Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kaya ÖZSEZGİN
Ranciere,
kitabın
girişinde,görüntü kavramıyla
ilgili olarak kitap
boyuncaserimleyeceği
görüşleriiçin bir saptamada
bulunarakbaşlıyor söze: “Artık
gerçeklikyok, yalnızca görüntüler
var” ya da tersine: “Artık
görüntüleryok, yalnızca kendini hiç
durmadankendine yeniden sunan bir
gerçeklikvar.” ilk bakışta birbirine karşıt
gibi görünen bu iki söylem, bizi şöyle
H-bir sonuca götürecektir: Artık
görüntülerdenbaşka bir şey yoksa
görüntünün“ötekisi” de yoktur ve
görüntününötekisi yoksa bizzat görüntü
kavramıda içeriğini kaybeder.
Kitap, bu akıl yürütme üzerinden
giriyor konuya. İlk yaklaşılan tür
olarakfotoğrafın aktardığı bilgiler
(“studium”)ve Bresson ‘un görüntülerinin
“içsel doğası” hareket noktası
olacaktır.Bellek “zihinsel buradalık”
açısmdanbu görüntüler, başka hiçbir
şeyegöndermede bulunmaz. Çünkü
görüntüvazara göre, “basit bir
gerçeklik”değildir. Bunun böyle olduğunu
sinematografik görüntü de kanıtlar.
Sanatsal imge-görüntü, kendi
işlemlerinibenzerlikler üreten teknikten
avırır(s. 11).
IMGELEMEYIHORGÖREN
MODERNSANAT
Her sanat disiplinine özgü” görüntü
rejimleri” vardır. Belli bir başkalaştır—
manın rejimi olan temsilivet rejimi.
söylenebilir ile göriilebili
rarasındabelli bir ilişkiler sisteminin rejimi.
modenıizmin baş gösterdiği 19.
viizyılda,bir düşünceniıı ya da duvgunun
“kodlanmış ifadesi” olmaktan çıkar.
(Yazar modernite kavramına, kitabın
ilerleyen bir yerinde ilginç bir tanım
da getirir: bu isim altında belirsiz
biçimdeadlandırılan şeyin hakiki adı,
göre “estetik sanat rejirni”dir.
Ama “modernite”, aynı zamanda
belirsizbir adlandırmanın ötesinde,
farklı versiyonlarıvla bu sanat
rejimininözgüllüğünii ve bizzat -bunun
dışındakalan- sanat rejinilerinin
özgüllüğünükaranlıkta bırakmaya uğraşan
bir kavranıdır.)
Şiirin sözcükleri,
tablonunise “dokunuşları”
vardır. Resim, şiirin ve
söze dayalı sanatların
“dilsiz tanıkları”dır.
Edebiyatçılara,
yaşadıklarıdönemin magazin
türündeki yayınları çok şey
öğretmiştir.(Yazar, şaşırtma ve deşifre etme
usullerinin yayguilaşmasma yoi açan
bu popüler dergilerin başında jules
Vcrne’in de
yararlandığıMagazine
«
pittorcsquein
adınıanıyor.)
Görüntü
estetiğinindönüşümü
açısından 1880-
1920 arasındaki
/ sembolizm ve
konstrüktivizm
akımlarıyla
görüntülerve imgelerden
kurtarılmış bu- sanat
projesininçeşitli tarziarda kendini
ortaya koyduğu döneme vurgu
yapılıyor. Modern sanat, “imgelemeyi
hor görür” (s. 22). Biyo-mekanik
formlar k-at eden Meyerhold tarzı
tiyatroya da Rodchenko tarzı grafik
sanatıda bu dönemin sanatıvla örtüşür
nitekiın. Yazarm yorumuyla
“görüntü-imgcninsapmasıdır bu. Müze ve
galerilerde karşımıza çıkan
görüntüleriüç grupta toplamaktadır yazar:
Sanatyapma amacı taşımayan “çıplak”
görüntü, “gösterici” (“ostensive”)
görüntüve benzerliklerin muğlaklığı,
benzemezliklerin istikrarsızlığı
üzerindeoynamayı ve imgelerin tekil
düzenlemesinigerçekleşti rmeyi amaçlayan
“metamorfik” görüntü. Bu üç form,
göstermenin gücüyle imlemenin
gücünü, kanıtı ile
tarihin tanıklığını birbirine
bağlamanmya da birbirinden
ayırmanınüç tarzıdır. Tanıklık ise
daima sunduğu şeyden ötesini
gözetir. Görünenle görünenin
arkasında bize kapalı olan ve
görünmeyen imgeler,
belleğımızisürekli olarak meşgul eder.
İmgelerle sözcükler arasındaki
ilişkiler ise göstergelere
vönlendirirbizi.
Modern vapıtta tanık
olduğumuziçsel çelişki, çok bilinen
örnekteolduğu gibi bir dikiş
makinesiile bir şemsiyenin bi
raradasunulması. gcrçeküsıiicü
teknikle bir araya getirilmesi,
yazarın devinıivle “ortak
ölçüsüz”egötürecektir izlevicivi.
Aristoteles’ten beri şiirin
ussallığı“eylemler asamhiajı” olarak
tanımlanmıştı. Göstergelerle
bizimaramızdaki kuran
bu asamblajdı. Şiir
düşüncesinde“imge”nin “metin”c tabi
tutulmasısanat dalları arasındaki
“denkiiği” temellendiriyordu (s.
43).
Peki, bu hiverarşik düzen iki
yüzyıldır bu ortak ölçüden
kurtulduysa,bu ayrışmanın sonucu
nasıl yorumlanacak? Işte bütün
sonin,bu noktada düğünileniyor.
Yazar,bunu bütün sanafların özerk
olmasınabağlıyor. Sanat dalları
arasında“ayrışıklık” saptamasıdır bu.
Hikayelerinve imgelerin yerini, burada
“form”lar alır; sözel, plastik, sessel
karakterler belirir. Orneğin
Adorno’nundramatik ve diyalektik
versiyonuya da Lyotard’ın patetik
versiyonu,bir sanatın başka bir sanat
tarafmdantaklit edilmesi anlammdadır.
Yazar,bu durumu “yanyana dizim”
(“parataxe”) olarak isimlendiriyor.
Her türlü resim konusu çizgilere,
dokunuşlaraya da “dinamizmler”e
doğrukayar. Eskisinin karşısına konulan
“yeni ortak ölçü”, bu kez “ritm”dir.
Yan yana dizimin yasası, artık “ortak
ölçü”nün olmamasıdır, yalnızca
“ortakolan”ın olmasıdır.
Sonuç: “Büyük şizofrenik patlama”
ya da “uzlaşı.” Artık cümle,
“söylenebilir”olan değil, imge ise
“görülebiur”olan değildir. Bunun altını çizmek
gerekiyor. Yazar, özellikle çağdaş
edebiyatıda yakından ilgilendiren
“cümle-imgc”kavramına sinema açısından
bakar; dar sinenıatografik anlamın
ötesine taşmaktadır bu kavram. 19.
yüzyıl yazarları ise “ölçüsüzün
ölçüsü”ya da “kaosun disiplini” olarak
“ıııontaj”ı icat etmişlerdi. (Yazar
buradaZola ve Flaubert’in
romanlarındakikahramanlar üzerinde durarak
montaj tekııiğinin edebiyattakı
yaıısımalarınaişaret ediyor.) Montaj
tekniğinindiyalektik ve simgesel tarzları,
iki ayrı yöntemdir. Diyalektik tarz,
aynıtürde unsurlardan oluşan küçük
düzenekler yaratmak için kaosun
gücüniikullanırken, simgesel tarz ayrı
türden unsurları ilişkiye sokar ve
birbiriyleilişkisiz unsurları
montajiayarak“küçük makineler” kurar. Ama
bunları, ters bir mantık uyarınca bir
araya getirir (s. 59-60). (Yazar sık sık
Godard’m Hisloire du ‘sma
atıfta bulunur. Godard, sinemayı bir
sanat ya da teknik olarak değil, bir
“gizem” olarak tanımlamıştı.) Bu
noktadanhareketle yazar da hiçbir
sanatınayrı türden unsurların
kombinezonuolmadığrnııı altını çiziyor.
Godard’datanık olduğumuz montaj,
karşıt mantıkların yakınlığını gösteren
en iyi örnektir yazara göre.
ANTi-TEKNiKSANAT
“Çok fazla sözcük”; resim sanatı
üzerine üretilen söylemin
uzunluğunuya da karmaşıklığını ifade etmekte
kullanılan bu söz, resmi” giydiren”
kuramsal yorumun önemi hakkında
bilgi verdiği halde, her yerde açık ya
da kapalı yakınmayı da dile getirir.
Kitabın “Mctiııdeki Resim” başlıklı
üçüncü bölümü, bu tür iddialara
açıklık getirmeye çalışırken sanat
yapıtlarıüzerine yapılan yorumların,
buna ilişkin “zemin”in nelcrden
oluştuğuüzerinde duruyor. Bir yanda
pratikler, diğer yanda yorum var. 1-le-
gel ve Scbeliing’dcn bu yana, bir
yandanfiozofların öte yandan bizzat
sanatçılarınresim üzerine döktükleri
“söz yığını.” iyi ama resim olgusu
dediğimiz şey, yalnızca renkli
pigmentlerve iki boyutlu düz bir yüzeyden
mi ibarettir? Bu gerçeğiıı farkında
olanlar, Maurice Denis’den Clement
Grecnberg’e, sanat yapıtı üzerine
yaptı kiarı yorumun başarısını,
kullandığı dilin sadeliğine borçlu
Jacques_Ranciereden GörüntülerinYazgısı
•. •. •. •. .. Il
Goruntunungorulebılırlıgı
196011yıllara gelinceye kadar Aithusserin
“ideoloji”kavramına sadık bir öğrencisi iken,
1968olayları sırasında ona karşıt eleştirel bir
söylem geliştirmesiyle biliniyorJacques
Ranciere.Yazınve sanat alanındaki çalışmalarıyla,
estetik i!esiyasetin iç içeliğinigösteren felsefi
bir anlayışı benimsemiş olmasıyla da tanınıyor.
Görüntülerin Yazgısıadlı kitabını,görüntü ve
gerçek gibi bir kavram çifti üzerine kuruyor.
/fN.
4
1
Ranciere,görüntü kavramıylailgiliolarak kitap
boyuncaserimleyeceğigörüşleri için-Artıkgerçeklikyok,
yalnızcagörüntüler var’ saptamasıyla başlıyorsöze...
SAYFA 10 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1070