25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET/14 D1Ş HABERLER 28 OCAK 1990 AZERBAYCAN HalkCephesigörüşme önerdi/\zerbaycan Halk Cephesi, Moskova'ya yaptığı görüşme önerisinde, Sovyet birlikleri cumhuriyetten çekildiği takdirde, ülkede kanun ve düzeni sağlamaya hazır olduklarını bildirdi. Dakü sokaklarından Sovyet tanklarının bazılannın çekildiği bildirildi. Moskova, 19 ocaktan bu yana Bakü'de 125 kişinin öldüğünü öne sürdü. Dış Haberier Servisi — Azerbaycan Halk Cephesi Moskova ile görüşme önerdi. BBC'nin haberine göre cephenin önde ge- len bir lideri, Sovyet birlikleri Azerbaycan 1 dan çekildikleri takdirde, Halk Cephesi'nin Cumhuriyet'te kanun ve düzeni sağlamaya hazır olduğunu bildirdi. Halk Cephesi, 19 ocakta Sovyet müdahalesinden bu yana ilk kez Moskova'ya görüşme öneriyor. Bu ara- da Azerbaycan halkı 19 ocak gecesi başkent Baku'daeSovyet birlikleri tarafmdan gerçek- leştirilen katliamdan sonra yaralarını sar- maya çalışırken, Kıalordu tutuklama ka- mpanyasını sürdüriiyor. 19 ocaktan bu ya- na Bakü'de yaşamını yitirenlere ilişkin ve- rilen resmi rakam ise 125'e yükseldi. Bakü'de girişilen askeri müdahalede ya- ralananiardan hayatını kaybedenlerin sayı- sının, sağhk hizmetlerindeki yetersizlik yü- zunden giderek arttığını bildirdi. Moskova Radyosu'nun "Inlerfaks" ser- TEPKILER DemirePden i yas' onerisıDış Haberier Servisi — Azerbaycan'da Sovyet ordusunun mudahalesi ile gelişen olaylara yuniçinden geten tepkiler sürüyor. • DYP Genel Başkanı Süleyman Demi- rel, Azerbaycan mitınglerindeki görüntüleıi, "halkın gönlünden çıkanlar" diye nitelen- direrek Azerbaycan'da ölenler için "milli yas" ilan edilmesini istedi. • ANAP Genel Başkan Yardımcısı Me- tin Gürdere de yaptığı açıklarnada "Erme- niler'in Kafkasya'da işi iyice azıttıklarını" beürterek "Türkiye, Ermeniler'in toprak is- temlerine sessiz kalamaz" şeklinde konuştu. • Sosyalist Parti Ankara il yöneticileri de SSCB ve ABD'nin Ankara büyükelçilikleri önüne siyah çdenk bırakarak, Azerbaycan'a Sovyet müdahalesini protesto ettiler. • Mehmet Ali Aybar da Azerbaycan olay- larına ilişkin olarak Türk halkının Azerbay- can'daki olaylara gösterdiği tepkinin, "öv- güye değer" olduğunu söyledi. Aybar, tep- kilerin haklı olduğunu da kaydetti. ANAP Gaziantep Milletvekili Hasan Ce- lal Güzel, Türk Ocakları Istanbul Şubesi- nin toplantısında yaptığı konuşmada, Azer- baycan konusunda devlet yetkililerinin ve resmi otoriteterin kesin tavırlarını net bir şe- kilde belli etmeleri gerektiğini söyledi. Gü- zel, "Sovyetler reddetse de Azerilere mut- laka gerekli yardtmı göndermemiz konusun- da tsrarlı olmahvız" dedi. visi aracılığıyla verdiği habere göre çoğun- luğu bakunsızlık yüzunden kangrene dönü- şen kurşun yaralan yüzunden hayatını kay- beden yaralıların sayısı artıyor. AA muhabirine bilgi veren Bakü'deki Halk Cephesi kaynakları, başta doktor ve sağlık uzmanı olmak uzere acil olarak tıb- bi personele ihtiyaç duyduklannı belirtti- ler. Bakü'deki askeri yetkililer, birkâç gün once komşu cumhuriyetlerden doktor isten- diğini açıklamışlardı, ancak bu sağlık per- sonelinin yeterli olamadığı anlaşılıyor. Sovyet Kızılhaç ve Kızılaylar Birliği Baş- kanı Dr. Dimitri Venediktov ise Azerbay- can ve Ermerüstan'daki iç çatışmaiar için şimdilik acil yardıma ihtiyaç olmadığını bildirdi. Venediktov, Kızılay Genel Başkanı Dr. Kemal Demir'e gönderdiği mesajda; Azer- baycan'a yardım teklifi nedeniyle tesekkür etti. Azerbaycan ve Ermenistan'daki iç ça- tışmalann insan kayıplarına yol açtığını be- lirten Venediktov, mahalli Kızılay ve Kıal- haç şubelerinin ve Sovyet Kızılhaç- Kızılaylar Birliği'nin bütün olarak başlan- gıçtan itibaren olaylann içine girdiğini vur- guladı. Yeni tutuklamalar Moskova Radyosu, yaralılara yardım ederken askerlerin açtığı ateş sonucu yara- lanan iki doktorun önceki gece hayatlarını kaybettiklerini bildirdi. Sovyet resmi haber ajana TASS, Nah- civan böigesinde. durumun sakin olduğunu belirtirken Moskova Radyosu Iran ile Nah- civan arasındaki sınıra yeni takviye birlik- ler jşönderildiğini duyurdu. Azerbaycan-Iran sınırından karşı ülkeye izinsiz gireh Sovyet ve Iran vatandaşlarmın iadesi de devam ediyor. AP'nin haberine göre Sovyet "Trnd" Gazetesi, ordu birliklerinin idari binalarla ;ezaevlerini ele geçirmeye çalışan aşın grup- lann liderlerini tutukladığun bildirdi. Trud, Azerbaycan Halk Cephesi'nin merkezinde, 1000'den fazla askeri üniforma ile çok mik- tarda silahın ele geçirildiğini öne sürdü. Ön- ceki gece Bakü'de lSO'den fazla kişinin göz- altına alındığı bildiriliyor. Azerilerle Ermenilerin bu hafta etnik bu- nalımı sona erdirmeye yönelik görüşmele- re başlamayı kabul ettikleri haber veriliyor. Baltık cumhuriyetlerinden Letonya Halk Cephesi'nin bildrdiğine göre Ermenistan ve Azerbaycan halk cepheleri, Letonya baş- kenti Riga'ya 31 ocakta heyetlerini gönder- meyi kabul ettiler. Ancak Azeriler, Erme- nilerle doğrudan görüşmek için Ermenis- tan'ın Azerbaycan'dan toprak talebinden vazgeçmesinde ısrar ediyorlar. Bu sorunun nasıl çözüleceği henüz bilinmiyor. Bazı tanklar çekildi Sovyet resmi TASS Ajansı, Azerbaycan'- dan gelen göçmenlere konut bulmanın gi- derek zorlaştığını bildirdi. Azerbaycan'dan son günlerde Ermenilerle birlikte çok sayı- da Rus da boşaltılmış durumda. AP, Bakü'nün dün sakin olduğunu ve dükkânların açılmaya başladığını bildirdi. AP'nin haberine göre Sovyet Savunma Ba- kanı Dimitri Yazov , dün Azerbaycan mil- letvekilleri ile görüştükten sonra bazı tank- larla zırhlı araçları Bakü sokaklarından çekti. Yazov, önceki gün Izvestia Gazete- si'ne verdiği demeçte, Azerbaycan Halk Cephesi'nin iktidarı ele almak üzere oldu- ğunu, Kızılordu'nun bunu önlemek için Cumhuriyet'e gönderildiğini öne sürmüş- tü. Yazov, "Sovyet ve parti organlan ar- ük Azerbaycan'da işlemiyordu" demişti. RUSLARDAN AZERİLERE DESTEK — Sovyet birliklerinin Bakü'de gerçeklestirdikleri katriam, Moskova'da Rus Milliyetçi Cephe tarafmdan da protesto edildi. (Foloğraf: Reuter) Mitinglerde ülkücü gösterisi(Baftarafı 1. Sayfada) Azeri yurttaşların çoğunlukta olduğu Kars mitingi -30 derecede yapıldı ve 20 bi- neyakın kişi katıldı. Kars'ın tüm ilçeleriıı- den gelen yurttaşların ve siyasi düşünce ay- nlıklanna karşı tüm parti örgütlerinin or- tak hareket ettikleri göriildü. Mitingde "Kı- ztlofdu Azerbaycan'dan defol", "Ordu Ba- kö'ye", "Dünya Türkleri birleşmelidir", "Atara, kalk yerin geldi" pankartlan ta- şındı. Trabzon'da çoğunluğunu "ülkücü" gençlerin oluşturduğu kalabalık mitinge, ANAP Milletvekili Evüp Aşık da katıldı. "Kalil Gorbaçov", "Şii, Sünni yoklur, Müslüman Türk vardır" sloganlanyla yü- riiyen grup, zaman zaman "Bozkurtlar Ba- kü'ye", "Bakü, Moskofa mezar olacak", "Rehber Kuran, hedef Azerbaycan" diye bağırdılar. Yürüyüş sonunda Gorbaçov'un maketi yakıldı. Daha sonra miüngden ay- rılan bir grup, belediye önünde gösterileri- ni sürdürmek istedi. Polis, grubun önünü ANAP il binası önünde keserek dağılma- larını istedi. Polisin uyansına karşın dağıl- mayan grup, "Hükümel istifa", "Uyuyan hukumet istemiyoruz" diye bağırdılar. Bu arada "Müslüman Türk var, Şii, Suoıti yok" diye slogan attılar. Milletvekili Eyüp Aşık'ın isteği üzerine güvenlik kuvvetleri yolu açtılar ve bunun üzerine göstericiler protestolanm sonp erdirerek dağıldılar. Erzurum'da "Bizim Ocak" Dergisi ve bazı ulkücüler tarafmdan düzenlenen "Can Azerbaycan'a Destek" mitinginde, Ülkücü gruplar "Bozkurtlar Bakii'ye, mücahitler Bakü'ye", "Rusya'ya karşı savaşmak için silah istiyoruz" diye bağırdılar. Türkeş'in sağ kolu olarak bilinen Ömer Haluk Piri- moğlu, "Size dünya Türklerinin lideri Tfirkeş'ten selam getirdim" diye konuşunca ülküculer "Başbuğ Türkeş" diye bağırdı- lar. Mitingde Gorbaçov'un maketi ile Sov- yet bayrakları yakıldı. Mersin'deki mitingde de Gorbaçov'un maketi ve Soyvet bayraklan yakıldı. MÇP İl Başkanı Mustafa Ongun, Azerbaycan'- da ölenlerin ruhuna Kuran-ı Kerim'den ayetler okudu. Ankara Tandoğan'da "Ülkücü Genclik'- 'in katılımıyla düzenlenen mitinge yaklaşık 2 bin kişi kalıldı. "tslama uzanan eller kırılsın" diye haykıran grup, miting baş- lamadan önce Azerbaycan'da ölenler için fatiha okudular. Ordu'daki MÇP'nin gös- terisi de mehter marşı eşliğinde yapıldı. MÇP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Şemsek konuştu. tzmir'de MÇP tarafmdan düzenlenen mitingde konuşan Genel Başkan Alpaslan Türkeş, Turk halkının Azerbaycan'daki olaylar için büyük bir yasta olduğunu be- lirterek "Onlar bizim kardeşimizdir. Yara- lan sarmak için devlet clinden geleni yap- malıdır. Biz Azerilerle aynı dil, din, ülkü altındayız. Hepimiz bir bedeni olusturuyo- nız. Bu bedenin bir yeri yara aldı mı, her yerinden acı hissedilir" dedi. Konak Mey- danı'nda öğle saatlerinden başlayarak top- lanan 4 bine yakın kişi, mitingin yapılaca- ğı Cumhuriyet Alanı'na yürürken, "Azer- baycan Türktür, Türk kalacak. Ermeni piç- tir, piç kalacak", "Kahrolsun komünist- ler", "Kara-kızıl el ele, Musliimanlar ne- rede?", "Bozkurtlar Bukü'ye" şeklinde slogan attılar. mitingde bir grubun ABD ve SSCB bayral-iannı yaktıklan gözlendi. Po- lis, bayrak yakma olayı ile ilgili olarak iki kişiyi gözaltına aldı. Azerbaycan olaylan, Kırıkkale'de Türk Ocakları tarafmdan düzenlenen bir mitingle de kınandı. Uludağ Üniversitesi Görükle Kampu- su'nda geçen perşembe günü Azerbaycan olaylannı protesto eden sağ görüşlü öğren- ciler ile sol görüşlü öğrenciler arasında çı- kan taşlı sopalı kavgadan sonra gece yurt binasından gözaltına alınan 73 öğrenciden 8'i tutuklandı, 34'ü ise serbest bırakıldı. İstanbuPda mitinge yasak Azerbaycan'daki olaylan protesto ama- cıyla bugün lstanbul'da yapılmak istenen iki mitingden birine yetkiliierce izin veril- medi. MÇP Istanbul il örgütünün Çağla- yan Abide-i Hürriyet Meydam'nda saat 13.00'te düzenlemek istediği mitinge izin ve- rilirken, aralarmda Aydınlar Ocağı'nın da bulunduğu çoğa tslamcı 13 dernek ve vak- fın Taksim Meydam'nda düzenleyeceğini duyurduğu mitingin ise "yer miisait olma- dığı için • yapılamayacağına" ilişkin "olumsuz" görüş bildirildi. Azerbaycan olaylannı kınamak amacıyla Hollanda, F.Almanya ve Fransa'da da dün gösteriler yapıldı. Mihail Gorbaçov ve diğer Sovyet liderleri ise etnik çatışmalan önlemek için Azerbay- can'a ordu gönderildiğini belirtmişlerdi. 125 ölü AA'nm haberine göre Sovyet resmi ha- ber ajansı TASS, Baku'den verdiği son du- rum değerlendirmesiyle ilgili haberinde, Azerbaycan Içişleri ve Sağbk bakanlıklan- nın, ölü sayısmı 27'si güvenlik görevlisi ol- mak üzere 125 kişi olduğunu açıkladıkla- nnı bildirdi. Ajans, kentte durumun sakin olduğunu belirtirken önceki gece herhangi bir olay kaydedilmediğini, yalmzca bazı kişilerin idari uygulamalan ihlallerden tutuklandı- ğını kaydetti. Ancak Bakü'deki Halk Cephesi kaynak- ları önceki gece en az bir ölüm olayına ta- nıklık ettiklerini belirttiler. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen bu kaynakların verdiği bilgilere göre Azatlık Meydanı ya- kınlannda bir kamyon şoförü askerler ta- rafından vurularak hayatını kaybetti. TASS Ajansı, Bakü'deki olağanüstü durum çer- çevesinde yasadışı ilan edilen Azerbaycan Ulusal Savunma Konseyi'nin üyelerinden Rahim Gaziyev'in üç koruma görevlisiyle birlikte tutuklandığını haber verdi. Bu arada Azerbaycan'ın Moskova tem- silciliğine önceki gece düzenlenen iki silahlı baskının üzerindeki esrar perdesi hâlâ kal- dırılamıyor. Sovyet tçişleri Bakanlığı ve KGB bu baskınlardan haberdar olmadık- larını açıklarken görgü tanıklarımn anlat- tığı izlenimler, bu baskınlann devlete ait bir organ tarafmdan yaptınldığı görüntüsünü yaratıyor. Azerbaycan'ın Iran sınırı yakınlarında- ki Lenkeran kentine Sovyet ordu birlikle- rinin girmesiyle bu kentte yönetimi eline ge- çirmiş olan Halk Cephesi liderlerinin tutuk- landığı bildirildi. Lenkeran'a Sovyet birliklerinin gırdiği yolunda alınan, ancak bağımsız kaynaklar- ca doğruianamayan haberlerden sonra res- mi haber ajansı TASS, 'aşın unsurlar 1 ola- rak nitelediğı 80 kişinin tutuklandığını du- yurdu. Lenkeran'da 6 ölü Lenkeran kenti yakınlannda askeri bir- liklerle Azerbaycanlı bir grup arasında çı- kan çatışmada ise biri Sovyet subayı olmak uzere 6 kişi öldü. TASS, Lenkeran'ın yaklaşık yedi kilo- metre batısındaki Haftoni böigesinde dü- zenlenen operasyonda öldüriilen Azerbay- canlılardan başka 4 kişinin yaralandığını ve 54 kişinin tutuklandığını duyurdu. YILMAZ'DAN GÖSTERİLERE ELEŞTİRt: 'Bu tutumları kabuledemeyiz'İZMİR (Cumhnriyet Ege Bürosu) — Dı- şişleri Bakanı Mesot Yılmaz, Azerbaycan'- daki olaylar karşısında Türk hükümetinin tavnnın, belirli kesimlerin beklentilerini karşılamadığına ilişkin değerlendirmeler üzerine "Tophımdaki çok degisik beklen- tikrin hepsini tatmin etmemiz mümkün de- gildir. Türk hükümetinin şu andaki tutu- mn sağduyunun gerektirdiği tutumdur" de- di. Yılmaz düzenlenen protesto mitingleri- nin bazı tslamcı've ülkücü gmpların gös- terilerine dönüşmesi konusunda da "Bn fo- tumlan tasvip etmemiz mümkün degildir. Açık bir toplum olan Tnrkiye'de çeşitli menfaat gnıplan, çeşitli siyasi gruplar kendi maksatlan istikametinde bu olayı istismar etmeye çalışacaklardır. Topluraun sağdu- yulu kesiminin buna itibar edecegine inanmıyorum" diye konuştu. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz, Türk De- mokrasi Vakfı'run düzenlediği "Doğu Blo- ku Ülkelerindeki CMuşumlar ve Türkiye" ko- nulu konferans için önceki gün'îzmir'e gel- di. Yılmaz dün konferanstan önce ANAP il binasını ziyaret etti, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yılmaz, Azerbaycan'- daki olaylar konusunda Türk hükümetinin, "Moskova ile ilişkileri bozmamak ve içe- ride tepki gösterenleri tatmin etme ikilemi" içinde kaldığı yorumu anımsatıldığında şunları söyledi: "Biz ola\lann başından beri bu konuda- ki tulumumuzun iki boyutlu olacagını za- ten söylemistik. Bundan sonraki tutumu- muz da böyle, tutariı olacaktır. Elbette ki toplumdaki çok değişik beklentilerin hep- sini tatmin etmemiz mümkün degildir. Ama zannediyonım ki Türk hükümetinin şn an- daki tutumu, sağduyunun gerektirdiği tu- tumdur. Bunun dışındaki beklentiler fark- b olabilir. Ama onların hukumet tutumu- na yansımaması da garipsenmemelidir." Azerbaycan'daki gelişmeler üzerine dü- zenlenen mitinglerin, ülkücü ve tslamcı grupların eylemlerine dönüşmesinin toplu- mun belli bir kesiminde dehşete yol açtığı- nı aktaran bir gazeteciye de Yılmaz şu kar- şıüğı verdi: "Bu tutumlan tasvip etmek mümkün de- ğil. Ama bunlardan dolayı dehşete, endi- şeye kapılmak da Türkiye'yi küçümsemek olur. Türkiye 55 milyonluk bir ülkedir. Bunlarsa çok küçük gruplardır. Denizin içinde kumduriar. Elbelte ki açık bir top- lum olan Türkiye'de çeşitli menfaat grup- lan, çeşitli siyasi gruplar kendi maksatlan istikametinde her olajı olduğu gibi, bu olayı da istismar etmeye çalışacaklardır. Ama toplumun sagduyulu büyük kesiminin bu- na itibar edecegine inanmıyorum. Biz ANAP'lı olarak esasen başka inançta ol- saydık politika yapmazdık. Yani böyle kü- çük gnıplann Türkiye'nin milli iradesine hâkim olabilecegini düşünseydik politika yapmamızın anlaraı kalmazdı. Biz balkımı- zın sagduynsuna güveniyonız." Yılmaz "insani yardım" konusundaki bir soruya da şu yanıtı verdi: "Biz olaylann ilk başladıgı andan itiba- ren her türiü insani vardıma hazır olduğu- muzu SSCB'ye resmi kanallardan dujur- dnk. Fakat bize bu konuda bir ihtiyaç ol- madığı. kendi imkânlannın yeterli olduğu ifade edildi ve yardım talebimiz kabul edil- medi. Halbuki bizim Azerbaycan'dan al- dığımız bilgiler, oradaki hastanelerin yara- lılann tedavisi için yeterli olmadığı yönun- dedir." ÖZAL DÖNDÜ 'Azerbaycan'da çifte standart uygulandı' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) — Cumhurbaşkanı Turgut Özal 11 gün süren ABD gezisini tamamlayarak dün Ankara 1 ya döndü. Özal, Esenboğa Havaalanı'nda düzenlediği basın toplantısında ABD Baş- kanı Bush'la VVashington'daki görüşmesin- den sonra Azerbaycan olaylan konusunda söylediği sözlerle ilgili olarak, "Burada yan- lış aalaşılnıış" dedi. Özal daha sonra sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir ülkenin kendi topraklan üzerinde va- tandaşlan arasındaki mücadeleyi teror, kan dökme gibi bir mücadeleyi bir an evvel çö- züme kavuşturması. buna mani olması ken- di iç meselesi. Her kuvvetli ülke bunu yap- ma keyfiyetine sahiptir. tkinci bir ceçhe bü- tün dış basında söylenen şu: 'Müslüman Azeıüerle, Hıristiyan Ermeniler kavga ha- linde.' tkinci veçhenin temelinde yatan bi- raz daha farklı. Perestroyka ve glasnost baş- ladıktan sonra 16 SSCB cıımhuriyetindea bazıları daha fazla bağımsızlık istemişler- dir. Bunun, Sovyetler Birliği tarafmdan na- sıl halledileceği konusunda çeşitli yorum- lar vardır. Nitekim, Baltık cumhurivetleri daha fazlasını isteyerek aynlmak istediler, bağımsızlık istemişlerdir. Bütün bunlara karşı Sovyetler Birliği, meselesinin çozii- münde diyalog ve ikna yolunu denemiştir. Azerbaycan'da mesele başladıgında Erme- nilerle Azeriler arasında bir kavgadan öte şeyler olduğunu biliyorduk. Bu meselenin çözümünün kan dökülmeden sağlanmasın- da büyük yarar vardır. Ancak çifte standart uygulanmıştır." CUNEYT ARCAYUREK yazıyor ANKARA'dan HİKMET ÇETİNKAYA Kurultayı Bütünleştiren İlk GünANKARA — Inönü'ye göre, halkın isteği- ne uyularak "komikleşen iktidar" engelini aşmak gerekiyor. Sağduyu yol gösteriyor ve inönu. amaca varabilmek için partiyi iç so- runlardan arındırma, ülke sorunlarının üstü- ne etken biçimde gitmek zorunluğunu orta- ya koyuyor. Delegelerle izleyicilerden yük- selen toplu alkış, İnönü'yü destekliyor. SHP liderinin sözleri, daha sonra düz bir çizgide. Sosyal demokratların belirli ilkele- rini sıralayan düzeyde. Fakat İnönü birden "komikleşen iktidar ile TÛ'nün yeni konumu" arasında bağ kuruyor. Art arda ge- len irdelemeler mermi hızıyla hedefe ulaşı- yor. "Halktan saygı görmeyen bir cumhurbaş- kanıyla bakanlarını seçemediği için ciddiye alınmayan bir hükümet" dönemine sıçrıyor. Böyle bir iktidarın "bir avuç çıkarcmın dışında" destek bulamayacağına değiniyor. Birdenbire halkın yüzde 80'inin karşı çıktığı TÖ'nün, Çankaya'ya vardıktan sonra "uz- laşma önerileri" yapmasını "hangi yüzle" diye karşılıyor. Alkışların dozu giderek artı- yor. Binlerce kişi, kafasında, gönlünde yaşat- tığı düşüncelerin önüne konulmasıyla coş- kuya yöneldi, yönelmek üzere. Cumhurbaş- kanlığı seçiminde uzlaşmayı tersleyenleri hırsları, sağduyularını aşanlar diye tanımla- yarak darbeleri sürdürüyor. Kalabalıklardaki olağan dalgalanmalar dinmiş, kulaklar inönü'nün parlayan sozle- rine dönmüş. "Bir kez daha söylüyorum" di- yor İnönü, "tepelere kaçanlar, halkın des- teği olmadan orada kalamazlar." Görkemli destek baştıyor. İnönü dinliyor halkın sesi- ni ve üzerine basa basa iktidara geldikterin- de iik işlerinin halk desteğiyle "Çankaya'- ya bir düzen vermek olacagını" yeniden açıklıyor. Matematiksel dayatmayla "bun- dan kimsenin kuşkusu olmamasını" duyu- ruyor. TÖ, neden "yukarda" kalmayacak? İnönü, basit cümlelerle nedenleri, niçinleri açıklıyor: Mezhep aynmlannı kışkırtan, 'anayasa bir kez çiğnenirse ne olur' diyebilen, halkı yıl- larca bir limon gibi sıkan, her sağlık deneti- mine ABD'ye devlet kesesinden giden "orada" yani Çankaya'da olmamah, kalma- malı... Son vurgulamasıyla alkışlar doruğa tırmanıyor. Bütün gerekçeleri bütünleştiren cümlesi "Çankaya'ya sığınan kimseyi" açık seçik tanımlaması, kimi yerde saptadığı politika- ya kuşkuyla bakanlara yalın bir yanıt niteli- ğindeki zamanı geldiğinde "Çankaya'da oturana" uygulanacak yöntemi açıklaması. Kuşkusuz İnönü, halkla yer yer yaptığı gö- rüşrhelerde TÖ'ye duyulan tepkryı yakından biliyor. Ne var ki partinin.üst organı kurul- tayda yurdun hemen her köşesinden gelen- lerin TÖ'ye uygulanacak politikayı topluca desteklediğini görüyor. Çankaya ile ilgili bir merkez bildirisi çıksa, dünkü kadar değer- lendırilmez, ne ölçüde halkı yansıttığı tartı- şılabilirdi. Küçük bir duraksama akla gel- miyor. TÖ'ye ve hükümete karşı tepki bü- tünleşmiş, kemikleşmiş artık. inönü'nün konuşmasından sonra kurultay genel kurulunda hava yumuşuyor, olağan- laşıyor. Tabii kulıs derhal görev başına ge- çiyor. üderle genel sekreter arasındaki uz- laşma teorisi dün sabah henüz değerini yi- tirmemışti. Çeşitli varsayımlar öne sürülüyor- du. Örneğih inönü'nün dokuz yeni isim ver- diği söyleniyordu. Baykal'ın birlikte çalıştı- ğı on beş merkez yöneticisini yerinde koru- mayı istediğini İnönü'ye ilettiği öne sürülüyordu. Başka listeler çıkabilir miydi, çıkardı. GHP'den bu yana, şimdi de SHP'de "çok liste" genelde partisel bir karakterdi. İnönü'nün TÖ benzeri bir hevesle il baş- kanlannı PM'ye kimleri layık gördüklerini yazmaya zorlaması, Baykal ekibinde önce- ki gece burukluk yaratmıştı. İnönü bu girişi- mi Baykal'a söz etmeden, çevresine duyur- madan aniden başlatmıştı. İnönü'nün ne yapmak istediği, ayn bir liste peşinde mi koştuğu gibi kimi kaygılar yayıl- mış, Baykal ve çevresini bugünü bekleme- ye itmişti. Dikkatli İnönü, "sürpriz girişimini" gece yarısına doğru Baykal'a anlatmıştı. Li- derde daha önceki görüntüyü bozacak bir hareket görülmüyordu, ama politika poiiti- kaydı ve işini yapardı. Bu anlayış, önceki ge- ce e dün sabah Baykalcılarda hem tedir- ginlık hem de yeni bir hesaplaşmanın kapı- sını aralayacağı için politik kaygılar uyandır- mıştı. İl başkanlan 44 aday ismini on dakikada alt alta koymanın zorluğunu duymuş olma- lılar ki ceplerindeki SHP takvimini çıkarmış- lar, pek çoğu orada basılı merkez yönetici- lerinin isimlerini yazıp genel başkana uzal- mıştı. Bu nedenle İnönü, nabızdan yeni bir seyler çıkmadıgını görmüş olmalıydı. Partiyi iç çekişmelerden arındıracağı sa- nılan, dışa dönük savaşımı yürütecek diye bakılan yeni PM'nin nasıl oluşturulacağı dün ve geceki görüşmelere kalıyordu. Pazar ola, hayrola! ANKARA — Selim Sım Tarcan Spor Salonu tıklım tıklım. İçerde yoğun bir sigara dumanı, dışar- da ise kuru bir soğuk. Delegelerin çoğu salona gire- memiş. Yer yer itişip kakışmalar. Birbirine omuz atarak salonun kapısına dek gelebilenler şans- lı. Biz de kırkbeş dakikalık bir sa- vaşımdan sonra salona doğru bir iki hamle yapıyoruz. Bu arada delegelerin birkaçı bağırıyor: — Biz ne zaman büyük salon- larda kurultay yapacağız? Diğeri sözünü kesiyor: — Sinema salonundan spor salonuna taşındık. Fena mı?.. Bir gece önce Erkal Zenger 1 in Ankara Kalesi'ndeki Paşa Ko- nağrndayemekteydik. EğerSHP yönetimi olağanüstü, seçimli tü- zük kurultayını Zenger'in Paşa Konağı'nda toplasaydı daha ilgi çekerdi. Hatta Selim Sım Tarcan Salonu na tıkış tıkış doluşan in- sanlar orada daha rahat nefes alırdı. Zar zor salona girip bir yer bu- labikjik. Çünkü basına aynlan bölümün yansını "SHP'de görevli personel" doldurmuştu. Delege- lerin oturduğu bölümde ise çok sayıda "delege olmayan" izleyi- ci vardı. Onlar da Hasan Fehmi Güneş'in kurultay başkanlığı için yapılan oylamada "evet" diyerek ellerini kaldırdilar. Ve şimdi de kürsüde SHP Ge- nel Başkanı Erdal İnönü konu- şuyordu: inönü bir gün önce tüm il baş- kanlarını toplamış, "Listede yer almasını istediğiniz parti mecli- si adaylarının adlannı yazın" de- mişti. SHP lideri, salt bununla da yetinmemiş, il baskanlarının bir- birlerinden kopya çekmelerini önlemek için bir dizi önlem de almıştı. İnönü tane tane anJatıyordu: — Kurultay, halkımıza urmıt vermelidir... Yine İnönü, "Türkiye fotoğrafını" sergilerken ANAP ik- tidannın anti-demokratik uygula- malarından, yasakçı tutumundan örnekler veriyordu: — Türkiye'de kitaplar, dergiler toplatılıyor, yabancı öğretim üye- leri tutuklanıyor... SHP lideri, yıkılmaz denilen duvariann bir günde değiştiği bir dönemden geçildiğini de vurgu- luyordu. Sonra laiklik ilkesine karşı girişilen gösterilerden söz ediyordu. Güneydoğu, enflasyon, ekonominin gidişi, laiklik kaivra- mı, Çankaya sorunu, eşit siyasal haklar ve özgürtükler konusunda partisinin görüşünü açıklıyordu. İnönü en fazla alkışı Çankaya^ ya ilişkin sözleriyle aldı: — Mezhep ayrılıklannı körük- leyen biri orada olmamah. Ana- yasa bir defa çiğnense ne olur di- yen biri orada olmamalı. Cuma namaztnı politik malzeme yapan, ABD'de tedavi olan biri orada ol- mamah. İnönü soruyordu: — ABD gezisi resmi olmadığı- na göre masrafını kim ödemiştir? Erdal İnönü parti içi sorunlara değinirken önemli bir konuyu da vurguladı. Herhalde İnönü'nün bu sözleri "anahtar liste" mode- liyle ilgilenerderi biraz rahatsız etti. Şöyle diyordu İnönü: — Paris'te yapılan bir toplan- tıya milletvekillerimizden toplantı sonunda yanlış iztenimler doğa- bileceğini önceden düşünerek katılmamalarını istemistim. İşle- nen disiplin suçuna merkez di- siplin kurulu kesin ihraç cezası verdi. Arkasından bu talihsiz di- siplin olayı tümüyle partimizin aleyhine yorumlara neden oldu. Bu girişimlere karşı halkın hiçbir kesimine karşı tavnmızın dmadı- ğını, olmayacağını bir kere daha kamuoyuna duyuruyorum. Erdal İnönü konuşmasını bitir- dikten sonra bir süre delegelerin arasında bulunduk. Bugün yapı- lacak Parti Meclısi seçimlerinde büyük olasılıkla iki liste çıkacak- tı. Bir ûçüncü liste de olabilirdi. İnönü ve Baykal'ın "ortak listelerini" "anahtar yöntemi"yle delmek için çalışmalar yoğun bir biçimde sürüyor. Kimi il baskan- larının ayrı bir liste yapacakları söytentileri dolaşıyor. Olağanüstü, seçimli tüzük ku- rultayı, alışılagelenin çok altında görülüyor. Önce coşku yok dele- gelerde İnönü'nün konuşmala- rından sonra parti meclisi liste- sinde hava "eski tas eski ha- mam"izlenimini vereceğe benzi- yor. Delegeler de bunun farkın- da. Onun için "iyi olacak iyi" di- yorlar. Şimdiki yönetimin delege- ler üzerinde ağırlığı göze çarpıyor. Öğleden sonra yenilikçi grup- tan Ertuğrul Günay'ın yaptığı ko- nuşma ise delegelerin hareket- lenmesine yol açtı. Günay 1988 haziran kurultayında olduğu gi- bi dün de kendine özgü üslubuy- la sosyal demokrasi dersi verdi. Elbet anlayan anladı, anlama- yanlar da kulaklannın üstüne yat- tı. SHP'li delegeler kurşun asker mi? Yarın akşam geç saatlerde bel- li olacak...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle