Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Topraksız da üretim oluyor kullanılabiliyor. Bu katı karışıma, fidanlar dikiliyor ve besinle zenginleştirilmiş su, borulardan akarak, her bir fidana eşit miktarda yayılıyor. Seranın nem miktarı, hava oranı, ısı derecesi, gübreleme miktarı gibi ayrıntılar da bilgisayarlar aracılığıyla yapılıyor. Kurulum maliyeti, diğer sistemlere göre oldukça yüksek olsa da topraksız tarım uygulaması, sağlıklı ürünler yetiştirilmesi, çevre dostu olması gibi ayrıcalıkları nedeniyle, şimdilik üreticiden çok tüketicinin tercih nedeni gibi kullanımı genel olarak topraklı tarımdan yüzde 50 daha düşük. Topraksız tarım otomasyona uygun. Hemen hemen tüm işlemler otomatik sistemle yapılır. İlaçlama ihtiyacı düşüktür. Topraklı tarımda, aynı toprakta sürekli aynı bitkilerin üretilmesi zamanla toprak zararlılarına neden olur ve bunlarla savaşmak için de tarım ilacı kullanılır. Ama topraksız tarımda böylesi bir sorun olmadığı için ilaç kullanılmaz ve ürünler daha sağlıklı olur" dedi. Topraksız tarımda üretimin homojen bir yapıya sahip olduğunu ifade eden Güneş, "Topraklı tarımda bitkiler farklı toprak şartları nedeniyle birbirinden farklı beslenir. Şartlardan farklı etkilenebilir. Ama topraksız tarımda böyle bir durum söz konusu olmadığı için bitkiler aynı renk, şekil ve boyutta olur. Bitkinin ihtiyaç duyduğu besin maddeleri, tümüne ihtiyacı kadar verilir. Topraklı tarımda sıklıkla karşılaşılan potasyum ve kalsiyum eksikliği sonucu yumuşak meyve oluşumu, bu tarım şeklinde görülmez. Birim alanda bitki sıklığı fazladır, çevre dostudur ve erken üretim olanağı sağlanır. Üründe kanserojen nitrat birikimi olmaz. Ürünler, Erurepgap sertifikasına da uygun. Biz de geçtiğimiz günlerde bu sertifikayı aldık" diye konuştu. Sistemin bazı olumsuz yanları bulunduğunu da ifade eden Güneş, en önemli konunun bilgi ve deneyim olduğunu belirtti. Tesis yatırım maliyetinin yüksek olduğunu, ancak daha sonraki harcamaların düşük olduğunu vurgulayan Güneş, sistem bilgisayar donanımıyla işlediği için kesintisiz elektrik enerjisine de ihtiyaç duyulduğunu da ifade etti. Güneş, sıcak iklimlerde yatırım maliyetlerinin biraz daha düştüğünü de belirtti. Güneş, bu yıl 32 dekar olan önümüzdeki yıl 62 dekara çıkarmayı amaçladığı topraksız sera alanından, şimdilik yılda 10001200 ton arasında domates üremi yapıyor. Üretim tekniğinin en önemli parçalarından birinin bambus arıları olduğunu söyleyen Güneş, "Bambus arılarıyla, tamamen doğal döllenme yöntemi ile üretim yapıyoruz. Aldığımız Eurepgap belgesiyle de çevreye ve toplum sağlığına duyarlılığımızı bir kez daha belgelemiş olduk. Seranın çatı bölümündeki perde, bir yandan soğuk gecelerde ısı kaybını önlerken, diğer taraftan da çok güneşli günlerde bitkileri gölgelemekte. Perdelemenin yanısıra, sulama, gübreleme, ısıtma, havalandırma gibi tüm sistemlerin kullanımı tamamen bilgisayar ortamında yapılıyor" dedi. Seralarda toprak yerine kaya yünü kullanılabiliyor. Gürsu KUNT A NTALYA Tarımsal teknoloji, akıl almaz bir hızla gelişimini sürdürüyor. İlkokul sıralarında üretimin olmazsa olmazı nedir sorusuna verdiğimiz, "hava, su, toprak" yanıtı, bugünün teknolojisiyle değişime uğradı. Artık bu sorunun yanıtı, "Topraksız da üretim yapılabilir" şeklinde… Bir avuç toprağa gereksinim duymadan istediğimizi ekip, biçecek olanaklar var artık hayatımızda. Burada ot bile çıkmaz dediğimiz, tuzlu, kayalı alanlar, hatta bataklıklar üzerinde bile hem leziz hem de sağlıklı domates, biber, çilek, kavun üretmek, üretimi de çevre dostu bir anlayışla yapmak mümkün. Ayrıca, çok daha az su ve gübre kullanarak, üretim maliyetlerini düşürmek, birim alandan da geleneksel yönteme göre neredeyse 3 kat fazla ürün almak da mümkün. Hollanda, İspanya, İngiltere gibi Avrupa ülkelerinde uzun yıllardır uygulanan topraksız tarım, Türkiye’ye 2000 yılında, 20 hektarlık bir alanla girmiş olsa da günümüzde topraksız tarıma yönelen üretici sayısı giderek artıyor. Topraksız tarım uygulamasında, adı üzerinde toprak kullanılmıyor. İlk bakışta olanaksız gibi görünen bu uygulamada, toprak yerine genellikle, pomza, perlit, zeolit, kaya yünü, curuf ve torf kullanılıyor. Bunlar tek başına olduğu gibi birbirleriyle karıştırılarak da ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Türkiye Ziraatçılar Derneği'nin (TZD) 57. kuruluş yıldönümü, gerçekleştirilen bir programla kutlandı. Gazetemizin aylık olarak yayımlanan ``TarımHayvancılık Dergisi''nin ödül aldığı tören, hükümetin tarım ve ekonomi politikalarının sert dille eleştirisine sahne oldu. Törene Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, DYP Genel Başkan Yardımcısı Saffet Arıkan Bedük, Tarım Bakanlığı Müsteşarı Vedat Birmahmutoğulları ile çok sayıda davetli, sektör temsilcisi ve çiftçi katıldı. TZD Başkanı İbrahim Yetkin, TZD'nin 1949'dan beri siyasi iktidar değişimlerinde ilkelerinden ödün vermediğini ve hiçbir hükümete göre hareket etmediğini belirterek, ``Kasamızda trilyonlarımız yok, ayakta zor duruyoruz. Ama açıklayamay görünüyor. Topraksız tarıma yönelen isimlerden biri de yıllardır Antalya’da tarım sektörüyle uğraşan Hamdi Güneş… 30 bin metrekarelik topraksız sera alanını gelecek yıl 60 bin metrekareye çıkarmayı amaçlayan Güneş, üretimde toprak yerine, en iyi yetiştirme ortamı olarak kabul edilen kaya yünü kullanıyor. Volkanik kaya, kireç, kömür tozu karışımının, 15002 bin derecedeki fırınlarda, ısıtılarak eritildikten sonra, tabakalar halinde preslenmesiyle elde edilen kaya yünü, yapıştırıcı ve lifli bir bünyeye sahip olduğu için su tutma kapasitesi de oldukça yüksek. Sera topraklarında, hastalık ve zararlı biriktiğini, aşırı gübre ve ilaç kullanımı nedeniyle toprak yorgunluğunun ortaya çıktığını, erozyon, çoraklaşma ve yapılaşma nedeniyle de tarım alanlarının giderek daraldığını ifade eden Güneş, "Var olan toprak ve su kaynaklarıyla artan dünya nüfusunun gıda ihtiyacını karşılamak giderek zorlaştı. Gelişen teknoloji, üreticiye topraksız üretimi sununca, Avrupa’daki pek çok ülke bu sisteme yöneldi. Sistem, Türkiye’de oldukça yeni" diye konuştu. Topraksız tarımın, pek çok avantajı olduğunu belirten Güneş, "En önemlisi de sağlıklı ürünler elde edip, çevre dostu bir anlayışla üretim yapılıyor olması" ifadesini kullandı. Topraksız tarımda, toprak işleme, dezenfekte etme, gübreleme gibi işgücü isteyen işlemlerin yapılmadığını vurgulayan Güneş, "Gübreler daha etkili ve daha ekonomik kullanıldığı için gübreleme masrafı düşük. Su ihtiyacı az. Topraksız tarımda suyun sızması ve buharlaşması yolu ile kayıp çok daha az oluyor. Bu yüzden su Cumhuriyet TarımHayvancılık’a ödül acağımız hiçbir ilişki içinde değiliz'' dedi. Yetkin, TZD'nin gücünü toprağından, bayrağından ve Türk halkından aldığını ve laik, çağdaş, sosyal, üniter bir hukuk devletinin kırmızı çizgileri olduğunu söyledi. Sektörün sorunlarına da değinen Yetkin, ``Türkiye'de milli hasılanın yalnızca binde 7'si tarıma ayrılıyor. Buna karşın Türk tarımı üretmeye devam ediyor'' diye konuştu. ``Tarımda yıllardan beri bir kriz yaşanıyor'' diyen Yetkin, her yıl ürün fiyatlarının düştüğünü buna karşın girdi maliyetlerinin yükseldiğini kaydetti. Üreten ve ürettiğini satan güçlü bir Türkiye için ulusal bir tarım politikasına ihtiyaç olduğunu ifade eden Yetkin, Türkiye'nin bundan yoksun olduğunun altını çizdi. Yetkin, ``Kendine iktisatçıyım diyen iktisat televolecileri var. Bunlar mısırı bilmez, narenciyeyi bilmez'' derken, Türk köylüsünün ve çiftçisinin bu kişilerce ekonomideki yük olarak gösterilmeye çalışıldığını kaydetti. Yetkin, ``Yazıklar olsun. Siz onlara kurban olun kurban. Hatta daha ileri gidip Türk köylüsünün ortadan kaldırılması gerektiğini söylüyorlar'' dedi. Törende, Türk tarım ve hayvancılığına yaptığı katkılardan dolayı çeşitli kişi ve kuruluşlara ödül verildi. Gazetemizin aylık olarak yayımlanan ``Tarım Hayvancılık Dergisi'' de ``Sadullah Usumi Basın Başarı Ödülü''ne değer bulundu. 29