23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıuk ve Gazetecilik Turk Anonim Şirketi adına Btrin N»di • Murahhas U>e: Emine l'şaklıgil • Yazı tşlen Muduru: Okay Gontosin 0 Yazı Işlen Mudur Yardımcıları: Salim Alpaslan, Kerem Çalış- kan. Necdel Doğan, Lutfu TİDÇ 0 Sayfa Duzeni Yönetmenı: Ali Acar H ir>{ ra TemsılcısL Ahmet Tan lç Politika: Mehmet Tezkan Ekonomi; Menl Taner, KültUr: Celal Üster, Istanbul Haberleri: Muhitlin Sirer, Spor: Abdülkadir Yöceiman, Makaleler: Şahin Aipay, Duzeltme: Abdullah Ytncı # Koordina- tör: Ahmet Korulsan 0 Mali Işler: Erol Erkut 0 Muhasebe: Bülent Yener 0 Butçc-Planlama: Sevgi Osmanbeşeoglu 0 Reklam: Ayje Tonın 0 tdare: Hiiseyin Gıirer # lşletme: Önder Çelü 0 Bılgi-lşiem: Nail İmü 0 Personel: Sevgi Bostancıoglu *e Ynrcn. CuminnjR MathucıM w Gızeuakl T-A.J. TOrfcocagı C»d. 39/41 Cıgalotlu 343M 1M. PK: 246 IıuntMİ. Tel: 512 05 05 (20 hM), Tilra 22246, Fa*. (I) 526 60 72 0 Berobr AI*M: Zıy» GSkalp Blv. Inkılap S. No 19/4, TH.-433 II 41-47, Teto. 42344, Fıx (4) 133 05 65 0 l « l r H Zıy> Blv 1352 S 2/3,TO.13 12 30, TUoc J2359, Fax: (51) 1? 53 60 0 " • lnonü C d 119 S, No I Kaı 1, Tel 19 37 52 (4 hal). Tcfc*. 62155. Faı. (71) 19 25 7» TAKVİM:4MART1992 İmsak. 5.03 Güneş: 6.27 Ögle: 12.20 Ikindi. 15.30 Akşam: 18.04 Yatsı. 19.23 Brezilya'da 3 ay sonra yapılacak tarihin en büyük çevre toplanüsında "yeryüzü yasası"nın ilkeleri saptanacak Dünya, 'çevrezirvesi'nehazırlanıyor RioYla karnaval Brezilya'nın Rio de Janerio kenti bugünlerde olağanüstu renkli ve hareketli günler >aşıyor. Cumartesi giinü başlayan geleneksel Rio Karnavalı tüm çılgınlığı ve coşkusuyla sürüyor. Dünyanın dört bir yanından Rio'ya akın eden eğlence düşkünleri de Brezilya'nın bu sıcak kentinde Latin Amerikalıların sınır ve kural tanımaz eğlencelerine katılarak günlerini gün ediyorlar. (Fotoğraf: AP) Trafik: 3 ölü • AA (İstanbul) - Bakırköy, Rumelihisan ve Fatih'te meydana gelen üç trafik kazasında 3 kişi öldu. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre Rumelihisan 2. Çevreyolu Armutlu girişinde karşıdan karşıya geçmeye çalışan İstnail Karatepe (63) adlı vatandaşa, önce Jirayir Dergüzelyan'ın kullandığı 34 UZ 256 plakalı otomobil çarptı. Yola diişen Karatepe'ye, sonra da Cebrail Kilimci'nin kullandığı 34 CYE 49 plakalı otomobil çarptı. Karatepe, olay yerinde öldü. Bakırköy Esenler Metro İstasyonu'nda, H.İbrahim Yılmaz'm kullandığı 34 CK 289 plakalı belediye otobüsünün çarptığı Mustafa ¥adi (31), olay yerinde öldii. Fatih Atatürk Bulvarı'nda, Miislüm Aydoğdu'nun kullandığı, 34 FRK 07 plakalı özel otomobil, karşıdan karşıya geçmeye çalışan 70 yaşlarında kimliği heniiz belirlenemeyen bir kadına çarptı. Yaşlı kadın, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılırken yolda öldü. MSÜ'de tören • AA (İstanbul) - Mimar Sinan Üniversitesi'nin çekirdeğini oluşturan Sanayi-i Nefise Mektebi'nin 109. kuruluş yıldönütnü, düzenlenen törenle kutlandı. Mimar Sinan Üniversitesi Oditoryumu'nda düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Gündüz Gökçe, 1883 yılında kurulan Sanayi-i Nefise Mektebi'nin 1926 yılında Güzel Sanatlar Akademisi adını aJdığını, 1982 yılında da Mimar Sinan Üniversitesi'ne dönüştüğünü anlattı. "Batılı anlamda ilk sanatçıları yetiştiren kurum bu olmuştur" diyen Prof. Gökçe, Mimar Sinan Üniversitesi'nin pek çok Batılı üniversiteye oranla daha iyi durumda olduğunu kaydetti. Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı öğrencilerinin konserinden sonra düzenlenen törenle, 50 yıllık 22 mezuna plaket verildi. 1991-1992 yılında emekli olan akademik ve idari elemanlarla, 25 yılını dolduran akademik ve idari elemanlar da şükran plaketi aldılar. Yeşil Osküdar • AA (tstanbul) - Üsküdar Belediyesi'nce başlatılan "Yeşil Bir Üsküdar tçin Dikili Bir Ağacın Olsun" kampanyası çerçevesinde, Acıbadem Mihriban Suat Bedük İlköğretim Okulu öğrencilerince okullarının bahçesine ağaç ve çiçek fıdanları dikildi. Ağaç dikimi dolayısıyla düzenlenen törende, öğrenciler, çevre sevgisini anlatan şiirler ve kompozisyonlar okudular. Törenden sonra, ağaç dikim yerine giden öğrenciler, adiarını yazdıkları kâğıtları, diktikleri fıdanlara astılar. Soğuk hava geliyor • AA (Ankara) - Türkiye'nin büyük bir bölümünün, bugünden itibaren Balkaniardan gelen yeni bir soğuk ve yağışh hava kütlesinin etkisi altına gireceği bildirildi. Başbakanlık Devlet Meteoroloji Işleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, bugün Marmara'nın doğusu ile Batı Karadeniz bölgelerinden başlayacak yağışlann yann ve cuma günü yurdun büyük bir bölümünde görüleceğinin tahmin edildiği belirtildi. Soğuk hava kütlesi ile birlikte gelecek yağışların, yurdun büyük bir bölümünde karla kanşık yağmur ve kar şeklinde görüleceği ve hava sıcaklığımn hissedüir derecede azalmasına neden olacağı bildirildi. 6 marta dikkat! • AA (Washington) - Son yılların en tehlikeli bilgisayar virüsü olan 'Mikelanj', ünlü Italyan sanatçının doğum günü olan 6 martta dünyanın dört bir yanında en az 5 milyon bilgisayafda harekete geçecek. Programlan kilitleyip hafızaları silen virils, rönesans döneminin ünlü ressam ve heykeltıraşı Mikelanj'ın adını taşıyor. Kimin ürettiği bilinmeyen virüs, elden ele geçen programlar sayesinde bütün dünyaya yayılmış durumda. Zamana bağlı olarak çalışan Mikelanj virüsü, 6 martta kendiliğinden yayılmaya başlayacak. LALETAYLA (tstanbul)-1-12 Haziran 1992 tarihlerinde Brezilya'da gerçekleştirilecek olan ve kısaca UNCED denilen Birleşmiş MilJet- ler Çevre ve Kalkınma Konferansı'nı dünya yirmi yıldır bekliyor. Dünyanın bu en büyük çevre zirvesindegezegeni tehdıt eden ekolojik sorunlar tek tek ele alınacak. 1972 yılında Stockholm'de yapılan ve Birleşmiş Milletler Çevre Teşkilatf nın ku- rulduğu İnsan Çevresi Konferansı'ndan bu yana birçok uluslararası anlaşma ve görüş- me yapıldı. O günden bugüne çevre korumasının öncelik almasıyla birlikte kaikınma anla- yışı da değişti. Ve değişen anlayışların uy- gulamaya yönelik bir kurumsallaşmaya oturup oturmayacağı da BM'ye üye ülke- lerden 50 bin kişinin katılacağı Brezilya zir- vesinde belli olacak. Yeryüzü yasası UNCED Konferansı'nın uluslararası boyuttaki hazırhk çalışmalan, ağırlıklı ola- rak çevre ve kalkınma konularında tüm dünyayı bağlayacak olan temel ilkelerin bir araya getirildiği 'Yeryüzü Yasası' (Earth Charter) ve bu ilkelerin uyguiama belgesi olan 'Gündem 21' (Agenda 21) üzerinde yoğunlaşıyor. Bu konferanstan beklenen en önemli sonuç da geniş kapsamlı çevre ve kalkınma hedeflerinin yansıtıldığı eylem programlannın kurumsallaşması. Çevrenin korunması konusunda doğal olarak herkes hemfikir. Ancak bu koru- manın önceliği, mali kaynakları ve kim ta- rafından yapılacağı temel tartışma konu- su. Gelişmiş ülkelerin gelişmelerini çevre- yi tahrip etme pahasına gerçekleştirmiş ol- maları, gelişmekte olan ülkelerin önlem alınması konusundaki asıl sorumluluğun da onlarda olmasını savunmalarına yol açıyor. Öte yandan çevre korumanın kalkmma- ya engel olmadığı ve kalkınmanın çevre korunması ile birlikte ele alınması gereği, fikir duzeyinde artık ittifakla kabul edil- miş durumda. Ne var ki iş uygulamaya ge- lince gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında gerilim başgösteriyor. Çevre Bakanlığı Müsteşarı Özger Akad bu ikiliği şöyle ifade ediyor: "Kalkınmadan çok çevre konularına ağırlık vermek isteyen gelişmiş ülkelerle, fınans teknoloji transferi ve ticaret gibi kalkınma ağırlıklı konulara öncelik veril- mesi üzerinde ısrarlı olan azgelişmiş ve ge- lişmekte olan ülkeler arasında hazırhk ça- hşmaları süresince Kuzey-Güney tartışması haline dönüşen bir gerginlik gözleniyor." Iki tarafın karşılıkh gardını aldığı bu noktada, Brezilya Konferansı gerekli çö- zumleri üretebilecek mi? Yanıt bekleyen sorulardan biri bu. Ulusal raporiar Uluslararası platformda sürdürülenlerin yanı sıra ülkeler de kendi içlerinde hazır- hk çalışmalarını sürdürüyorlar. Bunların başında ulusal rapor hazırlamak geliyor. Türkiye bu raporu hazırlamış ve gönder- miş durumda. Aynca Çevre Bakanlığı bünyesinde hazırhk çalışmaları koordine edilirken bakanlıklararası bir kurul da dö- nem dönem toplanarak bilgi alıyor. UNCED 92'de imzalanması beklenen sözleşmelerden biri de Iklim Değişikliği Sözleşmesi. Söz konusu sözleşme ile karbon- dioksit emisyonlarının 2000 yılı- na kadar 1990 yılı seviyesinde tutulması zo- runluluğu getirilecek. Gelişmekte olan ül- keler işte tam da bu noktada itiraz ediyor, karbondioksit emisyonu artışının geliş miş ülkelerin üretim biçimi ve tüketim dü- zeyi nedeniyle ortaya çıktığını ve kısıtla- malann da temel olarak onların sorumlu- Iuğu olduğunu savunuyorlar. Buna karşı- lık gelişmiş ülkeler de kirliliğin bu nokta- sında topyekûn önlem alınması gerektiği- ni ve bunun çeşitli mali kaynakların trans- feri ile mümkün olabileceğini savunuyor- lar. Mali kaynaklar UNCED 92'nin gündemindeki bir baş- ka önemli nokta da mevcut mali kaynak- ların rasyonel kullanımı ve yeni ve ek ma- li kaynakların oluşturulması. özeUikle yeni ve ek mali kaynaklar söz konusu olduğun- da, bunun kalkınmayla birlikte ele ahnma- sı, gelişmekte olan ülkelerin temel beklen- tisi, Türkiye ise bu kaynakların global so- runların yanı sıra yerel sorunlarda da kul- lanılmasını sağlatmak çabasında. Çevre Bakanlığı Müsteşan Akad bu konuda şun- ları söylüyor: "Mevcut ve uluslararası mali kaynaklar büyük ölçüde ozon tabakası ya da iklim değişikliği gibi global sorunlann çözümü- ne yönelik. Türkiye global çevre sorunla- nnda uluslararası işbirliğinin gerekli ve zo- runlu olduğuna inanmakla birlikte yara- tılan ek kaynakların yalnızca global çevre problemleri ile sınırlandırılmaması gerek- tiğine, ülkelerin özeUikle azgelişmiş ve ge- lişmekte olan ülkelerin ulusal ve bölgesel öncelikli ihtiyaçlanna cevap verecek nite- likte olması gerektiğine inanmaktadır." Akad, Türkiye'nin UNCED'den beklen- tilerini şu iki noktada özetliyor: • Uluslararası mali kaynaklara ülkelerce sağlanacak katkıların belirlenmesinde ül- kelerin sorumluluklannın ve gelişme dü- zeylerinin dikkate alınarak yeni ve ek ma- li kaynakların oluşturulmasına zemin ha- zırlanması, bir başka deyişle gelişme yo- lundaki ülkelerin kalkınma çabalanna say- gı gösterilmesi, kalkınma yardımlarında çevrenin pazarlık haline getirilmemesi. • Bu kaynakların ulusal ve bölgesel önce- liklere göre etkili bir biçimde kullanılma- sına elverecek esnekliğe sahip bir kurum- sallaşmanın temellerinin atılmasıdır. Çoban köpeklerinin en zekisi olan kangallar özvatanları Sıvas'ta kariı bir havada sahipierinin gözetiminde boy ölçüşüyorlar. (Fotoğraf: CUMHURtYET) Kangal köpeğiııin Avrupa zaferî 2 Fransızın oluşturduğu "Kangal lobisi" bu türün özgünlüğünü dünyaya tanıtmaya çalışıyor MİNE G. SALLMER (Paris) - Yılan öyküsü gibi uzayıp'giden. "Türkiye bir gün Avrupa topluluğuna girecek mi" sorusu babadan oğula soruladursun. bizım Sıvas'- ın kangal köpekleri Avrupa'ya birgirişgir- di ki artık kimse çıkartamaz. Fransa"da"Anadoluçobanı"adıylavaf- tiz edilen Sıvas asıllı kangalianmızın, özel bir klüpleri ve "basın krizi". "basın krizi" di- ye yırtınan gazetelere parmak ısırttıracak bir aylık dergileri \ar. Bu kadarla kalsa haydi neyse. Ama aslan kangallanmız, Fransa'da yaşayan insan >urttaşlanmızın hiç bir zaman ulaşamadığı düzeyde de ör- gütlenmiş bulunuyorlar! "Anadolu Çobanı Fransız Derneği" adı- nı taşıyan kuruluş. 1988 yılından bu yana kangal soyunun dümaya tanıtılması ve da- ha önemhsi apayn birırk olarak sınıflandı- nlması konulannda amansız (ve benzersiz) bir savaşım vermekte. Kangal köpeklerinin Fransız derneği. geçen ay kendisine büyük prestij sahibi bir onur başkaru seçti: Türkhe'nin Paris bü- yükelçisi Tansuğ Bleda. Ve bu gelişme. "Anadolu Çobanı" dergisinde yayımlandı. Kendisine yapılan başkanlık önerisıne ön- ce biraz şaşıran Bleda: "Derhal kabul ettim tabıi." dedış yeni görevinden çok hoşnut ve kangal köpeklerinin kendılerini dünya- ya kabul ettirme davasına canla başla yar- dımcı oluvor. Aktardığımız olavın konusu. elbette kangal köpeklerimiz. Ama başaktörleri iki Fransız. Bayan Françoise Cernicchiaro ile Bay Triquet'yi tanıyınca insan. ister iste- mez. "Tannm. niye Türkiye'nin de Av- rupa'da böyle iki av ukatı yok" diye imreni- yor. Bayan Cernicchiaro. Parisli bir köpek yetiştiricisi. 1982 yılında. Türkiye'ye yaptı- ğı turistık bir yolculuk sırasında keşfetmiş kangal hazinemizi. Kangal köpeklerinin Alman çobanlanna üstünlüğüne, zekâsı- na. sadakatine ve fiziksel performansına vurulmuş. Paris'e döner dönmez (tabii be- rabennde bırlcâç kangal ile birlikte) şimdi \ar olan kangal klübünü kurmaya kalk- mış. Fransız Köpek Federasyonu (!). "Efendım kangal di>e d_\n bir ırk biz tanı- mıyoruz. bunlar karmadır," diye itiraz etmiş. Bayan Cernicchiaro. "zekâsızlar"' dive tanımladığı Fransız Köpek Federas- yonu"ndaki bu bilgisizliğe karşın, Bay Tri- quet ile birlikte büyük bir mücadele başlat- mış. Oturmuş iki Fransız kangal dostu. bütün dünyaya teleksler \e fakslar çekmiş, Türkiye dışmdaki ülkelerdeki kangal sayı- sını belırlemişler. Bırkaç örnek vermek ge- rekirse, bu köpeklerden Meksika"da 50. A.B D.de 3500. İngiltere'de 2000, Avust- ralya"da200.Japonya'da 1 tanevar. İsrail"- de var. Almanya'da (rekabet dolayısıyla herhalde) hiç yok vb. Yine Cernicchiaro ve Triquet. Fransa'- daki (150 kangal var) köpekler arasında yanşmalar düzenlemişler. uğraşa didine. önce Fransa'daki "Köpek Merkez Kuru- rau" (Societe Centrale Canine). ardından Fransız Köpek Federasyonu'na kangalın başhbaşına ve özgün bir ırk olduğunu ka- bul ettirmişler. Bu sağlanır sağlanmaz, yukanda sözünü ettiğimiz dernek ve klüp kurulmuş. dergiler çıkartılmaya başlamış tabii. Françoise Cernicchiaro, "Bütün bu ör- gütlenmeden amacımız." diyor. "giderek yayılmaya başlayan kangal tutkusunun. bu köpeklerin salon köpeği haline dönüş- türülmemesi ve gerçek kişiliğinin korun- ması için. Kangal, harika bir bekçi ve çoban köpeği. Onu bu yönde görevlendir- mek gerek.'Bir de asıl ülkesinden kopanl- maması için çalışıyoruz. Kangal. Sıvas'ın bir ürünü. Bu ana kaynakla bağlan yitiril- memeli. Biz her yıl Sıvas'a gidiyoruz. kan- gallar hakkmda daha çok şey öğrenmeye çalışıyoruz. Sonra dergımizde. kangal sa- hiplerine öğütler. bilgiler veriyor. bakım konusunda önerilerde bulunuyoruz. Der- einin bir "Merhaba" başyazısı var her sayi- sında. Burada Türkiye ile ilgili genel bilgi- ler veriliyor. Çünkü çok güzel bir ülke Türkiye. Kangalseverler, köpekleri kana- lıyla gü^el ülkenizi de gidip görmeye karar verirlerse. ne mutlu bıze!" İşte böyle tatlı insanlar. Cernicchiaro ve Triquet. Kendi yetiştirip sattıklan kangal- lara ise cici bici salon köpeği adlan takıl- masın diye, doğar doğmaz" Türk adlan veriyor ve o adlara koşulluyorlar. Bu adlar. kangal geleneğine uygun olarak. "çoban". "Çorum", "erkek". "ekmek" gibi ünlem- ler. Fransa"daki bu kangal militanlanmn bir derdi var. Şimdive değin kendi aralannda yanşan kangallann. dığer köpek türleriyle bir arada (örneğin Alman çobanlanyla) düzenlenen yanşmalara katılabilmeleri için yalnız ayn bir ırk değil. "safkan so> lu" olduklannı kanıtlamak gerekiyor. Cer- nicchiaro. kangallar konusunda bir kitap hazırlıyor. Cumhuriyet okurlanndan, kan- gal köpeklerinin soyu. sopu. geçmişi konu- sunda aynntıh bilgi sahibi olanlann kendi lerine bilgi vermesini istiyor. Orneğin. bu köpeklerin nıye Erzurum'dan değil de Sı- vas'ın Kangal köyünden çıktıjb ve bu ırkın nereden geldiği konusunda fikir sahibi olanlar varsa, aşağıdaki adrese birzahmet yaaversinler. Club Français du Berger d'Anatolie 7. Guerlot 77710 PALEY FRANCE Ulusal bir dav aya sevap yapmak söz ko- nusudur. Bizden ^öylemesi. Sunağın geri alınması için oluşturulan bilimsel kurul 30 martta toplanacak Bergama, Zeus'un yolunu gözlüyor YDK raporu TEK'e uyarı: Çevreyî kirletme!TURAN YILMAZ (Ankara) - Başba kanhk Yüksek Denetleme Kurulu, TEK'i termik santrallann yol açtığı çevre kirli- liği konusunda uyararak çevreye uyum sağlavanprojeler geliştirilmesini istedi. TEK aleyhine kirlilikle ilgili olarak 2.7 milyar lira tutan 736 tazminat davası aç- tığını belirten YDK, zehirli baca gazı, kül ve cüruflann çevredeki zararlı etkisi de göz önünde tutularak radikal çözüm yol- ları aranmasını önerdi. Basbakanhk YDK'nın TEK Genel Mü- dürlüğüne ilişkin 1990 yılı raporunda Al- tına Beş Yıllık Kalkınma PJanı'nda 1990 ve 1991 yılı icra planlarında enerji üreti- mi, iletilmesi ve kullanımında çevre fak- törünü göz önüne alan ekonomik değer- lendirmelerin yapılmasının kararlaştınl- dığı anımsatılarak şöyle denildi: "Söz konusu planlarda enerji üreti- minde çevre kirliliğini azaltmak için uy- gun teknoloji transferi ve araştırma- geliştirme çahşmalarına ağırhk verilme- si. elektnk daptım hatlannın tanm dışı arazilerden geçirilmesi, büyük hidroelek- trik santrallann ekolojik ve sosyo- ekonomik dengede oluşturduğu değişik- liklerin etkilerini azaltıcı tedbirlerin ge- liştirilmesi, çevre kirliliğinin önlenmesi- ne yönelik arıtma tesislerinin kurulma- sı. AT çevre politikalanna uyum için başlatılan çalışmalann sürdürülmesi ön- görülmüştür." 12 Mayıs 1991 tarih ve 91/1551 sayılı kararnamede de termik santrallann çev- re kirlenmesine neden olan işletmeler ara- sında sayıldığı anımsatılan raporda şu gö- rüşlere yer verildi: "Son yıllarda kurumun santral proje- leri kamuoyunda sorun yaratacak şekil- de gündeme gelmiş, çevre kirliliğine yol açan Yatağan, Soma ve Afşin termik santralları yüzünden TEK aleyhine 2.7 milyar liralık 736 adet tazminat davası açılmıştır." Linyit santrallarının en önemli sorun- lanndan birinin de santral dizaynına uy- gun kalite ve miktarda kömürün sağlan- ması olduğu belirtilerek "Santrallann gü- venü ve verimü çalışmasında bu konu bü- yük önem taşımaktadır" denilen rapor- da şu görüşlere yer verildi: "Bu sağlanamadığı takdirde linyitin santrala alınmasında, kazanlarda yakıl- masında ve santral külünün atılmasında problemler doğmaktadır. Ülke linyit re- zervlerinin kalori ve muhteva açısından çok büyük değişkenlik göstermesi ve re- zervlerin yansından fazlasımn düşük ka- loriü olması nedeniyle santrallann çoğun- da söz konusu problemlerle karşılaşıl- makta ve ayn ayrı kuruluşlarca (TEK ve TKİ) yürütülen kömür ve elektrik üreti- mi işletmeciliği arasındaki santrallarla il- gili kısımlarda belirtilen sürtüşmeler so- nunda kömür ve elektrik enerjisi üreti- mi olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu nedenle konuya pratik bir çözümle yak- laşıldığında, kömür üretimi işletmeciliği- nin santral işletmeciliği ile entegre olması ve her iki hizmetin tek elden yürütülme- si akla eelmektedir." 900 900 699 REMZt GÖKDAĞ (İstanbul) - Öykü pek çok kişi tarafından bilinir. 2. Eummennes Galatlara karşı ka- zamlan savaşjn anısına bir anıt di- ker. Anıt. tannlann tanrısı Zeus'a adanır. Bu görkemli anıtı. 2. Abdül- hamıt İstanbul-Bağdat demiryolu- nun yapımı karşılığında Almanya- ya hedıye eder. Alman mühendıs Carl Humann da anıtı 1878 yılında gemilerle Dikili limanından Al- manya'ya taşır. Doğu ve Batı Almanya"nın birleş- mesıyle Zeus Sunağının geri alın- ması gündeme geîir. Büyük bir kampanya başlatılır. 50 bin imza toplanır. Ancak bir sonuç alınamaz. Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın'ın Alman Hükümeü'neyap- tığı sayısız başvuruya o dönemin Berlin Müzeler Müdürü Gısela Ho- lan'dan şu yanıt gelir. "Sunağın Türkiye'ye gen verilme- sı mümkün değildir." Bir anda bü- tün düşler yıkılır. 1989 vılının sonla- nnda başlayan ve geniş katıhmın sağlandığı "Zeus Sunağı'nı geri istı- yoruz"' kampanyasının hızı 1990 yı- lında sonuçsuz bir şekilde yavaşlar. îmza kampanyalan. paneller. gösteriler. söyleşıler Zeus Sunağı'- nın geri alınmasını sağlayamadı. Bugün şu sorunun yanıtı merakla bekleniyor. Zeus Sunağı. Şanlı Ber- gama Akropolü'nden Bakırçay ovasını selamlayacak mı? Kültür Bakanlığı Zeus Sunağı'- nın Türkiye'ye tadesı için çalışmala- nn yoğun bir biçimde sürdüğünü açıkladı. Bu amaçla bugüne dek pekçok yayının tarandığını. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nden sağlanan belgelerin de incelendıği- nin belırtildiği açıklamada bilgi ve belgelerin hukuksal ve bilimsel ola- rak incelendiği ifade edildi. Kültür Bakanlığı sunağın iadesi için Dışışleri Bakanlığı kanalıyla resmi girişimlerin başlatılmasını is- tedi. Bu arada çalışmalann değer- lendirilmesi amacıyla bakanlık bünyesinde "bilimsel kurul" oluştu- rulması kararlaştınldı. Kurul ilk toplantısını 30-31 mart 1992 tarihle- rinde gerçekleştirecek. Kampanyanm başlatıcısı ve en büyük savaınucusu Bergama Beledi- ye Başkanı Sefa Taşkın. sunağın geri istenmesi yolunda başlatılan kampanyanm bugün de devam ettı- ğıni ancak kamuoyunun dikkatleri- nin başka noktalara kaydığını söy- ledi. Zeus Sunağı kampanyası için bugüne kadar 3 milyondan fazla im- za toplandığını belirten Taşkın, yaz aylannda sunağın alınması için Ber- lin'de dev bir konser düzenlemevi düşündüklerini belirtti. Berlin Müzeler Genel Müdürü Prof. Dr. Günter Sade'nin iki hafta önce "insanlar tarihi geri döndüre- mezler. Siz de döndüremezsiniz. Yapılan girişimlerin hiçbırinin hu- kuki dayanağı yok" şeklinde bir açıklama yaparak sunağı vermek is- tememesı kampanyayı sürdürenler arasında da olumsuz bir durum ya- rattı. Sunağın Almanya'ya götürül- mesini "Hırsızlık değil sultanm he- diyesi" olarak yorumlayan Sade, alınması için sürdürülen kampanya- yı da boş girışımler olarak değerlen- dirdi. Berlin Müzeler Müdürü'nün bu açıklamasını sert bir dılle yanıtlayan Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın. Alman yetkililenn olay ı çar- pıtmaya çalıştığını. sunağın Alman Mühendis Carl Humann tarafından çalındığını söyiedı. YILDIZ KENTEMİNİK DOKUNUŞLAR Yıldız Kenter, yaşam denilen oyuna minik dokunuşlar yapıyor! Arayın, yeni ufuklar açan bu sohbetleri paylaşın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle