23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 DIŞ HABERLER 30 HAZİRAN 1990 BERLIN D.Almanya'da korkulu bekleyişPazar gününden itibaren pahalı Batı malları pazan istila edeceği için Doğu Almanlar mal stoku yapıyor. Dükkânlarda raflar boşaldı. Halk savaş öncesini andıran görüntüler içinde pirinç, un, şeker ve tuz stokluyor. . DtLEK ZAPTÇIOĞLU DOGU BERLİN — Doğu Almanlar ka- nşık duygularla hayatlarının değişecegi gü- nü bekliyor. D. Almanya'nın neresinde olursa olsun bütün konuşmalann konusu aynı: "1 temmuzda Deulsche Mark'lan alın- ca ne yapacaksın?" Herkesin 1 temmuz pazar günü (yarın) ve izleyen güalerde bankadaki tasarnıf he- sabından 2 bin DM çekme hakkı var. Pa- rasını çekebilmesi için pazara kadar bir "Nakit Çekme Kagıdı" imzalamış olraası gerekiyor. Yakın zamana kadar tahminler, temmuz başında Demokratik Almanya'dan dev bir talebin geleceği ve enflasyonu bir- den yukan fırlatacagı yolundaydı. Ama bu- Sovyetolog Prof. Feldbrugge: 'Baltık'sız bir Sovyet federasyonu gündemde Hollandalı Sovyet uzmanı Prof. Feldbrugge Sovyetler Birliği'nin parçalanması olasılığına inanmıyor. Profesöre göre Baltık cumhuriyetleri yeni federal sistemde yer almayabilir. Moskova'yı Orta Asya cumhuriyetlerinde bekleyen tehlike ise kuvvetlenen Islamiyetçilik akımı. YONCA ÖZKAYA Iki süper güçten biri olan Sovyetler Bir- ligi'ni hangi gelecek bekliyor? Seslerini an arda yükselten cumhuriyetler dev birlikten bağlarını koparabilecekler mi? Soru zindri upuzun. Moskova'da yeni fe- derasyon sistemi nasıl olmaJı sorusuna ya- nıt araruyor. "tki konu üzerinde çalışılıyor. Federal Uişkilerin yeniden düzenlenmesi ile ilgfli yasa ile Baltık cumhuriyetlerinin Mos- kova'yla teke tek ilişkisi üzerinde durulu- yor." Hollandalı Sovyetolog Prof. Ferdinand Feldbrugge Moskova'daki gelişmeleri bu cümleyle özetliyor. Feldbrugge, temmuz 1987-1989 döneminde NATO'da Genel Sekreter'e bağlı "Sovyetoloji Merkeri'nde çalıştı. Şimdi ise Hollanda'da Leiden Üni- versitesi Doğu Avrupa Hukuku Belge Bü- rosu'nda öğretim görevlisi. Prof. Feldbrugge, kendisine telefonla yö- nelttiğimiz "Sovyetler Birtiği yakın gelecek- te parcalanacak mı?" sorusunu "Bu, söz kODiısa degil" diyerek yanıılıyor. "Biriighı çeşitli bölgelerinden bağımsız olunabilece- gi yolanda iddialar geliyor. Ancak bnralar- da büyük merkezi güç variıgını duyuruyor. Kiml cumhnriyetkrin ise bagımsızlıklannı kazanabilmelen mttmkün degil. Örnegin Ukrayna ve Orta Asya cumhuriyeüerinin kendi ayaklan üzerinde durabilecekleri ko- nusu şiiphe götürür." — Cnmhuriyetlerden gelen seslefhiç mi ürkütiicu boyuta ulaşmayacak? FELDBRUGGE — Orta Asya cumhuri- yetlerinden gelecek tehlike Islamiyetçiliğin güçlenmesi sonucu ortaya çıkabilir. Ancak buna daha bir on yıl var." — Yakında sonuçlanması beklenen yeni federal ilişkileri düzenleyecek yasada tura cumhuriyeüer esit olarak mi degerlendiri- lecek? FELDBRUGGE — Baltık cumhuriyetle- rinin yeni federal sistem içinde yer alacak- lan kesin değil. Gerek Moskova gerek Bal- ük başkentlerinde anayasal bağunsızlık üze- rinde yoğun çalışmalar sürdürulüyor. Or- ta Asya cumhuriyetleri yeni sistemde yer- lerini alacaklardır. Bu cumhuriyetlerin eko- nomik ve siyasi olarak federasyona sıkı sı- kıya bağlı kalacaklannı düşünüyorum. Je- ostratejik durumlan böyle gerektiriyor. — Sovyet cumhnriyetleri arasında yara- blacak bu tur bir ikilik tepki toplamaz mı? FELDBRUGGE — Orta Asya cumhuri- yetleri Baltık cumhuriyetlerinin birlikten olası kopmalannı kabuüenecektir. Gelişme- lerin hangi şekilde sonuçlanacağı da onları pek ilgilendirmiyor zaten. Baltık ve Orta Asya birbirinden çok uzak iki bölge. — Baltık cumhuriyetleri ile Moskova ara- smdaldiUşkikr bir tüı 'Finlandizasyon' yön- temi ile çöztlemez mi? FELDBRUGGE — Finlandizasyon ol- dukça tartışmaJı.bir kavram. Bu sözcüğü, bir Ulkenin hukuken bağımsız ancak siyasi ve ekonomik olarak büyük bir güce bağlı olması anlamında aldığımızda, Baltık curn- huriyetleri için Finlandizasyon çözümünün olanaklı olduğunu söyleyebihriz. Ikinci Dünya Savaşı sırasında Almanya ile ittifak yapan Finlandiya savaş sonrası Sovyetler Birliği ile ilişkilerini 1948 Dost- luk Işbirliği ve Karşılıkh Yardım Anlaşması doğrultusunda düzenledi. Buna göre kar- şılıkh ticari ve kültürel ilişkiler sürdürülür- ken Finlandiya Sovyetler'e karşı hiçbir itti- faka üye olamıyor. Bu tskandinav ulkesi, statüsünü, tarafsızlığını süper güçlerin ta- nımasına borçlu. Finlandiya hem COME- CON hem de AT'ye üye olan tek dünya ül- kesi. Prof. Feldbrugge'ye göre Baltık'ta ana- yasal bağımsızlığın sağlanması ile tüm so- runlar çözümlenmiş olmayacak. "Pratik sorunlar yığınla. Bunun bir örneğini Al- manyalann birieşmesinde yaşıyoraz. Mal varnldannın paylaşdması, askeri üslerin du- rumu. Baltık comburiyetleri bağımsızlıkia- nnı elde ettiklerinde örnegin Rusya Fede- rasyonu'na bağb Kaliningrad'ın durumu ne olacak? Tüm bunlar Baltık sorununun çö- zümünüa neden uzadıgını ortaya koyu- yor." güne kadar verilen "nakit kağıtlarT'na ba- kılınca Doğu Almanlann onumüzdeki gun- lerde 2 bin yerine ortalama 400 DM çekip harcayacağı anlaşıldı. Anketler Doğu Almanlann pahalılık bek- lediğini, kiralann artmasmdan, işsiz kalk- maktan korktuğunu gösteriyor. Doğu'da hem umutlu hem korkulu bir bekleyiş hâ- kim. İki Almanya arasındaki "para birliği"n den faydalananlar yalnız D. Almanya va- tandaşları değil. Batı Berlin'in merkez ga- n olan "Bahnhof Zoo"nun önünde kara- borsacılar pazara kadar ellerindeki Doğu AJman Marklanndan kunulmak için çırpı- nıyor. 1 temmuzda "Ostmark" tarıhe ka- nşacak. Doğu Berlin'de ise neredeyse "kıtlık" başgösterdi. Gıda sektöründe yaşanan su- ni darboğazlann birkaç nedeni var. En önemli neden, perakendecilerin 1 temmuz- dan itibaren Batı mallan satmak üzere çok- tan Batılı toptancılarla anlaşmış olması. Fe- deral Almanya'daki büyük magaza ve raar- ket zincirleri, Doğu'daki dükkân sahiple- riyle imzaladıkları anlaşmalar uyarınca 1 temmuzdan itibaren sevkiyata başlıyor. Dükkânlar raflannı Batı mallan içintoşalt- mış durumda. Dükkâncılar "Bundan son- ra kimsenin yerii mala ragbet etmeyecegini" düşunerek bu önlemi alıyor. Bunda ne ka- dar haklı da olsalar, arzı Batı mallanna çe- virerek yerli mala talebi kendileri yok edi- yorlar. Öte yandan Doğu Almanlar önümüzde- ki hafta Deutsche Mark'a kavuşacaklannı ve bu parayla satın alacaklan malların es- kisinden daha pahalı olacagını bildiğinden haftalardır "mal stoku"na başladı. Savaş öncesini hatırlatan bir hücumla pirinç, bul- gur, şeker, un, tuz gibi temel ihtiyaç mad- deleri evlerde çuvallarla stok ediliyor. Stoku yapılan bir başka şey de Doğu Al- manlann "aliiminyum çip" dediği "Doğu fenikleri". Madeni paralar 1 temmuzdan sonra, telefon kulübelerinden bilet otomat- larına kadar altyapı Deutsche Mark'a gö- re değiştirilene değuı geçerli olacak. Bu yüz- den Doğu Almanlar kağıt paralarım DM'yle takas etmek için bankaya yatırır- ken ne kadar madeni para varsa toplayıp biriktiriyor. Bu paralar 1 temmuzdan son- ra pratik olarak DM yerine geçecek. Tele- fon ederken, bilet alırken kullanılabilecek. Para birliği küçük çaplı "savaş zenginleri" de türetti. Deutsche Mark'ın Doğu'ya girişi bazı Federal Alman vatan- daşlarına da yanyor. Bilindiği gibi her D. Alman yaşa göre 6 bin marka kadar parayı l'e 1 kurundan DM'ye çevirme hakkına sahip. Ama her- kesin bu kadar parası yok. Doğu Alman- lann imdadına, cüzdanı kabarık Batılılar yetişiyor. Önce DM karaborsada l'e 2 ve- ya 2,5 kurundan Doğu Markı'na çevriliyor. Bu para, bir Doğu Alman vatandaşının adı- na bankaya yatırılıyor. 1 temmuzda aynı para bu sefer 1 'e 1 kurundan DM'ye çevri- liyor. Kârın paylaşımmda şu anki rayiç "fifty-fifty". (Yaklaşık yüzde 50). Pazartesi gününden itibaren Doğu Al- manlar özledikleri Batı mallannı almak için Batı'ya, özellikle Batı Berlin'e hücum ede- cek. 2 milyonluk kent nüfusunun pazarte- si 6 milyona fırlaması bekleniyor. Duvar'- ın açılışından beri en büyük "Dogu Alman akını" en çok Batı Berlinli esnafa yaraya- cak. Doğu Almanlann özellikle elektronik cihazlara, video, walkman, fotoğraf maki- nesi, kasetli teyp gibi mallara rağbet etme- si bekleniyor. Giyim eşyasımn yanı sıra gı- da maddeleri, özellikle "Çildta" muzlar, it- hal meyveler, çikolata revaçta. Doğu Almanlann Batı'ya akınından fay- dalanacaklardan biri de Türk dönercileri. Doğu Almanlar hiç tanımadıklan Türkle- ARTIK SINIR YOK — Doğu Alman gümriık memurlan, Demokratik Almanya'dan gelen arabalan artık sadece selamlamakla yetiniyorlar. SOVYETLER BİRLİĞİ Parti kongresi ertelenmediMerkez Komitesi, dünkü toplantısında SSCB Başkanı Mihail S. Gorbaçov'un kongre hazırlık raporunu kabul etti. Böylece reformcuların kongrenin ertelenmesi yolundaki istekleri kabul edilmemiş oldu. TASS, kongre delegelerini muhafazakâr eğilimlere karşı uyardı. Parti liderliği ve devlet başkanlığı görevlerinin ayrıştınlması konusu kongrede ele alınacak. Dış Haberier Servisi — SSCB'de "tarihi" 28. Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) Kongresi'nden önce önemli bir dö- nemeç diın geçildi. SBKP Merkez Komite- si, Kremün'de toplanarak kongrenin gün- demini belirledi. Toplantıda, 28. Parti Kongresi'nin ertelenmesini isteyen reform- cularla muhafazakârlar arasında tartışma- lar çıktı. SSCB Başkanı Mihail Sergeyevic Gorbaçov'un kongre raporunun da okun- duğu toplantıda, muhafazakârlar uygula- nan ekonomik reformlara karşı eleştirileri- ni yükselttiler. TASS, kongre delegelerini muhafazakâr eğilimlere karşı uyardı. Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) 28. Kongresi için muhafazakârlann dediği oldu. SBKP Merkez Komitesi, dünkü top- lantısında SSCB Başkanı Mihail Sergeyeviç Gorbaçov'un kongre hazırlık raporunu ka- bul etti. Böylece, daha önce 2 temmuzda ya- pılacağı açıklanan kongrenin, SBKP için- deki reformcu grubun "ertelensin" isteğine karşın, bu tarihte yapılması kesinleşmiş ol- du. TASS, kongre delegelerini muhafazakâr eğilimlere karşı uyardı. SBKP 28. Kongre Sözcı 1 - Alesandr Kapto, düzenlediği basın •: :antısında,' merkez komitesi toplantısının sonuçlanm açıklarken, SSCB Başkanı Mihail Gorba- çov'un, SBKP Genel Sekreteri sıfatıyla 28. Kongre'ye sunacağı raporu oybirliğiyle onaylamakla birlikte, toplantı sırasında ra- pora bazı ekler yapılması yolunda istekler dile getirildiğini söyledi. Kapto, bu isteklerin başında, geçen haf- ta tamamlanan Rusya Komünist Partisi ku- rucu kongresinin siyasi değerlendirmesiyle, piyasa ekonoraisine geçiş konusundaki so- nuıt adımların raporda yer almasının gel- diğıni bildirdi. Kapto, parti tüzük taslağıyla parti prog- ram taslağırun, "her iki oylamada da bir iiyenin çekimser kalmasıyla" kabul edildi- ğini kaydetti, ancak bu üyenin, Boris Yelt- sin olmadığım söylemenin dışında kimliği- ni açıklamadı. Aleksandr Kapto, MK toplantısında parti liderliynin yeni biçimiyle, parti liderinin ve devlet başkanının görevlerinin aynştınbnası konulanmn gündeme geldiğini, ancak bu konularla ilgili olarak karann kongre tara- fından alınması üzerinde görüşbırliği sağ- landığı belırtti. Aleksandr Kapto'nun verdiği bilgiye gö- re, parti yönetiminde yapılacak yapısal de- ğişiklik ile ya partiye bir genel başkan ve yardımcı ya da genel sekreter ve yardımcı- lar seçilecek. Kapto, merkez komitesini kongrenin se- çeceğini, ancak Politbüro'nun ve başkan ya da genel sekreterle yardımcılanmn nasıl se- çileceğini kongrenin belirleyeceğini bildir- di. Kapto, bir soru üzerine bugünkü merkez komitesi toplantısında kongrenin ertelenme- si konusunun "gündeme bile alınmadığım" iddia etti. Reuter'in haberine göre SBKP Merkez Komitesi toplantısına katılan Rudolf Ya- novsky adh bir görevii, kongrenin daha önce kararlaştırıldığı gibi 2 temmuzda yapılma- sı yönünde Merkez Komitesfnin karar al- dığım acıkladı. Yanovsky, kongrenin 2 tem- muz sabahı calışmalarına başlayacağını be- lirtti. AP'nin haberine göre Merkez Komitesi 1 nin 249 üyesi, kongre hazırlıklarmı görüş- mek ve reformcular tarafından ortaya atı- lan lerteleme" önerisini tartışmak üzere dün Krerrüin'de bir araya geldiler. Basına kapa- lı olarak yapılan toplantıda ük önce SSCB Başkanı Gorbaçov'un, 28. SBKP Kongre- si'nin hazırlık çalışmalanyla ilgili sunduğu bir rapor göruşüldü. Raporun görtışulme- si sırasında, 2 temmuzda yapılması planla- nan kongrenin ertelenmesini isteyen reform- cularla, kongrenin tarihinde yapılmasını is- teyen muhafazakârlar arasında sert tartış- maların çıktığı bildirildi. Merkez Komitesi toplantısında, Gorba- çov'un, kongrenin ertelenmesi, kendisi için yararlar sağlayacak olmasma karşın, hazır- lıklann tamamlandığı bir aşamada bu yön- de bir ağırlık koymadığı haber verildi. SBKP Merkez Komitesi'nin yayın organı "Raboçaya Tribuna" da (lşçi Kürsüsü) dün Gorbaçov'un demecini yayımladı. Gorba- çov demecinde, her şeyin baştan düşünül- mesi gerektiğine işaret ederek "28. Parti Kongresi perestroyka sürecine yeni bir güç verecektir" dedi. AA'nın haberine göre de Sovyetler Birli- ği Komünist Partisi'nin (SBKP) hem ülke- nin hem de muhtemelen uluslararası ilişki- lerin tarihinde önemli bir dönüm noktası oluşturması beklenen 28. kongresinin baş- lamasına üç gün kala, resmi haber ajansı TASS da az rastlanan bir yola başvurarak kongre delegelerini muhafazakâr eğilimle- re karşı uyardı. TASS, Andrei Dalov'un imzasıyla yayım- ladığı uzun yorumda, partinin aldığı doğ- ru yöndeki kararların, uygulanan demok- ratikleşme poh'tikası sonucunda iktidarla- nnı kaybedecekleri korkusunda olan parti SBKP parti programı taslağı 28. Parti Kongresi'nde onaylanması beklenen program taslağı 'İnsani ve demokratik sosyalizme doğru' başlığmı taşıyor. D^ Haberier Servisi — Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) yayın orgaru Prav- da, çarşamba günü parti program taslağını yayımladı. 'İnsani ve demokratik sosyaliz- me dognı' başlığı ile açıklanan ve 28. Parti Kongresi'nde onaylanrnası beklenen prog- ramı Frankfurter Allgemeine Zeitung gaze- tesinin ilgili haberinden kısaltarak veriyo- ruz: —SBKP, içinde bulunulan krizin sosya- list duşuncenin etkinliğini ^ürmesinden de- ğil, başlangıç aşamasındaki yeni toplumsal sistemde karşılaşılan bozukluklardan kay- naklandığına ınanıyor. —Sosyalist düşünce ve ideallerden uzak- laşılması, ülkemizin olanaklannı kısıtlamıs- tır. Ancak 20. yüzyıluı ikinci yansında in- sanlığı etkileyen teknolojik gelişmelerle sa- nayi toplumunda yaşanan radikal değişi- min, otoriter bürokratik sıstemin yetersiz- liğini ortaya çıkardıgı da açıktır. Ülkeyi sos- yalizme yabancı olan toplumsal sistemin zincirlerinden kurtarma politikası perestroy- ka ile esaslı bir temele oturmuştur. —Nüfusu 300 milyonu aşan dev bir ül- kenin vuşam alanlanmn tümünde birden ay- nı anda değişikliğe gidümesinin oldukça karmaşık olabileceği de ortaya çıkmıştır. Son yıllarda ulkenin ve partinin yöneticile- ri tarafından alınan kararların yeterince dü- şünülmemiş, tutarsız ve bazı dunımlarda yanlış olduğu da anlaşılmıştır. —Eski ekonomik sistem artık yürümü- yor, yeni bir sistemin varhğmdan da söz edi- lemez. —Ulusal kanşıklıklar ülkeyi sarsıyor, ah- laki doğrulan ortadan kaldınyor, şiddeti ve polisiye olayları arttırıyor. Devlet gücünün otoritesi geriliyor. —Komünist Parti, görevinin, halkın ma- nevi değerleri ile refahını çalışmalanyla art- tırmış, arttıran ve arttıracak olan işcileri bir- leştirmek ve korumak, toplumsal birliği sağ- lamak olduğuna inanıyor. —SBKP, âdemiraerkeziyetçi eğilimlerin gelişmesinin, toplumlar ve cumhuriyetlera- rası ilişkilerin demokratikleşmesiyle engel- lenebileceğini düşünüyor. görevlilerince uygulanmadığım, tam tersi- ne, parti "aygıtııun' olumlu kararlan "torpfl- lediğini" vurguladı. Bu durumun partinin prestijinde önemli bir düşüşe yol açtığı vurgulanan yorumda, partiyi terk eden üye sayısımn hızla arttığı, toplumun büyük bir kesiminin de artık par- tinin öncü gücünü tanımadığı belirtildi. "Bu koşullar altında. partinin yakın bir geçmişe kadar üstlenebildiği birlestirici rolü sürdürmesi, lider secimine bağlı olacaknr" diyen TASS yorumcusu, lider secimiyle "Ki- şiliklerin degil partinin gelecekteki stratejilerinin" seçilmiş olacagını belirtti. TASS, delegeleri açıkça Başkan Mihail Gorbaçov'a destek vermeye çağırarak par- tinin ancak Gorbaçov ve ekibiyle içinde bu- lunduğu bunalımdan çıkabileceğini vur- guladı. Ajansın yorumunda, Gorbaçov'un pe- restroyka programmın reddedilmesi halin- de başgösterecek bunalımın "yalnızca par- ti için feiaket olmakla kalmayacagı" be- lirtildi. Moskova'daki siyasi gözlemciler, TASS'm yorumunu, partide Ligaçev ve Polozkov ön- derliğındeki muhafazakâr gruba karşı açık bir güvensizlik oyu verme çağnsı olarak yo- rumluyor, bunun da Gorbaçov'un parti kongresinde kendisini çok güçlü hissetme- diğinin kanıtı olduğunu belirtiyorlar. Madenciler greve gidiyor Bu arada Sovyetler Birliği kömür made- ni işçilerinin 11 temmuzda hükümetin isti- fasını istemek için greve gidecekleri bil- dirildi. Sovyet resmi haber ajansı TASS, önceki gün Ukrayna'nın Donetsk Kömür Havzası işçilerinin yaptığı bir toplantıda, 30 kömür üretim bölgesinden 25'inin temsilcilerinin, greve gitme yolunda oy kullandıklanm bildirdi. Oluşturulan grev komitesinin başkanla- nndan Aleksandr Kolomiytsev, TASS'a yap- tığı açıklamada, Kazakistan'daki Karagan- , da, Güney Sibirya'daki Kuzbass ve Kuzey Rusya'daki Vorkuta havzalanndaki kömür işçilerinin de aynı yönde karar aldıklannı belirtti. 11 temmuzda geniş çaplı bir grev düzen- leneceğine inandığını belirten Kolomiytsev, ayrıca Ukrayna'daki ulaşım işçilerinin de kendılerine katılacaklarını umduğunu söyledi. Grevci işcileri hükümetin istifasının ya- nı sıra belirledikleri "siyasT' istemleri şöy- le sıralanıyor: — lçişleri Bakanlığı, KGB, yargı ve adli kunımlaria ordunun ve eğitim kunımlan- nın "de-ideolojize" edilerek SBKP birimle- rinden arındınlması, — SBKP'nin tüm mal varlığının "alusal- laştınlması, — Sendikal örgütlenmenin yeniden dü- zenlenmesi" TASS, Ukrayna'da kömüre dayalı endüst- ri sektörlerinde çalışan işçilerin ise, yayım- ladıkları bildiriyle kömür madeni işçileri- ne grevden vazgeçmeleri çağnsında bulun- duklannı bildirdi. rin "Döner Kebab"ına bayıhyor. Çeyrek pide içinde domatesli, soğanlı döner hem ucuz hem doyurucu. Öte yandan Batı'da olduğu kadar Doğu'- da da popüler olan F. Alman Cumhurbaş- kanı Richard von Weizseacker'e dün "Ber- lin'in Onur Vatandaşlıgı" nişaru verildi. "Onur vatandaşlıgı", savaştan beri ilk kez bütün Berlin kenti adına veriliyor. Doğu Berlin'deki Nikolai Kilisesi'nde duzenlenen törende Weizsaecker'in dunyada "örnek bir Alman cumhurbaşkanı" olarak kabul edil- diği ve sevildiği vurgulandı. Bonn'dan ve Doğu Berlin'den bütün devlet erkânının ka- tıldığı törende "Berlin'in Almanya'nın baş- kenti olarak Alman ve Avrupa biriiğine gi- den yolda önemli rol oynayacagı" ifade edildi. Richard von Weizsaecker, 1981-1984 yıllan arasında Batı Berlin Belediye Başkan- lığı yapmıştı. 1 Temmuz 1984'te Federal Al- man Cumhurbaşkanlığı'na gelen ve 1989'da görevi 5 yıl uzatılan Weizsaecker, Birleşik Almanya'nın ilk cumhurbaşkanı olacak. Türklerevize uygulaması BERLİN (Cumhuriyet) — tki Almanya'- nın birleşmesi, Türklere hukuksal açıdan ne getirecek? Yarın yürürluğe gırecek olan 'Devlet An- laşması', Demokratik Almanya'nın, hukuk düzenini adım adım Federal Almanya'ya uydurmasım öngörüyor. Federal Alman- ya'dan devralınacak yasalar arasında, 'Ya- bancılar Yasası' da var. Birkaç hafta once F. Alman parlamen- tosundan geçerek kabul edilen yeni 'Yaban- cılar Yasası'mn D. Almanya'da hemen uy- gulanması beklenmiyor. D. Almanya'da yaşayan birkaç yüz bin yabancı, eskiden 'kardeş sosyalist ülkelerle' imzalanmış an- laşmalar çerçevesinde D. Almanya'ya gel- miş bulunuyor. Vietnamlı, Koreli, Iraklı, Libyalı veya Kubalı bu yabancıların duru- mu, Batı'dakilerden farklı olduğu için Do- ğu Berlin, Batı'nın 'Yabancılar Yasası'm hemen devralmak istemiyor ve 'kendi yabancıları' için ara çözümler düşünüyor. Ancak Batı'nın 'Yabancılar Yasası', en gec Almanya resmen birleşince, yani aralık 1990*da Doğu'da da >1irürlüğe girecek. Bilindiği gibi Demokratik Almanya, ge- çici başbakan Hans Modrow zamanında Türkiye'yle vize serbestisi kabul etmiş, bu anlaşma, Bonn'un baskısıyla iptal edilmişti. tki Almanya arasındaki bütün sımrlar 1 Temmuz 1990 itibariyla kaldırıldığı için Fe- deral Almanya'da oturma iznine sahip Türkler pazar gununden itibaren serbestçe Doğu'ya geçebilecek. Ama Doğu'da kalma- ları için D. Alman devletinden oturma ve çalışma izni almalan lazım. Doğu'da iş kurmak isteyen Türklere bu imkân çarşamba günü Doğu Berlin'de ka- bul edilen yasayla sağlandı. F. Almanya'- da yaşayan her Türkün Doğu'ya gidip is- tediği iş kolunda kendi şirketini kurma, ti- caret ve üretim yapma olanağı var artık; ge- reken izinleri almak şartıyla tabii. Türkiye'den gidecek olanlara gelince D. Almanya, Turklere vize uygulamasını sür- dürüyor. D. Almanya'nın Türkiye'yle işçi alıra anlaşması yok. Türkiye'den gidecek olan Türkler, D. Almanya'ya ancak turist vizesiyle girme hakkına sahip. Turist ola- rak gelenlerin çalışması yasak; ancak ka- çak çalışma olanaklan var. Bu olanak da Doğu'da şu anki karışık ekonomik ortam- da yok denecek kadar az. Türkler, Almanya içi sımrlar kalktığı için yakınlannuı davetlisi olarak Federal Al- manya'ya gidip oradan serbestçe Doğu'ya geçebüirler. Ama turist vizesiyle Batı'ya ya- pılan seyehat Doğu'da yasal çalışma olana- ğını yine getirmiyor. Mültecilere gelince; Demokratik Alman- ya'mn bir "tltica Yasası" olmadığ için ge- len mültecilere şu anda nasıl davrarulacağı bilinmiyor. LİTVANYA Vilnius bağımsızlık kararını dondurduDış Haberier Servisi — Litvanya Parla- mentosu Moskova'mn uyguladığı ekono- mik ambargoyu kaldırmasını sağlamak ve bağımsızlık görüşmelerini derhal başlatmak için 11 martta ilan ettiği bağımsızlık kara- nnı 100 gün süreyle dondurmayı kararlaş- tırdı. Parlamentoda yapılan oylamada 35 ret oyuna karşıhk 69 oyla kabul edilen karar, Moskova ile Vilnius arasında bağımsızlık görüşmelerinin başlatıldığı tarihten itibaren yüz gün süreyle geçerli olacak. Parlamentonun kabul ettiği kararda, "Bağımsız Litvany» devleti, Litvanya Cnm- huriyeti ile SSCB arasında karsıhkh görüs- melerin başlaülması için, 11 Mart 1990 ta- rihli karannı geçici olarak yüz gün süreyle dondurduğunu ve bu karara dayanan tüm yasal düzenlemeleri ertelediğini ilan eder" deniyor. Litvanya Parlamentosu'nun bu yönde karar almasında, Devlet Başkam Viuntas Landsbergis'in dünkü oturumda yaptığı ko- nuşmada, "Moratorynm ilam konusunda nkrini degistirdiğini" soylemesinin etkili ol- duğu haber veriliyor. Vitautas Landsbergis sah ve çarşamba günleri Mihail Gorbaçov'la iki kez görüş- tükten sonra Litvanya'ya uygulanan eko- nomik ablukanın kaldınlması için morator- yum ilarunı desteklediğini söylemişti. Litvanya lideri daha önce, Moskova'yla görüşmelere başlayabilmenin tek yolu ola- rak bağımsızlık ilanını dondurmak gerek- tiğini savunan Başbakan Kazimiera Pruns- kiene ile çelişiyor ve Moskova'yla görüşme- lere baslanmaanın başka yollarla denenme- sinı destekliyordu. Bu karar üzerine SSCB yönetiminin Lit- vanya'ya uyguladığı ablukanın kaldınlması ve cumhuriyete başta petrol ve doğal gaz olmak üzere acil ihtiyaç maddelerinin gön- derilmesine başlanması bekleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle