Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ1992PERŞEMBE
16 HABERLERIN DEVAMI
BURASITÜRKİYE
HALUKŞAHtN
Nnnıiyatlar ve Biz
Insanlık tarihinin en büyük Olimpiyat oyunlarına birkaç
gün kaldı. Barcelona'da, 172 ülkeden 10 bin atlet 29 spor
dalında yarışacak. Milyarlann dikkati, kimi yerde gün ba-
tar ve kiminde doğarken, aynı anda aynı atietleri seyret-
mek için televizyon ekranlannda yoğunlaşacak. 1992
Olimpiyatlan'nı, "küresel köy'ün elektronik çayırındaki
pehlivan güreşleri gibi algılayabiliriz.
Acaba neler göreceğiz? Acaba tçinde yaşadığımız dürv
yayı simgeleyen neler damgasını vuracak bu büyük ola-
ya?
Olimpiyat oyunlarını siyaset üstü amatör bir olay olarak
gördüğümüz günler geride kaldı. Işin içine siyasetin de, fr-
caretin de büyük ölçüde girdiğini biliyoruz. Bu kez Ameri-
kan basketbol takımında oynayan profesyonellerin piyasa
değeri, az gelışmiş ülkelerin bütçelerini geçiyor. Bir Magic
Johnson, bir Afrika ülkesine bedel...
Evet, gene yaşadığımız dünya yansıyor oyunlara: Uzun
süredir boykotsuz ilk Olimpiyat bu. Güney Afrika bile bu
oyunlara katılıyor. Demek ki dört yıl içirtde köprülerin altn-
dan çok sular akmış dünyamızda. Daha da akacak: Eski
Sovyetler Birligi'ni oluşturan ülkeler son keztek takım ola-
rak katlıyorlar. Almanya tek takım olarak uzun süredir ilk
kez katılmakta. Listede, geçen sefer başka ülkelerin par-
çası konumunda bulunan birçok ülke yer almakta... Bir
zamanlar 72 buçuk ülkeden söz ederdik. Şimdi 172 ülke
var. Buçuk "akraba"lara gelince, onlara da sıra gelecektir
bu gidişle!
Siyasetin uzun gölgesi bu kez düşecege benzemiyor.
1968'deki Siyah Güç selamı, 1972'de Filistinli teröristlerin
saldırısı, 1976'da Afrikalıların boykotu, 1980'de Amerikalı-
ların ve Batılıların boykotu, 1984teSovyetler'in boykotu...
Bu kez kayıtlar boş kalacağa benziyor. Gene de belli ol-
maz. Bakarsınız, ev sahibi Katalanlarsiyasal renk katarlar
kendi olimpiyattanna...
Aslında, altı yıl önce Olimpiyat oyunlarının Barcelona'ya
verilmesi siyasetten tümüyle kopuk bir olay değildi. Bu, Is-
panya'nın diktatörlükten demokrasiye geçişte gösterdiği
başarıya verilmiş bir ödül gibiydi. Barcelona, hazırlık aşa-
masında gösterdiği başarı ile bu ödülü hak ettiğini bir kez
daha kamtladı. Katalan ayrtlıkçı hareketine rağmen her
şey özenle hazırlandı, zamanında tamamlandı.
0 kadar ki, Katalanlar şimdi olumlu puanları kendi hane-
lerine aktarmak için çaba gösteriyorlar. VVashington Post
gazetesinde 21 temmuz günü yayımlanan iki tam sayfalık
ilanın birincisi, sarı zemin üzerine konmuş ve üzerinde
Barcelona yazan noktanın altında soruyor:
"Bu noktayı hangi ülkeye yerleştirirdiniz?"
Ikinci sayfa cevap veriyor:
"Tabii ki Katalonya'ya."
llanda, Katalonya'nın Ispanya'dan ayrı bir "ülke" oldu-
ğu vurgulandıktan sonra şöyle deniyor:
"ûyle bir ülke ki, Picasso'nun dehasmı, Miro'nun gücü-
nü, Dali'nin hayalgücünü, Tapies'in yarabcı yaklaşımını,
MonserratCaballe ve Josep Carreras'ırrsanatını, Pau Ca-
sals'ın ustalığını, Gaudi'nin cesaretini anlamış ve yönlen-
dirmiş..."
Demek ki Olimpiyatlarda yalnız sporla siyaset değil, sa-
nat da kesişiyor. iki kutuplu dünya döneminde "külli sa-
vaş" diye bir kavram vardı. Şimdi "külli yarış" döneminde
bulunuyoruz.
• • •
Bu yarışta bizim yerimiz nedir?
Ne yazık ki bu sefer de madalya cetvellerinde, nüfus ba-
kımından kendi akranımız sayılabilecek olan ülkelerin çok
gerisinde kalacağız. Almanya, Ingiltere, Fransa, Italya,
Güney Kore, hatta Küba bizim üzerimizdesıralanacaklar.
Bunun bir nedeni, kuşkusuz, uluslararası değer yetiştir-
mekte altı milyonluk Katalonya'nın bile gerisinde kalma-
mızdır. Yukarıdaki listeye bir göz atn. Onlann yerine biz-
den kimleri koyardınız?
Ama artık önümüz açılmışa benziyor. Tüm engellere
rağmen Türkiye, virajda atak yapmış bir atlet gibi seğirtip,
önündekileri geçmek için fırsat kolluyor. Onümüzdeki kısa
dönemde insan birikimini iyi değerlendirirsek 21. yüzyıl-
daki sıralaması çok daha iyi olacaktır.
Dün, futbol oynatmak için çimen saha bulamayan Istan-
bul'un 2000 yılındaki Olimpiyatlara talip olması bu iddianın
muştucusu değil midir?
60 YEL ONCE Cumhuriyel
Vaziyet vahimleşti
23 TEMMUZ 1932
Inofertâtos Î
Gazetelerin neşriyatına göre
Prusya hükümeti Reich
hükümeti tarafindan ilan
olunan örfı idareye karşı
muvakkat bir hüküm
vermesini devlet
mahkemesinden talep
etmiştir. Gazetelerin iyi bir
membadan aldıklan diğer bir
habere nazaran Prusya
Nazırlan Prusya
komiserliğine tayin olunan
BaşvekilM. VonPapen'indavetineicabetetmeyerek
kabine içtimaında bulunmaya karar vermişlerdir.
Nazırlar bu daveti hükümsüz telakki etmektedirler.
Evvelce verilen haberler hilafma olarak Berlin polis
müdürü istifadan imtina eylemiştir. Umumi mesai
konfederasyonu Prusya'daki vaziyeti tetkik eylemektedir.
Amele sendika çevreleri bütün amele sendikalan
mümessillerinin bugün içtimaa davet edileceği
fıkrindedirler. Devlet mahkemesi sabık Prusya
Nazırlannın Alman hükümetlerinin icraatı hakkında
himaye tedbirleri almasma dair taleplerini cumartesi günü
tetkik edecektir.Alman hükümeti henüz mevkii iktidarda
kalan diğer Prusya nazırlannın da azledilmesine kati
karar vermiştir. Prusya Başvekili Bravn, Von Papen'e bir
mektup göndererek azlinin hukuken yerinde olmadığını
belirtmiş ve bu azlin isnat ettiği kanun hükümlerini irae
etmesini kendisinden talep etmiştir. Polis müdürü ile
muavini ve miralaya imza ettikleri beyannamelerde
vazifelerinden cebren aynldıklannı beyan etmişlerdir.
Başhca sendikalar neşrettikleri beyannamelerde son siyasi
hadiselerin ücretli memur veya amele arasında bir infıal
tevlit ettiğini kaydetmekle beraber amele ve memurine
sogukkanlıhgını muhafaza etmek lüzumunu tavsiye
etmektedirler.
HAVA DURUMU
GAP bölgeyî hsıüyor
9
• Baştarafi 1. Sayfada
ğinedikkatçekıyor.
Raporda, Fırat ve Dicle hav-
zasındaki her iki nehri de Tür-
kiye'nin kontrol etmesinin,
Türkiye ile bu nehirlerin geçtiği
diğer ülkeler arasmdaki siyasi
ibşkileri daha da "komplike"
hale getirteceği vurgulanıyor.
Bir Dünya Bankası yetkilisi,
Cumhuriyet'e yaptığı açıkla-
mada, Bankanın GAP ile ilgili
hiç bir projeye kredi vermediği-
ni soyleyerelic, şöyle konuştu:
"Dünya Bankası, çevre ülke-
ler tarafindan tartışma yaratan
doğal kaynaklarla ilgili pro-
jelere kaynak vermiyor. GAP
ve Atatürk Barajı da böyle de-
ğerlendirildi. Atatürk Barajının
iki ünitesinin açıbşıyla, Orta-
doğu'da yeni bir sürecin başia-
dığını rahatlıkla kabul edebili-
riz."
Ankara'daki Batûı ülke tem-
silcileri de Türkiye'nin su konu-
sunda çok dikkatli bir pobtika
izlemesi gerektiği uyansında
bulunuyorlar. Bir üst düzey Ba-
tıh ülke diplomaü, Cumhuri-
yet'e yapuğı açıklamada, şöyle
konuştu:
"Su sorunu, en tartışmab ve
sonuçta patlamaya hazır konu
olarak, Oıtadoğu ülkelerinin
gündemine giriyor. Türkiye'-
deki yetkililer bu konuya çok
dikkat etmek zorundalar.
1990'da yaşanan kuraklık so-
nucu, geçtığimız yü Irak ve Su-
riye çok zor durumda kaldı.
Ancak, Atatürk Barajının üni-
telerinin devreye girebilmesi
için onümüzdeki yıllarda yapı-
lacak su tutma çok hassas bir
konu haline gelecektir. GAP'ın
sembolü haline gelen Atatürk
Barajı'nın ilk birimlerinin acıh-
şı, yeni bir dönem başlatıyor.
Türkiye, suyun başmdaki en
büyük vananın başına otunı-
yor. Diğerlerinin rahatsız olma-
sı son derece normal."
Türk yetkililer ise, Türkiye'-
nin başından beri "suyu poütik
bir araç" olarak kullanılmaya-
cağını açıkJadığıru belirtiyorlar.
Yetkililer, Türkiye'nin Fırat'-
yolunda verdıklen söz-
leri tuttuğunu, hatta, ortalama
olarak bu miktann üzerinde su
akıüldığını savunuyorlar. Yet-
kililer, Fırat ve Dicle üzerindeki
baraj göllerinin, iddia edildiği-
nin aksine, suyun "düzenlı"
akışını sağlayacağını belirtiyor-
lar.
Ancak Suriye ve Irak'b yetki-
bler, Türkiye'nin verdikleri gü-
venceleri yeterli görmüyorlar.
Irak ve Suriye, uluslararası an-
laşmalarla akıulacak suyun
güvence alüna abnmasını isti-
yorlar. Bazı Oıtadoğu ve Kör-
fez ülkelerinin Ankara'daki
temsifcileri, su kıtbğuun yeni bir
sorun olmadığını belirtmekle
birlikte, özellikle Atatürk Bara-
jı ve genel olarak GAP'la ilgili
projenin, bu'sorunu "daha da
görünür" hale getirdiğini ve
"Ortadoğu'da su sorununun
başlangıcı olarak kabul
edilebileceğini" ifade ediyorlar.
Dışişleri çevreleri, Türkiye'-
nin su konusunu hiçbir zaman
"siyasi bir koz" olarak kullanıl-
madığını bebrtiyorlar. Türkiye,
bölgedeki su kıtbğının çözümü-
ne katkıda bulunmak amacıy-
la, 1986'da "Banş Suyu Proje-
si" önerdi. Suriye ve Ürdün'den
geçerek alü Körfez ülkesine
günde alü milyon metreküp su-
yun satıbnası öngörülen tasa-
nm, özellikle Suriye ve Ürdün
ve Irak'ın karşı çıkışlan nede-
niyle yürüriüğe konulamadı.
Kaynaklar, anlaşmazbğın te-
mel nedeninin, Türkiye'nin,
Seyhan ve Ceyhan nehirlerin-
den taşınacak suyun idaresini,
"ülkelerin katılımıyla oluşacak
bağımsız bir konsorsiyuma" bı-
rakmaya yanaşmamasın-
dan kaynaklandığmı belirtiyor-
Açılışta şimdi de Cindoruk krizi
• Baştarafi 1. Sayfada
gönderilmesini "Meclis'e saygı-
sızlık" olarak niteleyerek töre-
ne katılmayacağını bildirdi.
TBMM Başkanı Hüsamettin
Cindoruk, Atatürk Barajı'nın
iki ünitesinin devreye girmesi
nedeniyle düzenlenecek törene
"Eskişehir Milletvekili" olarak
davet edildiğini belirterek, "Al-
dığım davet karşısında şaşır-
dım. Masamda bir faks bul-
dum. İmza yoktu. Nereden
geldiği bile belli değildi" dedi.
Cindoruk "Üstelik ben Meclis
Başkanı olduğum halde Eskişe-
hir Milletvekili olarak davet
ediliyordum. Bu koşullarda da-
vete katılmam mümkün değil.
Meclis'e saygısı olmayan bir
hükümetin davetine katılmaya-
cağım" diye konuştu.
Hükümet, GAP'ın en büyük
birimi olan Atatürk Barajf nın
25 temmuz cumartesi günü ya-
pılacak açılışının. "uluslararası
bir gövde gösterisi" boyutlann-
da gerçekîeşmesi için yaklaşık
15 milyar lira harcarken, davet-
li ülkeler, törene "düşük düzey-
de" ilgi gösteriyorlar. 44 ülke-
nin devlet ve hükümet başkan-
lannın davet edildiği tören için,
21 ülkeden olumlu yanıt geldi.
"Cumhurbaşkanı Sayın Turgut
özal'ın yüksek huzurlanyla"
şeklinde hazırlanan davetiyeler,
Başbakan Süleyman Demirel'-
in imzasıyla gönderiliyor.
Toplam 8 üniteden oluşan
Atatürk Barajı'nın 25 temmuz
cumartesi günü yapılacak ilk 2
ünitesinin açılışının "görkemli"
bir şekilde gerçekleştirilmesi
için gösteri ve ağırlama hazır-
lıklan sürerken, davet edilen
ülkelerin büyük bölümünden
henüz yanıt gelmedi. Törene
Moldova ve Makedonya'nın
devlet başkanlan düzeyinde ka-
tılacağı kesinleşti. Törende
Azerbaycan'ı Devlet Başkanı
adına Meclis Başkanı Ishak
Kamberov temsil edecek. Bu
ülkenin Sulama İşleri Bakanı
Salih Celaloğlu da törene katı-
lacak. Kırgızistan Başbakanı,
Özbekjstan Başbakanı, Bayın-
dırhk-İskân ve İnşaat Bakanı
ile beraber Crdün Başbakanı
da Türkiye'ye gelecek. Roman-
ya, törenlere "bakan yardımcı-
sı", İslam Konferansı Örgütü
de "Genel Sekreter Yardımcı-
sı" düzeyinde temsilci göndere-
cek. Başkentteki diplomatık
kaynaklar. davetli ülkelerin,
temsilci gönderirken, diğer çağ-
nlılann hangi düzeyde katıldık-
lannı dikkate aldıklannı bildir-
diler. Başbakanlıktan edinilen
bilgilere göre, bugüne kadar,
Atatürk Barajı'nın açılışına
"bakan ve bakan yardımcısı"
düzeyinde katılacağını bildiren
ülkeler ile ilgili bakanlarşunlar
"Azerbaycan Meclis Başkanı
ve Sulama İşleri Bakanı (Devlet
Başkanı adına). Kuveyt Petrol
Bakanı, KKTC Ulusal Baym-
dırlık ve Turizm Bakanı, Pakis-
tan Su ve Enerji Bakanı, Avust-
ralya Turizm ve Kaynaklar
Bakanı. Bulgaristan Yöresel
Kalkınma Bakanı, Katar Dışiş-
leri Bakanı, Umman Elektrik
ve Su Bakanı. Suriye Sulama
Bakanı, Fransa Dış Ticaret Ba-
karu, Arnavutluk Dışişleri Ba-
kanı. Romanya Bayındırlık ve
Toprak Planlaması Bakan
Yardımcısı."
Evren davetli
Başbakanhk yetkilileri, eskı
Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in
kendisine çağn yapılmadığı yö-
nündeki basında yer alan açıkla-
masını anımsatarak, Evren'e
davetiye gönderildiğini söyledi-
ler.
Başbakanhk tarafindan dün
gönderilmeye başlanan ve Baş-
bakan Demirel'in imzasını taşı-
yan davetiyeler, "Cumhurbaşka-
nı sayın Turgut Özal'ın yüksek
huzurlannda" şeklinde hazırlan-
dı. Açılışa çağn, bugünden itiba-
ren basına verilecek ılanlar aracı-
lığıyla da duyurulacak.
Bu arada Refah Partisi Grup
Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk,
hükümetin GAP'daki törenlere
davet şeklini "saygısız vc siyasi
lar. Dışişleri çevreleri, Suriye'-
nin, çeşitii nedenlerle su soru-
nunu bahane ederek, 1992
yıbnda imzalanan güvenlik
protokolüne kadar, PKK'ya
destek verdigini bildiriyorlar.
Aynı kaynaklar, Suriye ile son
yapılan görüşmelerde, PKK'ya
verilen destek kesilirse, Tür-
kiye'nin Suriye'ye su ve diğer
ekonomik konularda "gere-
ken" desteğj vereceğini bildir-
mesinin, güvenbk protokolü-
nün imzalanmasında etkili
olduğunu bildiriyorlar. Dışişle-
ri kaynaklan, Dışişleri Bakanı
Hikmet Çetin'in 1-2 ağustosta
Suriye'ye yapacağı gezi sırasın-
da su sorunun önemli bir yer
tutacağını bildiriyorlar.
Batdı kaynaklar, GAP tasa-
nmının tamamlanmasıyla,
Irak'a giden suyun yüzde 4O'ı-
nın, Suriye'ye giden suyun da
yüzde 90'nının Türkiye'de ka-
lacağını ileri sürüyoriar. Türk
yetkililer ise sulann ortalama
yüzde 20'si kadannın tutuldu-
ğunu savunuyorlar. Türkiye,
daha fazla su tutarsa, baraj gö-
lünün aşağısındaki diğer baraj-
larda elektrik üretiminin dura-
cağuu ve tarım arazilerinin su
altında kalacağını söyleyerek,
suyun makul düzeyde tutulaca-
ğı mesajını veriyor.
nezaket kurallanna aykın" bul-
duklannı belirterek, "Demirel
GAP'a sahip çıksın. Hiç terleme-
den GAP'a sahip olmak isteyen-
lerin şovuna katılmayacağız"
dedi.
UBA'nın haberine göre, DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit, da-
ha önceden verilmiş baa rande-
vulan nedeniyle törene katılma-
yacak.
Programda bir dcğişiklik ol-
maması durumunda. 25 temmuz
cumartesi günü yapılacak açılış
töreni öğle saatlennde başlaya-
cak. Barajın yapımında çalışan
işçiler ve müteahhitlerin konuş-
malanndan sonra Bayındırlık ve
tskân Bakanı Onur Kumbaracı-
başı veya DSİ Genel Müdürü
Raif özenci bir konuşma yapa-
cak. Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Erdal Inönü'yü. Baş-
bakan Süleyman Dcmirel"in ko-
nuşması izleyecek. Kürsüye en
son, Cumhurbaşkanı Turgut
Özal gelecek.
Açılışın gösteri bölümünü, 100
bin dolar (yaklaşık 700 milyon li-
ra) karşılığında Fransız "H.T.
Concept" rırması düzenliyor.
Başbakan Demirel. törene ka-
tılacak yabancı ülke temsilcileri-
ne yann lstanbul'da Çırağan
Sarayı'nda bir yemek verecek.
Demirel tören için gideceği Şanh-
urfa'da organize sanayi bölgesin-
de yeralan 26 fabrikanın temelini
de atacak.
Atatürk Barajı ışık
Uretici geleceğinden habersiz
İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü-
rosu) - Sigara karşıtı kampan-
yalar, sigara tüketiminden
vazgeçilmesi ile bağlantıh üre-
timden vazgeçme, 2000'li yıllar
için yeni startejiler belirlenmesi.
.gibi gelişmeler tütün üretim
bölgelerine, tütün üreticisine
ulaşmış değil. Türkiye 2000'li
yıllann hedefı "dumansız dün-
ya" koşullannın hazırlığını
yapmak şöyle dursun, var olan
üretim fazlası sorununu çöze-
miyor. Yıllar içinde hem tütün
ekilen alanlar. hem de hektar
olarak tütün üretim miktannın
büyümesi ile bağlantıh olarak,
yaşamı tütüne bağımlı kılınmış
üretici ailesi sorunu büyüyor.
1986 yılında 169 919 hektar
olan tütün ekim alanı. 1991 yı-
bnda 290 068 hektara, 159 488
bin ton olan üretim ise 267 000
bin tona çıkmış.
Türkiye'de üreüciyi ve tütün
üretimiyle ilgili çevreleri sigara
karşıtı kampanyalardan çok,
var olan rekolte fazlalığı ürkü-
tüyor. TMMOB Ziraat Mü-
hendisleri Odası Başkanı Mev- şit Kurşun."Üreücinin yüzde
lutHamzaoğlu her yıl Türkiye'- doksanı parasını aldı. Yüzde
onluk bir kesimi hala parasını
bekliyor"diyor. Geçen yıl tütü-
ne verilen paranın üreticiye ne-
fes aldırdığını, ürünü alan tüc-
car vc ihracalçının ise ncfcsinin
kcsildiğini söylüyor. Ancak do-
larda yaşanan hızlı fıyal artışı-
nin elinde 60-100 bin ton stok
kaldığını vurguluyor. 1991 yılı
sonu itibanyla Türkiye'nin
elinde bulunan stok tütün mik-
tannın 380 bin ton olduğunu
belirtiyor. 1992 sonunda yaşa-
nacak üretim artışıyla birlikte
eldeki tütün stokunun 480 bin
tona yükseleceğini açıklıyor.
Tütün üretiasi dünyadaki
gelişmelerden habersiz bu yıl
sevinci ve endişeyi birlikte yaşı-
yor. Sevinçli çünkü geçen yılın
üretimini önemli ölçüde etkile-
yen mavi küf hastalığı bu yıl
yok. Dolayısıyla verim yüksek
gerçekleşecek. Endişeli çünkü
geçen yıl seçim öncesi aldığı "iyi
fıyatı" bu yıl alabileceğindcn
kuşkulu.
Tütün üretim bölgelerinde
hareketlilik başladı. Fidan. di-
kim tamamlandı. Çapalama
yapıldı. Şimdi sıra kınmda.
Ama hâ!â geçeu yıün sattığı tü-
tünün parasıiM alamayanlar var.
İzmir Ziraat Odası Başkanı Re-
nın ihracatçıyı da sonunda
rahallattığını vurguluyor. Ürc-
ticinin parasının ödenmcmcsı-
nin. doğrudan dolar değer arıı-
şına bağlı olarak tüccann kannı
artınna eğiliminden kaynak-
landığını söylüyor.
Geçen yıl tütüne verilen fıya-
tın bu yıl tütüne olan ilgiyi artır-
dığına da değincn Kurşıın.
"Tütündc tchlikc sinyali çalı-
yor"şeklinde konuşuyor.
Atık tütün çevre
• Baştarafi 1. Sayfada
lanma yollannın araşünldığını,
üUcemizde ise aük tütünün hiç-
bir şekilde değerlendirilmediği
saptandı.
Çevre kirleticisi aük tütünün
değerlendirihnesi konusunda
başlatüklan çabşrna için Prof.
Dr. Halis Ölmez ile araşürma
görevlisi Yunus Bekdemir,
Türkiye genelindeki yaprak iş-
leme fabrikalannda yılda 2500
ton, sigara fabrikalannda ise
7000 ton aük tütün oluştuğunu
Trafik bir günde 29 can aldı Je
t sosyete
Haber Merkezi - Artvin'de
13, Şanlıurfa'da 6 ve Yozgat'ta
5 kişi trafik kazalanna kurban
gıtti. 5 ayn kazada da 5 kişi öl-
dü.
Ruhi İpck'in kullandığı 08
AN 655 plakalı kamyon Art-
vin'in Borçka ilçesinin Camili
köyü yakınlannda yolun kay-
gan oluşu nedeniyle uçuruma
yuvarlandı. Uğuru köyündeki
bir cenaze evinden dönmekte
olan kamyonda bulunanlardan
İsrafıl Kaya(55), Zekiye Kaya-
(53). Süleyman Yıldız(60), Ru-
hi İpek(35). Şükrü Ipek(67),
Kadir özdemir(50), Osman
özdemir(55). İsmail Yavuz-
(35). Maksut Zengın(26), Mev-
lüt Barlar(75), Hasan Tekin-
TÜRKİYE'DE
(45), Davut Kaya(60), Mehmet
Dalkıran(55) hayatlannı kay-
bettiler.
Şanlıurfa'da E-24 karayolu-
nun Şanburfa-Gaziantep giri-
şinde dün sabaha karşı meyda-
na gelen trafik kazasında 6 kişi
öldü. 14 kişi de yaralandı. Me-
tin Gürten'in yönettiği 21 AZ
099 plakalı yolcu otobüsü. Şan-
lıurfa'ya 12 kilometre kala yola
dökülen mazottan kayarak şa-
rampole yuvarlandı. Kazada
otobüs yolculanndan Hasan
Bağbakan, Şehmuz Güzek,
Hamit Yakaa, Cumali İçten-
kar ile kimliği belirlenemeyen
bir kadın ve 6 yaşındaki bir ço-
cuk öldü.
DÛNYA'DA
GanellI MûdûrttOûTtden aknan
bigiye gflre yurdun kuay ve
dofiu kesirrteri parçatı ve çok
butuflu, Marrnara'nın doğu-
su, Karadeniz, tç Anadoht
1
nun doöusu, Oo0u Anadoto
1
nun kuzey ve babsı saOanak
vegokgurûltuMsaOanakya-
örştı, otrid yerter parçatı ve
az bukıUu geçecek. Hava sıcaklıfiı batı bolgelerimizde btraz artacak, ötetd yerler-
de önemli bir dçgişitdik olmayacak. Rüzgar yurdun kuzey ve batı kesimlerirKte
kuzey ve dogu, diger yerterde güney yönlerden hafif. ara sıra orta kuvvette, yağış
anında kuvvedice esecek. Mn Gölû'nde hava parçalı bulutiu geçecek.
»nç* B-dulullu 6-aûne» Mart S-aa Y-y*gmurtj
• Baştarafi 1. Sayfada
United States, tek bir limanda
demirli olmayacak. Tıpkı bir
duraktan diğerine gidip, yolcu
indiren ve bindiren bir otobüs
gibi, United States'in müşterile-
ri de diledikleri yerden binecek.
Kamara kiralayan bir müşteri
diğer hizmetlerden faydalan-
mak isterse, ayn para ödemek
zorunda. Savarona ziyaretçile-
re kapandıktan sonra son bakı-
ma alınacak ve ardından ilk
müşterisini ağırlayacak."
Sadıkoğlu'nun söylediğine 3
yıl sonra hizmete girecek Uni-
ted States transatlantiği ile Sa-
varona yatı 10 bin kişinin "ek-
mek kapısı" olacak.
Deniz üstü eğlence, yalruzca
sosyeteye yönelik değil. Politika-
alann da ilgisini çekıyor. Başba-
kan Süleyman Demirel, İstan-
bul'da geçtiğimiz ay yapılan
Karadeniz Ekonomik Işbirliği
Bölgesi (KEİB) zirvesine katılan
on ülkenin liderlerini, bir turizm
şirketinden kiralanan lûks tekne-
de ağırlamışü. Boğaz gezisi sıra-
sında liderlere akşam yemeği
vermiş, Tûrk sanat müziği dinlet-
mişti.
Yahudiler'in Osmanlı toprak-
lanna göçünün 500. yıldönümü
nedeniyle geçtiğimiz hafta İstan-
bul'a iki günlük özel bir ziyarette
bulunan Israil Devlet Başkanı
Haim Herzog da, Savarona ile
bir Boğaz gezisi yapmışti.
bildirerek, "Tütün endüstrisine
sahip birçok ülkede oluşan
atıklardan faydalanma yollan
araşünlmışür. Atık tütünde bu-
lunan bazı maddeleri geri kaza-
narak veya tekrar üretimde
kullanma gayretlenyle bu atı-
ğm çevreye olan etkisini orta-
dan kaldırmışlar ve aynı za-
manda ekonomiye de katkı
sağlamışlardır" diye görüş bil-
dirdiler.
Atık tütünlerin büyük bir
kısmının çöp sahalanna dö-
külerek imha edildiğini, aynca
Tekel'in üreüciyi teşvik ama-
cıyla yıllar önce aldığı ve işleye-
medıği düşük kaliteli tütünlerin
yüzlerce tonunun her yıl yakıla-
rak yok edildiğini ileri süren
Prof. Dr. Halis Ölmez ile araş-
tırma görevlisi Yunus Bekde-
mir, "Çahşmalanmızda, atık
tütünü ekonomiye yeniden ka-
zandırmak ve çevreye olan etki-
sini azaltmak amaayla, atık
tütünde bulunan nikotin, sola-
nesol ve bazı organik asitlerin
geri kazanılması araştınhnak-
tadır" görüşünü savundular.
Baştarafi 1. Sayfada
ile "Anadolu'ya ışık saçmak
üzere" hazır hale getirildi. Şim-
dilik iki ünitesi devreye girecek
olan Atatürk Barajı, sadece bu
kapasitesi ile bile Türkiye'nin
toplam enerji üretiminin 28'de
birini sağlayabilecek.
Etütleri ilk kez 1936 yıbnda
yapılan, ancak ilk kazması
1981 yılında vurulabilen
GAP'ın candaman Atatürk
Barajı, yaygın anlaümıyla
Cumhuriyet hükümetlerinin
prestij yatınmı, arük enerji
üretimi için her şeyiyle hazır
hale geldi. Gövde dolgusu ge-
çen yıl 27 ağustosta Cumhur-
başkanı Turgut Özal'ın da
katıldığı bir törenle tamamla-
nan; su alma yapısı, cebri bo-
rulan yapılan, üretilecek ener-
jiyi enterkonekte sisteme
verecek olan şalb sahası da da-
hil, Atatürk Barajı'nın gerekli
bütün yapılan tamamlanmış
durumda.
GAP'tan sonımlu eski Dev-
let Bakanı Kâmran Inan ile
eski Bayındırlık ve İskan Ba-
kanı Cengiz Alünkaya'nın
şubat 1990'da yapüğı açıkla-
malannın tersine, istenen dü-
zeyde su tutulamadığı için 1
Mayıs 1991'de enerji üretimi-
ne geçemeyen Atatürk Barajı
Hidroelektrik Santrab, işlet-
me kodu diye tanımlanan su
yüksekliğine ancak 1 ay kadar
önce ulaşabildi. DSİ yetkilile-
nnın verdiği bilgiye göre göv-
de inşaatı sürerken, 13 Ocak
1990'da su tutma işlemi başla-
tılan Atatürk Barajı'ndaki su
kodu, enerji üretimi için ge-
rekli 508 metreye ulaşmış du-
rumda.
Fırat nehrini besleyen sula-
nn, yağışlann az oluşuna bağ-
lı olarak düşük düzeyde gel-
mesi yüzünden ortaya çıkan
bir yılı aşkın gecikmenin so-
rumlusunun "sadece hava
koşullan" olduğu vurgulanı-
yor. Son birkaç aydır göl hav-
zasına saniyede 773 metre küp
su giren Atatürk Barajı, bu su-
yun 500 metre küpünü Suriye
ve Irak'a bırakıyor. Körfez
Savaşı sırasında "Irak'a su
ambargosu" olarak da yo-
rumlandığı için bir haftalık
tam kapasite ile su tutma işle-
mine dış dünyadan gelen bas-
kı ile son verilmişti. Bu şekil-;
deki su tutma işleminin arka-
sında da, aynen baraj gövdesi-
nin yapımında olduğu gibi,
gerekli işletme koduna hızla
ulaşıp bir an önce enerji üreti-
mine geçmek amacı yatıyor-
du. /
Gövdesi 169 metre yüksekli-
ğinde olan Atatürk Barajı gö-
lünde enerjiye dönüştürülmek
üzere halen 27 milyar metre-
küp su birikmiş durumda.
Gölde biriken su yüzünden yö-
redeki büyük dağlardan biri
de "ada"ya dönüşmüş.
3 milyon kişiye iş olanağı
• Baştarafi 1. Sayfada
kilometrekarelik
bir alana yayılıyor. Yaklaşık
1.7 milyon heİctarlık arazide su-
lu tanm yapıhnasını sağlayacak
GAP kapsamındaki hidroe-
lektrik santrallerde, yılda 27
milyon kilovvattsaat elektrik
üreülebilecek.
Fırat ve Dicle nehirlerinin
aşağı kısımlan ile bu aradaki
ovalan kapsayan GAP, 13 pro-
je demetinden oluşuyor. Şanh-
urfa, Mardin, Gaziantep, Adı-
yaman, Diyarbakır, Batman,
Şunak ve Siirt illeri, kısmen ya
da tamamen, proje alanı içine
giriyor. GAP'ın en önemli par-
çasını oluşturan Atatürk Bara-
jı ve Hidroelektrik Santrali'nin
8 ünitesi olacak. Toplam kurulu
gücü 2 bin 400 megavvatt olan
hidroelektrik santralin, montajı
biten 2 ünitesi 25 temmuz 1992
ta»ihinde düzenlenecek törenle
açılacak.
Atatürk Barajı'nda birikecek
su, dünyanın en uzun sulama
tünelleriyle Şanhurfa-Harran,
Ceylanpmar ve Mardin ovala-
nna taşınacak. 26.4 kilometre
Özel Harekât
• Baştarafi 1. Sayfada
gece saat 22.00 sıralannda Nu-
saybin'in Tilkitepe mevkünde
bir grup PKK militanı tarafin-
dan tarandı. Silahlı saldında
polis memurlan Seydin Güneş.
Beyhan Aktay, Hüseyin Kara-
kuş, Nevzat Ceyhan ve Hacı
Şıvgın olay yerinde öldüler.
Olayda yaralanan Özel Hare-
kât Timi Müdürü Ahmet öm-
rüuzun ile araç şoförü Turan
Öcal, Mardin Eİevlet Hasta-
nesi'ne kaldınldılar. Çıkan ça-
tışmada 1 PKK militanı öldü-
rülürken, diğer PKK'lılar
karanlıktan yararlanarak kaç-
tılar.
Devlet Hastanesine gelerek
yaralanan özel Harekât Timi
Müdürü Ahmet Ömrüuzun ile
araç şoförü Turan Öcal'a geç-
miş olsun dileğinde bulunan
Mardin Valisi Yahya Gür, yet-
kilılerdcn olay hakkında bigd
aldı. Hastane önünde toplanan
kalabalık topluluğa yönelik bir
konuşma yapan Vali Yahya
Gür. " Ölen arkadaşlanmızın
kanlan yerde kalmayacaktır.
Temennim yanlış yolda olan bu
teröristlerin pişman olup gü-
venlik güçlerine teslim olurlar"
dedi.
Öldürülen polis memurlan
dün Mardin Emniyet Müdür-
lüğü önünde düzenlenen tören-
den sonra toprağa verilmek
üzere memleketlerine gönderil-
di.
Tören sırasında bir grup po-
lis tarafindan. " Güncydoğu
PKKya mezar olacak". "Kah-
rolsun PKK". ve " Arkadaşla-
nmızuı kanı yerde kalmayacak"
şeklinde slogan atıldı.
uzuniuğundaki 2 kısundan olu-
şan Şanüurfa tünellerinden,
saniyede 328 metreküp su aka-
cak. Tünel çıkışından sonra,
ana isale kanalı üzerinde 50 me-
gavvatt kurulu güçteki Şanlıur-
fa hidroelektrik santrab' inşa
edılecek. Santralden yılda 124
bin megavvattsaat elektrik ener-
jisi elde edilecek.
Türkiye'deki sulanabilir alan-
lann yüzde 19'unun bulun-
duğu GAP bölgesinde, 1.7 mil-
yon hektarlık bir alarun sulan-
ması hedefleniyor. GAP kapsa-
mında yer alan 19 hidroelektrik
santralin yıllık toplam üretim
kapasitesinin 27.3 milyar kilo-
wattsaat obnası bekleniyor. Fı-
rat Nehri üzerine yapılması
planlanan 14 barajdan Karaka-
ya ve Hancağız tamamlandı.
Atatürk, Kayaak ve Çamgazi
barajlanndaki çahşmalar de-
vam ediyor. Dicle üzerindeki 8
barajdan, Kralkızı, Dicle ye
Batman baraj ve hidroelektrik
santrallerinin yapımı sürüyor.
Proje kapsamındaki tesisle-
rin 2005 yüına kadar tamam-
lanması hedefleniyor. Türkiye
ulusal gelirini yüzde 12 arünna-
sı beklenen GAP'ın, 3 milyon
300 bin kişiye de yeni iş olanağı
sağlaması bekleniyor. GAP'ın
toplam yatınm değerinin 21'
milyar dolar dolayında olduğu
beürtihyor.
Halen faaliyette olan Kara-
kaya Barajı ve Hidroelektrik
Santrali'nin yapımına 1976 yı-
bnda başlanmışü. İlk ünitesi
1986'da hizmete giren santral,
yaklaşık 4 yıldır hızmet veriyor.
Kesin projesi hazırlanan ve
1991 fiyatlanyla yılda 451 mil-
yar brayabk fayda beklenen
Karkamış Baraj ve Hidroelekt-
rim Santrali'nin kurulu gücü
180 megavvatt. Karkamış ile
biriikte Sınır Fırat Projesi ola-
rak adlandınlan Birecüc baraj
ve hidroelektrik Santrali'nin de
672 megavvattbk kurulu gücü.
olacak. Santralin inşası için,
yap-işlet-devret modeb çerçeve-
sinde bir anlaşma imzalandı.
Halen master plan aşamasm-.
daki Adıyaman-Kahta Projesi,
5 hidroelektrik santral ve 6 ba-
rajdan oluşuyor. Bu proje kap-
samındaki Çamgazi Barajı inşa
halinde.
Toplam 89 bin hektar arazi-
nin sulanmasını sağlayacak'
Gaziantep Projesi kapsamında-
ki Hancağız Barajı 1988'de, su-
lama inşaatı da 1990'da ta-
mamlandı. Aynı proje kapsa-
mındaki Kayaak Barajı'nın -
yapımı devam ediyor.
Kralkızı-Dicle, Batman, Bat-
man-Silvan, Garzan, Ilısu, ve
Cizre projelerinden oluşan Dic-'
le Havzası Projesi, Dicle Nehri
üzerinde 8 baraj yapılması nı
öngörüyor. Yapımlan devam
eden Kralkızı ve Dicle barajla-
nyla, 126 bin hektar alanın su-'
lanmasını planlanıyor.
Kurum, müsteşarhğın çalışmasının sonucunu bekliyor
SSK'nınumudu Haziııe'deANKARA (Cumhuriyet Bttrosu) - SSK. para
darboğazını aşabilmek ve kendisine borcu
olan KİTIer ile kamu kuruluşlanndan kaynak
aktarabilmek için Hazine ve Dış Ticaret Müs-
tcşarlığı'nın tahkim yasasıyla ilgili çabşmasını
bekliyor.
SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu.
Cumhuriyei'in konuya ilişkin bir sorusu üzeri-
ne. şu anda Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar-
lığı'nın tahkim yasasının kapsadığı tüm KIT-
lcr ve kamu kuruluşlannı içeren bir çalışma
başlattığını belirterek, "Bu çalışma neticesinde
ancak, SSK'ya hcrhangi bir para transferi söz
konusu olabilecek. Bu çerçevede, bizim SSK
olarak Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile
tcmasa geçerek. kuruma gelmesi gereken kay-
nağı doğrudan transfer etmeleri yoluna da baş-
vurmamız söz konusu olabilir. Buçalışmalarla
görüşmeleri onümüzdeki günlerde yapabili-
riz" dedi.
SSK yetkilileri, kuruma borcu olan kamu
kuruluşu ve KİTlerin yöneticilerinin, borçlan-
nı ödemeleri için bir kez daha uyanldığıru, bu
uyanya uymayan yöneticiler hakkında icra yo-
luna başvurulacağını da vurguladılar.
Aktuna'nın itirafı
Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna, SSK'yı batı-
ranlardan birinin de kendi olduğunu söyledi ve
"Belediye başkanlığım döneminde, SSK primle-
rini yatıramadık; 80 milyon liralık prim borcunu
bırakarak. görevden aynldım" dedi.
Ankara Tabip Odasf nı ziyareti sırasında ko-
nuşan bakan, işçi ücretlerinin fazla artunlması
nedeniyle prim yatıramadıklardını belirterek,
"Mecburduk; ya primleri yatıracaktık, ya ücret-
leri ödeyecektik. Biz ikinci seceneği tercih ettik.
Çünkü daha fazla kaynak yoktu" diye konuştu.