15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21HAZİRAN1992 PAZAR 8 PAZAR YAZILARI Kraliçe'nin gümüş yıldönümü KOPENHAG FERRUH YILMAZ Küçükken okuduğumuz masalları ha- tırlar mısınız? Hani o krallı, kraliçeli, prensli, prensesli raasalları? O masallar- daki saraylann ihtişamını, 40 gün 40 ge- ce süren düğünleri, o düğünlerde yenilen yemekleri? O masallar Avrupa krallıklanrun ma- gazın basınında haber başlığı alünda ha- len anlatılıyor. Krallann kraliçelerin di- ğer soylulara verdikleri davetlerde neler yenilmiş, kim ne giymiş, aynntıb bir şekil- de okumak mümkün. Ama davetlere ar- ük sadece diğer soylular değil, burjuvazi- nin önde gelen renkli simalanyla, avamı temsil eden politikacılar da çağnhyor. Aristokrasi buıjuvaziyle çoktan banştı. Danımarka sosyal demokratlan da mo- narşiye karşı olduklanndan uzun yıllar kralın yemeklerine gitmemekte direndik- ten sonra şimdi smokinlerini kuşanıp tı- pış tıpış sarayın yolunu tutuyorlar. Danimarka anayasasında kraliçeliğe yol açan değişikliğin yapılmasından son- ra son kralın kıa Margrethe geçti tahta. Margrethe babası gibi avam değil, soylu veentelektüel birkraliçe, babası 9. Frede- rik çok avamdı. Sarayın hemen yanında- ki denızcı mahallesi Nyhavn'da körkütük sarhoş olur, sürünerek eve giderdi. Mo- narşistler, vûcudunun her tarafı dövme kaph 9. Frederik'i kralhğa yakıştırama- dıklanndan hiç sevmezlerdi. Ama Frede- rik halkın sevgilisiydi. Danimarka'da kraliçeli masallar sade- ce magazin basınının sayfalanyla sınırlı değil. Kraliçenin çeşitli yıldönümleri de ekrana şatafatb bir şekilde yansıyor. Ge- çen günlerde yine hep beraber, Dani- markf'nın Avrupa birliğine hayırdemek- le başına açtığı işleri unuttuk, kraliçenin 25. evlilik yıldönümünü ya da Danimar- kalılann deyişiyle gümüş yıldönümünü kutladık. Dışandaki inanılmaz güzel ha- vaya rağmen ekran başına kurulup, krali- çe Margrethe"yle kocası Prens Henrik'in verdikleri davetleri izledik. Avrupa aris- tokrasisinin önde gelen isimlerini, Dani- marka politikasının tanınmış simalannı vesosyetenin kaymak tabakasını davetle- re gelip giderken gördük. Davetler#nak- len aktaran sunuculardan, mönüyü öğ- rendik, ama yemek yerken çekim yasak olduğundan o ihtişamlı yemeklerin mide- ye indınlişını seyredemedik. Kutlamalar sadece davetlerle sınırlı kalmadı. Aristokrat çift için düzenlenen çeşitli törenleri, havai fışek gösterilerini de gördük. Gümüş çiftin Kopenhagdaki fayton turu, milyonlarca Danimarkalıyı öğle saatlerinde ekran başına bağladı. Binlerce kişi yıldönümü günü sabah er- kenden sarayın önünde toplanarak krali- çeyi ve prensi uyandırdı. Onlar da gele- neklere uyup faİca basmış rolünde gece- likleriyle pencereden tebaalannı selamla- dılar. Akdeniz'in roıııaııtik aristokratı: KapriItalya'nın belki de en karışık, en düzen- siz ve hırsıziık oranı en yüksek olan liman kenti Napoli'nin tam karşısında, belki Italya'nın en düzenü en romantik ve en aristokratik adası Kapri bulunuyor. Na- poli'den feribotla 1.5 saat, süratli deniz otobüsleriyle yanm saat uzaklıktaki bu ada, yıllarca çeşitli dillerin şarkılanna konu olmuş, büyük aşklara tanıklık etmişti. An- cak Kapri, yalnız çağımızda beğenilen bir ada değil. Roma fmaparatoru August ve varisi Tiberius, bu adaya imparatorluk damgasını vurarak tüm hegemonyayı yıl- larca buradan yönetmişlerdi. Kapri adası- nın ünü, antik Yunan'da da büyükmüş ki bugünkü adını "yaban domuzu" anlamına gelen "kapros"tan almış. Bugünkü Kapri adasına ayak basanlar bu adanın doğal zenginlikleri karşısında büyûleniyor kuşkusuz. Ama yıllar yıh bo- zulmayan küçük bahçeli villalar, daracılc, çiçekli sokaklar ve gece vakti adanın iki yüksek tepesi arasında kalan düzlüğün ışıklandınlması da bir o kadar etkiliyor in- sanı. 12 km enindeki 25 km boyundaki adanın deniz kıyısında bir liman, birkaç otel ile bir kaç Iokanta ve kafeterya var. Kapri'nin ana yerleşim merkezi, deniz kıyıstndan 500 metre yüksekJikte. Raylı teleferikle çıkılı- yor. Adanın ikind önemli yerleşim merkezi olan 4.5 km uzaklıktaki Ana Kapri tepesi- ne ise kara yolundan gidiliyor. Adada görülmeye değer birçok yer var. Kapri'nin Tiberius tepesinde Roma impa- ratorlarının inşa ettikleri ViJla Jovis'ten aşağı bakıldığında gözler önüne serilen manzara insanın başını döndürüyor. Villa Jovis'e daraak sokaklardan ancak yürüye- rek çıkılabiliyor. Daha sonra August'un STELYO BERBERAKİS çiçekli fîahçelerinden bakıldığında Farag- Ûoni adı verilen, denizin ortasından kama gibi çıkan büyüleyici iki sarp ve yüksek ka- ya görülüyor. Yaz aylannda buradan deni- ze giriliyor. Kapri adasının denizi, Akdeniz'in en te- miz denizi olarak biliniyor. Ana KaprTde ise Monte Solaro tepesi var. Buraya tek ki- şilik telesiyejlerle çıkılıyor. Bu tepeden gö- rülen manzara da gerçekten büyüleyici. Tevekkeli değil, Kapri adasına hangi sa- natsever gelse hayal gücünü geliştiriyor. Aynı İsveçli doktor Axel Munthe gibi. Munthe 1900 yıllannda geldiği Kapri'den aynlmak istememiş ve genç yaşından ölene kadar bu adada kalmış. Eski bir villayı onararak içini tarihi eserlerle süsleyen Munthe'nin Türkçe'ye de çevrilmiş bir ki- tabı var. "San Michelle" adını verdiği Ana Kapri'nin tam tepesindeki bu villadan Na- poli körfezi bile görünüyor. Ana Kapri'den adanın arkasında kalan deniz kıyısına iruldığınde jeolojik bir feno- men oluşturan ve Mavi Mağara anlamına gelen "Grotta Azura"yı görmek mümkün. Ufacık bir delikten küçücük bir sandalla girilebilen deniz mağarasının içi masallar- da olduğu gibi masmavi bir renkte. Mavi fosforlu ışıkJar sanki denizin dibinden geli- yormuş hissini uyandınyor. Kaprililer turistlere o denli alışmışlar ki herkese aynı misafirperverliği, aynı yardı- mı ve iyi niyeti gösteriyorlar. Otonuzu bir saat bile bırakmaktan korktuğunuz Na- poli'ye bu denli yakın bir adada nasıl olur da bu serbestlik oluyor sorusu şekilleniyor beyinlerde. Pizza ve spagetti lokantalannın çoğun- lukta olduğu Kapri'de gece hayaü yok denecek kadar az. Kaprililer adalannı da- ha çokjet-set turistlerinin yeğlediğini, dola- yısıyla fazla patırü-gürültü istemediklerini, yüzme havuzlannda yüzmeyi ve tenis oy- namayı sevdiklerini söylüyorlar. Gerçek- ten de Iokanta vitrinlerinde adayı ziyaret ederken çekilmiş Onassis'ten Tom Cruze'a kadar ünlü armatör ve artistlerin fotoğraf- lan var. Kapri'den aynlırken geride bırakılan li- manın görüntüsü insanın içini burkuyor gerçekten. NEW YORK OSMAN KARAKAŞ Bush'un başağrısı Amerika'da başkanlık seçimi yanşı sürerken, Başkan Bush, bir taraftan ülkeyi şimdiye ka- dar yönettiğinden daha iyi yö- netmeye çalışıp 250 milyon Amerikalıyı bunaltan ekono- mik problemlere çözüm yollan arayıp seçmenlerin kalbini fet- hetmek için didinirken, diğer yandan da göreve geldiğinden bu yana kırdığı potlar yüzün- den düştüğü komik durumlar nedeniyle muhalefet, basın ve Amenkan halkı tarafından ala- ya alınan yardımcısı Dan Qu- ayle ile uğraşıyor. Bush'un rakipleri demokrat Billi Clinton ile henüz resmen aday olduğunu acıklamayan, buna karşıhk kamuoyu yokla- malanna göre birinci sırada bulunan Ross Perot, Başkan Yardıması Quayle'nin milyon- larca insan önünde yaptığı ha- talan mitingJerinde işlemeye devam ediyorlar. Hafta içinde New York'a ge- len ve gelir gelmez demokrat Vali Mario Coumo ile basın yo- lu ile kapışan Başkan Yardımcı Ouayle, daha sonra New Jer- sey'e geçerek Trenton'da aya- ret ettiği bir ilkokulda bir pot daha kırdL. Silah indirimi, işsizlik, kötü ekonomi gibi problemlerin yanı sıra yardıması Quayle gibi bü- yük bir problemle karşı karşıya bulunan George Bush'un, yak- laşık 5 yıldan beri çektiği bu "Gecmeyen başagnsı'na yeni- den seçilmesi durumunda nasıl bir çözüm bulacağı merak ko- nusu... Mahkemelik rak ESKİ MEYDANDA YENt ORDU - Moskova, tarihe gömûlen Sovyetler Birliği'nin kalbiydi. Kızü Meydan da rejimin simgesi. Bu meydan rejimin bir başka simgesi Kml Ordu'nun muh teşem geçit törenlerine sahne olurdu. Meydan, yerinde... Ama Kızü Ordu'nun yerinde yeUer esiyor. Tarihi meydanın taşJannı artık yeni Kus ordusunun askerieri eziyor. Bu ordunun ilk kuşak, genc subaylan, mezuniyetkrini geçit töreniyle kutladı. (Fotoğraf: REUTER) 'Ulusal içkimiz, aslan sütümüz, rakının şöhreti Kapıkule'den öteye tasalı artık bir hayli zaman oldu. Rakımız önceleri 60"h yıl- larda "el kapılarına" göçen "Alamancıla- nmızın" tahta bavullarından "gavur ellerine" sızarak yayıldı. İşçilerimiz Ford, Mercedes vb. gibi dev işletmelerin akarbantlannda, Modern Za- manlar filmindeki Şarlo gibi vida sıkar ve apış aralanna dek sızan terleri silmeye va- kit bulamazken, paydostan sonra hay- mlarda kuracaklan akşama sofralanm ve mıs gibi rakı kokusunu düşünerek günleri, giderek yıllan tükettiler. Arkasından Avrupa'nın dört bir yanın- da mantar gibi Türk marketleri, bakkalla- n, import-exportçulan türedi. Milb gözde- miz tahtını buralarda da hep korudu. Bazen döküntü ve uydurma, bazen de pınl pınl market raflannın süreklı en üst katla- nnda bulunan yerinden, haşmet ve aza- metle. akşama İcullannı tepelerden suzdü durdu. Emekliliğı yaklaşınca ceneleri ivice dü- şen, "eski tüfek" göçmenlerin, sigara du- manı ve okey şakırtısı içinde en talb mu- habbetleri ise gümrük kapılanndan Is- viçre'ye sokulan kacak rakılann kaç şişe olduğu üzerine bitmez tartışmalan olurdu. Şimdi artık çok şey değjşti. önce rakılar bozuldu... Ardından, İsviçre'ye içinde alkol oranı yüzde 40'ı geçen içkilerin ithalini yasakla- yan karar düştü. Tahmin edileceği gibi; îsviçreliler'in nazik mideciklerini 45 dere- celik aslan sütünün tahribatından koruyan bu genelge, Türkiyeli akşamcılan üzüntü ve mateme boğdu. Hangi yollardan "sıla"- ya gidileceği tartışmalan yerine, nasıl rakı getirileceği planlan yapıldı. Pratik Türk kafası kendini göstermekte gecikmedi. lsviçre-Türkiye arasında hafta- da 2-3 kez sefer yapan otobüs şoför^eri ola- ya uyandı, karşıhkb ayarüldı. Ağır rakı kolileri zulalara yüklendi, bazen yolculara dağıülıp sınır geçişi geri toplandı. Zürih Merkez Gan yanındaki otobüs garajlann- daki rakı borsası, Tahtakale'yi kıskandır- dı. Manzara uzaktan da olsa, yüzyüın ba- şında Şikago'yu kasıp kavuran AJkapon cetelerinin kaçak içki savaşına benzemeye doğru giderken; kara reklam 8 sütun üstü- ne Avrupa'da yayımlanan Türk gazetelerin- de arn endam eyledi: BlRN ÜNAL DOĞAN "Türk rakısı, Yeni Rakı İsviçre'de" Duyuruyu gören akşamcılar gazetenin spor sahifesini bile es geçip reklama daldı- lar. Katoliklıği ile tanınan Fribourg Kan- tonu'nun Bulle şehrinde yaşayan, "uyanık ve işbitirici" bir Türk restorant sahibi Isviç- reli ortağıyla birlikte, 1991 sonbahannda ulusal içkımia, asimile ederek bu ülkede yasayan 100 bine yakın Türkiyelinin tüke- timine sundu. Ne var ki köşeyi dönmeye hayb' kararlt görünen göçmen işbitiricimiz küçük bir ha- ta yapmış! O kadar kusur kadı kızında da bulunur demeyiniz. Tekel idaresi kullanı- lan reklamlarda kendi markasım, aynı isim, renk ve etiketle üretildiğini sanılarun aksine gecikmeden öğrenerek, Fribourg'- da temasa geçtiği bir avukata vekâlet verir ve uyanık işadamımızın tezgâhına taş koyarak dava açar. Başvuruyu yerinde bu- lan Fribourg Kanton Mahkemesi, Tekel'in isteği doğrultusunda Yeni Rakı'nın üreti- mini durdurur. tş bu kadarla kalsa iyi, ama Türk işadamımız "uyanıkbk ve işbitirici- likte" iflah obnaz bir çizgidedir. Tutar da- va konusu olan Yeni Rakı'nın adını Eski Rakı'ya çevirerek yasaklamadan kurtul- manın yolunu seçer. Artık mahkeme heyeti ve yargıçlann ra- kıdan kafası dönmüştür. Yine de son bir gayretle evrim gecirerek eskileşiveren Yeni Rakı'nın üretimini mart ayma dek durdu- rabilir ve arkasından da serbest bırakır. Uyanık işadamımız ve Isviçreli ortağına gelince, onlar, davayı kaybedeceklerini an- lamışçasına; yenilgiyi zafere dönüştürmek için sadece büyük işbilirlere has bir tavırla, basında ele geçirdikleri bedava reklam ola- nağını bol bol kullanıyor. Aslında içkileri- nin adını "fsviçre Rakı'sı" olarak degiştir- mek istediklerini ve davayı kaybetmeden bu ismın tescil ediimesi için başvuru dahi yapüklannı duyurarak, Jsviçre Rakısı'mn yakın bir gelecekte Türk olan atasını alte- dip, Isviçre ve Avrupa'ya yayılacağını id- dia edivorlar. BEYAZ EŞYA'DA DA VESTEL SEÇİLİYOR! VESTEL KALİTESİNİ KIYASIYA KIYASLAYIN! Gelin Vestel bayiine. Avrupa'ya ihraç edilen Vestel "Beyaz Eşya Ailesi"ni görün. Her ürünün, bütiin modellerin taksitlerini ötekilerle kıyaslayın. Kalitelerini digerleriyle karşılaştınn. Vestel neden size daha uygun öğrenin. DAHA İYİ FİYATA KALİTE'Yİ SEÇİN! Kültür • Sanat 232 64 26 • 230 21 87 NİNJA ALDATMA • KAPLUMBAĞAIAR II ı H0OIU0-l4.0friajO2l.0O Wisin[247«<;.) 14.00 19.15 AKDENIZ fcrab SMEPor (25li \m I2İBU.I5-U.M-Ü.45-21.OO BAHCIVAN (toW«MSlS2«60) İ *) 1/2 HAFTA na stuH nntnçE ooıır snm U U r AS [33İ OC 50111J» SiliSltl 247 S315111.00 VAROLMANIN OAYANILMAZ HAFİFLİGİ •crojfv oûrr* (24* 93«) iroo-i5-oo-ia.oo-2i.oo A$TERIX WSİTÎ (24749471 I1M GENC OLMEK 11.00-13.30-14.00-1130.21.1» VAHSI ORKIDE-1 HobinAS-l [247 43 15) 1IJ0 14J0-1tJO-lt.4S-71.4S OMEN IV VAHSI ORKIDE-2 ( 4 ) 12.0O-M.15.170O-M.I521.45 SHVVARZENECGER HAFTASI Kwfcköy Â5 SîntnMM (336 00 50) 13.30-16*00-13.30-21.15 COMMANDO TOTAL RECALL (uma-Sofc paıv PREDATOR TERMINATOR • 2 (ımmlaı Corsombo faflrtei Penonfe TVESTELçünkü her$ey mükemmel Sultanahmet ŞİİR AKŞAMI ŞİİR Sunay AKIN -> Mehmet ÇETİN İM Omcr ÇETİNAY > Mustafa DOĞAN Ersın ERGÜN _v Sefa FERSAI Hamdı GED1K i Küçük İSKENDER Nurullah KADİRİOĞLU -> Raşit KARA . Tuğrul KESKİN -> Öndcr KIZILKAYA Narruk KUYUMCU -.V Aytcn MUTLU Aydın ÖZTÜRK > FadJ OZTÜRK Mctin SEVER -V Hüseyin ŞİMŞEK Ahmct TELLİ -V Suha TUĞTEPE E AL YAĞAN .V Can YÜCEL MÜZİK Husamctnn Kt'ÇÜK -V Muharrcm AKGÜN 21HAZfR.-VN92.vPAZ\R l^.OC :. SLJ TANAHMET MEYDANI EMİNÖNÜ BELEDİYESİ M O D A S i N E M A S SIZIN " 9 2 " SEÇTİKLERİNİZ ve JULIA ROBERTS HAFTASI CELIK AUNOLYAUR M J O ÖZEIBİR KADIN 13.301 GENÇ OIMEK 15.30 ÇİZ6İ ÖTESİ 17.30 GENÇ OIMEK 19.30 YATAÖIMDAKİ DUŞMAN 21.30 337 O1 28 Yılmaz Güney Göiğyle Can Çtkifen Çelifldlor Ülka* ... •• •• SURU TAR)KAKAN-\€UKED£MİRAĞ TlMHKURTtZ 0r|qkir0«M(25lt9l7) U.00 15.30-18.00-20.30 REKLAM FİLMJDAĞIHMINDA 249 50 33 Sinema Tiyatro Gösteri 232 64 26 230 21 87 BEYOĞLU SİNEMASI (251 32 40) YAZ ŞENÜĞİ 1 SİNEMA YAZARLARININ SEÇTtKLERl BUGÜN SİYAH GÖZLER NIKITA MIKHALKOV 12.15-14.30-16.45-19.00-21.1 5 KORUKENT YAZ OKULU Korukent'te Çocuklara Kocaman Bir Dünya 1. Devre Yann Başlıyor. BUZ PATENİ,YÜZME, TENİS, BASKETBOL ana branşlar, İngilizce, Satranç, Thatro seçmeli derslerdir. Çocuklarınız bu vaz yine cennet gibi bir yaz okuluna gidecek. Eğlenerek öğrenecekier, dinlenecekler.Hemen arayın, bu fırsattan yararlanın. Hafta içi 5 gün, 4 hafta süreli, saat 9-17.30 arası 3 devre halinde.Öğle yemeği. çay saati, ve kısmi kıyafeı dahil.bir devre (KDVdahıi) 2.400.000.-TL Kardeşçocuk 1.800.000.-TL 2. Devre 20 Teounuz - 3. Devre 17 Ağustos Kayıtlar başlamıştır. Bütiin semtlere servis vardır. Servis ücrete dahil değildir. • Yetişkinlere, Cumartesi - Pazar sabah saatierinde, Salı-Perşembe geceleri tenis kurslan. 4 haıtada 8 ders 350.000.-TL (KDV dahii). • Küçüklere ve yetişkinlere yaz boyunca özel buzpaten kurslan. Korukent Rekreasyon Merkezi LEVEST Tel: 27512 26-27,266 49 83,266 69 70
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle