Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B
aşarõya ulaşmak kolay ol-
madõ. Yunan (cunta) hükü-
meti önce Tür-
kiye’nin müdahale olasõ-
lõğõnõ blöf diye yorumla-
dõ. Hatta “Bırakın yola
çıksınlar, dönerler” diye
alaylõ yorumlar da yapõ-
yordu.
21 Temmuz günü Tür-
kiye’nin uyarõlarõna karşõn
Atina, Yunan savaş gemi-
lerini Kõbrõs’a doğru yola
çõkardõ.
Ankara bu gelişmeyi öğ-
rendi. Bu bir Türk-Yunan
savaşõnõn başlamasõna neden olabi-
lirdi. Ecevit, -gece yarõsõ- Ameri-
ka’da iken öğrencisi olduğu Kissen-
ger’i aradõ.
Bu konuşmayõ Başbakanlõk kayda
aldõ. Başbakanlõk’ta basõn danõş-
manlõğõ yapan gazeteci Cenap Çe-
tinel, bana bu konuşmanõn ses kay-
dõnõn teybini verdi, “En iyi sen kul-
lanırsın” diye.
Ne yazõk ki mesleğin yüz aklarõn-
dan Çetinel bu konuşmamõzdan bir
süre sonra kanserden vefat etti. De-
ğerli, namuslu bir dost, bir gazeteci
idi. Onu rahmetle anarken verdiği
emaneti, Ecevit-Kissinger arasõnda-
ki tarihi telefon konuşmasõnõn Cenap
Çetinel’in bana verdiği kaset kay-
dõndan deşifre edilmiş tam metnini ilk
kez aşağõda sunuyorum:
(Kayõt kasedindeki konuşmalarda
bazõ bölümler anlaşõlamamõştõr)
21 Temmuz 1974
“KISSINGER: ...söz konusu ola-
maz.
ECEVİT: Evet...
K: Teknik olarak söz konusu ola-
maz.
E: Evet, tabii ki...
K: Aynõ zamanda NATO’dan ay-
rõlmak ve donanma unsurlarõnõ iler-
letmeye devam etmek ile tehdit edi-
yorlar.
E: Evet, anlõyorum...
K: Bence bir ateşkes düzenleyebi-
liriz. Eğer siz bir müdahalede bulun-
mayabilirseniz.
‘Tabii ki geç olmayacak’
E: Bay Kissinger; prensip olarak
biz, Güvenlik Konseyi kararõ doğ-
rultusundaki ateşkesi kabul etmeyi ta-
bii ki istiyoruz. Biz kendimizi buna
uymakla yükümlü hissediyoruz. Ve
ben derhal bunu kabinemle görüş-
meliyim. Bunu ne zaman yürürlüğe
koyacağõmõz ile ilgili sizi haberdar
edeceğim. Bu tabii ki çok geç olma-
yacak.
K: Bunun ne kadar çabuk olacağõ
ile ilgili bana bir fikir verebilir misi-
niz?
E: Tabii ki öncelikle bizim duru-
mumuzu görmeliyim. Sizi bir saat içe-
risinde haberdar edeceğim. Uygun
mudur? Onlarõ Kõbrõs’a yaklaşan do-
nanma gemileri ile ilgili olarak uyar-
dõnõz mõ?
K: Donanma gemileri ile ilgili ola-
rak uyardõk ve savaş alanõna girme-
yeceklerini söylediler. İlerlemeyi
kesmeyecekler.
E: Zaten savaş alanõnõn içerisinde-
ler...
K: Üzerlerine ateş açmamanõzõ
tavsiye ediyorum (tam anlaşõlamadõ).
E: Anlõyor musunuz bay Kissinger?
O gemiler ile birlikte birçok askeri
materyal getirildiğinden eminiz. Bu
nedenle ateşkes herhangi bir anlam ta-
şõmayacak. Bay Sisco’ya açõklamaya
çalõştõğõm problemimiz işte bu... On-
lara güvenemeyiz. Bir müttefik ve
sözlerini tutan bir ülke olarak size gü-
veniyoruz. Ama Yunanlõlara güve-
nemeyiz. Ateşkesi kabul ettiklerini
söylüyorlar fakat aynõ zamanda NA-
TO’dan ayrõlmak ile tehdit ediyorlar
ve askeri materyal ile dolu 11 do-
nanma gemisini Kõbrõs’a gönderi-
yorlar. Bu yüzden, ateşkes ile ilgili
sözlerini ciddiye alamayõz.
‘Çatışmayı sonlandırmak
istiyorlar’
K: Çatõşmayõ sonlandõrmak isti-
yorlar ve 11...
E: Peki, görüyorsunuz bay Kissin-
ger... Konu şu, bence bay Sisco bu
noktadaki problemimizi anladõ. Yu-
nanlõlar bizimle Kõbrõs konusunda
kendi lehlerine olan askeri koşullar
içinde görüşmek istiyorlar. Bizim
bu güce sahip olmadõğõmõzõ söyledim
ve bay Sisco bunu mantõklõ buldu.
Şimdi bize bu askeri güce aşağõ yu-
karõ ulaştõğõmõzõ söylüyor. Bu bay Sis-
co’nun bakõş açõsõyla bakõldõğõnda tam
olarak doğru değil. Fakat aşağõ yukarõ
48 saat içinde bir şeyler yaptõk. Bizim
ana sorunumuz şuydu; tecrübeleri-
mize göre mantõğõn dilinden değil sa-
dece gücün dilinden anlayan Yu-
nanlõlar ile görüşebilmek, tartõşabil-
mek... Bu 11 gemi ile Kõbrõs’a çõka-
racaklarõ materyal ile hâlâ askeri açõ-
dan üstün pozisyonda olacaklar. Bu
nedenle, eğer söylememi uygun gö-
rürseniz Yunanlõlar size karşõ dürüst
davranmõyorlar.
Bir saat
K: Eğer ateşkes için bir saat vere-
bilirseniz biz...
E: Anlayabiliyor musunuz? Hâlâ
gemileri göndererek...
K: Ateşkesin koşullarõ ne olacak?
E: Biz ateşkesi kabul etmeyi isti-
yoruz. Fakat, tabii ki bunu kabine ile
görüşmem gerekiyor. Ancak kabine
bir karar verene kadar, ki 1 saatten
fazla bir zamana ihtiyaç yok, gemi-
ler orada olacak. Problem bu... Ve Yu-
nanlõlar tarafõndan oynanan oyun da
bu... Eminim anlõyorsunuz...
K: Kaygõlarõnõzõ anlõyorum fakat si-
ze bir cevap veremiyorum çünkü ce-
vabõ ben de bilmiyorum.
E: Evet, anlõyorum... Gemiler ile il-
gili çok geç olabilir hatta belki de çok
geç olmuştur. Çünkü uzun zaman ön-
ce komuta kademesi tarafõndan ope-
rasyon alanõ olarak belirlenen alanõn
çoktan içerisine girmiş durumdalar...
Ve notham için -ne dediklerini tam
bilmiyorum ama- bazõ sinyaller yol-
landõ... Örneğin, İngilizler, buna çok
sõkõ bir şekilde uymaktadõrlar. Yu-
nanlõlar uymuyorlar. Havadan uçak-
larla uyarõldõlar, uymadõlar. Adanõn
çok yakõnõna zaten geldiler. Ve tam
bu anda ateşkese hazõr olduklarõnõ
söylüyorlar. Bu süre içerisinde, bütün
gemiler adada olacak. Bu nedenle, bay
Kissinger, bence şu iki konuyu bir-
birinden ayõrmamõz kaçõnõlmazdõr.
Yunanlõlar tarafõndan yollanan ge-
miler ve sizin de katõldõğõnõz güven-
lik konseyinin oybirliği ile alõnan
ateşkes kararõ... Ve biz buna uymak
istiyoruz. Ne zaman, saat kaçta
ateşkes için hazõr olacağõmõzõ size
bir saat içinde bildirebilirim. Ve ke-
sinlikle bunu mümkün olduğun-
ca çabuk yapmaya çalõşaca-
ğõm.
K: Hemen Yunanlõlar ile
irtibata geçeceğim ve sizin
kesin cevabõnõzõ alana ka-
dar gemilerini durdur-
malarõnõ söyleyeceğim.
E: Tamam, çok teşek-
kürler... Bay Kissinger,
onlara uzun zaman önce,
saatler önce bay Sisco ara-
cõlõğõ ile...
K: Doğrudur... Fakat tüm
bu iletişim başarõsõz oldu. Bu yüzden
sizi aradõm.
E: Fakat onlardan istediğimiz ge-
milerini geri döndürmeleri ve hiçbir
şekilde geçmemeleri gereken sõnõrdan
gitmeleriydi. Gemilere hiçbir şey ya-
põlmamasõnõn sorumluluğunu kabul
etmemiz imkânsõz hale gelmiştir.
Çoktan sõnõrlarõ geçtiler. Uyarõldõlar.
Değişik alternatifler teklif edildi, ve-
saire... Bizim konuştuğumuz sõrada,
artõk çok geç olabilir. Henüz bilmi-
yorum. Eğer çok geç değilse ve bu
arada eğer gemileri geri döndürme-
lerini sağlayabilirseniz çok memnun
oluruz. Eğer başka bir şey...
HÜKÜMET
SÖZCÜSÜ
ORHAN BİRGİT
ANLATIYOR
24 TEMMUZ 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DİZİ 9
HAYAL ve GERÇEK
KÜRŞAT BAŞAR
Issızlığın Ortasında
Yıllar önce bir programıma gelip Bayburt’a bir
müze açacağını anlatan Hüsamettin Koçan’ı
keyifle dinlemiştim. Kendi kendime, onun böyle
bir hayal kurmasından büyük keyif almıştım
ama ne kadar inanmıştım bilemiyorum.
Belki beklenenden uzun sürdü ama sonunda
müze açıldı.
Önce müzenin inşası için çevre köylerden
gelip çalışanlar, sonra müzenin içindeki
atölyelerde çalışıp üretecek olanlar... Müze
sayesinde bölgeye gelecek ziyaretçiler ve
artacak olan ilgi...
Prof. Hüsamettin Koçan, on yıl süren bir
çalışma sonunda, Bayburt’a 45 km. uzaklıktaki
Bayraktar köyünde açtı Baksı Müzesi’ni...
30 bin metrekarelik alana kurulu müzenin
içinde çalışma atölyeleri, konferans salonu,
konuk evi ve 1500 metrekarelik sergi alanı
bulunuyor.
Baksı yani Bayraktar köyünün eski adı, Kırgız
dilinde şaman anlamına geliyormuş.
Bir aydının, sanatçının yapabileceği en güzel
şeylerden biri değil mi bu?
Yıllardan beri, özellikle akademisyenlerin,
üniversitelerin, bulundukları bölgelerle ilgili
çalışmalarının, sanatçıların farklı bölgelerde
yapacakları işlerin ne kadar önemli olduğunu
yazıp dururum.
Bir ülkenin okur yazarlarının hele ki
gelişmekte olan bir ülkede yapması gereken
şeylerin başında bunlar gelmez mi?
Koçan doğduğu topraklara deyim yerindeyse
sürrealist ama ilginç bir biçimde son derece
gerçekçi bir tavırla dönmüş.
Sürrealist dedim, çünkü Bayburt’un
gidilebilen son köyünde, deyim yerindeyse
ıssızlığın ortasında mimarisiyle bile özel bir tavır
ortaya koyan, benzerlerine büyük kentlerde bile
zor rastlanan bir müze var artık.
Aynı zamanda gerçekçi dedim, çünkü aslında
belki de bu tavrın Anadolu’ya yansıtılması
çoktan yapılması gerekenlerin başında
geliyordu.
Koçan, çocukluğunda kendi babasının da
gurbete çalışmaya gittiğini, Anadolu’da gurbetin
yıllardır değişmez bir gerçek haline geldiğini,
kalanların da ancak gitmekle mutlu olunacağına
inanmaya başladığını söylüyor ve bu olguyu
değiştirmek için bir şeyler yapmak gerektiği
inancıyla işe koyuluyor.
“Yoğun göç nedeniyle parçalanmış bir kültürel
ortama yeniden hayat verebilmek ve kültürel
belleğin sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak
istedim” diyor Hüsamettin Koçan. Başta eşi
Oya Koçan olmak üzere pek çok gönüllü de bu
projede kendisiyle birlikte çalışıyor.
2005 yılında ilk bölümü açılan müze,
uluslararası etkinliklerle geleneksel sanatları
birleştirmeyi, çok kültürlülüğe vurguyu
amaçlıyor.
Bunun yanında burslar, çalışma atölyeleri ve
bölgenin turizmine yönelik çalışmalar ve
geleneksel sanatların, kültürel mirasın korunup
yüceltilmesi de vakfın amaçları arasında yer
alıyor.
Hüsamettin Koçan büyük bir hayali
gerçekleştirmiş. Belki kendisinin çocukluk
hayalini, belki uzak ülkelerde çalışıp aldığı
Mercedes’le köyüne dönmeyi değil, geldiği
yerdeki birikim ve zenginlikle doğduğu
topraklara bir eser bırakma hayalini
gerçekleştirmiş ama aynı zamanda hepimizin
hayalini ölümsüz bir yapı olarak oraya
yerleştirmiş.
Bu yüzden onu ve bu hayalin
gerçekleştirilmesi için özveriyle çalışanları
büyük bir saygıyla kutluyorum.
kursatbasar63@gmail.com
Türk birlikleri
Kıbrıslı
soydaşlarımızın yaşadıkları
bölgeleri güvenceye aldıktan sonra
BM’nin isteğine uyan Türkiye, ateşkes
kararı aldı. Dar bir bölgede sıkışık kalan
birlikleri rahatlatmak için ikinci bir
harekâta kadar...
Barış harekâtı Türk askerinin deniz aşırı
zor bir harekâtı başarıyla
sonuçlandırmaktaki becerisini kanıtladığı
gibi... Baştan sona özenle yürüttüğü
politikalar Ecevit’in uluslararası
alanda ününün daha da
büyümesine neden
oldu.
ATEŞKES
Ecevit-Kissinger arasõndaki tarihi telefon konuşmasõnõn deşifre edilmiş tam metni ilk kez yayõmlanõyor
‘Savaşgemileriniengelleyin’
Yunan savaş gemilerinin Kıbrıs’a doğru
yola çıktığını öğrenen Ecevit Amerika’da
öğrencisi olduğu Kissinger’i aradı.
Bu konuşmayı Başbakanlık kayda
aldı. Kissinger bu tarihi telefon
konuşmasında bir müdahalede
bulunulmadıysa, ateşkes
düzenleyebileceklerini belirtti.
Genelkurmay Başkanõ sõkõyönetim ilanõnõ istiyordu. Öylelikle olağanüstü bir durum karşõsõnda olağanüstü önlemler alõnabilecekti
‘Bundan öncekilere benzemeyecek’
T
am aksine biz gözdağõ vermek için
bu tür haberlerin yayõlmasõnõ isti-
yoruz dedim. Çõkarmanõn cuma sa-
bahõ saat 6.30’da gemilerin sahile yanaşma-
sõ ile başlamasõ planlanmõştõ. O akşam Ba-
kanlar Kurulu bir kez daha toplandõ ve Baş-
bakan bakanlara her olasõlõğa karşõ gece
Ankara televizyonunun yayõn yapacak du-
rumda olduğunu bildirdi.
Genelkurmay Başkanõ sõkõyönetim ilanõnõ
istiyordu. Öylelikle olağanüstü bir durum
karşõsõnda olağanüstü önlemler alõnabile-
cekti. Asker, daha çok batõ sahillerindeki
kasabalara bir Yunan hava saldõrõsõ olabile-
ceğini düşünüyordu. Bu nedenle de karart-
ma yapõlmalõydõ. O görüşmeler sõrasõnda sõ-
kõyönetim ilanõndan en fazla memnun olan
MSP’li Adalet Bakanõ Şevket Kazan yanõ-
ma geldi. Günaydõn gazetesinin müstehcen
yayõn yaptõğõ için kapatõlmasõnõ düşündüğü-
nü söyledi. Durumu hemen Başbakan’a ilet-
tim. Ecevit, “Arkadaşlar bu sıkıyönetim
bundan öncekilere benzemeyecek, vatan-
daşa sert davranılmayacak. Bunu Sayın
Genelkurmay Başkanı’na da söyledim”
dedi.
Akşam saatlerinde dağõldõk. Başbakan
makamõndaki küçük dinlenme odasõna bir
seyyar asker karyolasõ getirtmişti. Gecele-
rini orada geçirecek ve öylelikle Amerika
ile saat farkõnõ kapatma imkânõ sağlanabi-
lecekti.
Odasõna Kissinger ile telefon görüşmele-
rini kaydedebilmek için teyp gerekecekti. O
günün Ankarasõ’nda öyle bir cihazõ bulmak
adeta imkânsõz olmuştu. MİT her nedense
kendilerinde bu tür bir makine olmadõğõnõ
ileri sürüyordu. Çözümü TSK’de aradõk ve
kocaman bir cihazõn gelmesini sağlayabil-
dik. Masadaki özel telefon çaldõğõ zaman
Ecevit, ABD Dõşişleri Bakanõ’nõn aradõğõnõ
bilecek ve cihazõ çalõştõracaktõ.
Sabaha karşõ Genelkurmay’dan filonun
planlanan şekilde yol aldõğõ haberi geldi.
Adana ve Kayseri hava üslerinde de alarm
verildiği bildirildi. Hükümet Akdeniz’de
“notham”, uçak ve gemi seferlerinin ya-
saklanmõş olduğunu ilan edecekti.
İsmail Cem zarfı aldı ve...
O yazõ hazõrlandõ ve saat 3’ü gösteriyor-
du. Yazõyõ bizzat ben TRT’ye verecek, öy-
lelikle zamanõndan önce bir sõzma olmasõnõ
önlemiş olacaktõm.
Gecenin sessizliğinde Mithatpaşa’da bu-
lunan TRT merkezine gittim. İsmail
Cem’in evinden gelmesinin sağlanmasõnõ
söyledim. Rahmetli Cem kõsa bir süre sonra
geldi ve zarfõ kendisine verdim. Bir şey sor-
madõ. Tamam, ben görevimi anladõm dedi.
Basõn Yayõn Genel Müdürlüğü’nün en üst
katõnda bulunan dinleme merkezinde izinle-
ri kaldõrõlmõş olan arkadaşlarõn yanõna git-
tim ve Lefkoşa’da çok zor koşullarda yayõn
yapan Mukavemet Örgütü radyosunda bir
hareket olup olmadõğõnõ sordum. Zira hesa-
ba göre Büyükelçimiz Asaf İnhan belirli
saatte Denktaş’õ uyandõrarak çõkarmanõn
başladõğõnõ söyleyecek, radyonun çalõştõrõl-
masõnõ isteyecekti. O saat gelmiş olmalõydõ.
Ama büyükelçimiz ve Denktaş, yerel saa-
te göre hareket etmişler ve 06.30 olarak he-
sap edilen çõkarmanõn başlangõç saatinden
bir saat önce alarma geçilmiş. Kulağõ Anka-
ra Radyosu’nda olan Rauf Bey beklediği
haberi alamayõnca da haklõ olarak telaşlan-
mõş. Bu kez de anavatan caydõ diye düşün-
müş.
O sõrada da ada üstünde gecenin sessizli-
ğini delen uçaklarõmõzõn sesi duyulmuş.
CMYB
C M Y B
YARIN: KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI’NDA BİR GAZETECİNİN SERÜVENLERİ
İsmail
Cem
Kissinger
YARIN:DENKTAŞ’LAOGÜN
CHP Kadın Kolları MYK oluşturuldu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP
Kadõn Kollarõ’nõn Genel Başkan Asuman Çak-
makçõ’nõn başkanlõğõnda Kadõn Kollarõ Merkez
Yönetim Kurulu (MYK) oluşturuldu. Kadõn Kol-
larõ MYK sekreterliğine Seniye Nazik Işõk, say-
manlõğa Canan Sarõtaş oybirliği ile seçildi.
Kolluk Gözetim Komisyonu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İktida-
rõn “demokratik açõlõm” düzenlemeleri arasõnda
yer alan ve kolluk görevlilerinin işledikleri iddia
edilen suçlar ve disiplin cezasõ gerektiren eylem
ve davranõşlarõyla ilgili Kolluk Gözetim Komis-
yonu kurulmasõnõ öngören tasarõ TBMM Başkan-
lõğõ’na sunuldu. Tasarõ ile kolluk şikâyet sistemi-
nin daha etkili ve hõzlõ işlemesi amaçlanõyor.
Durak davası Danıştay’a taşındı
ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri
Bakanlõğõ’nca görevden uzaklaştõrõldõktan sonra
Adana 1. İdare Mahkemesi’ne yürütmenin durdu-
rulmasõ için başvuran ve itirazõ reddedilen Bü-
yükşehir Belediye Başkanõ Aytaç Durak’õn Bölge
İdare Mahkemesi’ne yaptõğõ itirazõn da esastan
görüşülerek reddedildiği bildirildi. Bu gelişme
üzerine Durak, Danõştay’a başvurdu.
‘Erişim yasağı kabul edilemez’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İnter-
nette Sansüre Karşõ Ortak Platformu’nun AKP,
CHP, MHP ve BDP gruplarõnõ ziyaretlerinin ar-
dõndan basõn toplantõsõ düzenlendi. Platform üye-
si CHP’li Emrehan Halõcõ, “Bazõ şirketler Türki-
ye’nin kurallarõna uymuyorsa, onlarõ takip etme-
nin değişik yollarõ olabilir. Ama erişim hakkõnõn
engellenmesi kabul edilemez” dedi.
‘Şike’de 34 kişi serbest bırakıldı
İstanbul Haber Servisi - Beyoğlu 3. Ağõr
Ceza Mahkemesi, şike iddialarõna ilişkin olarak
71 kişi hakkõnda açõlan davada eski ulusal takõm
oyuncusu Fatih Akyel’in de aralarõnda 34 tutuklu
sanõğõn tahliyesine karar verdi. İddianamede, bazõ
futbolcular hakkõnda “suç işlemek amacõyla oluş-
turulan örgüte üye olmak” ve “kamu kurum ve
kuruluşlarõnõn zararõna dolandõrõcõlõk yapmak”tan
3 ile 10 yõl arasõnda hapis cezasõ isteniyor.