23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21HAZİRAN1992PAZAH 12 DIZIYAZI Hasta bîr çocuk doğuyor:SSK TÜRKİYE'DE SAĞLIKI P O L İ T İ K A L A R I ITONGUC GÖRKER I-şçi Sigortalan Kanunu'nun 1946'dâ yürürlüğe girmesinden sonra başlayan uygulama 1961 'de Sosyal Sigortalar Yasası'nın yürürlüğe girmesinden sonra ete kemiğe büründü. Sağlık örgütü, bütün olumsuzluklara karşın hızlı bir gelişme gösterdi. Ancak 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Yasası SSK'yı boğdu. — 3 — Bu karmaşık sistemin, tüm olumsuz gelişmeleriyle devam ettiği 1960 öncesi yıllarda tck olumlu gelişme, Sosyal Si- gortalar sağlık örgütünün kurulması olarak görünüyor. tşçilerin değişik tûrde ve bölümlerde baa sosyal gü- venlik önlemlerini birleştiren ve bir kamu kurumu eliyle yürütülmesi ön- görülen İşçi Sigortalan Kanunu 1946 yılında yürürlüğe girdikten sonra, ku- ruluşa prim ödeyen işçiler doğal ola- rak sağlık güvencelerinin de belirlen- mesini istiyorlardı. Ne tesis, ne personel Elde hiçbir tesis veya personel yoktu ama başlamaması için bir neden de yoktu. Başlangıçta binalan kiralayıp dispanserler, hatta hastaneler kuran işçi sigortalannın sağlık örgütü hızla gelişti. Prim tahsilatının genel olması nedeniyle hizmeün henûz ulaşamadığı yörelerden işçi örgütlerinin baskılan geliyor, hızlı bir gelişmeyi zorluyordu. 1951 yılında çalışmalanna başlayan işçi sigortalan sağlık örgütü, bazı sı- kıntılan ve gelişme zorluklannı geride bsrakarak yaklaşık on yıl sonra 5)6 sa- yılı Sosyal Sigortalar Yasası'nın kabu- lüne kadar ilerledi. Bu yasanın yürür- lüğe girmesiyle hizmete standartlar da ilk kez getirilmiş oldu. Sosyal güvenlik şemsiyesi Yasaya göre örgüt belirli aşamalar- la tüm nüfusu kapsamına alabilecek yapıda oluşturuluyordu. Ancak kap- sama alınan kişi yalnız sağlık alanında değil, tüm sosyal güvenlik hizmetleri alanında hak kazanıyordu. Oysa ülke- mızın toplumsal yapısı, tüm alanlarda sosyal güvenlik hizmetlerinin hızla nü- fusa yayılmasına olanak veremiyordu. Bfirokrastdireniyor Aynca, ayn bazı yasalarla bazı nü- fus gruplanna sağlık dışında benzer sosyal güvenceler daha önceleri veril- miş durumdaydı ve bu gruplann aynı kanun kapsamına alınması olanağı bulunmamaktaydı. Yalnız sağhk gü- venccsinın yayılabilmesi olanağı bu- lunmakta ise de, bunun için yasa deği- ştkliğiyle sağhk bölümünü kurum içinde ayn bir yapıya kavuşturmak ge- rekiyordu. Kurumun bürokraük yapısı ise bu eğüime karşıydı. Sağhk meslekleri dı- şından getirilmiş yönetim kadrosu. sağlık kurumlannı yönetme alışkanlı- ğından vazgeçmek istemiyorlar, za- man zaman hastaneleri zdyaret edip hasta tabelalannı bile denetlemek isti- yorlardı. Basit gibi görünen, fakat hem merkezde hem taşrada yüksek dozda benimsenen bu eğüim, SSK sağlık hizmetlerinin otonom bir yapı- ya kavuşmasına katı bir tutumla engel oldu ve hizmet sının diğer sosyal gü- venlik dallannın sınınnda kaldı. Hiz- metlerin dar çerçevede kalması ve yatınmlann sayılan daha da çoğaldı. Kurumun büyük tıp merkezlefı, işçi kesiminin yoğun bulunduğu Orta ve Batı Anadolu yörelerinin büyük ille- rinde kuruldu. Bu merkezlere uzak yörelerdeki sigortalılânn buralardan yararlanma zorunluluğu hallerinde, hastalara yüklü yolluklar ödenmesi gerekli oldu. Heldmlereek ödeme Kurumun devlet memurlanndan farklı ödemeler verebilmesi, işçi yo- ğunluğunun fazla olduğu yörelerde alanlarda kullanıldı ve ülke genelinde uzman hekim eksikliği göriintüsüne yol açıldı. Her şeye karşın gelişme Tüm bu olumsuz etkenlere karşın SSK sağlık hizmetleri, genel bütçeden ayn finansman olanağı ve sağlık hakkı bilincine sahip sigortalı kitlesinin var- lığı nedeniyle gelişmesine hızla devam etti. Hizmetin yükümlü bulunduğu nüfus gruplanrun varlığı, doğrudan denetime yol açıyor, hizmet düzeni zo- runlu olarak, olması gereken gelişim- leri gösteriyordu. rupa'nın gelişmiş ülkelerinin asgari normuna yakındır. Tüm bu gelişmelere karşın hizmette ükanıklıklar elbette vardır. Ancak yö- netimde bazı düzenlemelerle azaltıla- bilecek tıkarukhklar ve aksaklıklardır bunlar. Kurumun ülke düzeyinde ya- yılması ve hekim ıstihdamında refor- mist düzenlemeler sağlanmasıyla tamamının giderilmesi şansı bulun- maktadır. Gelişimde en önemli güven- ce, kurum yönetimine, sigortalılann da temsilcileriyle katılabilmeleri ola- rak görünmektedir. Sorunlar çözûlmez değil personelin (arklı parasal olanaklara sahip olması, gıderek birçok sakınca- lar doğurdu. En önemli sakınca, hizmetin gere- ğinden pahalıya malolmasıydı. Hiz- met kapsamına tüm nüfusun değil, sadece işçiler ve ailelerinin girmesi, sağlık tesislerinin verimlilik hesaplan- na göre değil, yükümlü hizmeti alma hakkına sahip topluluklann bulun- duklan yerlere göre kurulmasına ne- den oldu. 506 sayılı yasanın istihdamda kadro kıstaslan getirmesi bile bu zorunlulu- ğu önleyemedi. Verimsiz tesis dağıkmı böyle bir zorluk içindeyken politik zorlamalar da ortaya çıktı ve gereksiz yükümlü hızmetı aksatmamak için he- kimlerine ek ödemeler yapmasına yol açtı. İşçi yoğunluğunun fazla olduğu yöreler, ülkemizin büyük illeriydi ve genellikle şehir kesimlerinde olan hiz- met alanlan nedeniyle kurum hizmet- leri uzman hekimler için çekici duru- magekü. Ozellikle üç büyük ilde yalnız hasta- neler değil, dispanserler, hatta sağlık istasyonlan bile uzman hekimlerle do- natıldı. İşçilerde her hastalık için uz- man hekime başvurma alışkanlığı yarauldı. Ülkenin nüfusuna göre o tarihlerde hiç de az olmayan uzman hekim sayısı, kendilerine kesin gerekliük olmayan Sosyalleştirme hizmetlerinin öngör- düğü ilk basamak hızmetlennden dis- panserlere ve buradan da hastanelere kademeli bağlılık, bu kurumda ister is- temez ve kendiliğinden kurulmuş gibi- dir. Her sigortalının başvuracağı bir sağlık istasyonu (sağlık ocağının ben- zeri birim) vardır ve günümüzde dis- panser sayısı 127'ye, hastane sayısı 103'e ulaşmıştır. Bu hastanelerin top- lam yatak sayısı 22.11A olarak açık- lanmıştır. Yararlananlann sayısı ise işçi ailele- ri ile birlikte altı milyon dolaylannda- dır. Hastane yataklannın hizmet ver- diği nüfusa göre oranı onbinde 40 oranına yaklaşmıştır ve bu oran Av- Anayasası'nın 49'uncu mad- desi, halkın beden ve ruh sağlığını ko- ruma ve iyileştirme yükümlülüğünü devlete veriyordu. Bu tarihten sonra yapılan anayasa değişikliklerinde de bu ilke değişmeden saklı kaldı. 1961 Anayasaa'nın bu ilkeyi geürrnesinden sonra bu amaçla atılan iki önemli adım olarak 224 sayılı Sağlık Hizmet- lerinin Sosyalleştiriİrnesi Yasası ile 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nı gö- rüyoruz. Neden birisi değil de ikisi sorusunun yanıü, SSK'nın bu tarihten 12 yıl önce sağlık hizmetlerine başlamış ve o gün- lere kadar örgütünü yaymış olması ile SSK'nın kapsam olarak tüm nüfusa hizmet verme olanağının bulunmama- sı olabilir. Ama o tarihlerde hükümet içi koordinasyon yeterli olabilseydi, ek yasal düzeniemelerle bu iki hazırlık, bu iki ilke birleştirilerek tüm nüfusa aynı hedeflerle hizmet veren tek kuru- luş gerçekjeştirilebilirdi kanısındayım. Rakip iki sistem Oysa böyle olmadı. Birçok engeller- le karşılaşılarak yavaş gelişme duru- munda kalan sosyalleştirme yasası ile sosyal sigorta uygulaması, ayn hedef- leri içeren sistemîermiş gibi ele alına- rak birbirini yok eüneye, en azından birbiri ile ilişki kurmadan gelişmeye doğru yöneidıler. Ikinci beş yılhk plandan itibaren, "sosyalleştirme mi, sağlık sigortası mı" sorusu ortaya atılıp gereksiz tar- üşmalar yaratıldı. Sosyalleştirme ya- sasının da finansman açısından sigor- ta formülünü getirdiği ise hiç dikkati çekmedi. StRECEK Sağlıklıbir toplıım için öneriler Türkiye Genç tşadamlan Derneği (TÜGİAD) tarafından hazırlanan Ulusal Sağhk Sorunlanna Stratejık Bir Yaklaşım adlı raporda, uJusal sağ- lık pohtikasının oluşturulması istendı Raporda, ulusal sağlık politikalannın uluslann kalkınma sürecıne etkisinin kaçımlmaz olduğu belirtilerek sağlıklı bir toplum oluşturma gereğinin eko- nomik kalkınma sürecinin ruzlandınl- masının ön koşullanndan biri olduğu vurgulandı. Dört bölüm halinde hazırlanan ra- porun birinci bölümünde bugüne ka- dar belirlenen sağlık politikalannın ve uygulama sonuçlannın kısa bir dcğer- lendirilmesine yer verildi. Bazı önemli sağlık sorunlannın belirlenmesi çalış- malannın yürütüldüğü ikind bölüm- de, ulaşılan sayısal hedefler yanında sağlık üzerinde önemli etkisi olan top- lumsal değerler sıralandı. Üçüncü bo- lümde, etkin bir ulusal sağlık politikası oluşturmada gözönüne alınması gere- ken etkenler değerlendirildi. Son bö- Jümde ise Sağlık Bakanlığı sağlık re- formu çerçeve taslağı ve sağlık politi- kalanna yönelik öneriler sıralanıyor. Ulusal sağlık politikası Raporun ulusal sağlık politikası üzerine yapılan öneri bölümünde şu görüşlere yer verildi: " Ulusal sağlık politikalan belirle- nen çerçeveye dayalı olarak sağlık so- rununa çözüm bulmalıdır. Önceljkle hizmetlerde etkinliğin sağlanması için gerekler saptanmahdır. Bu noktadan bakıldığında hizmet sunumu ve hiz- metin fınansmanı sorunu en belırgin HASTALIKLI SAĞLIKI S İ S T E M İ M İ Z GÜNDÜZ İMSİR SSK Okmeydanı Hastanesi'nde ziyaretçi günü, yemek saatini andınyor. iki konudur. "öncelikle bu iki işlev ayn ayn dü- şünülmeli ve politikaiar farklı bakış açılanyla geliştirilmelidir. Ancak her iki konuya yönelik politikaiar dengeli olarak yürütülmeli ve sistemde sürek- lilik sağlanmalıdır. Sağlık hizmetleri- nin finansmanının karma bir yapıya kavuşturulması, fınans gereksiniminin karşılanabilmesi açısından uygun bir çözüm olarak görülmektedir. Bu ku- rumlar oluşturulacak genel sağlık si- gortasına kaynak aktarmalıdır. Ayn- ca özel sağhk sigorta kurumlannın sistemde etkinliği arttınhnalıdır. "Uzman personel, deneyim ve mali açıdan henüz yeterli olmamalan ya- nında veri eksikliği nedeniyle de paza- ra girişleri zorlaşmaktadır. Henüz emeklemeaşamasında olan özel sağlık sigortası kuruluşlannın özendirici ön- lemlerle gelişmesi sağlanmalıdır. Di- ğer yandan koruyucu hizmetlerin kamu tarafından fınanse edilmcsi ge- reği açıktır. Sağlıkh bir toplum oluş- turmak ve sağlık hizmet maliyetlerini düşürebılmek için koruyucu hızmetle- re yoğun kaynak aktanmı gerçekleşti- rilmelidır." TÜGİAD'm raporunda kısa, orta ve uzun dönemde abnabilecek bazı önlemler ise özetle şöylç sıralandı: 1- Mevcut tesis, tıbbi alet ve cihaz en- vanterinin cıkanlması, eksikliklerin tespit edilmesi birleştirme, aktarma. kapatma gibi önlemlerle sistemin işle- yişinın sağlanması. 2- Yeni yatınmlann önceliklerdışın- da ertelenmesi, kaynaklann mevcut tesislerin yenilenmesinde kullanılması. 3- Seçilen bölgelerde aile hekimliği için altyapının sistemin işleyişini sağla- yıa biçimde kurulması. 4- Uygulama olanağı bulunmayan merkezlerdeki sağlık meslek liselerinin kapatılması. 5- Insangücü ve sağlık planlanma- sında eşgüdüm sağlanarak altyapı te- sislerinin geliştirilmesi. 6- Sağlık ınsangücü yönetimi temel- lerinin belirlenmesi. 7- Aile hekimliği kurumunun gelişti- rilebilmesi için aile hekimlik ihüsası- nın geliştirilmesi ve pratisyen hekimli- ğin teşvik edilmesi, eğitiminin gözden geçirilmesi. 8- İnsan-makina, insan-tesis uyu- munu sağlayacak sağlık insangücü planlaması ve uygulaması. 9- Ücret düzeylerinin gözden geçiril- mesi, öğretim üyelerinin eğitime ağır- lık vererek araşürma ve geliştirme çabalannda yoğunlaşmasının sağlan- ması. 10- Eğitim kadrosunun eğitim ve araşürma-geliştirme hizmetlerinde yo- ğunlaşmasının sağianması. 11- Tıp fakülte ve hastanelerinin refe- rans hasunesi niteliğine kavuşturul- ması. 12- SSK, Sağhk Bakanlığı. üniversi- te ve diğer hastaneler arasında hizmet- te rekabet yaratılması. 13- SSK ve kamu çalışanlanna hiz- mette seçim hakkının getirilmesi için finansal açıdan kısa dönemde düzen- lemelerin yapılması. 14- Sigara, içki gibi sağlığın bozul- masına ve çevrenin tahrip edilmesine yol açan ürün ve hizmetlerden alınan fonlann bir bolümünün sağlık harca- malanna aynlması. 15- Genel Sağlık Sigortasına geçil- mesi. StİRECEK Türkiye'nin sağlık düzeyi nasılyükselir?• Sağlık hizmetlerinin fınansmanı tek elde toplanmalıdır. • 2000 yılına kadar hastanelerimiz temel sağlık hizmetlerini destekleyen. hem hizmeti vereni, hem de alanı mut- lu eden, teknolojıyi uygun kullanan. malıyet konusurtda duyarlı, halkın sağlık eğitimi de dahil sağlıkla ilgili her konuda söz sahibi, iç yönetimde de- mokratik. yerinden yönetilen, merkez- den denetlenen kurumlara dönüşmeli. • Doğum öncesi ve yeni doğum dönemi sağlık hizmetleri içinde flaha ağırlıklı ve öncelikli yer almahdır. Ya- jam kalitesinin yükseltilmesi açısın- dan bu dönemle ilgili koruyucu ve iyi- leştirici hizmetlerin de geliştirilmesi için çalışmalara başlanmalıdır. • Devletin an;* sagbğı ve aile plan- laması hizmetlerini öncelikli hizmet olarak kabui eden ve süreicliliği olan bir politika izlemesi şarttır. • Altyapısı tamamlanmamış, eği- tim yönünden yeterii öğretim eleman- lanyla desteklenmemiş tıp fakültele- rinde çağdaş tıp eğitimi verilemez. Alt yapı ve eleman yetersizliklen süratle giderilmelidir. • Sağlık çalışanlan kesinlikle sen- dikalaşmalıdır. • Tıp fakültelerine kapasitelerinin üzerinde öğrenci ahnmamalıdır. • Tıp eğitimi, birinci basamak sağ- hk hizmetlerini yerine getirebilecek bilgili, becerili, kendine güvenli pratis- yen hekim yetiştirmeye yönelik oima- lıdır. Bu tutum uzmanlaşma eğilimini azaltacak ve yığılmalan önleyecektir. • Hasta sevk zdnciri oluşturulmalı- dır. Böylece büyük hastanelerde hasta yığılmalan önlenecek, eğitirn ve tıp fa- kültesi hastaneleri, birinci basamak hekimin ya da hizmet hastanelerinin çözeceği konularla gereksiz yere uğ- raşmak sorunda kalmayacaktır. • Yeşil karttan faydalanacak kişi- lerde gelir rakamı asgari ücret ya da üstüneçekilmeüdır. • Sağlık personeli adil, somut veri- lere dayanan, her türlü dış etkenden uzak, nakil ve atama yönetmeliğine sahip olmalıdır • Hızla değişen dünya sistemlerine ayak uydurabilmek için 30-60 yaşın- daki yasalar değiştirilmelidir. • Sağlık hizmetlerinin finansma- nında genel bütçeden aynlan pay yük- seltilmelidir. Temel sağlık hizmetleri öncelikle devlet sorumluluğu altında olmalı, 21. yüzyıl Türkiyesi'nde sağlı- ğın finansmanının salt sağlık hizmetle- rine ve halka dayandınlması önlenme- lidir. • Finansmanın karşılanması için, a) Sağlık Bakanlığı'na genel bütçeden aynıan payın yükseltilmesi. b)Öteki bakanlıklann sağlık bütçelerininin Sağlık Bakanlığı'na aktanlması. c)Fonlardan yararlanılması gerekir. • Genel Sağlık Sigortası'nın (GSS) uygulanabilmesi için genel bütçeden aynlan payın yüzde 13'lere ve daha yükseklere çekilmesi lazımdır. GSS uygulanan ülkelerde bu oran en az yüzde 13'tür. • Hekimin yurt çapında dengeli da- ğılımı için zorunlu hizmet yerine özen- dirici önlemler getirilmelidir. Rotas- yon ya da kardeş hastane uygulaması kaldırılmalı ya da yeniden gözden geçi- nlmelıdır. • İlk basamak sağlık hizmetlerinde altyapı cksiklikleri tamamlanmalı. yardımcı sağlık personeli eksikliği gi- derilmelidir. • Ülkemizde hekimlerin uzman- laşması, gereksinimlere göre planlı şekilde yürütülmeli ve klinik daliar için gereksinime fazlası olan hekımlerc toplum sağlığı alanında, toplumda sık görülen hastalıklann teşhis ve tedavi- sinde uzmanlaşma olanağı sağlanma- lıdır • Aile planlaması hizmetlerinin halka daha kolay yararlanabilecekleri gibi sunulmasına. halkın ctkili gcboliği önleyici hizmetleri kullanmalan konu- sunda eğıtılmelerine vc her bölgede sosyal ve ekonomik kalkınma dikeyı- nin yükseltilmeMiıc < «nem venlmelıdir. ı ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Salihli Akşamları: (6) Son Otobûs... Ressam Balaban antatıyor, kahkahalarını patlatarak: - Şair Baba'yla bir gün sinemaya gittik, daha doğrusu o beni götürdü; biletleri aldı, içeri girdik, yerlerimize otur- duk Bir ara Nâzım karanlıkta bana: - Yav, Balaban, dedi, senin boyun böyle uzun değildi, nt- ye yukarıdasın? Sonra döndü baktı, kahkahayı patlattı! Bütün sinema bi- ze baktı! Meğer ben koltuğu indirmemişim, tüner gibi kol- tuğun tepesine oturmuşum! Nâzım'm kahkahası, salonu kaplamıştı... Cezaevinden çıkmışlar, Nâzım da dışarıda. Balaban, Nâzım'm evine gider, anlatıyor şimdi: - Ben kapıyı çaldım, elimde 2-3 kiloluk bir horoz! Horoz yolunmuş, temizlenmiş. - Aaa, dedi Nâzım Baba, yaşadık! Münevver, Balaban geldi işte! Bize büyük horoz getirmiş. Bugün akşam yeme- ğimiz çıktı, horoz geldi! (Şair Baba'nın önünde önlük vardı, baş başa kalınca) Görüyor musun halimi, dedi (Münevver Yenge içeride) evlenirsen böyle olursun işte! Nâzım'dan dizeler okunuyor. Balaban, şöyle diyor: - Vâlâ Nurettin demiş ki, "Bir daha dünyaya gelsen nasıl yapardın?" demiş. Nâzım, "Ben beni bir daha ele geçir- sem.." diye karşılık veriyor; Müzehher Vâ-Nu, anlattı arka- sını: - Ben bunu Nâzım'a yazdım, "Vâlâ böyle diyor" dedim, "Ne diyorsun?" Bana ertesi mektupta şu dizelerle karşılık verdi: "Ben beni bir daha ele geçirsem/-abıhayat içersem de- miyorum-/Kapılaraçılsa birdaha,/ben bu haneye bir daha girsem/yaşardım yine böyle kanrevan içinde/yine böyle aşk ile sersem/ben beni bir daha ele geçirsem." Nâzım, bu yanıtı 1949'da vermiş. "Salihli Akşamları" do- yulmaz akşamlardı. Nâzım Gecesi'nde, Şükran Kurdakul'- un andığı, "Son Otobüs" şiirini okurlara anımsatmak isti- yorum. "Son Otobüs"ü Nâzım, 21 Temmuz 1957'de Prag 1 - da yazmış, Sovyetler'deki bürokrasinin, yönetrmin saör arasında ilginç bir eleştirisi. Şöyle: "Gece yarısı, son otobüs /Biletçi kesti bileti./Beni ne bir kara haber bekliyor evde,/ne rakı ziyafeti./Beni ayrılık bek- liyor./Yürüyorum ayrılığa korkusuz/ve kedersizVlyice yak- laştı bana büyük karanlık./Oünyayı telâşsız, rahat/seyre- debiliyorum artık./Artık şaşırtmıyor beni dostun kahpeliği, /elimi sıkarken sapladığı bıçak./Nafile, artık/kışkırtamıyor beni düşman./Gectim putların ormanından/baltalayarak/ ne de kolay yıkılıyoriardı. Yeniden vurdum mihenge inandığım şeyleri,/çoğu kat- kısız çıktı çok şükür./Ne böylesine pırıl pırıl olmuşluğum vardı,/ne böylesine hür. lyice yaklaştı bana büyük karanlık./Dünyayı telâşsız, ra- hat/seyredebiliyorum artık./Bakınıyorum başımı kaldırıp işten./karşıma çıkıveriyor geçmişten/bir söz/bir koku/bir el işareti/Söz dostça,/koku güzel,/el eden sevgilim. Kederlendirmiyor artık beni hatıraların daveti./Hatıra- lardan şikayetçi değilim./Hiçbir şeyden şikayetim yok za- ten/Yüreğimin durup dinlenmeden/kocaman bir diş gibi ağnmasından bile iyice yaklaştı bana büyük karanlıkVArtık ne kibri nazınn, ne kâtibin şakşağı,/Tas tas dökünüyorum başımdan aşağı./güneşe bakabiliyorum gözüm kamaşmadan.A/e 6elki ns yazık./hatta en güzel yalan/beni kandıramıyor ar- tık. Artık söz sarhoş edemiyor beni,/ne başkasınınki, ne kendiminki./lşte böyle gülüm./iyice yaklaştı bana ölüm / Dünya her zamankinden güzel dünya./Dünya, k; çamaşır- larım, elbisemdi/başladım soyunmağa./Bir tren pencere- siydim,/bir istasyonum şimdi./Evin içerisindeyim,/şimdi kapısıyım kilitsiz./Bir kat daha seviyorum konukları./Ve sı- cak her zamankinden sarı,/kar her zamankinden terniz." "Salihli Şiir Ikindileri'ne gelenler arasında Nahit Ulvi Akgün de vardı, adını yazmamışım. Tiyatro seçici kurulla- nnda, Sevda Şener, özdemir Nutku, Güngör Dilmen, Sıtkı Tekmen de bulunmuşlar, sürekli Salihli'ye gidip gelmişler emek vermişler. izmir Devlet Tiyatrosu yöneticileri, eski Vatan'cı arkadaşım Erol Aksoy da gelmiş. Biz Salihli'deyken, belediye işçileri grevdeydiler; Sa- lihliyi çöp götürüyordu. Gazetelerin İzmir-Ege baskılan grevden söz ediyorlardı da grevin içyüzünü yazmıyorlar- dı. Oysa, grev bal gibi siyasal amaçlıydı; SHP içindeki Baykalcılar, Belediye Başkanı Zafer Keskiner'i, bu arada Hinthorozu Erdal Bey'i yıpratmak için grevi sürdürüyorlar- dı. Bir türlü uzlaşmaya yanaşmıyorlardı. Manisa'da oldu- ğu gibi, Salihli'de de Baykalcılar yönetime egemendiler. - Görüyorsunuz, Erdal Bey'le bu iş yürümüyor! demeye getiriyorlardı. Salihli SHP llçe Başkanı. Baykalcı Nuri Çilin- gir miydi? Oysa, Hinthorozu'nun ayağı öyle olmayacak, yerel se- çimlerde malı götürecekti! Baykalcılar, bir süre daha grevi fırsat bilip ayak sürüyeceklerdi... Salihli'den Foça ya geçtik; Foça'da, İsmail Hakkı Ton- guç'un sağ kolu, Ferit Oğuz Bayır, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'na bir yazlık ev bağışlamıştı, onun açılış töre- nine gittik. Açılış kurdelesini Samiye Yaltırım ile Ferit Oğuz Bayır birlikte kestiler. Ferit Oğuz Bayır, "Dördüncü Mersi- naki'deki yapıyı, yazarlar dinlensinler diye bağışladı. Din- lenme evinin anahtarını, Foça Belediye Başkanı Nihat Dirim'e bırakıp ayrıldık. Ayrılmadan yazarlar evinin önün- deki havuza gjrdim, çimip çıktım! Nâzım'm gömütünün neden hâlâ Rusya'da durduğunu, neden yurda getirilmediğini, neden hâlâ Türk yurttaşı ol- madığını düşünüp durdum! BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Botanik incele- meleri yapmak üze- re kurutulmuş, eti- ketlenmiş ve adlan- dırılmış bitki kolek- siyonu. 2/ Balıkesir ilindeki Kaz Oağı 1 nın mitolojik dö- nemlerdeki adı... Gece yapılan sinema ya da tiyatro gösteri- si. 3/ Hentbole ben- zeyen Arjantin kö- kenli binicilik spo- ru... Doğanın neden olduğu yıkım. 4/ Oyunda cezalı çocuk... AJtından so- pa gösterilir. 5/ Ayak... Ismailiye ta- rikatının önderlerine verilen ad... Akdeniz'de, hapishanesi ile ünlü kii- çük bfr Fransız adası. 6/ Volga'nın başlıca kolu olan ınnak... Avrupa Para Anlaşması'nın simgesi. 7/ Me- tal bilyelerin savrulması ilkesine da- yalı elektrikli bir oyun makinesi... Geniş, enli. 8/ Belirtiler... Bayağı, sı- radan. 9/ Yabanördegi. YUKARIDAN AŞAGIYA: 1/ Suaygın. 2/ Borç ödeme... Eskiden kansere verilen ad. 3/ Türlü nedenlerle başarı gösteremeyen kimse... Alev. 4/ En kü- çük izci kuruluşu... Kılıç. 5/ Bir spor takımının gözde oyuncu- su... Madenleri yonimak için kullanılan çelik araç.. Eylemleri olumsuz yapmakta kullanılan ek. 6/ İskambilde bir kâğıt... Göz- leri görmeyen. 7/ Kalın kabuklu ve cekirdekli bir portakal rü- ru... I9I3-I990 yıllan arasında yaşamış Agop önadlı Türk res- samı. 8/ Afrika'da yaşayan bir antilop... Düşünce. 9/ Duyular aracılığıyla kavranılamayan şeylerin bilgisi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle