09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11EKİM1996CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Demirel - Pakdemirli daı/ası • ANKARA (AA)- ANAPManisa Milletvekili EJcrtm Pakdemirli. CiiTnhurbaşkanı Siileyman Demirel'e hakaretten rruahkûm olduğu yasal faızi ile "forlikte yaklaşık 8 maKar lira tazminat ceza>ının 2 mılyar lirasını dalva ödedi. Daha önce de 1.5 rıilyar liraödemede bııluian Pakdemirli'nin. Cumh.urbaskanı Süleyman Dernirel'e yaklaşık 4.5 milvar lira borcu kaldı. Öğretmene sürgiin iddiası • İZ.M/R (Cumhuriyet Ege Bürosu)-18 nisanda iş bırakma eylemine katıkiıklan sav ty la 30'un üzeninde Eğitım-Sen üyesi okul yöneticisinin. değişik okul iara öğretmen olarak sürü'idükleri açıklandı. Eğîtim-Sen İzmir şubelennın yönetım kurulian üyeleri. sürgün edilenler hakkındaki karann ıptali için İzmır İdarc Vlahkemesi'ne başvurdular. Eğitım-Sen İzmir şııbelennin yöneticileri valilik önünde yaptıklan basın açıklamasıyla sürgünleri de protesto ettıler Hastanelerdeki doçentler • A.NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eğitim hasianelerınde göre\ > apan doçentlere profesörlük un\anı \erilmesine ılişkin yasa önerisi, dün TBMM Milli Eğitim. Kültür. Gençlik ve Spor komisyonu'nda ele alındı. Yasa önerisi, alt komisyona ha\ale edilirken. Yükseköğrerim Kurulu (YÖK) Başkan Yardımcısi Mehmet Alı Kısakürek, dünyada hiçbir yerde profesörlük un\anının üniversite dışından verilmedığini belırttı. Çalışan çocuklar eylem komitesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye'de çalışan çocuklann çalışma ortamı \e koşullarının yennde incelenmesi. sorunlannın çözümü için kampanyalar düzenlenmesı \e halkın bılınçlendirılmesi amacıyla •"Türk-îş Çalışan Çocuklar Ulusal Eylem Komitesi" oluşturuldu. Türk-is Çalışan Çocuklar Bürosu Müdürü Ozcan Karabulut. yaygmlaşan atıpik üretim biçimleriyle çalışan çocuk \e genç işçi sayısınm hızla arttığını kaydetti. Nobel Barış Ödülü • OSLO (Cumhuriyet) - 19%yıltnın Nobel Barış Ödülü bugün açıklanıvor. Nor\eç Parlamentosu Startinget'e bağlı Nobel Komitesi öğle saatlerine " ödül sahibıni ya da »sahiplerinı açıklayacak. Bu lyılkı ödülün en çok şans tanınan aday ları fsveçli Çarl Bildt \e Amerikalı Richard Holbrooke. Bosna'daki Dayton Anlaşması'nı yaşama geçırmek için çaba .gösteren Carl Bildt. Avrupa Birliği'nin. Richard Holbrooke ise NATO'nun arabulucusu. Geçen > ıl olduğu gibi bu yıl da Sınır Tanımayan ,'Doktorlar. Sınır .Tanımayan Gazeteciler ve Uluslararası Af Örgütü adaylar arasında. Buyıl ödüle bir de >eni aday var. .Oda Haag'dakı Savaş .Suçları Mahkemesi. Askerler tayınla beslenecek ' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - : Türk Silahlı Kuwetleri'nin -bazı yasalarında değişiklik yapılarak. OHAL dı^ındakı yerlerde görevli "a.vkerlerin de tayınla beslenmesi •kararlaştırılırken. özel gû\eniik bölgelerine giriş 'izne bağlandı. Bilican'dan PKK açıklaması • DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Olağanüstü Hıl Bölge Valisi Necati . B lıcan. y ılbaşından bu • yjıa Doüu \e Güneydoğu ..Aıadolu Bölgesı'nde • d^enlenen operasyonlarda 2sın 93 teröristin ödürüldüâünü söyledi. Trablus Büyükelçisi, Libya gezisi öncesi Ankara'nm dikkatini çekmişti Uyarı ciddiye almniâdıANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Başbakan Necmettin Erba- kan'm. Libya'yı ziyaret etmeden önce. bu ülkeye gitmesının "de\- letin yüksek çıkarları açısından son derece sakıncalı olduğu" yo- lundabirDişışleri Bakanlığı rapo- ruyla uyanldığı ortaya çıktı. Erba- kan'ın gezisinden önce hazırla- nan raporda. Libya Devlet Başka- nı MuammerKaddafi'nin Türki- ye'yi hedef alan açıklamalarının sürdüğünedikkatçekilerek, "İçin- de bulunduğumuz böyle bir or- tamda BaşbakanziyarTefinin telaf- fuz edilmesi devletin âli menfaat- leri açısından son derece sakınca- lı olup, Libya tarafından gelebile- cek böyle bir ziyaret önerisi söz ko- nusu bile edilmemelidir " denildi. Dışışleri Bakanlığı'nı devredışı bırakarak Lib- ya'nın Ankara'daki büyü- kelçisiyle görüşmeler ya- pan Erbakan. uyan raporu- nu dıkkate almay ınca Tür- kiye'ye agır fatura ödettı. Erbakan'ın Libya konu- sundaki tavrı. "Başba- kan'ın, kendide\ letinegü- \enmediğini sergileyen so- mut bir olay" olarak de- ğerlendirildi. Yazanmız Cünevt Arca- yürek"in "Güncel"adlı kö- şesinde dün javımladıgı raporda. Kaddafi'nin. Lib- ya de\riminin 27. yıldönü- mii törenlerinde. Türkiye \e Türkleri hedef alan ağır açıklamalarda bulunduğu kaydedıldi. Kaddafi'nin. Türkiye'ye hakaretler içeren tutumu üzerine Türkıve'nin An- kara'ya çagrılan Trablus Büyükelgsi AteşBalkan'ın o sırada yaptığı girişimler. Dışi^leri Bakanlığı'nda. şö>Ie raporedildi. "Trab- lusBü>ükelçimİ2Ateş Bal- kan. Lider Kaddafi'nin 2 e\lüldeki konuşmasında fiirkive'deki KürtJerie ilgi- li olarak serdettiği ifadeler hakkında girişimde bulun- mak üzere, As\a İşleri Ge- nel Miidiir Vekiliilegörüş- müştür. Balkan, genel miidiir vekiline; Lider'in söz ko- nusu ifadelerini \e kul- landığı üslubunu kabul • Başbakan Erbakan'ın. Libya'yı zi>aret etmeden önce. bu ülkeye gitmesinin "devletin yüksek çıkariarı açısından son derece sakıncalı olduğu'" yolunda bir Dışişleri Bakanlığı raporuvla uyanldığı ortaya çıktı. Türkive'nin. Ankara'ya çagrılan Trablus Büyükelçisi Ateş Balkan"ın Erbakan'ın gezisinden önce gönderdiği raporda. devlet bakanlan Zeybek ve Gül'ün Libya'da "hüsnü kabul" görmedikleri, Kaddafi'nin Türkiye'yi hedef alan açıklamalarının sürdüğü \ urgulandı. edilemez bulduğumuzu \e "pro- testo' ettiğimizi... Kardeş bir iilke saşdığımı/ Libya'nın Lidcri'nden beklene- nin bu tarz ifadeler olmadığı- nı... Üstelik bu konuşnıanın Tiir- ki\e'nin devrimin \ ıldönümü tö- renlerinde iki bakani) la (Namık Kemal Ze\bek üe Abdullah Gül) temsil edildiği sırada \apı/mış ol- masının dikkatknizden kaçmadı- ğını; büriiıı bunlann ilişkilcritni- zin geliştirilmesi açısından hiç de yararlı bir da% ranışolmadığını sö>- lemiştir." "Genel miidiir u'kili; Lider'in ifadelerinin sadece iki açıdan de- ğerlendirilmesini istediklerini: bi- rincisinin Kürtleremii/ahirgöriiş- lerinin insanî ka\gılardan ka> nak- landığını, ikincisinin ise ABD'nin Arap ulusunu mah\etme> i aniaç- lavan çifte standartlı politikalara karşı çıkmak olduğunu büdirmiş- tir Bii>iikelçimiz bunun üzeri- ne. Lider'in konuşmasında doğ- rudan Türki>e'nin »e Türkle- rin hedef alındığını. bu nedenle esas konunun Litna-ABD ilişki- leri olmadığını. özellikle söz ko- nusu if'adeleri protesto etmek maksadi) la kendisi\ le görüştü- ğünü >urgulamıştır." Trablus Bü\ ükelçisi Balkan'ın. Libva'dan Dı^isleri Bakanlığı'na Çİ2ZVIEDEN YLKARI MUSA KART Erbakan'ın dış politika başansı: Nijerya'ya mehter takınıı gönderiJecek. Kozakçıoğlu, kararnamenin imzalanmamasıyla Kaddafi'nin iddialarının havada kalacağını söyledi Çifler, Ağar'a karşı çıkış arıyorA.NKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başba- kan Yardımcısı \e Dışişlen Bakanı TansuÇil- ler. aşamadığı kararname bunalımını. diplo- matik skandaladönüşen Libya zıyaretini "gay- ri resmi" bırakarak gidermeyi planlıyor. Başbakan Yardımcısı \e Dışışlerı Bakanı Tansu Çiller. lçişleri Bakanı Mehmet Ağar a vekâlet eden DYP'lı De\ let Bakanı Bekir.\k- so\'un da kararnameyi imzalamaması üzeri- ne. tırmanan bunalıma çözüm bulamadı. Çıl- ler. Kaddafi'nin Türkiye've yönelık sııçla- malarına Başbakan Necmettin Erbakan tara- fından yanıt \erilmemesi üzerineorma cıkan diplonıatık skandala karşın. yaptığı tüm açık- lamalarda kararnamedeki imzaların tamaın- lanacağı \önünde mesajlar \erdi. Cıımhur- başkanı Süle\nıan Demirel'ın "onavlanıanıa" olasılığı ncdenı_\le Agar'ı azletme\i de göze alamayan Çiller. panı vönetıcılerı aracılığıy- knerdiğı me>ajda, süren bunalımı lehinedö- nüştürmek amacıv la Lıb\agezısınıtıkararna- meden çıkarılmaMiıın îstenebıleceğını ımaet- tı. Afrıkdzi\aretinin ba^langıcında Ağar'ın is- tıfa etmesini ısteven DYP vöneticıleri \e Hükümetin kaderihaftaya belliolacak ANKARA (Cumhuriyet Büro- su)-Libya gezisi sirasında Muam- mer kaddafi ile yaptığı görüşme sirasında, Türkiye Cumhunyeti devietine doğrudan ve açıkça ya- pılan hakaretlere duyarsız ve tep- kisiz kaldıği gerekçesiyle Başba- kan Necmettin Erbakan ve hükü- met hakkında ANAP. DSP ve CHP gruplan tarafından verilen 3 ayn gensoru önergesinin birleştirile- rek 16 ekim çarşarnba günü TBMM'de görüşülmesi kararlaş- ttnldı. Erbakan hakkında verilen gensoru önergelerinin birieştiril- mesi ve gelecek hafla çarşamba gü- nü göriişülmesine ilişkin TBMM Danışma Kurulu karan, genel ku- rulda görüşülerek kabul edildi. Çarşamba günü gensoru önerge- lerinin gündeme alınmasının ka- bul edilmesi durumunda. görüşme günü tespit edilecek. Anayasava göre. görüşme günü. gensoru önergelerinin gündeme alınıp alınmamasma ilişkin kara- nn alındıgı tarihten başlayarak iki tam gün geçmedikçe yapılamaya- cak, bu süre bir haftayı da geçe- meyecek. Görüşmelerin ardından yapıla- cak oylamada, birieştjrilen gen- soru önergelerinin Meclis üye tam sayısının salt çoğunluğu olan 276 milletvekili tarafından kabul edil- mesi durumunda hükümet düşe- cek. Parlamentoda iktidar partileri- nin. 160'ıRP, 121'ıDYP'Iiolmak üzere 281 milletvekili bulunuyor. Muhalefet partiJerinden ANAP'ın 129. DSP'nin 73. CHP'nin 49. BBP'nin 7. BTP'nin 1 milleneki- li bulunuyor. 10 bağımsız millet- vekiliyle birlikte muhalefet parti- lerinin sandalye sayısı ise 269'da kalıyor. Hükümetin düşürülebil- mesi için muhaiefet partileri ve bağımsızlann gensoru görüşmele- rine firesiz katılarak güvensizlik oyu vermeleri, iktıdardan da en az 7 mılletvekilinin muhalefetle hareket etmesi gerekiyor. ANAP'ın taktiği ANAP. Libya gezisiyle igili gündeme getırdiği birtakım so- rularla hükümet ortaklannıdabir- birine düşürnıe taktiği izlemeye başladı. ANAP'lı Agâh Oktav Güner Türkiye'nin Trablus büyükelçi- sinin 3 kez Dışişleri Bakanlığı "na "Başbakan Libya'ya gelmesin" diye başv uruda bulunmasma kar- şın Erbakan'ın neden gittiğini sor- du. Güner, Dışişleri Bakanı Tan- su Çiller'in bu konudan Erbakan'ı haberdar edip etmediği, eğer et- tiyse Başbakan *ın neden bunlara itibar göstermediği sorulanmn da açıklığa kavuşturulması gerekti- ğini söyledi. Güner, Çiller'in bu konuyu "Ortagmı yaralayarak h üküıneti bozmakiçin kullanmak istivor" olabileceöini de ima etti. DYP'lı bakanlann. çıkan diplomatik skandal üzerine sessiz kalmaya özen göstermeleri dik- kat çekti. Erbakan'ı karşılama ve uğurlama tö- renindegöndereTürkbavragıçekmeven Mı- sırda. zıyareti "resmi kabuletmediğinPaçık- lamıştı. Mısırlı yetkililer, Erbakan'ın gezisinin "res- mi starüde olmaması" nedenıvle geleneksel kurallar u\ annca göndere Türk ba> - rağının çekilmedıgıni belınmışler- di. Afrikagezisine ılı^kın kararname- den Libya'nın çıkarılmasi durumun- da Başbakan Necmettin Erbakan. sa- dece Nijerya'ya resmi düzey de bir zi- yaretgerçekleştırmişsayılacak. Lib- ya v e Mısır temaslan. "özel çalışma zjyareti" kapsamında deöerlendiri- lecek. D\P Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu. gazetecılerin sorulan üzerine. "Ağar'ın azledilme- si ve>a istifa etmesi gerektiği" y önün- de imada bulunmamaya özen gös- terdi. Kozakçıoğlu. "Sayin Ağargöriiş- lerinde ısrar ederse. partimiz tara- fından da u\ gun görülürse. gezi. res- mi gezi olma sıfatını kay beder. O za- man ortaya atılan iddialann büyük bölümü ha>ada kalır" sözleny le. ka- rarnamenin imzalanmamasının Kad- dafi'nin suçlamalanna bir yanıt ola- bileceâini de ima ettı. IRMIKIAYDIN ENGİN e-mail: [email protected] Epeydir rahattık. Hiç olmaz- sa bir soluk aldıydık. Taaa. John- son'un ünlü mektubundan, ül- kenin 50 sente muhtaç olduğu günlerden, IMF kapısında tek ayak üstü bekletildiğimiz dö- nemlerden bu yana sık sık kın- lan "ulusal gururumuz" birsü- redir iyiydi. Ama başladı işte gene. Önce ufaktan ufaktan başla- dı. Örneğin, Federal Almanya Başbakanı Helmut Kohl. Bonn'u ziyaret etmek isteyen Tansu Çiller'e dirseğini göster- di. Sadece "Gelme" demekle yetinmedi, üstüne "Sen bizi kan- dırdın. 'Gümrük birliğine evet deyin; Türkiye'yi köktendincıli- ği geliştirecek, pekiştirecek bir iktidardan kurtaracağım' dedin. Ardından kendin Refah 'la koalis- yon kurdun. Senı yalancı kadın seni. Gelme saktn. Seninle gö- rüşmek istemiyoruz" anlamına gelecek laflar dokundurdu. Milli gururumuz bir miktar kı- nldı. En azından, salt "dokundur- ma" düzeyinde kaldığından kı- Milli Gururumuzu Kıran Kırana... rılmadıysa bile biraz çatladı. Ama ardından şu Kaddafi. her şeyi berbat etti. Milli guru- rumuzu ayaklaraltına aldı. çiğ- nedi. Gerçi biz de ona "Baldın çıplak, çölbedevisi... Tarihinne u/an senin?Daha düne kadarbi- zim at uşaklarımız değil miydi- niz? Ne zaman bitiniz kanlandı da... "filan diye delikanlı üslup- larla giydirdik. Gerçi bu aradatıpkı bizim gi- bi Akdeniz kıyılarında yaşayan bir başka yoksul halkı, Libyalı- ları da fena halde harcadık. Yok- sul ve dolayısıyla baldın çıplak olmayı bir utanç gerekçesıne dönüştürdük. Hakkâri'de çöp- lükten ekmek ufaklan, yemek artıkları toplayan başka baldın çıplakları unuttuk... Ama şu ya da bu, olup biten- ler milli gururumuzun fena hal- de kırılmasına engel olmadı. Kaddafi'yeettiğimizküfürleriçı- mizi serinletmedi. Tam bu rezilliği sindirmeye çabalarken, Fransız Futbol Mil- li Takımı'nın alçak oyunculan, bizim çocuklara dört tane çek- mezler mi? Olan tabii gene bi- zim milli gururumuza oldu. Gerçi Fransız Futbol Milli Ta- kımı'nı oluşturan futbolculann bir "lejyonerler ordusu "na ben- zediklenni, her birinin Avrupa'nın en büyük takımlannda "star" rütbesiyle futbol oynadıklarını söyleyen: Türkiye'de ise ligler- deki bütün starlann ithal malı olduğunu; yerlı starlann içınde ise Edirne'den ötede doğru dü- rüst bır hüner göstermişi bulun- madığını;gerçekbıreğlenceen- düstristne dönüşmüş futbol sirk- lerinde lyinin. "da/?aaz"ıyiyiher zaman ufalamasının doğal oldu- ğunu, bundan da milli gururun kırılması gıbi sonuçlar çıkarıla- mayacağını söyleyen münafık- lar çıktı. Ama hayır, hiçbir açık- lama içimizi serinletmiyor. Kad- dafi'nin yumruğu. Fransız fut- bolcuların tekmesi derken milli gurumuz gene kırıldı ve bu gi- dişle onarımı da mümkün ol- mayacak gibi. Oysa oldukça sağlam bir mil- li gururumuz vardı. Öyleolurol- maz nedenlerle kırılmıyordu. Ör- neğin yeryüzünde ulusal hava ve deniz yollarının adını Ingilizce yazan; "Türk Hava Yolları" ye- rine "Turkish Airlines"\ yeğle- yen; "Türk Deniz Yolları"nın adı- nı "Turkish Maritimes Linesla değiştiren bir ikinci ülke yok. (Araştırmacı gazeteci olduğum için bu konuyu da iyiden lyiye araştırdım. Aslında son cümledeki yar- gım biraz haksız. "ingiliz Hava Yolları" da adını "British Air- ways" koymuş. Amerikalılar ve Avusturyahlar da uçak şirketle- rinın adını ingilizce yazıyorlar. Ama bu onların da milli gururu- run pek sağlam olmadığından başka neyi kanıtlar ki?) Sorun salt havayolu. deniz- yolu sorunu da değil. Edirne'den başlayıp taa Anadolu'nun içle- rine kadar uzanan otoyolun adı- nı da TEM koyduk. Aramızda "TEM'dengidelim... TEM'e çık- tım... TEM dün akşam çok tıka- lıydı..." filan diye rahat rahat ko- nuşuyorduk. milli gururumuza da bir şeycikler olmuyordu. Ki- mılerimizin TEM kısaltmasının "Trans Europens Motorway" anlamına geldiğini bilmesine rağmen bu böyleydi. Milli guru- rumuz, iyi kötü idare ediyordu. Ama birdenbire her şey üst üste bindi. Baldın çıplak çöl be- devileri ile kalleş Fransız futbol- cular milli gururumuza edecek- lerini ettıler... Besbelli ki bu böyle gitmeye- cek. Anlaşılan ya şu milli guru- rumuzu daha sağlamlaştırmak zorundayızyada... Ya da "Milli gurur nedır, ne değildir? Nezaman ve neden kı- rılır" sorusuna ciddi bir yanıt bulmalıyız... gönderdiği raporda. "törenJere ka- tılan iki bakanlı Türk heyetinin pek hüsnü kabul gördüğünü söy- leyebilmenin mümkün olmadığT v urgulandı. 12 Arap ülkesinin siyasi tem- silci yollamadığı törenlere sadece Cezay ir. Tunus. Fas. Mısır ve Su- dan'dan katılım olduğuna işaret edilen raporda. "Devlet bakanla- n Abduliah Gül ve Namık Kemal Zey bek'in Trablus'ta olduğu esna- da. Kaddafi'nin 2 ey fülde de Kürt- lere desteğini y inelediğine" di kkat çekildı. Randevu ve madalya vok Raporda. Türk bakanlann. Lib- ya Karma Ekonomı Komisyonu Eşbaşkanı düzeyinde bile ka- bul görmedikleri vurgulanır- ken. "Bakanlann Kaddafi ile KEK eşbaşkanından \aki ran- de\ıı taleplerine ce\ap bile *e- rilmemiştir. Törenlere katılan siyasi konuklara madalya te\- di edüirkın. bu nişan Türki- ye temsilcilerinden esirgen- miştir" denildi. 'Zi>aret devlete zarar' Büy ükelçi Ateş Balkan. Er- bakan'ın Libya'yı ziyaret et- mesinın "de\letin yüksek çı- karlan açısından son dereces^- kıncalıolacağınr belırttıği ra- porun son bölümünde. şu uya- rılan dile getirdı: "... Kaddafi herhalde itida- limizi aczimizolarak değeıien- dirmekgibi biryanlışadüşmüş olacak ki, bakanlarımızın Trablus'ta bulunduğu sırada Türkiye'yi hedef alan Kürt sempatizanı görüşlerini ale- nen açıklamaya yeltenmiştir. İ slubu her türlü mazereti ma- zur göstermekten uzaktır. Burada Büy ükelçilik ola- rak yapageldiğimiz \e ttna- li etmesi (sürmesi) halinde yapacağımız teşebbüslerin Kaddafi'yi bu tür beyanlar yapmaktan alıkoymaya ye- terli olmadığı anlaşılmak- tadır. İçinde bulunduğumuz böyle bir ortamda Başba- kan ziyaretinin telaffuz edil- mesi devletin âli menfaatle- ri açısından son derece sa- kıncalı olup, Libya tarafın- dan gelebilecek böyle bir zi- yaret önerisi söz konusu bi- le edilmemelidir...'" POLİTİKA GÜ3NLÜGU HİKMET ÇETİIVKAYA TRT ve Hürriyet Gazetesi... Son günlerde TRT'yı izliyor musunuz? Ben izliyorum ve TRT'nin habercilik anlayışındaki farklılığı görüyorum... TRT-1, Türkiye'nin en büyük kanalıdır. Yayınları tüm ülke genelinde ızlenir. Özellikle TRT-1'den ya- yımlanan programlarda Cumhuriyet, Atatürkçülük ve demokrasi mesajlan izleyicinin beğenisini kaza- nır. Acaba son günlerde neler oluyor TRT'de? Söyle- yelim: TRT. Refah Partisı'nin güdümüne giriyor hız- la... Seynan Levent'ın sunduğu 'Akşama Dogru'yu, Tayfun Akgüner'ın, "O kültür sanatprogramı" di- yerek TRT-2'ye kaydırmasıyla başladı her şey. TRT Genel Muduru Akgüner'ın. görevinden alınmasıyla birlikte 'Akşama Doğru' da ikinci kanalda takılıp kal- dı. Şimdi TRT'de hiçbir yetkilı 'Akşama Doğru' prog- ramını ikinci kanaldan birinci kanala geçirme yürek- liliğini göstermıyor. Burada amaç ortada... Nedir bu amaç? Şu: "Seynan Levent. öyleAtatürk, çağdaşlık, demok- rasi, laısizm gıbı kavramlan bırakıp etlıye sütluye ka- rışmayan program hazırlasın..." Eh nasıl olsa TRT-2. TRT-1 gibi izlenmiyor... Gelelim haberlere... Cezayır'de şeriatçılar35 kişiyi öldürünce gözler ka- panıyor, olay görmezlikten geliniyor. Necmettin Er- bakan'ın olaylı Libya gezisi, Kaddafi'nin sözleri hiç tartışılmıyor... TRT'de herkes kuşkulu... Nedeni çok açık: "TRTiçinde Refah'ın kollan ol- dukça geniş; bir devlet kurumu olan TRT'de Refah çok iyi örgütlendı..." TRT'de yurtsever, demokrat, Atatürkçü çahşanlar giderek yılgınlığa düşüyor... • • • Hürriyet gazetesinde bir takkesiz liboş var. Bizim Deniz Som, ona 'zırtapoz' diyor. Adı Necdet Şen olan bu iç evreni karanlık zıbidi, dün Nadir Nadi'ye saldırma cüretinde bulundu. Bu aşağılık, bu haddini bilmez yaratık acaba kim- lerin maşasıdır? Bu zavallı acaba kimlerden buyruk almaktadır? Hürriyet gazetesi, Atatürk devrimlerine, bilim adam- larına. aydınlara, demokrasiye ve insan haklarına al- çakça saldıran Necdet Şen'e daha ne kadar taham- mül edecektır? Necdet Şen adlı zibidinin dünkü çizgısi mı yazısı mı ne olduğu pek anlaşılmayan zırvalarını Hürriyet gazetesi yöneticileri nasıl savunacaklar çok merak ediyorum. Gelin zibidinin yazısına bir göz atalım: "Zorbalığın fıkırlerden üniformalar diktiğı totalıter mizaçlı sistemde, aslı görevi eğıtmek olan ümversi- te rektörlerınin buram buram ajitasyon kokan açılış söy/evlen ve hukukun hassas terazisini toplumun üze- rinde yansız olarak tutması gereken yargı lordlan- nın militanca çıkışlan ve toplumsal sözleşmelenn kınlgan noktalarını hoyratça kaşıyan medya komi- tacılannın rüzgar eken ahkamları (ister Allah adına, ister Türklük, ya da çağdaşlık. ya da çağ atlamakadı- na) bölücülük olmuyor mu? Bağnazlık ve softalık sadece sarık ve cübbeyle do- laşmaz. Biz ne softalargördük yanıbaşımızda, ki on- ların demokrasıden kasdettıği şey 73 sene evvel kendilerine bahşedilmiş imtiyazları ilelebet müdafaa ve muhafaza edeceklen bu azınlık dıktatörlüğünün bekasından başka bır şey değildi." • • • Demokrasi ve Cumhuriyet düşmanları, salt şeri- atçı basını değil, 'laikbasın' diye adlandırılan gaze- teleri ve televizyonları da kuşatmışlardır... Şeriatçı basının ne yaptığını, şeriatçılann nasıl ör- gütlendiğini izliyoruz. Yani takkeli liboşların ve şeri- atçı tosuncuklann amaçlarının laik demokratik cum- huriyetin temelıne dinamit koymak olduğunu biliyo- ruz. Ya bunlarya laik demokratik cumhuriyet ve demok- rasi düşmanı takkesiz liboşları tanıyor muyuz. bili- yor muyuz? Yukarıda Necdet Şen adlı zibidinin yazdıklarını okudunuz... Bu 'zırtapoz'. Mustafa Kemale. Cumhuriyet ilke- lerine, devrimlere, laıklere. demokratlara, yurtsever- lere söverek Hürriyefin laik patronu Aydın Do- ğan'dan maaş alıyor... Işin ilginç yanı Hürriyet gazetesi de her gün "Şe- riatgelıyor" diye manşet atıyor. inanılması güç ama bu tip yobazlar Milliyet'te değil de nedense Hürriyet'te barınabiliyor... Hürriyefin Kaddafi'yi kınamaya hakkı yok. Çünkü Hürriyefin Kaddafi Necdet'i var!.. Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn E mail: Hikmet .Cetinkaya <<* Planet.com. TR Yargıtay Başsavcılığı Yaşar Keınal'in cezasına onaına isteınî ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Yargıtay Cumhunyet Başsavcılığı. yazar Vaşar Kemale. "Düşünceye Özgürlük" adlı kıtaptaki "Türkiye'nin Lzerindeki Kara Gökyüzü" başlıklı yazısı nedeniyle İstanbul 2 No'lu DGM tarafından \erilen l yıl 8 ay hapis cezası \e 466 bin 466 lira para cezasına ilişkin hükmün onanmasını istedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı. Yaşar Kemal'in \e istanbul DGM Başsavcılığı'nın temyiz istemine ilişkin tebliğnamesini tamamlayarak. da\a dosyasını dün 8 Ceza Dairesi'ne gönderdı. Başsavcılık. tebliğnamesinde. Yaşar Kemal e \enlen mahkûmiyet karanyla birlikte yayıncı Erdal Öz'ün de mahkûmıyetının onanması y önünde görüş bildirdi. Başsa\cılık. Yaşar Kemal'in TMY'nin 8/1 veTCY'nın312 2. maddelerinin anayasaya aykırılığı iddialarına ilişkin herhangi bir görüş bildirmedi. Başsavcılığm. "onama" yönündeki görüşünün. davanın temy ız incelemesinı yapacak olan daireyi bağlayıcılığı bulunmuyor. "V'argıtay 8. Ceza Dairesi. önümüzdekı günlerde temy iz istemlerine iiişkiıı karannı açıklayacak. \'aşar Kemal'in a\ukatı Emer Nalbant. temy ız başvurularında TMY'nin "bölücülük propagandasınr düzenleyen 8. maddenin 1. fıkrası ile TCY'nin 312. maddesinin 2. fıkrasının anayasaya aykırılığı sa\ını yinelediklerini \e bu istemin Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesiııi istediklerini belirtmişti. Yargıtay 8. Ceza Dairesi. bu istemı ciddi bulursa. söz konusu maddelerin iptalini. itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi'ne cötürebilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle