15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25ARALIK1992CUMA • * • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 GUNCEL CUNEYT ARCAYUREK • Baştarafi 1. Sayfada Yurtiçınde 105 yöreye, yurtdışında 22 ülkeye gitmiş. Kaç kilometre yol yapmış, açıklamada yok. 24 aralığa kadar tam tamına 103.954 zıyaretçiyi kabul etmiş. Demek ki yüz bini aşkın el sıkmış. Tutup yanakların- dan ya da elini öpenlerin sayısı belirsiz. Ama yüz bin kişiyi kabul etmek!.. Vay, vay, vay! Evet, basın toplantısında Başbakan nefes nefese. Meclis'te saat 10.00'da başlayacak olan Çekiç Güç mü- zakerelerine yetişecek. Kısa giriş konuşmasında 1992 yılını değerlendiriyor. Aksiliğe veya rastlantıya bakın. Başbakan a yöneltilen soruların pekçoğu aynı nitelikte. Geçen yılı ekonomik, iç ya da dış siyaset açısından nasıl gördüğü soruluyor. Bizim Doğan Akın, TÖ ile ilişkileri, Cindoruk olayına bakış açısını soruyor da, basın toplantısı tarihsel bir de- ğerlendirme toplantısı olmaktan çıkıyor, biraz olsun güncelleşiyor. 13 ay 10 gündür iktidarda Demirel. Değerlendirmele- rinde dikkatl çeken nokta, açık, şeffaf rejimle dürüst dev- let kavramını ön plana alması. Bir yıllık geçmişte ne terör ne enflasyon ne de başka birsüreç... Bunlar, elbet- te önemli olgular, ama ikinci planda. 1993'ün olası önemli olayı ise, Demirel'e göre, siyasal parçalanma! ilginç irdelemeleri var; örneğin, her şey iyiye gitti de- miyor, "hiç değilse hiçbir şey daha kötüleşmedi" diye bir savunu getiriyor. Demirel'in dönüp dolaşıp üzerinde durduğu, önemini vurguladığı öğe, siyasal istikrar! Söylemek istediği Beri yandan, 1992'deki siyasal parçalanmayı sürekli anımsatıyor. Beş partiyle girdiğimiz Meclis'te şu anda on bir partinin temsil edildiğini -siyasal parçalanmaya örnek olarak- gösteriyor. 1993'teki beklentisi, siyasal parçalanmanın süreceği- ne, belki de giderek hızlanacağına ilişkin. Bu yeni süreç- teki kaygılarını şimdilik ön plana getirmiyor. Ancak süreceğinı öne sürdüğü siyasal parçalanmanın, kimi kaygılarını kafasından atamadığı bir gerçek. Buradan, 1993ün erdemine getiriyor sözü, tek cüm- leyle "yeniyılda istikran korumanınzorunluğuna"deği- niyor. Iki partinin hükümet kurarak "uzlaştığını, bir sentez yarattıklarını" söylerken, 1993'te bu modelin korunması gereğine mı işaret ediyor, yoksa daha başka hükümet modelleri arayanlara bir uyarıda mı bulunuyor? Fazla açık değil Demirel. pek anlaşılmıyor. Ne var ki şöyle bir yorum yapılabilir: Siyasal parçalan- manın giderek hızlandığı, hatta93te hızlanacağı varsa- yımlarında bulunan Başbakan, ola ki dolaylı yoldan, yeni hükümet arayışlarının istikrarsızlık getireceğini söylemeye çalışıyor. Cindoruk un anayasal engele karşın parti içi olaylara karışmasıyla başlayan tartışmalara doğrudan girmeye niyetli değil Demirel. Yalnız, iki cümlesi açıktan söylemediği önemli bir ka- rarı ortaya çıkarıyor. Soru üzerine, "Cindoruk sorunu yaratmamak için elinden geleni yapacağını" söylüyor. Hemen ardından bir düzeltme getiriyor sözüne. "Sorun yaratmamak için elimden geleniyapacağım" diyor. Değişik karakterdeki bu iki yargı, ister istemez, Baş- bakan'ın siyasal parçalanmayla siyasal istikrarsızlığın gündemde olduğu birdönemde, parti içınde "bir Cindo- ruk sorununun doğmasından kaygılandığı" izlenimini veriyor. Dün. çarpıcı yanları ağır basmayan, ama önemsene- cek ipuçlan veren bir basın toplantısı izleniyor. Bir, iki, üç turnuvayetmez • Baştarafi Spor 'da İlk onikı dereceyi kazanan sporcvılann ödüllendirildiği turnuvada 8."lıkle I2.'lik arası dereceleriyse. turnuvayı 5.5 pu- anla bitiren şu yanşmacılar paylaşiı: Tolga Demırel. Ergun Gümrükçüoğlu, Barti Valensı. Demir Büyüközkaya ve Murat Akıdağ. Bu sporculann da her biri 1.5 mılyon Hra kazandı. ••• Sekiz gün süren turnuva bo- yunca Başhakem Yılmaz Ba- şoğlu ile Fikri Cengiz ve Meh- met Altınsov'dan oluşan hakem kurulu, herhangi bir teknık sorun çıkmasına mey- dan vermedi. Huzurlu ve sâkın hir ortamda süren turnuvada. Türkıye'nin her v öresinden ge- len vanşmacılara rastlanıyor- du Avnca bir Rumen ve bir ABD"li sporcu da mücadale et- ti. Millı takımımızın son 1 yıldır iskeletıni oluşturan fakat bir türlü millı takımda dördü bira- raya gelemeyen biz L'luslarara- sı ustalar Turhan Yılmaz ve Suat Atahk ile FIDE ustalan Can Arduman ve Suat Soylu'- nun yanyana dizilmelen, çok anlamlıydı. Turnuva. teknik yönden ın- celenirse. 7 turun çok sağlıklı olmadığı ortaya çıktı. Bir iki is- tisna dışında, Türkıve'nin tüm güçlü oyunculannı birarava ge- tiren turnuvada birçok sürpnz oldu ve oyunlar. genelde pek kaliteli değıldi. Turnuvanın kı- salığı ve buna bağlı olarak yapı- lacak en ufak bir hatada derece- ye girememe kaygısı yûzünden. yanşmacılar, büyük gerilim al- tmda oynadılar Son turdan bir öncekı turda. 1983 Türkiye Şampıyonu Adnan Şendur'a karşı kazanç pozdsyonu harca- yıp berabere kalarak en az 3 milyon lira kaybettim. Tür- kıye'nin 2 numarah sıradaki oyuncusu FM (FIDE Ustası) Can Arduman'ın 5, FM Suat Soylu'nunsa 4.5 puan alarak dereceye girememeleri, büyük sürpriz oldu. Buna karşılık Ze- ki An ve Tolga Demirel. bu tur- nuvada da güçlerini kanıtladı- lar. Türkiye'de şimdiye dek yapılmış bu en büyük açık tur- nuvadakı çekişme. gerçekten büyük oldu. ••• Son olarak, turnuvanın Türk satrancına getirdiklerine değin- mek istiyorum. Göreceli olarak yüksek olan ödüller sayesinde. bu turnuva. Türkiye'nin en güçlü oyunculannı biraraya ge- tirdi. Kısa bir süre için ve -yeter- siz de olsa- basın ve televizyon- larda çıkan tumuvayla ilgili haberler. satrancı güncelleştir- di. Aynı zamanda, belediye gibi büyük bir kuruluşun, Türk sat- rancına el atmasını sağladı. Bu durum. diğer potansiyel spon- sorlan harekete geçirerek bir rekabet ortamı yaratırsa, gele- cek yıllarda da buna benzer tur- nuvalar düzenlenmesini umut edebiliriz. Bu tür organizasyon- lar. ülkemizdeki satranç turnu- vası kısırlığını ortadan kaldıra- cak. güçlü oyuncular için gelir olanağı doğuracak, onlan formda tutmaya yarayacakür. Gençlerin teşviki ve güçlerini sı- namalanna yol açması bakı- mından da, bu tür organizas- yonlann yaran, yadsınamaz. Böyle bir turnuvayı Türk sat- ranana kazandırdıklan için, başta Başkan Nurettin Sözen ve turnuvanın miman Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Baki Nedim Erdem olmak üze- re. turnuvanın oluşmasında tüm emeği geçenlere, Türk sat- ranç kamuoyu adına teşekkür edıyorum. HAVADURUMU TÜRKİYE'DE DUNYADA IVIeteorolojı Genel Mü- dûrlüğünden alınan bı'g ye göre, yurdun kuzeydo- ğıı kesımlerı çok bulutlu Doğu Karadenız kıyıları yağmurlu, Doğu Karade- nız ın ıç kesımlerı ile Do- ğu Anadolu nun kuzeydo- ğusu kar yağıslı otenı yerler parçalı ve az bului- lugeçecek Marmara ile yurdun ıckesımıerındeyer yers.sgorüece* Havası- caklığı değışmeyecek Rüzgar, kuzey ve doğu yönlerden hafı', ara sıra orta kuvvette esecek Demzlerımızde ruzgar Doğu Karadenız'de yıldız ve karayel, dğer denızlenmızde yıldız ve poyrazdan 3-5, Karadenız de yer yer 6 Ege de za- man zaman 7 kuvvetınde. saatte 10-21, Karadenız de yer yer 27, Ege de zaman zaman 33 denız mılı hızla esecek Van Gotû'nde hava. çok bulullu geçecek Eskışehır Istanbul Izmır Kars Konya Samsun Trabzon Zonguklak Vnstedarr Amman Atına 8a§dat Brjksel Ceneve Frankfurt Letkosa Petetsourg Londra Maand Mılano Mc*ova Mun.h Pans Prag Rıyad Roma \tyana Y 8" A 16= A 11' B 13' Y 9" B 1" Y 4' A 15* K 2' B 8' B 12* B 4Q B -3- B 3* Y 12* B r A 17" B 14' B 0" bulutlu ^ yajmurtu karlı A-açıkB-öulutlu G-guneslı K-hartı S-SJStt Y-yağrrurlu Cıuıılıııriyet 3 ödül aldı • Baştarafi 1. Sayfada temizin Görsel Yönetmeni Ali Acar "Sayfa Düzeni" dalında başan ödülleri kazandı. Gaze- temiz muhabirlerinden Behzat Şahin ise "Fotoğraf dabnda mansiyona değer görüldü. Prof. Qr. Tayfun Akgüner, Prof. Dr. İlhan Akın. Selmi An- dak. Erol Dallı. Turhan Gür- kan. Osman Karaca. Abbas Parmaksızoğlu. Ersin Salman ve Ünal Uyguç'tan oluşan Bü- yük Seçici Kurul'un 140 yapıt arasında yaptığı değerlendinne sonucu 1992 yılının başanlı ga- zetecileri dallara göre şöyle be- lirlendi: Başan ödülleri Haber. (Siyasal-Ekonomik) Fikret Bila/Milliyet: Orduda Döviz Hesabı Haber: (Yaşam) Sekna Tü- kel Hürriyet: Umut Taciri Pro- fesöre Baskın Haben (Dış Haber) Sedat Er- gin/Hürriyet: Bu Sözler Ortalı- ğı Kanştınr Güncel Yazılan (Fıkra- Yorum-Makale) Altan Öy- men/Milliyet: Benzeri Olma- yan, Yalçın Pekşen Hürriyet: Du Bakali N'olcek?, Güngör Uras/Dünya: Bir Ülkenin Baş- bakanı Güncel Spor Yazılan: (Ha- ber) Hamdi Yurdakul/Milbyet: Yazık Bu Çocuklara Güncel Spor Yazılan: (Yo- rum) Demir Feyizoğlu/Foto- Gol: Komandonun Gölgesinde Futbol Oynanmaz Röportaj: Savaş AyyTempo: Ne Dolaşıyorsunuz Ortahkta, Reha Erus/Star: İtalya"da Bir Türk Köyü Seri Röportaj: Tanju Cılı- zoglu/Milliyet:_Merhaba Hem- şerim, Ali Öncü,Tercüman: Pusuda 24 Saat, Arslan Tekin/ Orta Doğu: Umuda Yolculuk İnceleme: (Siyasal) Saygı Öz- türk/Hürriyet: İsmet Paşa'nın Kürt Raporu İnceleme: (Ekonomi ) Peri- han Çakıroğlu/Millıyet: Kra- vatsız Ekonomi tnceleme: (Yaşam) Oral Ça- hşlar, Cumhuriyet: Hz. Ali- Muaviye Kavgası Fotoğraf: (Renkli) Süleyman Arat/Hürriyet: Yıldınm Karikatür: (Siyah-Beyaz) Er- can Akyol/Milliyet: Okur- Yazar-Basar Karikatün (Renkli) Bedri Koraman/MiUiyet: İşte Hükü- metimiz Kuruldu Sayfa Dfizeni: (1. Sayfa) Ali Acar Cumhuriyet Sayfa Düzeni: (Spor-Maga- zin) Hasan Tankaya 'Milliyet Radyo Haber Prograraı Ya- yınları: (Program) Ahmet Çe- lik TRT-1: Şair Gözü ile İstanbul TV Haber Program Yayın- lan: (Haber) Atilla Güner Kanal 6 : Izlanda-Türkiye Sa- vaşı TV Haber Program Yayınla- n: (Program) Ertuğrul Karslı- oğlu,TRT-l: Orta Asya Esinti- leri ' Dergiler: (Sayfa Düzeni) Tansel Emanet' Kim Dergisi: Ağustos 1992 sayısıyla Dergiler: (Dergi Fotoğrafı) Yıldınra İncealemdaroğlu' Aktüel: Bugünü Yaşa Kuşağı Mansiyonlar Haber Füreyya Ersoy/Nok- ta: Güneydoğu'dan Büyük Kaçış Röportaj: Ferhat Tuğan, Aktüel:Korucu Paşalan tnceleme: Nihal Ün/TSokta: Devlete Hükümet Dayanmıyor Fotoğraf: Behzat Şahin, Cumhuriyet: Yaşama Dönüş Sayfa Düzeni: Hüseyin Yıl- maz/Tercüman: Spor Sayfası TV' Haber Programı: Meh- met Ali Esirgençİnter Star: İşte Güneydoğu Tanju'nun cezasına farkh yoruınlar İstanbd Haber Sa âi - Fener- bahçeü futbolcu Tanju Çolak"ın kacak Mercedesdavasnda, "toplu kaçakçılık suçu"ndan hapis ve pa- ra cezasına çarptınlmaa, özellikle spor çevreterinde şok etkisi yaraür- ken. hukukçular henüz bıtmemiş bir dav-arun lartışma konusu yapü- masıran yanhş olduğunu söyledi- ler. Yargının dokunulmazhğı ol- duğunu hatıriatan hukukçular, bıtmemiş bir davanın tarüşılacağı tek >erin Yargıtay'ın ilgili dairesi olduğunu vurguladılar. Prof.Dr. Sulhi Dönmezer "Yapüacak şey kamuoyu yaratma çabalan değjL hukuki yoDan sonuna kadar kul- lanmakur" dedı. Tanju Çolak'ın 9 vıl 4 ay hapis ve öteki sanıklarla birükte 5.S rnfl- yar lira para cezasına çarpünkhğı İcaçak Mercedes davasyla ilgili olarak görüşlerine başv\ırduğu- muz hukukçular şunlan söykdi: Prof Dr. Sulhi Dönmezer "Da- v-arun esasını hlmiyorum. Dosya da önümde yok. Aynca bitmeyen bir dava hakkında konuşamam. Ancak tefcvizyon ve basından ta- kip ettiğim kadarryla tophı kacak- cıhk suçundan mahkum olmuştur. Yapılacak şey hukuki yoflan sonu- na kadar denemektir. Tanju Ço- lak'a kamuoyu yaratmaya çahşa- rak yardrnı edilemez. Yardim hukuken suçsuz olduğunu ispatla- yacak delüteri bulmaknr." Avukat Kemal Kumkumoğlu: "Mahkeme hükmünün tarrjşılaca- ğı yer Yargıtay'ın ilgili dairesidir. Mahkemesanığın tophıkaçakçıhk suçuna kaükiığına karar vermiştir. Tanju, dün kuiübün avukatlanyla görûştü. Aruk Yargıtay dışında hiç kimse- nin görüş beyan etme hakkı yok- tur. Yargının dokunulmazlığı vardır. Yargıtay hukukagöreince- leyecek ceza uygunsa onaylayacak uygun değilse bozacakur. Tanju'- ya ancak daha yetkin daha uzman avukatlar bulunarak yardim edile- bilir." Avukat Sahir Erman: "Daha bitmemiş bir dava hakkında görüş bildirmek yakışık değildir. Aynı suçtan mahkum olan bir sürü in- san var. Failin şu ya da bu camia- ya mensup olması durumu değiş- tirmez.'" Avukat Duygun Yarsu- vat "Dosya>ı Hmiyorum. Tanju Çolak'a, teşekkül halinde kaçakçı- lık suçundan 1918 sayılı yasanın 27.maddesinin 2ükraanda öngö- rülen ceza verilmiş. Dosya içinde Tanju'nun kaçakçilığa kaüldığına dair deliller varsa mahkeme değer- lendirmiştir. Ancak kaçakçüığı yapan ve satm alan başka kişüer- dir. Bunlann ajTimını yapmak la- zım. Eğer bümeden ahnış ise dos- yada bu değerlendirilmeli. Böyfe bir durumda kaçakçdık suçundan cezalandınlması mümkün değil- dir. Satın alan kişj kaçakçılık dışın- da tutulabilir. Ancak dosyada ne gibi deliller var büemiyorum." Avukat Ergin Cınmen: "Dava ko- nusunda bir şey bilmiyorum. Mahkeme karanru vermiştir. Tanju'yu kurtarma kampanyaa gibi saçma bir kampanya olamaz. Aynca bıtmemiş bir dava hakkm- da görüş de beyan edilemez, edü- merneBdır." F.BahçeHukuk Kurulu Fenerbahçe Hukuk Kurulu üyeleri Tuncer Erdoğan. Münir Göker. Vahap Aydın ve Doğan Kandemir, dün İculüp binasın- da bir toplantı yaptılar. Top- lantıya Futbol Şube Sorumlusu Aziz \'ılmaz ile Tanju da kaül- dı. Hukuk Kurulu ûyeleri. Tan- ju ile yaptıklan kısa görüşmede, demeç vermemesini istediler. Hukuk Kurulu üyelerinin dos- yayı incelemeye aldığı ve incele- menin bir kaç gün süreceği bil- dinldi. DenizliMen destek Öte vandan Denizlı Barosu'- nun Fenerbahçeli 26 avukatı. Tanju'ya bir telgraf çekerek kendisinı savunmaya hazır ol- duklannı bildirdi. Aralannda baro yönetim kurulu üyelerinin de bulunduğu avukatlar. Tanju'nun kabul etmesi halin- de Yargıtay'daki dunışmada golcü futbolcuyu ücretsiz ola- rak savunacaklannı belirtti. Kaçak otomobil olayı gündemde İstanbul Haber Servisi - Fe- nerbahçeli futbolcu Tanju Ço- lak'a dokuz yıl hapis cezası ve- rilmesi kaçak otomobil ticareti- ni yeniden gündeme getirdi. İstanbul trafığındc bulunan yaklaşık 2600 mercedesten ka- çının kaçak olduğu yanıtsız ka- lan soru niteliğini koruyor. Geçen yıl 1300 olan mercedes ithalatı.'bu yıl 1500'e ulaşırken kaçakçılık olaylannın ulaşüğı boyut. galerilen devre dışı bı- raktı. Mercedes alıcılan aruk ıthalata firmalan yeğliyor. Ha- len cezaevinde bulunan otomo- bil kaçakçısı Eyüp Bulgan, bugün Türkiye'nin yabançı otomobillerden yılda beş tril- von lira kazanma olanağı var- ken yasalarla bunun engellen- diğinı savunuyor. Kaçak otomobil ticareti yak- laşık 20 yıldır Türkiye'nin gün- deminde bulunuyor. 1983yılın- da Suriye-Almanya-Türkiye üçgeninde gerçekleştirilen oto- mobil kaçakçılığı ortaya çıka- nlmış, bu olaya Devlet Malze- me Ofisi'nin de kanştınldığı belirlenmişti. İki milyar lira tu- tanndaki bu kaçakçılık olayı OIAYLARIN ABDENDAKI GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada taba Verilen Rehor Ceza" Intbe- rine hirıncı suyfutarmıla yer verecekler midir' Acahu bu konu kimsenin lepkisini çekecek mi- dir? Toplum bu olaya, Tanju Çolak davasına olduğu gibi ilgi gösterecek midir? Hiç sannuyuru:. Görüldüğü gibi Türkhe'de fi- kir özgürlüğü, iinh'i 141, 142 ve 163'üncü maddelerin Ceza Ya- sası ndan kalkmasma karşın sağlananumiLşlır. Yazarlara ağır hapis ve para cezaları verili- vor; yaymcı da bu cezadatı payı- na dû'şeni üstleniyor. Ne yazık ki toplum demokra- likleşme sürecine yeıerince sı- cakiık içinde yaklaşamıyor; ülkemizde demokrasi kültürü- tri'm fuıbol küllüründen çok gerı- de olduğunu itiraj etmeliyiz. Parlamentomuz da koalisyon hükiimetinin programındaki de- mokratikleşmeye kararlı bir des- tek suğlayacak nitelikte değildir. Fikir özgürlüğünden yoksun bir toplıumm demokratik olduğu söylenebilir mı? Kitaba, yazarı- na,yaymcıya hapis vepara ceza- sı ne demek? Yüzlerce yıl önce Vohaire 'in söylediğigıbi, birfik- re katılmayabilırsıniz, ancak fıkrim söyleyen kişhin anlatım özgürlüğüne karşı çıkamazsını:. Bize çok ters gelen düşüncelerin serbestçe yayımlanması için ge- rekli ortam yaratılmadan de- mokrasi gerçekleşemez. Kaçakçılık konusunda bu ka- dar duyarlı olan toplumumuz, jıkir özgürlüğü konusunda neden bu kadar sağır? Çağ atlamak bir yana, çağa yetişmek istiyorsak, fikir yasak- larınrn kaldırdması önkoşuldur. ••• Türkiye'de ortaya çıkanlan ılk büyük olay olmuş, kamuoyu- nun dikkati de kaçak otomobil ticaretine yönelmişti. Tanju Çolak'm yanısıra sa- .-.atçı Ahmet Kaya ile Çevre Yollan ve Boğaziçi 'Köprüsü Koruma Müdürlüğü'nde gö- revli Emniyet Amiri Mustafa Günaydın'ın da kaçak merce- des olaylanna adlannın kanş- ması ticaret olayının boyutlan- nın göstergesi sayılmıştı. Otomobil kaçakçısı C.H. Tür- kiye'deki yabancı otomobille- rin yüzde 70'inin kaçak olduğu- nu savunurken, çift pasaport sahibi Türkler'in, sahte pasa- port kullanan Afganlı ve Suri- yeliler'in köşe başlannı tuttu- ğunu anlatıyordu. Türkiye'de kaza yapmış yabancı menşeili bir otomobilin nüfus kağıdının bu kişilerin getirdiği otomobil- lere verildiğini belirten H.C, kaçakçılığın diğer uygulamala- nnı şöyle anlatıyordu: "Biz bu uygulamaya nüfus kağıdına oturtma diyoruz. Yurtdışından getirilen otomo- bil ise gümrük kayıtlanndan si- linir. Bunda ihbar olmadıkça pek yakalanan olmaz. Yurtdı- şından getirilen bir otomobile herhangi bir otomobilin ruhsa- tınm verilmesi ise riskli. 90 model bir BMW'ye üzerinde oynama yapılark şase numarası MitterrancPın • Baştarafi 1. Sayfada diğine göre Fransa Cumhur- başkanlığı Sarayı'ndan yapı- lan açıklamada Mitterrand'ın sürpriz Türkiye gezisinin ta- mamen özel mahiyette olduğu ve hiçbir siyasi boyut bulun- madığıbeliftildi. Mitterrand'- ın nisan ayındaki son resmi ziyareti sırasında lürkiye'den çok etkilendiği ve yeniden gel- me arzusu taşıdığı bildirildi. ve kimlik kartı değiştirilerek Şahin marka otomobil ruhsatı verilmesi, dosyalann kanştınl- ması ya da ihbar halinde ortaya çıkanlabilecek bir kaçakçılık türüdür." Otuturma, dublecilik. hava- danalık ve yazmacılık yöntem- leriyle gerçekleştirilen kaçak otomobil ticaretınde bugüne kadar çrtaya cıkanlanlar Al- man İnterpolüyle ortaklaşa gerçekleştirilen bir operasyo- nun sonucuydu. Almanya'da kiraladığı otomobili Türkiye'ye getiren araalara kimin arka çıktığını araştıran Mali Şube ekipleri, bir şebekeyi de ortaya çıkardılar. Usküdar'da bulu- nan UNO Otomotiv Pazarla- ma ve İthalat-İhracat Şirketi'- nde yapılan aramada altı mercedes ile bir BMVV'nin ka- çak olduğu saptandı. Kaçak otomobil ticaretinde Kapıkule'nin fazlaca dikkat çekmesi, şebekeleri yeni giızer- gahlar saptama yoluna gidiyor- fardı. Hırsızlıkla ya da kiralama yöntemiyle ele gecirdikleri oto- mobilleri başta Almanya ol- mak üzere diğer Avrupa ülkele- rinden Marsilyaya getiren şebekejer için deniz yolu daha güvenilir oluyordu. Gemilerle getirilen otomobillerde bulu- nan şoförler. araçlan Türkiye'- de şebekenin diğer elemanlan- na iletiyor, bir bölümü galeri sahibi olan kişiler de şase ve motor numaralannı değiştir- dikleri. yeni bir kimliğe kavuş- turduklan bu otomobilleri alı- cıya satıyordu. Mercedes Benz fırmasının Türkiye distrübitörü Otomar- san'm yetkilisı Uğur İrfanoğlu, galerilerin aksesuarlannı gös- termeyerek gümrükten geçır- dikleri mercedesleri daha düsük fıyatla piyasa sunmalanndan yakmıyordu. İrfanoğlu'na göre saptanabılen kaçak mercedes- GOZLEM UĞUR MUMCU B Baştarafi 1. Sayfada -Radyasyon Güvenlik Komitesi, kurulduğu andan fes- hine kadar Türk vatandaşlannın sağlığını tehdit eden hsrhangi bir gıda maddesinin tüketilmesine müsaade etmemiş, bütün gıda maddelerini, AT ve Dünya Sağlık Teşkilatı nın limitlerinin altında vatandaşlara sunmuş- tur. Bugün,"radyasyonlu çay" nedeniyle çay bitkisinden söz edelim, sonra da şekerden. Çay'ın anayurdu Çin, Vietnam ve Birmanya. Çay söz- cüğünün kökeni de Çince. Türkiye'ye çay ilk kez 1878 yılında, Japonya'dan getirilen tohumların çiftliklerde ekilmesi ile girmiş. Rize ve Artvin yörelerinde bu çayın yetiştirilmesi, Halkalı Ziraat Okulu öğretmenlerinden Ali Rıza Ertem'in öncülüğünde 1918 yılında gerçekleşmiş. O gün bugündür Karadeniz Bölgesi'nde çay yetiştirili- yor. Kimi, çayı şekersiz içer; kimi şekerli, kimi de radyas- yonlu! Örneğin eski başbakanlardan Bulent Ecevit, çayı şe- kersiz ıçer. Siz kaç şekerli çay içersiniz? Sizi bilmem; bizler, bu "Çernobil faciası'nöan sonra milli birlik ve beraberlik ruhu içinde sabahları genellikle '600 bekerel radyoaktiviteli çay" içeriz. "Radyasyonlu çay", eski Cumhurbaşkanı Kenan Ev- ren, eski başbakanlardan özal veeski Sanayi ve Ticaret Bakanı Hüseyin Cahit Aral tarafından da içilir. Eski Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Yüksel özemre, radyasyonlu çay içmez "600 bekerel radyoaktiviteli çay" Prof. Özemre'ye do- kunur. Sayın profesör, "radyasyonluçay skandalı"n\n patlak verdiği günlerde yurtdışından kutu kutu Ingiliz çayları getirtmemiş miydi? Yurttaşlara devlet adına "İçin için, bir şey olmaz" de- nildiği günlerde yurtdışına gidip gelen yüksek bürokrat- lar, neden bavullanna çay doldurup doldurup evlerine taşımışlardı? Neyse, biz gelelim kesmeşekere. Eski Bakan Cahit Aral, siyasete atılmadan önce Istan- bul'da "Aral Endüstri Ürünleri Sanayi ve Ticaret AŞ", şirketini kurmuş, siyasete atılınca da şirketin yönetim kurulu başkanlığından ayrılmış. Cahit Aral'ın siyasete atılmasından sonra şirket, Aral 1 - ın Zafer, Yalçın, Ergun ve İsmet Aral adlarındaki oğulları tarafından yönetiliyor. Şirket, kesmeşeker üretimi konusunda geçen yılın mayıs ayında Devlet Planlama Teşkilatı'ndan "yatınm indirimi" ve "kaynak kullanım destekleme primi" adla- rıyla 7 milyar 550 milyonluk "komple yeni yatınm" için teşvikler almış. 1991 yılındaki 167 bin 750 tonluk teşvik on bir şirket ta- rafından paylaşılmış. "Aral" bu şirketlerden biri. Şirketin 1991 yılı içindeki 167 bin 750 tonluk bu teşvik- lerdeki payı 7.500 ton. Şirket, 7500 tonluk küpşeker üreti- mi için DPT'den teşvikler almış. Teşvikteki en büyük payı, Kocaeli'deki 36 bin tonla "Karşeker" şirketi almış, ikinci sırada 30 bin tonla Çan- kırı'da Yahya Akel, üçüncü sırada 22.500 tonla Uşaktaki "Turanküp"şirketi. • Aral kardeşler, kesmeşeker yapıp satıyorlar. Eski Bakan Aral "Bakanlığım süresince Aral şirketi batkalardan kredi almadı, şirkete hiçbir ayrıcalık da ta- nınmadı" diyor. "Çay" deyince eskiden ak\a"şeker" gelirdi, Çernobil olaymdan sonra da "radyasyon " akla geliyor. Çayı içerken şekeri Erzurumlular gibi "kıtlama" yap- mak için ağzınıza mı atarsınız, yoksa şekeri fincana atıp kaşıkla kanştınr mısınız? Farketmez, nasıl olsaçaylarşirketten! Kitabarekor ceza lenn oranı ise sadece yüzde beş- ti. Geçen yıl 600, bu yılın on bir ayhk döneminde de 950 merce- des ithal ettiklerini açıkJayan İrfanoğlu, geçen yılın toplam it- halat rakarnının 1300, bu yılın rakarnının ise 1500 olduğunu bildiriyor. Kandil ve Noel V • Baştarafi 1. Sayfada güne denk geliyor. Fatih Camii Başimamı Abdül- vahap Doğan, Hıristiyanlann ve Müslümanlann iki kutsal ge- cesinin aynı güne rastlaması üzerine kendisine yönelttiğimiz •'Bu gece Hınstıyanlann da en kutsal gecesi, böyle bir gecede Hıristiyan dinini benimsemiş yurttaşlanmıza ve Hıristiyan dünyasına bir mesajınız var mı" sorusuna "Her ne kadar İsa'run doğumunun 24 Aralık olduğu ilmen pek sabit değilse de ma- dem kı o insanlar buna inan- mışlardır, bize de bu mukaddes gecelerine hürmet etmek düşer" yanıtını vermekle yetindi. Aynı soruyu yönelttiğimiz St. Antoine Kilisesi Başpapazı Al- fonso "Hıristiyanlar da Müslü- manlar da tek tannya inanıyor- lar. Tek ve aynı tannya. Hıristi- yan inancına göre bu gece melekler mutluluk ve banş şar- kılan söylüyorlar. Böyle bir gecede Hıristiyan, Müslüman bütün insanhğa banş dilemek- ten başka ne denebılır ki? Hele savaş riizgârlannın Balkanlar"- dan ve Kafkaslar'dan Türkiye'- nin üstüne estiği bugünlerde..." Alfonso. tek tannlı dinlerin bu- gün bölücü değil, birleştirici bir işlev görmesi gerektiğini belirtt: ve "Isa da Musa da Muham- med de her halde böyle derler- dı" dedi. • Baştarafi 1. Sayfada tapta da Kürt sorununu yasa- lar çerçevesinde irdelediğini kaydeden yazar Polat. '"Kürt sorununu yasalar çizgisinde >azmasını biliyorum. Yasalar çerçevesinde bu sorunun tartı- şılabıleceğine inanıyorum. Kürt sorununu. yasalar tartış- maya elveriyor: suç. yasalan yorumlayanlarda" diye ko- nuştu. 1991 yılında yürürlüğe giren Anti-Terör Yasası sonrasında ilk kez bir kitabın vazannın ve yayımasının böylesi bircezaya mahkum edildiğini vurgula- \an Polat. hakkında verilen hapis cezasının temyizi için Yargıtay'a başvuracağını. ala- cağı ceza ne olursa olsun. çizgi- sinden avnlmayacağını söyle- di. Başak Yayıncılık ve Pazar- lama Şirketi sahibi Hikmet Koçak ise aynı kitabın 1. bas- kısırun Plesor Yayıncılık tara- fından yapıldığını, bu baskının halen İstanbul'da kitapcılarda satışının sürdüğünü kaydettı. Koçak. "Birinci baskısı İstan- bul'da hâlâ piyasada \er alan bir kitabın Ankara'da piyasa- ya sürülen ikinci baskısında bölücülük vapıldığını iddia et- mek. hukukta çifte standartın göstergesidir. Hukuk. hâkime göre değişır mi? Kürt halkıyla ilgili kitap yayımlayan yayı- nevlerine gözdağı veriyorlar" dedi. Hakkında verilen 1 milyar 728 milyon lıralık para cezasını ödemeye Türkiye'de hiçbir ya- yınevinin gücünün >etmeyece- ğini ifade eden Koçak. şunlan söyledi: "Konuyla ilgili olarak Kül- tür Bakanı Fikri Sağlar ve Adalet Bakanı Seyfı Oktay ile görüşeceğım. Bir taraftan Baş- bakan, Kürt realitesini kabul ettiğini. ülkeye demokrasi, ba- sına özgürlük getireceğını söy- leyecek. diğer taraftan Kürt- lerle ilgili kitaplann yayımı baskı altında tutulacaîc. Bu. demokrasi kahramanı kesilen- lerin ayıbıdır." Basımeyı tn önü9 nün ışçüenııın 1 9 5 1 f i m leylenu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Başbakanlık Basımevi. Türk Tarih Kurumu Basımevi ile Mars Matbaacılık'ta çalışan vc Basın-İş Sendikası'na üye vaklaşık 500 işçi, dün toplu vizi- teyeçıktılar. Resmi Gazete'nin basıldığı Başbakanlık Basımevi ile diğer kuruluşlarda çalışan işçiler. dün toplu vizite eylemi gerçek- leştırerek işverenin toplusözleş- me görüşmelerindeki tavnru protesto ettiler. Başbakanlık Basımevi'nde, yaklaşık 300 ki- şinin katıldığı vizite eyleminden sonra, çalışanlar. olaysız bir şe- kilde dağıldılar. Eylem sonucu, işyerinde çalışmalann bir süre durduğu. ancak Resmi Ga- zete'nin dağıtımında herhangi bir aksaklığın olmayacağı öğre- nildı. Basın İş Sendikası Genel Başkanvekih Rasim İtişken, iş- vcrcn ile idari ve ücret konulan da dahil olmak üzere. hiçbir ko- nuda anlaşamadıklannı belirte- rek "İki gün önce de yemek boykotu gerçekleştirdik. Ara- bulucunun çabalan da sonuç vermediği takdirde. grevi düşü- ncbiliriz.' dalı. yıldöüönümü ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Eski Cumhurbaşkanı İsmeı İnönü, ölümünün 19. yıl- dönümünde, Siyasal Bilgiler Fakültesi salonunda yapılan bir törende anıldı. Törene. TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk. Anaya- sa Mahkemesi Başkanı Yeİcta Güngör Özden, SBF Dekanı Prof. Günev Devrez \e eski YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı katıldı. Açılış ko- nuşmasından sonra. Dışışleri eski bakanlanndan Osman 01- cay'ın yönetüğı "İsmet İnönü'- nün Cumhurbaşkanlığı Döne- minde Türkiye'nin Dış Politi- kası (1938-1950)" konulu açıkoturuma geçildi. İstanbul Üniversitesi SBF öğretim üyesi Prof.Dr. İlker Turan. gazetea-yazar Altan Öymen. emekli liava öğretim albay. yüksek öğretım aörevlisi Dok'tor Rıfat Ucarol ile SBF öğretim üyelerinden Prof.Dr. Şükrü Sina Gürel, oturumda söz alarak İnönü'nün 2. Dünya Savaşı sırasındaki dış politika prensiplerinı değcrlendirdiler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle