Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MART1992 ÇARŞAMBA
HABERLER
Çölaşan'aiOO
milyonluk dava
•AA(Ankara)-ANAP
adına Genel Başkan Mesut
Yılmaz, ocak ve şubat
aylannda yazdısp 5 ayn köşe
yazısında haber verme
sınırlannı aşarak partiye
hakaret ettiği gerekçesiyle
Hürriyet gazetesi yazan
Emin Çölaşan hakkında 100
milyon liralık tazminat
davası açtı. ANAP Ankara
eski il başkanlanndan avukat
Erden Ansoy tarafından
nöbetçi asliye hukuk
mahkemesine verilen dava
dilekçesinde, gazeteci Emin
Çölaşan'ın ocak ve şubat
aylannda yazdığı, "Olay
Bitti", "Yolsuzluklar ve
Baba" ve "Emlakbank
Rezaleti". "ANAP'a Bakın
ANAP"a", "Güler istifa"
başbklı köşe yazılannda
partiye açıkça hakaret ettiği
önesürüldü.
Yalçın Küçük
yargılandı
• AA (Istanbul) - "Basın
yoluyla bölücü propaganda
yaptığı iddiasıyla yazar
Yalçın Küçük, Yeni Ülke
gazetesinin sahibi Yusuf
Serhat Bucak ve gazetenin
sorumlu Yazı tşleri Müdürü
Yusuf Cacım'ın
yargılanmasına başlandı.
lstanbul 2 nolu Devlet
Güvenlik Mahkemesi'ndeki
duruşmada sorgusu yapılan
Yusuf Cacım, haftahk Yeni
Ülke'nin 17-23 Kasım 1991
tarihli 5. sayısında
"Dikine" adlı köşede Yalçın
Küçük tarafından yazılan
"Öcalan Kardeşim" başhklı
yazının suç unsurlan
taşımadığını söyledi.
Hakkında 5 yıla kadar
hapis ve 100 milyon lira
ağır para cezası istenen
sanık Yalçın Küçük de,
kardeşliği savunduğu bu
yazıdan dolayı
yargılanacağını hiç
düşünmediğini kaydetti.
Duruşma ileri bir tarihe
ertelendi.
Özal'ın kabulü
• AA (Ankara) -
Cumhurbaşkanı Turgut
özal, Filistin'in Ankara
Büyükelçisi Fuad Yasin'i
dün kabul etti. Filistin
devletinin Ankara
Büyükelçiliği'ne atanan
Yasin, Cumhurbaşkanı
özal'a güven mektubunu
sundu. Çankaya Köşkü'nde
gerçekleşen kabulde,
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Bilgin Unan da
bulundu.
Akbulut-Köse
davası
• ANKA (Ankara) -Sanayi
ve Ticaret Bakanı Tahir
Köse'nin, kendisini TRT'ye
baskın yapan
milletvekillerinden biri
olarak tanıtarak
kamuoyunda küçük
düşürdüğü gerekçesiyle eski
Başbakan Yıldırım Akbulut
aleyhine açtığı 50 milyon
liralık manevi tazminat
davasına devam edildi.
Ankara 18. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nde görülen
davanın dünkü
duruşmasmda, TRT
Başhukuk Müşaviri Akın
Beşiroğlu tanık olarak
dinlendi. 25 milletvekilinin
geçen yıl ocak oyında
"TRT'yi yanlı yaymlar
konusunda uyarmak"
amacıyla yaptıkları ziyarete
tanık olmadığını belirten
Beşiroğlu, anlatımında
ziyaret kelimesini çok sık
kullanarak "baskın" sözünü
kullamaktan özenle kaçındı.
Beşiroğlu, tartışmalı geçen
ziyareti başka
milletvekillerinin
aıüatımından dinlediğini
ifade etti. Duruşma yargıa,
eksik belgelerin
toplanabilmesi için davayı
Ueri bir tarihe bıraktı.
Faili meçhul
cinayetler
• ANKA (Ankara) -
Avrupa Parlamentosu
üyeleri, Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Erdal
tnönü'ye yazdıkları
mektupta Türkiye'de işlenen
faili meçhul cinayetlerle
ilgili gelişmeleri sordular.
Aralarında Avrupa
Parlamentosu Dışilişkiler
Komitesi Türkiye Raportörü
Raymonde Dury, Avrupa
Parlamentosu
milletvekilleri, Bıjorn
Elmquist, Barbara Leyla
Onur, Claudia Roth ve
Max Simonie'nin de
bulunduğu 15 parlamenter,
avukat ve insan hakları
gözlemcisi Türkiye'de
incelemelerde bulunduktan
sonra Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Erdal
lnönü'ye gönderdikleri
mektupta faili meçhul
cinayetleri sordular.
'Halk günü'nde Köşk'e çıkan vatandaşlar Özal'a moral, Özal da onlara öğüt verdi
'Cumhıır', başkanıyla fotoğraf çektirdiCUMHURİYET (Ankara) - Cumhur-
başkanı Turgut Özal, Köşk'teki 6.
Halk Günü'nde hem moral buldu
hem de vatandaşların iş istekleri
karşısında çaresizliğe düştü.
Sayıları 660'ı bulan ve 40 ilden yapılan baş-
vuralar sonucu "seçilerek" cumhurbaşkanı-
nın huzuruna çıkma şansını elde eden vatan-
daşlar, dün Çankaya Köşkü'ndeydi. Köşk gi-
rişinde sıkı bir aramadan geçirilen vatandaş-
lar, havuzlu salona alındılar. llki 1989'da ya-
pılan halk gunünü izlemeye bir süredir
"Köşk'e ambargo uygulayan" Starl ekibi de
gelmişti.
Konuklar arasında başörtülüsü de mini etek-
lisi de vardı. Kalabahğın ortak noktası ise ne-
redeyse herkesin elinde bir fotoğraf makine-
si olmasıydı. Gelenler arasında Türk-ABD
Dostluk Derneği'nin Türk ve ABD'li hanım
üyeleri de göze çarpıyordu.
Miting alanı gibi
Uzunca bir suredir meydanlara çıkmayan
Cumhurbaşkanı Özal, adeta bir miting ala-
nını andıran havuzlu salona eşi Semra özal'la
girdiğinde yoğun alkış aldı. Alkışlar arasın-
da kürsüye gelen Özal, önce 'halk gunü"nün
amacını açıkladı:
"Halk günlerinin gayesi, halkımızın her ka-
demeden, her tabakadan ve muhtelif görüş-
ten ne olursa olsun insanlanyla temas etmek-
tir. Onlarla beraber, bir arada bulunmak, on-
ların memleket meseleleriyle ilgili, benimle il-
gili, yaptığım işlerle ilgili görüşlerini, temen-
nilerini, fikirlerini dinlemektir. Bunlardan
mutluluk duymak ve ayrıca istifade etmek la-
zımdır!'
Salondakileri dünyadaki ve Türkiye'deki hızlı
değişime "ayak uydurmasalar" bile, en azın-
Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 40 ilden seçilen 660 kadar temsilci vatandaşı Çankaya Köşkü'nde kabul etti. Özal, miting
alanını andıran Havuzlu Salon'daki halk gününde yoğun iş istekleriyle karşılaştı. (Fotoğraf: RIZA EZER)
dan değişimi anlamaya çağıran özal, ülke-
nin yeterli olmasa da sıkıntıh dönemlerini at-
latıp, daha iyi bir döneme girdiğini söyledi.
Özal, vatandaşlara "iki altın öğüt" de verdi:
"Geçen 12 senede edindiğim bir tecrübe var.
Sizlere söylemekten mutluluk duyacağım. Ya-
ni bu tücrebe biraz zor tecrübe oldu. Birin-
cisi, çalışmadan hiçbir şey olmaz. Zannetme-
yin ki her şey yukarıdan kendiliğinden gelir.
Ikinci bir şey daha söyleyeyim, zannetmeyin
ki devletin hazinesi büyüktür de herkes dev-
letin hizmetlerini bedava alır. Her hizmetin
karşılığmm alınması lazım. Çünkü hizmeti
görenler, odeme yapmazlarsa bu hizmetler
aşağı gider, yıkıhr, perişan olurî'
Özal, öğütlerden "kastı"nı da açıkladı: "Er-
ken emeklilik meselesiî' Emeklilerin parası-
nın çalışanlann cebinden çıktığını örnekler
vererek anlatan Özal, ileri ülkelerde herke-
sin 65 yaşına kadar çalışıp, 75 yaşında oldu-
ğunu söyledi. Türkiye'deki ortalama ölüm ya-
şının ise 65 olduğuna işaret eden Özal sonra
da vatandaşların yüreğine su serpti:
"1960'h yıllarda ölüm yaşı 50'nin biraz üze-
rindeydi. 20 sene sonra 75'e gelecek!'
Salonu dolduranlar erken emekliliği veto
eden Özal'a başlannı sallayarak hak verdiler.
Özal, konuşmasını bitirdikten sonra Samsun-
lu hayırsever vatandaş Hasan Ergil'e bir pla-
ket, bir de öğüt verdi:
"Gayretleriniz devam etsin. Sevap defteri de-
vamlı kapanmaz, açık kalır!'
Ardından da Ankara'nın Gölbaşı ilçesinden
gelen bir heyet Özal'a minnet duygulannı pla-
ket eşliğinde sundu. Heyetin temsilcisi, mik-
rofonu kapıp Özal'a moral verdi:
"Cumhurbaşkanı'na halk desteği yok diyen-
ler: Vatandaş Sayın Özal'ın yanında, vatan-
daş Çankaya Köşkü'nde."
Plaketlerin sunulmasından sonra salondaki-
lerin ilgisi kuru pasta ve meyve suyu ikrarnı-
na kaydı. Ancak özal, salondakilerin arası-
na karışınca, etrafında sevgi çemberleri oluş-
tu, el öpme kuyruğu başladı, ardından iş is-
tekleri yağdı:
— Jeoloji mühendisiyim bana bir iş...
— Sakatım diye bana iş vermiyorlar...
— Babaeski îmam Hatip Lisesi Yaptırma
Derneği'ndeniz, okulumuza açılış onayı ve-
rilmiyor...
— Yozgat Sorgun'un Esenlik kasabasındayız.
Sizin temelini attığınız baraj bitti, kasabamız
sular altında kalacak. Bize oturacak yer bu-
lun...
özal, bitmek bilmeyen iş istekleri karşısında
ne yapacağını şaşırdı. Çareyi yamndakilere is-
teklerin toplanması için emir vermekte bul-
du.
ANAP lideri 'İnönü dünyanın dönüş hızıyla uğraşmaktan Türkiye ile uğraşamıyor' dedi
Yıhnaz: SHP kabinenin gölgesiCUMHURÎYET (Ankara) -
ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz, hüküme-
tin 100 günde tam bir
kroke durumuna geldiği-
ni belirterek SHFyi 'ka-
binenin gölgesi' olarak
niteledi.
Yılmaz. Başbakan Yardım-
cısı Erdal İnönü için "dünyanın
kendi ekseni etrafında dönüş
hızıyla uğraşmaktan Türkiye'-
nin meseleleri ıle uğraşmaya
zaman bulamamaktadır" nite-
lemesini yaparken kısa süre
sonra "vergi affı ve ithalat dü-
zenlemeleri ile işlerini yoluna
koyan" bazı bakanlann hükü-
metten aynlacaklannı öne sür-
dü.
Mesut Yılmaz ANAP gru-
bunda yaptığı konuşmada.
hükümetin darmadağınık du-
rumda olduğunu belirterek
SHP'nın sadece kendisine veri-
len bürokrat kontenjanlannı
militanlanyla doldurma uğraşı-
sı içinde bulunduğunu öne sür-
dü. Yılmaz, Devlet Bakanı
Cavit Çağları adını vermeden
eleştirerek "Bir bakan istifa
edeceğini söylemiş. Vadeli istifa
müessesesi Türkiye'de ilk defa
uygulanıyor" diye konuştu.
Oç mektup fikrası
Yılmaz. başbakanhk görevi-
nin devir teslim töreninde De-
mirel'in kendisine anlattığı üç
mektup fıkrasını anlatarak ko-
nuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hükümet. ilk mektubu açtı.
100 günde vadesi doldu. Kısa
zamanda ikinci mektup açıla-
cak. Fıkrada olduğu gibi bazı
bakanlar vergi affı. ithalat reji-
mi düzenlemeleriyle işlerini yo-
luna koyarlarsa hükümetten
aynlacaklardır. Sonra da 3.
mektup açılacak."
Yılmaz. hükümetin becerik-
sizliklerini örtmek için ANAP
dönemine ilişkin yolsuzluk id-
dialan ortaya attığını öne süre-
rek "Çekinecek hiçbir şeyimiz
yoktur. Bugüne kadar ortaya
ciddi bir şey de koymuş değil-
lerdir" dedıve TÜRKSAT yol-
suzluk iddialanmn sonuçsuz
kaldığını hatırlattı.
Yılmaz, teftiş kurullannın
yan adli bir görev yaptığmı, her
bakanhğın ve başbakanlığın
teftiş kurulunun ayn olduğunu.
ANAP'lıIann gecesine Ozal katdmadı.
S d d l "Bilik B
ANAPlıIann gecesine Ozal kaANAP'ın, 17,18 ve 19. dönem milletvSdlleriyle kurucuları genel merkezde düzenlenen "Birlik ve Butünluk" gecesm-
de bir araya geldiler. Geceye ANAP'ın kurucusu, ilk genel başkanı Cumhurbaşkanı Turgut Ozal ile lstanbul ıl başkanı
esi Semra Özal çağnlı oldukları halde katümadılar. Özal'ın hükümet ile yeni bir polemik yaratmamak duşuncesıyle
ANAP'ın gecesine katılmamayı yeğlediği öğrenildi. Eski Başbakan Yıldınm Akbulut da "Birlik ve Butünluk gece-
sinde yer almadı. ANAP'ın eski ve yeni milletvekilleri ile eşlerini Genel Başkan Mesut Yılmaz ve eşı Berna Yılmaz,
GenefMerkez'in girişinde karşıladılar. Mesut Yılmaz, geceyi açarken Türkiye için en doğru misyonu ANAPın temsH
ettiğini söyledi. Mesut Yılmaz dün ayrıca siyasi gelişmeler hakkmda bilgi vermek için Ankara'ya çağırdığı 30U u aşkın
ANAP'lı belediye başkanına yemek verdi. tller Bankası LokaU'nde verilen yemeğe ANAP'tan 20 Ekim'de mılletvekıü
adayı olan Türk halk müziği sanatçısı Necla Akben de sevilen parçalanyla katüdı. (Fotoğraf: AA)
bir bakanın başka bakanhğın
teftiş kurullanna talimat vere-
meyeceğini belirterek konuş-
masını şöyle sürdürdü:
"Ama çok vahim uygulama-
lar yapılmaktadır. Yolsuzlukla
ilgili devlet bakanı. bütün ba-
kanhklann teftiş kurullannı
toplayıp koordine adı altında
bunlara talimat vermektedir.
Bu uygulamanın vasal hiçbir
dayanağı yoktur. En vahımi ise
Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanı DYP Genel Idare Ku-
rulu üyesidir. Bu kurumun ba-
şında böyle siyasi bir kişinin
bulunması, teftiş kurullanmn
inandıncılığını ortadan kaldı-
nr "
Yolsuzluk firesi
Hükümetin ilk fıresini yol-
suzluktan verdigini belirten
Yılmaz. otoyol ihalelerinde
fark kararnamesini halen uygu-
layan Başbakan Demirel ve
Bayındırhk Bakanı Onur Kum-
baracıbaşı için Meclis sonıştur-
ması istediklerini haürlattı.
Yılmaz. "iktidar gruplannm bu
soruşturmaya ilişkin tavırlan
yolsuzluk iddialan konusunda-
ki samimiyetsiz ve önyargıh
olduklannın tescili olacakur"
dedi.
Yılmaz. 12 Şubat 1992'de
yapürdıkları ankette ANAP
oylannın yüzde 29, DYP oyla-
nmn yüzde 28, SHP oylannın
da yüzde 20 olduğunu hatırla-
tarak kamuoyunun büyük bö-
lümünün koalisyon hükümeti-
ne bağladığı umutlann tümüyle
sönmediğini kaydetti. Yılmaz
Erken Emeklilik Yasası'na kar-
şı çıkış gerekçelerinin kamuo-
yuna daha iyi anlatılması konu-
sunda grubu uyararak bütçe
görüşmeleri sırasında Meclis'e
devam edilmesini istedi. Yıl-
maz, "Bütçe görüşmeleri bizim
daha aktif muhaîefet yapma-
mız için iyi bir fırsattır" dedi.
Eski bakanlardan ANAP İs-
tanbul Milletvekili Adnan
Kahveci de hükümetin icraatla-
nyla devleti tahrip ettiğini be-
lirtti. Kahveci. hükümetin vergi
sistemini bozduğunu, şimdi de
adalet sistemini bozmaya kal-
kıştığıru öne sürerek "Ben 18
yaşında eli silahlı gençten kork-
mam, ama devletin kurumlan-
nı tahrip edenlerden korkanm"
dedi.
DYP ve ANAP'hlar kaçakçdığı tartışıp, kavga ettiler
CUMHURİYET (Ankara) - TBMM
Genel Kurulu'nda ANAP'hların sigara
ve akaryakıt kaçakçılığı nedeniyle Mec-
lis soruşturması açılması istemi reddedi-
Urken, DYP ve ANAP'lılar birbirine gir-
di. TBMM Başkanvekili Yıldınm Avcı-
nın ANAP Genel Başkanı Mesut Yıl-
maz'a söz vermemesi nedeniyle başlayan
gerginlik, DYP'li bazı milletvekillerinin
ANAP'hların üzerlerine yürümeleri üze-
rine kavgaya dönüştü.
Önerge sahipleri adına konuşan Ad-
nan Kahveci, TÜPRAŞ'ın mazot satış
miktarının 1991 yıhmn ekim ayında 666
bin tondan, aralık aymda 408 bin tona
düştüğünü, bu düşüşün hâlâ devam et-
tiğini anlattı. Kahveci, kaçak mazot ne-
deniyle Türkiye'nin 7 trilyonun üzerin-
de bir kayba neden olduğunu ifade etti.
Zarann neredeyse 10 trilyon lirayı bul-
duğunu iddia eden Kahveci, "Siz 10 tril-
yonu kaçakçılara nasıl yedirirsiniz? Bun-
da büyük bir görev ihmali vardır" dedi.
Adnan Kahveci, sigara kaçakçıhğının da
son dönemlerde arttığını savunarak şöyle
konuştu:
"Şu anda Meclis'te kaçak sigara satı-
hyor. Doğru mu, yanhş mı diye biraz ön-
ce denedim. Kaçak sigara aldırdım. Şu
anda cebimde duruyor. Kaçak sigara
Meclis'e girdiğine göre, büyük bir ihmal
mevzuubahistir!'
DYP Adana Milletvekili Uğur Aksöz
de kaçakçıhğın 60 günlük iktidarlan dö-
neminde ortaya çıkmasının mümkün ol-
madığını anlattı. Aksöz, ANAP'ın ka-
çakçılara af çıkararak bunlan destekle-
diğini savundu.
SHP Mardin Milletvekili Mehmet
Gülcegün ise Türkiye'ye iddia edildiği gi-
bi yılda 5.5 trilyon liralık değil, 110 mil-
yar liralık kaçak mazot girdiğini söyle-
di. Gülcegün, bu tür bir olayın Türkiye1
de değil dünyanın hemen hemen bütün
ülkelerinde yaşandığını anlattı.
Oturumu yöneten Yıldırım Avcı, Meh-
met Keçeciler'in ayağa kalkarak söz is-
temesi üzerine, en fazla iki üyeye söz ve-
rebileceğini belirtti. Ava, Keçeciler'in ne
söyleyeceğini Kahveci'nin ifade ettiğini
bildirdi.
Bu arada Keçeciler ve diğer ANAP
milletvekilleri ile birlikte Mesut Yılmaz
da Avcı'ya itirazlarda bulundu. Avcı,
ayağa kalkarak, kendisine yönelik ola-
rak konuşan Mesut Yılmaz'a, "SürekU
olarak bana laf atıyorsunuz. Genel baş-
kan ve bu ülkeye başbakanlık yapmış bir
kişi olarak, bu sözleri size
yakıştıramıyorum" dedi.
Daha sonra söz alan İçişleri Bakanı ts-
met Sezgin kürsüye geldi. Sezgin, kaçak
akaryakıt satışlanmn vergi yönünden ül-
keyi zarar soktuğunu, haksız rekabete
yol açtığı ve bazı kişilere haksız kazanç-
lar sağladığının doğru olduğunu, ancak
bunun neden önlenemediğinin ortaya
konulamadığı konusuna koalisyon hü-
kümetinin muhatap ounaması gerektiği-
ni bildirdi.
Akaryakıt kaçakçılığımn kendi hükü-
metleri döneminde ortaya çıkmadığıru
anlatan Sezgin, 1987 yılında 67 il valili-
ğine gönderilen genelgeyle de bu soru-
nun halledilemediğini kaydetti.
Ismet Sezgin, konuşmasının son bö-
lümünde şu görüşlere yer verdi:
"Muhalefetin bu önergeyi, yolsuzlukla
mücadeleyi hükümet programımn ana il-
kesi durumuna getinniş bulunan hükü-
metimiz hakkında kamuoyunda şüphe
ve istifham uyandırmak için verdiği an-
laşılıyor. önerge sahipleri yanlış kapı çal-
nuşlardu. Bu beyhude bir davramştır.
Hiçbir töhmet kendilerini, dönemlerinin
şaibesinden lnırtaramayacak ve yolsuz-
luklann üzerinde önem ve özenle duru-
lacaktırî'
Ismet Sezgin'in konuşmasmdan son-
ra, Mesut Yılmaz'ın da aralannda bulun-
duğu milletvekilleri ayağa kalkarak, Av-
cı'dan içtüzüğe göre hareket etmediği, ta-
raflı davrandığı ve sataşma olduğu ge-
rekçesiyle söz istedüer.
Yıldınm Ava, bunun üzerine ANAP
Ankara Milletvekili Vehbi Dinçerler'e söz
verdi. Dinçerler'in konuşmasım, DYP
milletvekilleri protesto ettiler.
Haydar Kutlu iddialan yalanladı:
TKP'ninSTASIüe
hiç ilişkisî olmadı
tstanbul Haber Servisi - Kapatılan Türkiye Birleşık
Komünist Partisi Genel Sekreteri Haydar Kutlu,
Türkiye Komünist Partisi'nin (TKP) bazı üye ve
yöneticilerinin, Demokratik Almanya istihbarat
örgütü STASI hesabına çalıştıklanna ilişkin id-
dialan yalanladı.
Kutlu haberin gerçek dışı ve "Anadolu Ajansı bilmem kim-
gayri ciddi olduğunu. somut le gizli işbirliği yapıyor dense,
hiçbir kaynağa dayanmayan Anadolu Ajansı bunu haber
bu iddianın tüm TKP'lüeri olarak görür müydü?" dedi.
hatta Ahnanya'daki tüm TBKP Genel Sekreteri, sayısız
Türkleri zan altında bıraktığı- TKP üyesinin polis sorgusun-
m söyledi. dan geçtiğini, böyle bir iddiaya
TKP üye ve yöneticilerinin Le- dayanak oluşturacak tek bir ip
ipzig kentinde kendilerine tah- ucunun bile ortaya çıkmadığı-
sis edilen evlerde bannırken, nı belirtti. Bir dönem Nâzım
STASI ile çeşitli ilişkiler sür- Hikmet'in de benzer bir biçim-
dürdükleri. Doğu Alman istih- de karalanmaya çalışıldığını,
baratçılan ile bazı Türk vatan- Almanya'da yabana düşman-
daşlan arasında temas kurul- lığının tırmandığıbirsıradabu
masım sağladıklan iddialannı tür bir iddianın orada yaşayan
yanıtlayan Kutlu şöyle dedi: Türkleri hedef alacağını söyle-
"Habere dayanak olan id- yen Kutlu, "eğer STASI dos-
diayı ortaya atanlar herhangi yalannda bir şeyler varsa bun-
bir kanıta dayanmamaktadır. lann açıklanmasmı herkesten
Böyle olunca amaç. bir gerçeği çok TKP'lilerin isteyeceğini"
ortaya koymak olmuvor. Böy- açıkladı.
lesine bir ithamın da\andığı
gerekçe, bu söylentının STASI
dosyalannı ellerinde tutanlar-
ca 'doğrulanmamış' olmasına
STASI arşMtri
Anadolu Ajansı'mn Berlin
rağmen 'yalanlanmamış/ olu- mahrecli 29 şubat tarihli habe-
şundan ibarettir. Mantık "Söy- ri. iki yüzden fazla Türk vatan-
lenti doğrulanmadı. ama daşının eski Demokratik
m'adem ki yalanlanmadı, ö>- Almanya istihbarat örgütü
leyse doğrudur' biçiminde akıl STASI hesabına çalışüğı iddia-
yürütmeye dayandınlıyor. Bu sına dayanıyordu. Türkiye
anlayışın ahlak dışı olduğu Komünist Partisi bazı üye ve
açıktır. Dahası haber kaynağı yöneticilerinin de söz konusu
Anadolu Ajansı olduğuna gö- gizli örgütle ilişkili olduğunu
re bu tutum Basın Ahlak Ya- duyuran haberde. konuyla il-
sası'na aykındır." gjli bilgjnin Berlin'de kunılan
ve STASI arşivlerinin incelen-
mesiyle görevli bürolara yakınTek ipncu yok
TKP'nin, STASI ya da ben-
zerleri ile hiçbir ilişkisi olmadı-
kaynaklardan alındığı belirtili-
yordu. Haberdeki iddialarara-
ğını, bu tür gizli örgütlerin bir sında bir Türk profesörünün
parti ile bu tarz bir ilışki kur- 1963yıhndanbuyanaSTASI"-
mayı güvenilir bulmayacakla- ye hizmet verdiği ve albay rüt-
nru aklı başında herkesin göre- besine kadar yükseldiği savı da
bileceğini söyleyen Kutlu, yeralıyordu.
Kayserifîransoruşturması
Giriş ve çdoşı var,
tünelin kendisi yok
CUMHURİYET (Kayseri) -
Ka>seri Cezaevi'nde TKP-
ML-TİKKO davasından yar-
gılanan 11 tutuklunun 25 şu-
bat 1992 tarihinde gerçekleşen
fıranyla ilgili soruşturmada
yeni sorular ortaya çıktı.Olay-
la ilgili olarak dün de üç cezae-
\i görevlisi tutuklandı.
Adalet Bakanı Seyfı Oktay
tarafından görevlendirilen iki
bakanlık müfettişinin yürüttü-
ğü soruşturma sırasında. tu-
tuklulann kazdıklan söylenen
68 metre uzunluğunda ve 1.5
metre enindeki tünel hakkında
tam bilgi sahibi olmak için bir
er tüncle sokuldu.
Tünel içinde 3-5 metre ilerle-
yen erin "İlerisi kapalı gibi,
ilcrleycmedim. Nefesim tıkan-
dı" şeklindeki sözleri yetkilile-
rin kafasında çeşitli kuşkulann
doğmasına neden oldu.
Isimlerinin açıklanmasmı is-
tcmeyen bazı görevliler, tutuk-
lulann tünel aracılığıyla değil
de başka bir yoldan kaçmış
olabileceklerini. şaşırtmaca
yapmak amacıyla da 'tüneün"
gırış ve çıkışlannı birkaç metre
eşmış olabileceklerini söyledi
Kayseri DGM'de idam iste-
miyle yargılanırken fırar eden
tutuklularla ilgili olarak gerek
polis, gerek jandarmanm \ap-
tığı araştırma ve soruşturma-
lar sonucunda halen herhangi
bir ipucu elde edilemedi. Ada-
let Bakanlığı müfetüşlerinin
fırarla ilgili soruşturmalan ise
aradan bir hafta geçmesine
rağmen tamamlanamadı. So-
ruşturma sonucunda önceki
gün Cezaevi Müdürü Muham-
med Ustabaşı, yardımcısı
Ömer Yakut ile gardiyanlar
Hasan Özçelik, Muzaffer Kıa-
laslan. Halil İbrahim Turan.
Alpaslan Yalçın ve Mehmet
Öztürk. görevi ihmal suçun-
dan tutuklanıp cezaevine ko-
nulmuştu.
Cumhuriyet Savcısı Vahit
Kahraman'ın serbest bırakıl-
malanna itiraz ettiği Müdür
Yardımcısı Hulusi Şağır ile
gardiyanlar Mustafa Özalp ve
Hakkı Coşkun ise dün nöbetçi
Sulh Ceza Mahkemesi tarafın-
dan tutuklandılar. Böylece tu-
tuklu görevli sayısı 10'a çıktı.