Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 EKİM 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Vakıflar Bankası, geniş kapsamlı bir rapor hazırlayarak Başbakan Necmettin Erbakan'a sundu
Erbakan'ın havuz projesi hazır
• Havuz projesinin yönetimine soyunan ve bu konuda
sayfalar dolusu rapor hazırlayan Vakıflar Bankası,
yönetimde en güçlü aday konumuna yerleşti.
HACERGEMİCİ
Vakıfbank Genel Müdürii Fehmi Cültekin.
Birinci kaynak paketinde ortaya
atılan "ha^uzprojesi1
" için Vakıflar
Bankasfnın hazırladığı rapor
Başbakan Necmettin Erbakan'da
bekliyor. Havuz projesinin
yönetimine .soyunan \e bu konuda
sayfalar dolusu rapor hazırlayan
Vakıflar Bankası. kaynak yönetimi
için en güçlü aday konumuna
yerleşti. Daha önce Emlak Bankası
ve Vakıflar Bankası tarafından da
kısa süreli denenen ancak başanlı
olamayan havuz projesinin mevcut
yasalara takılmaması için de gereklı
hazırlıkların yapıldığı ileri sürülüyor.
KİT'lerin gelirlerini birarada
toplayarak harcamalann aynı
kanaldan yapılmasını öngören havuz
projesinin olabilirliği tartışılırken
kamu bankalan arasında kaynak
yönetimini ele geçirme yanşı da
sürüyor.
Erbakan'ın geçen haftalarda
görüşlerine başvurduğu kamu
bankalan genel müdürleri proje ile
ilgili hazırlıklarını yaparken
Vakıfbank'ın bu konuda en güçlü
aday olduğu gözleniyor.
Konuyla ilgili olarak görüştüğümüz
Vakıfİar Bankası Yönetim Kurulu
Başkanı ve Genel Müdür Fehmi
Cültekin, havuz projesi ile ilgili tüm
çalışmalann tamamlandığını ifade
ederek, "Başbakan Erbakan'a
hazırladığımız raporu verdik. Bu
sırada kendilerine bir birifıng de
sunduk" derken. raporun içeriği
hakkında bilgi vermekten kaçındı.
"Bunu açıklamak raporun gerçek
sahibi olan başbakanuğa aittir" diyen
Gültekin. bazı çevrelerin havuz
projesinin me\cut yasalara aykın
olduğu konusundaki uyanlan
konusunda da şunları söyledi:
"Yaptığımız çalışmada tüm
aynntılara değindik. Yasal düzenleme
gereken yerleri belirlerdik. Hiçbir
ayrıntı gözden kaçırılmadı. Bu
nedenle herhangi bir boşluğun
olduğunu sanmıvorum."
llk uygulama başansız
Öte yandan daha önce Emlak
Bankası tarafından da denen ancak
başarıya ulaşılamayan projeyi
Vakıfbank'ta çok kısa süreli
uygulamış ancak ekonomik krize
yenik düşmüştü. 1994 yılı başında
benzer bir proje uyguladıklarını
belirten Fehmi Gültekin. Makine
Kimya, Tüpraş. Çitosan. Şeker
Fabrikaları gıbi kurumların
paralarının bir havuzda
değerlendirildiğini ifade ederek. "Bu
proje kapsamında parası olanlann
parasını değerlendirdik, Krediye
ihtiyacı olanlara da bu kaynakların
üzerine bir kaç puan koyarak
değerlendirdik. 1994 yılının başında
haşlatildı ve çok kısa bir sürv sonra
krize patlayıp faizler olağanüstü
yükselince o protokol öylece kaldı"
diye konuştu.
Projenin sadece bir ay kadar bir süre
uygulanabildiğini belirten Gültekin.
yeni projelerinin krize kurban gitme
olasılığının olmadığını söyledi.
Türkiye'de bugün kriz beklemenin
doğru olamayacağını ifade eden
Gültekin. "Kriz beklemiyorum.
Hiçbir zaman hiçbir dönemde kriz
söz konusu olmayacaktır. Türkiye
1994'ten çok farklı bir süreç içinde. O
zaman Türkiye'nin döviz rezen leri
yoktu. Hazine borçlanmakta zorluk
çekiyordu. ihracat girdiğimiz çok
düşük düzeyde idi \e bankalann açık
pozisyonu önemli boyutlardaydı.
Şimdi ise hemen hemen bunların
hiçbiri \ok. Bu nedenle de kriz olur
da proje uygtılanmaz dhe de bir
endisem bulunmuyor."
Türk firmalarmm Libya'ya minnet borcu olduğuna inanıyorlar
Müteahhitler ağız değiştirdi
ANKARA (AA) -Libya liden .Muammer
Kaddafı'nin Türkiye'ye yönelik
suçlamalarından sonra "150 miyon dolar
için onurumuz ayaklar altına
almmaınalıvdı" şeklinde konuşan Türk
müteahhitler. alacaklan garanti edilince
agız değiştirdiler. Libya'ya ilk giren Türk
müteahhitlerinden biri olan Cevahirler
Holding Yönetim Kurulu Başkanı
İbrahim Cevahir, Başbakan'ın gezinin
son derece yararlı olduğunu söyledi.
Türkiye'nin 1974'deki Kıbns
Harekâtı'ndan dolayı Libya'ya minnet
borcu bulundugunıı ileri süren Cevahir.
"Kaddafi'nin ileri-geri söz etmesi
nedenivle Libya milletine sırt çevirmek,
geleceğimiz açısından da iyi olmaz"
görüşünü savundu.
Cevahir, Lıbya'da 300 milyon dolarlık iş
yaptığım. 12 milyon dolarlık alacak
sorununun ise 7 yıldır sürdüğünü
belirterek. "Görüşmeler olumlu.
Rahatsı/ edici kelimeler ortalıkta var
ama, alış eriş \e para hareketi
konusunda olumlu hareket kabul
edi>orum" dedi. Türkiye'nin Libya
milîetine "minnet borcu" bulunduğunu
savunan Cevahir. şöyle konuştu:
"Türkiye'nin. Libya milletine minnet
borcu var. Yani birtakım çirkin
konuşmaiardan dolayı, bir milleti
silmenin doğru olacağına
inanmıvorum. 1974'te, Kıbns Savaşı
sırasında, bütün dünyanın bize
ambargo kovduğu dönemde, Libya'dan
3 uçak dolusu uçak parçaları alındı.
Bunun en doğrusunu, dönemin Malive
Bakanı Deniz Bavkal bilir. Bu parçalar
için Malive Bakanı çek \erdi. Libva'nın
bu çeki tahsil edip edemediği belii
değil. Ayrıca. geçmişimizde hiç pürüz
yok. Erbakan, a\nı şeyleri konuşsaydı,
Libyalılar bunu Türk milletine mi mal
edeceklerdi. 20 vıldır kaddafi. bu tür
sözler sövler. Biz, bunları kaale
almayız. Bugün ortalığın ayağa
kalkmasında, sanıyorum Savın
Başbakan1
! yıpratmak, saldırmak için
kullanılmasının da payı var."
1970'lerde uluslararası statüde Türk
inşaat firması bulunmadığını. Türk
firmalarının Libya sayesinde uluslararası
firma olduöunu anlatan ibrahim Cevahir,
şu anda 65 bin konut yapımı için Türk
müteahhitlerine teklif olduğunu. ödemeler
dengesinde bozukluk olduğu için
üstlenmek istemediklerini belirtti.
Valilik, milletvekilleri ve işadamlarına kilim satmayı planlıyor
Batı Hakkâri'ye destek olacak
SEDAOĞIZ
Hakkâri Yaliliği. politikacılar ile Türki-
ye'nin batı illerindeki işadamlarına kılıın sat-
mak için kollan sıvadı. Hakkân Valısi Kemal
Çelik, yakında Türkiye Büyük Millet Mec-
lısi'nde bütün milletvekillerine Hakkâri ki-
limleri satacaklannı; aynca Türkiye Odalar
ve Borsalar Birligı'yle. (TOBB) önümüzde-
ki yıl yapılacak genel kurulunda bini aşkın
sanayici ve işadamına dağıtılmak üzere kilım
siparişı anlaşması yaptıklannı söyledi.
Güneydoğu Anadolu'daki terör nedenıy-
le civardakı köylerden ve Saddam Hüse-
yin'in baskısıyla Kuzey Irak'tan il merkezı-
ne göç eden vatandaşlara yardımcı olmak
amacıyla, bugüne kadar 17 kilim atöly esin-
de 1300 kişiye iş imkânı yaratan Hakkâri Va-
lıliği. ilin sımgesi olan kilimlerin Türkiye'nin
zengin illerinde ve yurtdışı pazarlarda satı-
şı için yoğun girişimlerde bulunuyor.
Bu çerçevede. işe 700 bini aşkın üyesi olan
TOBB'den başlayan Hakkâri Yaliliği. geçen
Türkçe \e Ingilizce bastırılmış "Hakkâri
Kilimleri" kataloğuyla beraber gönderdiği
mektupta. kendileri veya işyerleri için saf
yün ve kök boya iplikten dokunmuş kılım-
İerden alarak. doğunun yoksul ili Hakkâri'ye
katkıda bulunmalannı istedi.
TOBB'ye gönderdikleri destek mektubu-
na çok olumlu yanıt aldıklan ve bugüne ka-
dar TOBB üvesi işadamlarına 150 kilım sa-
tışı gerçekleştirdiklerini kaydeden Hakkâri Va-
lısı Çelik "TOBB'yle önümüzdeki \ıl >a-
pılacak Genel Kurulu'na katılan bini aş-
kın delegeye çanta yerine Hakkâri kilimi
dağıtacak. Türkiye çapındaki odalardan
YASED'in eylül bültenindeki araştırmaya göre
Yabancı yatınmcı
otomotivi tercih ediyor
Ekonomi Servisi-Yabancı yatı-
nmcılar Türkiye cle en fazla otomo-
tıv sektörünü tercih ediyor.
Yabancı Sermaye Koordinasyon
Derneğı'nin (YASED) Eylül ayı bül-
teninde yer alan araştırmaya göre.
Türkiye'de kay ıtlı sermayesi 100 mil-
yar lıranın üzerinde 175 yabancı
yatınmcı kuruluş bulunurken. bu ku-
ruluşların toplam sermayesi 84 tril-
yon İiraya ulaştı. Araştırmaya göre
bu oran Türkiye'de yapılan toplam
yabancı yatırımların yüzde 72'sine
karşılık geliyor.
Bu arada yabancı sermayenin. en
fazla yatırımı otomotiv sektörüne
yaptığı belirtilirken. Türkiye"de ya-
bancı kuruluşlann sayısının 1995 yı-
lı sonu itıbariv le 3 bin 171 "e. vatır-
dıkları sermaye toplamının ise 116.8
trilyon İiraya ulaştığı ifade edildi.
Kayıtlı sermayesi 100 milyar lira-
nın üzerindeki 175kuruluşun yatı-
nmlannın yansı. 6 sektöre yayılır-
ken, bu yatınmlann beşte biri oto-
motiv sektörüne yapıldı.
Otomotiv sektörünü yüzde 10.4
ile bankacılık ve yüzde 8.6 ile tica-
ret ızliyor.
Öte yandan Türkiye'deki en büyük
yatınmcı yabancı firma Japon Toyo-
ta Mo. Corp. olurken. şirketin ser-
mayesi 5.4 trilyon lira olarak açık-
landı. Ikinci sırada da bir diğer oto-
mobil yatınmcısı. Fransız Renault
S.A. yer alırken. üçüncü sırada ise.
Pirellı Tyre Hold.N.V şirketinin las-
tik vatırımı uelivor.
ANAP İzmir Milletvekili Rüsdü saracoğlu
'Ekonomi bürokratlan
siyasi baskı altında'
Hakkâri Valiliği TOBB ve TBMM sayesinde yüksek gelir elde etmeyi hedefliyor.
yoğun talepler alıyoruz. TOBB dışında
TL'SİAD'a da mektup yazacağız. Ayrıca,
önümüzdeki günlerde Vleclis'teki millet-
vekilleri de kilimlerimizden alarak bize
destek \erecekler" dedi.
Vali Çelik. Hakkârili vatandaşlara parasal
yardım y apmak yerine kilim dokuma tezgah-
İannda istihdam etmeyi tercih ettiklerinı ve
bir süre sonra tezgâhlan işçilere vererek, ye-
ni üretime geçen fabrikayia iplik ihtiyaçlan-
nı da karşılayacaklarını bıldirdi.
Valilığin sadece kilimlerin yurtiçi v e yurt-
dışında pazarlanmasıyla ilgileneceğıni kay-
deden Kemal Çelik; lstanbul. İzmir. Antalya
gibı illerde mağaza açmayı planladıklannı
aynca Almanya'ya ihracat konusunda bağ-
lantılarının son aşamaya geldiğini söyledi.
Kilim dokuyan Hakkârili kadınlann eline
ayda 6-9 milyon lira geçtığini. kaydeden Va-
li Çelik. ihracat konusunda şu bılgıleri ver-
di: "Almanya ve Japonya'da fuarlara ka-
tılacağız. Siparişleri yetiştirebilmek için
sosyalyardımlaşma destek fonunun katkı-
şıyla kilim tezgahları say ısını arttınyoruz.
İç piyasada metrekaresini 3 milyon liradan
sattığımız kilimlerin ihraç fiy atı daha y ük-
sek olacağı için böy lece işçilerin ücretlerini
de arttırma imkânımız olacak."
KöNUK YAZARI ŞEVKET SAITLGAN
R u < i d üK U
5 °
U
Ekonomi Servisi -
Siyasilerin bürokratla-
n kıskaç altına aldığı
ileri sürülüyor. RE-
FAHYOLkoalisyonu
ile birlikte bürokrasi-
ninkapılannınmuha-
lif partilere kapatıl-
mak istendiğinı belir-
ten ANAP izmir Mil-
letvekili Rüşdü Sara-
coğlu. bürokratların
üzerinde yogun bir
baskı olduğunu ifade
ederek "Biz anavasal
göroimizikullanarak
bilgi almak istiyoruz.
Ancak bu koalisyon partileri tarafın-
dan engellenmek istiyor" dedi.
Muhalefet kanadı"REFAHYOL'u
bürokratlara baskı yapmakla suçlu-
yorlar. Daha önce Merkez Bankası
Başkanı olarak da görev yapan ANAP
İzmir Milletvekili Rüştü Saracoğlu.
bürokratlann çalışmalannı överken
iktidann bürokratlan yıprattığını söy-
ledi. Saracoğlu, bürokrasinın üze-
rinde çok büyük bir baskının oldu-
ğunu ifade ederek "O kadar entere-
san şe> ler duvuyoruzki inanmak çok
zor. Birtakım bürokratlann görev-
denalınmanedenieri olarak ANAP'a
bilgi vermeleri gösteriliyor. Böyle bir
zihniyet olanıaz" diye konuştu.
ANAP'ın bürokratlardan bilgi al-
masının anavasal bir gö-
rev olduğunu ifade eden
Saracoğlu, "Bu bilgiyi
bürokrattan alamaya-
cagız da kimden alaca-
ğız" diyerek bürokratlar
üzerinde baskı kurarak
hiçbir yere vanlamaya-
cağını İcaydetti. Öte y an-
dan bürokratlan v e özel-
likle Merkez Bankası
Başkanı Gazi Erçel'i de
öven Saracoğlu. Erçel'e
Euromoney dergısi ta-
rafından D notu veril-
mesıni ise "Oderginin
densizliği" olarak nit-
lendirdi. Merkez Bankasf nın başa-
n ile yönetildiğini ifade eden Sara-
coğlu. "Erçel'e D notu verilmesi çok
yanlış. O derginin densizliğinden baş-
ka bir şey değil. Kendisini tenkit et-
tiğim bir husus \ ar, o da döv i/li borç-
lanma ve enflasyona endeksli tah\ il-
ler konusunda fazla mülayim bulu-
yorum. Kendisi ile bu konuda görüş-
rüm. Bana söylediği çok ciddi bir is-
tikrar progranunın v ürürlüğe konma-
sını takiben bu gibi ensrrümanlan
önerdiği \olunda. .Ancako da zaman-
la ögrenecek ki politikacılara. şunla-
rı şunlan \apin. ardından da şunu ger-
çekleştirirsiniz dediğinizde politika-
cılar işlerine geleni alır. diğerlerini
görmezlikten gelir" dedi.
İgÇİNİN EVREMNDEN
ŞÜKRAN SONER
Pişkin
Hükümet kurulmadan, aylar önce bu köşede
Refah için "düzenin en büyükpartisi" Başbakan
Necmettin Erbakan'ı da "en iyi temsilcisi" ola-
rak tanımlamamı yadsıyanların sayısının az ol-
mayacağını biliyordum. Ancak söylemi "düzen
karşıtı" olan parti ve lider kimliğinin görünmeyen,
çok iyi gizlenen, "hak ve değerler" adına aslın-
da sadece "çıkarları" gözeten ve sonuç olarak
"tüm değerleri satabilecek, kaypaklığın zirve-
sindeki" öteki yüzünü anlatmaya çalışmıştım.
Önceki geceyarısından sonra, Afrika seferin-
den dönen Necmettin Erbakan'ın, yanındaTansu
Çiller olarak açıklamalarını, pişkinliğini, akı ka-
raya çevirebilme, her şeyi ters yüz edebilme ye-
teneğini izledikçe, bir kez daha birbirlerine ne ka-
dar benzeyip, yakıştıklarını düşündüm.
Sezebildiğimden çok daha ağır bir deformas-
yonla ve tehditle karşı karşıya olduğumuzu, bi-
raz içim ürpererek gözledim. Günümüzde siya-
si, sendikal, yaşamın heralanındaki liderleri, ba-
şarı için çok geçerli olan ölçülerin; pişkinliğin, er-
demsizliğin, çıkarlar adına dönekliğin, heryolun
mübah sayılması yanşmasında. bildik, tanıdık
yüzler arasında birinciliği Erbakan'a vetabii ikin-
ciliği Çiller'e vererek onlarla kıyasladığımda da-
ha önce çok başarılı olduklarını düşündüğüm
kimilerini sınıfta bile bıraktım.
• • •
Yıllar önce Ingiltere'de izlediğim bir parlamen-
to toplantısındaki tartışmalar gözümün önüne gel-
di. Ingiliz İşçi Partisi sözcüleri, dönemin Başba-
kan'ı Thacher'ın o dönemin ırkçı Güney Afrika
yönetimine ambargoyu uygulamamasını eleşti-
riyortardı.
Thacher pervasız, ırkçı, diktatör, gaddar Gü-
ney Afrika yönetimi ile yaptığı ticari ilişkilerden,
sağladığı ekonomik yaran rakamlarla açıkayarak
övünüyordu.
Thatcher, Erbakan'ın deyişi ile "haktan, insan-
lıktan payını alamamış, batıl maddiyatçı düze-
nin, dünya sömürü düzeninin simgesel, önde li-
derlerinden biri." Ya Erbakan? Neyin, hangi de-
ğerierin temsilcisi?
Thatcher'ı gölgede bırakacak bir ustalıkla, Türk
bayrağına hakaret edilmesi, Türkiye Cumhuriye-
ti'nin tüm değerleri ile alay edilmesi ve dünya-
nın teröre en yakın, insan haklanna en aykırı uy-
gulama içindeki en zalim diktatörlerine prim ve-
rilmesini "sonucuna değerdi" diye açıklıyor. Af-
rika seferinden sağladığını söylediği ekonomik
çıkar ilişkilerini, ballandıra ballandıra anlatırken
-ki büyük çoğunluğunun palavra olduğunu, as-
lında ciddi hiçbir anlam taşımadığını hepimiz bi-
liyoruz-, hangi dünya görüşünün, değerlerin tem-
silciliğini yapıyor?
• • •
Evet; iktidar, yıllarca halkı aldatan Erbakan ve
Refah'ı gerçek yüzü ile tanımamızda çok yarar-
lı oluyor. Ama doğrusu "iyikiiktidara geldiler, ger-
çek yüzleri ortaya çıktı, halkımızgördü" iyimser
görüşlerine, hiç mi hiç katılamıyorum. Erbakan'ın
ülkemize, çoğunluk yoksul kesimlere, ezilenle-
re Thatcher'la kıyaslanmayacak zararlar verebi-
leceğine inanıyorum.
Ne de olsa Thatcher, demokrasi rejimi içinde,
yeni dünya sömürü düzeni ve ideolojisinin, de-
ğerferinin önemli bir temsilcisi. Ülkesinde uygu-
ladığı ve topluma benimsettiği düzen ve değer-
leri ile çoğunluk kitlelerin yoksullaşmasını getir-
di.
Sömürünün katlanmasını, dünya tekellerinin ve
rantiyecilerin, vurgunculann karlarının patlama-
sını, sosyal devlet düzeninin zayıflatılmasını, iş-
sizlerin ve sendikasız çalışanların katlanarak art-
masını sağladı.
Erbakan ve Refah'ın iktidarının ise bu anlam-
da ülkemize ve kitlelere vereceği zararlar en ha-
fif olarak kabul ediliyor.
Ideoloji ve hedefleri ve attıkları her adım ile asıl
Türkiye'deki demokratik düzeni, insan hakları-
nı, laikliği, Atatürk devrim ve ilkeleri ile Türkiye
Cumhuriyeti'nin varlığını tehdit ediyorlar. Bütün
bunlara güçlerinin yetmesi söz konusu olmasa
da iktidarda kaldıklan her gün, kimi değerlerin aşın-
ması ve ülkenin yönünün değişmesini getirdiği
için çok fazla zararlı oluyor.
Sınai Vatırun ve Kredi Bankası İktisat Lzmam
Günümüzün toplumsal sorunlannın ekonomik gerçeği
7
0 yıldır toplumsal üretimi kişi başına
üç bin dolan aşamayacak bir zavallı-
lıkta tutan köylülüğün. hâlâ nüfusun ya-
rısını oluşturuyor olmasından gocun-
mayan ve üstelik bunlan tartışmayı abes gö-
ren v urdumduymazlık. yaşanılan birçok top-
lumsal olaya rağmen ortadan kalkmış deail-
dir.
Köylülüğü bitirmediği için sanayileşme-
y i tamamlay amay an Ankara, aynı zamanda da
demokratikleşenıediği için milyonlarca insa-
nın büyük kentlerin etrafinda varoş kültürü için-
de kalmasına neden olmuştur. Ankara'da otu-
rarak Türkiye'yi yönetenler. büyük Türkiye
hayali ile yaşayarak sadece kendi kendisiyle
kıyaslamayı tercih etmiş dünya ölçeğindeki
değişmeleregözlerinı kapatmıştır. Sonucun-
da da bugün karşılaşılan birçok toplumsal so-
run. bu anlayışın bir izdüşümü olarak karşı-
mıza çıkmıştır. Türkiye'de kişi başına milli
gelir. 1980-1993 arasında reel olarak yüzde
2.4 arrmıştır. Aynı dönemde Güney Kore ve
Çin. yüzde 8.2. Tayland yüzde 6.4. Endonez-
ya yüzde 4.2. Şili yüzde 3.6 ve Malezy a yüz-
de 3.5 bir büyüme gerçekleştırmışlerdir.
1980 ile 1993 yıllan arasında Türkiye'de-
ki ortalama enflasyon oranı yüzde, 53.5 ol-
muştur. Bu oran Malezya'da yüzde 2.2. Tay-
land'da yüzde 4.3. Güney Kore'de yüzde 6.3.
Çin'de yüzde 7.0. Şıli'de ise yüzde 20.1 ol-
muştur. Bu yetersiz büyümenin getirdiği so-
runları yaşadığımız birçok toplumsal sorun-
da en şiddetli şekilde yaşamaktay ız.
Yaşanılan bu toplumsal sorunlann ekono-
mik boyutunu vurgulamak için şu bilgileri
verebiliriz: Türkiye'de gerçek işsizlik oranj-
nın yüzde 19.8 olduğunu. gelir dağıhmının du-
rumunu gösteren en önemli bilimsel veriler-
den olan Lorenz eğirisinin artık bir yelkenli-
yi andıracak şekilde şiştiğini. bir kilo ekmek
için 2 saat 18 dakika çalışmak gerektiğini, dört
kişilik ailenin mutfak masrafı 18 milyon iken
asgari ücretin yeni brüt 17 milyon olduğunu.
milli gelirin yüzde 60'ını kâr-faiz-rant geliri
sahiplerinin aldıgını. ücretlilerin milli gelir-
den aldıklan payın yüzde 15 olduğunu. yüz-
de 20"lik en yüksek gelir grubunun milli ge-
lirin yüzde 50'sıni aldıgını. dolaylı vergilerin
milli gelir içindeki payının yüzde 51 'e ulaş-
tığını. son on yılda ücretlilerin gelir vergisi
payınm yüzde 38'den yüzde 54"e yükseldiği-
ni, ücretdışı gelir sahiplerinin gelir vergisi pay-
lannın aynı dönemde yüzde 61'den yüzde
45'e düştüğünü. bankalann üç milyon lira-
nın altındaki vadeli mevduat hesaplannın top-
lam hesapların yüzde 91'ini oluşturduğunu.
üç milyon lirayı aşan vadeli hesaplann top-
lam hesaplann yüzde 9'u düzeyinde bulun-
duğunu vebaşvuran her 100 gençten 83'ünün
üniversiteye giremediğinı bilmemiz gerekir.
Aynca bilinmelidirki Türkiye'nin yeterin-
ce sağlıklı ve istikrarlı büyüme hızlannı ya-
kalayamamasının sebebi. sermaye birikimi-
ni sağlayacak gerçekçi programların hayata
geçirilememesidir. Yaşanılan süreçte tanm
toplumundan sanayi toplumuna geçiş için uy-
gulanan temelsız şok politikalar. bugünkü so-
runlann temelini oluştunmuştur. Gelişme sa-
nayi toplumuna geçmekle mümkündür, ancak
bu geçiş teknik ve sosyal alryapıların da sağ-
lanması ile kalkınmanın dinamiğini oluştu-
rur, yoksa bu gelişme kalkınmanın önünde bir
takoz görev ini görür.
Bugün yaşanılan iç göç ve beraberindeki
sosyal gerginlikler. tarım toplumundan sana-
yi toplumuna geçiştekı plansizlığm ve günü
birlik politikalann sonucu olarak karşımıza
çıkmaktadır. Nüfusun yüzde 50'si tanmdaça-
lışırken tanmın milli gelir içindeki pay ının ol-
ması gereken düzeylere indirilmeyeçalışılma-
sı. yaşadığımız sosyal sorunlann temelini
oluştururken gelirdağılımı bozukluğunun da
kaynağıdır. Böylesi bir gelişme de tasarruf
oranının bugünkü düşük halini almasına ne-
den ohcaktır. 1996 yılı itibarıyla maü siste-
min milli gelire oranı yüzde 18 gibi çok dü-
şük bir oran olmasına. en çarpıcı ise bu sığ
mali sistem yüzünden de kamu borçlannın ma-
li sisteme oranı yüzde 323 gibi trajik bir ha-
le gelmesi sonucunu çıkarır.
Bugün mevcut bankacılık sisteminin top-
lam aktifleri 69 milyar dolar iken bu miktar
Aîmanva'da 3 trilyon 151 milyar dolar. Fran-
sa'da ise 2 trilyon 834 milyar dolar gibi dev
rakamlara ulaşmaktadır. 1993 yılında Çin'de
yurtiçi tasarruflann milli gelire oranı yüzde
40.2. Malezya'da yüzde 38.1. Tayland "da yüz-
de 35.9. Güney Kore'de yüzde 34.7, Endonez-
ya'da yüzde 30.5. Şili'de y üzde 26.5 iken Tür-
kiye'de bu oran yüzde 22.2 olmuştur. Bu ara-
da Türkiye'nin nüfus artışının yüzde 2.1 ol-
duğunu da unutmamak gerekir.
DİE rakamlan da olayı daha açık bir şe-
kilde vurgulamaktadır. DlE'nin son olarak
geçen ay açıkladığı 1987-1994 dönemi Gay-
ri Safi Milli Hasıla araştırmasının sonuçlan
aradan geçen sürede biriktirilen sorunlann
Türkiye'nin ekonomik. sosyal ve toplumsal
yapısını nasıl kökünden sarstığını resmi ra-
kamlarla gözler önüne sererken iller ve böl-
geler arasında ulusal gelirden alınan pay açı-
sından kişi başına 11 kata ulaşan uçurumlar
belgelenmiş olmaktadır. İller arasında 6 bin
dolarla. 500 dolar arasında değişen kişi başı-
na ulusal gelirdağılımı yanında. sadece bu yı-
Iın3.2 katrilyonluk bütçesinde 190trilvonluk
yatınm payı. işsizliğın boyutlannın ürkütücü-
îüğünün teşv ikçisi olarak ortaya çıkmaktadır.
DPT'nin Temel Ekonomik Göstergelerra-
poruna göre kentlerde yüzde 10.7'ye tırma-
nan işsizlik oranı. kırsal kesimde yüzde 4.5 "ler-
de gezinirken ülke genelinde yüzde 8'e yak-
laşan ve sayısal olarak da 5 milyonun üzeri-
ne çıkan işsizler ordusu, yine istismara açık
tablonun gerçek yüzünü ortaya koymaktadır.
Türkiye'de geliri dağılımındaeşitsizliğinvar-
lığı artık her kesim tarafından kabul edilmek-
tedir. Bu eşitsizlik. sadece sosyal sorunlann
değil. beraberinde kendisi de çözülmesi ge-
reken bir sorun olmakla birlikte. yeni ekono-
mik sorunlann da hazırlayıcısı olmaktadır.
Türkiye'nin 1995 yılı ulusal geliri 165 mil-
yar dolardır. Bu gelir. başka ülkelerle karşı-
îaştınldığında acı gerçek bütün çıplaklığı ile
karşımıza çıkmaktadır. Türkiye ile aynı nü-
fusa sahip Fransa'nın 1.300 milyar, ltalya'nın
1.250 milyar. Ingiltere'nin 1.100 milyar do-
lar olmuştur. 7 milyonluk Isviçre'nin ise 250
milyar dolarlık üretim yapması. sosyal ve
toplumsal sorunlanmızın ekonomik sebeple-
rini nerelerde aramamız gerektiğini ve dış
güçler nedenine fazla sığınmamızın gerekti-
ğinin en güzel örneğini vurgulaması açısın-
dan çarpıcıdır. Üretimin arttınlmasının konu-
şulmadığı birülkede. büyük hedeflerden bah-
setmek pek sağlıklı olmasa gerek.
Sonuçta Türkiye'nin bir sistem ve anlayış
değışikliğineacilen ihtiyacı vardır. Anlayışde-
ğişmedikten sonra sorunların sadece amba-
lajı değişmiş olacaktır. Ve bu ülkede bir ya-
şına gelmeden ölen bebek sayısı dünya sıra-
lamasında en önlerde. Ve bu ülkede sağlık
sigortasından yoksun otuz milyon insan var.
Sorunlar sadece ciddi ve dürüsüt nitelik-
lerdeki politikacılarla değil. demokrasinin
tümkurunnekurallan ileişlediği. insan hak-
lanna saygılı vepiyasa sisteminin heryönüy-
le işletildiği bir anlayışlaçözüm mümkündür.
Son söz düşmanın en tehlıkelısi kendı içinde
olan, görünmeyenidir.
GENEL-İŞ SENDİKASI
11. OLAĞAN GENEL KURULU'NDA
SENDİKA ZORUNLU ORGANLARINA SEÇİLEN
ÜYELERİN İLANI
GENEL
YÖNETİM
KURULU
ASİL
ÜYELERİ
GENEL
DENETİM
KURULU
ASİL
ÜYELERİ
GENEL
DİSİPLİN
KURULU
ASİL
ÜYELERİ
AdıSovadı
Atılla Öngel
Muharrem Kurt
Nurettın Dınçer
Cemal Arslan
AMülkerim Timur
Erol Ekıcı
Şukrû Ercan
Sefa Sert
Haydar Budak
Hüseyin Yaman
Ahmet Selçuk
Aşur Kurgen
Bedrettın Çevık
Yusuf Demır
Yakup Ören
Unvanı
Genel Başkan
Genel Sekreter
Malı Işl.Dai.Bşk.
Eğt.Daı.Bşk.
TİS Daı.Bşk.
Örg.Daı.Bşk.
Araş.Daı.Bşk.
G.D.K. Üyesı
G.D.K. Ûyesı
G.D.K. Üyesı
G.D.K. Üyesı
G.D.K. Uyesı
G.D.K. Üyesı
G.D.K. Uyesı
G.D.K. Uyesı
Mesleo/'San.
İşçı
işçı
işçı
İşçı
İşçı
işçı
İşçı
İşçı
İşçı
İşçı
İŞÇI
İşçı
işçı
İşçı
İşçı
Adresi
Akarbası Mah. Ege
Sok. 44/8 Eskışehır
Inkılap Mah. Orta Sok.
No:23Altındağ/Ankara
Omek Mah. llker Sok.
No:11/2 Altındafr Ankara
Yeni Batı Mah. 286 Sok.
No: 75 Batıkent Ankara
Turgırt Özal Bulvarı Çağla
Apt. No.85D:V1 Adana
Uğur Mumcu Mah. Köprüler
Srt. 4. Blok D.14 Kartal/lst.
llkyerleşım Mah. Saygınlar
Sıt. A-19 BatkentAnk
Beyazıt Mah. Vatan Cad.
ÖztekinApt. 41'6
Selçukiu/Konya
Umut Mah. Sembol Sok.
No. 34/22 Çankaya/Ankara
Yıldınm Mah. Barutluk
Cad. 48/9 Bursa
Işık Mah. 2. Dıbek Sok.
No: 4 Usak
Mustafa Kemal Paşa Mah.
Çetın Sok No: 94/9 Avcılar.'lst.
inönû Mah. Mehmet Turkmen
Sok. No: 38 Şahinbey 'Gazıantep
Yumurtacı Abdıbey Cad.
Nur Sok. 17/2
Merdıvenkoy/lstanbul
Çokekler Koyu Adapazan