Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25ARALIK1992CUMA
8 DIŞHABERLER
Bosna'yaTöPk
yardımı sürüyor
•ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Bosna-Hersek e
yapılan insani ve sağlık
yardımının sürdüğü
bildirildi. Türk Silahlı
Kuvvetleri'ne ait iki nakliye
uçağıyla, dün 18 ton ilaç ve
pansuman malzemesi, 5 bin
adct serum, BM hava
köprûsünden yararlanarak
Saray bosna'ya gönderildi.
Dışişleri Bakanhğı'ndan
yapılan açıklamada, ekim
ayında tedavi edilmek ûzere
Türkiye'yegetirilen Boşnak
yaralılardan 13'ününde
tedavileri lamarnlandığı için
ülkelerine dönecekleri
belirtildi. Bosna-Hersek için
Diyanet İşleri Başkanlığı ve
Kıalay Derneği tarafından
sağlanan 6.4 milyar lira .
değerindeki yardım
malzemeleri, Bosna-Hersek
hükümetinin kontrolü
altındaki yardım komitesine
tcslimedilecek.
Bushaffetti
•WASHINGTON (AA)-
ABD Başkanı George Bush,
aralannda eski Savunma
Bakanı Caspar
VVeınberger'ın da bulunduğu
İran-Gate skandalı
sanıklannı affetti. Bush,
Noel öncesinde yaptığı
açıklamada, İran-Contra
soruşturmasına kanşan eski
Savunma Bakanı
VVeinberger ve diğer 18 kişiyi
aflettiğini açıkladı. ABD
Başkanı açıklamasında,
"Caspar Weinberger gerçek
bir Amerikan yurttaşıdır.
Ülkemize uzun yıllar
olağanüstü hizmetlerde
bulunmuştur" ifadesini
kullandı. VVeinberger'le
beraber ABD eski Dışişleri
Bakan Yardımcısı Elliot
Abrams.CIA
görevlilerinden Alan Fiers,
Clair George ve Duane
Clarridge ile eski L'lusal
Güvenlik Danışmanı Robert
Mcfarlaneın da afTedildiği
bildirildi.
Brezilya: Collor
istifa etmiyop
• BREZİLYA (AA)-
Brezilya'nın rüşvet almakla
suçlanarak geçici olarak
görevinden alınan Devlet
Başkanı Fernando Collor De
Mello, istifa etmeyeceğini
tekrarladı. Collor,
r
düzenlediği basın
toplantısında,
"Suçsuzluğumu kanıtlamak
için sonuna kadar
direneceğim. Beni üstünkörü
bir yargılamaya, bir infaza
tabi kılmak istiyorlar" dedi.
Brezilya Devlet
Başkanlığı'na yeniden
döneceğinden emin
olduğunu belirten Collor,
ülkeyi terk etmeye
hazırlandığı yolundaki
söylentileri de yalanladı.
Aydınlık Yol
saldırdı: 4 ölü
• LİMA(AA)-Peru'da
yönelime karşı savaşan
Aydınlık Yol Örgütü'ne
bağlı militanlar,
düzenledikleri çeşitli '
saldınlar sırasında ilk
belirlemelere göre dört kişiyi
öldürdüler. Polis, başkent
Lima'da bir grup gerillanın,
örgütleri larafından geçen ay
ilan edilen "silahlı greve"
uymayan birbelediye
otobüsünün şoforü ile
kontrolörünü
öldürdüklerini, bir başka
grubun silahlı saldınsı
sonucuise bir polis
memurunun öldüğünü.
üçünün de yaralandığmı
belirtti.
Angola'dan acil
yardım çagmsı
• NEWYORK(AA)-
Angola, uluslararası
topluma acil çağnda
bulunarak tıbbi yardım
gönderilmesini istedi.
AngolanınBM'deki
Büyükelçisi Alfonso Van
Dunem Wbinba. düzenlediği
basın tophntısmda kuraklık
ve iç savaştan büyük zarar
gören ûlkesinde gıda
stokunun da yetersiz
olduğunu belirtti.
Polonyalı
madencilepin
gpevisöpöyop
•Varşova(AA)-
Polonya'da maden işçileri 14
aralıkta başlattıklan grevi,
yıl başmdan sonra da
sürdürme karan aldılar.
Polonya haber ajansına göre
grevi sürdürme karan,
hükümetle grevi destekleyen
dayanışma sendikası
arasında yapılan
görüşmelerin önceki gün
anlaşma sağlanamadan
kcsilmesi üzerine alındı.
Maliye Bakanı Jerzy
Osiatynski, görüşmeleri "zor"
olarak niielerken, dayanışma
lidcri Marian Kazaklevvskı
isc, "görüşmclerde iyi bir
başlangıç yapılnuştır'
şcklindc konuştu.
ABD'nin yeni başkanı, devlet memurlannın yabancı devletler ve şirketler için lobicilik yapmasını yasakladı
Clinton'danlobiciliğe ağırdarbe• "Ahlaki Değer ve Ku-
rallar" başlığj altında
toplanan düzenlemelere
göre bakanlar gibi en üst
düzey görevliler de ya-
şam boyu lobicilik yapa-
mayacaklar.
FUATKOZLUKLU
WASHINGTON - ABD'de
başkanjık görevini 20 ocakta
devralacak olan Bill Clinton, bu
ülkede çok yaygın olarak sür-
dürülen lobicilik faaliyetlerine
çekidüzen vermek için bir dizi
yeni kural getirdi. Lobiciliğin
ahlaki değer ve kurallannı yeni-
den tanımlayan düzenlemeler
bu alanda bir "devrim" olarak
niteleniyor. Clinton'ın getırdiği
yeni kurallara göre devlet me-
murlannın lobicilik yapmalan.
bu memurlann derecelerine ko-
şut olarak çeşitli süreler için ya-
saklanıyor.
Secım kampanyası dönemin-
de ilk olarak bağjmsız aday
Ross Perot'un ortaya attığı, yeni
Başkan Demokrat Bill Clinton'-
ın da "aynı şeyleri savunuyo-
ruz" diyerek kaüldığı "yabancı ülkeler adı-
na lobicilik yapan devlet memurlan" tartı-
şması Amerika başkentini çalkalıyor.
Türk lobisibaşarılıTürkiye adına ABD'de lobicilik yapan en
önemli şirket Hill Knovvlton. Bu şirkete
Türkiye'nin yıldayaklaşık 1 milyondolar
ödeme yaptığı sanıtıyor. Hill Knovvlton'm,
Kongre'de Türkiye adına "boy gösterrne"nin
yanı sıra yaptığı en önemli işlerden biri,
Türkiye'nin ABD'deki imajını düzeltmek!...
Kadrosu. Cumhuriyetçilerledolu. Türkiye
ABD'deki lobi şirketleriyle ilk ilişkisi Büyükelçi
Melih Esenbey döneminde Kıbns
ambargosunun kaldınlmasını sağlayabilmek
amacıyla Edelman adlı lobicilik firmasıyla
bağlanü kurulmasıyla başladı. Ardından 1982
yılında Richard Perle'nin teşvikiyle I milyon
dolara Internaüonal Advisors adlı bir şirketle
anlaşma sağlandı. Anlaşmanın sona. erdirilmesi
üzerine bu firma ile Yunanistan anlaştı.
Türkiye. Reagan döneminde GrayCo. ile de
anlaşü. Bu şirket, Bush döneminde etkinliğini
yitirince uzaklaştmldı. Türkiye'in soğuk savaş
döneminde stratejik ağırlık ve önemi bir hayli
fazlaydı. Lobicilik fırmalan Türkiye'yi
müşterileri arasına katabilmek için özellikle
Turgut Özal ve çevresi ile çok yakın ilişki
icerisinegirdiler. Bugün Türkiye'nin eski
SSCB'ye yönelik stratejik ağırlığı yok.
Türkiye'nin sürekli Ortaasya'daki
cumhuriyetlerin kendisine baktığını söylemesi,
bölgesel etkinliğinin arttığı havasının
Kongre'de pazarlanması açısından yeterli
görülmüyor. ABD son iki yıldırdış
yardımlannı yeniden gözden geçirmeye ve iyice
kısmaya başladı. ABD, Türkiye'yi farkb
ilişkilerde kullanmak istediğini de ifade ediyor.
Türkiye'nin Batı'ya karşı elinde tuttuğu kozlar
var. Ancak gücünün ve gelecekteki
konumunun ne denli önem kazanabileceğinin
açıklık kazanmaması, sorun oluşturuyor.
Özal'ın "dostum" dediğı Bush döneminde
"belımizi büken" Ermeni Soykınm Tasansı'nın
Kongre'den geçmesini "engelleme başansı"'
Türk lobiciliği için bir örnek olarak
gösteriliyor. Türkiye'nin, Rum ve Ermeni
lobileri dikkate alındığında "başanlı" ve
"etkili" olduğu görüşü de yaygın. Lobi çevreleri
"Son beş altı yıl bunun en iyi gözlendiği,
gerçekleştiği yıllar oldu" diyorlar. Rum ve
Ermeni toplumlannın gücü, Washington'da
"para"dan çok ikili ilişkilere dayanıyor. Çok
say ıda yan resmi kuruluşun desteğindeki
Rumlar ile Ermeniler, medya çev relerine
yaptıklan harcamalar ile dikkat çekiyor.
yetçi veya Demokrat pek
önemli değjl. Şu ya da bu parti-
nin damgasını yemektense, her
iki partiden de adamlarla iş gö-
rüyorlar. Kadrolannda,*Kong-
re'deki Demokrat ağırlığa
karşın Cumhuriyetçileri de bu-
lunduruyorlar. Milyarlan olan
çokuluslu şirketler ile yabana
devletlerin yanı sıra akla hayale
gelebilecek her kesimin temsil-
cilerini bünyelerinde banndı-
ran lobi fırmalan, ABD'nin ka-
rar mekanizmalannın "direksi-
yonunu" ellerinde tutuyorlar.
Clinton lobiciliğe "çekidü-
zen" gelireceğini acıklayıp or-
talığı birbirine katarken lobi
dünyasınm yıldızlanndan De-
mokrat Parti'nin Başkanı Ro-
nald Brovvn'ı Ticaret Ba-
kanlığı'na atayınca kaygılar bi-
raz azaldı.
Clinton açıkladı
Kurallar
Clinton lobi faalıyetlerini düzenlemek için
şu kurallar getiriyor:
• • Beyaz Saray'da görev yapacak olanlar,
bu görevlerinin bittiği günden başlayarak 5
yıl süresince sorumluluk aldıklan devlet gö-
revleri çerçevesinde hukuk ve danışmanlık
hizmetleri veren lobi kunıluşlannda görev
alamayacaklar.
• Bakanlar gibi en üst düzey görevliler
yabana ülke hükümetleri için yaşam boyu
lobicilik yapamayacaklar.
fc; Üst düzey ticaret temsilcilerinin. görev-
lerinin bitmesinden sonra* ömürboyu çok
uluslu şirketler ve yabana hükümetleri tem-
sil etmeleri yasaklanacak.
• Kurallan çiğneyenler hakkında kamu
davası açılacak.
"Ahlaki Değer \e Kurallar" başlığı al-
tında toplanan ve lobiciliğe son yıllarda geti-
rilmiş en kapsamlı ve ağır kurallar olarak ni-
telenen söz konusu düzenlemeler. Clinton'ın
tayin edeceği 3 bin 500 dolayındaki görevli-
den yaklaşık olarak 1100'ünü ilgilendiriyor.
Kamuoyunun tepkisi ile de karşı karşıya
bulunan lobiler ve lobiciler, ABD siyaset ta-
rihinin "en önemli ve ilginç isimleri" arasına
giren bağımsız aday Ross Perot'la gündeme
geldi. Perot "Kendimizi birtakım yabancı
çıkar gruplannın, lobicilerinin esiri yapma-
yalım. NVashington'da bir alay insan var.
Her şeyde onlar etkin oluyorlar. VVashing-
ton dışındaki insanın mesajlan da önemli-
dir" diye çıkışmış. Demokratlar bu düşünce-
nin secrnen çevrelerindeki etkisini fark ede-
rek "Biz de aynı düşüncedeyiz" demişlerdi.
Clinton lobiciliğin "ahlaki değer ve kural-
lan"nda yapmayı vaat ettiği düzenlemenin
ilk işaretlerini "geçiş dönemi" isimlerininin
belirlenmesinde verdi.
Ya lobicilik ya kabine...
Secimden iki hafta sonra "geçiş ekibi"nin
yönetici kadrolannı acıklayan Bill Clinton,
bu ekibe, tütün şirketi RJR Nabisco'da
danışman ve hissedar olan siyahlann "ön-
der" isimlerinden Vernon Jordan ile Jimmy
Carter döneminin ulusal güvenlik danı-
şmanı VVarren Christopher'ı da seçti. Bu iki
avukat da lobiciliğin önde gelen isimleriydi.
Clinton'ın Little Rock'daki valilik karar-
gahında yapılan anlaşma uyannca. her ikisi
de şirketlerinden süresiz olarak izin aldılar.
Basının boy hedefı olan Jordan ve Christop-
her, şirketlerin idare toplantılanna da katı-
lmayacaklannı açıklamak zonında kaldılar.
Bir anlamda "milyonlarca dolar"a geçiş dö-
nemi çahşmalan dolayısıyla geçici olarak
veda ettiler.
Şeytanla nikâh
ABD'de Kongre'nin çatısını bile lobicilik
örtüyoradeta. Lobi fırmalan "şeytanla bile"
nikah kıyabiliyorlar. Onlar için Cumhuri-
ABD BaşkanlığYna seçilen
Bill Clinton. dün 20 ocakta
kendisiyle birlikte göreve başla-
yacak tüm kabinesini açıkladı.
Clinton, Adalet Bakanlığı'na
Zoe Baird'i ve İçişleri Bakan-
lığı'na Bruce Babbitt'i, Tanm
Bakanlığı na Mike Espy'yı ve Ulaştırma Ba-
kanlığı'na da Federico Pena'yı atadı.
Clinton, kabinesinin son halini açıklamak
üzere dün düzenlediği basın toplanüsında.
Adalet Bakanhğı'na atadığı bayan Baird
için, "ABD'nin ilk bayan Adalet Bakanı'-
run, aynı zamanda ülke tarihindeki en iyi
adalet bakanlanndan bir olacağına inanıyo-
rum" şeklinde konuştu. Bill Clinton, İçişleri
Bakanlığı için belirlediği eski Arizona Valisi
Babbitt için ise "Eğer bir kişi içişleri bakanlı-
ğı için yaratılmışsa, bu, Bruce Babbitt'tir"
ifadesini kullandı. Clinton, basın toplanf
sında, eski Denver Belediye Başkanı Feden-
co Pena'yı Ulaştırma. Temsilciler Meclisi'-
ndeki Missıssippi Milletvekili Mike Espy'yi
de Tanm Bakanlığı'na atadığını söyledi.
ATINA
Cliııtoıı^m
kabinesi
beğenilmedi
ATİNA (AA) - ABD'nin yeni Başkanı
Bill Clinton'ın Güvenlik, Savunma ve Dı-
şişleri kurmaylan Atina'yı memnun et-
medi. Yunan başkentinde verilen haber-
lerde bu memnuniyetsizliğin. Clinton'ın
Dışişleri Bakan Yardımcılığı'na Thomas
Pickering. ABD'nin BM'deki Daımi
Temsilcilıği'ne ise Madeleine Albright'i
aıamasından kaynaklandığı belirtildi.
Atina'nın kendisine "büyük umutlar"
bağladığı Yunan asıllı Yorgo Stefanopu-
los'un Aüna'ya "yardım edebilecek" bir
göreve getirilmeyişinin ise bütün bunlann
üzerine tuz-biber ektiği öğrenildi.
Pickering'in Kıbns sorununu yakın-
dan bildiği, adada Rumlarla Türklerin
artık birlikte yaşayabilmelerinin çok zor
olduğuna inandığı ve Kıbns konusunda
BM'nin daha önce aldığı "Türk yanlısı
kararlarda" büyük rol oynadığı kaydedil-
di.
FİLİPİNLER'DE MLBAŞI - Dünvanın her yerinde olduğu gibi Filipinler'in başkenti Manıia'da da insanlar >eni yüı
karşılamanın heyecanı içinde. Yüzlerce insan, sevdiklerine yeni yıl hediyesi almak için sokaklara dökülmüş, onları se>in-
direcek birşeyler anyor. (Fotoğraf: ASSOCIATED PRESS)'
SURİYE KONUK YAZAR
Şam'dan Türkiye
aleylıtarı girişim
• Suriye, Türkiye'nin Dicle ve Fırat nehirleri üze-
rindeki yatınmlanna Arap ülkeleri tarafından eko-
nomik destek sağlanmamasını istedi.
KAHİRE (AA) - Suriye, Tür-
kiye'nin Dicle ve Fırat nehirleri
üzerindeki yatınmlan ile "banş
suyu" projesine Arap ülkeleri
tarafından mali destek sağlan-
mamasını istedi.
Merkezi Londra'da bulunan
ve çeşitli Arap ülkelerinde ya-
yımlanan "El-Hayat" gazetesi-
nin habcrine göre Suriye. Arap
Birliği örgütü nezdınde ginşim-
dc bulunarak Dicle ve Fırat
üzerindeki herhangi bir yatın-
ma Arap ülkelerinin mali des-
tek vermesinin. Suriye ve Irak'a
büvük bir baskı nedenı olacağı-
nı öne sürdü.
İsrairiesu
Türkiye'nin banş suyu proje-
sinin İsrail'e büyük miktarlarda
su verilmesini öngördüğü iddia
eden Suriye, Türkiye ile Arap
ülkeleri arasındaki ilişkilerin,
Ankara'nın Dicle ve Fırat ko-
nusundaki tutumuna bağlan-
ması gerektiğini savundu.
Suriye, Arap ülkelerinin, iki
nehrin sulannın paylaşımı ko-
nusunda Şam ve Bağdat ile açık
bir anlaşmaya varması için An-
kara'ya baskı yapmalannı is-
terken Türkiye'nin, Suriye ve
Irak'ın hayati çıkarlanna zarar
verdiğini de iddia etti.
Su kavnakları
n ve gıda güvenliği konulannda
kararlar almasını talep eden
Suriye. "Türkiye'nin, kuzey ve
baü komşulan Rusya, Bulga-
ristan ve Yunanistan ile ortak
sular konusunda anlaşmalar
imzalamasına karşın Arap
komşulanyla adil ve makul bir
anlaşma imzalamamakta di-
rendiği" görüşünü savundu.
Sunye, Arap Birliği'ne sun-
duğu metinde, Türkiye'ye karşı
aldığı sert tutumun gerekçeleri-
ni şöyle sıraladı:
Şam'ın gerekçeleri
"1- Türkiye, Suriye ve Irak
arasında 1962 yılında başlayan
görüşmelere rağmen Dicle ve
Fırat sulannın paylaşımı konu-
sunda Türk tarafının ısrarlı tu-
tumu yüzünden olumlu bir
sonuca ulaşılamadı.
2- Türkiye, uluslararası hu-
kuk ve adetlere aykın bir tutum
içinde, iki nehrin ortak su değil,
sınır aşan su olduğu gerekcesiy-
le hakkı olmayan konularda
hak iddia ediyor ve bu nehirle-
rin Türk topraklannda doğdu-
ğu bahanesiyle, bu nehirlerin
sulanyla ilgili olarak kendisin-
de tam tasarruf hakkı görüvor.
3- Türkiye, Suriye ve Irak'a
su vermeyi bir lütuf olarak mü-
talaa ediyor.
4- Türkiye, sulama konusun-
da son tekniklerin kullanılması-
ArapBırlığıninsukaynakla- nışartkoşarak,suyukısıyor.
NAZMİ AKIMAN Emekli Büyükelçi
Dışişlerininişleri
B
ir devletin yaptığı işler hakkında
dışa ve içe yönelik bilgi vermesi hem
doğal hem zorunludur. Devletler bu
yolla iç ve dış kamuoyunu aydınlatı-
rken aynı zamanda tanıtımlannı da
gerçekleştirmiş olurlar.
Söz konusu bilgi verme işlemini
^n itinalı bir biçı'mde yerine getirmek zorunlulu-
ğunda bulunan devlet organlanndan biri de
kuşkusuz dışişleri bakanhklandır. Ülkelerin en
yüksek ulusal çıkarlannı korumakla görevli bu-
lunan dışişleri bakanlıklan yaptığı işler ve do-
layısıyla gözettiği çıkarlar hakkında iç ve dış
kamuoylannı aydınlatırken. uğraşı alanlannın
özelliği nedeniyle belki de diğer devlet organ-
lanndan daha ziyade hassas ve dikkatli hareket
etmek, bilgileri aktanrken ke- — ^ — ^ —
ı
—
limelerini iyi şeçmek ve ver-
mek istedikleri mesajlan hem
gerçeklere dayalı hem de milli
menfaatlen hıçbir şekilde ze-
delemeyecek tarzda kullan-
mak durumundadır. Bu yüz-
den bırçok Batılı ülkenin dı-
şişleri bakanlıklan günlük
(veya haftalık) resmi bültenler
yayımlayarak gerek gördük-
İeri açıkîamalan kendi üslup-
lan doğrultusunda yaparlar
Bir devletin
yaptığı işler
hakkında dışa
ve içe bilgi
vermesi doğal ve
zorunludur.
Komşumuz Yunanistan ile ilgili bir hususa
değineceğimden bilgi verme konusunda Yunan
Dışişleri Bakanlığı'nca izlenen yöntemden kısa-
ca söz etmek istiyorum.
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı her gün resmi
bir bülten yayımlar. Özellikle yabancı kamuo-
yunu hedef alan ve bu nedenle Ingilizce ve
Fransızca olarak iki dilde yayımlanan bu bül-
tenlerde Yunanistan Dışişleri resmi açıklama-
lanna yer verirken dış ilişkileri ilgilendiren ko-
nularda da (resmi dış ziyaretler, dıştan Yuna-
nistan'a yapılan ziyarctler, uluslararası kuru-
luşlarda savunulan Yuna"n tezleri vb.) bilgi
ulaştınr.
Özellikle dış ilişkileri ilgilendiren gelişmeleri
aktanrken bunlann dilediği bölümüne dılediği
ışığı tutmak suretiyle bır anlamda algılamayı
yönlendırir. Böylece örneğin Atina'daki ya-
bancı büyükelçilikler, basın yayın organlannda
yer alan haberlerin yanı sıra olaylar hakkında
dışişlerinin resmi bakışını -ister istemez- öğren-
miş olurlar.
Türk Dışişleri Bakanlığı'nın mensuplan mes-
lekleri gereği dış ülkelerde bulunduklan sıralar-
da bu ve benzeri yöntemlerle iç içe yaşadıklan
halde Bakanlığımız -eleman azlığı ve mali
kısıntılar yüzünden- bır günlük bülten yayımla-
ma yöntemini benimsememiştir. Bakanlığın
yaptığı resmi açıklamalar ise çok zaman gazete-
lerimizin yer darlığına veya önceliklerine kur-
ban edilerek kamuoyumuza (dolayısı ile ya-
bancı kamuoyuna) kısmen duyurulur.
Bütün bu nedenlerden dolayı. örneğin şu sı-
ralarda ve özellikle Kıbns konusunun kamuo-
yumuzda oldukça aynntılı biçimde izlendiği bir
sırada Türk-Yunan ilişkileri konusunda hükü-
metimizin neler yaptığını veya düşündüğünü
—•^^—^—• biîmeye imkan yoktur. Halbuki
Dışişleri Bakanhğımız'daki ilgili
dairelerimizin ve Atina'daki
Türkiye Büyükdçiliğimizin ko-
nunun sürekli güncelliği do-
layısıyla yoğun bir çalışma için-
deki bulunduklan muhak-
kaktır. Nitekim henüz 6-7 ay
geçmemiştir ki Yunanistan Baş-
bakanı Mitsotakis ülkemize 2
kez ziyarette bulunmuş ve bu
vesileyle Türk karşıtlan ile baa
— — ^ ^ ^ ^ ^ temaslarda bulunmuştur.
Sorunlanmızın çözümlenmesi açısından çok
önemli sayılması gereken bir dostluk ve işbirliği
anlaşmasının gündemde bulunduğu resmi yol-
larla duyurulmuştur. Bu arada Başbakan Mit-
sotakis'in adı geçen anlaşma konusunda Kıbns
sorunundaki gelişmelere göre hareket edeceğini
beyan ettiği kamuoylannca algılanmıştır.
Arada geçen süre boyunca Dışişlerimizden
ses seda çıkmadığına göre biz de şimdiye dek
ısrarla sürdürdüğümüz tezden vazgeçerek Yu-
nanistan gibi Kıbns sorunu ile Türk-Yunan iliş-
kileri arasında doğrudan bir bağ mı kurduk?
Tezimiz değişmedi ise Yunanistan'ın hareketsiz
kalması karşısında bir girişimde bulunmadık
mı? Bulunduysak sonuç ne oldu?
Bu sorunlann yanıtlannın açıklanması sa-
kıncalı görülebilir. Ancak sürekli olarak pasif
davranmakla suçlanan dışişlerinin yann mu-
hakkak ki desteğine gerek duyacağı kamuoyu-
nu yeterince aydınlatmakta geç kalması da isa-
betji sayılamaz.
DIŞ BASIN
SUddcutscncZeitung
Lsrail'in jesti bekleniyor
Geç olsun da güç olmasın.
» İsrail hükümeti, Filisün
Kurtuluş Örgütüyie (FKÖ)
doğrudan resmi diyalog
başlatmak konusunu ele
alacağını açıkladı.Bu tarihi
birdönüm noktası olabilir.
Daha yakın zamana kadar
İsrail vatandaşlannın FKÖ
temsilcileriyle özel temasa
geçmesi bile kesinlikleyasaktı
ve ceza kapsamına giriyordu.
Kudüs hükümetinin Arafat
ve adamlanyla görüşmelere
başlamaktan başka bir şansı
zaten yoktur. Ortadoğu Banş
Görüşmeleri başka türlü
ilerleyemez. Kudüs Yüksek
Mahkemesi'nin 400
Filistinlinin Güney Lübnan'a
yollanmasını onaylayışı gerçi
İsrail halkındaki genel havaya
uygun bir karardı; ama
cephelerin bu denli
katılaşması kimsenin işine
yaramayacaktır.
Ortadoğu'da sorunlar bir kez
daha en yalın ve öz haliyle
karşımıza çıkıyor: Mesele,
kimsenin 'tükürdüğünü
yalamak' istemeyişinde
düğümleruyor. Ne İsrail
sürgün karannı geri almaya
yanaşıyor ne Lübnan
Filistinlılere kapılannı açıyor.
Oysa geçen kırk yıllık
tecrübenin öğrettiği şudun
Çözüme ancak büyük bir
jestle ulaşılabileceİctir.
Bunun en ünlü örneği, Mısır
Devlet Başkanı Enver
Sedat'ın İsrail ziyaretiydi.-
Bugünjesti beklenen devlet
İsraij'in kendisidir. Israil,
FKÖ'yle diyaloğa girmek
zorundadır. Ancak bu şekilde
Hamas harekeünin önü
kesilebilir. Ne İsrail'in nede
Filistinliler'in artık
oyalanacak zamanı kalmadı.
Hele Lübnan'la İsrail
arasında bir yerde 418 kişi
kaderine terk edilmişken.
International
HeraM Tribune'den
Noel Baba gecikti
Noel Baba yolda, ama geç
gelecek. Bosnahlar,
kendilerine gelecek
uluslararası bir ardunun
tereddüdünü belki de bu
şekilde özetliyor. Fakat
sorun, Bosna'daki halkın,
Noel Babanın gelip
gelmeyeceğini tartışmak
değjl. sırtında taşıdığı küfede
neler getirebileceğidir.
Yugoslavya'ya müdahale
derhal bir savaş boyutlanna
ulaşacaktır. Bu müdahalenin
sebepleri "savaş nedenleri"
nelerdir? Müttefıkler bu
konuda bölünmüş
durumdalar. Sonuna ilişkin
belırgin bir tutum
sergileyemiyorlar.
Irak'taki KörfezSavaşı
sırasında "savaş nedenı".
gayet açıktı: Son askerine
kadar Iraklılan Kuveyt'ten
çıkarmak. Oysa
Yugoslavya'da böylesine
basit bir durum yoktur
şimdilik. Yine Körfez Savaşı
sırasında başlıca başan,
çatışmanın bölgede
yayılmasının engellenmiş
olmasıydı. Şunu da belirtmeli
ki yayılma tehlikesi
Yugoslavya bunahmı içinde
gecerlidir. Noel Baba,
Bosna'da gecikmiştir, ama
belki Makedonya ile
Kosova'ya vaktinde
varacaktır. Ancak buna karar
vermek ve de bunu söylemek .
gerekir. Çünkü bu gibi
durumlarda. söylemek, aynı
zamanda yapmak da
demeklir.(24Aralık)