Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyel
Sahisı: Cumhuriyet Maıbaacılık ve Gazetecilik Turk Anonım Şırketı
adına Nadir \adî % Gene! Yayın Muduru: Hasan Cemal. Müe^scse
Mudurı.: Emine l>aklıgil. Yi?ı Işlerı Muduru: Okı> donensıo. #
Habe- Merkezı Muduru: Yalçin Bayer, Sayfa Duzenı Yonetrr.eni Ali
tof. # Temsılaier ANKARA: Ahmet TlB. İZ.MİR: Hikmei Çttmkra.
Iç Polıtika: Cdal Baataagif. Dıs Habcrler Elpu M o . Ekonomı: Ccngiı Turtan. 1; SendiKa Şokns k>uoci. Kuhtır: Cdal Ista.
Eğmm: G*na> Ş*y*uı. Haber Arasuraıa: tsmel Berkan, Yur HabCTİcn Neairt Dogııı, Spcr Diiısıraru. AbduUjrfır Yucdıau,
Dız: Ylnlar Kıran Caaşiun. Arajtırma. ŞaUn Aifaty. Düzdnr.e: Abdulall Yraj. 9 Kooniinaıcr AMDCI KonıhajL, # Maı: Işier:
Erol EıfcuL • Muhaseoe Bofcm VtrKT # But«e-Plaıilama $r>(i Osnanblşeotla • Reklam: V)f Tonm. • Ek Ya>vuar Hai»
Ai-tol 0 IdiTT Hıumn Gum-, # l;.«_~e Ün*r Çdik. • Bılp IÜCTH Nail İBaL • Pmonei: Scvfi Bosunoa«|u.
w yiıvö/ı (_umhjmrt Marhaacıbk vç GazettafcV TA.S Turk Ocagl Cad. 39 '41 Ca£üa£hı
la PK: 2J6-InanM Td ?12 0? 0? (20 haı>, Tcio: Z22« Fıx: (I) 526 60 72 #
Ankjn: Zj>a Gokalp Blv lnfc-ıtap S No 19.4. Tel: 133 11 4M^, Td©L 42344 Fax: (4ı 133
# \nmr H Zıya Bh. 1352 SJ/3. T<± :3 12 » . Tdot 52359 F a * 151) 19 53 60
nonu Cad [19 S. Vj: 1 Kat 1, Td: 19 37 52 (4 hai), Tclot 62155, Fajt p l ) 19 37 52
TAKVIVI: 28 OCAK 1990 İmsak: 5.43 Güneş: 7.1 1 Öğle: 12.22 Ikindi: 14.58 Akşam: 17.22 Yatsı: 18.44
Herkese avuç avuç mücevher
Tişörtlerden hangisi sahici, hangisi taklit?
Üstte soldaki taklit, sağdaki sahici; ortada soldaki taklit. sağdaki
sahici; altta soldaki sahici, sağdaki taklit.
Gerçek taşlar değilse de ne gam! En az gerçekleri kadar
güzel. Bir boleronun, bir keten ceketin üstüne fındık, ceviz
büyüklüğünde pırlantalar, yakutlar, zümrütler sergiliyor.
Hızını alamayıp eteğe boca ediliyor mücevher kovası. O da
yetmiyor pabuçlara...
Taklit, moda dünyasında her zaman vardı. Bundan sonra
da olacak. Bunu önlemeye olanak yok. Herkes birbirini
taklit ediyor.
NECLÂ SEYHUN
Bir efsane sona ermek üzere. Hazreti Süleyman başını bir kaldırsa da görse, gelen yaz,
hazinesinin bugüne değin süregelen büyüsünü yerle bir etrnek üzere. Bir hazine
enflasyonu var 90 yazında. Herkese istediği kadar yakut, zümrüt, pırlanta... Ama istediği
kadar!.. Avuç avuç... Gerçek taşlar değilse de ne gam!.. En az gerçekleri kadar güzel.
Yalancı mücevherin moda dünyasına girişi yeni değil ashnda. Bugüne kadar tum
modacılarca denendi. Yalancı taşlardan yakutlar, zümrütler, pırlantalar, akikler,
yeşimler, lapis lazuliler sanatçıların elinde şık, görkemli küpelere, kolyelere, broşlara,
bilezik ve yüzüklere dönüştü. Öyle güzel taklit mücevher yapan ustalar var ki moda
dünyasında, yalancısını sahicisinden ayırmak mümkün degil. Her ne kadar ünlü
modacıların yalancıları -para bakımından- handiyse sahiciierine yaklaşıyorsa da
moda gerçek taşlann pabucunu en zenginlerde bile dama attırabiliyor. Örneğin
bir Prenses Caroline, Dior'un damla incili görkemli küpelenni, kolyesini, kendi
paha biçilmez gerçek takılarından önde tutuyor. Bir Dior elbiseyle, ona en çok
yakışan bir Dior yalancı kolye, küpe, bilezikie süslüyor kıyafetini. Bir prenses
Süreyya, bir Diana, bir petrol kralının e$i, ünlü bir yıldız, olanakları
elver'diği halde. maddi değere değil de göze hoş gelmesine, günün moda
eğilimini yansıtmasına önem veriyorlar. Çünkü gerçek takılarla
bugunden yarına değişen moda akımlarına, modanın baş döndürücü
akımlarına ayak uydurabilmek olanağı yok, Ama Hazreti Süleyman'ın
hazinelerini yerle bir edecek. büyüsünü bozacak olanlar bunlar
değil. Yalancı takılar çok uzun yıllardan beri var. Mücevher
avuç avuç geliyor moda dünyasına bu yaz. Yeni olan bu! Avuç
avuç...
Bir boleronun, bir keten ceketin üstüne fındık,
ceviz büyüklüğünde pırlantalar, yakutlar, zümrütler
serpiliyor. Hızını alamayıp eteğe boca ediliyor mücevher
kovası. O da yetmiyor, pabuçlara... Tişörtlerde ışıldıyor
mücevherler, pantolonların, eteklerin, elbiselerin desenleri
arasında motiflerde. Önümüzde kelimenin tam anlamı ile
ışıl ışıl, şıkır şıkır bir yaz!.. Kişiye özel hazinelerle
dolaşacak kadınlar sokaklarda. Plajlarda hatta.
Mayoların üstünde. Taklit olsun ne zarar?.. O ışıltıyı
\eriyor ya... Taklit, moda dünyasında her zaman vardı.
Her zaman da olacak. Moda dünyasının en ünlüleri bile
birbirlerini taklit ediyorlar çoğu kez. Bir bakıyorsunuz
Lagerfeld'in bir ceketi bir mevsim sonra bir başkasında.
Dior'un bir yakası ötekisinde. Bunu önlemeye olanak
yok. Herkes birbirini taklit ediyor. Daha defileler
gösterildiği anda, modeller moda evinden daha önce
üretiliyor kopyacılarca. Dağıtılıyor dünyanın dört bir
yanına, harıl harıl satılıyor.
Sonia Rykel takımlar, Chanel takılar, Hermes eşarplar,
Gaultier'tişörtler, Dior'lar, Givenchy'ler...
Sahici olsa ne olur, yalancı olsa ne olur?.. Eğer
yakışıyorsa, eğer mutlu ediyorsa, ne fark eder?..
Şıkhğın, çekiciliğin en kestirme reçetesi mutluluk aslında.
Kendine o güveni, gözlere o pırıltıyı mutluluktan başka
ne verebilir ki? Değil Süleyman'ın, dünyanın tüm
hazinelerinin gücü yetmez buna.
Evet, ha yalancı, ha sahici. Fark eden yalnızca
kıyafetlerin içindeki o etiket, o marka, yalnızca o!..
Dileyen de o markaya, o "caka"ya dilediğini ödesin!.. İşte 90 >azı için aeryek bir ^vc^ Saint Laurent takım. Piyedöpulden.
Konyualtı'na
otelizni verildiAntalya Çevre Gönüllüleri ve Yeşiller Partisi,
kararı protesto etmek için bugün "Uçurtma
Rahat Uçsun" pikniği düzenliyorlar.
BÜLENT ECEVİT
ANTALVA — Antalya'nın
Konyaalu sahilinden
"müşteriler" için yer isteyen Ste-
igenberger Falez Hotel ve Shera-
ton Oteli'ne belediye izin verdi.
Yapılacak tesislerin projesi için
de belediye komisyon oluşturdu.
Steigenberger Falez Hotel'in Ge-
nel Müdürü Alexander Keller,
yapılacak plaj tesislerinin halka
açık ve denetimin belediyeye ait
olacafınj söyledi.
Antalya Çevre Gönüllüleri ve
Yeşiller Partisi de kararı protes-
to etmek için yüzlerce çocuk ile
birlikte bugün "uçurtmalar rahal
uçsun" pikniği duzenleyecek.
Konyaaltı, falezleri üzerinde
yapılan 5 yıldızlı Steigenberger
Falez ve Sheraton otelieri beledi-
yeye basvurarak sahilden plaj ye-
ri istemeleri üzerine çevreciler
tepkilerini dile getirerek yaklasık
3 bin imza toplamışlardı. Stei-
genberger Falez Hotel'in Genel
Müdürü Keller, konu ile ilgili
Anadolıı
liselerinde
kontenjan
auşurüldu
ANKARA (ANKA) — Milli
Eğitim Bakanlığı Anadolu liseleri
kontenjanlarını düşürdü. Karar-
la Anadolu liselerinde sınıflarda-
ki aşırı kalabalığın azatılması he-
defleniyor. Milli Eğitim Bakan-
lığı Müsteşan Şener Birsöz, bu
ytl Anadolu liselerine 13 bin 572
kişi alınacağını açıkladı. Bu kon-
tenjan geçen yıl Anadolu lisele-
rine alınan 15 bin 192 öğrenciden
1620 kişi daha di'şük ilan edildi.
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşa-
n Şener Birsöz bu yıl Anadolu li-
selerine girmek için 150 bin öğ-
recinin başvuruda bulunacağının
tahmin edildiğini bildirdi. Bu
tahmine gore sınava baş\uran
her yüz öğrenciden 9I'i amacına
ulaşamayacak. yüz öğrenciden
9'u Anadolu liselerine girebile-
cek.
Bu arada Bayburt'a bir Ana-
dolu lisesi kurulması konusunda-
ki kararı Milli Eğitim Bakanı Av-
ni Akyol'un onayladığı öğrenil-
di.
olarak sahilde müsterilerinin ra-
hat denize girmeleri için şezlong
\e şemsiye koyacaklarını ve por-
tatif büfe yapacaklarını söyledi.
Keller, "furist denizi karsıdan
gönip gireme«e Tiirkiye için kö-
tü propagandasım ülkesİDde ya-
par. Bu da turizm turizm diye çır-
pınan Türkive için iyi olmaz.
Biz Antalya halkı ile turislin bir-
likte yaşamasını istiyoruz" dedi.
"İlk zamanlar halka açık tu-
tarsınız daha sonra kapatabilir-
siniz. O zaman ne olacak?" şek-
lindeki sorumuzu Keller, "Yasal
prosedür ne gerekiyorsa imzala-
nz. Kesinlikle halka kapatılma-
yacaktır. Avnca belediyenin
ekipleri var, polis var. Eğer biz
kapatırsak engellerler. Biz bele-
diyenin hazırlayacağı projeyi ya-
pıp vereceğiz" diye yanıtladı.
— Anlaha'da yaşanmış ör-
nekleri var Sayın Kelier. Sera
Oteli ve Dedeman, Keraer, Side
ve Alan>a°daki birçok otel de sa-
hili bu şekilde 'halka açık olacak'
diye kapattı. Sonra da 'Turkler
lurisli rahatsız ediyor' gerekçe-
siyle halka plajdan yararlanmak
olanağını kaldırdı. Sizinki de
böyle olmasın?
KELLER — 5 yiidızlı bir ote-
le gelen turist bazı servisler ister.
Çadır turisti değil bunlar, büyük
miktarda para harcıyorlar, döviz
bırakıyorlar. Aslında belediye
kendisi de açabilir böyle bir te-
sis. Ben de kapalı bir yer yapmak
istemiyorum. Yalnız şunu da
söyleyeyim kesinlikle halk gire-
cektir buradan denize.
— Belediye izin veriyor mu?
KELLER — Belediye tarafın-
dan komisyon oluşturuldu. Proje
hazırlanıyor. Yapacağız. Ama
kamuoNunun yanlış anlamasını
istemiyoruz.
Konyaaltı sahilinin kapaiılma-
sı tehlikesi üzerine Antalyalı çev-
reciler imza kampanyasından
sonra daha ?ert eylem yaparak
protesto edeceklerini açıkladılar.
Bugün Yeşiller Parıisi Antalya il
bina^nda yapılacak toplanndan
sonra yuzkrce çocuk ""uçt'rlına-
lar rahat uçsun" pikniğine kaıı-
lacaklar. Lçurmıalarla Konyaaltı
falezlerinin üzeıinde yapılacak
pikniğe. çevreciler ve Yeşiller
Partisi. Belediye Başkanı Hasan
Subaşı'nı da cağırıyorlar. Ale-
\andcr Keller, çcvrecilerin bu ey-
lemine karşı çıktı.
Çöplükten bir tarih çıktıÇöplükte bulunan cam
negatifler bir dönemin
İstanbul yaşamını
anlatıyor. Burma bıyıklı
insanlar, süzme gözlü
dilberler, Süleymaniye
semalarında süzülen
zeplin.
BEHZAT ŞAHİN
Yaşamlarını fotoğrafa adamış
genç çift gördüklerine inanamı-
yorlardı. Soluklarını tutarak bul-
dukları kutuları itina ile açmaya
başladılar. Karşılarına çıkan
90-100 yılhk İstanbul fotoğrafla-
rıydı. Bir yaşam yatıyordu, o yıl-
larda kullanılan "cam negatif'le-
rin yüzeylerinde. Burma bıyıklı
insanlar, sürme gözlü dilberler, sı-
nm gibi denizci subayları. donan-
maya ait gemiler, İstanbul man-
zaralan ve Süleymaniye Camisi
semalarında süzulen Türkiye'de-
ki ilk "zeplin..." Heyecanlan-
makta haksız da değildiler, "çöp-
liikten bir tarih çıkmıştı."
Bundan 5 yıl önce bir gün pro-
fesyonel fotoğrafçılık yaparak ya-
şayan Mediha-Saadeltin Aşkın
çifti rastlantı sonucu çöplük için-
de bulmuşlardı bu İstanbul tari-
hini. Çöp bidonlarının durduğu
binanın kapıcısı ile konuştular.
Yıllar önce ölen ve yalnız başına
yaşayan yaşlı bir adamın eşyaları
arasından çıkmıştı kutu kutu ne-
gatifler. Kapıcı merak edip almış,
araştırdıktan sonra yalnızca
"cam" olduklarını karar getirip
tekrar çöpe atrruştı. Ve Aşkın çifti
rastlantı sonucu kutuları görme-
selerdi belki de 100 yıl öncesinin
İstanbul'unu. geleneklerini, yaşa-
mını anlatan bu belgeler bir çöp
kamyonunun sırtında parçalanıp
yok olacakları çöp alanlarına gi-
deceklerdi. Araştırd^lar. "kimdi
ölen adam', 'kimsesi yok muydu',
'ne iş yapardı' sorularını yönelt-
tiler. ancak aldıkları yanıt 'Ne bi-
le) im. İşte adam ölünce bunları
atmışlar. Bende durdu bir süre,
ama ben de cam diye attım' sek-
linde oldu. Mediha Aşkın Mimar
Sinan Üniversitesi Fotoğraf Ana
Sanat Dalı mezunu, profesyonel
fotoğrafçı ve fotoğrafa gönül ver-
miş sanatçılardan. Eşi de fotoğ-
rat'ın "alayh" takımından. Yak-
laşık 15 yıldır bu işin teknik ve
kimyasal kısmıyla uğraşıyor. Aş-
kın çifti fotoğrafa öylesine gönül
vermişler ki bulduklan bu yakla-
şık 100 yıllık tarihi anlatırken göz-
lerinin içi parlıyor ve "Bunlar
20-30 yıl sonra yok olacak. Ko-
runmava alınmalı" diye parasal
olanak arıyorlar. Gerekirse dev-
YÜKSEK RLTBELİ SUBAYLAR — Halim Bey... Marmara Üssü Bahri Komutanı. Yaşlı bir amiral. sol öndeki kişiyi tanıyor. Halim Bey'in 1903
ile 1920 yılları arasında bir tarihte cfkilmiş olduğu sanılan bu fotografında yanındakilerin yiiksek riitbeli derüz subaylan olduğu tahmin ediliyor.
letle ilişkiye geçip korunmalannır
sağlanması kaydıyla.
Aşkın çiftinin bulup bir çocuk
gibi korumaya aldıkları negatif-
ler karta aktarıldığında birbirın-
den ilginç gorüntülerle karşılaşı-
yoruz. Fenerbahçe fenerinin 90
sene önceki hali, Sülaymaniye Ca-
misi semalarındaki zeplin, burma
bıyıklı bir denizci eri. piyano ba-
şındaki alımlı bir genç kız. İstin-
ye tersanesinin o sakin hali ve İs-
tanbul Boğazı kıyılarının binasız,
bol yeşilli görüntüleri. Fotoğraf-
lar arasında en çok yeri demz
araçları ve o dönemin giysileri
içindeki denizci subayları, bahri-
ye nazırları. Osmanlıya ait harem
yaiı. belki de dunyada ilk kez uy-
gulanan yuzer hastane, yelkenli-
ler, yatlar ve nostaljik havası için-
de ahşap İstanbul evleri ve daha
yüzlercesi oluşturuyor. Aşkın çif-
tinin Zincirlikuyu'da işlettiklen
'Karanlık Oda' adlı atölyeleri tanı
bir tarihi üs olmuş. Masaların
üzerine yaydıklan fotoğraflann
ve cam negaıillcrin tarihlerini, ne-
resi olduklarını. insanların kim ve
hangi uluslardan olduklarını sap-
tamaya çalışıyorlar. Tarihçilerle,
Osmanh tarihi uzmanlarıyla ko-
nuşuyorlar bir bir. Kimi ip uçları
da yakalamamış değiller. Bu ta-
rihi belgeleri oluşturan kişi ama-
tör bir fotoğrafçı aynı zamanda.
Büyük olasılıkla bir denizci suba-
yı.
Çünkü çok sayıda deniz aracı
ve denizci fotoğrafı bulunuyor.
Aynı kişi ailesini de hemen hemen
bir yaşam görüntülemiş. Çocuk-
lan, gençlikleri, yaşlılıkları kare
kaıe saptanmış. Fotoğraflann bir
diğer özelliği de o döneme ait çev-
re ve mekânı anlatmakla birlikte
giyim kuşam hakkında da önem-
li bir belge oluşturması.
Mediha Aşkın, heyecanlı heye-
canh, 'O çöplükte bu cam nega-
tifleri buidugumuzda içimizi ga-
rip bir duygu kapladı. Önce ina-
namadık. Alelacele inceledigimiz-
de neyle karşılaştığımızı anladık.
Bir kısmı dağılmış parçalanmıştı.
Hemen daldık çöpün içine, o za-
ıııaııtiaıı ucri çöplüklerin içine
bakıyoruz' diyor. Beş yıldan bu
yana da cam negatifleri tek tek
basarak kâğıda aktarıp tarih sap-
tamaya çalışıyorlar. Edindiklerı
bilgiye göre 19. yüzyılm sonu ile
20. yüzyılın başı ve İ930'lu yilla-
ra kadar uzanıyor. Saadellin Aş-
kın, fotoğraflarla ilgili teknik de-
taylan anlatıyor:
"Bu fotoğrafları çckenin bir
amalor olduğunu kullandığı neya-
tiflerden aniıyoruz. Çünkü o yıl-
larda profesyoneller 13 x 18 ve>a
18x24 negafif kullanırlardı. Oy-
sa bu negatifler 9x12 boyutlann-
da. Zalen fılıtı kutulannın üzerin-
de amatörler için diye yazıyor. Bir
kutuda folograf filmini icat cden
Lumiere'in adı var. larih 1904."
Atölyelerinde profesyonel ka-
ranlık oda hizmeti veren Aşkın
çiftinin en büyük sorunları ellerin-
deki negatiflerin zaman içinde
yok olup gitmesi. 'Neden' diye so-
ruyoruz, anlatıyorlar:
"Teknik ve kimyasal olarak bu
fotoğraf negatifkri zamanla ken-
di kendine yok olur, geriye cam
kalır. Biz istiyoruz ki foloğraflar-
dan herkes yararlansın. Araştır-
macılar incelesin. Şimdi ilk olarak
bunlann baskılanyla bir sergi aç-
mayı planhyoruz. Ancak büyük
mali biryük bu. Bu cam negalif-
leri kimyasal olarak korumak
mümkün. ancak bu da çok büyük
maliyetler içerivor. Bizim gücü-
müzu aşıyor. Amerikan Kodak
firmasında bu kimyasal koruma
maddeleri ve yöntemleri var, ama
dediğimiz gibi aşıyor gücümüzü.
Yardım edilirse 278 negatif kur-
tulacak."
Bir rastlantı sonucu çöplükte
bulunan tarihi negatifler şimdi et-
kin ve yetkin ellerde. ancak im-
kânsızlıklar içinde korunuyor.
Zincirlikuyu'daki işyerlerinde
kendi ekonomik imkânlarıyla fo-
toğrafları karta aktarıp koruma-
ya çalışan Mediha-Saadettin Aş-
kın çifti bir yandan fotoğrafa olan
>evgileriyle mutlu. diğer yandan
giderek yok olan gorüntüler kar-
iisındaçaresiz "ilgi" bekliyorlar.
Radyasyon
temizleyici
• ANKARA (AA) —
Macar bilim adamları,
vücuttaki radyasyonu
temizleyen madde
geliştirdiler. İlaç ve Kimya
Endüstrisi îşverenler
Sendikası'nın yayın organı
raporda, Budapeşte'de
kurulu biyolojik ve
radyasyon araştırmalan
yapan Frederic Joliti-Curie
Enstitüsü'nün, Macar bilim
adamlannca, vücuttaki
radyoaktif metallerle ağır
metallerin vücutta
tutulmasını önleyen iki
madde geliştirdikleri
belirtildi. Bu maddelerin
enjeksiyonla kullanılabilen
PTR-23 ve tablet şekliyle
alınan TVSV-31 maddeleri
olduğu bildirilen yazıda,
maddelere patent ahnması
çalışmasının sürdüğü, bu
iki bulgunun şimdilik
sadece acil durunılarda
kullanılabileceği kaydedildi.
Termik
santrala ceza
• ELBİSTAN (AA) -
Bacalanndan kül
puskürterek çevre kirliliği
yarattığı gerekçesiyle Afşin-
Elbistan Termik Santralı'na
Çoğulhan Belediyesi
tarafından 200 milyon lira
ceza kesildi. Çoğulhan
Belediye Başkanı Halit
Yıldız, yaptığı açıklamada,
kirliliğin Sulh Ceza
Mahkemesi'nden getirilen
bir heyete de tutanakla
tespit ettirildiğini bildirdi.
Belediye Başkanı Yıldız,
Termik Santral'ın
milyarlarca lira harcanarak
yapıldığını, ancak neden
olduğu çevre kirliliğini bir
türlü önleyemediğini
söyledi.
Gazetecilik
ödülü
• ERZLRLM (AA) —
Merkezi Erzurum'da
bulunan Doğu Anadolu
Gazeteciler Cemiyeti, 1989
yılının başarılı gazetecilerini
belirlemek amacıyla
"Gazetecilik Başarı Ödülü"
yarışması düzenledi.
Bölgede görev yapan
gazetecilerin 1989 yılındaki
çalışmalarıyla katılabileceği
yarışma, haber, fotoğraf,
spor haberi, karikatür,
fıkra-makale, sayfa düzeni,
radyo ve TV haberciliği,
TV görüntü, radyo program
yayıncılığı dallarında
gerçekleştirilecek.
Doğu^nun
Iglesias^ı
• STOCKHOLM (ANKA)
— Türkiye'nin bu yıl ilk
kez, İsveçli turistlerin
tercihi bakımından "üç
büyüklere" girdiği bildirildi.
İsveç'ten Türkiye'ye
gelenlerin sayısında geçen
yıl yüzde 50 artış olduğu
kaydedilirken, İsveçli
"seyahatseverler"in,
Ibrahim Tatlıses'i
"Doğunun Julio lglesias"ı
olarak tanımladığı belirtildi.
İsveç'in ikinci büyük
gazetesi olan Sevenska
Dagblaget. özel seyahat
ekine Türkiye'yi başlık
yaptı. Gazetede geçen yılın
ilk altı ayında 659.153
isveçli'nin ülke dışına
seyahat ettiğine değinildi.
3 bin kişiye
AIDS taraması
• ANTALYA (AA) —
Antalya'da geçen yıl 3 bin
kişinin AIDS taramasından
geçirildiği bildirildi. Çağın
hastalığı olarak bilinen
AIDS'in, Antalya'da
yayılmaması amacıyla İl
Sağlık Müdürlüğü'nce
alınan tedbirler çerçevesinde
turistik tesislerde çalışanlar
ile genelev kadınları AIDS
taramasından geçirildiler.
Yapılan taramalarda,
Antalya'da AIDS vakasına
rastlanılmadı.
Borsada >eni
kararlar
• İSTANBUL (AA) —
İMKB'de, ilk aşamada
birinci pazar ve ikinci
pazar olmak üzere. kot dışı
pazar ve resmi pazarın
birleştirilecekleri açıklandı.
Borsadan yapılan
açıklamada, 24 ocak günü
yapılan yönetim kurulu
toplantısında alınan karar
gereğince, borsadaki
pazarların, gerekli
hazırlıklar tamamlandıktan
sonra, ikinci bir duyuru ile
birleştirilecekleri belirtildi.
Takas Merkezi'nin çalışma
gün ve saatlerinin de
değiştiği bildirilen borsa
açıklamasında, 25 ocaktan
itibaren bir gün kıymet ve
para kabulünün, ertesi gün
de tesiıminin yapılacağı
kaydedildi.