Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CHP, fındık üreticisini dinledi… "Üretici AKP’nin yarattığı afetle karşı karşıya" Ayşe SAYIN Ç iftçinin, köylünün sorunlarını grup içinde oluşturduğu komisyonlarla yerinde dinleyip, çözüm önerileri gerçekleştiren CHP, geçtiğimiz Mart ve Nisan aylarında iki ayrı heyet halinde Karadeniz bölgesine "fındık" çıkarması yaptı. CHP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil Başkanlığı’ındaki 26 Şubat2 Mart tarihleri arasında giden ilk heyet Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon’da, 6 Nisan’da giden heyet ise Zonguldak, Düzce ve Sakarya ve ilçeleri olmak üzere toplam 23 yerde üretici ve FİSKOBİRLİK yöneticileri ile görüşmeler yaptı. Özellikle AKP’nin FİSKOBİRLİK yönetiminde etkin olma ve kadrolaşma çabalarına çabalarını yerinde inceleme fırsatı bulan CHP heyeti, çalışmalarını rapor haline getirdi. CHP’nin raporunda 2004 yılında don felaketi nedeniyle sarsılan Karadeniz çiftçisinin, bu yıl ise "AKP’nin yarattığı afetle karşı karşıya olduğu" değerlendirmesine yer verildi. Raporda, 2004’de rekoltenin düşük olması nedeniyle fındığın ihraç fiyatının yükseldiği, 2005 yılında ise 457 bin ton olarak gerçekleştiği, FİSKOBİRLİK’in tüm baskılara direnerek, ürün fiyatını 7,457,05 YTL aralığında belirlediğine dikkat çekilerek şu görüşlere yer verildi: "Türkiye ve dünya üretiminin ortaya koyduğu arz talep dengesi dikkate alınarak açıklanmış olan fındık fiyatı,iktidar kanadından kaynaklanan ve etkin olan bazı kişilerin yönlendirmeleri sonucu, belirsizliğe ve sıkıntıya sokan bir şekilde düşme eğilimine girmiş olup, bugünlerde 4,4 YTL ’ye kadar inmiş bulunmaktadır. Üreticiyi mutlu eden fiyattan rahatsız olan çevrelerin etkisi altındaki iktidar milletvekilleri, fındık fiyatını düşürmek için önce uydu yönetim oluşturmak amacıyla FİSKOBİRLİK Genel Kurulu’nu baskı altına almaşa çalışmışlar, ancak bu çabalarında başarılı olamamışlardır. Üreticilerin sahip çıkmaları sonucunda yönetimi değiştiremeyince de FİSKOBİRLİK’in kredi yollarını kesmek için her türlü çabayı göstermişlerdir." AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana FİSKOBİRLİK’e üvey evlat muamelesi yaptığı kaydedilen raporda Destekleme Fiyat İstikrar Fonu’ndan (DFİF) tek kuruş kaynak aktarılmadığı gibi Destekleme Fiyat İstikrar Fonu’ndan kredi istemine yanıt bile vermediği, bunun sonucunda Birliğin aldığı ürünün bir kısmının parasını ödeyememesi nedeniyle fındık fiyatlarının da sürekli düştüğüne işaret edildi. Raporda bunun yanı sıra yağlığa ayrılan 2001 ürünü fındığın 2004 afetinden sonra 235 trilyon lira karşılığı satılınca bu gelire 20012002 yılları Destekleme Fiyat İstikrar Fonu kredileri gerekçe gösterilerek Hazine tarafından el konulduğu kaydedilen raporda, "Halbuki yapılması gereken, bu parayı afet zararı karşılığında Doğu Karadeniz Bölgesi üreticilerine ödemek olmalı idi" görüşünü yer verildi. CHP’nin raporunda, üreticinin ve sektörün sorunlarıyla ilgili şu saptamalara yer verildi: Fındık üreticileri, mali yönden güçsüz olması, borcunun olması, başka yerde ikamet etmesi ve az miktarda fındığının olması gibi nedenlerle fındığını pazarlama sezonunun hemen başında elverişsiz fiyatlarla satmak zorunda kalmaktadır. Fındığın pazarlama sezonunun hemen başında yoğun olarak piyasaya sürülme,i piyasaya baskı yaparak fiyatları düşürmektedir. Kırıcı, işleyici ve dışsatımlar, fındık piyasasına genellikle tüccarlar ile aynı fiyatlardan alıcı olarak girmektedirler. Kendine kar marjı sağlamaya çalışan tüccarlar, fındık alımlarında randıman belirlenmesi ve tartımda üretici aleyhine davranışlara girebilmektedir. Fındık satışlarının emanet usulüne göre yapılması durumunda stopajın peşin ödenmesi zorunluluğu, tescil işlemlerini geciktirebilmekte veya kaçak işlemlere neden olmaktadır. Fındık dış satımcıları genellikle küçük miktarlarda fındık dışsatımı yapmakta olup, dışsatımın büyük bir kısmı büyük birkaç firmanın elindedir. Bu durum, dış satımda spekülasyonların ve haksız rekabetin yaşanmasına neden olabilmektedir. Bununla birlikte, küçük firmaların büyük miktarlarda harcama gerektiren yurtiçi ve yurtdışı tanıtım çalışmalarını ve Pazar araştırmalarını yapacak mali güçleri de bulunmamaktadır Asıl işi fındık dış ticareti olmayan firmaların dışsatım taahhütlerini zamanında kapatabilmek için iç piyasada fiyat yükseltmeleri ve dış piyasada fiyat düşürmeleri, piyasa istikrarını bozarak haksız rekabet yaratmaktadır. Türkiye’nin fındık dışsatımının çok önemli bir kısmının AB ülkelerine ve özellikle de Almanya’ya yapılması, dışsatımda tek ülke grubuna ve bunun içinde de tek bir ülkeye aşırı bağımlılığı ifade etmektedir. AB’nin mevcut dışalım sınırlandırmaları, Türkiye’nin fındık dışsatımını olumsuz etkilediği gibi, getirilebilecek ek önlemler de dışsatımda tıkanıklıklara neden olabilecektir. Oysa Norveç, Güney Kore, Kanada, Japonya, Yeni Zelanda gibi kişi başı gelirin yüksek olduğu ülkelere ya hiç fındık dışsatımı yoktur, ya da çok az miktarda gerçekleşmektedir. Türkiye’nin dış piyasalarda yeterince etkinlik sağlayamamasından dolayı Almanya, Hollanda, Fransa v Belçika gibi fındık üreticisi olmaya ülkeler, dış alım yaptıkları fındığı değişik şekillerde işleyerek ve ambalajlayarak, daha yüksek fiyatlardan dışarıya satmaktadırlar. Türkiye’nin fındık piyasasındaki en önemli sorunu, üretimtüketim dengesizliğidir. İç tüketim ve dış satım talebini aşan rekoltelerin gerçekleştiği yıllarda önemli miktarlara ulaşan fındık stokları piyasalar baskı yaparak fındık fiyatlarını düşürmektedir. CHP’nin sektörün sorunlarına karşı çözüm önerileri ise şöyle sıralandı: Hükümet, çok gecikmiş olmakla birlikte, üreticinin teslim etti fındığın bedelini alabilmesi ve fındık fiyatının hak ettiği düzeye yeniden getirilebilmesi için derhal DFİF’ten ya da Devlet bankalarından istediği miktarda kredinin açılmasını sağlamalıdır. 2004 yılında afetten ötürü üreticiye ödenmesi gereken, ancak bugüne kadar ödenmeyen 246 milyon YTL de üreticiye derhal ödenmelidir. Üretim alanı, üretim miktarı, tüketim, piyasa fiyatı, dış alım, dışsatım ve stoklar gibi güncel bilgilerde şeffaf bir veri tabanı oluşturulmalı. Ülkemiz, fındık üretiminde en büyük sorun olan verim ve kalite düşüklüğünün ortadan kaldırılması için mevcut fındıkların gençleştirilmesi, yeni tesislerde tek dal dikim sistemine geçilmesi gerekmektedir. Tesis gençleştirilmesine destek sağlanmalıdır. Doğu Karadeniz bölgesinde fındığa alternatif yeni ürünlerin teşvik edilmesinden daha önemli olarak fındıkla birlikte ürün desenin çeşitlendirecek ek gelir getirecek yeni ürünlene yönlendirme yapılmalıdır. Fındığın piyasaya arzını düzenli hale getirmek, fiyat istikrarını sağlamak, üreticiyi koruma, biyolojik kirliliği önlemek ve insan sağlığını korumak amacıyla, (özellikle aflatoksin sorununu en alt düzeye indirmek için) çiftçiye yönelik bölgesel fındık depolarının kurulması sağlanmalıdır. Fındık Danışma Kurulu şeklinde olan çalışmalar, daha organize hale getirilerek "Ulusal Fındık Konseyi"ne dönüştürülmelidir. Tanıtım ve yeni pazarların geliştirilmesi konusunda "Fındık Tanıtım Grubu" çalışmaları güçlendirilmeli, halen ülkemizden kısıtlı olarak dış satım yapılan Uzakdoğu ve İskandinav ülkeleri, Güney Amerika ve Afrika gibi bölgelerde koordineli tanıtım ve reklam faaliyetleri sürdürülmelidir. Böylece pazarın çeşitlendirilmemesinin yarattığı bağımlı ilişki kırılmalıdır. Fındık, doğal üretim alanlarını aşarak ülkenin en verimli taban arazilerine, ovalarına yayılmış ve üretim yapılan il sayısı 35’e kadar yükselmiştir. İledire sorun yaşanmaması için bundan sonra taban arazisinde fındık dikilmesine izin verilmemeli, ancak bugüne kadar fındık üretiminde bulunanlar aher türlü destek verilmelidir. FİSKOBİRLİK’e yalnız bu yıl değil, ihtiyaç duyduğu yıllarda uygun koşullarda yeterli finansman desteği sağlanmalıdır. Çiftçiyi afetlerden koruyacak tek kalkan olan Tarım Sigortaları Yasası’na küçük çiftçilerin sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanacağı hükmü mutlaka konulmalıdır. "Uluslararası Fındık Alım Borsası" Türkiye’de Doğu Karadeniz bölgesinde kurulmalı ve geliştirilerek, Hamburg Borsası’nın dünya fiyatları üzerindeki spekülatif etkinliği kırılmalıdır. Oluşan katma değerin ülke dışına çıkmasını önlemek için fındığın yüzde 70’inin işlenmeden dışarıya satılması uygulamasına son verilerek, işlenmiş ürün ihracatı artırılmalıdır. Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları çerçevesinde fındık yetiştiriciliği özendirilmelidir. 18