Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET/12 PAZAR KONUĞU 28 OCAK 1990
NATO Genel Sekreteri Manfred Wörner:
IfeniAvrupa N ATO'suz kurulmazDünyamn gözü Avrupa'da. Çünkü Avrupa'nın geleceği
dünyanm kaderini de etkileyecek. Doğu Avrupa'daki son
gelişmeler NATO ve Varşoya Paktı'nm "yüzyüze" durduğu
Avrupa kıtasındaki yeni biçimlenmeleri nasıi etkileyecek?
Bu iki askeri pakt, giderek politik rollere mi soyunacak?
Gorbaçov'un önerdiği "Avrupa Evi" gerçekleşebilecek mi?
Sovyet tehdidi kalktı, yoksa sürüyor mu? Avrupa ile birleşme
özlemindeki Doğu Avrupa ülkelerine karşı Batı'nın ve
NATO'nun takınacağı tavır nasıl olacak? İki Almanya'mn
birleşmesi NATO açısmdan ne gibi sorunlar doğurabilir?
Türkiye'nin, son gelişmeler ışığında NATO içindeki yeri ve
geleceğe ilişkin konumu nedir?
Bu ve benzeri soruları Roma muhabirimiz Nilgün
Cerrahoğlu, NATO'nun en yetkili kişisine, F. Almanyah
Genel Sekreter Manfred Wörnerle Brüksel'de yöneltti.
PAZAR
KONUĞU
SÖYLEŞİ NİLGÜN CERRAHOĞLU
Yeni yıl için verdiği söylevde Fransa
Cumhurbaşkanı François Mitterrand bir Av-
rupa Konfederasyonu fikrini ortaya attı. Al-
man sanşölyesi Helmut Kohl bu fikri olumlu
buldu. ATKomisyonu Başkant Jacçues Delors
da Mitterrand'ın fikrine olumlu yaklaşıyor.
Amerikalılar kendi paylanna birleşmiş bir Av-
rupa ile yakın işbirliğini devam ettirmek isti-
yorlar. James Baker'ın yaklaşımı bu en azından.
Mihail Gorbaçov ise bir 'Ortak Avrupa Evi' is-
tiyor. Sızce Avrupa'nm geleceği için ortaya atı-
tan tüm bu senaryoların birbirleri ile gerçek bir
uyum içinde olduğu söylenebilir mi?
Size bu sorunun cevabıtu iki kısımda vere-
ceğim. Benim için önemli olan birleşmiş Av-
rupa'nın biçimi değil, içeriğidir. Biz Atlantik
tttifakı çerçevesinde insan haklarına, demok-
rasi ve çoğulculuğa ve pazar ekonomisine say-
gi gösteren bir Avrupa istiyoruz. Avrupa'yı bü-
tün ve özgür görmek istiyoruz. Fakat bu Av-
rupa'nın ne şekilde biçimleneceği henüz belli
değildir. Benim şahsen Mitterrand ve Delors ta-
jafmdan tanımlanan Avrupa Konfederasyonu-
na ilişkin herhangi bir çekincem yok. Fakat bu
Avrupa'nın ne şekilde ortaya çıkacağına dair
spekülasyon yapmak için henüz zaman çok
erken. .
• • • • "Ortak Avrupa Evi" ile Mitterrand'-
ın sözünü ettiği "Avrupa Konfederasyonu" bir-
biriyle uyum içinde olan kavramlar mı? Biraz
fazla soyut değil mi bu fikirler?
Şimdi ben size aynı şeyi söyleyecektim. Ta-
bii Gorbaçov'un "Ortak Avrupa Evi" hakkın-
da yazdıklannı ve söylediklerini dikkatle oku-
dûm ve izledim. Ama Avrupa Evi'nin içeriğini
bilmediğimiz sürece, net ve planlanmış bir kav-
Türkiye jeo-politik, tarihi,
siyasi ve askeri nedenlerden
ötürü NATO'nun en önemli
ortaklarından biri olmak
konumunu sürdürmektedir.
Türkiye jeo-politik açıdan en
az eskisi denli önemlidir.
Hatta size Türkiye'nin jeo-
politik öneminin daha da
artacağını söyleyebilirim.
Neden? Çünkü Orta
Avrupa'daki karşıtlaşma
ortamı kalktığı ölçüde diğer
kriz bölgeleri ön plana
çıkacaktır.
ram olarak ele almak mümkün değil. Benim
için de açıklığa kavuşmuş değil Avrupa'run Or-
tak Evi. Bunun içeriğinin ne olduğunu tam an-
lamıyla kavramış değilim.
• § • • Size de herhangi bir ipucu vermiyor
mu bu deyimler? Örneğin Ortak Avrupa Evi,
siyasi ve ekonomik entegrasyona girmeyen bir
çeşit "Avrupa Commonwealth"i olarak tanım-
lanabilir mi?
Tanımı icat eden ben değilim. Size oluşacak
Avrupa'nın içeriğinin beni daha yakından il-
gilendirdiğini az önce söyledim. Bu Avrupa, in-
sanlann kendi kaderini tayin etme hakkmm ol-
duğu bir Avrupa olmalı. Tabii bir de bu Avru-
pa'nın ne boyutlarda olacağı var ki buna he-
nüz karar verümedi. Fakat biliyorsunuz ki Sov-
yeüer Birliği'nin üçte ikisi Asya'da. ABD'nin
bu Avrupa'daki rolü ne olacak? Kammca Av-
rupa bir toprak bütünlüğü olarak değil, kül-
türel bir kavram olarak düşünülmelidir. Ben
bunun ABD için de bağlayıcı olmasını ve gü-"
vence anlamma gelmesini arzulanm.
• • § • 1 Sovyetler Birliği Avrupa'yı, ABD ile
olan ğeleneksel dayanışmasmdan kopartma
yolunda çaba harcayabilir mi?
Tarih hızla akıyor ve ben bir peygamber de-
ğilim. Ama gördüğüm kadanyla Sovyetler şu
anda Amerikahlann Avrupa'da kalmasını is-
tiyor. Sovyetler'in bu yondeki politikalarında
kesin bir değişiklik olduğu bir gerçek. Çünkü
istikrar istiyorlar. Ve tabii ABD'nin Avrupa'-
ya ilişkin taahhütleri bir istikrar faktörü ola-
rak görülüyor. Fakat bunun Sovyetler Birliği-
nin uzun dönemli siyasi amaçlarından biri ol-
duğuna ilişkin şüphelerim var. Kısa ve orta dö-
nemde amaç, ABD'nin Avrupa'da kalmasını
devain ettirmek görünüyor. Şu an ve görüne-
bilir yakın gelecek için Avrupa ve ABD'nin ara-
sım açmak yönündeki çabalanndan vazgeçmiş
görünüyorlar. Ayrıca tabii bir yerde bu tip ça-
baların faydasız kalacağını biliyorlar. Böyle bir
gelişmenin ortaya çıkmasına izin vermeyeceği-
miz açık.
Orta Avrupa'yı içine alan fakat Sov-
yetler Birliği'ni dışarıda bırakan birleşmiş Av-
rupa, askersizleştirilmiş bir Avrupa seçeneği-
ne yönelmek zorunda kalmaz mı? Bu durum-
da NATO'nun geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Her şeyden önce ben askörsizleştirilmenin
ortak Avrupa için"bir çözüm olmadığını düşü-
nüyorum. Birleşmiş Avrupa, dünyamn en bü-
yük güçlerinden biri olacaktır. Böyle bir Av-
rupa istikrar kutbu olacaktır. Avrupa, bu gü-
cünü ve bağımsızhğını ancak savunmasını sağ-
layabildiği sürece koruyabilir. Bu da askeri güç-
lere sahip olmak olanağıyla sağlanır. Dolayı-
sıyla bence askersizleştirilme kabul edilebiür
bir fikir değildir. Kaldı ki jeo-politik açıdan
Avro-Asya kıtasmda daima hâkim güçlerden
biri olarak kalacak olan Sovyetler Birliği'ni de
dengelemek için ABD ile işbirliği kaçınılmaz-
dır.
•••••/4/man sosyal demokratlannın ileri ge-
len liderlerinden Wiüy Brandt, "Cumhuriyet"e
kısa süre önce verdiği bir deklarasyonda aske-
ri ittifakların 2000 yılına dek ömrü olduğunu
söylemişti. Bu görüşü pek çok Avrupalı lider
paylaşıyor. Sizce gelecek on yıl içinde NATO1
nun rolü ne olacak?
NATO önümüzdeki on yıl içinde çok önemli
bir rol oynayacaktır. Bunun için üç neden ve-
rebilirim size. Her şeyden önce okyanus ötesi
bu bağa ihtiyacımız var. Bu konuya ilişkin ya-
nıtımı size az Önce vermrştim. İkincisi Batı po-
liükasınm biçimlendirildiği, yön verildiği bir
forum olarak NATO'ya ihtiyaç vardır. Üçün-
cüsü de değişen dünyada bir istikrar kutbu ola-
rak kalabilmek için özgür Batı ülkelerini bir
araya getiren bu ittifaka hâlâ ihtiyaç olacak-
tır. Önümüzdeki on yılda NATO'nun oynaya-
\
MAN F R E D
N E R1934yılındaF. Almanya'mn Göppingen bölgesin-
de doğan Manfred Wörner, Heidelberg, Paris ve
Munih üniversitelerinde hukuk öğrenimi gördü ve
aynı dalda doktorasını yaptı. 1960'ların başında
muhafazakâr Hıristiyan Demokrat Parti CDU-
ya üye oldu. 1962-64 yılları arasında Federal Al-
manya'mn Baden Württemberg Eyalet Meclisi'n-,
de hukuk damşmanı olarak görev aldı. 1965 yı-
lında mılletvekiü seçilerek Federal Meclise girdi.
1969-72yılları arasında ve 1980'den itibaren par-
tisinin Mectis Grubu Baskan Yardımcılığı'nıyaptu
1976'da meclisin Savunma Komisyonu Başkanlı-
ğı'na getirildi. 1982yılının ek'ım ayında F. Alman-
ya'da Sosyal Demokrat Parti iktidannm düşme-
si üzerine Hıristiyan Demokratlar iktidara geldi.
Yeni kurulan Helmut Kohl hükümetinde Savun-
ma Bakanlığı görevini üstlendi Dr. Manfred Wör-
ner 1 Temmuz 1988 tarihinde NATO Genel Sek-
reterliği'ni, seleft Lord Peter Alexander Rupert
Carrington'dan devraldı. 56 yaşındaki Wörner,
NATO'nun en yüksek makamına getirilen ilk Al-
man vatandaşı sıfatını taşıyor.
Doğu Avrupa ülkelerinin gelişmesine zor kulla-
narak karışmak istemediğini kanuladı şimdi-
ye dek. Fakat bu olar.ıhğm ebediyen yok oldu-
ğunu söyleyemezsiniz. Kuvvet politikası insan-
lığın temel yasalanndan biri olarak daima var
olacaktır. Maalesef ebedi barışa henüz erişe-
medik. Fakat gelecek on yıbn Avrupa ve Doğu-
Batı ilişkileri için banşcı bir on yıl olduğuna
dair iyimserim. Doğu-Batı ilişkilerini geliştire-
ceğimize ve daha kalıcı bir banş yapısı inşa ede-
ceğimize inanıyorum. Fakat jeo-politiğin de-
ğişmeyen yasaları hâlâ devam etmektedir. Sov-
yetler Birliği hâlâ çok güçlü bir ülke olarak var-
hğını sürdürmektedir. Dolayısıyla istikrar ve
güç dengesini devam ettirmek için gereken gü-
cünüzü korumak zorundasınız.
••••5/zcf Gorbaçov Orta ve Doğu Avru-
pa'daki gelişmeleri hesaba katmış mıydı, yok-
sa bir noktadan sonra olayların dinamiği ken-
disini aştı mı?
Gorbaçov'un "perestroyka" ve "glasnosf'u
ortaya attığında, bunların doğuracağı tüm so-
nuçları hesaba kattığına inanmıyorum. Şu an-
da da Doğu Avrupa'da olanlan tamamen kont-
rol ettiğine kani değilim, Bu ülkelerde olanla-
ra halklar karar verdiler ve bu çok olumlu bir
gelişme oldu. ÖzgürLük için kendi kaderlerini
tayin etmek için mücadele ediyorlar. İyi bir ge-
lişme bu bence.
^BE^Gorbaçov'un ciddi ve samimi olduğu-
nu ilk kez ne zaman düşündünüz?
Bunu ilk düşündüğüm anı size dakika ve sa-
niye olarak veremem. Fakat özellikle iki geliş-
me benim bu yöndeki kanaatimi çok etkiledi.
Bunlardan birincisi tüm fıkirlerin serbestçe ifa-
de edildiği bir parlamentonun sandıktan çık-
tığı seçimlerin yapılmasına fırsat verdiği za-
man. tkincisi de Sovyetler'in Afganistan'dan
çeküdiği zaman olmuştur. Bir de üçüncü bir
gelişme var -ki bu arkadan geldi- o da Doğu Av-
rupa'daki reform mücadelesi karşısında sergi-
lediği tutum oldu. Bu hareketleri güç kullana-
rak bastırmak yerine, bunların demokratik bir
biçimde ortaya çıkmasını sağladı Gorbaçov.
\Hâlö bir "Doğu Avrupa" dan bahsel-
menin anlamı var mı?
Tabii ki var. Coğrafi anlamda tabii anlamlı
bu. Aynca bu ülkeler demokrasi yönünde çok
talihli adımlar atmaktadırlar, ama önlerinde
daha kat edecekleri uzun bir yol var. Bu yolda
mesafe almaları için biz de yardımcı olacağız
onlara.
WKttMGorbaçov'un gelecekteki Avrupa'ya
şekil vermek için ortaya attığı Helsinki-Û öne-
rilerine ne diyorsunuz?
Her şeyden önce şu saptamayı yapmak ge-
VVörner. Ortak Avrupa için 'askersizleştirme'nin bir çözüm olamayacağmı, Avrupa'daki değişimin NATO olmadan guven içinde soylüyor.
bileceği role gelince; bu herşeyden önce deği-
şimi yönetmekle başlar.
tKKKK^Bununla Avrupa'nın yeni haritasını
çizmeyı mı kastediyorsunuz?
Avrupa'nın bütünü için yeni bir güvenlik ya-
pısı inşa etmek ve Avrupa'nın bütünü için ka-
N A T O önümüzdeki on yıl
içinde çok önemli bir rol
oynayacaktır. Bunun üç
nedeni var. Her şeyden önce
okyanus ötesi bu bağa
ihtiyacımız var. İkincisi, Batı
politikasının biçimlendirildiği,
yön verildiği bir forum
olarak NATO'ya ihtiyaç var.
Üçüncüsü de değişen
dünyada bir istikrar kutbu
olarak kalabilmek için bu
ittifaka ihtiyacımız var.
lıcı bir banş ortamını yaratmaktan söz ediyo-
rum. Nato'nun oynayabileceği değişim aracı ro-
lü bu. Oynayacağı ikinci role gelince; bu Av-
rupa'daki istikrar ve güveni idame ettirmekür.
Şu anda bir geçiş döneminde yaşıyoruz. Tarih
boyunca geçiş dönemleri daima istikrarsızlık
riskinin olduğu belirsizlik dönemleri olmuştur.
Dolayısıyla NATO olmadan güven içinde ger-
çekleşebilecek bir değişim yapılamaz.
Sizce hâlâ Sovyetler Birliği'nden Batı
Avrupa'ya gelecek bir tehdit soz konusu ola-
bilir mi?
Bu sizin tehditten ne anladığınıza bağlı. Ta-
bii şu anda bir savaş tehdidi yoktur. Klasik an-
lamda tehdit gerilemiştir. Sovyet liderliğinin bir
savaş çıkarmada çıkarı yoktur şimdi. Ben Gor-
baçov ve liderliğinin barışçı niyetlerinden en-
dişe duymuyorum. Fakat öte yandan Sovyet-
ler Birliği hâlâ üstün bir askeri mekanizmaya
sahiptir. Tek taraflı indirimler olsa bile, gene
bizden iki misli üstün bir güçtür bu. Bu nedenle
yalnız niyete bakamazsınız; Sovyetler Birliği-
nin neye muktedir olduğuna da (capability)
bakmanız gerek. Yarın Sovyetler Birliği'nde ne
olacağıru kimse bilmediğine göre bu ülkedeki
gelişmeler ne olursa olsun, herhangi bir savaş
olasıhğınv bertaraf etmek için daima hazırlıkh
ve ihtiyath olmak durumundasıruz.
UKg/BŞimdiye dek geçerli olan strateji bu.
Bu strateji şimdiye dek geçerli oldu. Yann
da olacak. Yalnız bundan böyle bu stratejiyi de-
vam ettirmek için daha az askeri olanağa baş-
vurmak zorunda kalma>ı ümit ediyoruz. Bu iki
tarafın da üzerinde anlaştığı silah indirimleri
anlamma gelmektedir. Yapılan da budur. Vi-
yana görüşmelerini bunun için yapıyoruz. Ve
bu nedenle bu görüşmeler üzerinde bu kadar
duruyoruz. Bu görüşmeler bir sonuç ahndık-
tan sonra daha da ileri gidebilir. Amacımız mi-
nimum silahla daha çok istikrar sağlamaktır.
Doğu Avrupa'ya yönelen
Sovyet tehdidi söz konusu olabilir mi?
bir
Gorbaçov'un ciddi olduğuna inanıyorum.
rekiyor. Her halûkârda Helsinki-Il yapılacak-
tır. Fakat şimdi üzerinde tartıştığjmız sorun ve
Gorbaçov'a yaptığımız öneri, Helsinki Il'den
önce yapılacak ve Helsinki H'yi hazırlayacak
bir ön zirvedir. NATO'daki son dışişleri bakan-
ları toplantısında bunu konuştuk. Hâlâ bu zir-
venin gündeminin kapsamı üzerinde tartışıyo-
Tarih hızla akıyor ve ben bir
peygamber değilim. Ama
gördüğüm kadanyla
Sovyetler şu anda
Amerikalıların Avrupa'da
kalmasını istiyor. Sovyetler'in
bu yöndeki politikalarında
kesin bir değişiklik olduğu
bir gerçek. Çünkü istikrar
istiyorlar. ABD'nin Avrupa'ya
ilişkin taahhütleri bir istikrar
faktörü olarak görülüyor.
ruz. Gerçekten tartışılmaya değer ve somut so-
nuç umulan konular bir araya getirilirse böyle
bir zirvenin anlamı olacak. Dolayısıyla bunu
kabul edip etmemek konusunda henüz bir ka-
rar vermedik. Şimdi orada tartışılması gereken
konular üzerinde aramızda görüşuyoruz. Bir
sonuca vanrsak kabul edeceğiz tabii.
••••Sızce NATO'nun çıkarları ile iki Al-
manya'mn birleşmesi arasında bir çelişki var
mı?
Sanmıyorum. Bu ittifak Avrupa'nın ve Al-
manya'mn bölünmesini aşmayı amaçlamış bir
ittifaktır. Bu amaca olan bağhlığını NATO geç-
tiğimiz yılın mayıs ve arahk aylarında tekrar
tekrar ortaya koymuştur.
WKBBMYaşadığımız şu tarihi noktada, NA-
TO Genel Sekreteri olan bir Alman olarak ne
hissediyorsunuz?
Çok talihli bir an yaşadığımızı düşünüyo-
rum.
Avrupa'nın ve ülkemin yaşadığı bölünmenin
aşılabileceği bir süreçte benim gibi bir Alman
için bu ittifakm başında bulunmak heyecan ve-
rici bir his. Bu görev beni büyülüyor. Bunun
benim için talihli bir raslantı olduğunu düşü-
nüyorum.
• • • • Orta ve Doğu Avrupa'da meydana ge-
len hızlı değişimlerden sonra Türkiye'nin ye-
ni ortamdaki stratejik ve jeo-politik önemi
nedir?
Türkiye jeo-politik, tarihi, siyasi ve askeri ne-
denlerden ötürü; ittifakm en önemli ortakla-
rından biri olmak konumunu sürdürmektedir.
Türkiye jeo-politik açıdan en az eskisi denli
önemlidir. Hatta size Türkiye'nin jeo-politik
öneminin daha da artacağıru söyleyebilirim.
Neden? Çünkü Orta Avrupa'daki karşıtlaşma
ortamı kalktığı ölçüde; diğer kriz bölgeleri ön
plana çıkacaktır.
I Fakat bu sözünü ettiğımz kriz alanla-
n periferide kalaçak...
Periferi dediğiniz nedir? Brüksel'de olduğu-
nuz zaman Türkiye periferidir. Fakat yakın do-
ğuya baktığınız zaman Türkiye, coğrafi, tari-
hi ve kültürel açıdan çok önemli bir köprüdür.
••••.Sen periferiyi Avrupa'nın periferisi
anlamında kullanmıştım.
Türkiye, hiç şüphesiz bir Avrupa ülkesidir.
• • M Biz nereye ait olduğumuz konusunda
şüphe taşımıyoruz, Türkiye bu konudaki seçi-
mini çoktan yaptı. Fakat Avrupalılar çok şüp-
heliler bu konuda.
Kim taşıyor bu şüpheyi? Siz bir Almanla ko-
nuşuyorsunuz. Benim için Türkiye her zaman
için bir Avrupa gücü olmuştur ve öyle kalacak-
tır. Ve Avrupa'nın en önemli güçlerinden birî-
dir Türkiye.
••••Gene/ kanı Sovyet tehdidinin azaldığı
yolunda. Türkiye uzun zaman Sovyet tehlike-
sini denetleyecek, durduracak bir ön karakol
olarak görüldü...
Bu söylediğiniz durum, diğer başka NATO
ülkeleri için de geçerli. Bu sadece Türkiye"yi et-
kileyen bir gelişme değil ki. Aynı şey Almanya
için İngiltere için Fransa için de geçerli.
• • • İ E v e r ama Türkiye'nin Batı ittifakı için-
deki yeri tamamen bu işleviyle belirlenmişti.
O sizin fıkriniz. Ben bu fıkre katılmıyorum.
Türkiye'yi yanlız yaptığı askeri katkılar açısm-
dan değerlendirmemelisiniz. Siz demin kendi-
niz Türkiye'nin jeo-politik değerinden söz et-
tiniz. Türkiye'nin ekonomik ve siyasi katkıla-
rını da hesaba katmanız gerek. Nereden bakar-
sanız bakın Türkiye'nin katkısı büyüktür. NA-
TO'nun oynayacağı siyasi rol ise bundan son-
ra giderek daha büyük olacaktır. Türkiye bu
ittifakm sorumlu, sadık bir üyesi olarak; itti-
fakm diğer üyeleriyle aynı ağırlığa sahiptir.
Türkiye'nin önemini yalnız Doğu-Batı karşıt-
laşması çerçevesinde çizmemelisiniz. Yarın
Doğu-Batı karşıtlaşmasını çözdüğümüz zaman
-ki buna gayret ediyoruz, inşallah başanrız-
başka sorunlar çıkacaktır. Açlik, enerji, nüfus,
uyuşturucu, terorizm gibi global sorunlar or-
taya çıkacaktır. Diğer kriz bölgeleri belirecek-
tir. Tabii bu çerçeve içinde de Türkiye'nin oy-
nayacağı bir rol olacaktır. Yarının bu tip so-
runlanna baktığınız zaman değerinizin azalma-
dığını, arttığını göreceksiniz.
••••5/zce Avrupa olası bir bölgese! çatış-
mada Türkiye'nin savunmasında yer almak ko-
nusunda hangi ölçüde istekli olacaktır?
Türkiye'nin bir saldırıya uğraması halinde-
ki herhangi bir üçüncü ülke tarafından saldı-
nya uğradığmı varsayalım-NATO anlaşmasımn
Turkiye'ye karşı yerine getirmek zorunda ol-
duğu bir takım yükümlülükleri vardır. Bu,
NATO anlaşması mekanizmasının işletileceği
bir durumdur. Buna hiç şüpheniz olmasın.
Üyelerimizden birinin dışarıdan heThangi bir
saldırıya uğraması halinde yükümlülüğümüz
bütünlüğümüz için onu korumaktır. Herhan-
gi bir şüpheye yer verilmemiştir bu konuda.
Fakat bu bilindiği için dışarıdan bir ülkenin
Turkiye'ye saldırmaya cesaret edeceğini san-
mıyorum.
•••••S/z Türkiye'nin bir Avrupa ülkesi ol-
duğunu söylüyorsunuz. Avrupa Komisyonu
Başkanı Jacques Delors'un ortaya attığı güç-
lü bir Avrupa çekirdeği etrafında oluşan hal-
kalar teorisinde Türkiye'yi nereye koyuyorsu-
nuz? Türkiye bu halkalar teorisine göre gide-
rek Doğu Avrupa'ya doğru genişleyebilecek
EFTA ülkeleri arasında mı; yoksa Magreb ve
Mısır gibi Akdeniz'deki periferi ülkeleri ara-
sında mı yer alacaktır?
NATO Genel Sekreteri'nden ziyade Jacques
Delors'a yöneltilecek bir soru bu. Benim bu ko-
nuda bir yorum yapmamam gerekir. Fakat si-
ze NATO Genel Sekreteri'nin resmi görüşü ola-
rak değil de kişisel olarak görüşümü söyleye-
bilirim. Bence Türkiye tüm haklan, yükümlü-
lükleri ve sorumlulukları ile bir Avrupa ülkesi
olarak değerlendirilmelidir. AT'nin verdiği ka-
rar üzerinde bir yorum yapmak istemiyonım.
Fakat Turkiye'ye ve diğer Avrupa ülkelerine ke-
sin tavsiyem, Türkiye'yi diğer Avrupa ülkele-
rine ekonomik ve politik açıdan daha sıkı bağ-
layacak yolların aranmasıdır. Benim konum ol-
madığı için bunun ayrıntılarına girmek iste-
miyorum.