Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç • Dış Haberler Ergun Bakı • Kt.hbarat Yalcın
Genel Yayın Koordınatoru Hikrnet Çakır • Ekonomı Bülent Kızanlık • Kultur
Ç e t i n k a y a • Yazıışlen Müdurlerı Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Yücelman
Ibrahim Vlldız .DİnçTayanç (Sorumlu) • Makaleler Sami Karaören •Ceun Se>fettin
• Haber Merkezı Mudüriı Hakan Kara Turhan • Duzeltme AbdulUhYazıcı»Bılg
ı-Bd-
• Oorsel Yonetmen Fikret Eser ge Edibe Buğra • Fotograf Erdogan Köseoğlo
Ya\mK.urulu
Orhan Erinç. Okta> Kurtböke.
Özgen \car, Hikmrt Çetinkaya.
Şükran Soner. Ergun Balcı, Dinç
Tayanç, tbrahim \ıldız. Orhan
Bursalı. MiKtafa Balba>.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay • Haber Mûduru. Müessese.Müduru ErolErkut«Ko-
DoğanAkın Ataturk Bulvan No. 125. Kat4 Bakanlıklar- ordmatör Ahroet Korulsan •
AnkaraTel 4l95020(7hat). Faks 4195027#bmırTem- Muhasebe Bülent Yener •Jdare
sılcısı SerdarKıak,H ZıvaBlv 1352 S Z3Tel 4411220. Hüsevin Gürer • lşletme Onder
Faks 4419117«AdanaTemsılcısıÇetinYiğeııoğlu,tnonü Çdik«Bılgı-Işlem NaUİn»l»Bıl- Işıtman • Genel Mudur men
Cd 119S No 1 Kat l.Tel 352255O.Faki 3522570 gısav-ar Sıstem Mûrü\etÇil«r Yardımcısı Mine Akdağ uye
MEDYA C: • Yonetun MEDYA G: •
Kurulu Bajkanı-Genel Yonetım Kurulu
Mudur Gıilbin Erdurın Başkanı - Genel
# Koordınalor Reha Mudur C'stün Ak-
Murahhas
Bora Gonen^
\ayunla>*D \e Basan: Yenı Gun Haber Aıanss Basm \e Ya>mcılık \ $
Türkocagi Cad 39 41 CağaloHu 34334 Ist PK..246 tstanbul Tel (0 212ı 512 05 05 [20 hal) Fak^ ıO:
11EYLÜL1995 İmsak: 5 05 Güneş. 6.33 Oğle 13.08 Ikındi: 16.40 Akşam 19.29 Yatsı: 20.51 M E D Y A C T e l 51407 5 3 - 5 1 3 95 8 0 - 5 1 3 84 60-61 Faks 5118466
Pamuk Prenses
öldüpülmüş
• NEWYORK(AA)-
Ünlü masal kahramanı
Pamuk Prenses"in gerçekten
yaşadığı ve bir cinayete
kurban gıttığı ortaya
çıkanldı. Alman folkloru
çalışmalanyla tanınan
Eckhard Sander tarafından
yapılan araştırmanın
sonucuna göre, gerçek
Pamuk Prenses. 16.
yüzyılda yaşamış olan
Alman Kontes Margarethe
von VValdeck'ten başkası
değildı. Hıkâyedeki gibi
kötü ruhlu bır üvey annesi
bulunan Prenses,
masaldakınden farklı olarak
üvey annesının verdıği
zehirh elma ile değıl.
lspanyol gizli polisıne
mensup kışıler tarafindan
öldürülmüş..
Osmanlı tarîhi
Söğürte canlandı
• SÖGL'T(AA)-
Ertuğrulgazi Vakfı
tarafından duzenlenen
"714'üncü Ertuğrulgazı'yi
Anma ve Söğüt Şenlikleri".
bınlerce yörüğün
katılımıyla yapıldı.
Törenlere katılan Sağlık
Bakanı Doğan Baran,
yaptığı konuşmada
Söğüt'ün 623 yıl Osmanlı
devletınin beşiği oldugunu
belirterek şunlan söyledi:
"Anadolumuzda bin yıldır
bir arada yaşayan, et ite
tırnak gıbı olmuş aşıretleri,
boylan. Karakeçılileri,
Türkmenleri, Avşarlan,
kısacası bütün
vatandaşlanmızı bölmeye
kimın gücü yeter? Buna
cüret edenler. tarihte hak
ettikleri dersi aldılar ve
hüsrana uğradılar. Tekrar
cüret edenlenn sonu da
hüsran olacaktır." Törene,
Bakan Baran'ın yanı sıra
Bılecık milletvekılleri
Bahattın Şeker ve Mehmet
Seven. Valı A. Refik Öztürk
ıle eski Içişleri
bakanlanndan Abdülkadir
Aksu da katıldı.
Dünya Güneş
Enerjisi Kongresi
• HARARE (AA) -
Dünyanın çeşitlı
ülkelerinden gelen guneş
enerjisi uzmanlan. aiternatif
enerji kaynağı olan bu
alandakı yenı gelişmelen
tartışmak üzere
Zimbabve'nin başkenti
Harare'de bır araya geldiler.
5 gün sürecek olan Dünya
Güneş Enerjisi Kongresi'ne,
55 ülkeden 500'ü aşkın
uzman katılıyor. Uzmanlar.
güneş enerjisindeki
gelışmeler ve bundan
sonraki kullantm alanlannı
görüşüyorlar. Konferansın
yanı sıra güneş enerjisi
teknolojisındeki gelişmelere
ilişkin bir de tıcaret fuan
düzenlenıyor. 41 yıl önce
kurulan Uluslararası Güneş
Enerjisi Derneğı'nin
kongresi ilk kez bır Afhka
ülkesinde toplanıyor.
Hasta köpekle
çocuğa aynı hak
• \VELLLNGTON
(Cumhuriyet) - Yeni
Zelanda'nın başkenti
Wellıngton'da Telefon
Idaresi, hasta çocukla. hasta
köpeğinin eşıt haklara sahip
olduğu görüşünde. Köpeği
hasta olan personel, yılda 7
gün, ücretten kesilmeden
evde kalıp köpeğıne
bakabilecek. Bugüne dek
yalnızca çocuklar ıçin
geçerli olan bu kurala
köpeklenn de dahil edilmesi
üzenne, kedi sahipleri de
hak iddiasıyla Telefon
tdaresi'ne başvuracaklar.
Planlama ve imar yetkileri, belediyelere 1985 yılmda devredilmişti
4
Imar demokrasfeTııde 10. yû değeriendirmesi
OKTAY EKTİNCt
Son aylarda Koruma Kurullan'nca
alınan SİT kararlanna karşı kımı be-
ledıyelerden yükselen tepkiler, 10 yıl
öncekı temel bir tartışmayı da yenıden
gündeme getıriyor.
9Mayıs 1985tarihinde yürürlüğe gı-
ren 3194 sayılı yeni İmarYasası ve ar-
dından buna bağlı olarak aynı yıl ye-
niden duzenlenen yönetmeliklerle bır-
likte, imar yetkileri genel olarak yerel
yönetimlere devredilmişti. Ancak,
merkezı hükümete de "önemli ve ge-
rekli gördüğü alanlarda" aynı yetkiyi
"re'sen" kullanabileceği bazı aynca-
Iıklar yine yasa kapsamında kabul
edilmişti.
1970'lerdeki "demokratik beledi-
yedfik" hareketi sürecinde de savunu-
îan, ancak hükümetlerin katı merkezi-
yetçi rutumlan yüzünden 12 Eylül
1980'e dek gerçekleşemeyen "imar
yetkiierinin yerelleşmesi" ilkesinin
1984 belediye seçımlerinm ardından
1985'lerde birdenbire yasallaşması
acaba hangı *u>amştan" kaynaklanı-
yordu?
Ülkede demokrasıyi çağnştıran he-
men her şey 12 Eylül yasalan ve 1982
Anayasasf yla süresiz askıya alınrruş-
ken, sadece imar yetkilerindeki "de-
mokratikleşmeye*' gösterilen bu özel
hassasiyet, acaba hangi beklentılerden
kaynaklanıyordu?
Kuşkusuz, bu yeni imar duzeninin
yıne 1985'te yürürlüğe gırmesinin te-
melınde. aynı yıllarda merkezi hükü-
metle yerel yönetımlerin büyük ço-
ğunluğunun "aynı partiye ait" sıyasal
kadrolann elinde olmasının önemlı bır
payı vardı. Dönemin ANAP iktıdann-
ca geliştinlen "imar demokrasisi".
kent topraklan üzenndeki sıradan rant
beklentilerinın o kentteki belediye yö-
netımlennce karşılanması, buna kar-
şın "sıradışı özel beklentilere dönük"
yüksek imar haklannın ıse turizm
merkezlen vb. yöntemlerle doğrudan
hükümet eliyle sağlanması ilkesıne
dayanıyordu.
Nitekım, ilerleyen yıllarda bu "işbi-
tirici" ılkenin ürünü olan yeni imar
uygulamalan, ülkenin hemen tum yö-
relennde hızla gerçekleşmeye başladı.
Belediyelenn bırçogu "demokratik"
(!) yetkılenne dayanarak bulundukla-
n beldenın ya da kentin imar planla-
nnda süreklı olarak daha yoğun yapı-
laşma ve daha fazla rant getirici deği-
şiklıkleri ardı ardına yürürlüğe sokar-
larken, merkezi hükümetlerde kıyılar-
da SIT alanlannda ve yine kentlenn
"en değerli" arsalannda olağan imar
koşullannın çok üzenndeki "imti>Tiz-
lı" imar izınlerini kendi yasal yetkile-
riyle vermeye başladılar.
Şimdi, geriye dönüp geçen bu 10
yıllık sürece baktığımızda, 1985'te
'^enridemokrasi'' söylemleriyle yerel
yönetimlere de\Tedilen imar haklan-
• İstanbul ve
İzmir'deki son SİT
kararlarıyla birlikte
başlatılan "yerel
imar yetkileri"
tartışmasına
açıklık
getirebilmek için,
bu yetkilerin
belediyelere
devredildiği 1985
tarihli İmar
Yasası'nın geçen
10 yılhk
dönemdeki
uygulama pratiğini
ve sonuçlarını da
değerlendirerek
sorgulamak
Belediyeier imar yetkilerini kullanırken, bunu keımeki her boş alaıu bina>la doldurma hakkı' olarak yorumladılar ve so- °, •
nuçta bugünkü yâşanılmaz beton kentlerin yaratılmasına >ol açtılar. gereKiyor.
nın, sanıldığı gıbi "demokratik bir
kentleşme" degıl, ağırhkh olarak
"yağmaya da\anan" ve doğrudan
u
rant ekonomisine hizmet eden" bır
kentleşme yaratnğını. tüm çıplaklığıy-
la ve çarpık sonuçlanyla görebilıyo-
ruz.
Bütün bu gelişmeler ise imar yetkı-
lennin yerelleşmesınde "topluma.
kente ve çe\re değerlerine duyarlılı-
ğın" demokrasiyle birlikte nasıl etki-
1\ olabıleceğı sorusunu da artık gün-
deme getıriyor
Yetki çatışması
İstanbul'daki, izmır'dekı ve İz-
mit'teki son SİT kararlanna karşı be-
ledıyelenn gösterdikleri tepkilen ıçe-
nksız bir "yetki çaüşmasr polemiğin-
den kurtanp "imar demokrasisinin
yağma>a hizmet etmeyecek bir olgun-
İuğa kâvuşturulmasr tartışmasına ve
arayışına doğru yöneltmek ise yaşam-
sal bir görev haline geliyor.
Acaba, imar yetkilerini 1985'te An-
kara'dan devralan belediyeler, bu "de-
mokratik haklannı" nasıl kullanma-
hydılar0
Özellikle tanhsel ve doğal çevre de-
gerlennı "denetimsiz bir imar özgür-
lüğüne" kurban etmeden, belkı son
günlerdekı kımı SlT kararlannın da
Mimarlar Odası
deklarasyon yayımladi:
• Mimarlar Odası Merkez
Yönetim Kurulu ve
Türkiye'deki tüm şubeleri, 1
No'lu Koruma Kurulu'nun
Izmir yöresindeki son SİT
karannı destekleyen ve
belediyelerle birlikte
Bayındırlık Bakanlığf nı da bu
kararlara uymaya davet eden
ortak bildiri yayımladılar.
HaberMerkezi-lzmır 1 No'lu Ko-
ruma Kurulu'nun Çeşme. Alaçatı.
Seferihisar ve Selçuk yöresını SlT ı-
lan eden kararı. belediyelenn tepkıle-
nnin yanı sıra Bayındırlık Bakanı Ha-
Ul Çulhaogiu tarafından da "temkin-
li" karşılanırken, bu karara kesi des-
tek veren kurumlar arasına Mimarlar
Odası, "tüm şubeteriyte" birlikte ka-
tıldı.
Oda Merkez Yönetim Kurulu'nun
Adana, Ankara. Antarva. Balıkesir.
Bursa, Denizli, Divarbakır, Fskişehir.
Gaziantep. İstanbuU tzmir, Kayseri.
Konva. Mersin. Ordu, Samsun ve
SİT kararlanna destek
Trabzon^ubc \oneticilenyle birlikte
26-27 Ağustos 1995 günlerinde Iz-
mir'de yaptığı toplantıdakı değerlen-
dirme sonuçlarını ıçeren ortak bıldı-
nde. lzmır 1 No"lu Koruma Kuru-
lu'nun, bu son karanyla: Tızikiplan-
lamadan sorumlu >önetimler gereğin-
ce sahip çıkmadtğı için doğal yapısı
yok olnıava başlayan yanmadaya sa-
hip çıktığı" v urgulandı.
Bölgede özellikle 2. konut yapımı
amacıyla düzensız bir yapılaşmanın
İzmir'in Çeşme
ilçesi
yakınlanndaki
antik
Enthrai kentine
vapılmakistenen
tatil evleri sitesi de
Mimarlar
Odası'nın
eylemleri
sonucunda
SİT ilanıyla
ancak
durdurulabümişti.
ortaya çıktığı ve öncelıkle kıyı arazi-
lerının. daha sonra tarım ve orman
alanlannın spekülatıf rant aracı ola-
rak el değıştirdiğı vurgulanan ortak
bıldırgede, son yıllarda Izmir-Çeşme
otoyolunun yapımıyla bölgedekı
olumsuz gelışmelerin de hızlandığı-
na dikkat çekılerek "Yanmadanın ge-
riye kalan tahribe uğramamış alanla-
nnı kurtarmak için böyle bir SİT ka-
ran kaçınümazdu-
1
" denılıyor.
Mimarlar Odası Genel Başkanlı-
gı'nca Ankara"dan yapılan açıklama-
da, oda merkezı ile şubelerin ortak
bıldirgesınde şu görüşlere yer verih-
yor
"Ba/ı beledive başkanlannın kurul
karan daha avnntısı ile ve resmen
açıklanmadan gösterdikleri aşırı tep-
kileri. hukuk dışı bovutiara varan ha-
reketleri \ersiz buluyorve>önetimso-
rumluluğu De bağdaştıramıyoruz. Ko-
ruma Kurulu'nu ve üyelerini hedef
alan saldırgan tutum ve davranışlan
şiddeüe kırayoruzT
Mımarlar Odası'nın örgüt bildiri-
sınde daha sonra şu çağnda bulunu-
luyor:
"Planlamadan sorumlu yerelyöne-
timler ile Bayındırlık ve İskân Bakan-
lığı'nı en kısa zamanda kurul karar-
lannın ışığında. vanmadanın sağhkb
gelişimine olana'k verecek ve bugüne
kadar vapılan tahribatı giderecek bir
planlamav ı ortaklaşa gerçekleştirme-
ye çağınvoruz. Bövle bir çalışma. de-
mokratik planlama anlavışıvla vürii-
tülmetidir. Çalışmaya yerel halkın ve
örgüüerinin, ilgili bilim \ e meslek ku-
ruluşlannın katüunı sağlannıabdır."
alınmasına gerek duyulmayacak dü-
zeyde duyarlı bir imar sürecinı, yine
aynı belediyeler nasıl sağlamalıydı-
lar?..
Kuşkusuz bu sorunun yanıtını, yine
geçen şu 10 yılhk süre içerisinde gö-
rev yapan yerel yönetıcilerin doğru-
dan sıyası görüşlerine ya da salt kişi-
lıklerine bağlı olarak vermek doğru
degıl.
Bugün y aşanan gerılimlerin köke-
ninde ve buna neden olan yağma dü-
zeninin temelinde. 1985"ten bu yana
yürürlükte tutulan imar mevzuatının
varattığı "kent ve çe>Te talanının asia
suç sajTbnadığı'' bır y asal ortam yatı-
yor.
Sayılan oldukça az olan ve ülkede-
ki genel durumun tersine. bulunduk-
lan kentte yöresel değerlere saygılı bir
imar politikası izleyen kimi belediye-
lerdeki olumlu durum ıse. partisi ne
olursa olsun, doğrudan yönetimdekı
kişilerin "çok özel" tutumlanndan ve
sadece duyarlı kişilıklerinden kaynak-
lanıyor
Çözüm, duyarlılığın
örgütlenmesinde
Uygar ülkelerdekı çağdaş kent yö-
netimlenne baktığımızda, yerel yetki-
lenn hemen her alanda "bilimsel ve
demokratikbirdenetinT suzgecınden
geçerek kullanıldığını görüyoruz.
Yerel yönetımlenn güçlendırilmesı
söyleminden hiçbır zaman bizdeki gi-
bi "yerel monarşilerin" yaratılması
anlaşılmıyor.
Tam tersine, bu güçlenme. "yerel
duyarkbğuı örgürJüvedemokratikka-
tüunı" ile gerçekleşıyor Böyle olun-
ca da imar yetkileri "rantkrâUannuT
çıkarlan doğrultusunda değıl, şehirci-
lik bilıminin de gereğı olarak öncelık-
le kent ve toplum çıkan gözetılerek
kullanılıyor. Yıne de tersi olması du-
rumunda ıse bu kez demokratik hukuk
düzenının engeliyle karşılaşılıyor.
'83 ruhunun' özlemi ~
Bu nedenlerle örneğin tstanbul (Su-
riçı) ve tzmir'deki (Çeşme-Selçuk ku-
şağı) son SlT kararlanylabirlikte baş-
latılan ımarvetkilen tartışmalan. eğer
"1985-1995 döneminin sorgulanması-
nı" da gündeme getırebılırse, sadece
kentlenmizın geleceği açısından de-
ğil, demokrasimızin de düzeyi ve
esenliğı açısından gerçekten yararlı
değerlendirmelere katkıda bulunmuş
olacak.
Çünkü imaryağması, sadece kültür
ve doğa değerlerimızi yok etmekle
kalmıyor; bu değerlerin korunmasıy-
la yöresel kişilığini kazanan demokrâ-
sı kültürünü de yozlaştınyor ve hızla
ortadan kaldınyor.
Zaten. 1985'in imar yasasına da
damgasını vuran 12 Eylül anlayışının
ve buna bağlı '83 ruhunun' özlemi de
bu değil miydi?.
Datça'ya SIT
kararı yeııiden
görüşiiKiyor
ÖZCANÖZGÜR
MUĞLA - Izmir'de ya-
şanan "SİT kavgası"nın
Datça'da yaşanan benzeri
tatlıya bağlandı. Muğla Va-
lisı Dr. Lale Aytaman'ın is-
temini uygun bulan kurul,
Datça Yanmadası ile ilgili
karannı gözden geçiriyor.
Kurulun ısrarlı olması ha-
linde mahkemeye başvur-
mak zorunda kalacaklannı
belirten Vali Aytaman.
"Buna gerek kahnadL Ku-
rul olumlu davrandı. Yan-
madanın korunmasını biz
de istiyoruz, ama bu derece-
lendiriüniş bir koruma ol-
mair dedi.
İzmir'in turistik bölgele-
rinde alınan "StT karan"
tartışmalara neden olurken.
Izmir 2 No.lu Kültür ve Ta-
biat Varlıklannı Koruma
Kurulu, aynı şekilde Muğ-
la'nın Datça Yanmadası ile
ilgili aldığı SlT karannı
gözden geçiriyor.
tzmir 2 No.lu Kültür ve
Tabiat Variıklan'nı Koru-
ma Kurulu 24 5.1995 tari-
hinde bir bölümü Özel
Çevre Koruma Bölgesi ve
bir bölümü de (Antık Knı-
dos Kenti) 1 'mcı derecede
arkeolojik SlT alanı olan
Datça Yanmadası için
Marmaris'in Bozburun
beldesıne kadar (tamamı-
nı) doğal SlT ılan etmiş ve
karar bölgede tepkılere ne-
den olmuştu.
Tepkiler üzenne, konu-
nun yerinde bır kere daha
incelenmesini isteyen
Muğla Valisi Dr. Lale Ay-
taman. Başbakanlık Baş-
müşaviri Mustafa Turun-
çoğju'nun başkanlığını
yaptığı heyetın bölgede in-
ceîeme ve değerlendırme
toplantılan yapmalannı
sağladı. 25-27 temmuz ta-
rihlerinde gerçekleştirilen
çalışma sonunda bölgede
ikinci bir mceleme de 7
ağustosta Kültür Bakanlı-
ğı'ndan gelen heyet tarafın-
dan yapıldı. Böylece her ı-
kı heyet tarafından yapılan
ıncelemeler bır rapora bağ-
landı ve rapor Muğla Vali-
lıği'ne göndenldi
Dr. Lale Aytaman. söz
konusu raporlann önce tz-
mir 2 No.lu Kültür ve Tabı-
at Varlıklannı Koruma Ku-
rulu ve ardından Yüksek
Koruma Kurulu"nda görü-
şülerek karara vanlacağını
söyleyerek: "L'manzbusu-
rette Datça, Datça-Bozbu-
run Yanmadaşında uzun
süredir SİT ve Özel Çevre
Koruma Bölgesi çahşmala-
n nedeniy le beklemede ka-
lan yöre halkımız bu ek sı-
kıntıdan kurtulmuş ola-
cak" dedı.
Kırmızı dudaklar, kısa büzgülü empirme elbiseler ve şoset çoraplar...
Talk, masum, seksi: Lolitalar
Çeviri Servisi - Amenkan fılm
sanayıı gışe rekorlan kırdıracak yenı
meta keşfetmış durumda. Her ne
kadar Amenkan femınıstlerıni
çıldırtıyor da olsa, masum ve seksı
genç kız imajı 2000'h vıllara
gırerken bile sinema salonlannın
dolup taşmasına neden oluyor
Kjpkırmızı boyanmış dudaklar, kısa
büzgülü empirme elbiseler \e beyaz
şoset çoraplar.. Küçük göğüsler,
masum bakışlar. CahinKlein'ın
reklatn fılmlerinden Hollyuood
filmlenne. ön plana çekılen sımge
hep küçük kızlar... Hepsı bırer Lolıta
mesajı veren bu kızların çoğu 14 ıle
18 yaş arasında. Ağır bır çalışma
tempoları \ar. varattıkları imajdan
hoşnut görünüvorlar ve çok hem de
çok para kazanıyorlar.
14 yaşmdaki Donünique Svvain. \ 8
vaşındakı AlkiaSilverstone ve *Mad
Love' fılmının genç yıldızı Drew
Barrymore gibi isimler Amerika'da
v e Avrupa'da gündemı tutmuş
bulunuyor. Sadece yaşıtlan
erkeklenn ılgisinı çekmeyen bu genç
hatta çocuk starlar önümüzdekı
v ıllar ıçın de bırçok önen ve
anlaşmaya ımza atmış durumda. tç
çamaşırı reklamlan ıçın bile
kullanılmaya başlanan çocuk-kadın
sımgesi, sadece Amerikan
femınıstlennın değil, etık çevrelerin
de şimşeklerinı üzenne çekmiş
durumda.
Feminıstler kadının cınsel meta
haline getırılmes,ıne karşı savaşım
verirken çocuk-kadın simgesinin
tekrar aranılan değer haline
getirilmesıne şiddetle karşı çıkıyor
ve çocuk, kadın kuruluşlannı ve
yetkıh kurumlannı harekete
geçırmeye çalışıyorlar. Bu dunımu,
erkeklerin çocuk fahışelere
duydukları eğüimın bıraz daha
ıhmlısı olarak nıteleyen Amenkan
femınıstlen ve kadın hareketlen
sözcüsü Andrea Dvvorkin, "Burada
konu yetişkin kadınlar değildir.
Burada çocuklar söz konusudur,
çocuklara yönelik cinsel tutku ve
eğflim kışkırölmaktadır"
demektedır
Yaş ortalamalan devamlı düşen bu
çocuk-kadınlar etik çevrelerin de
dikkatinı çekmiş durumdalar. Cinsel
sapmalara prim venlmesıne ve cinsel
sapmaların kışkırtılmasına karşıyız
diyen bu kuruluşlar, bu kışkırtma
sürdüğü takdırde, çocuklara yönelik
cinsel suçlann artmasından
korktuklannı da belırtiyorlar.
Enerji
Bakanhğı^na
çevreci tepkisi
SİLİFKE (Cumhuriyet)-
Türkiye Elektnk Üretim
Genel Müdürlüğü bünye-
sinde 1993'te kurulan Yenı
ve Yenilenebilir Enerji
Kaynaklan Müdürlüğü
(YYEKM)'nün geçen hafta
kapatılması, çevreci ve ye-
şil gruplarm tepkisine yol
açtı. Karann, politik ve nük-
leer çıkar zoriamasıyla alın-
dığını savunan çevreciler,
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanhğı'na protesto me-
sajlan yağdırmaya başladı-
lar.
Kapatıldığı güne dek per-
sonel sayısı arttınlmayıp i-
ki kışiyle sınırlı YYEKM.
buna karşın geniş kapsamlı
araştırma raporlan yayım-
lamış ve bunlardan bazılan
7. Beş Yılhk Kalkınma Pla-
nı'na alınmıştı. Bilgı topla-
ma ve rapor oluşturma aşa-
malannı tamamlayan mü-
dürlük, 2000 yılından önce
yenilenebilir enerji üretim
hedeflenni saptama ve üre-
tim tesisi yapttnlması iste-
minde bulunma aşamasına
gelmıştı.
Düma Dostian'ndan
açıklama
Dünya Dostlan Derneği
Sekretaryası karara karşı
"Devlet, gostermetik de olsa
aiternatif enerji kaynaklan
arayışına girmeye taham-
müîü olmadığını bu kararia
göstermiştir. Devlet, diğer
alanlarda olduğu gibi enerji
politikası alanında da anti-
demokratik. dogmacı ve
uluslararası sömürünün
uzantısıdır" açıklamasını
yaptı.
Çeşitli bölgeelerden 28
çevreci grup, bakanlığa pro-
testo meşajlan gönderirken.
Kocaeli Üniversitesi Yeni ve
Yenilenebilir Enerji Kay-
naklan Araştırma Merkezi
Başkanı Dr. Tanay Sıtkı U-
yar, rüzgâr enerjisinden ya-
rarlanma çalışmalanna de-
ğınerek, "Bu kararia rüzgâr
enerjisi bir müttefikini yitir-
miştirr dedi Arkadaş Çev-
re Grubu'nun açıklamasın-
da daşöyle denildi:
"Nükİeer sektör devleri-
nin ülkemiz enerji pazannı
yağmalamasının önündeki
engellerin kaldınlması gere-
ğjduy ularakböylebir karar
ahnmışrır. Bugün ABD baş-
ta oünak üzere çoğu kalkın-
mış ülkenin rüzgâr ve güneş
enerjisinden geniş çaplı ya-
rarlandığı gizlenerek, "rüz-
gârla üflemeyle enerji mi
olurmuş' denîlerek ülkemiz
kamuoyu yammlmaktadır.
Temiz enerjiye
gönül verenler
Temiz ve yenilenebilir
enerjiye gönül verenler küs-
türülmektedir. Bunıın en be-
lirgin örneği Prof. Dr. Nejat
Veziroğlu'dur. ABD'deki
Dünya Temiz Enerji Derne-
ği Başkanı olan ve görüşle-
rinden tüm dünyanın yarar-
landığı bu bilimcinin bile be-
yin göçüne ugranıası. ülke-
miz adına. utanç vericidirr
Ingiltere'den fnternetara-
cılığıyla yayın yapan Green
Screen (Yeşil Ekran) haber
ajansı da TEAŞ'ın karann-
dan kuşku duyulduğunu be-
hrterek şu görüşlere yer ver-
di:
"Enerji Bakanlığfnın
bütçenin çoğunluğunu kö-
müre ve nükleer enerjiye
ayırması dikkat çekicidir.
Âkkuyıı'daki nükleer sant-
ral projesinin müşavirlik
ihalesini kazanan Güney
Kore'den Kaeri fırmasının
Türkiye'deki ortağının İhlas
Elektrik olması ve Türki-
ye'deki ithal kömürpazann-
da yine Türk-İslam sentezci-
st İhlas grubunun söz sahibi
olması, bazı masum kuşku
vesoru işaretlerinin belirme-
sini önleyememektedir."