Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 EKİM1996SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Ankara'daki ekonomi yönetimi "hayali paketlerle" zaman yitirince, "bölgesel kalkınma hamlesi" başladı
Valîler de kaynak peşîne düştii• Ankara'dan umudunu kesen valilikler İl Özel İdare'ye ait mülkleri
satarak altyapı çalışmalanna kaynak buluyorlar. Bazı valiler.
sağladıklan kaynakla, illerinde özel sektöre ait yanm kalmış tesislere
de ortak olarak. üretime ve istihdama katkı sağlamaya çalışıyorlar.
NURTEN YALÇIN
Ankara siyası ıstıkrarsızlık ortamında
hayali kaynak paketleriyle oyalanırken.
iller \alilen öncülüğünde "kendi
kendilerine kalkınmanın" çarelerini
anyorlar. Bütçeden özellikle Doğu \e
G.Doğu Anadolu ıllerine ayrılan payın
son derece kısıtlı olması ve bu paranın
büyük bır kısmının terörle mücadele için
kuİlanılması gibi sebeplerle yıllarca
elektrik. su. yol gıbi altyapı sorunlannın
çığ gibi büyüdüğü bu illerde. valilikler İl
Özel ldaresi'ne ait küçük işletmeleri ve
termınal. işhanı. otel gibi yerleri elden
çıkararak. illennin kaîkınması içın
kaynak yaratıyoriar. Son iki yıldır
yaygınlaşan uygulamada. bazı
valiîiklerin satışlardan elde ettikleri
gelirlerle çeşitli sebeplerle yapımı yanm
kalmış özel tesislere ortak oldukları
gözleniyor. 19% yılında toplam
hedeflerinin 210 milyar liralık satış
gerçekleştirmek olduğunu belırten
Gaziantep V'alisı Muammer Güler, İl
Özel ldaresi'ne ait olan \erlerin
satışından şu ana kadar 60 milyar liralık
kaynak yarattıklarını sö> ledi. Özel
Idare'ye ait işyerlerinin dığer özel
işletmelerle rekabet edemediklermı.
vergı kaçırmadıklarını. sigortadan
kaçmadıklanm söyleyen Yali Güler
"Çalışanların sendika ve sos>al
haklarının saklı kalması şartıyla bu
yerlerin satışının gerçekleşmesini
istiyoruz. Bu amac, çerçevesinde ilk
etapta Islahiye'deki İSTl K Tuğla
Fabrikasım satacağız. V ine lslahiye'de
1200 tonluk soğuk hava deposunu da
kısa bir süre çalıştırıp satacağız.
Kazanacağımız paralarla >ol
yapacağız. kırmızıbiber işleme teşisi
vapacağız" dedi. Yüzde 98ı \'an Özel
Idaresi'ne ait. \ılda 150 bin battanıve
üretim kapasiteh ve 150 kişılik
ıstıhdamı olan Van Yün'ün özel sektöre
de\ri ıçin taaliyetlerde bulunan Van
Yalisi Abdülkadir Sarı şirketin yüzde
49'unu özelleştinnek istediklerini
belırtti. Bir kişınin en fazla yüzde 5'lik
hisse alabıleceğini belirten San "Van
Yün'ün satışından sonra Van Siil'ün
özelleştirilmesine de öna>ak olacağız"
dedi. Adıyaman ıline bağlı köylerden
yüzde 80"inin halen ıçme suyundan
yoksun olduğunu söyleyen Adıyaman
\alisi Kadir Çalışıcı Ankara'dan gelen
kaynakla kalkınmanın ve ıhtıyaçlan
gıdermenin mümkün olmadığını
belinerek Gölbaşı Alabalık Tesisleri,
Kösecelı Fındık Isjeme TesUeri gibi
yerleri bır an önce elden çıkartmak
istediklerini ifade etti. Mart ayı sonunda
54 milyar liraya Özel Idare'ye ait Niğde
Meyve Su \e Gıda Sanayii AŞ'yi
özelleştiren Nigde Valisi Adil Yazar
hedeflerinin bu tür işletmelerin hızlı bir
şekilde satışını gerçekleştirmek
olduğunu belirtti. Yazar kısa bir süre
içerisinde patates işjeme tesisini de
özelleştirmeyi istediklerini ifade etti \e
"Nığde'de özel idareve ait terminal,
benzinlik. E\im Oteİ, soğuk hava
deposu. Bor Kavabaşı Gazino \e Park
Tesisleri ve Çiftehan kaplıcalarınn
satışıyla ilimize kaynak yaratacağız"
dedi. Adının açıklanmasını istemeyen
bir vali ise, merkezdeki kötü yönetim
nedeniyle bu bıçimde yerınden
yönetimin ağırlık kazanacağını savundu.
1997 başından iîibaren askeri malzeme alımında ISO 9000 ve Aqap belgeleri şarî koşulacak
Ordu sanayiciden kaliteli mal istiyor
Stinger fiizeleri,
Roketsan'ı kâra uçurdu
SEDAOĞLZ
Sanayici ve işadamlanyla bu
yılın başında sürpriz buluşma
gerçekleştırerek. Türk Silahlı
Kuvvetleri'nın (TSK) ihtıyacı
olan askeri malzemenin
alımında yerh sanayiye öncelik
\erilmesi projelerini aktaran
komutanlar. geçen hafta
Ankara'da yapıİan bir
toplantıyla da. 1997yılından
itibaren'lSO 9000 \e Aqap
belgelerinin şart koşulacagını
bildirdiler. Milli Savunma
Bakanlığı Teknik Hizmetler
Daire Ba^kantığı'nda firma
temsilcilenne verilen
brifing'den sonra. yılsonuna
kadar sektörler bazında
düzenlenecek toplantılarla.
üreticı firmalardan gelen
öneriler değerlendirilerek
konuya son ^ekli \erilecek.
Ordu GB'ye uyuyor
Türkiye'nin Avrupa'yia
gerçekleştirdiğî gümrük bırlıği
çerçevesinde. Türk Silahlı
Kmetlen de Avrupa Birliğı ve
NATO'nun kalite standartlanm
uygulama karan aldı. Halen.
TSK'nin malzeme alımlannda
Türk Standartlan Enstitüsü
kalitesine baglı oiarak teknik
şartnamenin uygulandığını.
1997 yılından itibaren ise
Avrupa standartlanna
geçileceğinı kaydeden Istanbul
Iç Tedarik Bölge Müdürü
K.ıdeniH Albay Rasim Yaz
"A\rupa'yla gümrük birliğine
giden Türki\e, Avrupa
Birliği'nin de ü>esi olma
volunda. Silahlı Kuvvetler'in
dünyanın gelişmiş ülkeler
düzevinde modernleştirilmesi
çerçevesinde geçilecek olan
yeni uygulama, sadece yerli
üretici firmalar için değil.
ordunun yurtdışından
malzeme alımları için de
zorunlu olacak" dedi.
Söz konusu toplantıya katılan
firmalardan Timpateks'in
Yönetim Kurulu Başkanı
Yılmaz Timur ise.
TSK'nın yenı
standartlarla tanktan
tüfeğe. giyım-
kuşamdan
ayakkabıya kadar
A\rupa Birlıği \e
NATO ülkelerıyle
aynı kalite-standartlarda
mal alımı yapacağını
kaydetti.
Yılmaz Timur. Milli Savunma
Bakanlıgı'nın ISO 9000 kalite
teminatı belgesine ek olarak şart
koşacağı Aqap sistemının.
malzemelerin ambalajında ana
malzemenin. üretıldıği ülke
fabrikasının. ürün özelliklerinin
kodlandınlmasını kapsadığını
kaydetti. Timur, TSK'nin daha
sonra çev reye uygunluk
standardı olan ECO belgesini de
arayacağını belirtti.
Orduda kalitenin
yükseltilmesiyle ilgilı
çahşmalarının temel anıacının.
ordunun kendine yeterliğinı
sağlamay a dönük olduğunu
ifade eden Yılmaz Timur,
"Amerika'nın Kıbrıs ' " '
harekâtında Türkive'ye
ambargo uvgulaması.
savunma sanayiinde yerli
üreticilerin önemini ortava
çıkardı. Milli Savunma
Bakanlığı, >erli üretime \e
kaliteye ağırlık vererek,
kendi piyasasını oluşturmayı
amaçlıyor" diye konuştu.
Timur. TSK'nin hazırgiyim
ihtiyaçlannı karşılayan
"dikimevleri"nin
özelleştirilmesinin
planlandığını bildirdi.
Stinger
füzeleri
Roket-
san'ı kâr
Lluslararası de\lerın çarpıştıgı silah
sanayiinde. artık Türk şirketleri de rekor
kazançlara ulaşmaya başladılar.
Istanbul Sanayi Odası'nın
geçen hafta açıkladığı
Türkiye'nin 500 Büyük Sanavi
Kuruluşunu izleyen 250 Büyük
Sana\i Kuruluıju
aras.tırmasında. 888.7 milyar
liralık cırosunun da üzerine
çıkarak. 959 milvar lira kar
elde etmesı> le dikkat çeken
Roketsan'ı, kâr
sampıvonluğuna ürettıği
Sunger füzeleri tas,ıdı.
Sermaşesinın yüzde 55i özel
sektör holdingleri STFA.
Kutluta^ ve Kale Holdinge:
vüzde 45 kamu hissesi ise Türk
Silahlı Kuwetleri Giiçlendimıe
\akfı. Makina Kımya
Endüstrisi ıle Aselsan'a ait olan
Roketsan Roket Sanayii. geçen
yıl dünya silah sanayii devi
Almanya'ya 857.7 milyar
liralık Stinger füzesi ihraç
ederek. 250 büyük sanayi
kııruluş.u arasında kâr
rekonmenı oldu. Stinger
füzeleri üretimine dayanan
NATO konsorsıyumu içinde
yeralan tanıanıı Türk sermayeli
Roketsan'ın. geçen \ılkı
kârının ağırlıklı olarak
Almanva'va füze ıhracatından
kaynaklandığını kaydeden
Roketsan Genel Müdür
Yardımcısı Fahri L'zunefe,
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)
için sadece çeşitli menzıllerde
topçu roketleri de ürettıklerini
bildirdi. Lzunefe. TSK'yae
yönelık stinger füzeleri. akıllı
roketler. bombalardan oluşan
üretim yelpazesinı
genişleteceklerini ve
önümüzdeki dönemde
bilançolannda yurtiçı satışlann
da ağırlık kazanacağını söyledı.
Ankara merkezlı Roketsan'ın
faaliyetlerinin roket. füze
dışında: proje üretimine de
dayandığını ve bu çerçevede son
olarak NATO çerçevesindeki iki
uluslarararası konsorsıyumun
teknolojt geltştirme projesinin
ana müteahhitliğini
üstlendıklerini kjydeden Fahri
Lzunefe "250 Büyük Sanavi
kuruluşu araştırmasında.
bizden üretimden satışlar
rakamı istendi. Proje üretimi.
teknoloji ihracından elde
ettiğimiz gelirleri, üretimden
satış rakamlarına dahil
edemedik. Araştırma
geliştirme projeleri gelirleri de
dahil edildiğinde. kârlılığımız
trilyon düzeyini aşmaktadır"
diye konuştu.
'2 otomobfle karşıhk 1 işçi çıkarıhr'BÜLENTSARIOĞLL
ANKARA-Otomoti\ sanayicilerı. be-
delsiz otomobıl ıthalatına ilişkin kararna-
me üzerinde anlaştıklarını belirten Baş-
bakan Necmettin Erbakan ı. kendilerini
"avutmakla" suçladılar. Hükümet. bedel-
siz otomobil kararnamesinin imzalanma-
ması durumunda. Çankaya Köşkü'nün
onayını gerektırmeyen "eski bedelsiz it-
halat rejimine ek" yapmayı planlarken.
sanayiciler. hesaplanna göre, ıthal edıle-
cek her 2 otomobıle karşı 1 ışçinin çıka-
nlması gerekecegini belirttiler.
Hükümet. Cumhurbaşkanı Sükyman
Demirel'ın 10 maddelik mektupla uyarı-
da bulunduğu bedelsiz otomobıl kararna-
mesi üzerinde henüz değişiklik yapmadı.
Başbakan Erbakan \e kararname üze-
rinde çalışan RPli TBMM Plan Bütçe Ko-
mısyonıı Başkanı Ertan ^'ülek'ın açıkla-
malan. kararnamenin değıştinlmemesi ko-
nusunda ısrarlı olunacağı mesajını verdi.
Ancak. Demirel'in. karamamey ı bu haliyle
ınızalamayacağı yönündeki görüşünü ge-
çen hafta yaptığı görüşmede Erbakan'a
ılettiği öğrenildi. Hükümetın RP kanadı.
kararnamenin geri çe\ rılme v ey a bekletil-
me olasılığına karşı Çankaya Köşkü'nü
"by-pass" planını yedeğine aldı. RP'lile-
rin. bedelsiz ithalat rejimine ilişkin eskı ka-
rarnameye ek yapılacağı \e böylece De-
mirel'in onayı gerekmeden yeni uygula-
manın y ürürlüğe gıreceği yönünde bir for-
mül üzerinde çalıştıklan da öğrenildi.
Erbakan'ın geçen hafta görüştüğü oto-
motiv sanayicileri. mevcut bedelsiz itha-
lat rejiminin değişikliğe gidilmeden sür-
dürülmesini isteyen ve öngörülen uygula-
manınzararlannı içeren lOsayfalıkbirra-
poru Başbakanlıga ilettiler. Otomotiv yet-
kili satıcısı MüfitMuttu. Başbakan'la3.5
saat görüşmelerınde en azından bazı ko-
nularda Başbakan'ı ikna ettikleri yönün-
deki görüşlerinde yanıldıklannı söyledi.
tŞÇINİN EVRENÎNDEN
ŞÜKRAN SONER
Yok mu Hesap Soracak?
Radıkal dincilerin, şeriatçıların, ışleri nerelere kadar
vardırabıleceklerinın bir yenı. ınsanlık dışı ömeği Afga-
nistan'da yaşanıyor.
Birleşmiş Milletler korumasındaki eski Devlet Baş-
kanı Necibullah ve kardeşinin cesetleri günlerdir elekt-
rik direğıne asılı duruyor. Birleşmiş Milletler. olayı kına-
yan bir açıklama ile yetınıp, Afganıstan'da olup bıten-
lere başkalarının müdahale etmemesi, ıç işlerı sorunu
olduğu uyansını yineleyip duruyor.
Kadınlara meydan dayağı atan. sokağa çıkmalarını,
okumalarını, çalışmalarını yasaklayan, ama afyon tica-
retıni serbest bırakan Talebanlara, Pakıstan doğrudan.
ABD ses çıkarmayarak dolaylı destek veriyor.
Ne de olsa Taleban. başta ABD ve Afganıstan'la ya-
kından ılgiii şeriatçı ülkelerin yarattıkları bir canavar.
Rus egemenliğini kırmak üzere uzun yıllar her tür des-
tek verilen şeriatçı güçlerden ortaya çıkan ürün bu.
Batt'ntn çıkarlanna bir zarargelmedikçe, Afganistcin'da
insan hakları ıhlallerinin. canavarlığın akıl almaz boyu-
tuna belli ki seyircı kalınacak.
ABD'nın, sonuç olarak sözünden çıkamayan AB'nin,
BM'nin Körfez Savaşı'na neden olan tavırları ile tam ter-
si politikaları, çifte standardı, ıkiyüzlülükleri bır kez da-
ha sergıliyor. Çok daha önemlısı, sadece süper ülke ve
şirketlerin çıkartan temeline oturmuş gtoballeşmenin hort-
lattığı ilkel sömürü düzenı ırkçı, mikro milliyetçi. aşiret-
çt, dınci, tarikatçi, mafyacı. vurguncu, talancı.. geri ör-
gütlenmelerde, çağ dışına kayışın, gerıye gıdışin sonu-
nun gelmeyeceğini de sergıliyor.
Geçen hafta da, ytllann çabasıyla Israil ile Filistın ara-
sında sağlanabilmiş barış çığnenmış, Yahudı fanatiz-
mine feda edilerek, sokak çatışmalar hortlatılmıştı. In-
sanlık, banş adına bır küçük. ama önemli umut ışığı,
banştan yana Yahudilerın sonunda ayaklanıp sokağa
dökülmeleri. Yahudi fanatızmıne karşı tünel kazılması-
nın durdurulmasını tstemeleri.
• • •
Afganıstan'da, Filistın'de olup bıtenler bize çok uzak-
mış gibi geliyor. Oysa ne kadar uzak gözüküyorsa, de-
ğışik boyutları ile o kadar yakın.
Kimıleri. iktidardaki Refah'ın şeriatçı kimliğinden sıy-
rılıp giderek demokratikleşeceğı, düzene uyum sağla-
yacağı inancı. umudu ıçındeyaşıyor. Çıkmayan canda
umut varsa da gören göz içın gelişmeler hiç de ışıklı,
umutlu değıl.
Refah'ın sozcülennin sadece Afganıstan'da olup bi-
tenlere ilişkin açıklamaları bıle ürkutücü. Gazetelerin,
köşe yazarlarıntn Afganıstan'da Taleban örgütünün
vahşetine karşı çıkışlarına ıçerleyen RP sözcüleri. 'Türk
basını, Afganistan olayında Müslüman olmayanlardan
daha olumsuz çızgide" eleştırisini yaptılar.
Zaten Erbakan da ınsan hakları, demokrasıden na-
sibinı almamış, terörıst eğilimlı ne kadar ülke ve örgüt
varsa, ctmbızla ayıklar gibi buluyor, görüşmek, dış ge-
zıye çıkmak üzere onlan seçıp, ıhşkılerı güçlendırme ça-
basına giriyor. Adım adım. alıştınla alıştınla. Türkıye'de
yaşam bıçımi, uluslararası ilişkiler. her şey btr başka çız-
giye kaydırılıyor.
• • •
Önceki gece Fatih Altaylı'nın "Teke Tek" progra-
mını ızlememişolabılirsıniz. Refahlı Ankara Beledıye Baş-
kanı Melih Gökçek'in kirlı çamaşırları, marifetlerı bır
bir ortaya döküldü. Tabii Başta Ankara Belediye Mec-
lisi üyesı Muzaffer Saraç gıbi görev ve sorumluluğu-
nu bılen, yüreklı bır avuç ınsanın çabalarıyla.
Gökçek'le uğraşmak öyle kolay degıl. Kendısı ıle uğ-
raşan beledıye meclıs üyelerı ve gazetecılerın başları-
na birtakım ışler geliyor. Önce uyarı, sonra tehdıt, son-
rasında her yol geçerlı. Saraç'ın dığer beledıye meclı-
si üyelerinın, gazetecilerin nasıl susturulmak ıstendık-
lerıni, hepsi de yasadışı suç çirkınlikleri, somut, ayrın-
tılı, tabıı bırkaç örnek ve olayla sınırlı öğrendık. Kaim-
bilir korkup susanlar arasında daha ne olaylar var?
Saraç'ın açıkladığı Ankara Beledıyesi'ndekı yasal ol-
mayan, hakstz, adam, partili kayırma, çıkara yönelik,
yolsuzluk, vurgun içeren sayısız dosyası arasında ben-
ce asıl küçük küçük gıbi görünenleri çarpıcı ve önem-
li idi. Örneğin bır sokağın, ıkı sokağın temızliğıni, asga-
ri ücretlı bır, ya da ıkı ışçı çalıştırarak almayı üstlenmış,
partili taşeron şırketlere ödenen milyarlar. Allah ve hak-
tan, dürüstlükten yola çıkmış bir sıyasal yapılaşmanın,
gerçek kimliğı, çıkar ilişkilenni göstermesı açısından cid-
dı örnekleri oluşturuyor.
Kımbilir bütün beledıyeler ve ıktidar kadrolaşması,
kurumlaşması boyutunda bunlardan ne kadar çok, sa-
yısız örnek vardır. Namuslu, sorumlu beledıye mecli-
si üyelerı. müfettişler, ellerine haber geldiğinde kork-
mayan gazeteciler ve tabıı kı asıl kavgayı vermesı ge-
reken örgütler. sivıl toplum örgütlerı. sendıkalar, sıyasi
partiler, bu gıdışe "dur" dıyecekler neredeler?
ÇİFTÇI DOSTU / SADLLLAH USUMI
Atatürk'ün kemüderi sızhyor!..
A
tatürk'ün eksik
kullanılan bir ko-
nuşmaşı, geçen
gün KÖY-KOOP
Trakya Birliği'nin Pınarhi-
sar'da düzenlenen bir top-
lantısındatam olarak açıklı-
ğa kavuştu. KÖY-KOOP
Kırklareli örgütünün hazırla-
dığı raporda Atatürk'ün Türk
köylüsü için söylediği sözler
aynenşöyleydi: "Türkiye'nin
gerçek koruyucusu ve efen-
disi, gerçek ûreticı olan köy-
lüdür. Baylar... diyebilirimki
bugünkü yıkım ve yoksullu-
ğumuzun tek nedeni bu ger-
çeğı göremeyişimizdir. Ger-
çekten, yedi yüzyıldan beri
dünyanın dört bir köşesine _ . . . . . »»*••_.,•• •
göndererek kanlarmıakıttı- ıa''imda nereye bakarsanız bakınız Ataturk un elını ve ızını gorursunuz.
ğımız, kanlannı yabancı toprakla-
nnda bıraktığımtz ve yediyüzyıldan
beri emeklerini ellerinden alıp ge-
reksizyere harcadığımız, buna kar-
şıhk sürekli olarak aşağıladığımız,
küçük gördüğümüz, bunca esirge-
mezlik ve bağışlamalanna karşıhk
iyilik bilmezlik, sıkılmazhk ve zorba-
lıkla uşak düzeyine indirmek istedi-
ğimiz bu soylu koruyucunun önün-
de bugün utançla ve saygıyla ken-
dimizi toplayalım..."
Mesaj çok açıktı. Atatürk daha
Cumhuriyet kurulmadan önce Türk
ekonornisini şekillendirmeye çalışı-
yordu. Bu sözleri ile 1922 yılına ka-
dar Osmanlı döneminde Türk köy-
lüsüne yapılan haksızlıkları dile ge-
tiriyor ve sömürüsüz, vurgunsuz
yeni bir devir açılacağını belirtmek
istiyordu.
Nitekim, Atatürk bugünkü bazı
politikacılargibi sadece söylemek-
le kalmadı, Türkiye'nin yoksulluk-
tan döküldüğü yıllarda bile çiftçinin
elinden tuttu ve onun sömürülme-
sini önleyecek kuruluşlan yaratma-
ya çalıştı. Türkiye'nin şu anda en bü-
yük tarım satış kooperatiflerinden
biri olan Tariş'in temelini daha 1934
yılında attı. Diğer kooperatifler de
zaman içinde kuruldu.
Tarımda nereye bakarsanız ba-
kınız Atatürk'ün elini ve izini görür-
sünüz. Hemen her ürünün yetiş-
mesinde ve gelişmesinde onun
emeği ve desteği vardır. O yoksul
yıllarda bile Avrupa'dan tarım uz-
manları getirterek yeni teknolojile-
ri Türkiye'ye taşımaya çalıştı.
Ankara'da orman çiftliğinin ku-
rulması, traktör üstünde ve tarlalar-
da köylülerie el ele çekilen fotoğ-
raflar, Atatürk'ün tanma ve köylü-
ye verdiği değerin bir göstergesiy-
di. Bu tutumu ile devlet kadroları-
na talimat vermeye çalışıyordu.
Atatürk böylece Türk tarımının
kaderini değiştirdi. 1922 yılında
başlayan ve 1930'lu yıllarda belir-
gin hale gelen gelişmeler 1980 yı-
lına kadar sürdü... 1930 ile 1980 ara-
sında yönetime gelen bütün lider-
lerin tanma katkısı oldu. Özellikle
1970 yılından sonra gerek tarım,
gerekse hayvancılık dünya ülkele-
rini kıskandıracak kadar ilerledi...
Ancak. 1980 yılında yapılan 12
Eylül darbesinin ardından Türk çift-
çisi kendisini birden bire Osmanlı
döneminde yaşanan uygulamala-
rın içinde buldu. Afrika ve Asya ül-
kelerinde bile artık kalmayan "sö-
mürü düzeni" yeniden Türkiye'de
hortlatıldı. Bu utanç verici, insanlık
dışı uygulamalara da yenilik süsü
verebilmek için "özelleştirme hare-
keti" denildi. Halbuki, bu hareket bir
yenilik değil, tam tersine bir tuzak-
tı, gericilikti. Osmanlı dönemine dö-
nüştü. Kökü Afrika ve Asya ülkele-
rinde bile kazınan sömürü ve vur-
gun sistemini yeniden Türkiye'ye
getirme hareketiydi...
Nitekim öyle de oldu! Şimdi Tür-
kiye hem içeriden hem dışandan
sömürülüyor. Ne yazık ki hükümet-
lerimizin uyguladığı yanlış politika-
lar, her geçen yıl sömürü çarklannı
biraz daha güçlendirıyor. Başarılı
bir geçmişi olan tanm kesimimizi, sö-
mürü çarkının dişlileri arasına tes-
lim ettiğimiz için şekeri. buğdayı,
mısırı. bitkisel yağlan. tütünü, siga-
rayı, eti. sütü, tereyağını, muzu ve
balığı artık ithal etmek zorunda ka-
lıyoruz. Kendi çiftçimızden esirge-
diğimız yüzlerce trilyon lirayı yaban-
cı ülkelerin çiftçilerine ikram ediyo-
ruz. Kendi ülkemizi ve çiftçimizi ba-
tınrken başka ülkelerin ekonomisi-
ni kalkındırıyoruz.
Sahte Atatürkçüler
Atatürk'ün Türk köylüsü için söy-
ledikleri aslında tarım devriminin ilk
işaretleriydi. Hepsi siren emirdi...
1980 yılından sonra işbaşına gelen
bazı sahte Atatürkçüler 1922 yılın-
da başlatılan tarım devrimi-
nin ilkelerini tam tersine çe-
virdiler. Atatürk'e ıhanet et-
tiler... Türk çiftçisini çökert-
tiler... Bu arada. özelleştir-
me adı altında Türk çiftçisi-
ni somürüye karşı koruyan ta-
rımsal KİT'ler haraç-mezat
satıldı... Tarım satış koope-
ratifleri de etkisiz hale geti-
rildi...
Şimdi tam bir soygun dü-
zeni yaşıyoruz...
Eğer, Atatürkçü bir anla-
yış Türkiye'ye egemen ol-
saydı, tarımsal KİT'ler belkı
gene devletin elinde kalma-
yacaktı, ama özel sektöre de
satılmayacaktı.
Tüm Batılı ülkelerde oldu-
ğu gibi, asıl sahibi olan üre-
ticilere verilecekti. Örneğin, SEK, Et
ve Balık Kurumu ve yem sanayii et
ve süt üreticilerinin hem detüketi-
cinin sömürülmesi dönemi tama-
men kapatılmış olacaktı...
Atatürk'ün büyüklüğü görüşle-
rinin hiç eskimemesidir. 1922 yılın-
da Türk tanmı ve köylüsü için söy-
ledikleri hâlâ geçerliliğini korumak-
tadır.
Cumhuriyetin kuruluşundan 60
ila 70 yıl sonra iktidara gelen hükü-
metlerinTürktanmını Osmanlı dö-
nemi uygulamaları içine ittiğini, üre-
tici ve tüketicilerin yeniden sömü-
rülmeye başlandığını bir ileten ol-
sa Atatürk'ün kemikleri mutlaka
sızlayacaktır...Buna karşıhk Türki-
ye'de sömürü çarklannı kırabilmek
içın hertürlü güçlüklere karşı savaş
vererek, halk hareketini başarıya
doğru götüren KÖY-KOOP gibi bir-
liklerin varlığı ise Atatürk'e yattığı yer-
de huzur verecektır...
KÖY-KOOP Kırklareli Birliği'nin
20. kuruluşyıldönümü Pınarhisar'ın
Poyralı Köyü'nde. yeni yapılan te-
sislerinde bu duygular içinde kut-
landı. Birlik Başkanı Erdoğan Kan-
türer binden fazla ortağına ve davet-
lilere her türlü güçlüğe rağmen
kooperatifin ulaştığı başarılı çizgiyi
anlattı... •