Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM 1996 PERŞEMBE
HABERLER
Bazı milletvekilleri, muhalefetin gensorularına ilişkin oylamada grubun serbest bırakılmasmı istediler
DYP'de gensonı gediği büyüyor
• Istanbul Milletvekili Gencay Gürün \e Hakkâri Milletvekili
Mustafa Zeydan, DYP grup toplantısında. ErbakarTın Libya gezisine
tepki gösterirken 'hükümetten çekilme' önerisinde bulundular. Bazı
mılletvekilleri. muhalefetin gensorularına ilişkin oylamada grubun
serbest bırakılmasmı istediler. Çiller'in. "Laikliğe bir şey mi olmuş.
laikliğe karşı yasa mı çıkmış'1
" yaklaşımına da tepki gösteren
Gürün'ün DYP'den istifa edebileceâi kavdedildi.
ANKARA (Cumhurhet Biirosu) - \lu-
halefet partılerinın. Afrıka gezısınde \ aşa-
nan skandallann ardından Başbakan Nec-
metin Erbakan ve hükümet hakkında \er-
dıklen gensoru önergelen DYP'vı kanştı-
nrken, alternatıf hükümet ara\ ışları da hız
kazandı. RP ıle koalısyon ortaklığından ra-
hatsızolan DYP'lılerı'iebazı ANAP'lı mu-
halif mılleUekıilerının. "geniş tabanlı" \e
"üçüncü isim" başkanlıgında bır hükümet
seçeneğı üzerınde çalıştıkları bıldırıldı.
DYP'de ılk kez hükümetten çekilme gö-
rüşü Genel Başkan Tansu Çiller'e doğru-
dan ıletılırken bazı mılletvekıllerı de gen-
soru o\ lamasinda grubun serbest bırakıl-
masmı önerdıler. Çiller'in ıse SHP ıle ko-
alı>>on ortaklığının bozulmasının ardın-
dan vaşanan sürece dıkkat çekerek.
"Önemli olan istikrardır. Ovuna gelmeye-
lim, hükümette direnebildiğimiz kadar di-
renmelhiz" dedığı öğrenıldı. Çıller'ın.
"hükümetten avnlmaları duramunda,
Türkne \e bölgede doğacak istikrann ya-
nı sıra dün\a banşımn tehlikeje düşeceği-
ni"cıddı bıruyan olarakdilegetirmesı şaş-
kınlık \arattı.
Alınan bılgı>e göre. DYP'nın dün vapı-
lan grup toplantısının basına kapalı bölu-
münde İstanbul Mıllervekılı Genca\ Gü-
rün \e Hakkân Mıllet\ekılı Mustafa Ze>-
dan. hükümetten çekilme önerisinde bu-
lundu. Konuşmasında. laıklık konusuna
önemli bır yer ayıran Gürün. -Laikliğe fi-
Uen karşı olan da\ ranışları \e bevanlan gör-
mezükten gelmek. hatta >ıllarcaönce kabul
edilmiş kanunlann >ok sa\ılnıasını hoşgö-
riivle karşılamak, l)YP"nin tahammül et-
memesi gereken bir gelişmedir" dedı
Gencav Gürün'ün konuşmasını valnız-
calstanbulMıilenekılıCefİKamhi'nınal-
kışladığına dıkkat çekilirken bazı mıllet\ e-
kılerının de Gürün'e. eskı Dı^ışlerı Müste-
şarı. emeklı büyükelçı eşını anımsatarak
"Bu metııi kocan mı yazdı? Sen bunlardan
anlanıazsın" dedıklerı ögrenıldı. Gencav
Gürün'ün. DYP'den ıstıfasını önümüzdekı
günlerde netleştıreceğıne ışaret edıldı
Mustafa Ze\dan'ın. Güneydoğu polıtı-
kası ıle ılgılı ele^tırılerını dıle getınrken.
muhalefetin \erdığı gensoru önergelennın
ovlaması ıle ılgılı grubun serbest bırakıl-
maMnı ıstedığı ka>dedıldı.
Mılletvekıllennın görü^lerının ardından
kürsüye gelen Çiller'in. Türkı\e'nın. hükü-
met ara\ ışlan nedenıv le ıstikrarsız bır dö-
nem vaşadığını \urgula>arak hükümette
"direnebildiğimiz kadar direnelim" görü-
şünü dıle getırdığı belırtıldı. Çıller'ın. Er-
bakan'ın "gezi bozgununa" da dıkkat çe-
kerek ş.u görü^lerı aktardığı öğrenıldı:
"Yine hükümet bozulura Türkije'de ve
bölgemizde istikrarsı/Jık olur. Hatta düma
banşı tehlike>e düşer."
REFAHYOL hükümetının gmenoyla-
masında "çekimser"o> kullanan E^kışehır
Mıllenekılı Demir Berberoğlu, Cumhuri-
yet'ın sorulannı yanıtlarken kendılerınm
hükümete karşı ta\ nnın bellı olduğunu be-
hrterek "Biz şimdi, hükümete gü\eno>u\e-
ren. şimdi tepkilerini dile getiren arkadaş-
Ianntutumunumerakedi>oni2'*dedi. Ber-
beroglu. hükümetın bütçe tasansının Mec-
lıs'e gelmesinden önce düşürülmesı halın-
de ülkenın bütçesız kalacağına dıkkat çe-
kerek w
Ülke>i bütçesiz bırakama\ız'* dedı.
DYP A\din Mıllenekılı NahitMenteşe.
gensoru konusunda degerlendırmesını da-
ha sonra Napacağını söşledı. DYP Kün
Mılleu ekılı Doğan Güreş. öngerge\ le ılgı-
lı olarak "Öncegelsin.o zaman görüşürüz"
demeklevetındı. DYP istanbul \1ıllet\ekı-
!ı Cefı Kamhı ıle Manısa Mıllet\ekılı Aj-
seli Gökso>. \ıcdanlarının sesını dınle\e-
ceklennı dıle getırdıler. Ka>serı Mıllene-
kılı Av\az Gökdemir ıle İstanbul Mıllet-
\ekılı Yaman Törüner de. grup kararına
u>acaklarını açıkladılar
TBMM
Göktepe raporu
genel kurulda
ANKARA (Cumhuri>et
Bürosu) - Gazeteci Metin
Göktepe'nin gözaltında öl-
dürülmesı olavını araştır-
mak üzere kurulan TBMM
Araştırma Komisyonu'nun.
geçen yasama yılında TB-
MM Başkanhgı'na sunduğu
rapor, 16ekımçarşambagü-
nü TBMM Genel Kuru-
lu'nda okunacak. Gökte-
pe'nin öldürüldüğü olaylar
sırasında İstanbul Emniyet
Müdürü olan ve halen Bur-
sa Valıliğı gore\ını vürüten
Orhan Taşanların da olay-
lardan sorumlu olduğu \ur-
gulanan rapor TBMM'nın
bılgısinesunulacak. Komıs-
yonun raporunda. olaylarla
ılgılı sorumluluğu belırle-
nen Taşanlar ıçın soruştur-
ma ızni \erilmemesı dıkkat
çekerken, araştırmanın so-
ruşturmaya dönüştürülmesı
ve yenı suç du\urularının
yapılması ıstemlerıne yer
verilmedi.
Göktepe Cina\etını Araş-
tırma Komısyon raporunun
"sonuç" bölümunde. Içi^le-
rı Bakanlığı'nın Orhan Ta-
şanlar ıle ll Emniyet Müdür
VardımciM Kemal Ba>rak
ıçin ioru^turma ıznı \erme-
digine dıkkat çekıldı Rapor-
da yer alan onenler özetle
şövle.
Emniyet görevlılen adlı
ola\larda sadece sanığı ve
suç kanıtlarını Gumhunyet
Savcılığı'na se\ketmek, »u-
ça ilişkin delılerı toplavıp
vargı organlarına sunmak
gıbı sınırlı göre\lerle yü-
kümlü olmalıdır Sanıklann
sorgusu kesınlıkle emnı\et
tîöre\ lılennce yapılmamalı-
dır
Polıs mesleki eğitim sıra-
sında sosyal psikoloji \e in-
san haklan konulannda da
bılgılendirılmelı Gu\enlık
örgütü mensuplan her turlu
maddı \e mane\i olanakla-
ra kavuşturulmalı.
Memurın Muhakematı
Hakkında Kanun'un me-
murlar hakkındakı ceza tat-
bıkatını güçleştıren ve\argı-
nın etkınlığinı azaltan hü-
kümlen gözden geçınlmelı.
Önerjler komisyondan gecti
Seçim illeri geliyor
ANKARA (Cumhurhet
Bürosu) - 70 bın seçmenle 3
kasım verel ara seçımlerın-
de belırle>ıeı olmasi bekle-
nen Osmaniye'nin il, Ela-
zığ'ın da anakent starüsüne
kavuşturulmasına ılışkın ya-
sa önerisı. TBMM tçışlerı
Komısyonu'nda kabul edıl-
di. Plan Bütçe Komısvo-
nu'nda kabul edıldıkten son-
ra genel kurula indirılecek
önerı. komis\ondakı RP'lı
ve ANAP'lı üvelerce "seçün
rüşveti" olarak nıtelendı.
24 Aralık genel seçımle-
rinde RP'nın yüzde 3ü.
DYP'nın yüzde 18 oranında
oy aldığı Osmaniye'nin ıl.
Elazığ'ın da anakent yapıl-
masına ilişkin >asa önerisı.
dün TBMM tçişleri Komıs-
yonu'nda göruşüldü
Komis>onun ANAP'lı
üyesı İstanbul Milletvekılı
Korkut Özal ıse Osmanı-
ye'nın geçmışten gelen bır
özellığı olduğunu belırtır-
ken ıl ıken ilçe şapıldığına
dıkkat çekti. ANAP'lı Seyyit
Ejüboğlu da önerivi eleşti-
nrken "Sabah Siverekli biri
arnor. 'Bız ıl olmak ıçın
başkanımızı mı öldürelım?
Baskan öldürüldükten sonra
> apılacak seçımler öncesın-
de bizi il yaparlar' diyor"de-
dı DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ece\it. "Hangi ara ye-
rel seçim öncesinde bir ilçe-
de seçim varsa, partikr ara-
sında oranuı il >apılması >a-
rışı başlıyor. Bütün milletve-
kili arkadaşlarınıızın ve be-
nim de sınırlı verler için ben-
zer isteklerinıiz olmasına
karşın devleti hükümette bu-
lunanlardan çok daha fazla
düşündüğümüziçin bunlara
katılnıadık" dedi.
Gezisini tamamla>arakyurda dönen Erbakan, Esenboğa'dagö\degösterisinedönüştüriilenbirtörenlekarşdandı.(Fotoğraf: TARIK TINAZAY)
DYP lideri Çiller, Erbakan'ı, Müslüman ülkelerle ilişkiler konusunda uyardı
libya çelişkisi gizlenemedi
ANKARA
(Cumhurhet Bü-
rosu) - DYP Ge-
nel Başkanı. Baş-
bakan Yardımcısı
veDışişleri Baka-
nı Tansu Çiller.
muhalefet partılennin sert dılle
eleştirdiği Başbakan Necmettin Er-
bakan'ın Afrikagezısıni savunma-
sına karşın, Genelkurmay Başkanı
Orgeneral İsmail Hakkı Karada-
yı'nın da tepkisınin ardından. hükü-
metteki huzursuzlugu saklayama-
dı.
Çiller, Erbakan'ı. Müslüman ül-
kelerle geliştirmeye çalıştığı ılışkı-
ler konusunda uyararak "Böyle bir
hayal varsa, kurma" dedi. Lıb>a
Devlet Başkanı Muammer Kadda-
fî'nin, Türkiye'ye yönelik hakaret
dolu açıklamalarına dikkat çeken
Çiller. Erbakan'ın gezı sonrasında-
ki sözlennı de üstü kapalı eleştınr-
ken "Onlar bizim kardeşimiz diye
yola çıkmayız, hayalkrle bir yere \a-
nlmaz" görüsünü dıle getirdı
Tansu Çiller. partısının TBMM
grubunda laıklık ve demokrası ko-
nulannda uzun açıklamalarda bu-
lundu. Konuşması sırasında sık sık
öksüren Çiller, RP'nın laikliğe bır
tehdit oluşturup oluşturmadığı ka-
nısından hareketle Gumhurbaşkanı
Süle\man Demirel'le görüştüğünü
söyledi. Demırel'ın kendısıne.
"Hayır. benim bö>le bir endişem
\ok" dedığıni anlatan Çiller. bu ıd-
dıaların ANAP'tan çıktığını savun-
du. "Sayın \ ılntaz, grubunda' Dar-
be hazırlığı ıçınde olanlar \ar. Bıl-
gim \ar" demiş" dıyen Çiller. Yıl-
maz'a vönelık olarak "O bilgi \ar-
sa getir. gereğini ben \apacağım"
dı\e konustu.
>
Kardeşimiz diye..."
Zamansız olduğunu \urguladığı
Lıb>a gezısını sa\unma\ı da sur-
düren Çiller. "terörist" ılan edılen
Lıbva ıle A\rupa ülkelerının "tıkır
tıkır" tıcaret \aptığını sövledı Hıç
kımsenin Türkiye'nin doğal mürte-
fikı sayılamayacağını ka\deden
Çiller. şunlan söyledi:
" Kardeşimiz di\ e, Lib\ a halkının
başında olan Kaddafi böv le bir şe>
dnemez de deme>iz. Kaddafi'\e.
Sen haddım bıl' demedikmi? Dost
elini uzatirız. anlamamışsa o zaman
düşmanlığunızdan korksun. Türki-
>e, bağımsız, güçlü. kararlı bir ülke-
dir. Ha\allerle bir \ere \arılmaz.
Onlar bizim kardeşimiz diye yola
çıkma>ız."
Hükümetın düşürülmesi ıçın Er-
bakan'ın gezısının öne sürüldüğü-
ne dıkkat çeken Çiller. "Laf mı ya-
ni bu? Oklan KaddafT\e değil de
Erbakan'a çe\ ireceksiniz. olmaz
bu~ dedı Muhalefetı \ıkım şeflığı
yapmakla suçlayan Çiller. ANAP
İıderı Yılmaz'ın. DYP'yi bölerek
hükümet kurma planları yaptığını
belırtırken şunlan sövledı:
"Çamurun üstüne oturmam.de-
di. şimdi rüş\et verip dos\aları
unuttu. Biz dos\aları unutmayız.
DYP"\ i bölme planlan \an Senaryo-
\ u buna göre kuracak. Gölge hükü-
met kurmuşlar. bakanlan da var.
Bu gölge hükümetin başbakanı 3
a>dan daha çok başbakanlık ya-
pacak."
PERŞEMBE
ORHAN BURSALI [
Tartışmama
Bir konu üzerinde tartışma girişimlen, ileri sürü-
len veya üretılen düşünceler ülkemızde hep sert
kayalara çarpıyor. Bu. ister ülkenin âlı sorunlan
üzerınde. ister aydınlar arasında veya ıster bilim-
sel bir konu üzerınde olsun fark etmiyor.
Tartışır gibı yapıyoruz, ama aslında tartışmama
yapıyoruz. Mantık, tarıhsel olgular. bılgıler, sayılar,
rakamlar.. her şey çoğumuzun üzennden akıp gi-
diyor. Konuşmalar ıç içe değil, yan yana. Bırbirini
duyan, anlamaya çalışan yok. Ama anlayıp da an-
lamamaya yatan çok. Veya kimın neyi niçin yaptf-
ğını bılen yok.
Örneğın Erbakan niçin Sudan'a gitmek iste*
di? Mısır'a, übya'ya ve Nıjerya'ya niçin gıttı? Tür-
kiye'nin, Erbakan'ın. partısının ve seçmenınin
bundan yararı ne olabılır? Anyorum, bır şey bula-
mıyorum. Bırınci ülke, vahşetın sımgesı gıbı. Bır-
bırlerının neredeyse cığerlerıni söküp kanlarını içı-
yorlar. Dunyanın en aç ulkesı. Erbakan,Mısır'la ise
bağlarını, Ankara gezisı sırasında Mübarek'e
Müslüman Kardeşler'ı övünce kopardı. Lıbya'nın
başında öteden ben Turkıye'ye küfreden bın var.
Şırketlerımızın, ışçılerımızın paralarının üzerine ya-
tan ve uluslararası terörün gölgesı ülkesınden dı-
şarıya yansıyan bır hukuksuz. Nıjerya'nın başında
yıne Afrıkanın en kanlı adamlarından bırı.
Dıyelım kı bır İslami dış politika geliştirilmeye
çalışılıyor. Bu ulkelerden Türkıye'ye itıbar mı gele-
cek (Mısır dışında)? Para mı gelecek? Mal mı sa-
tacağız? Terörü mü önleyecekler? Uluslararası
alanda bızı mı destekleyecekler? Bunların hangisi
mümkün?
Dıyelim kı Erbakan Müslüman ülkelerı birleştir-
mek, islam ülkelerının lıderlığını yapmak ıstıyor...
Suudı Arabıstan, Kuveyt dunyanın en zengin
ülkelerı. Turkıye umurlarında bıle olmamış. Türki-
ye ıle tarihsel geçmışlerını aşmaları mümkün de-
gıl. Arabistan. iran kanlı bıçaklı. Irak, Kuveyt ve
Suriye kanlı bıçaklı. Afganıstan-lran kanlı bıçaklı.
İslam dünyası, Ortadoğu tam bır bataklık içinde. <
Pekı, Erbakan bu bataklıkta ne arıyor? Türki-
ye'yi bıraktık, kendı ıtibarına, partısinin yararına ne
aradı? .
Mantıklı bır açıklaması var mı? Bu konuda ka-
muoyunda süren tartışmanın muhatabı yok...
• • •
Cumhurıyet'in ikinci sayfasında Yunan Mucizesı
üzerine bır tartışma başladı. Sınema alanında
önemli yapıtlar üretmış değerlı yönetmen ve yazar
sayın Metin Erksan bılım ve felsefede, sanıldığ»
gıbı, Yunan Mucizesı diye bır olgunun olmadığınh,
bunun Batı'nın bir uydurması olduğunu yazdı. Ya-
zı. Türk mıllıyetçılığı sıyasal zemininde gezıniyor-
du. Ama yazıda önemli olan. sayın Erksan'ın orta-
ya attığı karşı tez/ıddıa idı... Derken. bu konunun
önde gelen uzmanı ve muhatabı sayın Ekrem
Akurgal'ın Erksan'a kısa ve öz yanıtı yayımlandi.
Kendı adıma. Akurgal'dan kapsamlı bir yanıt bek-
lıyordum. Arkasından, Erksan'ın Akurgal'a, tezin»
tartışma dışı tutan, tartışma sevmeyen ve bıraz
kızgınlık kokan yanıtını okuduk.
Bu defa sahnede Celal Şengör boy gösterdi.
Ikıncı sayfamızın edıtörü sayın Sami Karaören,
tartışmayı bıraz kı^ıştırarak Şengör'ün yazısını Yu-
nan Mucizesı VerĞK başlığı ıle yayımladı. Şengör,
Yunan Mucızesi'nı; ılk kez bir toplumda eleştirel
aklın benimsenmesı ve yaygınlaşması olarak açıkr
lıyordu.
Olgulara, kanıtlara, yorumlara dayalı; düşünce
ve bılgi zengınliğiyle yoğrulmuş bir tartışmayı sür-
dürmek içın her şey var. Tartışan taraflar buna
muktedır. Biz okurlar da ılgnıç bır konuda keyifli
bır tartışmanın pususuna yatmış her gün ikinci
sayfayı gözlüyoruz. Ama sayın Erksan'dan yine
tartışma sevmeyen bır yanıt gelınce düş kırıklığj
yaşadım. Üstelik karşı tarafa Hellen-severiik ıddi-
ası yöneltıyor ve konuyu lyıce sıyasal zemıne
oturtuyordu. • j
• • •
Bır dıyalogsuzluk, bır ıletışımsızlık, tartışma sevr
mezlik toplumun her kesımınde yaygın. Hem de
tepeden tırnağa kadar.
O zaman. "Yazıp çızıyorsun da ne oluyor... Söy-
luyorsun da ne oluyor... Tartışıyoruz da ne olu-
yor..." düşüncesi hızla zemin kazanıyor. Ve teni-
mizın derınlıklerıne kadar ışleyen bır bıkkınlık duy-
gusunun uyuşukluğu ıçıne hapsoluyoruz.
Pekı bu toplumda kım. kimlerle, neyı tartışa-
cak?
Görüşler. düşünceler, tez/anti tez nasıl çarpışa^
cak da toplum gerçeklere en yakın yolları sezinle-
yecek?
Yanıtı olan var mı?
UNUTMA !
IDAM
KATLIAM
EFRAIM FARUK HURCAN LAT1F O NUR1 SALİH SERDAR
EZGİN ERSAN GL'RSES CAN L'ZUNLAR GEVENCI ALTEN
"Selam
dunyanın ve
Türkiye'nin
aydınlık
geleceğine."
ANMA ETKINLIKLERI
İSTANBUL:
10 Ekim 1996, Saat: 12.30, Zincirlikuyu Mezarlığı
İZMİR:
13 Ekim 1996, Karşıyaka Lunapark Müzikhol
Saat: 13.00 - 24.00
SÜRGÜNDE
OLÜM
DAYANISMA
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
irlandalı birekibin hazırladığı
"O da Bir Ana" filmi. bır süre-
dir İstanbul sınemalarında gös-
terimde. IRA militanlarının
1981 'deki açlık grevinı belgesel
bir dille anlatan ingiliz yapımı
filmi seyrederken, yerleşik in-
giliz demokrasısınin ne kadar
göstermelik olduğuna da şahit
oluyorsunuz.
Mahkemeler. polis şefleri, is-
tihbarat görevlilerı, sorgucular.
açlık grevcileri. cezaevleri, şu
zulüm dünyasında ne kadar ev-
rensel. Boby Sands'ın önder-
liğinde açlık grevine başlayan I-
RA militanları, kendilerine giy-
dirilmek istenen tek tip elbise-
yi reddedınce kıyamet kopuyor.
Önce tek kişilik hücrelere ko-
nuyorlar. O yetmeyince, hücre-
lerdeki lazımlıklar kaldırılıp. di-
renişçiler bokları ile yaşamaya
mecbur ediliyorlar. Çaresiz ka-
lan direnişçiler sonunda ölüm
orucuna girişiyorlar.
O yıllarda ingilizlerin ünlü
"Demir Leydi"si Margaret Te-
atcher başbakan. Direnışçile-
re karşı temel sloganı ise şu:
"Devletpazarlık etmez." Ne ka-
dar bildik ve tanıdık bir deyim
değil mi? Film. bu hengame
içindeki iki kadının öyküsünü
anlatıyor. Öğretmen Kathleen
Ûuigley, bir eylem sonrası tu-
tuklanan oğlunun peşinde ce-
zaevi kapılarına sürüklenir. Bir
başka eylemcinin annesi Annie
ile kader onları birleştirir.
'Oda Bir Ana!..'
Önce iki kadın arasında ça-
tışma çıkar. Bayan ûuigley, ti-
pik bir orta sınıf irlandalı. I-
RA'nın şiddetini onaylamaz bir
tutum içinde. Annie ise bir oğ-
lunu çatışmada yitirmiş. IRA'yı
candan destekjeyen yoksul bir
İrlandalı anne. ingiliz hüküme-
tine o dönemde hâkım olan
şiddet yanlısı eğilim cezaevle-
rinde baskıyı arttırdıkça iki ka-
dın arasındaki buzlar erir. Her
ikisi de çocuklarının peşinde
düzen aleyhtarı birtutumda bir-
leşirler.
• • •
O sırada yapılan ara seçim-
lerde ölüm orucunun önderi
Boby Sands'in milletvekili ol-
ması için kolları sıvarlar. Boby
Sands. milletvekili seçilir, an-
cak hükümetin uzlaşmaz tutu-
mu nedeniyle cezaevinde ya-
şamını yitirir.
"Babam İçin" isimli irlanda
filminin yaratıcısı iki sinemacı,
Terry George ve Jim Sheri-
dan "O da Bir Ana" için de el
ele verirler. Terry George yöne-
tir, ikili senaryoyu birlikteyazar-
lar. Film, ingiliz devlet kurumla-
rı içindeki iki eğilimı de çok gü-
zel sergiler. Devlet içindeki şid-
det yanlısı eğilim, "soyutlama,
suça teşvik ve demoralizas-
yon"u temel ilkeler olarak uy-
gulamaya koyar. Bir başka ke-
sim ise bu yolun çıkmaz oldu-
ğunu, karşılıklı olarak şiddeti
kışkırtmanın, her şeyi zorlaştı-
racağını söyleyerek uygulama-
lara karşı çıkar.
Direnişçiler ve aileler içinde
de iki farklı eğilim göze çarpar.
Bir kısmı tereddütlü, bir kısmı
kararlı. Sonuçta 10 gencin ölü-
müne neden olan bir direniş ya-
şanır.
Hükümet, ölümlerin sonun-
da direnişçilerin taleplerini ka-
bul eder. Bu arada çok sayıda
insan yaşamını yitirir. IRA su-
ikast eylemine hız verir, güven-
lik güçlerine savaş açar ve bir-
çok polisi öldürür. Şiddet, şid-
deti doğurur.
Yıl 1981. Türkiye'deki askeri
darbe çok tazeydi. Aynı yıllar-
da Türkiye'deki cezaevlerinde
de tek tip elbise zorunluluğu
gündemdeydi. O yıllarda. tek
tip elbise yüzünde yapılan ölüm
oruçlarında da insanlar yaşam-
larını yitirdiler. Benzer gerekçe-
ler, benzer karşı koyuşlar, ben-
zer ölümler.
Yıl 1996. Türkiye, parlamen-
ter bir rejim içinde yaşıyor, tu-
tuklu ve hükümlüler en insani
talepleri için ölüm orucuna baş-
lıyorlar. 12 dırenişçi yaşamını yi-
tiriyor. 12 ölümden sonra dev-
let yetkilileri, tutukluların haklı
taleplerini kabul ediyorlar.
ingiltere, IRAsorunundaçıkış
yolu arıyor. irlandalılann yasal
orgütü Sinn Fein'le masaya
oturarak bir çözüm bulmaya
çalışıyor. Diyarbakır'da 12 tu-
tuklu önceden tertiplenmiş bir
olay sonucu sopalarla dövüle-
rek öldürülüyor. Türkiye'de Kürt
sorununa çözüm aramak, iha-v
net sayılıyor. '
• • •
Film bittiğinde, "O da Bir
Ana" Türkiye'de de çekilebilir
mi diye düşünmeden edeme--
dim. Yaşadığımız her şey p ka-
dar birbirine benziyor ki. Üste-
lik anlı şanlı ingiltere. Demokra-
sınin beşiği. Iş. kendi içindeki"
farklılıkları kabule geldiği za-
man, imparatorluk günlerinin'
acımasızlığı, o ince kültürün'
içinde hemen boy veriyor.
Velhasılı, işacımasızlıkyanşı-,
na geldiğinde İngilizlerin de biz-,
den aşağı kalmadığı ortaya çı-,
kıyor. Bir farkla, orada, içeride
demir sopalarla adam öldür-,
müyorlar, işkence edip çarmı-
ha germiyorlar, yalnızca bokla-
rıyla yaşamaya mahkûm edi-
yorlar. Bu kadar fark da olsun
canım diyebilirsiniz. Nedeolsa
onlar daha gelişmiş kapitalist
ülkeler.
"Oda Bir Ana" filmini, bu çar-
pıcı filmi izlemenizi öneriyorum.
Hep bildiğimiz ve yaşadığımız
şeyler. Ancak olaylar bu kez
1
başka bir ülkede, İngiltere'de1
geçiyor. \