Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 ARALIK1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Sanayi Bakanlığı
; • A.NKARA (AA) - Sanayi
| veTicaret Bakaniığı. merkez
ve taşra teşkilatlannın yanı
Isıravurtdışındada
(örgiitlenecek. Sanayi ve
'T icaret Bakanlığı Teşkilat ve
jörevleri Hakkındaki
j Kanun'da değişiklik yapan
j kanun taslağı Başbakanlığa
j verildi. Değişiklik laslağının
; gcrekçesinde son yıllarda
i ulusal ekonomi sımrlannın
' genişleyerek dünyanın
! ekonomik anlamda hızlı bir
', küreselleşmeye yöneldiği ve
j bu gelişmenin doğal bir
j sonucu olarak da ülkelerin
birbirlcrine yaklaştıklan ve
entegrasyona doğru
gittiklerine dikkat çekildi.
350 milyarlık
tütün imha edildi
• ANKARA(ANKA)-
; Maliye ve Gümrük Bakanı
SümerOral. I985yılındanbu
lyana 350 milyar liralık tütün
jyakıldığını açıkladı. Sümer
jOral. 1992 yılı,sonuna kadar
J45-50 milyar liralık tütün
'daha yakılacağını bıldirdi.
[Oral imha gerekçesini şöyle
açıkladı: "Içtüketimve
ihracat imkanı kalmayan
tütünlerin depolarda
,muhafazaedilerek depo
•kirası ödenmesi, bakım
masrafiyapılması. biryerden
bir yere nakü sonradan
jalınan tütünler için yeni
jdepolartutulmasıgibi
lüzûmsuz masraflar
yapmakıansa ımhalan daha
rasyoneldir."
Mini televizyon
:«ATİ.\A(AA)-Portatıf
jradv olardan ve walkmana
'dönü^en müzik setlerinden
sonra artık sinemalar da
ıküçülüyor. Sony firması
arafından ilk etapta uçak
;yolculan için geliştirilen
jsüperminı televizyon
ı"Visortron" birgözlük gibi
'takılan ve merceklerle
büyütülen 1.8 santimetrelik
iki likit kristal ekran ile
kulaklıklardan oluşuyor.
Latinmuzuna
sınıplama
jBCARACAS(AA)-
Dünyanın öndegelen muz
•üretim bölgesi Latin
Amerika'da 8 ülke. Avrupa
Topluluğu'nun Latin
ıtnuzunun ilhalatının
isınırlandınlmasına ilişkin
Jkarannı tepkiylekarşıladı.
jKolombiya.Costa Rica.
tkvator. Guatemala.
jHonduras. Nikaragua.
ÎPanama ve Venezüella muz
lüreıicileri başkanları
tarafından yayımlanan
bildirilerde Latin muzunun
Avrupa'ya ihracatının
sınırlandınlmasının. bu
ülkelerin ekonomilerine
bıiv iik zarar vereceği ve
. Idünja ticaretinededarbe
Vuracaeı kaydedildi.
Vepgi
kanunlannda
değîşfklik
[•ANKARA(AA)-Bazı
{vergi kanunlannda dsğişiklik
jyaparak konut inşaatlannda
ve kalkınmada öncelikli
örelerdeki yatınmlarda
«'ergi.resim veharç
jstisnalannınsüresinin 1995
yılı sonuna kadar uzatılması
ile Bakanlar Kurulu'na taşıt
alım ve motorlu taşıtlar
vurgilerini 20 katına kadar
arltırma yetkisi veren yasa
Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe
girdi.
ftay Sigorta
atakta
• ANKARA(ANKA)-
Doğan ŞirketlerGrubu
tarafından satın alınan Ray
Sigorta sektördeki payını
fartıırmak için büyüme
Btağına geçti. Ray Sigorta
Anonim Şirketi. önce şirket
merkezini Ankara'dan
İstanbul'a taşıdı, ardmdan
da sermayesini > üzde 500
oranında 25 milyar lira
arttırarak 30 milyar liraya
.çıkardığı bildirildi.
Dts ticaret
• ANKARA(ANKA)-
Türkiye'ninyıllık
ihracatında, nisan ayından
bu yana sürekli bir artış
eözleniyor. yıllık ihracat
kim sonunda 15 milyar
dolara yaklaştı. Ekim sonu
itiba'nvlason biryıllık
dönemde gerçekleştirilen
ihracat I4milyar747milyon
dolara uîaştı. Yıllık ihracat
geçen yılın ekim ayı sonunda
13 milyar 868 milyon dolar
düzeyinde bulunuyor.
Türkiye'nin yıllık ithalatı da
ekim avı sonunda 22 milyar
460 milvon dolara yükseldi.
Bu gelışmelcr sonunda
Türkiye'nin yıllık dış ticaret
açığı ekimde 7 milyar 713
milyon dolar oldu.
Chrysler'in 'rnakus talihini yenerf Lee Iacocca 'buraya kadar' dedi
'Mucize adam' emeklî olııyor• 31 Arahk 1992'de kesin ola-
rak resmen emekliye ayrıla-
cağını açıklayan Iacocca, iki
kez batmaktan kurtardığı
ABD'nin üçüncü büyük oto-
motiv devi Chrysler'in reklam-
larına çıkması ve 'daha iyi bir
araba bulursanız, hiç dur-
mayın, alın' sloganıyla bütün
dünyada tanınmış ve saygınlık
kazanmıştı.
WASHINGTON (Ajandar) - Amerikan
otomotivsanayiininsimgesi konumuna
gelmiş olan Lee Iacocca. "benden bura-
ya kadar" dercesine 31 Arahk 1992günü
emekhve aynlacağını açıkladı. Chry-
sler'i iki kez batmaktan kurtaran 68
yaşmdaki Iacocca. son 13 yıldır "gölge-
deki lider' olarak bu kuruluşu yöneti-
yordu. Resmen Chrysler Baskanı sıfatı-
nı kullanmayan Iacocca'nun televizyon
reklamla.nna çıkıp "daha iyi bir araba
bulursanız, hiç durmayın, alın' slo-
ganını inatla yinelemesi. Amerikan oto-
motiv sanayıinde simgeleşmesine yol
açmıştı.
"İşlennizı geliştirmek için. herkesle
iletişim kurmalısınız' ilkesine sıkı sıkıya
bağlı olan Iacocca'nun cmekliliğinj açı-
klamasını izleven 'veda partileri' bile
Chrysler'in son modelinin ABD'de ve
dünyanın çeşitli ülkelerinde rekor dü-
zeyde satış yapmasına yetmişti.
Iacocco'nun TV'lerde sürekli olarak
gözükmesi. Japonya'nın "kapalı pa-
zan'na yönelttiği sert eleştiriler vc iş ha-
yatındaki güçlülüğü. kendisini ABD'-
nin 2. Dün>a Savaşı sonrasındaki en
sevilen kişileri arasına sokmuştu. Nite-
kim 1985 yılında vapılan bir kamuoyu
yoklamasına Iacocca; dönemin Baş-
kanı Ronald Reagan ve Papa John Paul
U'nin ardından ABD'nin en sevilen
üçüncü kişisi olduğunu ortaya koymuş-
tu. 1984 yılında 'Iacocca" adıyla vayi-
mladığı yaşam öyküsü ise tam 9 milyon
satarak kendi dalında bir rekorun sahi-
bi olmuştu.
Asıl adı Lido Anthony Iacocca olan
Iacocca. bir İtalyan göçmeninin oğlu
olarak dünyaya geldi. Princeton Üni-
versitesi'nden makinemühendisi olarak
mezun oldu. Mühendis olarak 1946
yılında Ford Grubu'na katıldı ve sürekli
yükseldi. 1970 yılında, sarsıntı geçiren
Ford'da 'kimsenin istemediği' baş-
kanlık görevini üstlendi ve sihirli bir
değnekle dokunurcasına yaraülan
Mustang modelinin satışındaki ba-
şansıyla otomotiv sanayiinin 'kariz-
ması' olarak tanındı. Kendisi ise, *ha-
yatım boyunca ne olduğunu bilc anla-
madım' dediği karizma sözcüğünden
nefret ettiğini yinelemekten hep hoşla-
nageldi.
1978 yılında Iacocca Chrysler'e geçti
ve Amerikan hükümetinden 1.5 milyar
dolar borç aldı. Borcun tamammı öde-
diği üçüncü yılın sonunda Chrysler'in
kan, rekor kırmış ve 2.4 milyar dolara
firlamıştı.
Başanlı yıllann ardından,riskliyatın-
mlara girmesi yüzünden Chrysler 1987
ekiminde borsadaki hisselerinin düşme-
si sonucunda. batma noktasına düştü.
Hisseleri 30 dolardan. 9 dolara düşmüş-
tü!
Iacocca'ya asıl ününü kazandıran,
şirketi bu baıaktan kurtarması oldu.
Son derece köktenci önlemler aldı ve işci
giderlerini kıstı. kendisininkine do-
kunmadan ücretleri düşürdü ve bütün
çabasını Japonlar ile rekabet edecek
yeni bir model üzerinde yoğunlaştırdı.
Sonunda, 9 ay gibi kısa bir süre ıçınde
Chrysler'in pazar payı hızla büyüdü ve
kan da 367 milyon dolara fırladı.
Emekliye aynlacağıru açıklarken ye-
rine en büyük rakibi General Moîors'-
tan Robert Eaton'u varis bırakan Ia-
cocca, 1995 yılına değin Chrysler'in yö-
netim kurulu başkanı olarak adından
daha çok söz ettireceğe benzer.
Eşinize, Çocuğunuza,
kendinize en iyi
yılbaşı hediyesi...
İSVİÇRE YAŞAM
YaşamÇJ Artırım Sigortası
İSVİÇRE YAŞAM SİGORTA SİSTEMİ
BAŞVURU FORMU
Sigortj Y;ıptıı\ıcjk Kijinın
Adı Sovadı
Du^um Vert \"e fdrıhı
iiv Aılresı
ÇAĞ Tel. No.:
İsviçre Frankı'na endeksli
yaşam sigortası
Pnın T.lhsıl.11
Prim Otiemf
Öâeme Şekli
Posta Çokı •
Kredi K.ını d
ı l«,ın Baş\untl.ıc.ık
Türü Yıllık
IJOO
KanTurü: D ^ !
Kjrt Xo
AJres :
Îsv.Fr.
S.A n
Banka
Tel. No..
6 Aylık •
605,12 İsv.Fr.
3 Aylık C
303,85 İsv.Fr
MASTLRCARD/EUROCARD
Adı Vade
JSağlıklı 18-55 yaşındaki herkes. JEn a/ 10 yıl
süreli, JÇocuğunuz. lorununuz için geçerli.
JPrimler: Yıllık peşin 12^0.- Fr..
2 Taksıtte 605.12 Fr., 4 Taksitte 303.85 Fr.
-1 Birden razla poliçe^lanağı
İsviçre Sigorta A.Ş. Jstiklai Cad. Zambak St>kak
No: 4/1 Beyoğlu 80080 İSTANBUI.
Tel: (9-P 310 49 50 (20 hat) 310 75 50 (12 hat>
Bjnka Taiıın.ıt Mcktubu D
Siganadan (.adjljnacak kıjı. Nİfiortaıı vaptırandan bajkjsı ise içocuk-toruni,
lüıt'vn j.,ıkl.ıvınız:
Vukarnla \crj.i£im hjl^ık-rin d^ğru olduğunu ve başvurum sırasında tcdavı aiıında
olmayıp. M^onjLınmaya nıanı hır KasTaiiğırn bulunmadığırtı be>an cderım. İsviçre
Sigorta nın 558215 Nıı lu PoMa Çckı hesabınj vatırmış olduğum 5ÜO.0OÜ.- TL.
tutjrındaki PTT makbu-!u ekledir
Kredi Kanı ile ıkJçme yapacak kişıler için: îleriki taksitlerimin ödenmesinde fj] yıllık
1200 İsv.Fr D alıı aylık 605 12 îsv.Fr. D üç aylık 303 85 ls\ Fr Merkez
Bankası Dnviz Saııs kuru üzerinden Tûrk Lirası olarak, vadelerinde kredi kartımın
hevibına horç kavdcdıîmesini tmavlarım.
i Sahihının Tarıh
'Gelece^ini/.i\ •epamnuı İS \ İÇRE1 'AŞAM ' tınmılın.
İSTANBUL SANAYİ ODASI
MARMARA ÜNİVERSİTESİ AT ENSTİTÜSÜ
ULUSLARARASISEMİNERLER DİZİSİ
AVRL'PA TOPLULUĞU DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLERİ VE TL RKİYE ORTAKLIK ANLAŞMASI
4-8 OCAK 1993
İstanbul Sanayi Odası (İSO). Marmara Üniversitesi AT Enstitüsü işbirliği ile "AVRL'PA TOPLULL'ĞU'nun DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLE-
Rİ VE TÜRKİYE ORTAKLIK ANLAŞMASI" konulu bir eğitim semineri düzeniemiştir.
Dün>ada globalleşme. Kuzey Amerika Serbcst Ticarel Anlaşması (NAFTA)'nın imzalanması. Türkiye'nin ihracat ve ithalatımn yapıldığı
Avrupa Topluluğu"nun. EFTA ülkeleri ile imzaladığı "Avnıpa Ekonomik .\Ianı" Anlaşması. Macaristan. Polonya ve Çekoslovakya ileimzalanan
Ortaklık Aniaşmalan, Akdeniz Politikası. Topluluğun diğer bloklarla iiışkileri. ülkemizi de etkileyebilecek özelHkler taşımaktadır.
Bu arada Türki>e-AT Gümrük Birliği'nin 1995 sonunda gcrçekleşıirilecek olması AT Dış Ekonomik İlişkilen ve Türkiye-AT Ortakiık An-
laşmması hükümlerinin aynnülı bir şekılde incelenmesini gerckli kılroaktadır.
Bu amaçla Avrupa Topluluklan Konseyi Baş Hukuk Müşaviri Prol". L>r. Bemhard Schloh ile Amsterdam Üniversitesi Avrupa Enstitüsü öğre-
lım üyesıProf. Dr. E.C.M.Völker gibi iki tanınmış bilimadamı Türkiye"yedavetedilmiştir.
Bu seminerde Topluıuğun Dış Ekonomik İlişkilen. Ortak Ticarel Poiitiksısı. AT Akdeniz Politikası, Damping, Anti-Damping Kurallan. Tdâfi
Edkri Vergiler başta olmak ü>ere tatbikatta karşılaşılan önemli sorunlar irdelcnecekür.
Avnca •Gümrük Birlığf'ne gidilmesi gündcmde olduğundan. Türkiye-AT Ortaklık Anlaşması. Katma Protokol ve AT Adalet Divanı'nın
Türkiye'nin Ortaklık Anlaşması'ndan kavnaklanan haklarını lescil eden içıihatian üzerinde durulacaktır.
Scminerler 4-8 Ocak 199.1 tarihlerinde toplam beş gün sürecektir. Semineri i?leyeceklerc incelenecek konularla ilgili okuma parçalan verilecek
\c toplantı öncesi bu metin'erin okunması istenecektir.
Seminerlere. kamu vc özel sektörden dileyen ycne'.ici. uzman vearaştıımacı katılabilecektir Semineri verecck kişiler konunun uzmanı çok de-
ğerli bilim adamlan olup. Gümrük Bırlığı konusunun gündemuc olduğu şu gütılerde yapılacak bu Eğitim Semineri önem kazanmışur.
İ>tırakçilerinen geç 30 Aralık 1992Çarşambaakşamına kadar245 5022vc>a24"J 3963 numaralı fdxlara yazıyla başvurmalangerekmektedir
Semınerin daha >ararlı olabilmesi için katılımcı snyısı 50 olarak belirlenmiştir. İştırakçilerin en geç 30 Aralık 1992 Çarşamba akşamına kadar
kayıilanm yaptırmahn gerekmektedir.
Seminerler İstanbul Sanayi Odası Meşrutıyet Caddesi 118adresindeki, III. KatToplantı Salonu'nda vapılacaktır.
AVRLPA TOPLULUĞU DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLERİ VE TÜRKİYE ORTAKLIK ANLAŞMASI
4OCAK 1993, PAZARTESİ
Saat 9 30 AVRUPA TÖPLULUĞU KURUMLARIVETOPLULUK HUKUKU
- Prof. Dr. Berhard Schloh
AT Konseyi Baş Hukuk Müşaviri. Brüksel ve Virginia Üniversitesi Öğretim Üyesi
Suat 14.00 TOPLLLUKDIŞtKONOMİK İLİŞKİLERİ VEMAASTRİCHTANTLAŞMAS1:
TOPLULUĞUN M.ÜNHASIRYETKILERİ,KARMAANLAŞMALAR(MIXEDAGREEMENTS)
L/LUSLAR.ARASIÖRGİ TLERE L YELİK.
-Prof.Dr.EÇ.M.VÖIkcr
Amsterdam Üniversitesi
AvrupaEnstitüsü öğretım Uyesi
5OCAK1993,SALI
Saai 9.30
Saat 14.00
6OCAK 1993, ÇARŞAMBA
Saat 9.30
Saal 14.00
7OCAK 1993, PERŞEMBE
Saai 9.30
Saul 14.00
8OCAKI993,CL'MA
Saat 9.3(1
TOPLULUK ORT AK TİCAP ET POLİTİKASI. GATT HÜKÜMLERİ-TEK PAZARIN
TAMAMLANMASININ ORTAK TİCARET POLİTİKASI ÜZERİNDEKİETKİLERİ.
Prof. Dr. E.C.M.Völker
Amsterdam Üniversitesi
Avrupa Enstitüsü öğ>enm Üyesi
MAASTRICHT VE AVRUPA TOPLULUKLARI KONSEYİ
- Prof. Dr. Bemhard Schloh
A. t. Konseyi Baş Hukuk Müşaviri.
AVRUPATOPLILUĞU AKDENİZ POLİTİKASI
- Prof. D.-. Denıhard Schloh
Avrupa Topluluklan Konseyi Baş hukuk Müşaviri.
ORTAK TICARfcTPOLffîKAS! DÜZENLEMELERİ ANTİ DAMPİNG VETELAFİ EDİCİ
VERGİLER. YENİ TİCARET POLİTİKASI ARAÇLARI. ULUSLARARASI YAPTIRIMLAR,
TİCARET VEİŞBİRLİĞİANLAŞMALARI.
-Prof. Dr. E.C.M.Völker
Amsıerdam Üniversiitsi
Avrupa Enstitüsü Öğretim Ü>esi
AVRLPATOPLl.i'JĞU'NUNBÖLGESELKURULUŞLARLA İŞBİRLİĞİ.
* Katılma Öncesi OrtakJık Anlzşnıaları
- Avrupa Ekonimik Alanı Anlajması
- Orta ve Doğu Ai ı upu Ülkeleri ik Yapılan "A vrupa Anlaşmalan'"
* Kalkınma \e Yırdırn Ottaklık Anlaşmaları
- Akdeniz Anlaşın»hn
* Afrika-Karayip'erve Paşifik Antlaşması
* Asya ve Latin Amerik* l Ikekri ile işbirliği Anlaşmaları
ProV. Dr. h.C.M.VoİKsr
Amsterdam Üni\eriiıe5İ
Avrupa Ensliiüsüö^rtüm Üyesi
AT-TÜRKİYEORTAKLIK \NL\ŞMASI VE KATMA PROTOKOL
- Prof. Dr. Bemhard Sohloh
AT Konseyi Baş Hukuk Müşaviri.
AT-TÜRKİYEORTAKLIK ANLAŞMASI VEATADALET DİVANTNINİÇTİHATLARI:
•'DEMİREL/SfcVİNCE've'KUŞ'DAVALARINDAyERpİĞİKARARLAR.
- Prof. Dr. E.C.M Vöîkcr. Amsıerdam Ünı\.. Avrupa Enst. Öcr. L VCM
Saat 14.(10 GÜMRÜK BİRLİĞİ MODELİ
- Prof. Dr. Berhard Schloh, Avrupa Topluluklan Baş Hukuk Müşv.
\OT: Seminer dili İngilizce olup İstanbul Sanayi OdasTmn Meşruli\ct Cad. 118 Tepebaşı adresinde III. ka( toplantı salonunda vapılacaktır.
Basın: 47971
Iç borçlanmada
yeni yöntem
ANKARA (ANKA) - İç borç-
lanmada kısa vadeli kıskacın-
dan kurtulmayı sağlayacak cid-
di bir adım atılıyor. Devlet Ba-
kanı Tansu Çiller, yeni yöntem-
de temel amacın, borçlanmanın
vadesini uzatmak olduğunu
vurguladı.
Kısa vadeli borçlanmanın,
kısır döngüye dönüştüğüne
dikkat çeken Çiller. önümüzde-
ki yıldan itibaren ağırlıklı ola-
rak bir yıl vadeli tahvil çıkanla-
cağını. eski yöntemin tümüyle
terk edilmesinin mümkün ol-
maması yüzünden de zaman
zaman kısa vadeli borçlanmaya
başvurulacağını söyledi
. Devlet Bakanı Çiller, iç
borçlanmada 1994 yılından iti-
baren tümüyle yeni yöntemin
uygulanmaya başlanacağını
kaydetti.
Hazine ve Dış Ticaret Müste-
şan Tevfık Alünok da tümüyle
yeni vöntcmi uygulamaya baş-
lamanın. 1992'dekiborçlanma-
dan kavnaklanan anapara öde-
melerinin yol acabileceği
sıkışıklık nedeniyle mümkün
olmadığını belirterek belli dö-
nemlerde kısa vadeli bono ih-
racına yönelık ihalelerin sürece-
ğini söyledi.
Hazine. 1993 yılında 95 tril-
yonu tahvil, 8.8 trilyonu da
bono yoluyla olmak üzere
103.8 trilyon liralık iç borçlan-
maya gitmeyi hedefledi. 1993'te
46 trilyonu tahvil, 32.8 trilyonu
da bono olmak üzere 78.8 tril-
yon liralık da borç anapara
ödemesi öngörülüyor.
Buna göre )993"te net borç-
lanmanın 25 trilyon lira olması
hedeflenivor.
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Neden Akademi?
Son günlerin radyasyonlu çay tartışmaları gerçekten
ürkütücüdür. Topluma yönelik bu saldırıdan iki sonuççı-
karılabilir. Bunlardan biri, suçluların yargılanmasıdır;
ikincisi de bundan sonra bu tür suçların önlenmesidir.
Her iki konuyu da eşit ölçüde önemsemek gerekiyor.
Çerr.obil kazasmdan sonra halka bilerek radyasyonlu
çay içirildiğini bu işten sorumlu bir eski bakan açıklıyor.
O günlerde ve günümüzde yapılan açıklamalar, zama-
nın Devlet Başkanının, hükümetinin, Atom Enerjisi
Komisyonu Başkanı'nın ve YÖK Başkanı'nın tutumları
ya da getirdikleri yasaklarla, suça ortak olduklarını ka-
nıtlıyor.
Kuşkusuz. topluma karşı işlenen bu korkunç suçun
gerekleri yerine getirilmeli ve suçlular cezasız kalma-
malıdır.
Ancak, burada işlenen bir başka suç vardır. Radyas-
yon olayında bilimsel çalışmalar ayaklar altına alınmış-
tır; bilim suçu işlenmiştir. Siyasal gücü ellerinde bulun-
duranlar yüksek öğretim ve araştırma kurumlarının
çalışmalarını sınırlayaraktoplumuzehirleme girişimin-
de bulunabilmişlerdir. Sorun özünde, özerk çalışan, bi-
limsel çalışma özgürlüğüne sahip olan kurumların oluş-
turulmasıdır. Türkiye'yi yönetenler, 1980'li yıllarda,
üniversiteleri YÖK eliyle boğazladılar, öbür araştırma
kurumlarını yozlaştırdılar. Toplumun güven duyacağı
düşünce odakları yok edildi; araştırmacılarsürüldü, ko-
vuldu; beyinler yasaklara sarıldı. Bilimin ışığının yerine
baykuşların baskısı ve karanhğı sardı; baskı kişilikleri
törpüledi; kişileri yılgınlığa sürükledi ve köleleştirdi.
özetle, radyasycnla zehirleme, 12 Eylül rejiminin doğal
sonucudur.
Türkiye, radyasyon olgusunun da kanıtladığı gibi,
utanç verici bir bilimsizlik ve bilgisizlik düzeyinde bulu-
nuyor. Radyasyon ile aynı yıllarda Karadeniz'e atılan
zehirli variller ya da Gökova santralının çevre sağlığına
etkileri gibi konularda toplumun bilimsel gerçekleri öğ-
rendiği söylenebilir mi?
Türkiye, hiç zaman yitırmeden, bilimsel ve teknolo-
jik çalışmaların tam bir özgürlük ve yansızlık ıçinde
yürütülmesini sağlayacak kurumlaşmaya yönelmelidir.
Bu amaçla Türkiye Bilimsel Akademisi'nin kurulması
yoluna gidilmelidir.
Pek çok ülkede varolan ve bilim ve teknoloji alanında-
ki çaiışmalara öncülük eden bilim akademileri aydınlan-
ma çağıyla birlikte etkinlik kazanmıştır. Akademileri
doğuran, hangi çevreden olursa olsun, değişik toplum
kesimlerinin güvence arayışıdır. Toplumsal güvence
arayışı ya da gerçeklere olan gereksinim, çıkar kavgala-
rının üstünde kalabilen, özerk ve yansız bilimsel kurum-
lar oluşturulmasına neden olmuştur.
Bilimsel çalışmanm tümüyle özerk ve bilim özgürlü-
ğünün geçerli olduğu toplumlarda. bilimsel bulguların
sonuçları veri alınır; bunlara, tersi kanıtlanıncaya kadar
güvenilir. Bilimsel buluşların yayının yasaklanması gü-
nümüzde düşünülemez: yasaklama, OrtaÇağ ile birlikte
geçmişin karanlıklarında kalıyor. Bilim akademileri ge-
çen yüzyılda ünlü bir Fransız bilginin dediği gibi, araş-
tırma laboratuvarına girerken incil'in kapıda bırakıldığı
yerlerdir.
Siyasal rüzgârlardan ve toplumun değişik çıkar çevre-
lerinin etkilerinden uzak bir bilimsel araştırma ve geliş-
tirme kurumu olabilir mi? Öbür ülkelerin deneyimleri
brfnun olanaklı olduğunu kanıtlıyor. Hükümetin, bu yön-
deki önerileri tartışmaya açmasında ve yaşama geçir-
mesinde büyük toplumsal yarar vardır.
Bilimsel akademisi, bireylerin, kamu ve özel kuruluş
ve kurumların güven duyacakları bir konuma dışarıdan
yapılacak zorlamalarla değil. kendi çabalarıyla gelmeli-
dir. Bilimsel kurumların saygınlığı üretimlerinin niteli-
ğiyle ölçülüdür. Bilimin denetimi, daha ileri düzeyde
bilimsel üretimle sağlanır. Türkiye Bilimler Akademisi,
Atatürk'ün, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nin ön yüzün-
de yazılı olan hayatta gerçek yol göstericinin bilim ve
teknik olduğunu vurgulayan sözlerini yaşama geçirdiği
ölçüde başanlı olabilir.
Radyasyon olayı. teknolojinin hızla geliştiği bir ortam-
da siyasal baskıdan uzak ve güven verici yeni kurumlar
oluşturulmasını zorunlu kılıyor. Çünkü bilim öncü olma-
yınca, ilkellik ve giderek yıkım egemen oluyor; karanlık
güçler uçuşmaya başlıyor ve çekicilik kazanabiliyor.
Radyasyonla zehirlenme pahasına da olsa bilime sahip
çıkmanın öğrenilmesi, yine de olumlu bulunmalıdır.
Ingiltere 'Güle güle Friedman' dedi, sıra Avrupa'da
iyi ki döndütı Keynesargaret Thatcher döneminde • İngilizlerin yeni gözdesi. 2. Dünya
gözbebeği haline gelen 'parasalcıhk'.
Ingiliz ekonomisini içinden çıkılamaz
yollara sürüklevince bir kenara itildi.
TEVTtK DALGIÇ
AMSTERDAM - İngiltere ekonomisi. çı-
kmazdan kurtulmanın yolunu, geriye dönüşte
buldu. "Demir Lady' Margaret Thatcher'ın baş-
bakanlığıyla birlikte baş tacı edilen Milton Fri-
edman'ın •monetaıist' (parasalcı) ekonomi mo-
deli bir yana itildi. İngiliz ekonomisi, şimdilerde,
İkinci Dünya savaşı sırasındaki canlılığı yaratan
ve 1970'lerin sonuna deşn etkisini sürdüren J.
M. Keynes'in dc\Jet müdahaleciliği" ve 'istih-
damı yükseltmek' temellerine dayalı ekonomi
modeli.
Dahası İngilizler. bir dönem bütün Avrupa'-
ya yayma çabası gösterdikleri Friedman modeli
için şimdi tam tersini yapıyor ve AT'deki diğer
ortaklannı parasalahklan cayıp Keynesgil eko-
nomiye dönmeye ikna ctmck için var güçleriyle
çalışıyorlar.
Bu gelişmeler. Cambridge Üniversitesi profe-
sörlerinden Galler asıllı Wynne Godley'in yo-
ğun çabalanyla gerçekleşti. Godley, karma eko-
nomiye ağırlık verecek modelin uygulanması
için John Major hükümetine danışmanhk yapa-
cak.
Edinburg zirvesi
Avrupa Topluluğu'nun Edinburg Zirvesi'nde,
üzerinde en çok tartışılan konu, dönem başkaaı
olarak İngiltere'nin önerdiği 12 milyar Avrupa
Para Birimi (ECU) tutanndaki Topluluk Büt-
çesi'ydi. Ancak monetarizmden henüz tam
anlamıyla cayamayan diğer 11 üyenin karşı çı-
kmalan sonucunda bütçe 6 milyar ECU olarak
bağlandı.
Zirvc boyunca, isühdamın arttınlması veeko-
nominin canlandınlması amacıyla devletin mü-
dahale etmesi, istihdam arttıncı harcamalardan
kaçınmaması şeklindc özetlcnen Keynesgil ku-
ram ile sıkı para politikası ve kcmer sıkma şek-
linde özetlencn Friedman kuramı çarpıştı. So-
nunda. 'İngiliz uziaşmacılığı" Topluluğa egemen
oldu. Bunun anlamı. Keynes'in "buzdolabından
çıkartılması vc dünya ekonomisini 12 yıldır etkı-
si aiıında tulan Friedman'ın buzdolabına atı-
Iması' şcklinde yorumlanıyor. 1980'li yıllann
Savaşı sonrasındaki canlanma
döneminin 'istihdam yaratmaya
yönelik' Keynesçi 'devletçilik' anlayışı.
Prof. VVynne Godley Major'un damşmanı
başından bu yana 'kemer sıkma' politikalanna
sıkı sıkı sanlan ve hızla karma ekonomisinden
uzaklaşarak "ekonominin tümünü. serbest piya-
sanın kurallanna bağlamaya çabalayan' Tür-
kiye'nin son gelişmelerden nasıl etkileneceği ise
farklı yorumlara yol açıyor.
Türkiye kısa vadede etkilenmez
Ekonomi uzmanlanna göre 'bilinen iktısat ku-
ramlannın dışında yaşayan ve bunu başarabilen
ekonomi yöntem vc yönetimleri yüzünden
Türkiye, Kevnesciliğe dönüşten kısa vadede ct-
kilcnmcyecek." Ancak bir kısım iktisatçı da •Tür-
kiye. Avrupa'daki gelişmelerin dışında kalama-
yacak bir aşamaya geldiği ve AT'nin kapılannı
zorladığı için ekonomi politıkasını yeniden göz-
dengeçirebilir.
Bunun sonucunda da liberal ekonomiden kar-
ma ekonomiye dönmc eğilimi doğabilir' görüşii-
nü savunuNorlar. Bu kesime göre Türkiye. eği-
tim. bilişim. bayındırlık. savunma. araştınna-
geliştirme gibi aîanlarda serbestçiiikîcn uzakkı-
şacak ve devletin görevlerinin yeniden düzenlen-
mesine vönclebilecck.