yatsı: 19.57 Size Ozel' • Haber Merkezi- Üllemizin tanınmış haute- couture ustalanndan Faruk Saraç'ın 96-97 sonbahar- kı> koleksiyonu satışa sınaldu. "Sıze ÖzeV sbganıyla tanıtılan kcleksiyonda yün ve keşmırlere ağırhk venlirken çjrcı \e rahatlık ön plana çKarıldı Faruk Saraç kış kdeksiyonunun satışlan Kadıköy Bahariye. Caddebostan ve Swiss Otel'deki mağazalannda gerçekleştınlıyor. Yeni perspektifler • Haber Merkezi - TÜSES'in (Türkiye Sosyal Ekonomık Siyasal Araştırmalar Vakfı). "Sosyal Demokrasıde Yeni Perspektıfler" konulu uluslararası konferansı bu sabah The Marmara Oteirnde başlıyor. Açılış konuşmasını CHP Genel Başkanı Denız Baykal'ın yapacağı konferansa Avrupa"nın sosyal deTiokrat ve sosyalist partilerinden önemlı isimler konuşmacı olarak katılıyor. Iki gün ^.ürecek konferans "Avrupa"da \e Türkıye'deki Ekonomık. Polıtik ve Sosyal Değışimler: Sosyal DemokratT'olitıkalar lçin Çöziim Önerılen" konulu panelle sona erecek. Yiiksek lisans oriyentasyonu • Haber Merkezi-1993 yılında kapsamlı tşletme yiiksek eğıtımi sunmak amacı ile kurulan Koç Ünı\ersitesi tşletme Enstitüsü'ne bağlı işletme yüksek lisans programı (MBA). dördüncüMBA sınıfının oriyentasyonu gerçekleştinldi. Mülakatlarm ardından programa başlamaya hak kazanan 45 MBA adayı. 2 yıl sürecek eğıtımJennde yönetim bılgi ve becerilerinı arttıracaklar. Güneş tutulması • Haber .Merkezi - Parçalı güneş tutulması yarın Türkıye'nın batısından kısmen ızlenebilecek. Boğaziçi Üniversıtesi Kandılli Rasathanesı'nden yapılan açıklamaya göre tutulmanın Istanbul'da başlangıç saatinın 16.56, ortasının da 18.00 sıralannda olacağı bıldirıldi. Açıklamada Türkiye'den izlenecek tutulmanın büyüklüğünün yiizde 50 ci\annda olacağı ifade edıldi. Güneş tutulması Afrika. Avrupa ıle Kanada \e Grönland'dan da izlenebılecek. Özürlüler için • ANKARA (AA) - Özürlülerin durumlanyla ilaili çeşıtlı kanun \e KHKIerde değışiklık yapılması için hükümete kanun hükmünde kararname (KHK.) çıkarma yetkisi veren yasa tasarısı. TBMMSağhkve Sosyal Işler Komisyonu'nda kabul edildı. Tasannın yasalaşması halinde hükümet. Başbakanlığa bağlı Özürlüler tdaresi Başkanlığı kurulması. özürlüler ıle aılelennin korunması. bunlann eğitımi. ıstıhdamı. tedavi \e rehabilıtasyonu ile hak ve sorunlarına ılişkın mevcut yasalarda değışiklık yapan KHK'ler çıkartacak. Iptal olasılığı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Öğrenci Seçme \e Yerleştirme Merkezi (ÖSYM). üniversite sınavlannda yeni belirlenen ortaöğretim başan puanı katsayısı uygulamasının bır yıl ertelenmesı nedenıyle. isteyen adaylann ek yerleştirme kontenjanı başvurulannın iptal edilebıleceğıni bildırdi. Adaylann. iptal işlemi için 18 ekim gününe kadar ÖSYMıIveıIçe temsılciliklerine başvurabilecekleri bildirildı. Kitaplann her öğretim yılında değiştirilmesi yüzünden trilyonlarca liralık kaynak yok oluyor Ders ldtabında büyük savurganhkANKARA (ANKA)- Ders kıtap- lannın kullanım ömrünün bir yılı geçmemesı, trıl>onlarca liralık ka> - nağın yok olmasına neden oluyor. Ders kıtaplannın her yıl değiştiril- mesi sonucunda, velilerin kitaba ödediği paranın yılda 15 trilyonu aştığı belirlendi. Öğrermen Dünyası dergisinde yer alan ve ılköğretim müfettişi Hasan Gülerjüzün vaptığı araştırmaya göre. ilköğretim kurumlannda, bir öğrencı kitap ve dergı için 738 bin lıra harcıyor. Adana Merkez Cebe- soy llkokulu"nda gerçekleştirılen araştırmada, ders kıtabı malıyetle- ri ılkokul bınneı sınıf için 354 bin. ikincı sınıf 348 bin, üçüncü sınıf 399 bin 500. dördüncü sınıf 366 bin 500 vebeşinci sınıf için ıse641 bin • Öğretmen Dünyası dergisinde yer alan araştırmaya göre. velilerin bır yılda kitaba ödedikleri paranın 15 trilyon lirayı aştığı belirlendi. Her öğretim yılı başında ders kitabı için çirkin pazarlıklar yapıldığı belirtilen araştırmada. yayınlann disiplin altına ahnması istendi. lıra olarak hesaplandı. Cebesov tl- kokulu için toplam harcama 1.5 mıl- yar olarak belirlenirken ılkokullar için Türkive genelınde harcanan toplam para 5 trılyon 53 milvar !ı- ra olarak saptandı. Ortaokul ve lise öğrencilennın ortalama ders kitabı ücretlennın 1.5 mılyona ulaştığı dık- kate alındığında, Türkiye genelın- de. bütün öğretim kademelennde ders kitabı ıçın harcanan para 15 trilyon lirava ulaşıyor. tlköğretım ınüfettışi Hasan Güler- yüz, araştırmasında, ders kıtapları üzerinde > aş;ınan "pazarlıklar" ko- nusuna da ver verdi. Gülersoy'un gö- rüşlen Oneriler "Ülkemi/de, her öğretim >ılı ba- şında kitap satışlan ciddi problem otuşturuvor. \a\ınev leri kı\asıva ya- nşır. Kitabını sattırmak için ilginç vol- lara başvurur. Öğretmenler, okul müdürleri. ilçe milli eğitim müdür- leri, hatta parti yöneticileri de\ reve sokulur. Serbest rekabetçi uv gulama kuralları >ok. Bu, bi/e \akışma\a- cak çirkinlikte siiriip gitmektedir." Araştırmada, ders kıtapları ko- nusunda yaşanan problemlerin gi- derılmesi için oneriler şöyle sıra- landı: "Kitap yazarlığı konusunda ge- çerli ölçütier getirilmeli; bakkala. kasaba, onbaşıva. polise kitap yaz- dınlmamalı. Karışıklıklara son ve- rilmeli, ders kitabı seçiminde öğren- ci - \elinin etkisi arttınunab. Üniver- sitelerde kitap basımı \e >azımı ko- nusunda anabilim dallan kurulma- lı. V'ayıne> leri, yazariara karşı ciddi \e onurlu olnıalı. Ciddi \ ayınev leri, hakkı olmadığı halde oğlunun, ka- nsının. gelinin adını >azar adı olarak »ermemelidir.'" EĞİTİM VE KURS GİDERLERİ VELİYE YÜK Universiteye hazırlanan öğrencinin faturası ağır • Özel okulda okuyan ve universiteye hazırlanan bir lise son sınıf öğrencisinin yıllık maliyeti kurs giderleriyle birlikte 1 milyar lirayı aşarken devlet lisesinde okuyan bir öğrenci ailesine ortalama 150 milyon liraya mal oluyor. * «-UCH-ŞO.» FT.NPEAOL Greenpeace'ten soya eylemi Almama'nın Hamburg kentindeki l nilever Gıda ve kimvasal Crünler Şirketi'nin merkezi öniinde toplanan ta\şan kılığındaki Creenpeace örgütü üveleri, şirketin. genetik vapısı değiştirilmiş Amerikan sova fasuhesi kullanma girişimini protesto ettiler. Bütün gıda endüstrisine, l nilever'i boykot etme çağnsı yapan Greenpeace üveleri, genetik değişiklikler vapılmış soya fasuiyesinin. insan sağlığı ve çevre üzerindeki olası zarariarının göz ardı edilmemesi gerektiğini söylediler. Greenpeace eylemcileri, ta\şan lulığına girerek, üzerlerinde soya fasulyesinin etkileri denenen niketicilerin. laboratmar hay vanları gibi kullanıldığını vıırguladılar. (Fotograf: REUTERS) VUSUFZİYAAY Özel okulda öğrenim gö- ren ve universiteye hazırla- nan lise son sınıf öğrencisi- nin yıllık ortalama maliyeti 1 milyar lirayı aşarken. dev- let lisesının son sınıfındakı unıversıte adayının. ailesine yıllık masrafı '150 milyon' lirayı buluyor. Ülkemizde öğrencı olma- nınbedeliçokağır. Gelirdü- zey ı y üksek aileler, çocukla- nnın en iyı eğitimi alması ıçın büyük mıktarda paralar harcarken. dar gelirli aileler ıse çocuklannın eğitimınde. satın alma güçlerinin yeter- sizlığine boyun eğmek zo- runda kalıyorlar Özel kurs pahalı Özel lıselerden bırınde okuy an v e ünıv ersıteye hazır- lanan bır öğrencı, okula eğı- tim bedeli olarak yıllık orta- lama 350 milyon lıra odü- yor. Bu öğrencinin okula ödedığı yemek bedeli ıse yıl- da 70 milyon lirayı buluyor. Forma için ortalama 15 mil- yon. kitap ve kırtasıye bede- li oiarak da yılda ortalama 30 milyon lira harcama ya- pıyor. Aynı öğrencı üniversi- teyehazırlık ıçın özel birder- shaneye yılda 100 milyon li- ra para harcıyor Haftada birer saatten 3 der- si özel hocadan alıyorsa, özel ders için de ailesine yılda or- talama 528 milyon liralık har- cama getınyor. Böylece özel liselerden bırinın son sını- fında okuyan bir öğrenci, ai- lesine yılda ortalama 1 mil- yar 95 milyon liraya mal olu- yor. Devlet liselennden birın- de okuvan ve ünıversıteve hazırlanan bir son sınıf öğ- rencisı. forma ıçın ortalama 8 milyon lira harcıyor. aynı öğrencinin okul servisi için aıle bütçesine getırdiği yıllık ortalama gider28 milyon li- rayı buluyor. Kitap ve kırtasiye için ise yıllık ortalama 6 milyon lira ödüyor. Bu öğrenci universi- teye hazırlık ıçın özel birder- shaney e gıdiy orsa bunun için de yıllık ortalama 100 milyon lira ödemek zorunda kalıyor. Kendi olanaklarıyla üniver- sıte sınavlarına hazırlanan bır lise son sınıf öğrencısi, test kitaplan için yıllık ortalama 3 milyon lıra harcıyor. Bütün bu gıderlerin toplamı olarak devlet lıselerınden bırının son sınıfında öğrenim gören bir öğrencinin, ailesine yıl- lık ortalama maliyeti 150 mil- yon lirayı buluyor. Servis taşıma ücretleri ve özel universiteye hazırlık kurslan. ilgili kurumlarca be- lırlendığınden bu kalemlere harcanan para mıktan gerek özel. gerekse dev let lısesı öğ- rencisi için değışmıyor. Ü^ÛNCeiERİ A 'iuûectv • • e-posta : tan (a vol. com. tr İNS^TAREV RUHSAL \APISI BE\t\DEKİ SALGILAR4 GÖRE DEĞİŞİYOR Mutluluğun kaynağı bulundu Çeviri Semsi- Uzmanlar neden bazı insanlann olumlu, diğerlerinin ise olumsuz düşüncelere yatkın olduğunu uzun zamandır araştınyordu. Yapılan araştırmalar sonunda, bu aynmdakı etkenlerden bınnin dopamin isimlı beyin salgısı olduğu ortaya çıktı. Uzmanlann belirlemelerıne göre salgılanan dopamin mıktan beyindeki korku, depresyon. sıkıntı gibi duyuları ayarlıyorve salgı miktan çoğaldıkça bu olumsuz duygular azalıyor. Yine bir başka salgı olan noradrenalın. daha hareketli olmamızı saglıyor. Sportif faaliyetler. bu salgının miktannı yükseltiyor. Serotonin ise daha dengeli olmamızı, kendımizi iyı hissetmemizı ve güven duygumuzu arttınyor. Yeni araştırma Ancak olumlu bır insan olmadakı en büyük etken, beynın alnımızın hemen arka kısmında bulunan prefrontal corteksadı verilen kısmı. VV'isconsin Üniversitesi psıkologlanndan Richard Davidson, çalışmalan sonunda. prefrontal corteksınin sol yansı daha işlek olan insanlann, olumlu (pozitif) birer kişıliğe sahip olduklannı bilimsel olarak kanıtladı. Bu insanlar üzennde yapılan araştırmalar. onlann günlük sıkıntılan ciddiye almadıklannı. kendilerine güvendiklerini ve sorunlar karşısında güçlerini koruduklannı gösterdı Uzmanlara göre insanoğlu duygusal temel donanımını anne ve babasından genetik bir miras olarak alıyor. Hormonal salgıların miktan da bir ölçüde kalıtımsal olarak belırlenıyor. Ancak yine de uzmanlar, yaşamı daha kolay hale getırmenin ve stresten kurtulmanın yollarının olduğunu belirtiyor. Spor. müzik ve hobiler stresten • NVisconsin Üniversitesi psıkologlanndan Richard Davidson, beyindeki prefrontal corteksinin sol yansı daha işlek olan insanlann olumlu kişiliğe sahip olduklannı belirledi. Araştırmalar bu insanlann günlük sıkıntılan ciddiye almadıklannı, kendilerine güvendiklerini ve sorunlar karşısında daha güçlü olduklannı gösterdi. Büyük Beyin'de ThaJamus'tan alınan görtintü şekıllendırilıyor (Palyaço). Amygdala, Thalamus tarafından dengelertefek, Hippocampus'un devreye girmestni saglıyor. A/ınan bilgi prefrontal Cortex'e sipiral akış içinde ilsrtitiyor. Ve burada algıianan göröntü üzerinde düşünsei yargıya vanlıyor. Palyaço'nun komik olup olmadığı gibt. B u yatgı Nucteus acx^jmbens kısmında duygusal tepkıye dönüşüyor. Eğer neşeiiysek bu görüntüye hemen gütümsüyoruz. DeğHsek, bu görüntü bizi güklûremiyof. Patyaço. nıh halimee göre bai gûtdürebSir. kurtulmanın yollanndan bazıları. Aynca beyıne oksıjen gırışinı arttıracak yürüyüşler. ılık duş ve banyolar da stresi atmak ve sıkıntıların yoğunluğundan kurtulabilmenin doğal yollan. Daha ağır stresler için gevşeme terapılerı. yoga ve uzmanlann önerdiğı bazı egzersızler bulunuyor. Gülmek, yaşamı kolaylaştınyor Uzmanlar, gülmesını bılen ve olumlu düşünen insanlar için yaşamın daha kolay olduğunu belirtiyorlar. Psikologlar. davranış bilimciler ve nörobıyologların yaptığı araştırmalar. olumlu düşüncelere sahip insanlann daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Bu ınsanların sorunlar karşısında ürettikleri çözümlerin, diğerlenne göre daha iyi olumlu sonuçlar verdiğı uzmanlarca belirlendi. Kitabı bestseller olan yazar Daniel Goleman'a göre yaşama olumlu bakan. yani optımist insanlar. duygulannda ve bu duygulann kullanımında iyı bir yönetıcı gibidir. Bu duyguları dığer insanlara aktarırken de bır regülatör göre\ ı üstlenir. Güven verir, pozitif elektrik yayar, öğrenme ve öğretme açısından bu durumuyla diğer insanlardan bir adım öndedır. Özellıkle karşısındakı ınsanı daha iyı motive eder. Bu insanlar sağlık açısından da olumsuzlara göre daha rahat. Öncelıkle çağımız stresinın yarattığı psikoloıık ve fiziksel hastalıklardan uzak kalır. Gülmek kan dolaşımına ve vücuda oksijen gırışıne yararlıdır Gülerken beyınden çözülen endorphınen hormonunun ağn kesici olarak görev yaptığı da bılinıyor. SÖYLEŞİ 'Hem Üzümü Yemek, Hem Bağcıyı Dövmek'. Avrupa'nın 'üstünlük' önyargısı; bir büyük kor- kuya; daha az büyük sayılamayacak bir de başa- rıya dayanıyor: korku. XV ye XVI. yy'da yaşadığı islâm istilâsı korkusudur: iberik yarımadasında Endülüs Emevîleri'nin, Tuna boylannda Osman- lı Türkleri'nin, Avrupa hristiyanlığına saldığı kor- ku, islâmla ilgili her davranışlannda kendisini his- settirir; bu korku besbelli, islâm aleyhtarı kökden- ciliğin ana sebebi, ne var ki sonradan gelen bü- yük başarının da 'esas âmilı': XIX. yy'da cartesi- en teknoloji üstünlüğü sayesinde, Avrupa, islâm coğrafyasında, 'bağımsız' ülke bırakmamıştı: öy- leymiş gibi görünen Devlet-i Aliyye de, Iran Şah- lığı da 'gizli' birersömürgeydıler; Sevres Muahe- desi, 'hükümrân müslümanlığın' trajik sonu ola- rak tasarlanmıştı. Doğu Bloku'nun dağılmasından sonra rahat nefes alacağını sanıyordu ya, hayır; Avrupa, islâ- mın ayağa kalkışını yan hayret belki de aynı deh- şet içinde izliyor; hele petrol coğrafyasının, müs- lüman coğrafyasıyla çakışması; hristiyan Avru- pa'da gittikçe kalabalık bir müslüman azınlığın oluşması, bu dehşeti mübalağalı boyutlara ulaş- tırmaktadır. Ingmar Karllson önce bu durumu serinkanhlıkla saptamış: "... teknolojik gelişmeler, modern iletişim araçlan, Avrupa ile islâm dünyasını birbirine ada- makıllı yaklaştırmasına rağmen, islâm dünya- sı ile Avrupa tarihin hiçbir döneminde, birbir- lerine bu kadar karşı olmamışlardı. (...) sorun, bu bölgelerden Avrupa'ya göç nedeniyle, he- pimizi heralanda yakından ilgilendirmektedir; her iki taraftaki aşın uçların amacı, Akdeniz'i kültürleri birbirinden ayıran kesin birsınıryap- maktır; işte bu nedenle, tüm güçlüklere rağ- men, islâm ve onun içindeki farklı görüşlerle diyalog yollannı araştırmalıyız." (Yeni Yüzyıl. 30 Nisan1996) Tam tersini yapmıyorlar mı? Aslolan dünyevî nedenler'... 17 Şubat 1963, Paris. Sabah, 10.30. Hava açık, kristal aydınlığı bir kurusoğuk etrafı kaplamış; ulu kestane ağaçlarının çevrelediği meydanda göçer bir lunapark, hoparlörlerınde pırıl pırıl akordeon- lar. Fransız Sosyal Sigorta (Çalışma Kartı) kartımı alacağım, oysa görevli ortayaş çirkini Fransız ka- dın memur, duymadığımı zannederek, arkadaşı- na 'müslümanları' çekiştiriyor: "-... bıktık bu ge- rizekâlı meteque'lerden!". Meteque, halkargo- sunun 'yerleşikyabancı' için kullandığı. aşağılayı- cı tâbir Düşünür müsünüz. olay henüz Türk ve Arap işçi kalabalığının Avrupa yı kuşatmadığı bir za- manda geçiyor, 'yabancı düşmanlığı'nırı zemıni o zamandan hazır! Oysa Ingmar Karllson, diyalog önerisinde Avrupa'ya öncelik sorumluluğunu ta- nımıştır, demış ki: "... Avrupa önde gitmelidir, çünkü Amerika için Akdeniz denizierden bir deniz olmasına rağ- men, Avrupa için çok eski bir tarihi paylaştığı bölgeyle sınırını oluşturmaktadır. Öyledir ama, aynı Ingmar Karflson. Avrupa- lı'nın olayı nasıl çarpıttığını da iyi saptamış, açık ve seçik olarak diyor kı: "... islâm da, tıpkı hristiyanlık gibi ekonomik, sosyal ve politik amaçlara ulaşmak için araç olarak kullanılmaktadır. Hal böyleyken, Arap po- litikacıların ağzından çıkan her dini deyim (Ba- tı'da) dertıal bağnazlık adına bir kazanç sayıl- maktadır, bunlar çoğu kez iç politik nutuklar olmasına rağmen, tehdit senaryoları bu yolla yaşatılmaya çalışılmaktadır. ABD Başkanı Bill Clinton, cumhurbaşkam olarak ilk konuşma- sında Allah'tan yardım istediği için, aynı ölçü kullanıldığı takdirde, onun hristiyan bir kökden- ci olarak nitelendirilmesi gerekmektedir..." Ingmar Karllson, Huntington'ın 'medeniyet- lerçatışması' dediğı olayın içyüzünü, bence, çok daha gerçekçi bır izaha bağlamış, diyor ki: "... bugün müslüman dünyada kendisini te- rör, kadmlara baskı, insan haklarını çiğneme şeklinde gösteren kör bağnazlık, dogmatizm, büyük ölçüde vardır, ancak bu problemlerin ger- çek nedenleri islâm dini değildir; aynı şekilde Batı ülkelerindeki ciddi problemlerin kaynağı- nın da hristiyanlık olduğunu söyleyemeyiz..." "... ama bağnazlık ve mantksızJık doğuda söz konusu olduğu zaman, bu kavramlar doğru- dan doğruya islâmla birleştiriliyor; oysa her yerde bu tür problemler dünyevi nedenlerden kaynaklanmaktadır; gerçek tehdit ise otoriter yönetimler, yayılmacı politikalar ve terördür; bu tehlikeler ancak oldukları gibi tanımlandıklan takdirde, üstesinden sancısız gelinebilir, ama Batı dünyası islâm kelimesinin geçtiği heryer- de tehlikeyi olduğundan fazJa abartmaktadır..." (Yeni Yüzyıl, 30 Nisan 1996) Pekı. neden böyle yapıyor? Emperyalizme bahane1 ... Amacı 'hem üzümü yemek, hem bağcıyı döv- mek' de ondan! Batı'nın dışındaki 'medeniyetler', bu arada is- lâm, haddini biimeli, yeryüzünde Batı'nın ona mü- nasip gördüğü yerde durmalıdır; aksine her dav- ranışı birmüdahale ihtimali yaratıyor; bu müdaha- Ie, Amerika için 'ılımlı islâm' politikası, Avrupa için 'radikal islâm heyulâsı'dır. Başka türlü söylersek, her iki halde islâm, em- peryalist sızma ya da müdahalenin görünür bahanesi! Attıklan taş, ürküttükleri kurbağaya de- ğermi diyorsanız, bir hesaplayın! Başlangıçta, tek bir 'radikal islâm' ülke vardı, İran; günümüzde bu sayı üçe hatta dörde yükselmiştir Sudan, Nijer- ya, -bir de tabii- Tâlîbân'ın ele geçırdiği, Afganis- tan! http:// WVAV. vol. com. tr/ A İLHAN http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle