15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 TEMMUZ1992PERŞEMBE 16 HABERLERIN DEVAMI BURASITÜRKİYE HALUKŞAHtN Nnnıiyatlar ve Biz Insanlık tarihinin en büyük Olimpiyat oyunlarına birkaç gün kaldı. Barcelona'da, 172 ülkeden 10 bin atlet 29 spor dalında yarışacak. Milyarlann dikkati, kimi yerde gün ba- tar ve kiminde doğarken, aynı anda aynı atietleri seyret- mek için televizyon ekranlannda yoğunlaşacak. 1992 Olimpiyatlan'nı, "küresel köy'ün elektronik çayırındaki pehlivan güreşleri gibi algılayabiliriz. Acaba neler göreceğiz? Acaba tçinde yaşadığımız dürv yayı simgeleyen neler damgasını vuracak bu büyük ola- ya? Olimpiyat oyunlarını siyaset üstü amatör bir olay olarak gördüğümüz günler geride kaldı. Işin içine siyasetin de, fr- caretin de büyük ölçüde girdiğini biliyoruz. Bu kez Ameri- kan basketbol takımında oynayan profesyonellerin piyasa değeri, az gelışmiş ülkelerin bütçelerini geçiyor. Bir Magic Johnson, bir Afrika ülkesine bedel... Evet, gene yaşadığımız dünya yansıyor oyunlara: Uzun süredir boykotsuz ilk Olimpiyat bu. Güney Afrika bile bu oyunlara katılıyor. Demek ki dört yıl içirtde köprülerin altn- dan çok sular akmış dünyamızda. Daha da akacak: Eski Sovyetler Birligi'ni oluşturan ülkeler son keztek takım ola- rak katlıyorlar. Almanya tek takım olarak uzun süredir ilk kez katılmakta. Listede, geçen sefer başka ülkelerin par- çası konumunda bulunan birçok ülke yer almakta... Bir zamanlar 72 buçuk ülkeden söz ederdik. Şimdi 172 ülke var. Buçuk "akraba"lara gelince, onlara da sıra gelecektir bu gidişle! Siyasetin uzun gölgesi bu kez düşecege benzemiyor. 1968'deki Siyah Güç selamı, 1972'de Filistinli teröristlerin saldırısı, 1976'da Afrikalıların boykotu, 1980'de Amerikalı- ların ve Batılıların boykotu, 1984teSovyetler'in boykotu... Bu kez kayıtlar boş kalacağa benziyor. Gene de belli ol- maz. Bakarsınız, ev sahibi Katalanlarsiyasal renk katarlar kendi olimpiyattanna... Aslında, altı yıl önce Olimpiyat oyunlarının Barcelona'ya verilmesi siyasetten tümüyle kopuk bir olay değildi. Bu, Is- panya'nın diktatörlükten demokrasiye geçişte gösterdiği başarıya verilmiş bir ödül gibiydi. Barcelona, hazırlık aşa- masında gösterdiği başarı ile bu ödülü hak ettiğini bir kez daha kamtladı. Katalan ayrtlıkçı hareketine rağmen her şey özenle hazırlandı, zamanında tamamlandı. 0 kadar ki, Katalanlar şimdi olumlu puanları kendi hane- lerine aktarmak için çaba gösteriyorlar. VVashington Post gazetesinde 21 temmuz günü yayımlanan iki tam sayfalık ilanın birincisi, sarı zemin üzerine konmuş ve üzerinde Barcelona yazan noktanın altında soruyor: "Bu noktayı hangi ülkeye yerleştirirdiniz?" Ikinci sayfa cevap veriyor: "Tabii ki Katalonya'ya." llanda, Katalonya'nın Ispanya'dan ayrı bir "ülke" oldu- ğu vurgulandıktan sonra şöyle deniyor: "ûyle bir ülke ki, Picasso'nun dehasmı, Miro'nun gücü- nü, Dali'nin hayalgücünü, Tapies'in yarabcı yaklaşımını, MonserratCaballe ve Josep Carreras'ırrsanatını, Pau Ca- sals'ın ustalığını, Gaudi'nin cesaretini anlamış ve yönlen- dirmiş..." Demek ki Olimpiyatlarda yalnız sporla siyaset değil, sa- nat da kesişiyor. iki kutuplu dünya döneminde "külli sa- vaş" diye bir kavram vardı. Şimdi "külli yarış" döneminde bulunuyoruz. • • • Bu yarışta bizim yerimiz nedir? Ne yazık ki bu sefer de madalya cetvellerinde, nüfus ba- kımından kendi akranımız sayılabilecek olan ülkelerin çok gerisinde kalacağız. Almanya, Ingiltere, Fransa, Italya, Güney Kore, hatta Küba bizim üzerimizdesıralanacaklar. Bunun bir nedeni, kuşkusuz, uluslararası değer yetiştir- mekte altı milyonluk Katalonya'nın bile gerisinde kalma- mızdır. Yukarıdaki listeye bir göz atn. Onlann yerine biz- den kimleri koyardınız? Ama artık önümüz açılmışa benziyor. Tüm engellere rağmen Türkiye, virajda atak yapmış bir atlet gibi seğirtip, önündekileri geçmek için fırsat kolluyor. Onümüzdeki kısa dönemde insan birikimini iyi değerlendirirsek 21. yüzyıl- daki sıralaması çok daha iyi olacaktır. Dün, futbol oynatmak için çimen saha bulamayan Istan- bul'un 2000 yılındaki Olimpiyatlara talip olması bu iddianın muştucusu değil midir? 60 YEL ONCE Cumhuriyel Vaziyet vahimleşti 23 TEMMUZ 1932 Inofertâtos Î Gazetelerin neşriyatına göre Prusya hükümeti Reich hükümeti tarafindan ilan olunan örfı idareye karşı muvakkat bir hüküm vermesini devlet mahkemesinden talep etmiştir. Gazetelerin iyi bir membadan aldıklan diğer bir habere nazaran Prusya Nazırlan Prusya komiserliğine tayin olunan BaşvekilM. VonPapen'indavetineicabetetmeyerek kabine içtimaında bulunmaya karar vermişlerdir. Nazırlar bu daveti hükümsüz telakki etmektedirler. Evvelce verilen haberler hilafma olarak Berlin polis müdürü istifadan imtina eylemiştir. Umumi mesai konfederasyonu Prusya'daki vaziyeti tetkik eylemektedir. Amele sendika çevreleri bütün amele sendikalan mümessillerinin bugün içtimaa davet edileceği fıkrindedirler. Devlet mahkemesi sabık Prusya Nazırlannın Alman hükümetlerinin icraatı hakkında himaye tedbirleri almasma dair taleplerini cumartesi günü tetkik edecektir.Alman hükümeti henüz mevkii iktidarda kalan diğer Prusya nazırlannın da azledilmesine kati karar vermiştir. Prusya Başvekili Bravn, Von Papen'e bir mektup göndererek azlinin hukuken yerinde olmadığını belirtmiş ve bu azlin isnat ettiği kanun hükümlerini irae etmesini kendisinden talep etmiştir. Polis müdürü ile muavini ve miralaya imza ettikleri beyannamelerde vazifelerinden cebren aynldıklannı beyan etmişlerdir. Başhca sendikalar neşrettikleri beyannamelerde son siyasi hadiselerin ücretli memur veya amele arasında bir infıal tevlit ettiğini kaydetmekle beraber amele ve memurine sogukkanlıhgını muhafaza etmek lüzumunu tavsiye etmektedirler. HAVA DURUMU GAP bölgeyî hsıüyor 9 • Baştarafi 1. Sayfada ğinedikkatçekıyor. Raporda, Fırat ve Dicle hav- zasındaki her iki nehri de Tür- kiye'nin kontrol etmesinin, Türkiye ile bu nehirlerin geçtiği diğer ülkeler arasmdaki siyasi ibşkileri daha da "komplike" hale getirteceği vurgulanıyor. Bir Dünya Bankası yetkilisi, Cumhuriyet'e yaptığı açıkla- mada, Bankanın GAP ile ilgili hiç bir projeye kredi vermediği- ni soyleyerelic, şöyle konuştu: "Dünya Bankası, çevre ülke- ler tarafindan tartışma yaratan doğal kaynaklarla ilgili pro- jelere kaynak vermiyor. GAP ve Atatürk Barajı da böyle de- ğerlendirildi. Atatürk Barajının iki ünitesinin açıbşıyla, Orta- doğu'da yeni bir sürecin başia- dığını rahatlıkla kabul edebili- riz." Ankara'daki Batûı ülke tem- silcileri de Türkiye'nin su konu- sunda çok dikkatli bir pobtika izlemesi gerektiği uyansında bulunuyorlar. Bir üst düzey Ba- tıh ülke diplomaü, Cumhuri- yet'e yapuğı açıklamada, şöyle konuştu: "Su sorunu, en tartışmab ve sonuçta patlamaya hazır konu olarak, Oıtadoğu ülkelerinin gündemine giriyor. Türkiye'- deki yetkililer bu konuya çok dikkat etmek zorundalar. 1990'da yaşanan kuraklık so- nucu, geçtığimız yü Irak ve Su- riye çok zor durumda kaldı. Ancak, Atatürk Barajının üni- telerinin devreye girebilmesi için onümüzdeki yıllarda yapı- lacak su tutma çok hassas bir konu haline gelecektir. GAP'ın sembolü haline gelen Atatürk Barajı'nın ilk birimlerinin acıh- şı, yeni bir dönem başlatıyor. Türkiye, suyun başmdaki en büyük vananın başına otunı- yor. Diğerlerinin rahatsız olma- sı son derece normal." Türk yetkililer ise, Türkiye'- nin başından beri "suyu poütik bir araç" olarak kullanılmaya- cağını açıkJadığıru belirtiyorlar. Yetkililer, Türkiye'nin Fırat'- yolunda verdıklen söz- leri tuttuğunu, hatta, ortalama olarak bu miktann üzerinde su akıüldığını savunuyorlar. Yet- kililer, Fırat ve Dicle üzerindeki baraj göllerinin, iddia edildiği- nin aksine, suyun "düzenlı" akışını sağlayacağını belirtiyor- lar. Ancak Suriye ve Irak'b yetki- bler, Türkiye'nin verdikleri gü- venceleri yeterli görmüyorlar. Irak ve Suriye, uluslararası an- laşmalarla akıulacak suyun güvence alüna abnmasını isti- yorlar. Bazı Oıtadoğu ve Kör- fez ülkelerinin Ankara'daki temsifcileri, su kıtbğuun yeni bir sorun olmadığını belirtmekle birlikte, özellikle Atatürk Bara- jı ve genel olarak GAP'la ilgili projenin, bu'sorunu "daha da görünür" hale getirdiğini ve "Ortadoğu'da su sorununun başlangıcı olarak kabul edilebileceğini" ifade ediyorlar. Dışişleri çevreleri, Türkiye'- nin su konusunu hiçbir zaman "siyasi bir koz" olarak kullanıl- madığını bebrtiyorlar. Türkiye, bölgedeki su kıtbğının çözümü- ne katkıda bulunmak amacıy- la, 1986'da "Banş Suyu Proje- si" önerdi. Suriye ve Ürdün'den geçerek alü Körfez ülkesine günde alü milyon metreküp su- yun satıbnası öngörülen tasa- nm, özellikle Suriye ve Ürdün ve Irak'ın karşı çıkışlan nede- niyle yürüriüğe konulamadı. Kaynaklar, anlaşmazbğın te- mel nedeninin, Türkiye'nin, Seyhan ve Ceyhan nehirlerin- den taşınacak suyun idaresini, "ülkelerin katılımıyla oluşacak bağımsız bir konsorsiyuma" bı- rakmaya yanaşmamasın- dan kaynaklandığmı belirtiyor- Açılışta şimdi de Cindoruk krizi • Baştarafi 1. Sayfada gönderilmesini "Meclis'e saygı- sızlık" olarak niteleyerek töre- ne katılmayacağını bildirdi. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Atatürk Barajı'nın iki ünitesinin devreye girmesi nedeniyle düzenlenecek törene "Eskişehir Milletvekili" olarak davet edildiğini belirterek, "Al- dığım davet karşısında şaşır- dım. Masamda bir faks bul- dum. İmza yoktu. Nereden geldiği bile belli değildi" dedi. Cindoruk "Üstelik ben Meclis Başkanı olduğum halde Eskişe- hir Milletvekili olarak davet ediliyordum. Bu koşullarda da- vete katılmam mümkün değil. Meclis'e saygısı olmayan bir hükümetin davetine katılmaya- cağım" diye konuştu. Hükümet, GAP'ın en büyük birimi olan Atatürk Barajf nın 25 temmuz cumartesi günü ya- pılacak açılışının. "uluslararası bir gövde gösterisi" boyutlann- da gerçekîeşmesi için yaklaşık 15 milyar lira harcarken, davet- li ülkeler, törene "düşük düzey- de" ilgi gösteriyorlar. 44 ülke- nin devlet ve hükümet başkan- lannın davet edildiği tören için, 21 ülkeden olumlu yanıt geldi. "Cumhurbaşkanı Sayın Turgut özal'ın yüksek huzurlanyla" şeklinde hazırlanan davetiyeler, Başbakan Süleyman Demirel'- in imzasıyla gönderiliyor. Toplam 8 üniteden oluşan Atatürk Barajı'nın 25 temmuz cumartesi günü yapılacak ilk 2 ünitesinin açılışının "görkemli" bir şekilde gerçekleştirilmesi için gösteri ve ağırlama hazır- lıklan sürerken, davet edilen ülkelerin büyük bölümünden henüz yanıt gelmedi. Törene Moldova ve Makedonya'nın devlet başkanlan düzeyinde ka- tılacağı kesinleşti. Törende Azerbaycan'ı Devlet Başkanı adına Meclis Başkanı Ishak Kamberov temsil edecek. Bu ülkenin Sulama İşleri Bakanı Salih Celaloğlu da törene katı- lacak. Kırgızistan Başbakanı, Özbekjstan Başbakanı, Bayın- dırhk-İskân ve İnşaat Bakanı ile beraber Crdün Başbakanı da Türkiye'ye gelecek. Roman- ya, törenlere "bakan yardımcı- sı", İslam Konferansı Örgütü de "Genel Sekreter Yardımcı- sı" düzeyinde temsilci göndere- cek. Başkentteki diplomatık kaynaklar. davetli ülkelerin, temsilci gönderirken, diğer çağ- nlılann hangi düzeyde katıldık- lannı dikkate aldıklannı bildir- diler. Başbakanlıktan edinilen bilgilere göre, bugüne kadar, Atatürk Barajı'nın açılışına "bakan ve bakan yardımcısı" düzeyinde katılacağını bildiren ülkeler ile ilgili bakanlarşunlar "Azerbaycan Meclis Başkanı ve Sulama İşleri Bakanı (Devlet Başkanı adına). Kuveyt Petrol Bakanı, KKTC Ulusal Baym- dırlık ve Turizm Bakanı, Pakis- tan Su ve Enerji Bakanı, Avust- ralya Turizm ve Kaynaklar Bakanı. Bulgaristan Yöresel Kalkınma Bakanı, Katar Dışiş- leri Bakanı, Umman Elektrik ve Su Bakanı. Suriye Sulama Bakanı, Fransa Dış Ticaret Ba- karu, Arnavutluk Dışişleri Ba- kanı. Romanya Bayındırlık ve Toprak Planlaması Bakan Yardımcısı." Evren davetli Başbakanhk yetkilileri, eskı Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in kendisine çağn yapılmadığı yö- nündeki basında yer alan açıkla- masını anımsatarak, Evren'e davetiye gönderildiğini söyledi- ler. Başbakanhk tarafindan dün gönderilmeye başlanan ve Baş- bakan Demirel'in imzasını taşı- yan davetiyeler, "Cumhurbaşka- nı sayın Turgut Özal'ın yüksek huzurlannda" şeklinde hazırlan- dı. Açılışa çağn, bugünden itiba- ren basına verilecek ılanlar aracı- lığıyla da duyurulacak. Bu arada Refah Partisi Grup Başkanvekili Oğuzhan Asiltürk, hükümetin GAP'daki törenlere davet şeklini "saygısız vc siyasi lar. Dışişleri çevreleri, Suriye'- nin, çeşitii nedenlerle su soru- nunu bahane ederek, 1992 yıbnda imzalanan güvenlik protokolüne kadar, PKK'ya destek verdigini bildiriyorlar. Aynı kaynaklar, Suriye ile son yapılan görüşmelerde, PKK'ya verilen destek kesilirse, Tür- kiye'nin Suriye'ye su ve diğer ekonomik konularda "gere- ken" desteğj vereceğini bildir- mesinin, güvenbk protokolü- nün imzalanmasında etkili olduğunu bildiriyorlar. Dışişle- ri kaynaklan, Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in 1-2 ağustosta Suriye'ye yapacağı gezi sırasın- da su sorunun önemli bir yer tutacağını bildiriyorlar. Batdı kaynaklar, GAP tasa- nmının tamamlanmasıyla, Irak'a giden suyun yüzde 4O'ı- nın, Suriye'ye giden suyun da yüzde 90'nının Türkiye'de ka- lacağını ileri sürüyoriar. Türk yetkililer ise sulann ortalama yüzde 20'si kadannın tutuldu- ğunu savunuyorlar. Türkiye, daha fazla su tutarsa, baraj gö- lünün aşağısındaki diğer baraj- larda elektrik üretiminin dura- cağuu ve tarım arazilerinin su altında kalacağını söyleyerek, suyun makul düzeyde tutulaca- ğı mesajını veriyor. nezaket kurallanna aykın" bul- duklannı belirterek, "Demirel GAP'a sahip çıksın. Hiç terleme- den GAP'a sahip olmak isteyen- lerin şovuna katılmayacağız" dedi. UBA'nın haberine göre, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, da- ha önceden verilmiş baa rande- vulan nedeniyle törene katılma- yacak. Programda bir dcğişiklik ol- maması durumunda. 25 temmuz cumartesi günü yapılacak açılış töreni öğle saatlennde başlaya- cak. Barajın yapımında çalışan işçiler ve müteahhitlerin konuş- malanndan sonra Bayındırlık ve tskân Bakanı Onur Kumbaracı- başı veya DSİ Genel Müdürü Raif özenci bir konuşma yapa- cak. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal Inönü'yü. Baş- bakan Süleyman Dcmirel"in ko- nuşması izleyecek. Kürsüye en son, Cumhurbaşkanı Turgut Özal gelecek. Açılışın gösteri bölümünü, 100 bin dolar (yaklaşık 700 milyon li- ra) karşılığında Fransız "H.T. Concept" rırması düzenliyor. Başbakan Demirel. törene ka- tılacak yabancı ülke temsilcileri- ne yann lstanbul'da Çırağan Sarayı'nda bir yemek verecek. Demirel tören için gideceği Şanh- urfa'da organize sanayi bölgesin- de yeralan 26 fabrikanın temelini de atacak. Atatürk Barajı ışık Uretici geleceğinden habersiz İZMİR (Cumhuriyet Ege Bü- rosu) - Sigara karşıtı kampan- yalar, sigara tüketiminden vazgeçilmesi ile bağlantıh üre- timden vazgeçme, 2000'li yıllar için yeni startejiler belirlenmesi. .gibi gelişmeler tütün üretim bölgelerine, tütün üreticisine ulaşmış değil. Türkiye 2000'li yıllann hedefı "dumansız dün- ya" koşullannın hazırlığını yapmak şöyle dursun, var olan üretim fazlası sorununu çöze- miyor. Yıllar içinde hem tütün ekilen alanlar. hem de hektar olarak tütün üretim miktannın büyümesi ile bağlantıh olarak, yaşamı tütüne bağımlı kılınmış üretici ailesi sorunu büyüyor. 1986 yılında 169 919 hektar olan tütün ekim alanı. 1991 yı- bnda 290 068 hektara, 159 488 bin ton olan üretim ise 267 000 bin tona çıkmış. Türkiye'de üreüciyi ve tütün üretimiyle ilgili çevreleri sigara karşıtı kampanyalardan çok, var olan rekolte fazlalığı ürkü- tüyor. TMMOB Ziraat Mü- hendisleri Odası Başkanı Mev- şit Kurşun."Üreücinin yüzde lutHamzaoğlu her yıl Türkiye'- doksanı parasını aldı. Yüzde onluk bir kesimi hala parasını bekliyor"diyor. Geçen yıl tütü- ne verilen paranın üreticiye ne- fes aldırdığını, ürünü alan tüc- car vc ihracalçının ise ncfcsinin kcsildiğini söylüyor. Ancak do- larda yaşanan hızlı fıyal artışı- nin elinde 60-100 bin ton stok kaldığını vurguluyor. 1991 yılı sonu itibanyla Türkiye'nin elinde bulunan stok tütün mik- tannın 380 bin ton olduğunu belirtiyor. 1992 sonunda yaşa- nacak üretim artışıyla birlikte eldeki tütün stokunun 480 bin tona yükseleceğini açıklıyor. Tütün üretiasi dünyadaki gelişmelerden habersiz bu yıl sevinci ve endişeyi birlikte yaşı- yor. Sevinçli çünkü geçen yılın üretimini önemli ölçüde etkile- yen mavi küf hastalığı bu yıl yok. Dolayısıyla verim yüksek gerçekleşecek. Endişeli çünkü geçen yıl seçim öncesi aldığı "iyi fıyatı" bu yıl alabileceğindcn kuşkulu. Tütün üretim bölgelerinde hareketlilik başladı. Fidan. di- kim tamamlandı. Çapalama yapıldı. Şimdi sıra kınmda. Ama hâ!â geçeu yıün sattığı tü- tünün parasıiM alamayanlar var. İzmir Ziraat Odası Başkanı Re- nın ihracatçıyı da sonunda rahallattığını vurguluyor. Ürc- ticinin parasının ödenmcmcsı- nin. doğrudan dolar değer arıı- şına bağlı olarak tüccann kannı artınna eğiliminden kaynak- landığını söylüyor. Geçen yıl tütüne verilen fıya- tın bu yıl tütüne olan ilgiyi artır- dığına da değincn Kurşıın. "Tütündc tchlikc sinyali çalı- yor"şeklinde konuşuyor. Atık tütün çevre • Baştarafi 1. Sayfada lanma yollannın araşünldığını, üUcemizde ise aük tütünün hiç- bir şekilde değerlendirilmediği saptandı. Çevre kirleticisi aük tütünün değerlendirihnesi konusunda başlatüklan çabşrna için Prof. Dr. Halis Ölmez ile araşürma görevlisi Yunus Bekdemir, Türkiye genelindeki yaprak iş- leme fabrikalannda yılda 2500 ton, sigara fabrikalannda ise 7000 ton aük tütün oluştuğunu Trafik bir günde 29 can aldı Je t sosyete Haber Merkezi - Artvin'de 13, Şanlıurfa'da 6 ve Yozgat'ta 5 kişi trafik kazalanna kurban gıtti. 5 ayn kazada da 5 kişi öl- dü. Ruhi İpck'in kullandığı 08 AN 655 plakalı kamyon Art- vin'in Borçka ilçesinin Camili köyü yakınlannda yolun kay- gan oluşu nedeniyle uçuruma yuvarlandı. Uğuru köyündeki bir cenaze evinden dönmekte olan kamyonda bulunanlardan İsrafıl Kaya(55), Zekiye Kaya- (53). Süleyman Yıldız(60), Ru- hi İpek(35). Şükrü Ipek(67), Kadir özdemir(50), Osman özdemir(55). İsmail Yavuz- (35). Maksut Zengın(26), Mev- lüt Barlar(75), Hasan Tekin- TÜRKİYE'DE (45), Davut Kaya(60), Mehmet Dalkıran(55) hayatlannı kay- bettiler. Şanlıurfa'da E-24 karayolu- nun Şanburfa-Gaziantep giri- şinde dün sabaha karşı meyda- na gelen trafik kazasında 6 kişi öldü. 14 kişi de yaralandı. Me- tin Gürten'in yönettiği 21 AZ 099 plakalı yolcu otobüsü. Şan- lıurfa'ya 12 kilometre kala yola dökülen mazottan kayarak şa- rampole yuvarlandı. Kazada otobüs yolculanndan Hasan Bağbakan, Şehmuz Güzek, Hamit Yakaa, Cumali İçten- kar ile kimliği belirlenemeyen bir kadın ve 6 yaşındaki bir ço- cuk öldü. DÛNYA'DA GanellI MûdûrttOûTtden aknan bigiye gflre yurdun kuay ve dofiu kesirrteri parçatı ve çok butuflu, Marrnara'nın doğu- su, Karadeniz, tç Anadoht 1 nun doöusu, Oo0u Anadoto 1 nun kuzey ve babsı saOanak vegokgurûltuMsaOanakya- örştı, otrid yerter parçatı ve az bukıUu geçecek. Hava sıcaklıfiı batı bolgelerimizde btraz artacak, ötetd yerler- de önemli bir dçgişitdik olmayacak. Rüzgar yurdun kuzey ve batı kesimlerirKte kuzey ve dogu, diger yerterde güney yönlerden hafif. ara sıra orta kuvvette, yağış anında kuvvedice esecek. Mn Gölû'nde hava parçalı bulutiu geçecek. »nç* B-dulullu 6-aûne» Mart S-aa Y-y*gmurtj • Baştarafi 1. Sayfada United States, tek bir limanda demirli olmayacak. Tıpkı bir duraktan diğerine gidip, yolcu indiren ve bindiren bir otobüs gibi, United States'in müşterile- ri de diledikleri yerden binecek. Kamara kiralayan bir müşteri diğer hizmetlerden faydalan- mak isterse, ayn para ödemek zorunda. Savarona ziyaretçile- re kapandıktan sonra son bakı- ma alınacak ve ardından ilk müşterisini ağırlayacak." Sadıkoğlu'nun söylediğine 3 yıl sonra hizmete girecek Uni- ted States transatlantiği ile Sa- varona yatı 10 bin kişinin "ek- mek kapısı" olacak. Deniz üstü eğlence, yalruzca sosyeteye yönelik değil. Politika- alann da ilgisini çekıyor. Başba- kan Süleyman Demirel, İstan- bul'da geçtiğimiz ay yapılan Karadeniz Ekonomik Işbirliği Bölgesi (KEİB) zirvesine katılan on ülkenin liderlerini, bir turizm şirketinden kiralanan lûks tekne- de ağırlamışü. Boğaz gezisi sıra- sında liderlere akşam yemeği vermiş, Tûrk sanat müziği dinlet- mişti. Yahudiler'in Osmanlı toprak- lanna göçünün 500. yıldönümü nedeniyle geçtiğimiz hafta İstan- bul'a iki günlük özel bir ziyarette bulunan Israil Devlet Başkanı Haim Herzog da, Savarona ile bir Boğaz gezisi yapmışti. bildirerek, "Tütün endüstrisine sahip birçok ülkede oluşan atıklardan faydalanma yollan araşünlmışür. Atık tütünde bu- lunan bazı maddeleri geri kaza- narak veya tekrar üretimde kullanma gayretlenyle bu atı- ğm çevreye olan etkisini orta- dan kaldırmışlar ve aynı za- manda ekonomiye de katkı sağlamışlardır" diye görüş bil- dirdiler. Atık tütünlerin büyük bir kısmının çöp sahalanna dö- külerek imha edildiğini, aynca Tekel'in üreüciyi teşvik ama- cıyla yıllar önce aldığı ve işleye- medıği düşük kaliteli tütünlerin yüzlerce tonunun her yıl yakıla- rak yok edildiğini ileri süren Prof. Dr. Halis Ölmez ile araş- tırma görevlisi Yunus Bekde- mir, "Çahşmalanmızda, atık tütünü ekonomiye yeniden ka- zandırmak ve çevreye olan etki- sini azaltmak amaayla, atık tütünde bulunan nikotin, sola- nesol ve bazı organik asitlerin geri kazanılması araştınhnak- tadır" görüşünü savundular. Baştarafi 1. Sayfada ile "Anadolu'ya ışık saçmak üzere" hazır hale getirildi. Şim- dilik iki ünitesi devreye girecek olan Atatürk Barajı, sadece bu kapasitesi ile bile Türkiye'nin toplam enerji üretiminin 28'de birini sağlayabilecek. Etütleri ilk kez 1936 yıbnda yapılan, ancak ilk kazması 1981 yılında vurulabilen GAP'ın candaman Atatürk Barajı, yaygın anlaümıyla Cumhuriyet hükümetlerinin prestij yatınmı, arük enerji üretimi için her şeyiyle hazır hale geldi. Gövde dolgusu ge- çen yıl 27 ağustosta Cumhur- başkanı Turgut Özal'ın da katıldığı bir törenle tamamla- nan; su alma yapısı, cebri bo- rulan yapılan, üretilecek ener- jiyi enterkonekte sisteme verecek olan şalb sahası da da- hil, Atatürk Barajı'nın gerekli bütün yapılan tamamlanmış durumda. GAP'tan sonımlu eski Dev- let Bakanı Kâmran Inan ile eski Bayındırlık ve İskan Ba- kanı Cengiz Alünkaya'nın şubat 1990'da yapüğı açıkla- malannın tersine, istenen dü- zeyde su tutulamadığı için 1 Mayıs 1991'de enerji üretimi- ne geçemeyen Atatürk Barajı Hidroelektrik Santrab, işlet- me kodu diye tanımlanan su yüksekliğine ancak 1 ay kadar önce ulaşabildi. DSİ yetkilile- nnın verdiği bilgiye göre göv- de inşaatı sürerken, 13 Ocak 1990'da su tutma işlemi başla- tılan Atatürk Barajı'ndaki su kodu, enerji üretimi için ge- rekli 508 metreye ulaşmış du- rumda. Fırat nehrini besleyen sula- nn, yağışlann az oluşuna bağ- lı olarak düşük düzeyde gel- mesi yüzünden ortaya çıkan bir yılı aşkın gecikmenin so- rumlusunun "sadece hava koşullan" olduğu vurgulanı- yor. Son birkaç aydır göl hav- zasına saniyede 773 metre küp su giren Atatürk Barajı, bu su- yun 500 metre küpünü Suriye ve Irak'a bırakıyor. Körfez Savaşı sırasında "Irak'a su ambargosu" olarak da yo- rumlandığı için bir haftalık tam kapasite ile su tutma işle- mine dış dünyadan gelen bas- kı ile son verilmişti. Bu şekil-; deki su tutma işleminin arka- sında da, aynen baraj gövdesi- nin yapımında olduğu gibi, gerekli işletme koduna hızla ulaşıp bir an önce enerji üreti- mine geçmek amacı yatıyor- du. / Gövdesi 169 metre yüksekli- ğinde olan Atatürk Barajı gö- lünde enerjiye dönüştürülmek üzere halen 27 milyar metre- küp su birikmiş durumda. Gölde biriken su yüzünden yö- redeki büyük dağlardan biri de "ada"ya dönüşmüş. 3 milyon kişiye iş olanağı • Baştarafi 1. Sayfada kilometrekarelik bir alana yayılıyor. Yaklaşık 1.7 milyon heİctarlık arazide su- lu tanm yapıhnasını sağlayacak GAP kapsamındaki hidroe- lektrik santrallerde, yılda 27 milyon kilovvattsaat elektrik üreülebilecek. Fırat ve Dicle nehirlerinin aşağı kısımlan ile bu aradaki ovalan kapsayan GAP, 13 pro- je demetinden oluşuyor. Şanh- urfa, Mardin, Gaziantep, Adı- yaman, Diyarbakır, Batman, Şunak ve Siirt illeri, kısmen ya da tamamen, proje alanı içine giriyor. GAP'ın en önemli par- çasını oluşturan Atatürk Bara- jı ve Hidroelektrik Santrali'nin 8 ünitesi olacak. Toplam kurulu gücü 2 bin 400 megavvatt olan hidroelektrik santralin, montajı biten 2 ünitesi 25 temmuz 1992 ta»ihinde düzenlenecek törenle açılacak. Atatürk Barajı'nda birikecek su, dünyanın en uzun sulama tünelleriyle Şanhurfa-Harran, Ceylanpmar ve Mardin ovala- nna taşınacak. 26.4 kilometre Özel Harekât • Baştarafi 1. Sayfada gece saat 22.00 sıralannda Nu- saybin'in Tilkitepe mevkünde bir grup PKK militanı tarafin- dan tarandı. Silahlı saldında polis memurlan Seydin Güneş. Beyhan Aktay, Hüseyin Kara- kuş, Nevzat Ceyhan ve Hacı Şıvgın olay yerinde öldüler. Olayda yaralanan Özel Hare- kât Timi Müdürü Ahmet öm- rüuzun ile araç şoförü Turan Öcal, Mardin Eİevlet Hasta- nesi'ne kaldınldılar. Çıkan ça- tışmada 1 PKK militanı öldü- rülürken, diğer PKK'lılar karanlıktan yararlanarak kaç- tılar. Devlet Hastanesine gelerek yaralanan özel Harekât Timi Müdürü Ahmet Ömrüuzun ile araç şoförü Turan Öcal'a geç- miş olsun dileğinde bulunan Mardin Valisi Yahya Gür, yet- kilılerdcn olay hakkında bigd aldı. Hastane önünde toplanan kalabalık topluluğa yönelik bir konuşma yapan Vali Yahya Gür. " Ölen arkadaşlanmızın kanlan yerde kalmayacaktır. Temennim yanlış yolda olan bu teröristlerin pişman olup gü- venlik güçlerine teslim olurlar" dedi. Öldürülen polis memurlan dün Mardin Emniyet Müdür- lüğü önünde düzenlenen tören- den sonra toprağa verilmek üzere memleketlerine gönderil- di. Tören sırasında bir grup po- lis tarafindan. " Güncydoğu PKKya mezar olacak". "Kah- rolsun PKK". ve " Arkadaşla- nmızuı kanı yerde kalmayacak" şeklinde slogan atıldı. uzuniuğundaki 2 kısundan olu- şan Şanüurfa tünellerinden, saniyede 328 metreküp su aka- cak. Tünel çıkışından sonra, ana isale kanalı üzerinde 50 me- gavvatt kurulu güçteki Şanlıur- fa hidroelektrik santrab' inşa edılecek. Santralden yılda 124 bin megavvattsaat elektrik ener- jisi elde edilecek. Türkiye'deki sulanabilir alan- lann yüzde 19'unun bulun- duğu GAP bölgesinde, 1.7 mil- yon hektarlık bir alarun sulan- ması hedefleniyor. GAP kapsa- mında yer alan 19 hidroelektrik santralin yıllık toplam üretim kapasitesinin 27.3 milyar kilo- wattsaat obnası bekleniyor. Fı- rat Nehri üzerine yapılması planlanan 14 barajdan Karaka- ya ve Hancağız tamamlandı. Atatürk, Kayaak ve Çamgazi barajlanndaki çahşmalar de- vam ediyor. Dicle üzerindeki 8 barajdan, Kralkızı, Dicle ye Batman baraj ve hidroelektrik santrallerinin yapımı sürüyor. Proje kapsamındaki tesisle- rin 2005 yüına kadar tamam- lanması hedefleniyor. Türkiye ulusal gelirini yüzde 12 arünna- sı beklenen GAP'ın, 3 milyon 300 bin kişiye de yeni iş olanağı sağlaması bekleniyor. GAP'ın toplam yatınm değerinin 21' milyar dolar dolayında olduğu beürtihyor. Halen faaliyette olan Kara- kaya Barajı ve Hidroelektrik Santrali'nin yapımına 1976 yı- bnda başlanmışü. İlk ünitesi 1986'da hizmete giren santral, yaklaşık 4 yıldır hızmet veriyor. Kesin projesi hazırlanan ve 1991 fiyatlanyla yılda 451 mil- yar brayabk fayda beklenen Karkamış Baraj ve Hidroelekt- rim Santrali'nin kurulu gücü 180 megavvatt. Karkamış ile biriikte Sınır Fırat Projesi ola- rak adlandınlan Birecüc baraj ve hidroelektrik Santrali'nin de 672 megavvattbk kurulu gücü. olacak. Santralin inşası için, yap-işlet-devret modeb çerçeve- sinde bir anlaşma imzalandı. Halen master plan aşamasm-. daki Adıyaman-Kahta Projesi, 5 hidroelektrik santral ve 6 ba- rajdan oluşuyor. Bu proje kap- samındaki Çamgazi Barajı inşa halinde. Toplam 89 bin hektar arazi- nin sulanmasını sağlayacak' Gaziantep Projesi kapsamında- ki Hancağız Barajı 1988'de, su- lama inşaatı da 1990'da ta- mamlandı. Aynı proje kapsa- mındaki Kayaak Barajı'nın - yapımı devam ediyor. Kralkızı-Dicle, Batman, Bat- man-Silvan, Garzan, Ilısu, ve Cizre projelerinden oluşan Dic-' le Havzası Projesi, Dicle Nehri üzerinde 8 baraj yapılması nı öngörüyor. Yapımlan devam eden Kralkızı ve Dicle barajla- nyla, 126 bin hektar alanın su-' lanmasını planlanıyor. Kurum, müsteşarhğın çalışmasının sonucunu bekliyor SSK'nınumudu Haziııe'deANKARA (Cumhuriyet Bttrosu) - SSK. para darboğazını aşabilmek ve kendisine borcu olan KİTIer ile kamu kuruluşlanndan kaynak aktarabilmek için Hazine ve Dış Ticaret Müs- tcşarlığı'nın tahkim yasasıyla ilgili çabşmasını bekliyor. SSK Genel Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu. Cumhuriyei'in konuya ilişkin bir sorusu üzeri- ne. şu anda Hazine ve Dış Ticaret Müsteşar- lığı'nın tahkim yasasının kapsadığı tüm KIT- lcr ve kamu kuruluşlannı içeren bir çalışma başlattığını belirterek, "Bu çalışma neticesinde ancak, SSK'ya hcrhangi bir para transferi söz konusu olabilecek. Bu çerçevede, bizim SSK olarak Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı ile tcmasa geçerek. kuruma gelmesi gereken kay- nağı doğrudan transfer etmeleri yoluna da baş- vurmamız söz konusu olabilir. Buçalışmalarla görüşmeleri onümüzdeki günlerde yapabili- riz" dedi. SSK yetkilileri, kuruma borcu olan kamu kuruluşu ve KİTlerin yöneticilerinin, borçlan- nı ödemeleri için bir kez daha uyanldığıru, bu uyanya uymayan yöneticiler hakkında icra yo- luna başvurulacağını da vurguladılar. Aktuna'nın itirafı Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna, SSK'yı batı- ranlardan birinin de kendi olduğunu söyledi ve "Belediye başkanlığım döneminde, SSK primle- rini yatıramadık; 80 milyon liralık prim borcunu bırakarak. görevden aynldım" dedi. Ankara Tabip Odasf nı ziyareti sırasında ko- nuşan bakan, işçi ücretlerinin fazla artunlması nedeniyle prim yatıramadıklardını belirterek, "Mecburduk; ya primleri yatıracaktık, ya ücret- leri ödeyecektik. Biz ikinci seceneği tercih ettik. Çünkü daha fazla kaynak yoktu" diye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle