25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Günay GÜNER züaydm’ınşiiri insancı (hümanist), diinyah, doğatutkunu ve şiir-imge diindeki anlamdan yana. Yarattığı şiir, toplumsal ilişkilerinden,tarihsel geleneğinden,kentli- • lik ve uygarhk bilincinden doğar. Bu yöndeki bir tarama imge disiplinine,çağrışımvarsilliğına, özgündize yapısına götürür. Birbakıma Ozüaydın’ın şiirindeki fotoğrafı, güçlü dili, söyleyişiortaya çıkarır: “Sarmaş dolaşyapraldarın sesinde sır”, “uçarı bir yağmur damlası içinde”,”öpünce bütün kuşlar masaLıuçuyor”, “Sinan çıtır çıtır temmuz dökülür”, “Açıkunut gönlünü açık”, “man üşürüm ikigün arası sensiz”,“Tüm pembeler gül düşkünü”, “Oğrendim ki bütün çiçekleriçten sever”,“Eski yainızlıldarıparlatırlar gümüşten”,“zaman ağır, yorgun argın günleriçin”, “sokuldum kalbine öylece, ölümegörünmeden”. “Şimdi orada derine sızantuz ve nem kaldı”, “yeniaygibi ateşten, umuttan, sevgidengölgesi”, “kuzeydengelen sözcüklerleyağıyordu ilk kar”, “ulaşımakapaıımış bir geceydi yalnızliğım”,“her şeyyazladopdolu yazdan önce”, bahçelerin üstünü örtense hep rüzgarın eli”, “bardakta kalıyor çaybir aşk ınasaimda”, “Yeniayolmuş gizlcyemezgiziniyeni gece”. “öpmek, temiz sayfalarayazmaksa”, “uzanmışellermiş dokunan kendi göğüne”. “bir ilkbahar günü gibi sen de hazırlan” “uçurumu alayaalmakmışyaşamasevinci”. “çocuklarokul zilineyağmur taşıyor”, “kısalik, içimdekikuş hali sabırsızhız”, Göğün kalbini taşıyan güvercini düşün”. “Kimsesizvazdnıışşiirikendinden bilirim”, “Bir güvercin çocukluğu taşımakta”. ışığınkanatlzı-ındadüşürmeden şafağı”- “karanlığınönünde, sırılsıklam”,“iyisi mi yarına kalsın son şarkı.” İNSANVEDOĞA.RESİMVEŞİİR Görüldüğü gibi çarpıcı imge buluşları,insancı duyarlılık, dinmeyen sevdavla buluşur, dizeleşir. Roland Barthes’ın sa- vındaki gibi. belki de bu dizeleni oluşturan sözcükler imgeninkaynağı. çağıışım varsıllığmın nedeni. Insan-doğa ilişkisi resim-şiir ilişkisine dc dönüşür yer yer. “Çiçeklerin Adları”, “Bu Kışm Son Çalışması”,“Turkuvaz Yalnızlık” şiirleri bu tür kaygılar taşıyan şiirlerden. Sözgelimi“Çiçeklerin Adları” adli şiirde ateşinkor kızıl rengiyle, gül sözcüğünün bellekte uyandırdığı kızıl boya binleşir, resimleşir. “Ne Diyebilirim Elma Ağacı Günahı Benim”, “Eski!Yontu” şiirlenindegizlibir erotizm, bazen ironik bir tarzda ortaya çıkar. Ozüaydın, hümanistşiir anlayışıyla,bu yöndeki imge dokusuylaşiirin üstlenmesi gereken insancigörevini duyurur. Nicedir eksildiği çekilen bir çağrıdır bu. İncelenen şiirin kentlilik bilinci ve kimliği içinde geçmişe,itirilene özlem duyarlılığını taşıdığı belirtilmeli. insanlığın özellilde son kırk yıldır getirilip, önüne bırakıldığı, hatta zaman zaman itildiği uçurum nasıl görülmez?Bu yaşamsaltehdit yabancilaşmadır,dünyanın kiiçüldüğü yalanıdır, küreselleşme tuzağıdır. Tuz kokarsa denirya, tuz kokmaktadır! Ancak Ozüaydın’ınşiirinde umut hiç eksilmez. Bazen alaylakarışık, bazen şairin gür sesiyle umut vayılir;Pandora’nın, kötülüğün kutusunda kapalı kalmaz. Doğanın farklı yüzleri buna eşlik eder. Yüzışığı.Hegel‘den ödünç alacağımız “Geist” kavramıylaya da Adorno’nun, Benjamin‘in yaklaşımlarmda dünya düşüncesinekazandırılnıış çağ algısıyla karşılanması olası bir vurgulamavı taşıyor.Orneğin Amerikan Askeri adlı şiirdegörüldüğü gibi: “Barut kokularınm sindiği baharın günahı ne! insan kanıvla ele geçmez tarih. unut bunui sen istenıesende iyilikülküsünü savunur hayalihayat ki geri çekilmez şiirdir hcr güniivle/ sen de bu şiiri nasılsa okuma- DUYARLILIĞINŞİİRİ Şiirin Homeros’tan bu yana üstlendiğisorumluluğun, insan sıcaklığının gereğidirbu dizeler. İyi ki de üstlendi şiir bu sorumluluğu. Ustlenmeseydi şiir şiir olabilir miydi? Bir şeyinkendinde kendisiiçin varlığı sorunu sayılabilir belintilmeyeçalışılan. Yüzışığz’ndada bireyselalgının, toplumsal duyarlılilda belirlenmesüreci şiire toplumbiinısel çözümlemeyedönük izler taşıyan imgelerleyansıyor. Büyük kente yığılan.onyıllardır değerleriniarayan kitlelerin, yine sevginin gözüyle dizeleşnıesine de tanık oluyonız:“Buğday koknıalı yazlık düğün salonları!karanlık köşeleri gözden uzak, dumanlı! o gecelere dağılmış bir inceliktigenç kızlar! onlar bozkır makyajlı tarla kuşuydu gördüm! onların içinde körpecik günahları bahardan! hayal kırıklığıydıyoğurda çalmış süt! ninelerin dilinde uzaklar masal ıssız kışlarıunuttuk, kulağımızda fisıltısı! uykusundakar.” Doğallıkla çarpıcdıklarıyla. hayal kırıklığı. çalmış süt, ninelerle özdeşleşenve git gide uzaklaştığı duvunısatılan,masal siıngesivle,eski kışlann dinginliğivlebelirtilen ortaklaşacı değerlergüçlü inıgelerin yaratılmasını sağlıyor.Söz konusu değerler kimi zaman baba kız ilişkisindeki saf,naif, biricik duyarlılığın şiirine dönüşüyor: * Soracak olursanız tarihini dağ hayır! tek tanığı güneşe soralun, o bilir! nerede doğmuş ne zaman! ben de bilirim, sözgelimiderdi ne! nerede doğdu kızım, kendinde neyi sever! rengiyleyaşayan çocukluk perisidir o/ hatıra defterine çizilmişipekten kalp! taze yaprak saflığı dünyaya bakışı! bilirim birlikte anlamakmışyeşermek! söğüt ağacmm dereyesarkan dallarında! uç veren uçlara onunla baba kız! kardan kıştan sonra uyanmak gibi.” SAKLIANTIKİTE özüaydm’m şiirinde antikite amfora gibidir Saklıdır; saklı da olsa güçlü bir sestir. “Çömlekçi Sesinde”, “Kilci Kenvanı”ndaduyulan dupduru tarihin sesi. Çünkü tarih sıklıkla çömleklenle selamliyorbizi. Kile soluklarmı üfleyen, binlerceyıl uzaktaki ustaların emeğiyle selamhyor:“Toprağa baktım, aşkın külünebaktım aynı! hepten ateşin bilgeliğineinancıymış alevi sıcak soluğu çağlarınyüzüydü, görebilscn/ yangın, yürektesürüp giden tutku dedim.” Eski insan ilişkilerindeki değersel yüceliğeövgü ve özlem, günümüzde yaşananlardada karşılık bulabilir ender de olsa. Bazen öyle bir muhabbetin içinde bulabilir ki kişi kendini, bu hazzı mutlakdillendirınek ister. Çok söylemek, çok dinlemek de gcrekmeyebiir böylesi muhabbetlerde. Uzunca bir sessizlik bileanlamaya yetebilir birbirini: “Ben ne zaman burada dursam! kahveci orta şekerliseslenir! ocakçı bilir yüreğimin harını!yolculuğu unutur gelmeni bekleriz!bu kış günü çiçekler de kalır beninıle!ben ne zaman burada dursam! bir otomobil hızla geçip gider aramızdan!ışıklar eskinıeyen hayatlardır, geceyle!gözlerinin bakarkenki o siyahını görünüm! bu kış günü çiçekler de gelir benimle! ben ne zaman burada dursam!yanlışlarımı doğrularıın onarır/ çiçeklerde çiçek olur benimle.” Yüzışığı’ndaeski çağlanı,dönemleri ve yılları özleyış,olmazsa olmaz bir şiir duygusu durumunda. Ozüaydın geleneği, geçmişi,hatta antikireyi şimdi biinciyle işliyor.Tepeden tırnağa insan duyarlıliğıylaşiirleşiyorkalemi ve bireyin yaşamıyla yaratmaya çalıştığıgüzelduyusal yapıt. Yani özü, erdemi, dostluğu, kısacası kişiseltarihi.. - Gün olur, foroğraflarda duyumsanan yitimler acı vermeye başlar, daha karlanılmazolur. Keşkeler, geri dönülemezler,neden söylemedimler, bir daha uğramayacaktrenler yakıcıdır artık: “0 cılızben değil, bir resim görünüşte! o resiınbenim değil, çocukluğuınmuş! o ev de bizim değil, bulamazsın beni! uğra desem, geç kaldın.” Yüzışığı’nınilk bölünilenindeki dinginlik,ilerlerken yerini deviniıne bırakıyor.“Çipil çipil”, “çırıl çınıl”,“şmgır mıngır”, “ıpıl ıpil” gibi ikilemelere sıklıklayer vcnilnıesiylcdevinim güçlendiriliyor.Söz konusu özellik şiire gerçeküstücüyanlar katıyor yer yer. Genelde Ozüaydın’ın şiiri, özelde ise Yüzışığıiçin aydınlık-karanlık ikilemininvarlığı ayrıca vurgulanmalı: “Olmak İstiyorum, sabaha ilk dokunan! ışığın cğimi olmalıyını,bu ilk işim! karanlığın diline düşmek usulcacık.” Goethe’nin “Işık, biraz daha ışık!” sözündeki gibi aydınlık çığlığıinsanlık tarihi l,oyunca duyulur. Çağrıya dönüşür. Tıpkı, birçokyaşamsal sorunla yüz yüze kaldığımızülkemizde, söz konusu yarattığı siıngeler dünyasının dillendirilişindekigibi. Yüzışığı! Ertuğrul Özüaı’dm/ Hayal Yavmları/ 80 s. Ertuğrul Ozüaydın’dan siirler Yüzışığ ı Ertuğrul Özüaydın bir alan oİarak doğayla • . • . örgensel bir dil ilişki‘ siiçinde şiirinikuran• az sayıdaki şairlerden.Yazıntutkunu, şiirtutkunu Özüaydın ___________ Yalnızlıközgürdüı’ü, Fesleğen Öğüdi?nü ve EksilirSözadlı şiir kitaplannı yayımladı.Yüzışığıadlı kitabı ise, Özüaydın’ın yeni şiirlerinden oluşuyor. Yüzışığı düşünsel,felsefesel anlayışın, deyim yerindeyse,olabildiğince felsefe şiir ilişkisininbelirlediğibir yapıt. Özellikle zaman kavramı, görece kapalı bir anlamyapısı içinde sunuluyor. yacaksın! bu yazgıyıyazdıınsa anla derdiolanı! unutulmuş fotoğrafla eskiyen yüz! geride kalan senin değil ölümün adı! bütün şeref madalyalanınıtaksan boşuna! bir matara taze su tadını bilmezolacaksın.” SAYFA 8 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1070
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear