Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Days
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Çorum, leblebisini ihraç ediyor Seyfettin METE ORUM Leblebi denince Çorum akla geliyor. Şu anda Türkiye’nin leblebi gereksiniminin büyük bölümünü elinde bulunduran Çorum'da son zamanlarda leblebi sektörü de büyük sıkıntı yaşıyor. Bazı illerin leblebi üretiminde iddialı duruma gelmesi Çorumlu üreticileri sıkıntıya sokuyor. Leblebi diyarında son yıllarda usta yetişmemesi ve leblebi hammaddesinde başka illere az da olsa bağlı kalınması sektörü olumsuz etkiliyor. Tüm bu olumsuzluklara rağmen yılda 4 bin tona yakın leblebinin işlendiği Çorum'dan Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine leblebi ihraç ediliyor. Çorum’da her köşe başında mis gibi kokan ve elinizi yakan sıcaklıkta leblebi bulmanız mümkün. Kentte 300’e yakın leblebi imalat ve satıcısı bu işten ekmek yerken, leblebinin 20’ye yakın çeşidi bu kentte imal ediliyor. Son yıllarda Denizli, Kütahya, Uşak ve Manisa da Çorum leblebisine rakip olmaya başladı. Ama kim ne yaparsa yapsın leblebi Çorum’un simgesi olmuş durumda... Yıllardır kaliteli ve lezzetiyle adını duyuran Çorum leblebisinin tahtını yıkmak hiç de kolay değil. Karanfillisinden çikolatalısına, tuzlusundan biberlisine, meyvelisinden şekerlisine kadar 20'den fazla çeşitte leblebinin üretildiği Çorum’da Ticaret Borsası ile Leblebiciler Odası'nın girişimleriyle 2001 yılında TSE belgesi alınarak Çorum leblebisi tescillendi. Bazı illerin leblebi üretiminde iddialı duruma gelmesi Çorum leblebisinin iç ve dış pazarda payını azaltsa da kalite ve lezzetiyle Çorum leblebisi hep zirvede kaldı. Çorum leblebisini yıllardır meşhur yapan büyü, marifetli ellerde saklıydı. Çorum leblebisinin kendine has lezzetini yaratanlar ise babadan oğla geçen ustalık marifetleri oldu. Kentte üretim yapan leblebi ocaklarında babaoğul ve torunu Ç hep birlikte çalışırken görmek mümkün. Çorum Leblebiciler ve Kuruyemişçiler Odası Başkanı Mahmut Ahıska, Çorumlu leblebicilerin usta konusunda yaşadıkları sıkıntının tamamen kendi hataları olduğunu söyledi. Ahıska, "Çorum leblebisinin meşhurluğu nohuttan ya da diğer malzemelerden değil, yıllardır babadan oğula geçen kavurma ustalığından geliyor. Dedelerimizin babalarımıza öğrettiklerini babalarımız da bizlere öğretti ve bu zamana kadar fazla sıkıntı yaşamadık. Ancak şimdi üretici olarak usta yetiştirmediğimiz için sıkıntıdayız. Kısacası hata tamamen bizde" diye konuştu. Leblebi ustası yetiştirilmesi için Çıraklık Eğitim Merkezi'ne müracaat edeceklerini anlatan Ahıska, "Denizli ve Tavşanlı leblebilerinden söz ediliyor. Oradaki üreticiler kavurma ustalığına sahip değiller. Kaşığı herkes yapar, önemli olan kulpunu tutturmak. Yani her leblebi Çorum leblebisinin verdiği tadı, lezzeti ve kaliteyi veremez. Leblebi üretiminin bir sırrı var, o da bizde" dedi. Öteden beri yörede yetişen nohutun iriliği ve leblebiye dönüşüm sırasındaki kavurma işlemleri, haklı bir üne kavuşturmuş Çorum leblebisini. Nohuta ayrı bir lezzet ve altın sarısı rengini kazandıran geleneksel leblebi üretimi bir yandan devam ederken, odunun yerini tüp gazın aldığı daha modern yöntemler de kullanılmaya başlandı. Leblebi yapmak için öncelikle ateş tuğlası, kerpiç, tava ve karıştırıcıdan oluşan bir kavurma ocağı gerekiyor. Karıştırıcı ve tava dışında, ocağı genellikle her imalatçı kendisi yapıyor. Ocakta yakıt olarak kullanılan odunların is yapmayan cinsten olması neredeyse bir zorunluluk; aksi taktirde leblebinin tadı değişiyor. Leblebi üretiminin tarifine gelince: Eleme işleminden geçirilen nohutlar boylarına göre ayrılır. Birinci kavurma işleminden sonra sıcak olarak çuvallara doldurulup iki gün dinlendirilir. İkinci kavurma işleminden sonra yine aynı şekilde iki gün dinlendirilen nohutlar kuru bir yere serilerek bu kez 1520 gün bekletilir. Bu dinlendirme süresinin az veya Çorum leblebisinin tahtını yıkmak zor. çok olması ve önceki kavurma işlemleri, leblebinin tadı ve daha sonraki kavurma işlemlerinin performansı açısından oldukça önemlidir. Leblebi adayı nohutlar üçüncü kavurma işleminden önce nemlendirilerek çuvallara doldurulup bir gün bekletilir. Bu kavurma işlemi sırasında nohutların kabukları ayrılır. Buna "tek kavrum leblebi" adı verilir. Tek kavrum leblebiler, bir iki gün sonra, ihtiyaca göre son bir kez daha kavrulup satışa sunulur. Leblebinin acılı, tuzlu, biberli, soyalı, çikolatalı, ballı veya karanfilli çeşitlere dönüşmesi, bu son kavurma aşamasında gerçekleşir. Şekerli cinsi, yani "leblebi şekeri" ise kısa bir son kavurma aşamasından sonra şekerciler tarafından imal edilir. Beyaz leblebi veya diğer adıyla sakız leblebi ayrı bir uzmanlık dalıdır. ihalelerinde mutlaka ilgili yönetmelik çerçevesinde seçim yapılmalı, alınacak ilacın seçilmesinde tek kriter fiyat olmamalı, Dünya Sağlık Örgütü'nün referansları mutlaka aranmalıdır. Unutulmamalıdır ki ucuz olan çok zaman iyi olan değildir..." İlaçlama işleminin ayrı bir uzmanlık alanı olduğunu ve bu konuda da Halk Sağlığı Alanında Haşerelere Karşı İlaçlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliği bulunduğunu anımsatan Demirkan, konuya ilişkin şu bilgileri verdi: "Yönetmelikte ilaçlama yapacak kişi ve kuruluşların ilaçlama usul ve esasları düzenlemektedir. Yönetmeliğe göre bu tür ilaçlama yapan kuruluşların hekim, veteriner hekim, eczacı, kimyager, kimya mühendisi, ziraat mühendisi, biyolog, tıbbi teknolog unvanına sahip veya toksikoloji alanında yüksek lisans, yahut çevre sağlığı ve toplum sağlığı alanında en az ön lisans diplomasına sahip olması zorunludur. Bu diplomalara sahip kişiler ayrıca Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenecek eğitim programına katılarak sertifika almak zorundadır. Sağlık Bakanlığı bu kursları bitirenlere 'Halk Sağlığı Alanında Haşerelere Karşı İlaç Uygulama İzin Belgesi' vermektedir. İlaçlama yapacak kuruluşun bu belgeye sahip olması keza kullanılacak ilaçların da WHOPES Sertifikası olmalıdır. Kullanılacak ilaçların faturası mutlaka sorulmalı faturada ilaç adının geçmesine özellikle dikkat edilmeli ve ilaçlar orijinal (5 litrelik) ambalajlarda satın alınmalıdır. Ayrıca ilaçlama yapacak kuruluş ve kişilerde de yukarıda sözü edilen belgeler mutlaka aranmalıdır. Unutulmamalıdır ki, böcek öldürücüler yavaş yavaş bizleri de öldürürler." Böcek ilaçlarına dikkat Akın BODUR İ SKENDERUN İskenderun Çevre Koruma Derneği, Kimya sanayinin insan sağlığı ve çevreye etkilerini yeterince araştırmadan üretip piyasaya sürdüğü böcek öldürücü ürünlerin, yaşamımızı kolaylaştırmak yerine, insan ve çevre sağlığı açısından küresel bir tehdit oluşturduğunu belirtti. Her ilacın her yerde kullanılmaması gerektiğine dikkat çeken İskenderun Çevre Koruma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Oktay Demirkan, "Unutulmamalıdır ki, böcek öldürücüler yavaş yavaş bizleri de öldürürler" dedi. Çok uluslu kimya sanayinin ürettiği böcek ilaçlarının 'dayanıklı' olduklarını ve çevre ortamında uzun süre kalıp, besin zinciri yoluyla insan vücuduna alındığını ve yağ dokusunda birikerek yaşam boyunca organizmada kaldığını belirten Demirkan, şunları söyledi: "Bunlar başta hormonal bozukluklar, bağışıklık sistemi bozuklukları, üreme bozuklukları ve kanser olmak üzere çok sayıda sağlık sorununa yol açmaktadır. Dahası anne sütüyle doğrudan veya plasenta yoluyla anne karnındaki bebeğe de geçerek etkisini çok erken yaşlarda göstermeye başlayabilirler. Aslında çevre ve insan sağlığı üzerindeki zararları en çok bilinen kimyasal maddeler arasında yer alan DDT ve daha yeni kuşak pek çok kimyasalın kullanımı ya yasaklanmış ya da kullanım ve depolanmaları üzerine bazı kısıtlamalar getirilmiştir. Ancak bu konuda yapılan denetimler yeterli olmadığından, bu maddeler tehlike oluşturmaya devam etmektedirler. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde satılan düşük kaliteli insektisit (böcek öldürücü ilaç) miktarı endişe verici boyutlardadır." Yaz mevsimine girdiğimiz dönemde belediye başkanları ile yerel yöneticileri ve halkı uyarmak istediklerini anlatan Demirkan, Dünya Sağlık Örgütü'nün böcek öldürücülerle ilgilenen biriminin kurum ve kuruluşların doğru intektisit seçmek üzere bir yönetmelik hazırladığını dile getirerek, şöyle konuştu: "Kullanılacak veya toplu alımı yapılacak böcek öldürücü ilaçlarda Dünya Sağlık Örgütü'nün önerdiği özelliklerin aranması ve tercih edilecek ürünün mutlaka buna uygun olması gerekmektedir. İlaç seçilmesinde dikkat edilmesi gereken diğer bir husus kimyasalın kullanım amacı doğrultusunda seçilmesidir. Her ilaç her yerde kullanılmamalıdır. Örneğin tarım ilaçları tarımda, depoların ilaçlanması için üretilmiş ürünler depo ilaçlamasında, evler için kullanılacak ilaçlar da evde kullanılmalı, tarım ilaçları kesinlikle evlerde kullanılmamalıdır. Keza besin maddelerinin depolandığı alanlarda da bu amaç için hazırlanmış ilaçlar seçilmelidir. Belediyelerimizin her yıl yapmakta oldukları ilaç 14