Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 OCAK 1990**** HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/17
ÖzaPaEnııeni'mönüsü' Çankayada Danıştay Başkanı
UFLK GÜLDEMİR
WASHINGTON — ABD Baş-
kanı George Bush ıle Cumhurbaş-
kanı Turgut Ozal'ın 18 ocakta Be-
yaz Saray'da yapacağı goruşmemn
önemlı konularından bırısı de
"Ermeni karar tasansı." Başkan
Bush'un, Ozal'a tasarımn Senato
Genel Kurulu'ndan komısyonda-
kı şeklıvle geçmesı halınde \eto
edeceğıru dıle getırmesı beklenı-
yor Senato Adalet Komısyonu'n-
dan geçen tasarıda, "Ermeni
so>kınmını anraa gunu" sozcuk
lerı yer alı>or ABD hukuınetı
"soykınm" sözcuğunun çıkarıl-
ması ıçın çaba harcıyor Eğer ta-
san, Senato Genel Kurulu'ndan
"soykınm" sözcuğu ıle geçerse
Başkan Bush'un vetosu gundeme
gelebılecek Ermeni karar tasan-
sının 23 ocak gununden sonra
ABD Senatosu Genel Kurulu'nda
ele aiınması beklenıyor
Beyaz Sara>, "veto" konusunda
kararlı olmakla bırhkte soruna,
\etova başvurmak zonında kalın-
mayacağı bır çozüm bulunmasını
da ıstıyor 18 ocakta Beyaz Saray1
da gerçekleşecek Bush-Ozal go-
ruşmesının bu yonde bır Amerı-
kan arayışına sahne olabıleceğı
guvenılır kaynaklarca dıle getırı-
lıyor
Ancak Turkıye'nın bu konuda-
Sosyal
(Baştarafı 1. Sayfada)
kamu hukuku statusune yaklaştınl-
mış olduğuna ışaret ettı Ancak
Anayasa Mahkemesı'nın ongör-
duğu esaslara bu duzenleme sıra-
sında da tam uyulduğunu soyle-
menın söz konusu olmadığını be-
lırterek çeşıtlı tartışma konulann-
dan örnekler verdı
"KİT'lerde genel idare esasları-
na gore yunıtulmeyen hizmetler
hangi olçutlere gore beiırlenecek-
tır? Değerlendırme olanağına sa-
hip değilız. Ancak şurası kesindır
ki bu kararnameye gore çalıştın-
lacak olan ve sayılan oldukça ka-
bank olacağı anlaşılan sozleşme-
li personel, KİT personelmin esa-
sını teşkıl edecektir. Başka bır de-
yişle sozleşmelı personel, personel
rejımınde ıstısna değıi, asıl olacak-
ür. Bunun sonucu olarak KİT'ler-
de, anayasada ışçıler ıçın ongorul-
muş birçok haktan bn gibı çalı-
şanlar yararlanamayacaktır. Bu
haklann başında »endıkalaşma ve
toplu pazaıiık haklan geldığı kuş-
kusuzdur.
Halbuki Anayasa Mahkemesi
karannda (savfa 50) açıkca, 'De>-
let, genel ıdare esasları dışındaki
hizmetlerde birer çahştıran konu-
munda bulunan ktT'lerdekı soz-
leşmelı personelin hukuksal stalu-
sunu belirlemek ve ıstıhdam gu-
vencesinı sağlamak ıçın yapılacak
ıdari sozleşmelere esas olmak uze-
re; anayasanın 128. maddesınde
memnr ya da dığer kamu gorevü-
lerine, 49-55. maddelerde ışçılere
ilişkin guvencelenn benzerlennı
KIT'lerin taızmel ozelliklenne uy-
gnn ogeler ıçeren bir çerçeve yasa
ile kurallara bağlamak
zonındadır' denilmiştir. Elimızde-
ki laslakla vukandaki esaslara
ozen gostenldıği soylenemez. Oyle
anlaşüıyor ki kİT'lenn raeraur sa-
>ılan ust kademe yonelıcileri dı-
şında kalan çok sayıda personelı
anayasadaki memurlara veya işçı-
lere lanınan haklardan yararlana-
mayan bir zumreyı oluşturacak-
dr."
Doç. Savaş Taşkent, anayasanın
153. maddesırun, Anayasa Mah-
kemesi kararlarına uvma konu-
sunda yasama, >urutme ve yargı-
yı, ıdarı makamları, gerçek ve tu
zel kışılerı bağladığını anımsattı
Bakanlar Kurulu'nun sözleşmelı-
lere ılışkın yenı yasal duzenleme-
de Anayasa Mahkemesı'nın goruş
ve ılkelerıne uvmakla bağlı oldu
ğunu belırterek ozetle şoyle dedı
"Oysa, KİT personelinin hu-
kuksal statusunun yenıden duzen-
lenraesi amacıyla hazırlanan yenı
kanun hukmunde kararnamcde
bu yolda davranıldığı sovlenemez.
Ammsanacağı gibı bu konuda
ortaya çıkan en buyuk sorun as-
lında bir ış (hizmel) sozleşmesı ıle
çahş&klan ıçın ışçı nıtelığınde olan
yuzbınlerce kişinın u>gulamada
sozleşmeli personel statusunde ca-
lışunlmalanndan kaynaklanıyor-
du. Anayasa Mahkemesi de iptal
karannda kesın bır biçunde: '...Aj-
nı işte sozleşmelı statuye geçirile-
rek işçılere anayasaca tanınan
haklan kaldırmaya yonelık uygu-
lamalar anayasaya açıkça aykın
duşer' demiştir. Buna karşın >enı
kararname bu konuda herhangı
bir çözum gelirmiş degildir. Tam
tersine, karamamenin "Kapsam"
başlığını taşıyan 1. maddesi, bu-
nun Kamu İktisadi Teşebbuslen
ile bağlı ortaklıklannda çalışan
personel hakkında uygulanacagı-
nı belırtmekte ve bugunku yanlış
u>gulama>a hukuksal kılıf hazır-
lamış olmaktadır. Oldukça kap-
samlı hukumler içeren karamame
ile esasen sınıriı ve ozel durumlar-
da çalıştınlabılecek olan "sozleş-
meli personel"ın hukuksal slalu-
sunun duzenlenmesimn amaç-
landığı da soylenemez."
Alman
(Baştarafı 1. Sayfada)
dislan toprakları. yaşasın
ozgurluk" dıye yazdığı savıyla Sı-
ırt'te gozaltına alındıktan sonra
getinldığı Bırecık Aslıye Ceza
Mahkemesi'nce tutuklanan ve Dı-
yarbakır De\let Gjvenlık Mahke-
mesı'ne se\k edılen Fransa'nın
Sorbonne Unıversıtesı öğretım
uyesı Federal Alman sosyolog
Hella Schlumberger hakkında
Türl Ceza Yasası'nın 142/3
maddesıne muhaJefetten dava
açıldı DGMSavcısıTankKale'-
run haarladığı ıddıanamede, "Sa-
rugiB milli duygolan yok etmek ve
zayıflatmak için propaganda
vanmğı" bıldırildı
kı resmı tutumu bellı "Şu veya bu
şekildeki hiçbir metin" Turkıye
açısından kabul edılebılır değıl
Bu durum, yonetımın sadece "Ge-
lirse veto ederiz" de\ıp bır kenar-
da beklemesım değıl, a>nı zaman-
da SEİA'da ongorulduğu uzere
aktıf olarak Turkı\e alevhtan bu
faalıyetle mucadele etmesını ge-
rektırıyor. Yonetımın bu vondekı
performansında boşluklar olduğu
ıçın Turkıye "geçıcı onlem paketı"
ıle ABD'nın bazı faalıyetlerını as-
kıya alarak, Ermeni konusu ıle
SEIA'yı ırtıbatladı Bu durum do-
layısıyla, >enı Ermeni karar tasa-
nsı ıle SEIA fiılen aynı dosya ıçın-
de ele ahnacağı ıçın Beyaz Saray1
dakı yemek çok onem taşıyor
ABD yonetımı bır ara Ermeni
karar tasansı konusunda Cum-
hurbaşkanı Ozai gelmeden once
bır açıklama yapmayı duşundu
Ancak yonetımın Ozal ıle goruş-
tukten sonra bır açıklama yapma-
sı, Ermeni cemaatınce ABD yone-
tımının Turkıye'nın baskısı karşı-
sında genledığı şeklınde algılana-
caktı Fakat bundan da vazgeçıl-
dı
Çunku Cumhurbaşkanı Özal1
ın VV'ashıngton'a nasıl bır mesajla
geleceğı bılınmıyordu Gerçı Cum-
hurbaşkanı geçen yıl başbakanken
Bush'a >azdığı bır mektupla bu
konudakı goruşlerıru kayda geçır-
dı ve Cumhurbaşkanı'run bu mek-
tupta dıle getırdığı kaygılarla res-
mı Turk tutumu arasında bır ton
farkı yok Ancak dığer yandan da
ABD yönetımının, bazı anaiızlerı
var. Cumhurbaşkanı Ozal'ın Er-
meni konusunda "yatışüncı" nı-
telık tasıyan bazı demeçlerı ma-
lumları Bu bakımdan Cumhur-
başkanı Turgut Ozal'ın Beyaz Sa-
ray'dakı yemekte vereceğı mesaj-
lar Ermeni karar tasarısının onu-
muzdekı gunlerde gıreceğı yorun-
geyı bır olçude etkıleyebılecek
Bush'un vemeğınde Bevaz Saray
Kurmay Başkanı John Sununu da
bulunacak Sununu geçen aylar-
da Ermeni karar tasansı konusun-
da doğrudan devrede olan en ust
duzey yonetım mensubuydu Ka-
rar tasarısının hazırlayıcısı Sena-
tor Dole. Beyaz Saray ve Ermeni
lobısı uçgenındekı muzakerelerı
Sununu göturdu Turkıye bu top-
lantıların muhatabı olmadı \e
temsıl edılmedı Turkıye dışında
oluşan "uzlası" arayışlan daha zı-
yade Ermeni lobısı ıle yonetım
arasındaydı Ancak bu arayışlar
"soykınm" sozcuğu uzerınde tı-
kandı kaldı Ermenıler hıçbır şe-
kılde bu sozcukten yonetıme ta\ız
vermıyor Bu bakımdan yonetım
şımdı Ermeni lobısını "daha ılımlı
bir rutura bemmsemeye" zorluyor
Beyaz Saray'dakı yemekte Sunu-
nu bu temasları hakkında bılgı ve-
recek
Sabri Dino
(Baştarafı 1. Sayfada)
ra göıc b»rcM 3 mihar 183 milyon
337 bin liraydı. Aktıf durumu ise
2 railyar 596 miljon 954. Buna
gore, gerçek borcu 600 milyon li-
raydı. Yani borcun yuzde 85'inı
de mal varlığı varşılıyordu. Kon-
kordato ilan edıldikten sonra hiç-
bir haciz işlemı vapılmadı. Piva-
sadan hiçbir çek ya da senetimiz
geri donmedi. Malı durum gun
geçtikçe duzelıvor, bizim ucretler
de duzenli olarak odenıyordu"
dedı Olgun, Dıno'nun konkon-
dato talebıne 100 fırmadan
72'sının olumlu yanıt verdığıra be-
lırterek, "Fakat Sabri Bey durnst
ve sporcD kişiliginden dolayı kon-
kordatoyu kendısıne >edıremıyor-
du. Bu nedenle hiçbir topluluga
girmivordu. Uurust ve
disiplinliydi" dedı
Sabri Dıno ıle yakınlığı bıhnen
bır arkadaşı, Dıno'nun resmı
borçlarından ote pıyasadan çok
mıktarda faızle para aldığını ve
bunları ödeyemedığı ıçın tefecıle-
nn baskısıyla karşılaştığını belır-
terek, ıntıharına bu gelışmelerın
neden olabılceğını sovledı
Dıno'nun vakın arkadaşı
BJK'h eskı tutbolcu Kaya Kosle-
pen, arkadaşının çok durust bır
kışılığe sahıp olduğunu belırtır-
ken, "Sabn son zamanlarda ışle-
rinın iyı gitmedıgını ve ihraç etti-
ği her gomlekten 15 DM zarar et-
tigıni soyluyordu" dıye konuştu
Beşıktaş Kulubu Başkanı Suley-
man Seba, Sabrı'vı, Hakkı Ye-
ten'ın baskanlığında elınden tu-
tarak kulube getırdığını belırte-
rek, "Çok uzuntuluyum. Son
gunlerde ışlennin ıyi gitmedıgını
ve bu yuzden huzursuz olduğunu
soyluyordu" dedı
Başbakan Yıldınm Akbulut,
yayımladığı bır mesajla spor ca-
mıasına başsağlığı dıledı
Çukurcalı
(Baştanfı 1. Sayfada) surulerı-
nı gerıye sadece yol parası bula-
mayanlann kalması nedenıyle sa-
tamadıklannı, bu yuzden Istan-
bul da parasız kaldıklarını da be-
lırten Olmezkr. ış aramaya ba>-
ladıklarıru, ancak çıftçılıkten bas-
ka bır ış bılmemelerının ış bulma-
lannı zorlaşürdığmı anlattılar
Irak'a mal goturen bır TIR su-
rucusuyle gerı donuşunde kendı-
lennı de Istanbul'agetırmelen ıçın
anlaşan Olmez aılesı, Sultanbev
lı'de Sıırtlı bır muteahhıte an ta-
mamlanmamış konutlara yerleş-
tıler Taksıtle evlerının soba, fı-
rın gıbı gereksınımlerını karşıla-
\an Olmez aılesınden 75 kişinın
arasında çocuklar ve yaşlılar da
bulunuyor Eşı Istanbul'a geldık
lenrun dörduncu gununde doğum
\apan Emin Olmez, sağlıksız ko-
şullarda yaşamalan nedenıyle ço-
cukların hastalandığını söyledı
80 hanelı Andaç Kövu'nde.
goçlerden sonra aralarında kendı
anne ve babaJannın da bulundu-
ğu 15 hanenın kaldığını bıldıren
Olmezler, Istanbul'da 1} bulup pa-
ra bırıktırdıkten sonra yakııılan-
nı da yanlarına almayı amaçlıyor-
lar
(Baştarafı 1. Sayfada)
ağırlıklı konuları arasında yer al-
ması beklenıyor
Başkan Bush ıle perşembe gu-
nu vapacağı goruşmede, Ozal'-
dan, KKTC Cumhurbaskanı Ra-
uf Denktaş uzerınde "ikna gucu-
nu kullanmasf'nın ıstenmesı ola-
sılığı uzennde duruluyor BM Ge-
nel Sekreten ıle gelecek pazartesı
gerçekleşecek goruşmede ıse da-
ha çok hazırandan bu yana kopuk
olan toplumlararası goruşmelenn
geleceğı konusunda göruş alışve-
rışınde bulunulacağı belırtılıyor
Cumhurbaşkanı Ozal'ın, Baş-
kan Bush ıle yapacağı goruşme-
de Turk-Amenkan ıhşkılennı teh-
dıt eden "Ermeni tasansı" ve
"ikili iiişkilere yabana" dığer ko-
nuları da gundeme getıreceğı kay-
dedılıyor
Ozal'ın bu çerçevede, "ABD
yoneıiminin taahhulleri yonunde
gereken ağırlığını koymaması du-
rumunda Turk-Amerikan ılışkile-
rinin onanlmaz yaralar alabılece-
gi" mesajını vermesı beklenıyor
Öte yandan, Cumhurbaşkanı
ozal'ın ABD'dekı resmı temasla-
rında gundeme geleceğı belırtılen
konular, dun Çankaya Köşkü'nde
yapüan bır toplantıda değerlendı-
nldı Toplantıya katılan Başba-
kan Yıldırım Akbulut, Dışışlerı
Bakanı Mesut Yılmaz ıle Dışışle-
rı Bakanlığı Musteşarı Buyukelçı
Tugay Ozçeri, Özal'a bu koııular-
da bılgı verdıler
Dışışlerı çevrelennden edınılen
bılgıye göre ağırlıklı olarak goru-
şulen konular arasında Kıbns ıle
ılgalı son gelışmeler de ver aldı
Bu çerçevede BM Genel Sekre-
terı Perez de Cuellar'ın adadakı
ıkı hdere şubatta New York'ta bu-
luşmaları ıçın cuma gunu yaptığı
"maraton goruşmelere" baslama
çağrısı da değerlendırıldı
Gazetecılerm konuyla ılgılı so-
rularını yanıtlayan Dışışlerı Söz-
cusu, Mural Sungar, "Söz konu-
su çagn gerek larıhı. gerekse ıçe-
riği ve yapılma şekli konusunda
KKTC ile herhangi bir ıstişarede
bulunulmadan yapılmıştır. Keyfi-
yet KKTC'de degerlendirilmekte-
dir" demekle yetındı
Dışışlerı çevrelerı ıse bu son ge-
lışmeler hakkında bıldırdıklerı ve
Çankaya'da dun yapılan değer-
lendırme toplantısında da gunde-
me geldığı tahmın edılen şu goruş-
lerı dıle getırdıler.
— Genel sekreterın onerdığı
"Camp David" benzerı maraton
gorüşmeler, Kıbns Rum tarafımn
arzuladığı duzene yakın Amaçla-
nan, taraflar New York'ta bulu-
şurlarken Guvenlık Konseyı uye-
lerının dıvanda bulunmaları ve
gerektığı takdırde mudahale etme-
lendır Oysa Kjbns Turk tarafı ıkı
taraf arasında doğrudan muzake-
reler ıstıyor Şubatta Nevv York'ta
buluşmayı daha Once ılke olarak
kabul eden Denktaş, toplumlara-
rası goruşmelenn burada saptana-
cak ilkeler ışığında Lefkoşa'da
surmesını ıstıyor. Arkasına
ABD'yı almış gıbı görunen Rum
tarafı ıse bundan kaçıyor
— Şımdılık ortaya çıkan esas
soru, Denktaş'ın genel sekretenn
bu son çağnsını kabul edıp etme-
veceğıdır Washıngton, Kjbns Ko-
ordınatoru Nelson Ledsky kana-
lıyla, katılmadığı takdırde uzlaş-
maz taraf olarak ılan edıleceğı sın-
yalıru verdı Ote yandan Denktaş,
çağnya uyup katılırsa bu kez bas-
kılara bovun eğmış gıbı gorune-
cek Fakat katılırsa en azından,
goruşmelerın seynne gore masa
dan kalkma opsıyonu olacak
Çağrıyı reddetmış olmayacak
— Ankara'nın Denktaş uzenn-
dekj ıkna gucu şu anda kısıtlı Nı-
san ayında KKTC Meclısı seçım-
lerının, hazıranda da cumhurbaş-
kanlığı seçımlerının yapılacak ol-
ması, Denktaş'ı statukonun
aleyhlerıne bozulmasından endı-
şe duyan Kıbnslı Turk kamuoyu-
na karşı duyarlı kıhyor
Mezar ııakli
(Baştarafı 1. Sayfada)
1988'de açtığı ıptal davasında da-
va gunu bellı oldu 10 Daıre 1,5
yılı aşkın bır suredır ele almadığı
başvuruyu ılk olarak 20 Şubat
1990 salı gunu saat 10 00'da gö-
ruşmeye karar verdı Hafize özal
;
ın Suleymanıye Camısı bahçesın-
dekı Nakşıbendı tankatı yönetıcı-
lennın yanına gomulmesıne ola-
nak tanıyan Bakanlar Kurulu ka-
rarırun ıptalını içeren davanın, 20
şubattakı ılk duruşmasında taraf-
lar sozlu ıddıa ve savunmalarını
yapacaklar Daha once Çakır ve
Başbakanlık, yazılı göruşlerını
Danıştay'a geçmışlerdı
Bu arada aynı konuda İstanbul-
lu bır yurttaşın açüğı ıptal dava-
sının ıse Danıştay 10 Daıresı'nce
belge eksıklığı nedenıyle reddedıl-
dığı oğrenıldı
ANAP'ta
(Baştarafı 1. Sayfada)
tevecek
Bu arada, dunku ANAP Baş-
kanlık Dıvanı toplantısında ele
aJınan ve yann TBMM Adalet
Komısyonu'nda goruşulecek olan
"nereden buldun" yasa onerısı-
nın, olumlu ve olumsuz yonlenyle
değerlendırılerek "çok dikkatlı
olunması" gerektığı goruşune va-
rıldı ANKA'nın haberıne gore
soz konusu yasa onerısıne yone-
lık göruşlerını bıldıren başkanlık
dıvanı uyelerı, onerımn yasalaş-
ması halınde "Acaba beraberin-
de başka olumsuzluklar gundeme
getınr mi?" şeklınde tereddutle-
rını dıle getırdıler Başbakan Yıl-
dırım Akbulut da konunun emne
boyuna göruşulmesı gerektığını
belırttı Akbulut, "nereden
buldun" yasasıyla ılgılı göruşlerı-
nı bugünku grup toplantısında
açıklayacağıru ıfade ederek "Gnı-
bun çogunlugu ne ısüvorsa o olur.
Çogunluk ne derse onu yapalım.
Vebalı muşterek yuklenelım" bı-
çımmde konuştu
(Baştarafı 1. Sayfada)
calı, emekhlığe sevk edılmesı ne-
demyle bır basın açıklaması yapa-
rak, yaş kucultme kararı uyarın-
ca 1992'de emekhlığe sevk edılme-
sı gerektığını anımsattı ve "65 ya-
şımı doldurdugum esası ile emek-
liliğe sevkımin nasıl mumkun ola-
cağını merak etmekteyim ve bu-
nun gerçekten ıçinden çıkama-
maklayıın" dedı Kırcalı, Başba-
kanlığı, bu ışlemınden oturu hem
usul hem de esas bakımından ha-
talı ışlem yapmakla da sudadı
20 Aralık 1988'de seçıldığı Da-
nıştay Başkanlığı görevınde 392
gun kalan Kırcalı'nın yerıne Da-
nıştay Genel Kurulu'nda 15 gun
ıçınde seçım yapılacak Seçıme ka-
dar Danıştay Başkanlığı'na, Da-
nıştay Idarı Dava Daırelen Genel-
Kurulu Başkanı ve Danıştay Ba>-
kanvekılı Şafak Sancar vekâlet
edecek
Akbulul'un "olur"unu taşı-
yan ve Kırcalı'nın 16 Ocak
1990'dan geçerlı olmak uzere
emekhlığe sev k edılmesını içeren
kararın, 12 Ocak 1990 cuma gu-
nu akşam Kırcah'ya "kışiye ozel"
olarak teblığ edıldığı bıldırildı
Emeklı Sandığı Kanunu'nun 105
maddesi uyannca Kırcalı'nın 1955
yılında mahkeme kararı ıle vapı-
lan yaş duzeltme ışlemının kabul
edılemeyeceğı behnılen bu yaada,
doğum tarıhı 16 Ocak 1925 ola-
rak kabul edılen Kırcalı'nın 16
Ocak 1990'da 65 yasını doldurdu-
ğu kaydedılerek, emekhlığe sevk
edılmesı ıstendı
TBMM Adalet Komısyonu'nda
kabul edılen ve Danıştay ıle Idarı
Yargılama Usul Yasalan'nda hu-
kukçuların sert tepkılerıne yol
açan onemlı değışıklıkler vapan
yasa tasarılanna bugune kadar
herhangı bır tepkı gostermeyen,
bu konuda basırun göruşme ıs-
temlennı de gerı çevıren Kırcalı,
emekhlığe sevk edılmesı uzenne
bu suskunluğunu bozdu Kırcalı,
"sayın basına" başlığı ıle hazır-
ladığı ıkı sayfalık açıklamasında,
"Bu yıl ağustos ayında elime ge-
çen birtakım belgelerle bundan 35
yıl once açmış oldugum yaş tas-
hihi davası sonucu 1955 yılında
venlen karann dogruluğu belge-
lerle de kanıtlanmış oldu ve bov-
lece gerçek yaşım 1927 olarak tes-
pit edildi ve Danıştay kararlann-
da belirtılen emeklılık ışlemlenn-
de dıkkale aiınması mumkun ha-
le geldi. Bu konuda Aksihar 1.
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 20
Kasım 1989 tarih ve 1989/470-434
sajılı çok genış olarak yazılmış bir
karan vardır. Bu karara gore de
ilk mahkeme karanndan sonra as-
lı ve tashihli olarak bildirilen nu-
fus kayıtlanm doğrudan, gerçek
dogum tanhım olan ve mahkeme-
ce tespit edılmiş bulunan 1927 ta-
rihlı olarak çıkanlmaktadır. Ya-
nı boylece hatalı oldugu anlaşılan
1925 (1341) doğum tarihim orta-
dan kalkmıştır" dedı
Başbakan Yıldırım Akbulut,
dun ANAP Başkanlık Dıvam top-
lantısından çıkarken gazetecılenn
Danıştay Başkanı Kırcah'mn gö-
revden aiınması konusundakı so-
rusuna şu yamtı verdı
"Danıştay Basfcanımıza şımdi-
ye kadar vermış oidugu gorevler-
den dolayı ve yaptığı hızmetlerden
dolayı teşekkur edıyorum. Elbet-
te Turkiye'nin yetıştırmiş olduğu
kıymetlı insanlanmızdan biridir.
Kendisine bundan sonrakı haya-
tında sağlık mutluluk diliyorum.
Ancak vaptığımız ışlemde usul-
suzluk olduğunu da kabul etmi-
yorum."
NE NEDİR?/
CAMP DA VİD
Maraton
görüşmeler
Dış Haberier Servisi —
Kıbns'a ıhşkin tartışmalarda
dıle getınlen "Camp
David" kavramı, dıplomatık
termınolojıde "uzan suren
maraton göraşmeterie
•nlaşmaya varmmk"
anlamında kullanılıyor Bu
kavram 1978'de
Amerika'dakı Camp David
üssünde, Mısır ve îsraıl
arasında uzun suren
görüşmeler sonucunda
anlaşmaya varılması
sırasında ortaya çıktı
ABD'nın o dönerndekı
Başkanı Jimmy Carter'ın
oluşturduğu plan
çerçevesmde Mıstr Devlet
Başkanı Enver Sedat ve
tsrail Başbakanı Menahem
Begın ABD'de Başkan -
Carter'ın da hanr
bulunduğu bır oturumda
barış anlaşmasma
varmışlardı 1967 Ortadoğu
savaşından »onra ılışkılerın
çıkmaza gırdığı bır ortamda,
taraflann bır araya
getırilerek sonuca varana
kadar goruşmelenn
sürdürülmesı yöntemıyle
sağlanan "Camp David
Aatlaşması'', daha sonra bu
tûr görüşmeler ıçın sernbohk
bır kavram haline geldı
Cuellar'ın Denktaş ve
Vasıhu'yu Nevv York'ta bır
araya getmp kesın sonuc
sağlanana kadar
goruşmelenn surdurülmesmi
istemesı, dıplomatık
çevTelerde Camp David
Antiasması'nı çağnştırıyor
Denktaş
(Baştarafı 1. Sayfada)
rı surerken, Denktaş, dun sert bır
açıklama yaparak Cuellar'ın be-
hrledığı tarıhı kabul etmeyeceğı-
nı söyledı
Denktaş, akşam, Kıbns Turk
Tıcaret Odası yonetım kurulu
uyelerıru kabulu sırasında yaptı-
ğı konuşmada, BM Genel Sekre-
ten'nın Turk tarafına danışma-
dan gönişme gunu, saatı ve yön-
temı belırledığını ve bunun kabul
edurnesı ıçın ABD tarafından bas-
kı yapıldığmı hatırlatarak bu teh-
dıtlerın kabul edılemeyeceğını,
Kıbns Turk halkımn prestıjını
kımsenın çığneyemeyeceğını kay-
dettı Denktaş, şöyle konuştu
"Gonışmelere gehneyecefiz de-
miyonız. Sayın Vasiliu, madem ki
niyet deklarasyonunu masada go-
ruşmeyı kabul etmiştir, tabıatıy-
la gonışeceğız. Bize danışmadan
tarih belırlemeyin dedık. Bizi, ce-
zaevıne çağınr gıbi, 10-15 gun go-
ruşme yapmaya çağırmayın de-
dik... Gerektiği kadar goruşuruz
dedik, ancak 2 saat sonra, genel
sekretenn davetinı aldık.
12 şubat tanhı ölmuşlur. Çun-
ku, bıze rağmen ve metazori bir
şekilde ortaya aülmışur. Bıze, eşit
şartlarda soracaklardır. Bizden
cevap alınacaktır. değeriendırile-
cektir. Her uç larafa uygun bir
gun seçileceknr. (Falan tarihte
gel, goruş demek olmaz). Ben, ge-
nel sekreterin memuru degilim..."
BM Sekretaryası yetkılılerı de Pe-
rez de Cuellar'ın çağnsını Kıbrıs
sorunundakı tıkanıklığı gıderme-
nın "en ıyi yolu" olarak mteledı-
ler Perez de Cuellar'ın, Kıbns gö-
ruşmelerınde "söz konusu zorluk-
lann en iyi çozumunun iki liderin
bir an once goruşmesi olacağı"
kanısına vardığı ve tarih saptaya-
rak taraflara onermeye karar ver-
dığı sekretarya yetkıhlerınce kay-
dedıldı
Bu arada Perez de Cuellar'ın
anı davetı şöyle gelıştı Genel Sek-
reter hafta başında Kıbns goruş-
melen ıçın mevcut zorluklann çö-
zumunun ıkı lıdenn bır an önce
bır araya gelmesınde yattığı kara-
nna vardı Cuma gunü yardımcı-
larıyla bır araya gelen Genel Sek-
reter, şubat ayı takvımı uzennde
kendısı ıçın en elvenşlı tanhın 12
subat olacağına karar verdı
Genel Sekreterlık gorevlılerı,
Perez de Cuellar'ın şubat cunde-
mının çok yoğun olduğunu, bu
nedenle 12 şubattan başka bır se-
çeneğı bulunmadığını one surdu
ler Perez de Cuellar'ın anı çağrı-
sı ıle Cumhurbaşkanı Ozal'ın haf-
ta ıçınde ABD'ye yapacağı zıyare-
tın bır ılgısı bulunmadığını belır-
ten bu yetkılıler, "Bu, tumuyle
rastlantıdır" dedıler
Perez de Cuellar cuma gunu ta-
rıhı saptadıktan sonra hazırlanan
mektuplara kesın tarih eklendı
CUNEYT ARCAYUREK yaayn
Ver-AI Politikası
ANKARA — Koşk'tekı yenı yıl
resepsıyonlarının ûçüncu gece-
sı YOK Backanı Ihsan Doğrama-
cı, TD ıle SO'yü ıkı yanına alıyor
bır koşeye çekıyor Olayı karşıdan
ızleyenlere gore, uçu arasında
"hararetlı bır konuşma" geçıyor
Bır ara SO'nun davranışlarıyla
Doğramacı'nın anlattıklanna tep-
kı gösterdığı gozlenıyor TÖ ıle
SO, bır sure sonra konuklann ya-
nına dönuyor
Sonrakı gün, TÖ'nun ABD ge-
zı programına bırden bır ek ya-
pılıyor BM Genel Sekreten de
Cuellar ıle göruşeceğı bıldırılıyor
Dışışlerı kondorları öğrenıyor kı
SO'ye verılecek madalya törenı
ıçerık değıştırmış UNICEF Ge-
nel Sekreten yerıne ev sahıphğını
bırden BM Genel Sekreten ust-
lenmış Arabulucu UNICEF'le-
doğrudan ılıntısı olan Doğrama-
cı
De Cuellar ıle TÖ'nun buluşa-
cağından Dışışlerı'nın haberı da-
ha sonra oluyor Tam bır buruk-
luk yaşanır, Dışışlerı'nın yukarı-
d^n bır kez daha dışlandığı tar-
tışılırken, BM Genel Sekreten
atağa kalkıyor Bugune kadar
KKTC'nın one surdüğü ana ılke-
len bır yana atan, unlu Camp Da-
vid buluşmasını andıran Denktaş
ıle Vasılıu arasında on beş gün-
lük maraton bır goruşme onerı-
yor BM Genel Sekreten, ABD
destekh dayatmalı önerıyı
KKTC'nın Nevv York'takı temsıl-
cısıne bıldırmekle yetınıyor
Ne Ankara'nın ne de Lefkoşa
1
nın haberı yok Fakat dıkkatler
bırden TO'nün ABD gezısıne dö-
nuyor son gınşımlerle bu gezı
arasında kopruler kuruluyor
Dün sabah Dışışlerı, de Cuel-
lar'ın baskın nıtelığındekı onerı-
sını ancak bır gun sonra resmen
oğrendığını yınelıyordu De Cu-
ellar'ın Kıbrıs temsılcısının ıkı lı-
der arasındakı gorüşmenın za-
man ve zemınını saptayacak ca-
lışmalar yaptığı sırada, bırden or-
taya çıkan maraton goruşme
çağnsına anlam vermeye uğra-
şıyordu
Dışışlerı Bakanlığı, gezıden
once yapılan çağrının Kıbrıs Ko-
ordınatoru Nelson Ledsky'nın
—ABD'nın— baskısıyla sağlan-
dığına ınanıyordu Geçen yıl ay-
nı de Cuellar, Vasılıu ıle gorüşe-
rek benzerı bır çağrı yeıpmıştı
BM Genel Sekreten, ABD dayat-
masıyla Denktaş'ı bır yerde
"adam yenne koymadığını' ser-
gılıyordu
Dün sabah ABD elçısı 'TO ge-
zısını görüşmek uzere' Dışışlerı
Bakanlığı'na geldığınde, Ledsky
aracılığıyla ABD'nın —Ingıltere-
nın katkısıyla— tezgâhladığı
oyunun ıçerığını Turkıye nın algı-
ladığı kendısıne anlatıldı Kıbrıs
Turklerını ıkıncı sınıf vatandaşol-
maya ıtecek anlayışı Denktaş'ın
kabul etmesı, Camp David bıçı-
mı bır çozum yolunu benımse-
mesı olanağı gorulmuyordu An-
kara, Denktaş'ın şubat ayı çağ-
nsını kabul etmeyeceğını duşü-
nüyordu Turkıye'nın, Denktaş
uzerınde bır baskı yapması da
söz konusu olamazdı
Bır haftadır kımı belırtıler uze-
rınde duruyorduk ABD'nın TO
1
yu "Kıbrıs'ta odüne" zorlayaca-
ğını gösteren ışaretler vardı Ver
ödunu, al AT desteğını ya da
benzerı bır ısteğın karşılığını dı-
yebılırdı ABD TÖ ıse, zaferle
donmeye hazırlanıyordu Bush
1
la yapacağı goruşmede Ermeni
tasarısını engelleyebılırse, gezı
amacına ulaşmış olacaktı
Tam bu sırada ABD, Nelson
Ledsky marıfetıyle, BM Genel
Sekreterı'nı kullanarak atağa
kalktı Dışışlerı, bu nedenle 18
ocakta yapılacak Bush-TO gorüş-
mesıne yenıden eğılme zorunlu-
luğunu duydu ABD'nın bır baş-
ka noktaya varması olasılığı var-
dı Bush TO'ye, "Ermeni tasarı-
sına karşılık Kıbrıs'ta ödun" for-
mulü sunulabılırdı
Abramowıtz, dun habersız gö-
runmeye çalışıyordu, ama Nel-
son Ledsky, eğer çağrı kabul
edılmezse, 'Turk-Amerıkan ılışkı-
lerının olumsuz yönde etkılene-
ceğını" soylemıştı Oysa Kıbrıs
sorunu "bır düzeye gelmıştı", bu
aşamada gerıye adım atacak ka-
rarlar ya da olumlu yaklaşımlar,
sadece Turkıye'de değıl, Kıbrıs
Turklerınde de sert tepkılerın
doğmasına yol açacaktı Daha
önemlısı, Kıbrıs sorununu hıç
kımse dıledığı gıbı, hele ABD
yanlısı polıtıkalarlaçözecek güç-
te değıldı Hele yuzde 20 desteklı
TO7
Olanaksızdı
Dışışlerı dun, yenı gelışmeyı
ınceledıkten sonra Denktaş'ı
bağlamayacak bır kısa açıkla-
maylayetınmeyı uygun goruyor-
du Oğleden sonra ABD yolcusu
TÖ'nun once ekonomık brıfıng
alacağı. sonra Dışışlerı Bakanı
Yılmaz'la bır araya geleceğı bıl-
dırildı Fakat bu program son ge-
lışmeden once hazırlanmıştı Ne
var kı son gelışme, dünku toplan-
tının nırengı noktası olacaktı
Devlettekı bırbırınden habersız
ıkı başlılık, tek elden yonetım bu-
tun öğelerıyle sergtlenıyordu De
Cuellar ıle göruşme Doğramacı
aracılığıyla sağlanıyor Hemen
arkasından ABD ve de Cuellar,
hem de gezı anfesınde, Kıbrıs
sorununu olağan mecrasından
çıkaracak gırışımde bulunuyor
Içerıdekı 'şeklen" ıkı başlılık-
tan dışarının yararlandığını soy-
leyenlere rastlanıyor Madem kı
TO, "Turkıye benden sorulur" ız-
lenımını pekıştırerek ABD'ye gı-
dıyor Şımdı VVashıngton, hüku-
metı, Dışışlen'nı, Denktaş'ı, ka-
muoyunu bır yana atarak Kıbrıs
sorununu TO ıle kendı anlayışı-
na koşut çozüme zorluyor
De Cuellar bır başka tehdıt da-
ha savuruyor Şubat goruşmele-
rıne yanaşılmazsa. mart başında
sorunu Guvenlık Konseyı'ne ge-
tıreceğını duyuruyor Iç polıtıka
zaten çerçevesınden çıkmış Hu-
kümetı dışlayan yonetım, şımdı
ulusal sorunlardaödune zorlanı-
yor ABD Buyükelçısı sağda, sol-
da bugunku hukumetın 1992'ye
kadar gıdecegını soyluyormuş
Hatta TO ıle VValdheım arasında
kımı benzerlıkler kuruyormuş
VValdheım'ın dışarıda ıtıbarı yok-
muş, TÖ'nun varmış TO nün ıçe-
rıde ıtıbarı düşerken, VValdheım;
ınkı ulkesınde yuksekmış1
ABD gezısınde 'dışarıdakı ıtı-
bar" masaya yatırılıyor
TO, enınde sonunda gıreceğı
"ver-al" kıskacında
PENCERE(Baştarafı 2. Sayfada)
runluğu gundeme gırecektır
Korlemesıne uretımın, çılgınca tuketımın doğal kaynakları ala-
bıldığıne somürünun ve çevreyı yok etmenın bır sınırı olmak ge-
rekır Dunyanın super guçlerı gezegenımızı oylesıne hesapsız
ve plansız sömürüyorlar kı geleceğımızı karanlık gorenler gun-
den gune çoğalmaya başlamıştır Batı dunyasında yeşılcı akım-
ların guçlenmesı bır rastlantı değıl Uzayda açılan "Kara Delık"
uzenne varsayımlar bır yana, pıyasanın körgudusune bağlı ya-
rışın ınsanlığı nereye goturdüğu kaygılı bır soru ışaretıdır
Sorun kapıtalızm-sosyalızm çelışkısını de aşıyor, boyutları daha
buyuk
•
Falcılıktan yana değılım yıne de şuraya bır çentık atıyorum
Bu gıdışle serbest pıyasanın en hızlı savunucuları bıle gun ge-
lecek gezegenımızın üretımını ve tuketımını ınsan aklına ve sağ-
duyusuna gore planlamanın kaçınılmazlığını anlayacaklardır
Planlama fıkrı karı-kocanın yatak yaşamına kadar gırdığıne gö-
re ekonomıde nıçın dışlanıyor? Sorunun yanıtı dıkıne tıraşın ge-
rıhmınde tepkı yaratabılır, ama yanıtını aramakta yarar var
GÖZLEM
UGUR MUMCU
(Baştarafı 1. Sayfada)
1918 sayılı yasanın 27 maddesi de 1965 yılında değıştırılmıştı
1985 yılında ayrıca 1567 sayılı yasa değıştırılerek dovız ka-
çakçılığı suçlarına af getırılıyor, 1117 sayılı yasada yapılan de-
ğışıklıkle de sıgara kaçakçılarına af sağlanıyordu
Kaçakçılara sağlanan af nıtelığındekı bu değışıklıklerden son-
ra Pasaport Yasası'nda da değışıklıkler yapılıyor, sılah kaçak-
çısına, uyuşturucu madde kaçakçısına, dovız ve gumrük kaçak-
çısına pasaport alma haklan sağlanıyordu Bu "akçelı suç or-
gutlen"ne sağlanan kolaylıklar bununla da bıtmıyor, "fuhuş
tacırlen" ıle ılgılı pasaport yasaklan da kaldırılıyordu
Bır kısım ANAP mılletvekılı geç de olsa uyandı
1918 sayılı "Kaçakçılığın Men ve Takıbıne Daır Kanun" eskı
Cumhurbaşkanı Evren tarafından TBMM'ye bır kez daha gö-
rüşulmek üzere gonderıldığınde TBMM korıdorlarında kımle-
rın dolaştıkları, kımlerın "kulıs" yaptıkları anlaşıldı
Gerı gönderılen yasa TBMM Adalet Komısyonu'ndan geçmış,
genel kurula sunulmuştur Sunulan metınde hukumetın "eko-
nomık suça ekonomık ceza" uygulaması bır yana bırakılmış ve
hayalı ıhracat suçları ıçın "beş yıldan on yıla kadar" ağır hapıs
öngorülmüştur
Yasa, TBMM Genel Kurulu'nda görüşulurken, Hasan Celal
Guzel ve arkadaşları, "hayalı ıhracat" suçları ıçın ağır hapıs ce-
zası öngoren Adalet Komısyonu raporu lehıne oy kullanacak-
lar
ANAP Mılletvekılı Gökhan Maraş ve arkadaşlarınca venlen
bır yasa onerısı nedenıyle de gurültu kopacaktır
ANAP'takı partı ıçı muhalefet lıderlerınden Hasan Celal Gü-
zel'ın de destekledığı "Nereden Buldun Yasası" hukumet yan-
lısı mılletvekıllerı ıle bır kısım ANAP mılletvekılını karşı karşıya
getırecek
Kamuoyunda "Nereden Buldun Yasası" olarak bıhnen yasa
önerısı, 12 Eylül donemınde çıkanlan "Kamu Gomvlılerı ıle Ilgılı
MalBıldırme Kanunu"nun genel ılkelerını koruyor, bu yasayı da-
ha da ışler hale sokmayı amaçlıyor
Mal Bıldırımı Yasası "haksız mal edınme"yı şöyle tanımlıyof
— Kanuna veya genel ahlaka uygun olarak sağlandığı ıspat
edılemeyen mallar veya ılgılının sosyal yasantısı bakımından ge-
lınyfe uygun olduğu kabul edılemeyecek harcamalar şeklınde or-
taya çıkan arbşlar, bu kanunun uygulanmasmda haksız mal edın-
me sayılır
Maraş ve arkadaşlarınca getınlen yasa önensınde bu tanım
korunuyor Yasa kapsamına "ıkıncı dereceye kadar (bu derece
dahıl) kan ve sıhn hısımlan" da alınıyor
Bugunku hukuk düzenınde gorev nedenıyle ve görev sıra-
sında suç ışleyen devlet memurları hakkında on soruşturma,
Osmanlı devtetınden kalan Memurın Muhakematı Yasası'na gö-
re yapılır
Soruşturmacılar ılgılı memurun bağlı bulunduğu kurumca be-
lırlenır Savcılar, doğrudan doğruya soruşturma açamazlar
Akçeiı suçlar ışleyen devlet memurları ıle ılgılı soruşturma yön-
temı 1609 sayılı yasa ıle belırlenmıştır Bu yasa, orneğın ruşvet
ıle ılgılı olaylarda soruşturma yapma gorevını savcılara verıyor
Savcılar, akçelı suç ışledığı ılerı sürulen memurlar hakkında
bu memurun çalıştığı kurumdan ızın almadan soruşturma aça-
mazlar
Bu "ızın koşulu" da bu gıbı suçlardakı soruşturmaları engel-
lıyor
Maraş ve arkadaşlarının yasa önensınde bu "ızın" koşulu da
kaldırıhyor Ayrıca, ruşvet olayını ıhbar edene ödül verılmesını
de öngöruyor
Hükümet, bu yasa onerısıne karşı çıktı Guzel ve yandaşları
ıle Akbulut arasındakı "ıkıncı düello" bu yasa önerısı nedenıy-
le çıkacak
ANAP mılletvekıllerını bekleyen bır önemlı sınav da eskı Mıl-
lı Savunma Bakanı Ercân Vuralhan'ın dokunulmazlık dosyası-
dır
Halep oradaysa arşın da buradadın
Bg dosya, Başbakanlıkça nıçın bekletılıyor
1
' ANAP mılletve-
kıllerı bu duruma nıçın hıç ses çıkartmıyor?
"Nereden Buldun Yasası" Ozal hükumetlerınce çıkanlan ve
hayalı ıhracatçılar ıle kaçakçıları koruyan yasalara o gunlerde
ses çıkarmayan ANAP mılletvekıllerının vıcdan azaplanndan mı
kaynaklanıyor?
Herhaldei
HESAPLAgMA
BURHANARPAD
(Baştarafı 2. Sayfada)
ruluyor Dostum Salah Bırsel'ın sözlerı yankılar bıraktı:
'Ah Beyoğlui Vah Beyoğlu'"
Içinden çıkılmaz bır kargaşa
1
Beyoğlu uzenne ve ozellıkle Istanbul uzenne kıtaplar yayım-
lanıyor Turkıye Turıng Kurumu'nun başı çektığı bu yayımlara bır
yenısı katıldı Rakım Zıyaoğlu'nun 'Yırmı Bırıncı Yuzyıla Yakla-
şırken Beyoğlu "
Bu başlığın altında şunlar yazılı (Kışılerıyle, bınalarıyla, anı-
larıyla, öykülerıyle)
Onsöz bölumunde de şu ılgınç sozler goze çarpıyor
"Beyoğlu, taşıdığı ünu yansıttığı karaktere bakıldığında ve özel-
lıkle 'Cadde-ı Kebır' bugünkü adıyla Istıklâl Caddesı, ıkıncı de-
recede de Meşrutıyet Caddesı bır açıkhava muzesıdır"
Yazar, gazetecı oğretmen ve kendı deyımıyle Istanbul şehır
ve beledıye tarıhçısı Rakım Zıyaoğlu'nun değerını ve kıtabın nı-
telığını okura ulaştırmanın en sağlam yolu, kımı bölümlerı kısa
kısa buraya aktarmak olur dıye düşündüm
Çevıklık ve nefes ısteyen ve orkestrasına caz denılen bu yenı
danslar gençlerı, yaşlıları oylesıne sarsmıştı kı cazın bulunma-
dığı yerde yenı çıkmış, kutuya konmuş, borusuz Deca marka,
Sahıbının Sesı gramofonlarla kolayca oynanıyordu Bu danslar
ve gramofonlar okullara, kuluplere ve kabarelere gırıyordu Te-
pebaşı'nda Unıon Françaıse'de Yuksek Kaldırımda, eskı Teutonya
Alman Kulubu'nde gazeteler, kurumlar, yanşlar duzenlıyorlardı.
Beyaz Rus Göçmenlerı Beyoğlu'nda
Savaşın sonlarına doğru 1917'de Rusya'da Bolşe\'ik ırrblalı kop-
muştu
Kerensky geçıcı hükümetı de Moskova'da altı aydan fazla yö-
netımde duramamış, Komünıst Partı ıktıdarı ele almıştı Beyaz
Rusların son dırencı sona ermış, Verangel ordularının asker, sı-
vıl artıkları son çarlıktan kalma soylu kışılen de geçıcı göçmen
olarak Istanbul a sığınmışlardı Bunlann bır bolumu Avrupa'ya,
bırazı Amerıka'ya gıtmış pek azı da Beyoğlu'nda oturmaya baş-
lamışlardı
Boylece Beyaz Rusların getırdıklerı bazı yenılıklerı, alışkan-
lıkları, mesleklen, hunerlerı Beyoğlu hayatına eklenmış oluyor-
du Ozellıkle pastacılık, çıçekçılık, Balalaykalı müzık ve eğlence
turlerı bu dönemde yayıldı Beyoğlu'na
Beyoğlu'nda bazı Rus şehırlerının adıyla pastaneler açıldı Pet-
rograd Moskova pastanelen Eskı Beyoğlu'nda değıl, ama Mos-
kovıt adıyla Bebek'te luks bır gece kulübü kendısınden sonra
açılacaklara ornek oldu Ozellıkle pastaneler, zarıf çıçekçı dük-
kânları ve muzıklı eğlence yerlerınde masalara çıçek satışları,
sahnedekı artıstlere çıçek gondermek o yıllardan başlamış, gü-
numuze gelmıştır
Beyoğlu ve Cadde-ı Kebır'ı bızım yaptığımızdan başka bır bı-
çımde, başka bır plan ve üslupla yazmak da mumkundür Bız
kendı bıçımımızle bır şeyler derlemeye, toparlamaya çâlıştık Yat-
nız çalışmalarımızda sakız gıbı çığnenmış değıl de bıraz unu-
tulmuş bıraz da kolay ele geçmeyecek adları, anılan, olayları
seçerek saptamayı yeğledık Bu davranış, araştırmamızın özel-
lığını oluşturmakta sanınz geleceğe de yarar sağlamaktadır Şu
kabahatı de taşıyoruz Istanbul oyle bır şehırdır kı pek çok sem-
tı, ozellıkle Beyoğlu, her defasında yenıden yazılsa daha önce
yazılmışlara yenı ekler bulunabılır
O yıllarda daha yetışkın ve kesesı elvenşlı, dansa meraklı kım-
seler Parmakkapı, Sıraselvıler gıbı yerierde açılmış ve kuçuk çap-
ta bufelerı de bulunan salonlara devam ederlerdı Bu salonların
en tanınmışı Madam Salah Salonu'ydu Oya denılen salon tam
amatordu En çok Rum, Musevı Ermeni, Levanten, tek tük de
Turk kızları buiunurdu
Muammer Karaca toplum oyuncusuydu Konuyu yaşayan ın-
sandan ve yaşanan hayattan, yanı olaylardan alırdı En genış
çapta bır psıkolog, bır sosyoloğa taş çıkarırcasına rolune sahıp
çıkardı
Istanbul yarım yüzyılda beş yuz bınden yedı milyon ınsana tır-
mandı Ne var kı bu nufus artışı, dunya kultür başkentlerındekı-
ne hıç benzemeyen bır duzensızlıkle gerçekleştı Istanbul yok
edıldı ve edılmekte Rakım Zıyaoğlu nun Beyoğlu kıtabı bu ba-
kımdan gerçekten bır basvuru kıtabı, kendı deyımıyle bır "Istanbul
rehberı "dır Istanbulseverlere duyurulur