25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 2010 PAZAR 18 KÜLTÜR kultur@cumhuriyet.com.tr Akın Eldes / Başka Türlü / Piccatura Akın Eldes, piyasada yaptõğõ işlerle kendine ait olanlarõ titiz bir çizgiyle ayõr- dõğõ gibi aynõ zamanda düzgün bir man- tõkla da birleştiren ve birlikte barõş için- de yaşamalarõnõ beceren değerli bir gitarcõ ve besteci. Özellikle solo ça- lõşmalarõnda bir ‘guitar player’ olmanõn ötesinde büyük iddia- lar taşõmayan, nispeten önüne gerçekleştirilebilir hedefler ko- yan, her çalõşmasõnda iddiayla mütevazõlõğõ birlikte sergileyen müzisyen. Adõyla ikinci albümü “Tür- lü”ye nazire yapan yeni albümü “Başka Türlü”, ikisi kendine ait olan dokuz besteyi barõndõrõyor. Diğerleri bir za- manlar ya da halen birlikte çalõştõğõ mü- zisyenlere ait; aralarõnda iki Nejat Ya- vaşoğulları (Sözlerimi Geri Alamam ve Tepedeki Çimenlik), iki Sinan ‘Pinhani’ Kaynakçı (Bnbao ve Hele Bi Gel), bir Bülent Ortaçgil (Şõk Latife), bir de Mehmet Güreli (Kimse Bilmez) bulu- nuyor. Bir de anonim beste “Kelle” var. Albüm yakõn zamanda talihsiz bir dağ kazasõnda yaşamõnõ yitiren Tanju Du- ru’nun stüdyosunda ve emeğiyle kayde- dildiği için ona adanmõş. Ritim bö- lümünde Akõn’õn gediklisi iki mü- zisyen, davulcu Turgut Alp Be- koğlu ve kontrbasçõ İlkin Deniz var. Serdar Ateşer ise gitar, klavye ve bançosu ile “Veysel” adlõ parçaya konuk olmuş. Albümün anafikri, (mü- zisyenin uzağõnda olmayan) başkalarõna ait bestelerin, gitar soundunu ve sanatçõ- nõn stilini temel alarak enstrümantal yo- rumlanmasõ. Hepimizin onlarca kez din- lediği şarkõlarõn, Akõn Eldes filtresinden geçmiş “başka türlü” hallerini dinlemek çok keyifli. Paul Weller / Wake Up the Nation / Is- land Records Britanya’nõn en önemli müzik ödüllerin- den Mercury’nin bu yõl- ki adaylarõ arasõnda “The Modfather”õn yeni albümü de var. 70’lerin sonunda İngil- tere’de mod akõmõnõ ye- niden canlandõran en önemli isimdi Paul Weller. Efsanevi punk rock grubu The Jam’in vokalist ve gitaristi ola- rak ünlendi; 90’dan bu yana da solo kariyerini ba- şarõyla sürdü- rüyor. Mercury’nin 20’li 30’lu yaş- lardaki genç adaylarõnõn ara- sõnda onu görmek şaşõr- tõcõ değil. The Jam’i de, ondan sonra kurduğu The Style Council’i de en parlak dönemlerinde bõrakõp hep farklõ müzi- kal arayõşlara yöneldi Weller. Bu arayõşõnõ solo ça- lõşmalarõnda ve en son 2008 albümü “22 Dre- ams”de bir dereceye kadar tatmin etti. “Wa- ke Up the Nation” ise Weller’õ bu açõdan en fazla memnun eden ça- lõşma olsa gerek. Toplam 40 dakika sü- ren albümdeki 16 şarkõ, bazen saykedelik, bazen romantik, bazen de The Jam’i hatõrlatacak kadar dinamik. 2 ve 3 dakika- lõk kõsa parçalarla rock’tan pop’a, soul ve R & B’den caz’a, funk’tan folk’a kadar tam bir müzikal macera- ya girişen Weller, ilginç bir şekilde albümde bü- tünlüklü bir sound ya- ratmayõ başarmõş. Albümün en önemli özellik- lerinden birisi, The Jam’in eski üyesi basçõ Bruce Foxton’un 1982’den bu yana ilk kez Weller’la ortak bir çalõşma yapma- sõ. Foxton’õn eşini, Wel- ler’õn da babasõnõ kay- bettiği süreçte bir araya gelip eski soğukluğu unutmuş iki eski dost. “Wake Up the Nation”, 52 yaşõndaki Paul Wel- ler’õn hâlâ ne kadar ya- ratõcõ olduğunun iyi bir kanõtõ. The Modfat- her’da daha çok iş var! Altan Erbulak anılıyor Kültür servisi - Beşiktaş Belediyesi tarafõndan düzenlenen ve geçen hafta yağmur nedeniyle ertelenen “Ustalara Saygõ” etkinliği kapsamõndaki “Altan Erbulak Gecesi” yarõn akşam Ortaköy Meydanõ’nda yapõlacak. 1988 yõlõnda kaybettiğimiz karikatürist, oyuncu, yazar Altan Erbulak’õ anma gecesine sanatçõnõn eşi Füsun Erbulak, kõzlarõ Ayşe ile Sevinç Erbulak ve torunu Dağhan Külegeç de katõlacak. Cihan Demirci, Halit Kõvanç, Mustafa Alabora, Rasim Öztekin’in de katõlacağõ anma gecesinde sanatçõ dostlarõ anõlarõndaki Altan Erbulak’õ seyircilere anlatacak; Gülriz Sururi ve Müjdat Gezen ise geceye telefon bağlantõsõyla katõlacak. Conan’ın Vahşi Kılıcı 3 raflarda Kültür Servisi - Barbar Conan’õn Vahşi Kõlõcõ serisinin 3. kitabõ çõktõ. 70’li yõllarõn ortalarõnda editör ve yazar Roy Thomas, ünlü çizgiroman kahramanõ Conan’õn yaşadõğõ evreni genişletmek için, çizgi roman dünyasõnõn efsane isimleriyle bir araya gelerek “Conan’õn Vahşi Kõlõcõ” (Savage Sword of Conan) isimli seriyi çõkartmaya başlamõştõ. 2008 yõlõnõn başlarõnda ise Dark Horse Comics bu hikâyeleri derleyerek tekrar basmaya karar verdi. Serinin bu üçüncü kitabõ yine Marmara Çizgi etiketiyle raflarda. Disney Miramax’ı sattı Kültür Servisi - Walt Disney, Miramax Film’i 660 milyon dolara (yaklaşõk 994 milyon TL) Filmyard Holding’e sattõ. Filmyard Holding böylece aralarõnda “Chicago”, “Âşõk Shakespeare”, “Amelie’, “Ucuz Roman ve “Kill Bill” gibi filmlerin de yer aldõğõ 700 filmin haklarõnõ da satõn almõş oldu. Miramax, 1979’da medya dünyasõnõn tanõnmõş isimleri Bob ve Harvey Weinstein kardeşler tarafõndan New York’ta bağõmsõz bir şirket olarak kurulmuş, 1993’te 80 milyon dolar karşõlõğõnda Disney’e satõlmõştõ. Türk ve Japon çocukları el ele İSTANBUL (AA) - İstanbul Oyuncak Müzesi’nde, 6 Ağustos’ta Hiroşima’ya atom bombasõnõn atõlõşõnõn yõldönümü dolayõsõyla çeşitli etkinlikler gerçekleştirecek. Her yõl Türk ve Japon çocuklarõ ile yapõlan etkinlik, bu yõl “2010 Türkiye’de Japonya Yõlõ” çerçevesinde düzenleniyor. Etkinlikte, 12 yaşõna geldiğinde Hiroşima’ya atõlan atom bombasõndan dolayõ hastalanarak yatağa düşen ve kâğõtlardan turna kuşu yaparak eskisi gibi oyuncaklarõyla oynayabilmeyi düşleyen Sadako Sasaki de kâğõttan turna kuşlarõyla anõlacak. Ayrõca müzede, bombalamada yõkõlan bir okuldan geriye kalan eşya ve Japon kültürünü yansõtan oyuncaklarõn sergilendiği bölümler de olacak. Deniz Kültürü Festivali Kültür Servisi - Deniz Kültürü Derneği’nin, Ulaştõrma Bakanlõğõ ve Denizcilik Müsteşarlõğõ desteğiyle düzenlediği “3. Uluslararasõ Deniz Kültürü Festivali” 22 Eylül’de İzmir’de Çaka Bey Anõtõ önündeki açõlõşõn ardõndan Çaka Bey Denizci Feneri’nin İzmir’den İstanbul’a teknelerle getirilmesiyle başlayacak. 26 Eylül’de sona erecek festivale Kaptan Cousteau’nun efsanevi ekibi de katõlacak. Festival kapsamõnda denizcilik sektörünün, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerinin, aydõn ve sanatçõlarõn bir araya geleceği bir platform yaratõlacak. Denizde kurulacak platformlarda konserler, kürek ve kano yarõşlarõ gibi etkinlikler düzenlenecek. Ayrõca gazeteci Mithat Bereket sualtõndan canlõ yayõn gerçekleştirecek. Hoşgeldin Ey Şehr-i Caz Kültür Servisi - Aralarõnda Ahmad Jamal, Anouar Brahem, Abdullah Ibrahim ve Dhafer Youssef’in de bulunduğu pek çok Müslüman caz sanatçõsõ “Ramazanda Caz” etkinliğinde ramazan ayõ boyunca Topkapõ Sarayõ I. Avlusu ile Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde cazseverlere seslenecek. Hakan Erdoğan Productions’õn düzenlediği etkinlikteki sekiz konser de saat 21.00’de başlayacak. “Ramazanda Caz”da ülkemizden ise İlhan Erşahin ve Aydın Esen konser verecek. Arkeoloji Müzesi’nde 14 Ağustos’ta Anouar Brahem, 18 Ağustos’ta Dhafer Youssef, 20 Ağustos’ta da Türk müziği yorumcularõndan Dede Efendi Ensemble – Münip Utandõ, 21 Ağustos’ta İlhan Erşahin konser verecek. 26 Ağustos’ta Aydõn Esen, ramazan ayõ temalõ “Aydın Esen Plays for Ramadan”õ yorumlayacak. Topkapõ Sarayõ’nda ise 17 Ağustos’ta Ahmad Jamal, 24 Ağustos’ta Abdullah Ibrahim konser verecek. Etkinlik, 31 Ağustos’ta Kudsi Erguner ve topluluğunun “Islam Blues” başlõklõ konseri ile sonlanacak. Çukurova’nõnkavgacõdelikanlõsõ ARİF KESKİNER Demirtaş Ceyhun’un güzel dostlarõ ve devrimci yol arka- daşlarõ. Biliyorum. Hepimizin acõsõ sonsuz. Aramõzdan ayrõla- lõ tam bir yõl oldu. Yokluğuna alõşmamõz zor. “Her ölüm erken ölüm” diyen şairin hâlâ yoklu- ğuna alõşamadõğõmõz gibi. Onun nasõl biri olduğunu an- latmama gerek var mõ? Sizler za- ten biliyorsunuz. O her zaman ül- kesine ve halkõna sorumlu bir ay- dõn olarak yaşadõ. Toplumun so- runlarõ onun da sorunlarõ oldu. Bunun için hikâyeler romanlar, makaleler yazdõ. Meydanlarda da konuştu, televizyonlarda da. Çözümsüzlüklere çözüm bul- mak için gecesini gündüzüne katarak çalõştõ. Bildiklerinden hiç ödün vermedi. Bunu hepi- miz biliyoruz. İyi bir edebiyatçõ oldu. 40’a yakõn kitap yazdõ. Ödüller de kazandõ. Yetmedi. Aydõnlarõ- mõzõn önemsemediği bir dolu sorunu gün õşõğõna çõkarõp tar- tõşmaya açtõ. İstiyordu ki bun- larõ toplum da bilsin. Edebiyatõ seviyordu. Edebiya- tõn çok sorununun çözümüne kat- kõ sağlayacağõna inanõyordu. Bu yüzden her şeyi bir yana bõrakõp Edebiyat Cephesi adõ altõnda der- gi bile çõkardõ. Gazetecilik, genel yayõn yönetmenliği ve köşe ya- zarlõğõ yaptõ. Bütün eylemlerde en önde o vardõ. Ülkenin sorunlarõ- nõn örgütlü toplum yapõsõyla çö- züleceğine inanõyordu. Zap Suyu’na köprü yapmaya giden gençlerin en önünde oldu- ğu gibi, Mimarlar Odasõ’nda şu- be başkanlõğõ yardõmcõlõğõ yaptõğõ dönemde özel yüksekokullarõn anayasaya aykõrõ olduklarõ ko- nusunda dava açõp bir gecede 44 özel yüksekokulu devlet resmi okulu haline getirenlerin başõnda da yine o vardõ. Aydõnlar Dilekçe’si davasõn- daki dilekçe metnini yazanlardan biri yine oydu. Bu yüzden içeri girip yatanlarõn arasõnda da yi- ne o vardõ. İşkence görenlerin arasõnda da. Edebiyatçõlar Der- neği’nin, sonrasõndaki Yazarlar Sendikasõ’nõn kuruluşunda Aziz Nesin’le birlikte hep onu gör- dük. Son olarak Ergenekon da- vasõnõ protesto için, Silivri Ce- zaevi’nin kapõsõnda toplanan halkõn en önünde bildiri okuyan da oydu 75 yaşõnda. O, yürekli, yiğit bir aydõndõ. Ulusal Kanal’da edebiyat soh- betleri,Aydõnlõk dergisi ve Cum- huriyet gazetesinde politik gö- rüşlerini ve düşüncelerini hiç kimseden korkmadan yazõyordu. Toplumun ve sanatõn gelişmesi için büyük kavgalar verdi. Ger- çek aydõn kimliğini, bir bayrak gibi hiç ödünsüz sonuna kadar taşõdõ. O, Çukurova’nõn Kavgacõ Delikanlõsõ Demirtaş Cey- hun’du. ‘Bereketli Toprak- lar’õn yetiştirdiği Atatürkçü, yurtsever, devrimci, sapõna ka- dar sosyalist gerçek bir müca- dele adamõydõ. Çukurova’nõn ‘Bereketli Topraklarõ’nda yeti- şen Orhan Kemal’ler, Yaşar Kemal’ler, İlhan Selçuk’lar, Abidin Dino’lar ve Yılmaz Güney’lerin son halkasõ idi. Herkesi kõskandõracak kadar mutlu bir aile babasõydõ da aynõ zamanda. Elli yõlõ aşkõn bir sü- re büyük aşkla sevdiği karõsõ Günöz, Alman Parlamento- su’nda yõllarca milletvekilliği yapmõş olan oğlu Ozan Cey- hun, şimdi büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri olan, adõnõ kitabõnõn adõyla özdeş- leştirdiği kõzõ Asya ve torunla- rõyla mutlu bir dede olarak ara- mõzdan ayrõldõ. Yurtseverlik, aydõn sorumlu- luğu, hiçbir şey için eğilip bü- külmemeyi, her zaman her kav- gada dik durabilmeyi, ilericiliği, çağdaşlõğõ, hak aramaktan kork- mamayõ, kendine güveni, bil- diklerini toplumla paylaşmayõ, yürekli olmayõ, halkõn yanõnda mücadele etmeyi ve Atatürk’ün aydõnlõk yolunda yürümeyi biz- lere miras bõrakarak çekip gitti. Demirtaşcõğõm; şimdi her za- man yazõ yazdõğõn Cumhuriyet gazetesinin aynõ sayfalarõndan sesleniyorum sana. Bilesin ki bu günlerde yine başõmõz dertte. Cezaevleri yine adam almaz oldu. Bir de anayasa meselesi çõkardõlar başõmõza. Onunla uğraşõp duruyoruz. Tam da İl- han Abi’ye, Aziz Abi’ye ve se- nin gibi dostlara ihtiyacõmõz olan günleri yaşõyoruz. Ama merak etmeyin. Bizler ve tõpkõ sizin gibi ülke- mizin aydõnlõk geleceğini düşü- nen milyonlarca insan “hayır” demek için 12 Eylül’ü iple çe- kiyoruz. Gözünüz arkada kal- masõn. Sizleri çok özlüyoruz. Y A Z A R D E M İ R T A Ş C E Y H U N A R A M I Z D A N A Y R I L A L I B İ R Y I L O L D U O, Çukurova’nõn kavgacõ delikanlõsõ Demirtaş Ceyhun’du. Bereketli Topraklar’õn yetiştirdiği yurtsever, sosyalist, gerçek bir mücadele adamõydõ. Aydõnlarõmõzõn önemsemediği bir dolu sorunu gün õşõğõna çõkarõp tartõşmaya açtõ. www.zulalkalkandelen.com muratbeser@muratbeser.com Ahmad Jamal
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear