26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 1996 PERŞEMBE HABERLER Bazı milletvekilleri, muhalefetin gensorularına ilişkin oylamada grubun serbest bırakılmasmı istediler DYP'de gensonı gediği büyüyor • Istanbul Milletvekili Gencay Gürün \e Hakkâri Milletvekili Mustafa Zeydan, DYP grup toplantısında. ErbakarTın Libya gezisine tepki gösterirken 'hükümetten çekilme' önerisinde bulundular. Bazı mılletvekilleri. muhalefetin gensorularına ilişkin oylamada grubun serbest bırakılmasmı istediler. Çiller'in. "Laikliğe bir şey mi olmuş. laikliğe karşı yasa mı çıkmış'1 " yaklaşımına da tepki gösteren Gürün'ün DYP'den istifa edebileceâi kavdedildi. ANKARA (Cumhurhet Biirosu) - \lu- halefet partılerinın. Afrıka gezısınde \ aşa- nan skandallann ardından Başbakan Nec- metin Erbakan ve hükümet hakkında \er- dıklen gensoru önergelen DYP'vı kanştı- nrken, alternatıf hükümet ara\ ışları da hız kazandı. RP ıle koalısyon ortaklığından ra- hatsızolan DYP'lılerı'iebazı ANAP'lı mu- halif mılleUekıilerının. "geniş tabanlı" \e "üçüncü isim" başkanlıgında bır hükümet seçeneğı üzerınde çalıştıkları bıldırıldı. DYP'de ılk kez hükümetten çekilme gö- rüşü Genel Başkan Tansu Çiller'e doğru- dan ıletılırken bazı mılletvekıllerı de gen- soru o\ lamasinda grubun serbest bırakıl- masmı önerdıler. Çiller'in ıse SHP ıle ko- alı>>on ortaklığının bozulmasının ardın- dan vaşanan sürece dıkkat çekerek. "Önemli olan istikrardır. Ovuna gelmeye- lim, hükümette direnebildiğimiz kadar di- renmelhiz" dedığı öğrenıldı. Çıller'ın. "hükümetten avnlmaları duramunda, Türkne \e bölgede doğacak istikrann ya- nı sıra dün\a banşımn tehlikeje düşeceği- ni"cıddı bıruyan olarakdilegetirmesı şaş- kınlık \arattı. Alınan bılgı>e göre. DYP'nın dün vapı- lan grup toplantısının basına kapalı bölu- münde İstanbul Mıllervekılı Genca\ Gü- rün \e Hakkân Mıllet\ekılı Mustafa Ze>- dan. hükümetten çekilme önerisinde bu- lundu. Konuşmasında. laıklık konusuna önemli bır yer ayıran Gürün. -Laikliğe fi- Uen karşı olan da\ ranışları \e bevanlan gör- mezükten gelmek. hatta >ıllarcaönce kabul edilmiş kanunlann >ok sa\ılnıasını hoşgö- riivle karşılamak, l)YP"nin tahammül et- memesi gereken bir gelişmedir" dedı Gencav Gürün'ün konuşmasını valnız- calstanbulMıilenekılıCefİKamhi'nınal- kışladığına dıkkat çekilirken bazı mıllet\ e- kılerının de Gürün'e. eskı Dı^ışlerı Müste- şarı. emeklı büyükelçı eşını anımsatarak "Bu metııi kocan mı yazdı? Sen bunlardan anlanıazsın" dedıklerı ögrenıldı. Gencav Gürün'ün. DYP'den ıstıfasını önümüzdekı günlerde netleştıreceğıne ışaret edıldı Mustafa Ze\dan'ın. Güneydoğu polıtı- kası ıle ılgılı ele^tırılerını dıle getınrken. muhalefetin \erdığı gensoru önergelennın ovlaması ıle ılgılı grubun serbest bırakıl- maMnı ıstedığı ka>dedıldı. Mılletvekıllennın görü^lerının ardından kürsüye gelen Çiller'in. Türkı\e'nın. hükü- met ara\ ışlan nedenıv le ıstikrarsız bır dö- nem vaşadığını \urgula>arak hükümette "direnebildiğimiz kadar direnelim" görü- şünü dıle getırdığı belırtıldı. Çıller'ın. Er- bakan'ın "gezi bozgununa" da dıkkat çe- kerek ş.u görü^lerı aktardığı öğrenıldı: "Yine hükümet bozulura Türkije'de ve bölgemizde istikrarsı/Jık olur. Hatta düma banşı tehlike>e düşer." REFAHYOL hükümetının gmenoyla- masında "çekimser"o> kullanan E^kışehır Mıllenekılı Demir Berberoğlu, Cumhuri- yet'ın sorulannı yanıtlarken kendılerınm hükümete karşı ta\ nnın bellı olduğunu be- hrterek "Biz şimdi, hükümete gü\eno>u\e- ren. şimdi tepkilerini dile getiren arkadaş- Ianntutumunumerakedi>oni2'*dedi. Ber- beroglu. hükümetın bütçe tasansının Mec- lıs'e gelmesinden önce düşürülmesı halın- de ülkenın bütçesız kalacağına dıkkat çe- kerek w Ülke>i bütçesiz bırakama\ız'* dedı. DYP A\din Mıllenekılı NahitMenteşe. gensoru konusunda degerlendırmesını da- ha sonra Napacağını söşledı. DYP Kün Mılleu ekılı Doğan Güreş. öngerge\ le ılgı- lı olarak "Öncegelsin.o zaman görüşürüz" demeklevetındı. DYP istanbul \1ıllet\ekı- !ı Cefı Kamhı ıle Manısa Mıllet\ekılı Aj- seli Gökso>. \ıcdanlarının sesını dınle\e- ceklennı dıle getırdıler. Ka>serı Mıllene- kılı Av\az Gökdemir ıle İstanbul Mıllet- \ekılı Yaman Törüner de. grup kararına u>acaklarını açıkladılar TBMM Göktepe raporu genel kurulda ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - Gazeteci Metin Göktepe'nin gözaltında öl- dürülmesı olavını araştır- mak üzere kurulan TBMM Araştırma Komisyonu'nun. geçen yasama yılında TB- MM Başkanhgı'na sunduğu rapor, 16ekımçarşambagü- nü TBMM Genel Kuru- lu'nda okunacak. Gökte- pe'nin öldürüldüğü olaylar sırasında İstanbul Emniyet Müdürü olan ve halen Bur- sa Valıliğı gore\ını vürüten Orhan Taşanların da olay- lardan sorumlu olduğu \ur- gulanan rapor TBMM'nın bılgısinesunulacak. Komıs- yonun raporunda. olaylarla ılgılı sorumluluğu belırle- nen Taşanlar ıçın soruştur- ma ızni \erilmemesı dıkkat çekerken, araştırmanın so- ruşturmaya dönüştürülmesı ve yenı suç du\urularının yapılması ıstemlerıne yer verilmedi. Göktepe Cina\etını Araş- tırma Komısyon raporunun "sonuç" bölümunde. Içi^le- rı Bakanlığı'nın Orhan Ta- şanlar ıle ll Emniyet Müdür VardımciM Kemal Ba>rak ıçin ioru^turma ıznı \erme- digine dıkkat çekıldı Rapor- da yer alan onenler özetle şövle. Emniyet görevlılen adlı ola\larda sadece sanığı ve suç kanıtlarını Gumhunyet Savcılığı'na se\ketmek, »u- ça ilişkin delılerı toplavıp vargı organlarına sunmak gıbı sınırlı göre\lerle yü- kümlü olmalıdır Sanıklann sorgusu kesınlıkle emnı\et tîöre\ lılennce yapılmamalı- dır Polıs mesleki eğitim sıra- sında sosyal psikoloji \e in- san haklan konulannda da bılgılendirılmelı Gu\enlık örgütü mensuplan her turlu maddı \e mane\i olanakla- ra kavuşturulmalı. Memurın Muhakematı Hakkında Kanun'un me- murlar hakkındakı ceza tat- bıkatını güçleştıren ve\argı- nın etkınlığinı azaltan hü- kümlen gözden geçınlmelı. Önerjler komisyondan gecti Seçim illeri geliyor ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - 70 bın seçmenle 3 kasım verel ara seçımlerın- de belırle>ıeı olmasi bekle- nen Osmaniye'nin il, Ela- zığ'ın da anakent starüsüne kavuşturulmasına ılışkın ya- sa önerisı. TBMM tçışlerı Komısyonu'nda kabul edıl- di. Plan Bütçe Komısvo- nu'nda kabul edıldıkten son- ra genel kurula indirılecek önerı. komis\ondakı RP'lı ve ANAP'lı üvelerce "seçün rüşveti" olarak nıtelendı. 24 Aralık genel seçımle- rinde RP'nın yüzde 3ü. DYP'nın yüzde 18 oranında oy aldığı Osmaniye'nin ıl. Elazığ'ın da anakent yapıl- masına ilişkin >asa önerisı. dün TBMM tçişleri Komıs- yonu'nda göruşüldü Komis>onun ANAP'lı üyesı İstanbul Milletvekılı Korkut Özal ıse Osmanı- ye'nın geçmışten gelen bır özellığı olduğunu belırtır- ken ıl ıken ilçe şapıldığına dıkkat çekti. ANAP'lı Seyyit Ejüboğlu da önerivi eleşti- nrken "Sabah Siverekli biri arnor. 'Bız ıl olmak ıçın başkanımızı mı öldürelım? Baskan öldürüldükten sonra > apılacak seçımler öncesın- de bizi il yaparlar' diyor"de- dı DSP Genel Başkanı Bü- lent Ece\it. "Hangi ara ye- rel seçim öncesinde bir ilçe- de seçim varsa, partikr ara- sında oranuı il >apılması >a- rışı başlıyor. Bütün milletve- kili arkadaşlarınıızın ve be- nim de sınırlı verler için ben- zer isteklerinıiz olmasına karşın devleti hükümette bu- lunanlardan çok daha fazla düşündüğümüziçin bunlara katılnıadık" dedi. Gezisini tamamla>arakyurda dönen Erbakan, Esenboğa'dagö\degösterisinedönüştüriilenbirtörenlekarşdandı.(Fotoğraf: TARIK TINAZAY) DYP lideri Çiller, Erbakan'ı, Müslüman ülkelerle ilişkiler konusunda uyardı libya çelişkisi gizlenemedi ANKARA (Cumhurhet Bü- rosu) - DYP Ge- nel Başkanı. Baş- bakan Yardımcısı veDışişleri Baka- nı Tansu Çiller. muhalefet partılennin sert dılle eleştirdiği Başbakan Necmettin Er- bakan'ın Afrikagezısıni savunma- sına karşın, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karada- yı'nın da tepkisınin ardından. hükü- metteki huzursuzlugu saklayama- dı. Çiller, Erbakan'ı. Müslüman ül- kelerle geliştirmeye çalıştığı ılışkı- ler konusunda uyararak "Böyle bir hayal varsa, kurma" dedi. Lıb>a Devlet Başkanı Muammer Kadda- fî'nin, Türkiye'ye yönelik hakaret dolu açıklamalarına dikkat çeken Çiller. Erbakan'ın gezı sonrasında- ki sözlennı de üstü kapalı eleştınr- ken "Onlar bizim kardeşimiz diye yola çıkmayız, hayalkrle bir yere \a- nlmaz" görüsünü dıle getirdı Tansu Çiller. partısının TBMM grubunda laıklık ve demokrası ko- nulannda uzun açıklamalarda bu- lundu. Konuşması sırasında sık sık öksüren Çiller, RP'nın laikliğe bır tehdit oluşturup oluşturmadığı ka- nısından hareketle Gumhurbaşkanı Süle\man Demirel'le görüştüğünü söyledi. Demırel'ın kendısıne. "Hayır. benim bö>le bir endişem \ok" dedığıni anlatan Çiller. bu ıd- dıaların ANAP'tan çıktığını savun- du. "Sayın \ ılntaz, grubunda' Dar- be hazırlığı ıçınde olanlar \ar. Bıl- gim \ar" demiş" dıyen Çiller. Yıl- maz'a vönelık olarak "O bilgi \ar- sa getir. gereğini ben \apacağım" dı\e konustu. > Kardeşimiz diye..." Zamansız olduğunu \urguladığı Lıb>a gezısını sa\unma\ı da sur- düren Çiller. "terörist" ılan edılen Lıbva ıle A\rupa ülkelerının "tıkır tıkır" tıcaret \aptığını sövledı Hıç kımsenin Türkiye'nin doğal mürte- fikı sayılamayacağını ka\deden Çiller. şunlan söyledi: " Kardeşimiz di\ e, Lib\ a halkının başında olan Kaddafi böv le bir şe> dnemez de deme>iz. Kaddafi'\e. Sen haddım bıl' demedikmi? Dost elini uzatirız. anlamamışsa o zaman düşmanlığunızdan korksun. Türki- >e, bağımsız, güçlü. kararlı bir ülke- dir. Ha\allerle bir \ere \arılmaz. Onlar bizim kardeşimiz diye yola çıkma>ız." Hükümetın düşürülmesi ıçın Er- bakan'ın gezısının öne sürüldüğü- ne dıkkat çeken Çiller. "Laf mı ya- ni bu? Oklan KaddafT\e değil de Erbakan'a çe\ ireceksiniz. olmaz bu~ dedı Muhalefetı \ıkım şeflığı yapmakla suçlayan Çiller. ANAP İıderı Yılmaz'ın. DYP'yi bölerek hükümet kurma planları yaptığını belırtırken şunlan sövledı: "Çamurun üstüne oturmam.de- di. şimdi rüş\et verip dos\aları unuttu. Biz dos\aları unutmayız. DYP"\ i bölme planlan \an Senaryo- \ u buna göre kuracak. Gölge hükü- met kurmuşlar. bakanlan da var. Bu gölge hükümetin başbakanı 3 a>dan daha çok başbakanlık ya- pacak." PERŞEMBE ORHAN BURSALI [ Tartışmama Bir konu üzerinde tartışma girişimlen, ileri sürü- len veya üretılen düşünceler ülkemızde hep sert kayalara çarpıyor. Bu. ister ülkenin âlı sorunlan üzerınde. ister aydınlar arasında veya ıster bilim- sel bir konu üzerınde olsun fark etmiyor. Tartışır gibı yapıyoruz, ama aslında tartışmama yapıyoruz. Mantık, tarıhsel olgular. bılgıler, sayılar, rakamlar.. her şey çoğumuzun üzennden akıp gi- diyor. Konuşmalar ıç içe değil, yan yana. Bırbirini duyan, anlamaya çalışan yok. Ama anlayıp da an- lamamaya yatan çok. Veya kimın neyi niçin yaptf- ğını bılen yok. Örneğın Erbakan niçin Sudan'a gitmek iste* di? Mısır'a, übya'ya ve Nıjerya'ya niçin gıttı? Tür- kiye'nin, Erbakan'ın. partısının ve seçmenınin bundan yararı ne olabılır? Anyorum, bır şey bula- mıyorum. Bırınci ülke, vahşetın sımgesı gıbı. Bır- bırlerının neredeyse cığerlerıni söküp kanlarını içı- yorlar. Dunyanın en aç ulkesı. Erbakan,Mısır'la ise bağlarını, Ankara gezisı sırasında Mübarek'e Müslüman Kardeşler'ı övünce kopardı. Lıbya'nın başında öteden ben Turkıye'ye küfreden bın var. Şırketlerımızın, ışçılerımızın paralarının üzerine ya- tan ve uluslararası terörün gölgesı ülkesınden dı- şarıya yansıyan bır hukuksuz. Nıjerya'nın başında yıne Afrıkanın en kanlı adamlarından bırı. Dıyelım kı bır İslami dış politika geliştirilmeye çalışılıyor. Bu ulkelerden Türkıye'ye itıbar mı gele- cek (Mısır dışında)? Para mı gelecek? Mal mı sa- tacağız? Terörü mü önleyecekler? Uluslararası alanda bızı mı destekleyecekler? Bunların hangisi mümkün? Dıyelim kı Erbakan Müslüman ülkelerı birleştir- mek, islam ülkelerının lıderlığını yapmak ıstıyor... Suudı Arabıstan, Kuveyt dunyanın en zengin ülkelerı. Turkıye umurlarında bıle olmamış. Türki- ye ıle tarihsel geçmışlerını aşmaları mümkün de- gıl. Arabistan. iran kanlı bıçaklı. Irak, Kuveyt ve Suriye kanlı bıçaklı. Afganıstan-lran kanlı bıçaklı. İslam dünyası, Ortadoğu tam bır bataklık içinde. < Pekı, Erbakan bu bataklıkta ne arıyor? Türki- ye'yi bıraktık, kendı ıtibarına, partısinin yararına ne aradı? . Mantıklı bır açıklaması var mı? Bu konuda ka- muoyunda süren tartışmanın muhatabı yok... • • • Cumhurıyet'in ikinci sayfasında Yunan Mucizesı üzerine bır tartışma başladı. Sınema alanında önemli yapıtlar üretmış değerlı yönetmen ve yazar sayın Metin Erksan bılım ve felsefede, sanıldığ» gıbı, Yunan Mucizesı diye bır olgunun olmadığınh, bunun Batı'nın bir uydurması olduğunu yazdı. Ya- zı. Türk mıllıyetçılığı sıyasal zemininde gezıniyor- du. Ama yazıda önemli olan. sayın Erksan'ın orta- ya attığı karşı tez/ıddıa idı... Derken. bu konunun önde gelen uzmanı ve muhatabı sayın Ekrem Akurgal'ın Erksan'a kısa ve öz yanıtı yayımlandi. Kendı adıma. Akurgal'dan kapsamlı bir yanıt bek- lıyordum. Arkasından, Erksan'ın Akurgal'a, tezin» tartışma dışı tutan, tartışma sevmeyen ve bıraz kızgınlık kokan yanıtını okuduk. Bu defa sahnede Celal Şengör boy gösterdi. Ikıncı sayfamızın edıtörü sayın Sami Karaören, tartışmayı bıraz kı^ıştırarak Şengör'ün yazısını Yu- nan Mucizesı VerĞK başlığı ıle yayımladı. Şengör, Yunan Mucızesi'nı; ılk kez bir toplumda eleştirel aklın benimsenmesı ve yaygınlaşması olarak açıkr lıyordu. Olgulara, kanıtlara, yorumlara dayalı; düşünce ve bılgi zengınliğiyle yoğrulmuş bir tartışmayı sür- dürmek içın her şey var. Tartışan taraflar buna muktedır. Biz okurlar da ılgnıç bır konuda keyifli bır tartışmanın pususuna yatmış her gün ikinci sayfayı gözlüyoruz. Ama sayın Erksan'dan yine tartışma sevmeyen bır yanıt gelınce düş kırıklığj yaşadım. Üstelik karşı tarafa Hellen-severiik ıddi- ası yöneltıyor ve konuyu lyıce sıyasal zemıne oturtuyordu. • j • • • Bır dıyalogsuzluk, bır ıletışımsızlık, tartışma sevr mezlik toplumun her kesımınde yaygın. Hem de tepeden tırnağa kadar. O zaman. "Yazıp çızıyorsun da ne oluyor... Söy- luyorsun da ne oluyor... Tartışıyoruz da ne olu- yor..." düşüncesi hızla zemin kazanıyor. Ve teni- mizın derınlıklerıne kadar ışleyen bır bıkkınlık duy- gusunun uyuşukluğu ıçıne hapsoluyoruz. Pekı bu toplumda kım. kimlerle, neyı tartışa- cak? Görüşler. düşünceler, tez/anti tez nasıl çarpışa^ cak da toplum gerçeklere en yakın yolları sezinle- yecek? Yanıtı olan var mı? UNUTMA ! IDAM KATLIAM EFRAIM FARUK HURCAN LAT1F O NUR1 SALİH SERDAR EZGİN ERSAN GL'RSES CAN L'ZUNLAR GEVENCI ALTEN "Selam dunyanın ve Türkiye'nin aydınlık geleceğine." ANMA ETKINLIKLERI İSTANBUL: 10 Ekim 1996, Saat: 12.30, Zincirlikuyu Mezarlığı İZMİR: 13 Ekim 1996, Karşıyaka Lunapark Müzikhol Saat: 13.00 - 24.00 SÜRGÜNDE OLÜM DAYANISMA NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR irlandalı birekibin hazırladığı "O da Bir Ana" filmi. bır süre- dir İstanbul sınemalarında gös- terimde. IRA militanlarının 1981 'deki açlık grevinı belgesel bir dille anlatan ingiliz yapımı filmi seyrederken, yerleşik in- giliz demokrasısınin ne kadar göstermelik olduğuna da şahit oluyorsunuz. Mahkemeler. polis şefleri, is- tihbarat görevlilerı, sorgucular. açlık grevcileri. cezaevleri, şu zulüm dünyasında ne kadar ev- rensel. Boby Sands'ın önder- liğinde açlık grevine başlayan I- RA militanları, kendilerine giy- dirilmek istenen tek tip elbise- yi reddedınce kıyamet kopuyor. Önce tek kişilik hücrelere ko- nuyorlar. O yetmeyince, hücre- lerdeki lazımlıklar kaldırılıp. di- renişçiler bokları ile yaşamaya mecbur ediliyorlar. Çaresiz ka- lan direnişçiler sonunda ölüm orucuna girişiyorlar. O yıllarda ingilizlerin ünlü "Demir Leydi"si Margaret Te- atcher başbakan. Direnışçile- re karşı temel sloganı ise şu: "Devletpazarlık etmez." Ne ka- dar bildik ve tanıdık bir deyim değil mi? Film. bu hengame içindeki iki kadının öyküsünü anlatıyor. Öğretmen Kathleen Ûuigley, bir eylem sonrası tu- tuklanan oğlunun peşinde ce- zaevi kapılarına sürüklenir. Bir başka eylemcinin annesi Annie ile kader onları birleştirir. 'Oda Bir Ana!..' Önce iki kadın arasında ça- tışma çıkar. Bayan ûuigley, ti- pik bir orta sınıf irlandalı. I- RA'nın şiddetini onaylamaz bir tutum içinde. Annie ise bir oğ- lunu çatışmada yitirmiş. IRA'yı candan destekjeyen yoksul bir İrlandalı anne. ingiliz hüküme- tine o dönemde hâkım olan şiddet yanlısı eğilim cezaevle- rinde baskıyı arttırdıkça iki ka- dın arasındaki buzlar erir. Her ikisi de çocuklarının peşinde düzen aleyhtarı birtutumda bir- leşirler. • • • O sırada yapılan ara seçim- lerde ölüm orucunun önderi Boby Sands'in milletvekili ol- ması için kolları sıvarlar. Boby Sands. milletvekili seçilir, an- cak hükümetin uzlaşmaz tutu- mu nedeniyle cezaevinde ya- şamını yitirir. "Babam İçin" isimli irlanda filminin yaratıcısı iki sinemacı, Terry George ve Jim Sheri- dan "O da Bir Ana" için de el ele verirler. Terry George yöne- tir, ikili senaryoyu birlikteyazar- lar. Film, ingiliz devlet kurumla- rı içindeki iki eğilimı de çok gü- zel sergiler. Devlet içindeki şid- det yanlısı eğilim, "soyutlama, suça teşvik ve demoralizas- yon"u temel ilkeler olarak uy- gulamaya koyar. Bir başka ke- sim ise bu yolun çıkmaz oldu- ğunu, karşılıklı olarak şiddeti kışkırtmanın, her şeyi zorlaştı- racağını söyleyerek uygulama- lara karşı çıkar. Direnişçiler ve aileler içinde de iki farklı eğilim göze çarpar. Bir kısmı tereddütlü, bir kısmı kararlı. Sonuçta 10 gencin ölü- müne neden olan bir direniş ya- şanır. Hükümet, ölümlerin sonun- da direnişçilerin taleplerini ka- bul eder. Bu arada çok sayıda insan yaşamını yitirir. IRA su- ikast eylemine hız verir, güven- lik güçlerine savaş açar ve bir- çok polisi öldürür. Şiddet, şid- deti doğurur. Yıl 1981. Türkiye'deki askeri darbe çok tazeydi. Aynı yıllar- da Türkiye'deki cezaevlerinde de tek tip elbise zorunluluğu gündemdeydi. O yıllarda. tek tip elbise yüzünde yapılan ölüm oruçlarında da insanlar yaşam- larını yitirdiler. Benzer gerekçe- ler, benzer karşı koyuşlar, ben- zer ölümler. Yıl 1996. Türkiye, parlamen- ter bir rejim içinde yaşıyor, tu- tuklu ve hükümlüler en insani talepleri için ölüm orucuna baş- lıyorlar. 12 dırenişçi yaşamını yi- tiriyor. 12 ölümden sonra dev- let yetkilileri, tutukluların haklı taleplerini kabul ediyorlar. ingiltere, IRAsorunundaçıkış yolu arıyor. irlandalılann yasal orgütü Sinn Fein'le masaya oturarak bir çözüm bulmaya çalışıyor. Diyarbakır'da 12 tu- tuklu önceden tertiplenmiş bir olay sonucu sopalarla dövüle- rek öldürülüyor. Türkiye'de Kürt sorununa çözüm aramak, iha-v net sayılıyor. ' • • • Film bittiğinde, "O da Bir Ana" Türkiye'de de çekilebilir mi diye düşünmeden edeme-- dim. Yaşadığımız her şey p ka- dar birbirine benziyor ki. Üste- lik anlı şanlı ingiltere. Demokra- sınin beşiği. Iş. kendi içindeki" farklılıkları kabule geldiği za- man, imparatorluk günlerinin' acımasızlığı, o ince kültürün' içinde hemen boy veriyor. Velhasılı, işacımasızlıkyanşı-, na geldiğinde İngilizlerin de biz-, den aşağı kalmadığı ortaya çı-, kıyor. Bir farkla, orada, içeride demir sopalarla adam öldür-, müyorlar, işkence edip çarmı- ha germiyorlar, yalnızca bokla- rıyla yaşamaya mahkûm edi- yorlar. Bu kadar fark da olsun canım diyebilirsiniz. Nedeolsa onlar daha gelişmiş kapitalist ülkeler. "Oda Bir Ana" filmini, bu çar- pıcı filmi izlemenizi öneriyorum. Hep bildiğimiz ve yaşadığımız şeyler. Ancak olaylar bu kez 1 başka bir ülkede, İngiltere'de1 geçiyor. \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle