28 Mart 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Aziz Nesin iazetesine ortak arıyor •KÜTAHYA (AA)- ÜnJü yazar Aziz Nesin yaytmlamayı planladığı "Onbinler Gazetesi" için ortaklar bulmak üzere JCütahya'da çalışmalar yapü. Dumlupınar Fuan'nda açılan reyonda okurlanna kitaplannı imzalayan Nesin, •yayımlamayı planladığı gazete hakkında bilgüer verdi.SSKLokali'nde diizenlenen söyleşide, Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Jhsan Tunçoğlu'nun sonılannı yanıtlayan Nesin. "Türkiye'de yayımlanan gazetelenn birçoğu holding sahiplerinin, patronlann gazeteleridir. Gazete sahipleri holdinglerolunca, gerçek gazetecilik yapılamıyor. Onbinlerce kişinin ortak olacağı gazetenin yayını için çabşmalanmız sürüyor" dedi. Nesin, 3 gün süren Kütahyagezisi sırasında her biri 200 bin liradan yaklaşık I50kişiyeortaklık beyannamesi doldurttu. Gökay'a anma • İSTANBLL-KADIKÖY (AA) - Eski bakanlardan ve milJetlerarası Lions Kulübü Derneği kurucusu Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay, , ölümünün 5. yıldömünde mezan başında anıldı. Kadıköy-Kozyatağı Sahrayı Cedid Mezarlığı'nda yapılan anma toplanüsında konuşan Istanbul Lions Kulübü , Başkanı Yunus Okumuş, Gökay'ın Atatürk ilkelerinin savunucusu olduğunu söyledi. Yapılan çeşitli konuşmalarda, Gökay'ın bakanhk, valilik, büyükelçibk ve belediye , başkanlığı görevlerinde bulunduğu haurlatılarak, pek çok gönüllü hizmet kuruluşlanaın da kurucusu olduğu anlatıldı. Galeria tartışması • BADANACAAJ-Seyhan - Belediye Başkanı Yalçın . Akyol, Yargıtay'ın Galeria ile ilgili ceza karannı ', "esastan"degil "usulen" . bozduğunu belirterek -_ "Galeria hala imar planı , olmayan, ruhsatsız bir . yapıdır" dedi. Akyol, yaptığı . yaalı açıklamada, Yargıtay - karannın cezayı haksız bulmaktan ziyade, usulen baa isteklerin tamamlanması gerektiği yönünde olduğunu . belirterek, "Ruhsatsız ve geleceği belli olmayan bir yapıdan işyeri almak isteyenler, mağdur olmak istemiyorlarsa, Yargıtay'ın son karannı beklesinler" dedi. 12 Eylöl kitapları I Kültür Bakanlığı gazeteci-yazarlann 12 EylüTe ve dönemine ilişkin kitaplannı satın almayı kararlaştırdı. Kültür Bakanlığı bünyesinde oluşturulan 6 kişilik Yayın Seçme Kurulu, daha önceki dönemlerde 12 Eylül'e ve dönemine ilişkin kitaplann kütüphanelere alınmadığını belirledi. Budöneme ilişkin kitaplann okuyuculara ulaşmasım sağlamak amacıyla Yayın Seçme Kurulu, 27 gazetecinin 45 çeşit kitabından yaklaşık 25 bin adetsatın almayı kararlaştırdı. Kitabı satın alacak gazeteci-yazarlar içerisinde 5 çeşit kitabıyla Cüneyt Arcayürek, ilk sırada yer alırken, onu Metin Toker'in 5 ciltten oluşan "Tek Partiden Çok Partiye" dizi kitaplan, Uğur Mumcu'nun 4 çeşit ve Ufuk Güldemir ile Emin Çölaşan'ın 3'er çeşit kitaplan takipediyor. Bakanlık yetkilileri, daha sonraki aşamalarda düşünce tarihi, felsefe ve bilimsel kitaplann satın ahnması yoluna gidileceğini söylediler. Örsan öymen anıldı • İSTANBUL (ANKA) - ANKA Ajansı'nın kuruculanndan ve Milliyet Gazetesi'nin eski başyazarlanndan Örsan öymen, ölümünün 5. yılında mezan başında düzenlenen törenle anıldı. Anma töreninde örsan öymen Ödülü'nü kazananiara ödülleri verildi. ŞIIRE GONUL VERENLER GELİN ŞİİRLERİMİZİ BİR ARADA TOPLAYALIM. BİZE ADIN1ZI, ADRESİNİZİ VE ŞÜRLERİNİZİ YAZIN. ALİ FAKİH CAD. NO:44 34310 KOCAMUSTAFAPAŞA İSTANBUL ARUZ YAYINCIUK Hükümetten, "Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi"ne yaklaşım: SözleşmeyeKürtçekîncesi • Hükümet, "Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme"nin, "etnik ve dinsel azınlıklar ile dil azınlıklannı" düzenleyen 27. maddesine çeküıce koydu. 27. maddede "azınlıklann tanimı yapılmadığı" belirtilen çekince gerekçesinde, "Bu madde değişik yorumlamalara müsait görülmektedir" denildi ve azınhklar konusunda Lozan Banş Antlaşması ve anayasaya atıfta bulunuldu. DOĞAN AKEV ANKARA-Hükümet, BM "Medeni ve Siyasi Haklara İliş- kin Uluslararası Sözleşme"nin, "etnik ve dinsel azınlıkJar ile dil aanükJannı" düzenleyen 27. maddesine çekince koydu. Çe- kince gerekçesinde, "azınlık- ların tanimı yapılmadığına" .dikkat çekilereİc" madde, deği- şik yorumlamalara müsait gö- rülmektedir" denilerek azınlık- lar konusunda Lozan Banş Antlaşması ve anayasaya atıfta bulunuldu. Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Akın Gönen'in, 6 tem- muz pazartesi günü yapılan Ba- kanlar Kurulu toplantısından sonra kabinede imzaya açıldığını bildirdiği, BM'nin Medeni ve Siyasi Haklar Ko- nusunda Uluslararası Sözleş- mesi'nin, "azınlık" haklannı düzenleyen 27. maddesine çe- kince kondu. BakanJar Ku- rulu'nda konuyla ilgili olarak benimsenen yasa tasansında Türkiye Cumhuriyeti'nin, söz- leşmeden doğan yükümlülükle- rini, BM Anayasası çerçevesin- deki yükümlülüklerine uygun olarak yerine getireceği belirül- dikten sonra. "T.C. hükümeti, sözleşmenin 27. maddesini, T.C. Anayasası'nın ve 24 Tem- muz 1923 tarihli Lozan Banş Antlaşması ve eklerinin ilgili hükümlerine ve ilkelerine göre uygulama hakkını saklı tutar" ıfadesine yer verildi. Çekince gerekçesinde, 27. maddede. "azınlık tanimı ya- pılmamasmın yanlış yorumla- malara neden olabileceği" vur- gulanarak şu görüşlere yer ve- rildi: "Sözleşmenin, BM anaya- sasından (özellikle 1. ve 2. mad- deler) doğan yükümlülükleri- miz çerçevesinde yorumlan- ması uygun görülmüştür. Ayn- ca sözleşmenin 27. maddesinde, taraf ülkede bulunan etnik, din- sel ve dile dayalı azmlıklara kendi kültürlerinden yararlan- ma, kendi dinlerine inanma ve bunlara göre ibadet etme ve kendi dillerini kullanma hakkı tanınmakta; ancak, bu azınlık- lann tanimı yapılmadığından, bu madde. değişik yorumla- malara müSait göriilmektedir. Bu nedenle, sözleşmeye taraf olunurken, Türkiye'nin sözleş- menin 27. maddesini, Türk Anayasası ve 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Banş Antlaşması ve eklerinde öngörülen hüküm- ler ve prensipler çerçevesinde yorumlama ve uygulama hakkını saklı tuttuğunu ifade eden bir "çekince" konması ka- rarlaştınlmıştır." Lozan Banş Antlaşması'nın "Azmlıklann Korunması" başlığını taşıyan 37. maddesi, "azınbk" statüsünü, sadece "Müslüman olmayan yurttaş- lar"a tanıyor. Anayasanın 66. maddesinde de. "Türk devle- tine vatandaşhk bağı ile bağlı olan herkes Türktür" hükmüne yer veriliyor. BM'nin 16Aralık 1966 tarihinde yapılan top- lanüsında kabul edilen ve 35 ül- kenin onaylaması ile 23 Mart 1976'da yürürlüğe giren Mede- ni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nde düzenlenen önemli konular şöyle sıralanı- yor: "Yaşama hakkı, işkenceye ve diğer zalimane, gayriinsani ve küçültücü muamele ve cezaya karşı korunma, kölelik ve esir ticareti ile angarya ve zorla çalıştırmanın yasaklanması, keyfi gözaltı ve tutuklamadan korunma, hürriyeti kısıtlanan kimselere insanca muamele, sa- dece akdi taahhütlerin yerine getirilmemiş olmasından dolayı hiç kimsenin hapis edilmemesi, seyahat ve konut seçme özgür- lüğü, yargı önünde eşitlik hakkı, geriye dönük cezai mev- zuatın yasaklanması, düşünce, vicdan, din ve ifade hürriyeti, vatandaşlann yönetime katıl- ma hakkı, yasalar önünde eşit- lik ve kanun tarafından eşit ko- runma hakkı, etnik. dini ve dili farklı azınlıklann korunması." Sözleşme uyannca kurulan 18 üyelı "İnsan Haklan Ko- mitesi"nde, taraf devletlerden en fazla bir kişi, 4 yıllık bir süre için seçiliyor. ÖldünjJüşününonikinciyJındaKemalTürkleriçinLiitfıKırdarSporSalonu'ndaanniagecesidı./, , •.,,-< c-debirkonuşmavapanDİSKGenelBaşkanıKemalNebioğlu. Kemai I ürkler'inDİSK'i36binüycden50()binüvelivazgeçilmeibir örgüthalinegetirdiğinibelirtti.(hotoğraf:MUHARREM AYDIN) 12 yıl önce öldürülen eski DİSK Genel Başkanı için Lütfı Kırdar Spor Salonu'nda gece düzenlendi Kemal Türkler törenlerle anıldıtş-Ekonomi Servisi - DtSK ve Türkiye Ma- den-lş Sen- dikası Genel Başkanı Kemal Türkler öldü- rülüşünün on ikinci yılı nede- niyle dün öldürüldüğü yerde ve mezan başında düzenlenen törenlerle anıldı. DÎSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu. 12 Eylül'ün tahribatının gideril- mesinde ve terör sorununun çözümünde hükümete destek olacaklannı belirterek "Ancak iktidardan güven bekliyoruz" dedi. DİSK'in Merter'de kurulu genel merkezi önünde topla- nan DÎSK yöneticileri. Kemal Türkler'in ailesi, SHP İl Baş- kam Yüksel Çengel ve çok sayıda işçi, yakalanna Kemal Türkler'in fotoğraflannın bu- lunduğu yaka kartlan takıp, ellerinde karanfillerle, Türk- ler'in öldürüldüğü Gündoğan Sokak'taki evi önüne geldiler. Topluluk buraya karanfıller bırakırken, DİSK Genel Baş- kanı Kemal Nebioğlu, Kemal Türkler'i öldürenlerin amaanın DİSK'i sınıfsal mü- cadeleden uzaklaşürmak ve demokrasiyi boğmak olduğu- nu belirterek "Ama bu emelle- rine ulaşamadılar, ulaşamaya- caklar" dedi. Türkiye Maden- İş Sendikası Genel başkanı Murat Tokmak da, Kemal Türkler'in öldürülmesi olayınm halen aydınlaulma- masını eleştirerek şöyle konuş- tu: "Bu davanın iddianamesin- de Alparslan Türkeş ve Yılma Durak azmettirenler; Celal Adan, Aydın Eryılmaz, otoyu kullanan yardıma fail; Abdül- samet Karakuş da, Kemal Türkler'e tetiği çeken üç kişi- den biri olarak suçlanmıştır. Bunlardan Abdülsamet Kara- kuş, ateş eden üç kişiden biri olmasına rağmen her ne hik- metse o anda tabancası tutuk- luk yapan kişi olarak, dolayb fail olarak hüküm giymiş, di- ğerleri beraat etmiştir. Soruş- turma sis perdesi altında ve boşlukta bırakılmıştır. Oysa bir hukuk devletinde hiçbir fai- li meçhul cinayet kalma- malıdır. Türkler'i anmak amaayla ökşam Lütfı Kırdar Spor Salo- nu'nda da bir gece düzenlendi. DİSK Genel Başkanı Kemal Nebioğlu. gecede yapügı ko- nuşmada Kemal Türkler'in, DİSK'i 36 bin üyeden 500 bin üyesi olan vazgeçilmez bir ör- güt haline getırdığıni belirterek "O'nu ve mücadesini özümse- yelim, O'nun başlattığı müca- deleyi, geleceğin sendikal çalı- şmalanna taşıyarak değerlen- direlim" dedi. Harbiyc"dekı Lütfı Kırdar Spor Salonu'nda dün akşam düzcnienen "Kemal Türkler'i Anma Gccesi" bü> ük bir kala- balığın katılımıyla oldukça canlı geçti. Katılımcılar. Edip Akbayram'ın türküleri. tivat- ro sanatçısı Genco Erkal'ın şi- ırleri ve Timur Selçuk'un yo- rumladığı parçalann yanı sıra fotoğraf sanatçısı İsa Çelik'in mültıvizyon gösterisiyle çoştu- lar. DİSK Genel Başkanı Ne- bioğlu ve Kemal Türkler'in eşi Sebahat Türkler'in konuşma- lanyla süren gece boyunca sü- rekli olarak "Yaşasın İşçilerin DİSKT'." Yaşasın Maden-İş. Yaşasın DİSK'VÜreten biz yönetende biz olacağız". "Ölümsüz Nazım. Ölümsüz Türkler"."Dc\rim şehitleri ölümsüzdür"biciminde slo- ganlar atıldı. 3 bine yakın kişi- nin katıldığı anma gecesinde salonun bazı vcrlerinc üzcrin- dc "İşçilerin DİSKİ için işyeri komıtelcrı yaratalım" "Yeniden birlikteyiz Ma- den-İş" gibi çeşitli büyük bo> DİSK afişleri asıldı. "Kemal Türkler'i Anma Gecesi"nde a>nca katılımcılar. "DİSK Andı" nı Genco Erkal ile bir- liktesövlediler. ABD'de ölen eski bakan Mahmut Türkmenoğlu cumartesi toprağa verilecek TütüntarlasındanTekelBakanhğı'ııa ÜĞÜ • Kooperatifçiliğin öncüsü olan Türkmenoğlu doğduğu Seferihisar'a bağlı Bademler köyünü örnek köy haline getirdi. İZMİR(CumhuriyetEgeBü- Izmir Atatürk Lisesini dışan- rosu) - ABD'nin Houston ken- tindeki Methodist Hastanesi'n- de geçirdiği karaciğer nakli sı- rasında kalp yetmezliğinden yaşamını yitiren eski Gümrük ve Tekel Bakanı Mahmut Türkmenoğlu, cumartesi günü doğduğu Bademler köyünde toprağa veriliyor. Karaciğer yetmezliği nede- niyle şubat ayında ABD'ye gi- den Mahmut Türkmenoğlu, çocukluk yıllanndan kalan tü- berkülozun yinelenmesi üzerine ameliyata gecikmeyle alınabil- di. Geçen pazartesi günü yak- laşık 10 saat süren karaciğer nakli operasyonu sırasında do- laşım yetmezliğinden kalbi du- ran Türkmenoğlu'nun cenazesi cuma günü Türkiye'ye getirile- cek. Türkmenoğlu, cumartesi günü düzenlenecek bir törenle doğduğu Bademler köyünde toprağa verilecek. Türkmenoğlu, 1933 yılmda Urla Bademler köyünde yoksul bir tütüncü ailesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. İlkokulu köyünde bitiren Türkmenoğiu, küçük yaşta babasız kaldı. İlkokul yıllan güçlüklerle geçen Türkmenoğlu, Buca treninde simit saüp öğrenimini sürdür- meye çalıştı. Ancak gecim soru- nu nedeniyle ortaokul öğreni- mini yanm bırakmak zorunda kaldı. Bir yandan tütün tarla- sında çalışırken, diğer yandan dan bitirerek ortaöğrenimini tamamladı. Türkmenoğlu, 1955 yıbnda İstanbul Teknik Ürüversitesi Makine Mühendisliği Bö- lümü'ne girdi. Üniversiteyi, ki- tap satarak ve çeşitli işlerde çalı- şarak bitirdi. Türkmenoğlu'- nun politikaya ilgisi üniversite döneminde başladı. Üniversite- yi bitirdikten sonra 1961 'de ızmir'e geldi. Burada belediye ve Sanayi Odası'nda çalıştıktan sonra Gazi Bulvan'nda açtığı tesisat mağazasıyla ticarete atıldı. Aym dönemde Bademler köyünde kooperatifleşme calış- malannı baslattı. CHP'ye girip 1965 ve 1969 secimlerinde miî- letvekilliğine adaylığını koydu, ancak önseçimleri kazanamadı. 1965 yıbnda il genel meclisi üye- liğine secildi. 1970 yılmda tzmir Köy Kooperatifier Birüği'ni kurdu. Bademler köyünde se- racılıkla birlikte kültürel etkin- liklenn gerçekleştirilmesi için çalıştı. Köyde tiyatro kurul- masına katkı sağladı. 1971'de Ecevit-Kemal Satır çekişmesin- de Ecevit'ten yana tavır koyan Türkmenoğiu, aym yıl tzmir'de Atilla Elbeyli listesini delerek üç arkadaşıyla birlikte CHP İl Yönetim Kurulu'na girdi. 1973 yılmda secimlere katı- lan Türkmenoğlu, İzmir'den liste başı olarak parlamentoya rürkmenoğJu'nun kalbi ABD'deki karaciğer nakli ameliyatı sı- rasmda durdu. Bütün çabalara karşın kurtanlamadı. girdi vekuruJan CHP-MSPko- alisyonunda 24 Ocak 1974'te Gümrük ve Tekel Bakanı ola- rak görevaldı. Tütüncü biraile- nin çocuğu olarak üreticilerin sorunlannı yakından bilen Türkmenoğlu. 11 Şubat 1974'te Ege ekici tütün piyasasmı Cu- maovası Değirmendere köyün- de 25 bra başfıyatla acarken, menoğlu. 1977 secimlerinde ye- menoğlu için "O dürüst ve poli- aiden liste başı olarak İzmir'- tikayı yaşamında önde tutan den milletvekili secildi. \2 Eylül yapısıyla örnek bir insandı. harekatından sonra Bademler 1960'ta Urla Kaymakamı iken köyüne dönen. kooperatifçilik o bir üniversite öğrencisi olarak ve köy kalkmması konusunda- yanıma gelmiş ve köyüne bir kı çalışmalannı sürdüren Türk- kültür merkezi yapılması için menoğlu, SODEP'in kurulu- araziistemişü'dedi. tütüncünün "kahramanı oldu. Türkmenoğlu, böyle bir başfiyat beklemeyen üreticinin belleğınde, "en yüksek fiyatı ve- ren Tekel Bakanı' olarak >er etti. Bakanlığı dönemindeki gümrüklerdeki usulsüz uygula- malara ve karaborsaya karşı verdiği mücadele ile de dikkat çekti. Görevli olduğu dönem- lerde gümrüklerde free shopla- ra karşı verdiği savaşım ve free shoplann bakanbk aleyhine açtığı davayi kaybetmesi. Türk- menoğlu'nun popülaritesini daha da arttırdı. 1975-76 yıllannda parti mec- lisi üyeliği de yapan Türk- şunda da etkin olarak çalıştı. Daha sonra SHP'ye geçen Türkmenoğlu, 1988 ve 1990 yıl- lannda parti meclisi üyeliği yaptı. Son genel secimlere Manisa 1. Bölge kontenjan adayı ola- rak katılan Türkmenoğlu, par- lamentoya giremedi. Seçim çahşmalanmn ardından çocuk- luğunda geçirdiği akciğer tü- berkülozu yinelenen Türkme- noğlu, bir süre İzmir'de DEÜ Hastanesi'nde tedavi gördü. Bademler köyünü seracılık ve çiçekcib'ğin yanı sıra kültürel yapısıyla da örnek bir köy hali- ne getiren Türkmenoğlu, son olarak Hollanda'dan çiçek to- humu ithal ederek yaşamını sürdürüyor. bu arada CHP'nin yeniden kurulması ile ilgili ça- lışmalara aktif olarak katıbyor- du. Türkmenoğlu, şubat ayında gjttiği ABD'de CHP'nin yeni- den kuruluş çabşmalannı da yalundan izledi ve buradan po- btika arkadaşlanna görüşlerini içeren mektuplar gönderdi. 1973 secimlerinde Türkme- noğlu ile birlikte CHP İzmir Milletvekili olarak parlamen- toya giren ve bugün Alaçatı Be- lediye Başkanlığı jjörevini sür- düren Remzi Ozer, Türk- POLİTİKA GÖNLÜĞÜ HtKMET p:TİNKAYA Mûm Zaten Içftnizıte Sakk- Telefonda ağlamaklı bir ses: "Yavuzer Çetinkaya öldü, haberin var mı?" Bir süre sonra yine telefon çaldı: "Mahmut Türkmenoğlu öldü..." Havada yağmur sıkıntısı vardı. Gazetenin üst katındaki terasa çevirdim gözlerimi. O pembe gülleri aradım. Yapraklarını dökmüştü gül ağacı. Mahmut, 25 yıllık arkadaşımdı, Yavuzer'i ise yıllar önce İzmir'de tanımıştım. Biri politikacı, öteki sanatçıydı... Birden anımsadım: "Mahmut, Susuz Yaz filminde oynamıştı... Birde, kaç yı- lında bilemiyorum, kooperatifçilik konusunu işleyen dizi yazısıyla Milliyet'in Ali Naci Karacan ödülünü almıştı..." Biri amansız hastalığa, diğeri yüreğine yenik düşmüş- tü... Belki her ikisi de umutsuzlukları düşlerinde kırmaya ça- lışmışlardı yaşadıkları olaylarda, acilarda. Belki yenitgiyi içlerine sindirememişlerdi aydınlıkların karanlığa döndü- ğü dönemlerde. Belki tüm güzelliklerin yitip gittiği bu ev- rende kimi zibidilerin korunup kollandıklarını ve baştacı edildiklerini görüp tiksinmişlerdi çok sevdiklerinden bile. Kim bilir? Insanın iç evreni kimi zaman hüznü yakalar eski anılar- da, kimi zaman mutluluğu... ölüm, aym doğum gibi kaçınılmaz. Geride kalanlar bir dönüşü olmayan bu yolculuğu kabullenmeli. Mahmut ve Yavuzer... Birisi politikada yirmi yıl önce ünlendi. Köy delikanlısı bileğinin gücüyle milletvekili secildi, sonra bakan oldu. öteki, iyi bir sanat egitimi gördü. Tiyatro ve sinema ala- nında kendisini yetiştirdi. Pek ünlendi sayılmaz. Ama ülke- mizde bu işi bilen, egitim gören 5-10 sanatçıdan birisiydi. Mahmut, yoksul bir köy çocuğuydu. Bademler köyünde doğmuş, küçük yaşta babasını yitirmişti. Zaman zaman anlatırdı: "Kemik veremi oldum. İlkokulu, ortaokulu, liseyi dışarı- dan bitirdim. Sonra İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Bölümü'nden mezun oldum." Ihanet, aldatma, insan yaşamının bir çizgisi. Oturup ko- nuştuğumuzda, politik ihanetleri anlatır ve şöyle derdi: "Hiç kimseye inanma ve güvenme..." Sorardım: "Arkadaş, dost birlikteliğine de mi?" Gülümserdi: "O dostluklar, sevgiler çıkar üzerine kurulmuştur hep..." 1991 secimlerinde Manisa'da SHP'den kontenjan ada- yıydı. Yitireceğini biliyordu, ama yine de kararlı gözükü- yordu: "Bak göreceksin kazanacağım..." Yavuzer Çetinkaya, eski bir dosttu. Gazeteye döndüğü- müz günler büyük bir coşkuyla geldi. "Bir çocuk sayfası yapmak istiyorum, olanak var mı?" Oturup uzun uzun konuştuk "Biraz bekle, ekim ayında bir atılım yapacağız..." Gözlerinde çocuksu bir pırıltı belirdi: "Önce Cumhuriyet Dergi'de bir şeyler yapsak?" Konuşup anlaştık... Yavuzer, içine kapanık bir insandı. Kimi sevdaların, ka- çışların acısını duyardı yüreğinde. İlk yürek sancısında belki bunlann izi vardı. Mahmut ve Yavuzer... Sevginin giderek çıkar ilişkilerine dönüştüğü günümüz- de iki dost insan çekip gitti bu evrenden. Terasa çıktım. Gül agacına baktım. Pembe gülleri ara- dım. Yine havada yağmur sıkıntısı vardı... Dedim ki: "Sevgisizlik de bir ölümdür. Çıkarcılık da ölümün öteki yüzü..." Kimileri vardır yaşarken ölürler. Olü yüzleriyle dolaşır- lar çevrenizde. Mahmut çok kızardı böylelerine, Yavuzer de öyle... İkisi aym gün öldüler. Umutsuzlukları, terk edilişleri, iha- netleri bir daha görmeyecekler, yaşamayacaklar. Umutsuzlukları düşlerinde artık kırmayacaklar... Yılmaz'ın, cumhurbaşkanlığına karşı çıkış gerekçesi: Partide yerînî doldurmak zordu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) -ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz, Cumhurbaş- kanı Turgut Özal'la ilgili sus- kunluğunu bozdu. Yılmaz, "Partide yaratacağı boşluğu doldurmak mümkün olmaya- cağı için Turgut Özal'ın cum- hurbaşkanı ._ olmasına karşı çıkmıştım. Özal'ın boşluğunu doldurmak için, lider partisi olan ANAP'ı ekip partisine dö- nüştürdük" dedi. Partisinin Ankara İl Örgütü'- ne önceki akşamki ziyareti sı- rasında parti üyeleriyle sohbet eden ANAP lideri, kendısınin her türlü eleştiriye, Cumhur- başkanı dahil herkesın tavsiye- sini dinlemeye hazır olduğunu söyledi. Parti içi sorunlara deği- nirken Özal'a ilişkin değerlen- dirmeler de yapan Yılmaz şöyle dedi: "Özal'ın yerini ne ben, ne başka bir arkadaşımın doldur- ması mümkün değildi. Bu yüz- den cumhurbaşkanlığına aday- lığını koymasına ısrarla kar- şı çıktım. özal gibi tüm kit- leleri kucaklayan birini bulmak mümkün değildi. Herkes yeni liderde Sayın özal'ın vasıflannı arayacaktı. Partinin geleceği ül- kenin geleceğiyle ilgiüydi. Ama kendi takdirlerini cumhurbaş- kanı ounak yönünde kullandi- lar." özal'ın boşluğunu doldura- bümek için partide yeni bir an- layışı hakim kılmaya çaüş- üklannı söyleyen Yılmaz, "Par- tiyi lider partisi olmaktan çıkar- mamız, ekip partisi olmaya yö- neltmemiz gerekiyordu, biz de bunuyaptık"dedi. ANAP lideri, kendisinin heı türlü eleştiriye açık olduğunu da anımsatarak, "Cumhurbaş- kanı dahil herkesin eleştirisi ve tavsiyesini dinlemeye hazınnı. Ben, her şeyi biürim diyen bir li- der değilim. Benim moralimi düşünmeyin. Beni eleştirin, yanlış yapmamı önleyin. Ben partiüliği hobi olarak yapmıyo- rum" dedi. Yılmaz, hükümeti eleşürirken de yolsuzluklar ko- nusunda samimi ohnamakla suçladı. Bankalara borcu olan bir kişinin bankalardan sorum- lu devlet bakanlığına getiril- mesinin dünyamn hiçbir ülke- sınde görülmemiş bir icraat ol- duğunu söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle