Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhuriyet Matbaacıuk ve Gazetecilik Turk Anonim Şirketi adına
Btrin N»di • Murahhas U>e: Emine l'şaklıgil • Yazı tşlen Muduru: Okay
Gontosin 0 Yazı Işlen Mudur Yardımcıları: Salim Alpaslan, Kerem Çalış-
kan. Necdel Doğan, Lutfu TİDÇ 0 Sayfa Duzeni Yönetmenı: Ali Acar
H ir>{ ra
TemsılcısL Ahmet Tan
lç Politika: Mehmet Tezkan Ekonomi; Menl Taner, KültUr: Celal Üster, Istanbul Haberleri: Muhitlin
Sirer, Spor: Abdülkadir Yöceiman, Makaleler: Şahin Aipay, Duzeltme: Abdullah Ytncı # Koordina-
tör: Ahmet Korulsan 0 Mali Işler: Erol Erkut 0 Muhasebe: Bülent Yener 0 Butçc-Planlama: Sevgi
Osmanbeşeoglu 0 Reklam: Ayje Tonın 0 tdare: Hiiseyin Gıirer # lşletme: Önder Çelü 0 Bılgi-lşiem:
Nail İmü 0 Personel: Sevgi Bostancıoglu
*e Ynrcn. CuminnjR MathucıM w Gızeuakl T-A.J. TOrfcocagı C»d. 39/41 Cıgalotlu
343M 1M. PK: 246 IıuntMİ. Tel: 512 05 05 (20 hM), Tilra 22246, Fa*. (I) 526 60 72 0 Berobr
AI*M: Zıy» GSkalp Blv. Inkılap S. No 19/4, TH.-433 II 41-47, Teto. 42344, Fıx (4) 133 05 65
0 l « l r H Zıy> Blv 1352 S 2/3,TO.13 12 30, TUoc J2359, Fax: (51) 1? 53 60 0 " •
lnonü C d 119 S, No I Kaı 1, Tel 19 37 52 (4 hal). Tcfc*. 62155. Faı. (71) 19 25 7»
TAKVİM:4MART1992 İmsak. 5.03 Güneş: 6.27 Ögle: 12.20 Ikindi. 15.30 Akşam: 18.04 Yatsı. 19.23
Brezilya'da 3 ay sonra yapılacak tarihin en büyük çevre toplanüsında "yeryüzü yasası"nın ilkeleri saptanacak
Dünya, 'çevrezirvesi'nehazırlanıyor
RioYla karnaval
Brezilya'nın Rio de Janerio kenti
bugünlerde olağanüstu renkli ve
hareketli günler >aşıyor. Cumartesi
giinü başlayan geleneksel Rio
Karnavalı tüm çılgınlığı ve coşkusuyla
sürüyor. Dünyanın dört bir yanından
Rio'ya akın eden eğlence düşkünleri
de Brezilya'nın bu sıcak kentinde
Latin Amerikalıların sınır ve kural
tanımaz eğlencelerine katılarak
günlerini gün ediyorlar. (Fotoğraf: AP)
Trafik: 3 ölü
• AA (İstanbul) - Bakırköy,
Rumelihisan ve Fatih'te meydana gelen
üç trafik kazasında 3 kişi öldu. AA
muhabirinin edindiği bilgiye göre
Rumelihisan 2. Çevreyolu Armutlu
girişinde karşıdan karşıya geçmeye
çalışan İstnail Karatepe (63) adlı
vatandaşa, önce Jirayir Dergüzelyan'ın
kullandığı 34 UZ 256 plakalı otomobil
çarptı. Yola diişen Karatepe'ye, sonra
da Cebrail Kilimci'nin kullandığı 34
CYE 49 plakalı otomobil çarptı.
Karatepe, olay yerinde öldü. Bakırköy
Esenler Metro İstasyonu'nda,
H.İbrahim Yılmaz'm kullandığı 34 CK
289 plakalı belediye otobüsünün
çarptığı Mustafa ¥adi (31), olay yerinde
öldii. Fatih Atatürk Bulvarı'nda,
Miislüm Aydoğdu'nun kullandığı, 34
FRK 07 plakalı özel otomobil,
karşıdan karşıya geçmeye çalışan 70
yaşlarında kimliği heniiz
belirlenemeyen bir kadına çarptı. Yaşlı
kadın, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'ne
kaldırılırken yolda öldü.
MSÜ'de tören
• AA (İstanbul) - Mimar Sinan
Üniversitesi'nin çekirdeğini oluşturan
Sanayi-i Nefise Mektebi'nin 109.
kuruluş yıldönütnü, düzenlenen törenle
kutlandı. Mimar Sinan Üniversitesi
Oditoryumu'nda düzenlenen törende
konuşan Rektör Prof. Gündüz Gökçe,
1883 yılında kurulan Sanayi-i Nefise
Mektebi'nin 1926 yılında Güzel
Sanatlar Akademisi adını aJdığını, 1982
yılında da Mimar Sinan Üniversitesi'ne
dönüştüğünü anlattı. "Batılı anlamda
ilk sanatçıları yetiştiren kurum bu
olmuştur" diyen Prof. Gökçe, Mimar
Sinan Üniversitesi'nin pek çok Batılı
üniversiteye oranla daha iyi durumda
olduğunu kaydetti. Mimar Sinan
Üniversitesi Devlet Konservatuvarı
öğrencilerinin konserinden sonra
düzenlenen törenle, 50 yıllık 22 mezuna
plaket verildi. 1991-1992 yılında emekli
olan akademik ve idari elemanlarla, 25
yılını dolduran akademik ve idari
elemanlar da şükran plaketi aldılar.
Yeşil Osküdar
• AA (tstanbul) - Üsküdar
Belediyesi'nce başlatılan "Yeşil Bir
Üsküdar tçin Dikili Bir Ağacın Olsun"
kampanyası çerçevesinde, Acıbadem
Mihriban Suat Bedük İlköğretim
Okulu öğrencilerince okullarının
bahçesine ağaç ve çiçek fıdanları
dikildi. Ağaç dikimi dolayısıyla
düzenlenen törende, öğrenciler, çevre
sevgisini anlatan şiirler ve
kompozisyonlar okudular.
Törenden sonra, ağaç dikim yerine
giden öğrenciler, adiarını yazdıkları
kâğıtları, diktikleri fıdanlara astılar.
Soğuk hava geliyor
• AA (Ankara) - Türkiye'nin büyük
bir bölümünün, bugünden itibaren
Balkaniardan gelen yeni bir soğuk ve
yağışh hava kütlesinin etkisi altına
gireceği bildirildi. Başbakanlık Devlet
Meteoroloji Işleri Genel
Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada,
bugün Marmara'nın doğusu ile Batı
Karadeniz bölgelerinden başlayacak
yağışlann yann ve cuma günü yurdun
büyük bir bölümünde görüleceğinin
tahmin edildiği belirtildi. Soğuk hava
kütlesi ile birlikte gelecek yağışların,
yurdun büyük bir bölümünde karla
kanşık yağmur ve kar şeklinde
görüleceği ve hava sıcaklığımn
hissedüir derecede azalmasına neden
olacağı bildirildi.
6 marta dikkat!
• AA (Washington) - Son yılların en
tehlikeli bilgisayar virüsü olan
'Mikelanj', ünlü Italyan sanatçının
doğum günü olan 6 martta dünyanın
dört bir yanında en az 5 milyon
bilgisayafda harekete geçecek.
Programlan kilitleyip hafızaları silen
virils, rönesans döneminin ünlü
ressam ve heykeltıraşı Mikelanj'ın
adını taşıyor. Kimin ürettiği
bilinmeyen virüs, elden ele geçen
programlar sayesinde bütün dünyaya
yayılmış durumda. Zamana bağlı
olarak çalışan Mikelanj virüsü, 6
martta kendiliğinden yayılmaya
başlayacak.
LALETAYLA (tstanbul)-1-12 Haziran 1992 tarihlerinde Brezilya'da
gerçekleştirilecek olan ve kısaca UNCED denilen Birleşmiş MilJet-
ler Çevre ve Kalkınma Konferansı'nı dünya yirmi yıldır bekliyor.
Dünyanın bu en büyük çevre zirvesindegezegeni tehdıt eden ekolojik
sorunlar tek tek ele alınacak.
1972 yılında Stockholm'de yapılan ve
Birleşmiş Milletler Çevre Teşkilatf nın ku-
rulduğu İnsan Çevresi Konferansı'ndan bu
yana birçok uluslararası anlaşma ve görüş-
me yapıldı.
O günden bugüne çevre korumasının
öncelik almasıyla birlikte kaikınma anla-
yışı da değişti. Ve değişen anlayışların uy-
gulamaya yönelik bir kurumsallaşmaya
oturup oturmayacağı da BM'ye üye ülke-
lerden 50 bin kişinin katılacağı Brezilya zir-
vesinde belli olacak.
Yeryüzü yasası
UNCED Konferansı'nın uluslararası
boyuttaki hazırhk çalışmalan, ağırlıklı ola-
rak çevre ve kalkınma konularında tüm
dünyayı bağlayacak olan temel ilkelerin bir
araya getirildiği 'Yeryüzü Yasası' (Earth
Charter) ve bu ilkelerin uyguiama belgesi
olan 'Gündem 21' (Agenda 21) üzerinde
yoğunlaşıyor. Bu konferanstan beklenen
en önemli sonuç da geniş kapsamlı çevre
ve kalkınma hedeflerinin yansıtıldığı eylem
programlannın kurumsallaşması.
Çevrenin korunması konusunda doğal
olarak herkes hemfikir. Ancak bu koru-
manın önceliği, mali kaynakları ve kim ta-
rafından yapılacağı temel tartışma konu-
su. Gelişmiş ülkelerin gelişmelerini çevre-
yi tahrip etme pahasına gerçekleştirmiş ol-
maları, gelişmekte olan ülkelerin önlem
alınması konusundaki asıl sorumluluğun
da onlarda olmasını savunmalarına yol
açıyor.
Öte yandan çevre korumanın kalkmma-
ya engel olmadığı ve kalkınmanın çevre
korunması ile birlikte ele alınması gereği,
fikir duzeyinde artık ittifakla kabul edil-
miş durumda. Ne var ki iş uygulamaya ge-
lince gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler
arasında gerilim başgösteriyor.
Çevre Bakanlığı Müsteşarı Özger Akad
bu ikiliği şöyle ifade ediyor:
"Kalkınmadan çok çevre konularına
ağırlık vermek isteyen gelişmiş ülkelerle,
fınans teknoloji transferi ve ticaret gibi
kalkınma ağırlıklı konulara öncelik veril-
mesi üzerinde ısrarlı olan azgelişmiş ve ge-
lişmekte olan ülkeler arasında hazırhk ça-
hşmaları süresince Kuzey-Güney tartışması
haline dönüşen bir gerginlik gözleniyor."
Iki tarafın karşılıkh gardını aldığı bu
noktada, Brezilya Konferansı gerekli çö-
zumleri üretebilecek mi? Yanıt bekleyen
sorulardan biri bu.
Ulusal raporiar
Uluslararası platformda sürdürülenlerin
yanı sıra ülkeler de kendi içlerinde hazır-
hk çalışmalarını sürdürüyorlar. Bunların
başında ulusal rapor hazırlamak geliyor.
Türkiye bu raporu hazırlamış ve gönder-
miş durumda. Aynca Çevre Bakanlığı
bünyesinde hazırhk çalışmaları koordine
edilirken bakanlıklararası bir kurul da dö-
nem dönem toplanarak bilgi alıyor.
UNCED 92'de imzalanması beklenen
sözleşmelerden biri de Iklim Değişikliği
Sözleşmesi. Söz konusu sözleşme ile
karbon- dioksit emisyonlarının 2000 yılı-
na kadar 1990 yılı seviyesinde tutulması zo-
runluluğu getirilecek. Gelişmekte olan ül-
keler işte tam da bu noktada itiraz ediyor,
karbondioksit emisyonu artışının geliş
miş ülkelerin üretim biçimi ve tüketim dü-
zeyi nedeniyle ortaya çıktığını ve kısıtla-
malann da temel olarak onların sorumlu-
Iuğu olduğunu savunuyorlar. Buna karşı-
lık gelişmiş ülkeler de kirliliğin bu nokta-
sında topyekûn önlem alınması gerektiği-
ni ve bunun çeşitli mali kaynakların trans-
feri ile mümkün olabileceğini savunuyor-
lar.
Mali kaynaklar
UNCED 92'nin gündemindeki bir baş-
ka önemli nokta da mevcut mali kaynak-
ların rasyonel kullanımı ve yeni ve ek ma-
li kaynakların oluşturulması. özeUikle yeni
ve ek mali kaynaklar söz konusu olduğun-
da, bunun kalkınmayla birlikte ele ahnma-
sı, gelişmekte olan ülkelerin temel beklen-
tisi, Türkiye ise bu kaynakların global so-
runların yanı sıra yerel sorunlarda da kul-
lanılmasını sağlatmak çabasında. Çevre
Bakanlığı Müsteşan Akad bu konuda şun-
ları söylüyor:
"Mevcut ve uluslararası mali kaynaklar
büyük ölçüde ozon tabakası ya da iklim
değişikliği gibi global sorunlann çözümü-
ne yönelik. Türkiye global çevre sorunla-
nnda uluslararası işbirliğinin gerekli ve zo-
runlu olduğuna inanmakla birlikte yara-
tılan ek kaynakların yalnızca global çevre
problemleri ile sınırlandırılmaması gerek-
tiğine, ülkelerin özeUikle azgelişmiş ve ge-
lişmekte olan ülkelerin ulusal ve bölgesel
öncelikli ihtiyaçlanna cevap verecek nite-
likte olması gerektiğine inanmaktadır."
Akad, Türkiye'nin UNCED'den beklen-
tilerini şu iki noktada özetliyor:
• Uluslararası mali kaynaklara ülkelerce
sağlanacak katkıların belirlenmesinde ül-
kelerin sorumluluklannın ve gelişme dü-
zeylerinin dikkate alınarak yeni ve ek ma-
li kaynakların oluşturulmasına zemin ha-
zırlanması, bir başka deyişle gelişme yo-
lundaki ülkelerin kalkınma çabalanna say-
gı gösterilmesi, kalkınma yardımlarında
çevrenin pazarlık haline getirilmemesi.
• Bu kaynakların ulusal ve bölgesel önce-
liklere göre etkili bir biçimde kullanılma-
sına elverecek esnekliğe sahip bir kurum-
sallaşmanın temellerinin atılmasıdır.
Çoban köpeklerinin en zekisi olan kangallar özvatanları Sıvas'ta kariı bir havada sahipierinin gözetiminde boy ölçüşüyorlar. (Fotoğraf: CUMHURtYET)
Kangal köpeğiııin Avrupa zaferî
2 Fransızın oluşturduğu "Kangal lobisi" bu türün özgünlüğünü dünyaya tanıtmaya çalışıyor
MİNE G. SALLMER (Paris) - Yılan
öyküsü gibi uzayıp'giden. "Türkiye bir gün
Avrupa topluluğuna girecek mi" sorusu
babadan oğula soruladursun. bizım Sıvas'-
ın kangal köpekleri Avrupa'ya birgirişgir-
di ki artık kimse çıkartamaz.
Fransa"da"Anadoluçobanı"adıylavaf-
tiz edilen Sıvas asıllı kangalianmızın, özel
bir klüpleri ve "basın krizi". "basın krizi" di-
ye yırtınan gazetelere parmak ısırttıracak
bir aylık dergileri \ar. Bu kadarla kalsa
haydi neyse. Ama aslan kangallanmız,
Fransa'da yaşayan insan >urttaşlanmızın
hiç bir zaman ulaşamadığı düzeyde de ör-
gütlenmiş bulunuyorlar!
"Anadolu Çobanı Fransız Derneği" adı-
nı taşıyan kuruluş. 1988 yılından bu yana
kangal soyunun dümaya tanıtılması ve da-
ha önemhsi apayn birırk olarak sınıflandı-
nlması konulannda amansız (ve benzersiz)
bir savaşım vermekte.
Kangal köpeklerinin Fransız derneği.
geçen ay kendisine büyük prestij sahibi bir
onur başkaru seçti: Türkhe'nin Paris bü-
yükelçisi Tansuğ Bleda. Ve bu gelişme.
"Anadolu Çobanı" dergisinde yayımlandı.
Kendisine yapılan başkanlık önerisıne ön-
ce biraz şaşıran Bleda: "Derhal kabul ettim
tabıi." dedış yeni görevinden çok hoşnut
ve kangal köpeklerinin kendılerini dünya-
ya kabul ettirme davasına canla başla yar-
dımcı oluvor.
Aktardığımız olavın konusu. elbette
kangal köpeklerimiz. Ama başaktörleri iki
Fransız. Bayan Françoise Cernicchiaro ile
Bay Triquet'yi tanıyınca insan. ister iste-
mez. "Tannm. niye Türkiye'nin de Av-
rupa'da böyle iki av ukatı yok" diye imreni-
yor.
Bayan Cernicchiaro. Parisli bir köpek
yetiştiricisi. 1982 yılında. Türkiye'ye yaptı-
ğı turistık bir yolculuk sırasında keşfetmiş
kangal hazinemizi. Kangal köpeklerinin
Alman çobanlanna üstünlüğüne, zekâsı-
na. sadakatine ve fiziksel performansına
vurulmuş. Paris'e döner dönmez (tabii be-
rabennde bırlcâç kangal ile birlikte) şimdi
\ar olan kangal klübünü kurmaya kalk-
mış. Fransız Köpek Federasyonu (!).
"Efendım kangal di>e d_\n bir ırk biz tanı-
mıyoruz. bunlar karmadır," diye itiraz
etmiş. Bayan Cernicchiaro. "zekâsızlar"'
dive tanımladığı Fransız Köpek Federas-
yonu"ndaki bu bilgisizliğe karşın, Bay Tri-
quet ile birlikte büyük bir mücadele başlat-
mış. Oturmuş iki Fransız kangal dostu.
bütün dünyaya teleksler \e fakslar çekmiş,
Türkiye dışmdaki ülkelerdeki kangal sayı-
sını belırlemişler. Bırkaç örnek vermek ge-
rekirse, bu köpeklerden Meksika"da 50.
A.B D.de 3500. İngiltere'de 2000, Avust-
ralya"da200.Japonya'da 1 tanevar. İsrail"-
de var. Almanya'da (rekabet dolayısıyla
herhalde) hiç yok vb.
Yine Cernicchiaro ve Triquet. Fransa'-
daki (150 kangal var) köpekler arasında
yanşmalar düzenlemişler. uğraşa didine.
önce Fransa'daki "Köpek Merkez Kuru-
rau" (Societe Centrale Canine). ardından
Fransız Köpek Federasyonu'na kangalın
başhbaşına ve özgün bir ırk olduğunu ka-
bul ettirmişler. Bu sağlanır sağlanmaz,
yukanda sözünü ettiğimiz dernek ve klüp
kurulmuş. dergiler çıkartılmaya başlamış
tabii.
Françoise Cernicchiaro, "Bütün bu ör-
gütlenmeden amacımız." diyor. "giderek
yayılmaya başlayan kangal tutkusunun.
bu köpeklerin salon köpeği haline dönüş-
türülmemesi ve gerçek kişiliğinin korun-
ması için. Kangal, harika bir bekçi ve
çoban köpeği. Onu bu yönde görevlendir-
mek gerek.'Bir de asıl ülkesinden kopanl-
maması için çalışıyoruz. Kangal. Sıvas'ın
bir ürünü. Bu ana kaynakla bağlan yitiril-
memeli. Biz her yıl Sıvas'a gidiyoruz. kan-
gallar hakkmda daha çok şey öğrenmeye
çalışıyoruz. Sonra dergımizde. kangal sa-
hiplerine öğütler. bilgiler veriyor. bakım
konusunda önerilerde bulunuyoruz. Der-
einin bir "Merhaba" başyazısı var her sayi-
sında. Burada Türkiye ile ilgili genel bilgi-
ler veriliyor. Çünkü çok güzel bir ülke
Türkiye. Kangalseverler, köpekleri kana-
lıyla gü^el ülkenizi de gidip görmeye karar
verirlerse. ne mutlu bıze!"
İşte böyle tatlı insanlar. Cernicchiaro ve
Triquet. Kendi yetiştirip sattıklan kangal-
lara ise cici bici salon köpeği adlan takıl-
masın diye, doğar doğmaz" Türk adlan
veriyor ve o adlara koşulluyorlar. Bu adlar.
kangal geleneğine uygun olarak. "çoban".
"Çorum", "erkek". "ekmek" gibi ünlem-
ler.
Fransa"daki bu kangal militanlanmn bir
derdi var. Şimdive değin kendi aralannda
yanşan kangallann. dığer köpek türleriyle
bir arada (örneğin Alman çobanlanyla)
düzenlenen yanşmalara katılabilmeleri
için yalnız ayn bir ırk değil. "safkan so> lu"
olduklannı kanıtlamak gerekiyor. Cer-
nicchiaro. kangallar konusunda bir kitap
hazırlıyor. Cumhuriyet okurlanndan, kan-
gal köpeklerinin soyu. sopu. geçmişi konu-
sunda aynntıh bilgi sahibi olanlann kendi
lerine bilgi vermesini istiyor. Orneğin. bu
köpeklerin nıye Erzurum'dan değil de Sı-
vas'ın Kangal köyünden çıktıjb ve bu ırkın
nereden geldiği konusunda fikir sahibi
olanlar varsa, aşağıdaki adrese birzahmet
yaaversinler.
Club Français du Berger d'Anatolie
7. Guerlot
77710 PALEY FRANCE
Ulusal bir dav aya sevap yapmak söz ko-
nusudur. Bizden ^öylemesi.
Sunağın geri alınması için oluşturulan bilimsel kurul 30 martta toplanacak
Bergama, Zeus'un yolunu gözlüyor
YDK raporu
TEK'e uyarı:
Çevreyî
kirletme!TURAN YILMAZ (Ankara) - Başba
kanhk Yüksek Denetleme Kurulu, TEK'i
termik santrallann yol açtığı çevre kirli-
liği konusunda uyararak çevreye uyum
sağlavanprojeler geliştirilmesini istedi.
TEK aleyhine kirlilikle ilgili olarak 2.7
milyar lira tutan 736 tazminat davası aç-
tığını belirten YDK, zehirli baca gazı, kül
ve cüruflann çevredeki zararlı etkisi de
göz önünde tutularak radikal çözüm yol-
ları aranmasını önerdi.
Basbakanhk YDK'nın TEK Genel Mü-
dürlüğüne ilişkin 1990 yılı raporunda Al-
tına Beş Yıllık Kalkınma PJanı'nda 1990
ve 1991 yılı icra planlarında enerji üreti-
mi, iletilmesi ve kullanımında çevre fak-
törünü göz önüne alan ekonomik değer-
lendirmelerin yapılmasının kararlaştınl-
dığı anımsatılarak şöyle denildi:
"Söz konusu planlarda enerji üreti-
minde çevre kirliliğini azaltmak için uy-
gun teknoloji transferi ve araştırma-
geliştirme çahşmalarına ağırhk verilme-
si. elektnk daptım hatlannın tanm dışı
arazilerden geçirilmesi, büyük hidroelek-
trik santrallann ekolojik ve sosyo-
ekonomik dengede oluşturduğu değişik-
liklerin etkilerini azaltıcı tedbirlerin ge-
liştirilmesi, çevre kirliliğinin önlenmesi-
ne yönelik arıtma tesislerinin kurulma-
sı. AT çevre politikalanna uyum için
başlatılan çalışmalann sürdürülmesi ön-
görülmüştür."
12 Mayıs 1991 tarih ve 91/1551 sayılı
kararnamede de termik santrallann çev-
re kirlenmesine neden olan işletmeler ara-
sında sayıldığı anımsatılan raporda şu gö-
rüşlere yer verildi:
"Son yıllarda kurumun santral proje-
leri kamuoyunda sorun yaratacak şekil-
de gündeme gelmiş, çevre kirliliğine yol
açan Yatağan, Soma ve Afşin termik
santralları yüzünden TEK aleyhine 2.7
milyar liralık 736 adet tazminat davası
açılmıştır."
Linyit santrallarının en önemli sorun-
lanndan birinin de santral dizaynına uy-
gun kalite ve miktarda kömürün sağlan-
ması olduğu belirtilerek "Santrallann gü-
venü ve verimü çalışmasında bu konu bü-
yük önem taşımaktadır" denilen rapor-
da şu görüşlere yer verildi:
"Bu sağlanamadığı takdirde linyitin
santrala alınmasında, kazanlarda yakıl-
masında ve santral külünün atılmasında
problemler doğmaktadır. Ülke linyit re-
zervlerinin kalori ve muhteva açısından
çok büyük değişkenlik göstermesi ve re-
zervlerin yansından fazlasımn düşük ka-
loriü olması nedeniyle santrallann çoğun-
da söz konusu problemlerle karşılaşıl-
makta ve ayn ayrı kuruluşlarca (TEK ve
TKİ) yürütülen kömür ve elektrik üreti-
mi işletmeciliği arasındaki santrallarla il-
gili kısımlarda belirtilen sürtüşmeler so-
nunda kömür ve elektrik enerjisi üreti-
mi olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu
nedenle konuya pratik bir çözümle yak-
laşıldığında, kömür üretimi işletmeciliği-
nin santral işletmeciliği ile entegre olması
ve her iki hizmetin tek elden yürütülme-
si akla eelmektedir."
900 900 699
REMZt GÖKDAĞ (İstanbul) -
Öykü pek çok kişi tarafından bilinir.
2. Eummennes Galatlara karşı ka-
zamlan savaşjn anısına bir anıt di-
ker. Anıt. tannlann tanrısı Zeus'a
adanır. Bu görkemli anıtı. 2. Abdül-
hamıt İstanbul-Bağdat demiryolu-
nun yapımı karşılığında Almanya-
ya hedıye eder. Alman mühendıs
Carl Humann da anıtı 1878 yılında
gemilerle Dikili limanından Al-
manya'ya taşır.
Doğu ve Batı Almanya"nın birleş-
mesıyle Zeus Sunağının geri alın-
ması gündeme geîir. Büyük bir
kampanya başlatılır. 50 bin imza
toplanır. Ancak bir sonuç alınamaz.
Bergama Belediye Başkanı Sefa
Taşkın'ın Alman Hükümeü'neyap-
tığı sayısız başvuruya o dönemin
Berlin Müzeler Müdürü Gısela Ho-
lan'dan şu yanıt gelir.
"Sunağın Türkiye'ye gen verilme-
sı mümkün değildir." Bir anda bü-
tün düşler yıkılır. 1989 vılının sonla-
nnda başlayan ve geniş katıhmın
sağlandığı "Zeus Sunağı'nı geri istı-
yoruz"' kampanyasının hızı 1990 yı-
lında sonuçsuz bir şekilde yavaşlar.
îmza kampanyalan. paneller.
gösteriler. söyleşıler Zeus Sunağı'-
nın geri alınmasını sağlayamadı.
Bugün şu sorunun yanıtı merakla
bekleniyor. Zeus Sunağı. Şanlı Ber-
gama Akropolü'nden Bakırçay
ovasını selamlayacak mı?
Kültür Bakanlığı Zeus Sunağı'-
nın Türkiye'ye tadesı için çalışmala-
nn yoğun bir biçimde sürdüğünü
açıkladı. Bu amaçla bugüne dek
pekçok yayının tarandığını. Devlet
Arşivleri Genel Müdürlüğü'nden
sağlanan belgelerin de incelendıği-
nin belırtildiği açıklamada bilgi ve
belgelerin hukuksal ve bilimsel ola-
rak incelendiği ifade edildi.
Kültür Bakanlığı sunağın iadesi
için Dışışleri Bakanlığı kanalıyla
resmi girişimlerin başlatılmasını is-
tedi. Bu arada çalışmalann değer-
lendirilmesi amacıyla bakanlık
bünyesinde "bilimsel kurul" oluştu-
rulması kararlaştınldı. Kurul ilk
toplantısını 30-31 mart 1992 tarihle-
rinde gerçekleştirecek.
Kampanyanm başlatıcısı ve en
büyük savaınucusu Bergama Beledi-
ye Başkanı Sefa Taşkın. sunağın
geri istenmesi yolunda başlatılan
kampanyanm bugün de devam ettı-
ğıni ancak kamuoyunun dikkatleri-
nin başka noktalara kaydığını söy-
ledi. Zeus Sunağı kampanyası için
bugüne kadar 3 milyondan fazla im-
za toplandığını belirten Taşkın, yaz
aylannda sunağın alınması için Ber-
lin'de dev bir konser düzenlemevi
düşündüklerini belirtti.
Berlin Müzeler Genel Müdürü
Prof. Dr. Günter Sade'nin iki hafta
önce "insanlar tarihi geri döndüre-
mezler. Siz de döndüremezsiniz.
Yapılan girişimlerin hiçbırinin hu-
kuki dayanağı yok" şeklinde bir
açıklama yaparak sunağı vermek is-
tememesı kampanyayı sürdürenler
arasında da olumsuz bir durum ya-
rattı. Sunağın Almanya'ya götürül-
mesini "Hırsızlık değil sultanm he-
diyesi" olarak yorumlayan Sade,
alınması için sürdürülen kampanya-
yı da boş girışımler olarak değerlen-
dirdi.
Berlin Müzeler Müdürü'nün bu
açıklamasını sert bir dılle yanıtlayan
Bergama Belediye Başkanı Sefa
Taşkın. Alman yetkililenn olay ı çar-
pıtmaya çalıştığını. sunağın Alman
Mühendis Carl Humann tarafından
çalındığını söyiedı.
YILDIZ
KENTEMİNİK
DOKUNUŞLAR
Yıldız Kenter,
yaşam denilen
oyuna minik
dokunuşlar
yapıyor!
Arayın, yeni
ufuklar açan bu
sohbetleri
paylaşın.