Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21HAZİRAN1992PAZAH
12 DIZIYAZI
Hasta bîr çocuk doğuyor:SSK
TÜRKİYE'DE SAĞLIKI
P O L İ T İ K A L A R I
ITONGUC GÖRKER
I-şçi Sigortalan Kanunu'nun 1946'dâ yürürlüğe girmesinden sonra
başlayan uygulama 1961 'de Sosyal Sigortalar Yasası'nın yürürlüğe
girmesinden sonra ete kemiğe büründü. Sağlık örgütü, bütün
olumsuzluklara karşın hızlı bir gelişme gösterdi. Ancak 224 sayılı Sağlık
Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası SSK'yı boğdu.
— 3 —
Bu karmaşık sistemin, tüm olumsuz
gelişmeleriyle devam ettiği 1960 öncesi
yıllarda tck olumlu gelişme, Sosyal Si-
gortalar sağlık örgütünün kurulması
olarak görünüyor. tşçilerin değişik
tûrde ve bölümlerde baa sosyal gü-
venlik önlemlerini birleştiren ve bir
kamu kurumu eliyle yürütülmesi ön-
görülen İşçi Sigortalan Kanunu 1946
yılında yürürlüğe girdikten sonra, ku-
ruluşa prim ödeyen işçiler doğal ola-
rak sağlık güvencelerinin de belirlen-
mesini istiyorlardı.
Ne tesis, ne personel
Elde hiçbir tesis veya personel yoktu
ama başlamaması için bir neden de
yoktu. Başlangıçta binalan kiralayıp
dispanserler, hatta hastaneler kuran
işçi sigortalannın sağlık örgütü hızla
gelişti. Prim tahsilatının genel olması
nedeniyle hizmeün henûz ulaşamadığı
yörelerden işçi örgütlerinin baskılan
geliyor, hızlı bir gelişmeyi zorluyordu.
1951 yılında çalışmalanna başlayan
işçi sigortalan sağlık örgütü, bazı sı-
kıntılan ve gelişme zorluklannı geride
bsrakarak yaklaşık on yıl sonra 5)6 sa-
yılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın kabu-
lüne kadar ilerledi. Bu yasanın yürür-
lüğe girmesiyle hizmete standartlar da
ilk kez getirilmiş oldu.
Sosyal güvenlik şemsiyesi
Yasaya göre örgüt belirli aşamalar-
la tüm nüfusu kapsamına alabilecek
yapıda oluşturuluyordu. Ancak kap-
sama alınan kişi yalnız sağlık alanında
değil, tüm sosyal güvenlik hizmetleri
alanında hak kazanıyordu. Oysa ülke-
mızın toplumsal yapısı, tüm alanlarda
sosyal güvenlik hizmetlerinin hızla nü-
fusa yayılmasına olanak veremiyordu.
Bfirokrastdireniyor
Aynca, ayn bazı yasalarla bazı nü-
fus gruplanna sağlık dışında benzer
sosyal güvenceler daha önceleri veril-
miş durumdaydı ve bu gruplann aynı
kanun kapsamına alınması olanağı
bulunmamaktaydı. Yalnız sağhk gü-
venccsinın yayılabilmesi olanağı bu-
lunmakta ise de, bunun için yasa deği-
ştkliğiyle sağhk bölümünü kurum
içinde ayn bir yapıya kavuşturmak ge-
rekiyordu.
Kurumun bürokraük yapısı ise bu
eğüime karşıydı. Sağhk meslekleri dı-
şından getirilmiş yönetim kadrosu.
sağlık kurumlannı yönetme alışkanlı-
ğından vazgeçmek istemiyorlar, za-
man zaman hastaneleri zdyaret edip
hasta tabelalannı bile denetlemek isti-
yorlardı. Basit gibi görünen, fakat
hem merkezde hem taşrada yüksek
dozda benimsenen bu eğüim, SSK
sağlık hizmetlerinin otonom bir yapı-
ya kavuşmasına katı bir tutumla engel
oldu ve hizmet sının diğer sosyal gü-
venlik dallannın sınınnda kaldı. Hiz-
metlerin dar çerçevede kalması ve
yatınmlann sayılan daha da çoğaldı.
Kurumun büyük tıp merkezlefı, işçi
kesiminin yoğun bulunduğu Orta ve
Batı Anadolu yörelerinin büyük ille-
rinde kuruldu. Bu merkezlere uzak
yörelerdeki sigortalılânn buralardan
yararlanma zorunluluğu hallerinde,
hastalara yüklü yolluklar ödenmesi
gerekli oldu.
Heldmlereek ödeme
Kurumun devlet memurlanndan
farklı ödemeler verebilmesi, işçi yo-
ğunluğunun fazla olduğu yörelerde
alanlarda kullanıldı ve ülke genelinde
uzman hekim eksikliği göriintüsüne
yol açıldı.
Her şeye karşın gelişme
Tüm bu olumsuz etkenlere karşın
SSK sağlık hizmetleri, genel bütçeden
ayn finansman olanağı ve sağlık hakkı
bilincine sahip sigortalı kitlesinin var-
lığı nedeniyle gelişmesine hızla devam
etti. Hizmetin yükümlü bulunduğu
nüfus gruplanrun varlığı, doğrudan
denetime yol açıyor, hizmet düzeni zo-
runlu olarak, olması gereken gelişim-
leri gösteriyordu.
rupa'nın gelişmiş ülkelerinin asgari
normuna yakındır.
Tüm bu gelişmelere karşın hizmette
ükanıklıklar elbette vardır. Ancak yö-
netimde bazı düzenlemelerle azaltıla-
bilecek tıkarukhklar ve aksaklıklardır
bunlar. Kurumun ülke düzeyinde ya-
yılması ve hekim ıstihdamında refor-
mist düzenlemeler sağlanmasıyla
tamamının giderilmesi şansı bulun-
maktadır. Gelişimde en önemli güven-
ce, kurum yönetimine, sigortalılann
da temsilcileriyle katılabilmeleri ola-
rak görünmektedir.
Sorunlar çözûlmez değil
personelin (arklı parasal olanaklara
sahip olması, gıderek birçok sakınca-
lar doğurdu.
En önemli sakınca, hizmetin gere-
ğinden pahalıya malolmasıydı. Hiz-
met kapsamına tüm nüfusun değil,
sadece işçiler ve ailelerinin girmesi,
sağlık tesislerinin verimlilik hesaplan-
na göre değil, yükümlü hizmeti alma
hakkına sahip topluluklann bulun-
duklan yerlere göre kurulmasına ne-
den oldu.
506 sayılı yasanın istihdamda kadro
kıstaslan getirmesi bile bu zorunlulu-
ğu önleyemedi. Verimsiz tesis dağıkmı
böyle bir zorluk içindeyken politik
zorlamalar da ortaya çıktı ve gereksiz
yükümlü hızmetı aksatmamak için he-
kimlerine ek ödemeler yapmasına yol
açtı. İşçi yoğunluğunun fazla olduğu
yöreler, ülkemizin büyük illeriydi ve
genellikle şehir kesimlerinde olan hiz-
met alanlan nedeniyle kurum hizmet-
leri uzman hekimler için çekici duru-
magekü.
Ozellikle üç büyük ilde yalnız hasta-
neler değil, dispanserler, hatta sağlık
istasyonlan bile uzman hekimlerle do-
natıldı. İşçilerde her hastalık için uz-
man hekime başvurma alışkanlığı
yarauldı.
Ülkenin nüfusuna göre o tarihlerde
hiç de az olmayan uzman hekim sayısı,
kendilerine kesin gerekliük olmayan
Sosyalleştirme hizmetlerinin öngör-
düğü ilk basamak hızmetlennden dis-
panserlere ve buradan da hastanelere
kademeli bağlılık, bu kurumda ister is-
temez ve kendiliğinden kurulmuş gibi-
dir. Her sigortalının başvuracağı bir
sağlık istasyonu (sağlık ocağının ben-
zeri birim) vardır ve günümüzde dis-
panser sayısı 127'ye, hastane sayısı
103'e ulaşmıştır. Bu hastanelerin top-
lam yatak sayısı 22.11A olarak açık-
lanmıştır.
Yararlananlann sayısı ise işçi ailele-
ri ile birlikte altı milyon dolaylannda-
dır. Hastane yataklannın hizmet ver-
diği nüfusa göre oranı onbinde 40
oranına yaklaşmıştır ve bu oran Av-
Anayasası'nın 49'uncu mad-
desi, halkın beden ve ruh sağlığını ko-
ruma ve iyileştirme yükümlülüğünü
devlete veriyordu. Bu tarihten sonra
yapılan anayasa değişikliklerinde de
bu ilke değişmeden saklı kaldı. 1961
Anayasaa'nın bu ilkeyi geürrnesinden
sonra bu amaçla atılan iki önemli
adım olarak 224 sayılı Sağlık Hizmet-
lerinin Sosyalleştiriİrnesi Yasası ile 506
sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nı gö-
rüyoruz.
Neden birisi değil de ikisi sorusunun
yanıü, SSK'nın bu tarihten 12 yıl önce
sağlık hizmetlerine başlamış ve o gün-
lere kadar örgütünü yaymış olması ile
SSK'nın kapsam olarak tüm nüfusa
hizmet verme olanağının bulunmama-
sı olabilir. Ama o tarihlerde hükümet
içi koordinasyon yeterli olabilseydi, ek
yasal düzeniemelerle bu iki hazırlık,
bu iki ilke birleştirilerek tüm nüfusa
aynı hedeflerle hizmet veren tek kuru-
luş gerçekjeştirilebilirdi kanısındayım.
Rakip iki sistem
Oysa böyle olmadı. Birçok engeller-
le karşılaşılarak yavaş gelişme duru-
munda kalan sosyalleştirme yasası ile
sosyal sigorta uygulaması, ayn hedef-
leri içeren sistemîermiş gibi ele alına-
rak birbirini yok eüneye, en azından
birbiri ile ilişki kurmadan gelişmeye
doğru yöneidıler.
Ikinci beş yılhk plandan itibaren,
"sosyalleştirme mi, sağlık sigortası
mı" sorusu ortaya atılıp gereksiz tar-
üşmalar yaratıldı. Sosyalleştirme ya-
sasının da finansman açısından sigor-
ta formülünü getirdiği ise hiç dikkati
çekmedi.
StRECEK
Sağlıklıbir toplıım için öneriler
Türkiye Genç tşadamlan Derneği
(TÜGİAD) tarafından hazırlanan
Ulusal Sağhk Sorunlanna Stratejık
Bir Yaklaşım adlı raporda, uJusal sağ-
lık pohtikasının oluşturulması istendı
Raporda, ulusal sağlık politikalannın
uluslann kalkınma sürecıne etkisinin
kaçımlmaz olduğu belirtilerek sağlıklı
bir toplum oluşturma gereğinin eko-
nomik kalkınma sürecinin ruzlandınl-
masının ön koşullanndan biri olduğu
vurgulandı.
Dört bölüm halinde hazırlanan ra-
porun birinci bölümünde bugüne ka-
dar belirlenen sağlık politikalannın ve
uygulama sonuçlannın kısa bir dcğer-
lendirilmesine yer verildi. Bazı önemli
sağlık sorunlannın belirlenmesi çalış-
malannın yürütüldüğü ikind bölüm-
de, ulaşılan sayısal hedefler yanında
sağlık üzerinde önemli etkisi olan top-
lumsal değerler sıralandı. Üçüncü bo-
lümde, etkin bir ulusal sağlık politikası
oluşturmada gözönüne alınması gere-
ken etkenler değerlendirildi. Son bö-
Jümde ise Sağlık Bakanlığı sağlık re-
formu çerçeve taslağı ve sağlık politi-
kalanna yönelik öneriler sıralanıyor.
Ulusal sağlık politikası
Raporun ulusal sağlık politikası
üzerine yapılan öneri bölümünde şu
görüşlere yer verildi:
" Ulusal sağlık politikalan belirle-
nen çerçeveye dayalı olarak sağlık so-
rununa çözüm bulmalıdır. Önceljkle
hizmetlerde etkinliğin sağlanması için
gerekler saptanmahdır. Bu noktadan
bakıldığında hizmet sunumu ve hiz-
metin fınansmanı sorunu en belırgin
HASTALIKLI SAĞLIKI
S İ S T E M İ M İ Z
GÜNDÜZ İMSİR
SSK Okmeydanı Hastanesi'nde ziyaretçi günü, yemek saatini andınyor.
iki konudur.
"öncelikle bu iki işlev ayn ayn dü-
şünülmeli ve politikaiar farklı bakış
açılanyla geliştirilmelidir. Ancak her
iki konuya yönelik politikaiar dengeli
olarak yürütülmeli ve sistemde sürek-
lilik sağlanmalıdır. Sağlık hizmetleri-
nin finansmanının karma bir yapıya
kavuşturulması, fınans gereksiniminin
karşılanabilmesi açısından uygun bir
çözüm olarak görülmektedir. Bu ku-
rumlar oluşturulacak genel sağlık si-
gortasına kaynak aktarmalıdır. Ayn-
ca özel sağhk sigorta kurumlannın
sistemde etkinliği arttınhnalıdır.
"Uzman personel, deneyim ve mali
açıdan henüz yeterli olmamalan ya-
nında veri eksikliği nedeniyle de paza-
ra girişleri zorlaşmaktadır. Henüz
emeklemeaşamasında olan özel sağlık
sigortası kuruluşlannın özendirici ön-
lemlerle gelişmesi sağlanmalıdır. Di-
ğer yandan koruyucu hizmetlerin
kamu tarafından fınanse edilmcsi ge-
reği açıktır. Sağlıkh bir toplum oluş-
turmak ve sağlık hizmet maliyetlerini
düşürebılmek için koruyucu hızmetle-
re yoğun kaynak aktanmı gerçekleşti-
rilmelidır."
TÜGİAD'm raporunda kısa, orta
ve uzun dönemde abnabilecek bazı
önlemler ise özetle şöylç sıralandı:
1- Mevcut tesis, tıbbi alet ve cihaz en-
vanterinin cıkanlması, eksikliklerin
tespit edilmesi birleştirme, aktarma.
kapatma gibi önlemlerle sistemin işle-
yişinın sağlanması.
2- Yeni yatınmlann önceliklerdışın-
da ertelenmesi, kaynaklann mevcut
tesislerin yenilenmesinde kullanılması.
3- Seçilen bölgelerde aile hekimliği
için altyapının sistemin işleyişini sağla-
yıa biçimde kurulması.
4- Uygulama olanağı bulunmayan
merkezlerdeki sağlık meslek liselerinin
kapatılması.
5- Insangücü ve sağlık planlanma-
sında eşgüdüm sağlanarak altyapı te-
sislerinin geliştirilmesi.
6- Sağlık ınsangücü yönetimi temel-
lerinin belirlenmesi.
7- Aile hekimliği kurumunun gelişti-
rilebilmesi için aile hekimlik ihüsası-
nın geliştirilmesi ve pratisyen hekimli-
ğin teşvik edilmesi, eğitiminin gözden
geçirilmesi.
8- İnsan-makina, insan-tesis uyu-
munu sağlayacak sağlık insangücü
planlaması ve uygulaması.
9- Ücret düzeylerinin gözden geçiril-
mesi, öğretim üyelerinin eğitime ağır-
lık vererek araşürma ve geliştirme
çabalannda yoğunlaşmasının sağlan-
ması.
10- Eğitim kadrosunun eğitim ve
araşürma-geliştirme hizmetlerinde yo-
ğunlaşmasının sağianması.
11- Tıp fakülte ve hastanelerinin refe-
rans hasunesi niteliğine kavuşturul-
ması.
12- SSK, Sağhk Bakanlığı. üniversi-
te ve diğer hastaneler arasında hizmet-
te rekabet yaratılması.
13- SSK ve kamu çalışanlanna hiz-
mette seçim hakkının getirilmesi için
finansal açıdan kısa dönemde düzen-
lemelerin yapılması.
14- Sigara, içki gibi sağlığın bozul-
masına ve çevrenin tahrip edilmesine
yol açan ürün ve hizmetlerden alınan
fonlann bir bolümünün sağlık harca-
malanna aynlması.
15- Genel Sağlık Sigortasına geçil-
mesi.
StİRECEK
Türkiye'nin sağlık düzeyi nasılyükselir?• Sağlık hizmetlerinin fınansmanı
tek elde toplanmalıdır.
• 2000 yılına kadar hastanelerimiz
temel sağlık hizmetlerini destekleyen.
hem hizmeti vereni, hem de alanı mut-
lu eden, teknolojıyi uygun kullanan.
malıyet konusurtda duyarlı, halkın
sağlık eğitimi de dahil sağlıkla ilgili her
konuda söz sahibi, iç yönetimde de-
mokratik. yerinden yönetilen, merkez-
den denetlenen kurumlara dönüşmeli.
• Doğum öncesi ve yeni doğum
dönemi sağlık hizmetleri içinde flaha
ağırlıklı ve öncelikli yer almahdır. Ya-
jam kalitesinin yükseltilmesi açısın-
dan bu dönemle ilgili koruyucu ve iyi-
leştirici hizmetlerin de geliştirilmesi
için çalışmalara başlanmalıdır.
• Devletin an;* sagbğı ve aile plan-
laması hizmetlerini öncelikli hizmet
olarak kabui eden ve süreicliliği olan
bir politika izlemesi şarttır.
• Altyapısı tamamlanmamış, eği-
tim yönünden yeterii öğretim eleman-
lanyla desteklenmemiş tıp fakültele-
rinde çağdaş tıp eğitimi verilemez. Alt
yapı ve eleman yetersizliklen süratle
giderilmelidir.
• Sağlık çalışanlan kesinlikle sen-
dikalaşmalıdır.
• Tıp fakültelerine kapasitelerinin
üzerinde öğrenci ahnmamalıdır.
• Tıp eğitimi, birinci basamak sağ-
hk hizmetlerini yerine getirebilecek
bilgili, becerili, kendine güvenli pratis-
yen hekim yetiştirmeye yönelik oima-
lıdır. Bu tutum uzmanlaşma eğilimini
azaltacak ve yığılmalan önleyecektir.
• Hasta sevk zdnciri oluşturulmalı-
dır. Böylece büyük hastanelerde hasta
yığılmalan önlenecek, eğitirn ve tıp fa-
kültesi hastaneleri, birinci basamak
hekimin ya da hizmet hastanelerinin
çözeceği konularla gereksiz yere uğ-
raşmak sorunda kalmayacaktır.
• Yeşil karttan faydalanacak kişi-
lerde gelir rakamı asgari ücret ya da
üstüneçekilmeüdır.
• Sağlık personeli adil, somut veri-
lere dayanan, her türlü dış etkenden
uzak, nakil ve atama yönetmeliğine
sahip olmalıdır
• Hızla değişen dünya sistemlerine
ayak uydurabilmek için 30-60 yaşın-
daki yasalar değiştirilmelidir.
• Sağlık hizmetlerinin finansma-
nında genel bütçeden aynlan pay yük-
seltilmelidir. Temel sağlık hizmetleri
öncelikle devlet sorumluluğu altında
olmalı, 21. yüzyıl Türkiyesi'nde sağlı-
ğın finansmanının salt sağlık hizmetle-
rine ve halka dayandınlması önlenme-
lidir.
• Finansmanın karşılanması için,
a) Sağlık Bakanlığı'na genel bütçeden
aynıan payın yükseltilmesi. b)Öteki
bakanlıklann sağlık bütçelerininin
Sağlık Bakanlığı'na aktanlması.
c)Fonlardan yararlanılması gerekir.
• Genel Sağlık Sigortası'nın (GSS)
uygulanabilmesi için genel bütçeden
aynlan payın yüzde 13'lere ve daha
yükseklere çekilmesi lazımdır. GSS
uygulanan ülkelerde bu oran en az
yüzde 13'tür.
• Hekimin yurt çapında dengeli da-
ğılımı için zorunlu hizmet yerine özen-
dirici önlemler getirilmelidir. Rotas-
yon ya da kardeş hastane uygulaması
kaldırılmalı ya da yeniden gözden geçi-
nlmelıdır.
• İlk basamak sağlık hizmetlerinde
altyapı cksiklikleri tamamlanmalı.
yardımcı sağlık personeli eksikliği gi-
derilmelidir.
• Ülkemizde hekimlerin uzman-
laşması, gereksinimlere göre planlı
şekilde yürütülmeli ve klinik daliar
için gereksinime fazlası olan hekımlerc
toplum sağlığı alanında, toplumda sık
görülen hastalıklann teşhis ve tedavi-
sinde uzmanlaşma olanağı sağlanma-
lıdır
• Aile planlaması hizmetlerinin
halka daha kolay yararlanabilecekleri
gibi sunulmasına. halkın ctkili gcboliği
önleyici hizmetleri kullanmalan konu-
sunda eğıtılmelerine vc her bölgede
sosyal ve ekonomik kalkınma dikeyı-
nin yükseltilmeMiıc < «nem venlmelıdir. ı
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Salihli Akşamları: (6)
Son Otobûs...
Ressam Balaban antatıyor, kahkahalarını patlatarak:
- Şair Baba'yla bir gün sinemaya gittik, daha doğrusu o
beni götürdü; biletleri aldı, içeri girdik, yerlerimize otur-
duk Bir ara Nâzım karanlıkta bana:
- Yav, Balaban, dedi, senin boyun böyle uzun değildi, nt-
ye yukarıdasın?
Sonra döndü baktı, kahkahayı patlattı! Bütün sinema bi-
ze baktı! Meğer ben koltuğu indirmemişim, tüner gibi kol-
tuğun tepesine oturmuşum! Nâzım'm kahkahası, salonu
kaplamıştı...
Cezaevinden çıkmışlar, Nâzım da dışarıda. Balaban,
Nâzım'm evine gider, anlatıyor şimdi:
- Ben kapıyı çaldım, elimde 2-3 kiloluk bir horoz! Horoz
yolunmuş, temizlenmiş.
- Aaa, dedi Nâzım Baba, yaşadık! Münevver, Balaban
geldi işte! Bize büyük horoz getirmiş. Bugün akşam yeme-
ğimiz çıktı, horoz geldi! (Şair Baba'nın önünde önlük vardı,
baş başa kalınca) Görüyor musun halimi, dedi (Münevver
Yenge içeride) evlenirsen böyle olursun işte!
Nâzım'dan dizeler okunuyor. Balaban, şöyle diyor:
- Vâlâ Nurettin demiş ki, "Bir daha dünyaya gelsen nasıl
yapardın?" demiş. Nâzım, "Ben beni bir daha ele geçir-
sem.." diye karşılık veriyor; Müzehher Vâ-Nu, anlattı arka-
sını:
- Ben bunu Nâzım'a yazdım, "Vâlâ böyle diyor" dedim,
"Ne diyorsun?" Bana ertesi mektupta şu dizelerle karşılık
verdi:
"Ben beni bir daha ele geçirsem/-abıhayat içersem de-
miyorum-/Kapılaraçılsa birdaha,/ben bu haneye bir daha
girsem/yaşardım yine böyle kanrevan içinde/yine böyle
aşk ile sersem/ben beni bir daha ele geçirsem."
Nâzım, bu yanıtı 1949'da vermiş. "Salihli Akşamları" do-
yulmaz akşamlardı. Nâzım Gecesi'nde, Şükran Kurdakul'-
un andığı, "Son Otobüs" şiirini okurlara anımsatmak isti-
yorum. "Son Otobüs"ü Nâzım, 21 Temmuz 1957'de Prag
1
-
da yazmış, Sovyetler'deki bürokrasinin, yönetrmin saör
arasında ilginç bir eleştirisi. Şöyle:
"Gece yarısı, son otobüs /Biletçi kesti bileti./Beni ne bir
kara haber bekliyor evde,/ne rakı ziyafeti./Beni ayrılık bek-
liyor./Yürüyorum ayrılığa korkusuz/ve kedersizVlyice yak-
laştı bana büyük karanlık./Oünyayı telâşsız, rahat/seyre-
debiliyorum artık./Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği,
/elimi sıkarken sapladığı bıçak./Nafile, artık/kışkırtamıyor
beni düşman./Gectim putların ormanından/baltalayarak/
ne de kolay yıkılıyoriardı.
Yeniden vurdum mihenge inandığım şeyleri,/çoğu kat-
kısız çıktı çok şükür./Ne böylesine pırıl pırıl olmuşluğum
vardı,/ne böylesine hür.
lyice yaklaştı bana büyük karanlık./Dünyayı telâşsız, ra-
hat/seyredebiliyorum artık./Bakınıyorum başımı kaldırıp
işten./karşıma çıkıveriyor geçmişten/bir söz/bir koku/bir
el işareti/Söz dostça,/koku güzel,/el eden sevgilim.
Kederlendirmiyor artık beni hatıraların daveti./Hatıra-
lardan şikayetçi değilim./Hiçbir şeyden şikayetim yok za-
ten/Yüreğimin durup dinlenmeden/kocaman bir diş gibi
ağnmasından bile
iyice yaklaştı bana büyük karanlıkVArtık ne kibri nazınn,
ne kâtibin şakşağı,/Tas tas dökünüyorum başımdan
aşağı./güneşe bakabiliyorum gözüm kamaşmadan.A/e
6elki ns yazık./hatta en güzel yalan/beni kandıramıyor ar-
tık.
Artık söz sarhoş edemiyor beni,/ne başkasınınki, ne
kendiminki./lşte böyle gülüm./iyice yaklaştı bana ölüm /
Dünya her zamankinden güzel dünya./Dünya, k; çamaşır-
larım, elbisemdi/başladım soyunmağa./Bir tren pencere-
siydim,/bir istasyonum şimdi./Evin içerisindeyim,/şimdi
kapısıyım kilitsiz./Bir kat daha seviyorum konukları./Ve sı-
cak her zamankinden sarı,/kar her zamankinden terniz."
"Salihli Şiir Ikindileri'ne gelenler arasında Nahit Ulvi
Akgün de vardı, adını yazmamışım. Tiyatro seçici kurulla-
nnda, Sevda Şener, özdemir Nutku, Güngör Dilmen, Sıtkı
Tekmen de bulunmuşlar, sürekli Salihli'ye gidip gelmişler
emek vermişler. izmir Devlet Tiyatrosu yöneticileri, eski
Vatan'cı arkadaşım Erol Aksoy da gelmiş.
Biz Salihli'deyken, belediye işçileri grevdeydiler; Sa-
lihliyi çöp götürüyordu. Gazetelerin İzmir-Ege baskılan
grevden söz ediyorlardı da grevin içyüzünü yazmıyorlar-
dı. Oysa, grev bal gibi siyasal amaçlıydı; SHP içindeki
Baykalcılar, Belediye Başkanı Zafer Keskiner'i, bu arada
Hinthorozu Erdal Bey'i yıpratmak için grevi sürdürüyorlar-
dı. Bir türlü uzlaşmaya yanaşmıyorlardı. Manisa'da oldu-
ğu gibi, Salihli'de de Baykalcılar yönetime egemendiler.
- Görüyorsunuz, Erdal Bey'le bu iş yürümüyor! demeye
getiriyorlardı. Salihli SHP llçe Başkanı. Baykalcı Nuri Çilin-
gir miydi?
Oysa, Hinthorozu'nun ayağı öyle olmayacak, yerel se-
çimlerde malı götürecekti! Baykalcılar, bir süre daha grevi
fırsat bilip ayak sürüyeceklerdi...
Salihli'den Foça ya geçtik; Foça'da, İsmail Hakkı Ton-
guç'un sağ kolu, Ferit Oğuz Bayır, Nâzım Hikmet Kültür ve
Sanat Vakfı'na bir yazlık ev bağışlamıştı, onun açılış töre-
nine gittik. Açılış kurdelesini Samiye Yaltırım ile Ferit Oğuz
Bayır birlikte kestiler. Ferit Oğuz Bayır, "Dördüncü Mersi-
naki'deki yapıyı, yazarlar dinlensinler diye bağışladı. Din-
lenme evinin anahtarını, Foça Belediye Başkanı Nihat
Dirim'e bırakıp ayrıldık. Ayrılmadan yazarlar evinin önün-
deki havuza gjrdim, çimip çıktım!
Nâzım'm gömütünün neden hâlâ Rusya'da durduğunu,
neden yurda getirilmediğini, neden hâlâ Türk yurttaşı ol-
madığını düşünüp durdum!
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Botanik incele-
meleri yapmak üze-
re kurutulmuş, eti-
ketlenmiş ve adlan-
dırılmış bitki kolek-
siyonu. 2/ Balıkesir
ilindeki Kaz Oağı
1
nın mitolojik dö-
nemlerdeki adı...
Gece yapılan sinema
ya da tiyatro gösteri-
si. 3/ Hentbole ben-
zeyen Arjantin kö-
kenli binicilik spo-
ru... Doğanın neden
olduğu yıkım. 4/
Oyunda cezalı çocuk... AJtından so-
pa gösterilir. 5/ Ayak... Ismailiye ta-
rikatının önderlerine verilen ad...
Akdeniz'de, hapishanesi ile ünlü kii-
çük bfr Fransız adası. 6/ Volga'nın
başlıca kolu olan ınnak... Avrupa
Para Anlaşması'nın simgesi. 7/ Me-
tal bilyelerin savrulması ilkesine da-
yalı elektrikli bir oyun makinesi...
Geniş, enli. 8/ Belirtiler... Bayağı, sı-
radan. 9/ Yabanördegi.
YUKARIDAN AŞAGIYA:
1/ Suaygın. 2/ Borç ödeme... Eskiden kansere verilen ad. 3/
Türlü nedenlerle başarı gösteremeyen kimse... Alev. 4/ En kü-
çük izci kuruluşu... Kılıç. 5/ Bir spor takımının gözde oyuncu-
su... Madenleri yonimak için kullanılan çelik araç.. Eylemleri
olumsuz yapmakta kullanılan ek. 6/ İskambilde bir kâğıt... Göz-
leri görmeyen. 7/ Kalın kabuklu ve cekirdekli bir portakal rü-
ru... I9I3-I990 yıllan arasında yaşamış Agop önadlı Türk res-
samı. 8/ Afrika'da yaşayan bir antilop... Düşünce. 9/ Duyular
aracılığıyla kavranılamayan şeylerin bilgisi.