Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Bir Anımsatma
Referandum için sandığa gideceğimiz 12 Eylül
gününün bir hafta öncesi, 6-7 Eylül, yakın
tarihimizin en utanç verici olaylarından birinin 55.
yıldönümüdür.
O gün İstanbul’un, gayrimüslim azınlıkların yoğun
olarak yaşadıkları semtlerinde 4 bin 214’ü ev,
1004’ü işyeri, 73’ü kilise, 1’i sinagog, 2’si manastır,
26’sı okul olmak üzere aralarında fabrika, otel, bar
gibi yerlerin de bulunduğu 5 bin 317 mekân
saldırıya uğramış, yakılmış, yıkılmış, yağmalanmıştı.
Yerli basına göre 11, yabancı kaynaklara göre ise
15 kişi öldürülmüş, 60’ı tedavi altına alınan yaklaşık
400 gayrimüslim kadına tecavüz edilmişti.
6-7 Eylül olayları, Demokrat Parti hükümeti
tarafından planlanan, Özel Harp Dairesi ve Kıbrıs
Türktür Cemiyeti tarafından yürütülen, siyasal-
ideolojik açıdan ırkçı-faşist, insani açıdan da
ahlaksızca, aşağılık bir operasyondu. Yıllar sonra
Tempo dergisi için kendisiyle bir röportaj yapılan,
tuğgeneralken Özel Harp Dairesi Başkanlığı’nda
bulunmuş, orgeneralliğinde de bir süre Milli
Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği görevini
yürütmüş olan Sabri Yirmibeşoğlu, “6-7 Eylül bir
Özel Harp işiydi. Ve muhteşem bir örgütlenmeydi.
Amaca da ulaştı” diyerek bu devlet suçunu itiraf
edecekti.
Olaylar 6 Eylül günü radyoların saat 13.00
haberlerinde Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin
bombalandığı haberiyle başlamıştı. Bu arada
günlük tirajı ortalama 20 bin olan Demokrat Parti
yanlısı İstanbul Ekspres gazetesi 290 bin basılmış
ve gazete Kıbrıs Türktür Cemiyeti üyeleri tarafından
İstanbul genelinde satılmaya başlanmıştı. Aynı
baskıda Cemiyet’in genel sekreteri Kamil Önal’ın
içinde “Mukaddesata el uzatanlara bunu çok
pahalıya ödeteceğiz, ödeteceğimizi alenen
söylemekte de bir mahzur görmüyoruz” cümlesinin
yer aldığı bir yazısı yayımlanmıştı. Her şey özenle
hazırlanmış bir plan çerçevesinde yürütülüyordu.
TC Selanik Konsolosluğu’nun Türk kavası
bombayı attığı, Selanik Üniversitesi’nde hukuk
öğrenimi gören ve Türk hükümeti tarafından burslu
okutulan Gümülcine doğumlu bir Türk genci de
kavası bu işe azmettirdiği savıyla Yunan makamları
tarafından yakalandı. Genç, 9 ay hapiste kaldıktan
sonra tahliye edildi ve mahkeme sonucunu
beklemeden Türkiye’ye geçti, gıyabında 3 yıl ceza
aldı. Bir daha Yunanistan’a dönmeyip hukuk
öğrenimini İstanbul Üniversitesi’nde sürdürdü.
Sonra polis mesleğine atıldı, önce emniyet müdürü,
sonra kaymakam, daha sonra da vali oldu. Adını
vermiyorum, çünkü 27 Mayıs 1960 sonrası
Yassıada’da kurulan Yüksek Adalet Divanı’nda
Başbakan Adnan Menderes’in 6 yıl hapis cezası
aldığı bu suçtan aklandığı için olayla ilişkin olarak
adını ananlara tazminat davası açıyor. Yıllar önce
bu nedenle yüklü bir para ödediğimden adını
anamıyorum. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek
yermiş…
Azınlıklara ait ev, işyeri, kilise ve okulları
yağmalayanların bir bölümü Anadolu’dan
getirilmişti. Bunlar, geri dönüş için Haydarpaşa
Garı’nda toplandıklarında yağmaladıkları mallarla
yakalandılar. Çoğunluğu İzmit ve Adapazarı’ndan,
145’i Sivas’tan, 117’si Trabzon’dan, 116’sı
Kastamonu’dan, 111’i Erzincan’dan getirilmişti.
Olaylar sonrasında Aziz Nesin, Hasan İzzettin
Dinamo, Nihat Sargın, Kemal Tahir, Müeyyet
Boratav, Can Boratav, Arslan Kaynardağ,
Kemal Tahir, Asım Bezirci gibi aydınlar “olayın
failleri” olarak tutuklandılar, aylarca cezaevinde
kaldıktan sonra serbest bırakıldılar. Kıbrıs Türktür
Cemiyeti yöneticileri de göstermelik olarak
tutuklandılar, fakat Başkan Hikmet Bil, “Ya bizi
serbest bırakırsınız ya da bazı şeyleri açıklarız”
deyince yargılanmalarından vazgeçildi.
Bu güneşli pazar günü bunları niçin yazıyorum?
Başbakan ve yalakaları her olanakta “demokrasi
adına” Cumhuriyet Halk Partisi’nin geçmişini
eleştiriyorlar ya, aynı “demokrasi adına” sahip
çıktıkları Demokrat Parti’nin geçmişindeki ırkçı-
faşist kara lekelere ne zaman sıra gelecek diye
beklemekten usandığım için anımsatma babında
yazıyorum. Hepsi bu. Yoksa “Kıbrıs sorunu”
bahanesiyle tezgâhlanmış bu ırkçı “Türkleştirme”
operasyonundan sahip çıktıkları geçmiş adına hiç
mi utanç duymuyorlar? Benimki yalnızca bir merak.
dkavukcuoglu@superonline.com
www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com
ÇED KÖŞESİ
OKTAY EKİNCİ
‘ZeytinDalõ’16Yaşõnda...
Kilis Kültür Derneği Kilis Şu-
besi’nin yayõmladõğõ “Zeytin
Dalı”ndan mektup aldõm... Da-
ha doğrusu, hem dernek başka-
nõ hem de derginin sahibi ve yö-
netmeni Muhlis Salihoğ-
lu’ndan...
Okurlarõmõz bi-
lirler, Anado-
lu’da ve Trak-
ya’daki tüm kent-
lerimize sevdalõ
olsak da Kilis’in
yeri başkadõr…
Çünkü bu görmüş
geçirmiş “sınır
kenti”mizin adõnõ
herkes bilir ama
“yer”ini sordu-
ğunuzda bir çõr-
põda “işte bura-
sı” diyebilecek
kaç kişi vardõr?
Kilis görkemli tarihine rağmen
değerlerini tanõtmada ülkenin
belki de en sessiz kenti kalmayõ
yeğlemiştir. Öylesine alçakgö-
nüllü ve derin bir olgunluk için-
dedir ki Mezopotamya’dan Fi-
listin’e doğru yayõlan “Fertile
Crescent” (Bereketli Hilal) coğ-
rafyasõnõ Anadolu’yla “buluş-
turan” yegâne kent olduğunu bi-
le ancak söz açõlõrsa söyler?
Bu kutsal coğrafyada çağlar
boyu ev sahipliği yaptõğõ uygar-
lõklarõn ise Babil, Hitit, Huri-
Mitanni, Arami, Asur, Pers,
Makedonya, Roma, Bizans,
Selçuklu, Memluki Kölemen,
Osmanlı ve Türkiye Cumhu-
riyeti olduğunu, turizm broşür-
lerinde satõr arasõnda okursu-
nuz...
Kentin adõnõn bile binyõllardan
geldiğini, Asur çağõna ait bir çi-
vi yazõ belgede “Ki-li-zi” adlõ
yerleşimden söz edildiğini kaç ki-
şi önemser?
Böylesi bir geçmişten günü-
müze kalan höyüklerin, antik
yerleşimlerin, kalelerin, her
inançtan kutsal yapõlarõn ve gör-
kemli konaklarõn adlarõ hemen
her fõrsatta anõlsa bile, geçmişteki
“toplumsal” yaşanmõşlõklarõn
asõl tanõklarõ olan “sivil mima-
ri örnekleri”nin, yani “Kilis
evleri”nin apartmanlaşmaya kur-
ban edilmesini kim sorgular?
Ünlü bestekârõmõz Prof. Dr.
Alaaddin Yavaşça’nõn Kilis’teki
hangi mekânlarda “sanatçı” ru-
hunu kazandõğõnõ kim merak
eder?
Bu nedenle örneğin, son yõl-
larõn kültür ve turizm emektarõ
Raif Tokel’in bu “gözden ırak”
tarih hazinemizdeki özverili ça-
balarõnõ heyecanla izlemiş, kut-
lamõş; benzer şekilde Kilisli Mi-
mar Sıdıka Bebekoğlu’nun va-
lilik adõna yürüttüğü “kültür
envanteri” çalõşmalarõnõ da hay-
ranlõkla kucaklamõş, diğer illeri-
mize de örnek olmasõnõ dile-
miştik…
Şimdi de kentin sesi, nefesi ve
tüm duygularõnõn tercümanõ olan
“Zeytin Dalı” dergisinin 16.
yaşõnõ kutlayarak Kilis’i ve ken-
tin kültür savaşçõlarõnõ bir kez da-
ha sevgiyle anmak istiyorum.
Adõnõ her duydu-
ğumda heyecan-
landõğõm bilge
kentimizi zarif
mektuplarõyla ye-
niden anõmsatan-
lara teşekkür edi-
yorum...
Ulusal günde-
min yoğunluğun-
dan ve ülkenin her
köşesindeki tarih
ve doğa değerleri-
mizden yükselen
çõğlõklara koşmak
zorunda kaldõğõ-
mõzdan, “Zeytin Dalı” için söz
verdiğim yazõya hâlâ zaman bu-
lamadõğõmdan ötürü de özür di-
liyorum.
Kültürel gündem
Mektuba gelirsek...
Gerek vurgulananlara, gerek-
se “Zeytin Dalı”na baktõğõmõz-
da, Kilis’in de diğer kentlerimiz
gibi “kimlikli gelişme” için ya-
şamsal önem taşõyan projelere
“özlem duyguları” içinde ol-
duğunu görüyoruz.
Örneğin “mayınlı arazilerin
durumu” üzerine herkes konu-
şuyor, ama Suriye ile yoğunlaş-
masõ istenilen kültürel ilişkiler-
de Kilis’in hangi görevleri üst-
leneceği ne medyanõn ne de si-
yasilerin umurunda!..
Yeni kurulan üniversitenin,
Anadolu’daki diğer üniversite-
lerin çoğunda gözlendiği gibi
bölgeye ve kente yabancõ “aka-
demik getto”ya dönüşmemesi
çok önemli... Tam tersine, üni-
versitenin yöre halkõyla çok yön-
lü ilişki içinde bir “bilimsel reh-
berlik merkezi” olmasõ için ge-
rekeni yapmak, kent gündemin-
de yeterince yer alabiliyor mu?
“Zeytin Dalı”nõn mektubu,
kentin diğer kültür öncelikli gün-
deminde bakõn daha nelere dik-
kat çekiyor:
- Etnografya Müzesi’nin açı-
lışı...
- Kilis Kültür Merkezi Site-
si’nin hâlâ hizmete girememe-
si...
- Teknopark hikâyesinin
hüsrana uğraması...
- Karacaoğlan’ın Kilisli ol-
ması üzerine çalışmalar...
Kilis’in kimlik değerlerini ya-
şatarak geleceğe taşõmayõ amaç-
layan her çaba tarihseldir… Dost-
larõmõzõ destekliyor, kucaklõyo-
ruz...
SAYFA CUMHURİYET 1 AĞUSTOS 2010 PAZAR
16
Recep: “Terör
bitmezse çekiliriz.”
Hükümet bitmiş,
Recep’in
haberi yok!
Veda
Ferit Giray:
“Baştaki
ağlıyor, bakanları
ağlıyor, karısı, grubu
cümbür cemaat
ağlıyor; hep beraber
‘Hem ağlarız hem
gideriz’ mi diyorlar!”
Arpacı
Zehra Top: “Rakı
içme üzüm ye
diyenler bira
içene de bira içme
arpa ye mi diyecek?
Önce kendileri bir
denesin!”
Pentagon
Necati Cebe:
“Yakalama emri
çıkarılan beş
general, darbe
seminerinde yokmuş.
Önemli değil;
Pentagon’un tasfiye
listesinde olmaları
yeter!”
YağmurDeniz
Askeri darbe yapmanın kanunu!
TÜRK Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet
Yasası’nın 35. maddesinin
yürürlükten kaldırılması ve böylece
“darbelerin yasal zemininin” ortadan
kaldırılması tartışılıyor ya,
yılların hukukçusu Prof. Dr.
Aydın Aybay “Bu faydasız ve
fuzuli tartışmayı hayret ve
dehşetle izliyorum” diyor:
“Bu vesile ile hemen aklıma gelen
bir anekdotu nakledeyim. 1. Dünya
Savaşı sonrasında savaşın mağlubu
Almanya’da sağlı sollu kıyamet
koparken Alman Genelkurmayında,
sosyal kaosu bertaraf etmek için bir
askeri darbe yapılmasına karar
verilmiş. Generaller toplanmışlar;
inceden inceye darbeyi planlayıp,
tarihini de saptamışlar. Tam
dağılmak üzere iken, bir albay ‘Bir
dakika, durun komutanlarım. ‘Bu
hareket anayasaya ve İç Hizmet
Yasamıza aykırı olur’ demiş. ‘Hay
Allah, bak bunu düşünemedik’ diyen
Generaller darbeden vazgeçip
birliklerine dönmüşler. Bir zamanlar
1960’larda da bizde yine buna
benzer bir tartışma vardı: Anayasa
sosyalizme açık mıdır? Biri bu
tartışmaya da nokta koymuştu:
‘Beyler, Sosyalizm gelecekse
anayasa buna açık mı, kapalı mı
demez; geliverir!’ demişti. Dünyanın
neresinde bir ihtilal, bir devrim, bir
darbe veya benzeri bir hareket, ‘yasa
bana izin veriyor’ diye yapılmıştır ya
da ‘izin vermiyor’ diye yapılmamıştır,
söyler misiniz!”
Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in
günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar,
sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist
değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi
çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra
Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü
Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler;
benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”
İSTANBUL Barosu Genel Sekreteri avukat
Hüseyin Özbek bölücü ve ayrılıkçı terör örgütünün
askeri hedeflerden yakın gelecekte planladığı sivil
hedeflere doğru saldırı açılımına dikkati çekiyor:
“Terör örgütü yakın bir tarihe kadar askeri
birliklerin seyir yollarına mayın döşer, askeri araçlar
ve personelin geçişinde uzaktan kumandayla
patlatırdı. Teröristler son dönemde esaslı bir
strateji değişikliğine yöneldi. Değişiklik sonrası
kırsalda operasyona çıkmış timlerin yanında sabit
ve seyyar karakollar, kışlalar, taburlar ve üzeri
askeri birlikler birincil saldırı hedefi oldu.
Saldırıların ciddi zayiata yol açmaya başlaması
teröristlerin istihbarat olanaklarının arttığını
düşündürmektedir. Türkiye’ye insansız hava
araçlarını, dinleme-gözleme ekipmanlarını bedeli
karşılığı vermekte nazlanan müttefiklerin teröristler
söz konusu olunca nazı da bedeli de bir tarafa
bıraktıkları anlaşılıyor. Teröristlerin stratejisinin
temel amacı askeri kışlasına, karakoluna hapsedip,
kırsala çıkamaz, operasyon yapamaz hale
getirerek alan hâkimiyetini sağlamaktır. Milis tabir
edilen köy ve kent yapılanmasıyla sempatizan
halkası birlikte düşünüldüğünde terör örgütünün
istihbarat, barınma ve lojistik sıkıntısının olmadığı
açıktır.
Terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sabit
ve seyyar hedeflerine yönelik saldırı
kampanyasının bu aşamadan sonra sivil devlet
kurumlarını da kapsayacağı düşünülmelidir. Yakın
gelecekte bölgedeki valilikler ve kaymakamlıklar
başta olmak üzere kamu görevlilerine yönelik
yazılı-sözlü ve fiili saldırıların işaret fişekleri
atılmaktadır. Kimi milletvekillerinin, bazı belediye
başkanlarının etnik tahrik dozu yüksek, bölge
halkına başkaldırı çağrısı içerikli beyanları ciddiye
alınmalıdır. Teröristlerin eylem kronolojisi etnik
tahrikin yoğunlaşmasıyla sorunun iç mesele
olmaktan çıkıp uluslararası nitelik kazanması, ulus
ötesi müdahalenin şartlarının olgunlaştırılmasına
yönelik bir çizgide gelişmektedir. Terör örgütü
Batıya ve metropollere yerleşmiş Güneydoğu
kökenli yurttaşlarımızın etnik temelde politize
olmasını hedeflemektedir. Etnik motivasyon
psikozuna düşüreceği yurttaşlarımızla gerilimin
etnik çatışma ve ayrışmaya dönüşmesi için çaba
göstermektedir. Doğacak etnik sürtüşmeyi
ayrışmanın, ayrı devlet kurma isteminin haklılık ve
meşruiyet kaynağı, hukuki dayanağı olarak
kullanmayı tasarlamaktadır.
Ayrışma
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com
HARBİ SEMİH POROY
HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ
UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com
ekinci@cumhuriyet.com.tr
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Belli bir konuda
düzenlenen oturum
ya da seminer. 2/
Zihin ve bedence
ortaya konan çaba...
İnleme, inilti. 3/ Fõ-
rat Irmağõ üzerinde
kurulu bir baraj ve
hidroelektrik sant-
ralõ... Tatlõ bir çörek.
4/ İncir ağaçlarõnda
döllenmeyi sağla-
yan küçük bir si-
nek... Kuzu sesi. 5/ Kuş-
başõ doğranmõş koyun eti
ve yufkayla yapõlan bir
tür kebap. 6/ Arnavut-
luk’un plaka imi... Itõrlõ
bir bitki. 7/ Doğal ve ta-
rihsel özelliklerinden do-
layõ koruma altõna alõnan
alan... Hoş ve ince bir gü-
zelliği olan. 8/ Namaz çağ-
rõsõ... Ekmek ufağõ. 9/ Dün-
yanõn Yedi Harikasõ’ndan biri olan “Babil Asma Bah-
çelerini” kurduran efsanevi Asur kraliçesi.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ İçine başka bir sõvõ karõştõrõlmamõş içki... Osmanlõlar-
da gece bekçisi. 2/ Zeybek... Alçak enlemlerde esen dü-
zenli rüzgâr. 3/ Birbirine ekli hafif parçalardan oluşan ve
kendi kendine salõnan soyut heykel... Eksiği olmayan. 4/
Bademli kek... Nikel elementinin simgesi. 5/ Asya’da bir
ülke. 6/ Çinko elementinin simgesi... Ağzõ geniş tek kulp-
lu su kabõ. 7/ Tibet sõğõrõ... Sövgü. 8/ Osmanlõ devletinde
kadõlara ve müderrislere verilen ad... “Şu dünyanõn --- imiş
kapõsõ/Geldi geçti ak günümün hepisi”(Karacaoğlan). 9/
Konya’nõn Karapõnar ilçesinde bir krater gölü... Silindir
biçimli bir tür başlõk.
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
K A R A B A Ş K
A Y A N T A K A
R A C O N P E R
A N O N İ M S A
B N İ L Ü F E R
A T M Ü R E N
Ş A P F E L E K
K E S E N E Ö
K A R A R K Ö S
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Alaaddin Yavaşça
Evi...
ADANA / KARATAŞ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN
AÇIK ARTTIRMA İLANI
DOSYA NO: 2009/464 TAL.
Satõş ilanõ ilgililerin adresine tebliğe gönderilmiş olup, adreste tebligat yapõlamamasõ ve adresi bilinmeyenler için işbu satõş ilanõnõn
İ.İ.K’nin 127. maddcsi gereğince tebliğ yerine kaim olacağõ ilan ve tebliğ olunur. Satõlmasõna karar verilen taşõnmazõn cinsi, kõymeti, ade-
di, evsafõ: Adana ili. Karataş ilçesi. İskele Mahallesi 1884 Parsel olan taşõnmaz satõlacaktõr. ÖZELLİĞİ: Taşõnmaz 1884 Parsel üzerinde 3
katlõ bir bina mevcut olup her katõ 133 m2 olup, zemin kat depo olarak .taşõnmazõn 1. ve 2. katlar konut olarak kullanõlmaktadõr. Bina ana
merdiveni dõşarõda olup binanõn sağ ve sol cepheleri blok sistemindedir yani kapalõdõr. Ön ve arka cepheler açõktõr. Dõş doğramalar normal
olup dõş boya yer yer dökülmüş durumdadõr. Söz konusu taşõnmazõn, zemin kat değeri 133 m2 x 195.00 TL: 25.935.00 TL l.ve 2. kat de-
ğerleri 133 m2x 2x268.00TL: 71.288.00TL arsa değeri 150 m2 x 50.00 TL: 7.500.00 TL Taşõnmazõn toplam tahmini kõymeti: 104.723.00
TL’dir. SATIŞ ŞARTLARI: 1- Satõşõna karar verilen yukarda yazõlõ taşõnmazlarõn birinci artõrmasõ 20.09.2010 günü saat 11.00 ile 11.10 ara-
sõnda Karataş Belediyesi Mezat salonunda açõk artõrma suretiyle satõlacaktõr. Birinci artõrma tahmin edilen kõymetin %60’õnõ ve rüçhanlõ ala-
caklõlar varsa alacaklarõ toplamõnõ ve satõş ile paylaştõrma giderlerini geçmek şartõyla ihale edilecektir. Böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa en
çok artõranõn taahhüdü saklõ kalmak şartõyla ikinci artõrma 30.09.2010 günü saat: 11.00 ile 11.10 arasõnda Karataş Belediyesi Mezat salo-
nunda açõk artõrma suretiyle yapõlacaktõr. Bu artõrmada taşõnmazõn tahmin edilen kõymetlerinin %40’nõ bulmasõ ve satõş isteyenin alacağõna
rüçhanõ olan alacaklõlarõn toplamõndan fazla olmasõ ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştõrma giderlerini geçmesi şartõyla en çok ar-
tõrana ihale edilecek, böyle bir bedelle alõcõ çõkmazsa satõş talebi düşecektir.
2- Artõrmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kõymetin %20’si nispetinde pey akçesi veya o miktar milli bir bankanõn teminat mektubu-
nu vermeleri lazõmdõr. Satõş peşin para iledir. Alõcõ istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. İhale damga vergisi, %18 KDV
tapu alõm harç ve masraflarõ alõcõya aittir. Birikmiş vergiler satõş bedelinden ödenir.
3- İpotek sahibi alacaklõlar ile diğer ilgililerin (ilgililer tabirine irtifak hakkõ sahipleri de dahildir). Bu gayrimenkuller üzerindeki haklarõ-
nõ hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarõnõ dayanağõ belgeler ile 15 gün içinde dairemize bildirmeleri lazõmdõr. Aksi taktirde haklarõ
tapu sicili ile sabit olmadõkça paylaşmadan hariç bõrakõlacaklardõr.
4- İhaleye katõlõp daha sonra ihale bedelini yatõrmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alõcõlar vekellileri teklif ettikleri bedel
ile son ihale bedeli arasõndaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrõca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardõr. İhale farkõ ve te-
merrüt faizi ayrõca hükme hacet kalmaksõzõn Dairemizce tahsil olunacak, bu fark. öncelikle teminat bedelinden alõnacaktõr.
5- Şartname ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açõk olup, masrafõ verildiği taktirde isteyen alõcõya bir örneği gön-
derilebilir
6- Satõşa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatõnõ kabul etmiş sayõlacaklarõ, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarda yazõ-
lõ dosya numarasõ ile müdürlüğümüze başvurmalarõ ilan olunur. Basõn: 52860