25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
ekonomi@cumhuriyet.com.tr 24 TEMMUZ 2010 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ 13 CMYB C M Y B İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER AKP’nin 12 Eylül’ü AKP’nin 12 Eylül’ü, 2010 yılında yaşamakta olduğumuz insan hakları ihlalleri ile hesaplaşmadan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin insan hakları ihlalleri ile nasıl hesaplaşabiliriz? Sandık, Meclis çoğunluğunu sivil darbe yapma hakkı olarak görüp, yaşamın her alanına dönük insan hakları ihlal suçları işlemeyi pervasız sürdüren bir iktidardan hesap soracakken, gücüne güç katma, önündeki, yargıdaki son engelleri ortadan kaldırma operasyonuna hizmet, demokrasinin önünü açmak olabilir mi? Kimi eski solcuları, 12 Eylül 1980 mağdurlarını, sözde demokrasinin önünü açma adına söylediklerini dinlerken kulaklarıma inanamıyorum... Gençliğinde solcu, hızlı devrimci, yaşlanırken liberal çizgiye kaymanın mantıklı bir açıklaması vardır; bedel ödeme yorgunluğunun insani bir boyutu da... İtirazım insan hakları, özgürlükler, demokrasi, hele de “12 Eylül 1980’le hesaplaşma” adına, söylenen yalanlara... Erdoğan hükümetlerini iktidara geldikleri yıllarda desteklerlerken, hiç değilse liberal demokrasi adına söylemlerinin kendi içinde inandırıcı, gerçek olmasa da bir tutarlılığı vardı; eski Millli Görüş hareketinden çıkmış yeni AKP kadroları, değiştiklerini, siyasal İslamcı kabuklarından çıkıp, liberal demokrasinin kurallarına yakınlık duyduklarını söylüyorlardı. Kapitalist dünyanın demokrasi kurallarına uyacaklarını, AB üyeliği için çalışacaklarını, evrensel insan hakları, hukuk ilkelerine ihanet etmeyeceklerini savunuyorlardı. Zaten bizim eski solcuları Erdoğan hükümetlerini desteklemeye iten güç odakları, ABD-AB eksenli siyasal merkezlerin AKP iktidarı ile yaptıkları güçlü çıkar ittifaklarıydı. AKP, emperyal güç odaklarının dünya, ağırlıklı Ortadoğu projelerinde Türkiye’den istediklerine “evet” diyen liderlik kadrosu sayesinde gökten zembille inercesine yaratılmış, kurulmuş, büyük bir dış destekle de iktidar olmuştu. Sonrasında kimi sorunlar yaşansa da bu temel ittifak değişmiyor. Örneğin en son referanduma konu olan anayasa değişikliği operasyonunda, AB’nin evrensel hukuk, insan hakları standartlarına sadık kalmak zorunda olan İnsan Hakları Mahkemesi, hukuk, yargı kurumlarının tüm otoriteleri yargı bağımsızlığına karşı operasyona, referandumun insan haklarının özüne aykırı oylama konusu yapılmasına.. karşı duruyorlar. AB siyasileri ise haksız, yüzsüz bir şekilde kendi ülkelerinde söz konusu olamayacak ihlalleri yok sayarak, çifte standartla, arka bahçe saydıkları Türkiye’ye dönük halkımıza “evet” oyu verilmesi çağrısını yapabiliyorlar. Emperyal çıkar merkezlerinin çağdaş sömürgecilik düzeninde, geri kalmasını istedikleri ülkeler için 2. sınıf demokrasi öngörmelerinde çok da şaşırtıcı bir yan yok. Kendilerine hâlâ solcu demeyi sürdüren, geçmişte insan hakları, eşitlik, sol adına bedel de ödemiş kimi aydınların ise geçmişlerini reddetmenin ötesinde, kirlenebilme, suç ortaklığında göze aldıkları boyut ürkütücü... En sol söylemle en insan haklarına aykırı, gerçekleri saptırmadaki sınır tanımazlık, kafaları karıştırmada önemli işlev yapıyor... 12 Eylül ile hesaplaşmada inandırıcı olabilme, referandumda 12 Eylül mağdurlarından oy çalma adına kameralar karşısında 12 Eylül’ün iki idam öyküsü üzerinden ağlayabilen Başbakan Erdoğan, kendi 12 Eylül’ü sivil darbe iktidarı ile ilgili pervasızlığında sınır tanımıyor. Birkaç gün önceki bir açıklamasında, kendi iktidarında, kendi özel yargısı eliyle yargısız infaz olarak tüm insan hakları, sağlık hakkı da içinde olmak üzere alınmış bilim insanı Prof. Haberal’a ilişkin, hukuk, insan hakları ihlallerini saptayan üst yargıyı tehdit etmekte bir sakınca görmüyor... Güçlü, yetkin iktidar sorumluluğunu, haddini bilerek, insan hakları, hukuk ihlallerini sürdüren özel yargıya ilişkin sorgulamayı, soruşturmayı gündeme getirecekken, Haberal’a karşı işlenen hukuk, insan hakları suçlarının cezasız kalamayacağı kararını veren yargıçları, üst yargıyı kamuoyunda yargılamaya kalkışıyor. Elbette iktidar gücünü her anlamda kötüye kullanarak, suç işleyerek hakkı savunmaya çalışan üst yargıyı halkın önünde mahkûm etmeye kalkışıyor... Şimdi bizim sıkı sıkı sol, insan hakları, demokrasi değerlerine sadık kaldıklarını söyleyen, kimliklerini kirletmiş kimi aydınlarımıza dönersek; AKP’nin gerçekten 12 Eylül ile hesaplaşmak, gerçek demokratik düzeni getirme tezlerini artık eski yüzsüzlükleri içinde savunamaz olunca, söylem değiştirdiler... “Tamam, Erdoğan hükümetlerine, 12 Eylül ile gerçekten hesaplaşılacağına, Türkiye’de insan hakları, demokrasinin önünün açılması için savaşım verileceğine biz de inanmıyoruz. AKP’ye kefil değiliz. Ama 12 Eylül’ün anayasasını değiştirdiği için, en çok da askeri vesayete, demokratik olmayan geçmişin, 27 Mayıs’ların da mirası üst yargı da dahil kurumları yıkmak istediği için yanındayız. Referandumda ‘evet’ diyeceğiz. Hele bir önümüz açılsın, gerisine sonra bakarız” diyorlar. Yeni suç ortaklıklarının gerekçeleri, sizce de daha kirlenmiş değil mi? soner@cumhuriyet.com.tr Yalçõn Ayaydõn Türk markalarõnõn Batõ pazarõnda tutunma ve marka yaratma şansõnõn zayõf olduğunu söyledi ŞEHRİBAN KIRAÇ Türkiye’nin önde gelen kadõn giyim markalarõndan İpekyol, Machka ve Twist markalarõnõ bünyesinde barõn- dõran Ayaydõn Miroglio Group, Yu- nanistan’daki 8 mağazasõnõn kapõsõna kilit vurdu. İlk yurtdõşõ açõlõmõnõ 4 yõl önce komşu Yunanistan’a yapan grup ülkede yaşanan kirize daha fazla da- yanamadõ. Grubun Yunanistan’da faaliyet gösteren firmasõ da yakõnda kapanacak. Ayaydõn Miroglio Group Yönetim Kurulu Başkanõ Yalçın Ayaydın, “Yunanistan’ın yaşadığı ağır eko- nomik kriz nedeniyle işler dip yap- ma noktasına geldi. Bu yüzden bir gecede aldığımız kararla 8 mağa- zanın tamamını da kapattık. Her gün zarar edeceğine tek seferde zarar etsin dedik. Orada kalmaya devam etseydik şirketimiz batardı. Yunanistan’da mağazalarda adam bulamıyorsunuz. Sokaklar bom- boş. Ciddi bir daralma var. Önü- müzdeki 5 yılda da Yunanistan’dan çok büyük bir beklentimiz olma- yacak. Kriz öncesi Yunanistan’da 1 günde yaptığımız ciroyu hâlâ Tür- kiye’de bile yapamıyoruz” değer- lendirmesini yaptõ. Batı defterini kapattık Yurtdõşõnda markalaşmaya en çok inanan markalardan biri olduklarõnõ ak- taran Ayaydõn, bu amaçla İngiltere, Romanya ve Kazakistan’da mağaza açtõklarõnõ ifade etti. Gelinen noktada Türk markalarõnõn Batõ pazarõnda tutunma ve marka ya- ratma şansõnõn zayõf olduğunu anlatan Ayaydõn, “Biz Batı defterini şu an- da net olarak kapattık. Bana göre Türk markalarının Batı pazarına yönelmemeleri lazım. Çünkü Ba- tı’da hem çok ciddi bir doygunluk olmuş hem de nüfus ortalaması çok yükseldiği için ciddi bir tüketim daralması var. Artık o nüfus için gi- yim elzem bir ihtiyaç değil. Türk markalarının markalaşma süreçle- ri için mutlaka Balkanlar, Kafkas- lar ve Doğu’ya yönelmeleri gereki- yor. Türk markalarının markalaş- mayı başlatmayan ülkelerde çok daha başarılı olacaklarına inanıyo- rum” dedi. Tüketicinin güveni kalmadı 2010’da tamamen iç pazara odak- lanacaklarõnõ, bu yõl 20-25 yeni ma- ğaza açacaklarõnõ belirten Ayaydõn, Türkiye’deki toplam mağaza sayõsõnõ 120’ye yükselteceklerini söyledi. Ayaydõn şu anda 1300 kişiyi istihdam ettiklerini, bu yõl açacaklarõ mağaza- larla 200 kişiye daha istihdam olana- ğõ sunacaklarõnõ ifade etti. Tekstil ve hazõrgi- yim sektöründe indi- rim dönemlerinin belli bir tarihe bağlanmamasõnõ eleşti- ren Ayaydõn’a göre indirim sezon- larõnõ firmalarõn kendi aralarõnda çözmesi mümkün değil: “Bunun için mutlaka indirim yasasının çıkması gerekiyor. 10 yıldır hükümete ses- leniyoruz ama bizi duymuyor. Hükümeti ve partileri ilgilendiren bir yasa olduğunda sabahlara ka- dar çalışıp çıkarıyorlar. Ama maalesef sanayiciyi ilgilendiren bu yasa bir türlü çıkmadı. Yasa boşluğu nedeniyle sektör ciddi yara alıyor. Firma sahibi, akşam yatıyor sabah kalkıyor, mağazaya talimat veriyor ve indirim yapı- yor. Bunu yapma hakkı yasanın ol- mayışından geliyor. Maalesef tü- keticinin bize güveni kalmadı.” İpekyol markasõnõn yaratõcõsõ Ayaydõn Miroglio Group, ekonomik kiriz ne- deniyle Yunanistan’daki 8 mağazasõnõ kapattõ. Grup, Batõ’da markalaşma pla- nõndan da vazgeçti. Ayaydõn bu yõl Türkiye’de 25 mağaza açarak mağaza sayõ- sõnõ 120’ye çõkaracak ve 200 kişiye de iş imkânõ sağlayacak. Komşudan ağzõ yandõ KISA... KISA .. Reis: Ramazanda zam yok Ramazan ayõnda fiyatla- rõn artacağõ yönünde spe- külasyonlar yapõldõğõnõ belirten Reis Gõda Yöne- tim Kurulu Başkanõ Meh- met Reis, ürünlerine zam yapmayacaklarõnõ ve ge- nel olarak piyasada fiyat artõşõ görülmediğini açõk- ladõ. Reis, 1994’ten beri sürdürdüğü fiyatlarõ don- durma politikasõnõ sür- dürdüğünü belirtirken Ra- mazan ayõna özel alõşve- riş gözlemlemediklerini de aktardõ. Macaristan izlemede Uluslararasõ kredi dere- celendirme kuruluşu Mo- ody’s, Macaristan’õn kre- di notunu, olasõ indirim için izlemeye aldõ. Kredi notunun izlemeye alõnma- sõna gerekçe olarak, Uluslararasõ Para Fonu (IMF) ve Avrupa Birliği ile kesintiye uğrayan gö- rüşmelerin, Macaristan hükümetinin kamu finans- manõnõ şekillendirme ka- rarlõlõğõ ve ülkenin ekono- mik büyümesinin görünü- şü konusundaki belirsizli- ği artõrmasõ gösterildi. ÇEMAŞ, tam kapasite çalışıyor Geçtiğimiz hafta hisseleri borsada satõş yöntemiyle halkõ arzõ gerçekleştirilen ve İMKB’de işlem görme- ye başlayan Çemaş, hazi- ran ayõnda artan iş talep- lerini karşõlamak üzere ye- ni çalõşma düzenine geçti. Yapõlan açõklamaya göre global ekonomik krizin et- kisiyle 2009’da bir miktar düşen müşteri siparişleri- nin Haziran 2010 başõ iti- barõyla hõzla artarak 2.000 ton/ay seviyelerine gelmesi üzerine Çemaş Döküm, artan talebi karşõ- layabilmek amacõyla dört kalõplama hattõnõn tama- mõnõ üç vardiya halinde devreye alarak tam kap- asite çalõşmaya başladõ. Kapanan şirket sayısı arttı Türkiye Odalar ve Borsa- lar Birliği verilerine göre haziranda kurulan şirket sayõsõ, bir önceki aya gö- re yüzde 6.08, kapanan şirket sayõsõ da yüzde 35.84 arttõ. 2010’un ilk altõ ayõnda ise geçen yõlõn aynõ dönemine göre kuru- lan şirket sayõsõ yüzde 21.94, kooperatif sayõsõ yüzde 74.87, gerçek kişi- ler tarafõndan kurulan ti- cari işletme sayõsõ yüzde 19.28 oranõnda arttõ. ÖMER ŞAN RİZE - Çaykur’da yaklaşõk 3 yõldõr süren ‘yetki karmaşasına’ Rize İş Mahkemesi son noktayõ koydu ve Çaykur’da Toplu İş Söz- leşmesi yapma yetkisinin Tek Gõ- da-İş Sendikasõ’nda olduğuna ka- rar verdi. Çaykur’da 50 yõlõ aşkõn bir sü- redir örgütlü olan ve bölgedeki sos- yal yaşama olan katkõlarõ ile yöre halkõyla bütünleşen Tek Gõda-İş Sendikasõ’nõn örgütlülüğünü yõk- mak amacõyla yaklaşõk 4 yõl önce Çaykur’da örgütlenme çalõşmala- rõ başlatan Öz Gõda-İş Sendikasõ, bu kez bir darbe de yargõdan yedi. Çaykur işçilerinin fazla ilgi gös- termediği sendika, çeşitli entrika- larla kurumdaki üstünlüğü ele ge- çirdiğini ileri sürse de, Bakanlõğõn yaptõğõ ‘çoğunluk tespitini’ mah- kemeye taşõyan Tek Gõda-İş Sen- dikasõ, yargõ kararõ ile bu oyunla- rõ bir kez daha ortaya çõkardõ. Tek Gõda-İş Sendikasõ Rize Böl- ge Şube yetkilileri, bu aşamadan sonra adaletin yerini bulduğunu söylediler. Jan Nahum: New York’un taksi ihalesi sektörün de markalaşmasõ için önemli bir fõrsat Karsan zorlu maratonda Devlerle yarõşan Karsan, “Geleceğin Taksisi” projesi kapsamõnda açõlan ihaleyi kazanõrsa Hexagon Studio’da tasarlanarak tesislerinde üretime geçmeyi planlõyor. ‘Geleceğin Taksisi’ hazõr Toplantõda verilen bilgiye göre Karsan, Kõraça ve Hexagon Grup şirketlerinin ortak iştiraki olan Hexagon Studio’nun tasarõm des- teği ile New York şehri (NYC) taksilerini tasarlamak ve üretmek üzere TLC tarafõndan NYC’de gerçekleştirilen “Geleceğin Tak- sisi” projesi kapsamõnda açõlan ihaleye katõldõ. Şehrin toplam 13 bin 237 adet taksisinin işletmesinden sorumlu olan TLC, NYC taksi pazarõnõn hâkimi olan Stretch Ford Crown Victoria modelinin üretiminin 2011’de sona erecek olmasõndan dolayõ 27 Mayõs’ta teklifleri top- ladõ. Karsan; Hexagon Studio’nun tasarõm desteği ile NYC’nin tak- si pazarõ için araç tasarlayõp üret- mek üzere açõlan ihaleye katõlarak, şartnameyi yerine getirmeyi taahhüt ederken, ihalenin ka- zanõlmasõ durumunda Türk mühendisleri tarafõndan tasarlanan taksiler, Karsan tesislerinde üretilerek NYC’ye ihraç edilecek. İhaleyi kazanan firma, münhasõr olarak 10 yõl bo- yunca yõlda 2 bin 650 adet aracõ NYC’nin taksi pazarõna satmakla yükümlü. İlk aracõn NYC taksi pa- zarõna satõldõğõ ay itibarõyla baş- layacak olan 10 yõllõk zaman dili- mi boyunca araçlarõn performans, etkinlik ve güvenlik gibi özellik- lerinin önemli ölçüde gelişim gös- termesi ve taksi filosunun engel- lilerin kullanõmõna uygun olarak düzenlenmesi de gerekiyor. Değerlendirmeler sonunda kont- ratõn 2010’da imzalanmasõ, araç- larõn da en geç 2013 sonundan ön- ce teslim edilmeye başlanmasõ beklenirken, NYC ve TLC 10 yõllõk sürenin ardõndan ihaleyi ka- zanan firmanõn beş yõl boyunca sa- tõlan araçlarla ilgili garanti, servis ve teknik desteği vermesini de ta- lep ediyor. Yeni vizyonunu “Sınır- sız Ulaştırma Çözümle- ri” olarak belirleyen Karsan, New York için var olan bir çözüm yeri- ne, yeni bir araç tasarla- mayı uygun gördü. Asıl amacı tek bir metropo- lün değil sahip olduğu esneklik sayesinde bütün metropollerin ihtiyaçla- rını karşılayabilecek bir araç yaratmak olarak belirleyen Karsan, mü- kemmel dengeyi sembo- lize eden Da Vinci’nin “Vitruvious adamını” yerleştirerek temel kon- septi ortaya çıkardı. Toplantıda Kıraç, Na- hum ve Hexagon Studio Genel Müdürü Tolga Doğancıoğlu proje hak- kında bilgi verdi. Ekonomi Sevrisi - Vodafo- ne, Türkiye, Almanya ve İn- giltere pazarõndaki toparlan- manõn etkisiyle resesyondan bu yana ilk kez büyümeye döndü. Vodafone Türkiye’nin abo- ne sayõsõ 1 Nisan’dan 30 Ha- ziran sonuna kadar olan dö- nemde 319 bin adet artõşla 16.15 milyona yükselirken, abone başõna ortalama geliri 16.1 liraya ulaştõ. Şirketin mo- bil abonelerin yüzde 81.1’i ön ödemeli abonelerden oluşuyor. Türkiye’den elde edilen hizmet gelirleri ara bağlantõ ücretlerindeki yüzde 52 indirimin etkisiyle yüzde 23.7 artarak şirketin bir çeyrekte el- de ettiği en yüksek gelir seviyesine ulaştõ. Vodafone Group’un açõklamasõnda, güçlü performans gösteren Vodafo- ne Türkiye’nin yeni strateji planõnõn başarõlõ şekilde uygulanmasõ ve eko- nomik ortamdaki iyileşmeden fayda sağladõğõ belirtildi. Vodafone 16.15 milyon aboneye ulaştõ Ekonomi Servisi - Karsan Murahhas Üyesi Jan Na- hum, New York şehrinin taksi ihalesiyle Türk oto- motiv sektörünün marka yaratma yolculuğuna çõk- tõğõnõ ve markalaşmak için sektörün dünyada bu tür boşluklarõ değerlendirmesi gerektiğini söyledi. Karsan’õn bağlõ ortaklõğõ Karsan USA, Hexagon Stu- dio’nun tasarõm desteğiyle ABD’nin New York şehrinde açõlan taksi ihalesine katõlmõş ve ihaleyi kazanmasõ durumunda 10 yõl boyunca yõllõk 2650 adet aracõ taksi pazarõna satmayõ taahhüt ettiğini açõklamõştõ. “Geleceğin Taksisi” projesi kapsamõnda açõlan ihalenin kazanõlmasõ durumunda araçlarõn Hexa- gon Studio’da tasarlanarak Karsan tesislerinde üre- tilmesi planlanõyor. “Geleceğin Taksisi” projesinin bilgilendirme top- lantõsõnda bir konuşma yapan Nahum, New York gibi bir kente bu aracõ verebilmenin New York ile simgeleşmenin markalaşma açõsõndan had safha- da önemli olduğunu belirtti. “İhale sonuna kadar gidebilir, iptal de edilebilir, başkaları da kaza- nabilir. Dünya devleriyle yarışıyoruz. New York ihalesi markalaşma ihtiyacını ortaya çı- karttı” diyen Nahum, şöyle devam etti: “İstanbul da dünyanın 20-30 megakentinden bir tanesi, New York’tan fazla taksi var. Dolayısıyla New York olur olmaz; İstanbul için böyle bir aracın olmasını çok isteriz. Dünyada böyle boşluklar var. Türk otomotiv sanayiinin mar- kalaşması için bu tür boşlukları bulup değer- lendirmesi lazım.” Karsan Yönetim Kurulu Başkanõ İnan Kıraç da Türk otomotiv sektörünün kendi markasõna ihti- yaç duyduğunu belirterek “Büyüklerimiz ortaklı oldukları için onların bu şansı az. Dolayısıyla yüzde 100 yerli ve bağımlı ol- mayan yapıya ihtiyaç var. Karsan bu mücadeleye girme kararı verdi” dedi. New York taksi ihalesi için hazõrlanan ara- ca ilişkin olarak Kõraç, New York olsa da olmasa da ilk yerli isim olarak bir başlangõç olduğunu belirterek “Ondan sonra yeni müteşebbislerimiz bu inanca sahip ola- caktır. Türk toplumunun buna sahip çıkma- sı lazım, hükümetlerin buna sahip çıkması la- zım” dedi. Çaykur’da yetki Tek Gõda-İş’in
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear